Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

İşte Türkiye!!!

Kaç gündür ekranlarda aynı kişiler ve kadrolar Sinan Ateş, Ayhan Bora Kaplan olayını tartışıyorlar, önünü arkasını, geleceğini konuşup, kehanette bulunuyorlar.

Oysa HUKUK devletinde bu konuşmalara gerek yok.

Kanun, yasa, yönetmelik, mevzuat neyi gerektiriyorsa, HERKESE EŞİT- HAKÇA- ADİL uygulandığı vakit, kimsenin bunları tartışmasına gerek kalmaz.

Dikkatimi çeken konu ise ANKARA emniyeti üzerinde dönen oyunlar...

Ben onu bunu bilmem.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın UYUŞTURUCU başta olmak üzere MAFYA ve ÇETELERE karşı yaptığı mücadele sekteye uğratılmak isteniyor.

Yerlikaya’ya karşı acayip bir tezgah ve dümen dönüyor, bu işi kaşıyanlarında Emniyet içindeki pisliğe bulaşmış tiplerle, mafyanın içindeki dirençli güçler olarak görüyorum.

Ama hiç kimse DEVLETTEN üstün değil, bunun da hesabını devlet soracaktır.

Al Yerlikaya bana göre çalışkan ve iyi bir devlet adamı.

Komplo var, içerden dışarıdan işe el atıp sulandırmak isteyenler var.

Yerlikaya’ya güveneceğiz, Hükümete inanacağız, bu işin sonunda DARBE MARBE DEĞİL, namussuzların namussuzlukları ortaya çıkacak ve Türkiye bir pisliği daha geride bırakarak yoluna devam edecektir.

TASARRUF GENELGESİ

Bu genelgeyi iyi okumak ve anlamak lazım..

Bakın Mehmet Şimşek MAL müdürlüklerinin 300’e yakın bir kısmını kapatacağını da duyurdu.

Tüm kamu kuruluşlarının bu genelgenin ruhuna uygun hareket etmesi lazım ki, başarı sağlansın.

Özellikle genelgede İHALESİ önceden yapılmış işlerin tekraren gözden geçirilip genelge içeriğine aykırı ise iptal edilmesi isteniyor.

İl müdürlüklerinde ARAÇ tasarrufu, makam aracı israfının önüne geçilmesi gerekir.

Belediye Başkanlıkları dâhil her kurumda, önüne gelen amire, memura, müdüre, daire başkanına, sekretere araç tahsisi işi sonlandırılmalıdır.

Gereksiz konser, festival, fuar gibi uyduruk etkinliklerin önünün kesilmesi gerekir.

Milletin ödediği vergilerle dolan devlet kasasından oluşan BELEDİYE kasasından harcamaları finanse edilerek, “UCUZ EKMEK- YEMEK” gibi masallar anlatıp, bu ekmek ve yemeklerin girdilerini (mesela un- şeker- kuru gıda- et v.s) ihale yöntemi ile piyasadan alıp, parasını millete ödetip, millete ucuz ekmek yemek dağıtıyormuş yâda satıyormuş havasından BELEDİYELRİ kurtarmak lazım..

Para milletin parası. Onu harcayıp ekmek ve yemek benzeri sosyal işler adı altında faaliyetler yapıp, milletin parasını, ayrım yapmadan herkese ulufe dağıtır gibi dağıtmak doğru değil.

Zengin de, hali vakti yerinde olanda UTANMADAN gidip o ucuz ekmeği ve yemeği yemeye çalışıyor.

Topluma bakar mısınız ne hale geldi, getirildi.

65 yaşındaki adama otobüse binerken gir şunu getir, bunu getir diyerek KART veren belediyeler, Yemeği ucuz olarak yiyecek olan o MUTFAKLARDA DA, EKMEK BÜFELERİNDE DE aynı kart uygulamasına geçsinler. Hali vakti olmayan, dar gelirli kişiler istifade etsin.

Adam Avukat, Gazeteci, sanatçı, Mühendis, kamu çalışanı, sanayici i,ş adamı, bir bakıyorsunuz bu kuyruklarda...

Bilmiyor değilsiniz.

Kısacası Kör değilsiniz sadece, görmezden geliyorsunuz...

Eleştirince bize hain gözü ile bakmaktan vazgeçin.

Bukalemun gibi her iktidar değiştiğinde ( Genel- Yerel) renk değiştirmeyi MAHARET sanan ahlaksız, çapsız, çıkarcı, bencil, karakter yoksunu, pislik tipler çoğaldı.

Eskiden (25- 30 sene) gittiği yere renk katan insanlarımız vardı.  

Onlarla gurur duyar, örnek gösterirdik.

Şimdi ise herkes, gittiği yerin birden bire rengini alıyor.

Herkes, herkesçi ve herkes BELEŞÇİ olmuş!!!

Utanmak, sıkılmak, ar etmek yok, Haram helal bunların umurunda değil...

Halen HOŞ GELDİN BEŞ GİTTİN ziyaretleri sürüyor, başkanlar esas işlerine sarılmış değiller.

Sempatik hareketler ile milleti tıppışlama modundalar.

O yüzden halkın bir bölümü halen siyasilere ve koltuklara oturanlara güvenemiyor.

Güvenilmenin, sevilmekten çok daha büyük bir nimet olduğunu inşallah vakit geçmeden anlarlar.

Başkanların etrafına gerek BASIN birimlerinde, gerek ÖZEL kalemlerinde ve gerekse diğer alanlarda sürekli DEDİKODU üreten fitne ve fesat yayan tipler konuşlanmışlar.

Başkanlar, Dedikodu ve fitne pis bir bataklıktır...

O kısa döngünün içinden çıkın.

İçinden çıkmak sizin için paha biçilmez büyük bir kazanç olacaktır.

Etrafınızda, İNSAN olarak doğmuş ama HAYVAN gibi yaşama arzusunda olanlara geçit vermeyin.

Eleştiriyoruz, gündeme taşıyoruz, olmaması gereken bir işi aktarıyoruz diye bize gönül koymayın.

Bizim işimiz YOLUNDA A.Ş kurup, gelene ağam gidene paşam diyerek, haksız kazanç temin etmek değil.

Doğruları, her zeminde, her yerde dile getirmek.

Öyle şanslı olur ki bazıları, bu ülke için, millet için, devlet için, insanlık adına ve doğa adına hiç bir şey yapmazlar fakat yinede el üstünde tutulurlar.

Bizimse yapmadığımız fedakârlık kalmıyor ama yinede yarım kalmaktan kurtulamıyoruz, ne diyelim?!

Neymiş, İHALELERİ, alım satımları gündeme taşıyormuşuz?

Başka işimiz mi yokmuş (!)

Birilerinin bu ihaleleri, alım satımları ALLAH RIZASI için yazması, duyurması, fahiş fiyatın ortaya çıkması, ihalelerde adam kayırma, sürekli aynı firmalardan alım yapma gibi pisliklerin, rüşvet ve iltimasında ortaya çıkması ve devletin ve milletin kılıcını çekmesi lazım.

Yazıp duyurunca, Siyasi yiyiciler ve TAŞERON ahtapotlar, tırtıkçı bürokratlar arasında FIRTINALAR kopuyor.

Unutmayın, her fırtına hayatı, olağan düzeni bozmak için gelmez, bazıları kilitlenen pis yolu açmak için gelir.

Varsın bizi sevmesin uzak dursunlar.

Biz biliriz ki, Allah (c.c) bizi sevdiği için, bizi sevmeyenleri bizden uzak tutacaktır.

Baki Selam Ve Dua ile.