ŞEYH BEDREDDİN
ŞEYH BEDREDDİN, BÖRKLÜCE ve TORLAK’IN ANILARINI YAŞATMAK
Şeyh Bedreddin, Börklüce ve Torlak’ın Anılarını yaşatmak üzere Karaburun’da bir anıtın dikilmesi amacıyla yıllardır sürdürülen bir girişim var. Bu amaçla 2010 tarihinde “Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa Kültür Sanat ve Dayanışma Derneği” kurulmuş. DİSK Eski başkanlarından Kani Beko da bu doğrultuda çalışmalarda bulunmuş.
Son olarak 27 Aralık 2024 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Mehmet Şakir Örs, Şeyh Bedreddin ve Börklüce’nin anısı ve mücadelesini canlandıran bir anıtın Karaburun’da dikilmesini yeniden dile getirmişti. Daha sonra Yazar ve Siyaset Bilgesi Kemal Anadol, dikilecek bu anıtta, mutlaka Şeyh Bedreddin, Börklüce ve Torlak Kemal bütünlüğünün korunması gerektiğini vurgulamıştı. Yazar Yaşar Aksoy da çeşitli yazılarla konuyu gündemde tutmaya çalışmıştı.
Ancak anıtın dikilmesi konusunda bir ilerleme sağlanamamıştı. Bu nedenle 30 Nisan 2025 tarihinde Kemal Anadolu’nun önderliğinde, Yazar Hidayet Karakuş,Yazar Efdal Sevinçli, Erdal Karademir,Recai Şeyhoğlu,Ardahan Totuk ve Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’dan oluşan bir öbek(grup), konuyu yeniden canlandırmak ve de sözü edilen anıtın dikilmesi için İzmir Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Dr.Cemil Tuğay’ı ziyaret ettiler. Ziyarette Kemal Anadol,konu hakkında Tuğay’ı bilgilendirdi.Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın da olumlu görüşünü aldıklarını anlattı.Ve de bir dilekçe verilerek talep resmileştirildi.
Şeyh Bedreddin’in Öğretisi Neydi?
Şeyh Bedreddin’in, Fetret Devri’nde 1411-1413 yılları arasında Edirne'de Musa Çelebi'nin kazaskeri olarak görev yaptığı,ancak Fetret Devri’nden galip çıkan 1. Mehmed’in,Bedreddin’i İznik'e sürgüne gönderdiği ve sonra astığı bilinmekte.
Şeyh Bedreddin’in öğretisi ve O’nun izinden giden Börklüce ve Torlak hakkında da çok sayıda yapıt var. Onların var olan sisteme karşı eylemlerinin temelinde, taht kavgası ile birlikte ülkenin içinde bulunduğu iç savaş ortamında ekonomik yükün köylülerin sırtında dayanılmaz duruma gelmiş olması söylenebilir.
Ayrıca ticarete getirilen kimi kısıtlamalarda,örneğin Anadolu'dan adalara buğday ihracının yasaklanması, yöredeki her kesimden halkı da zor durumda bırakmıştı.Bu durum hem Anadolu, hem de Rumeli’deki ayaklanmalara oldukça uygun bir ortam ve koşullar yaratmıştı.
Mizancı Murad Bey’in Şeyh Bedreddin hakkındaki görüşlerini şöyle özetleyebiliriz:
• Tanrı Dünyayı yaratmış ve insanlara bahşetmiştir.
• Servet ve tarım ürünleri herkesin ortak malıdır.
• İnsanlar eşittir. Kiminin servet sahibi olması, kiminin ekmeğe bile muhtaç kalması tanrısal amaca aykırıdır.
• Birinin çevresi ve inançları ötekininkine benzemiyor diye onun üzerinde güç kullanılması, kutsal buyruklara ve amaçlara aykırıdır. Çünkü düşünce ve vicdan doğaya uyumla oluşur.
• Müslüman, Hıristiyan, Musevi ya da Mecusi hepsi Tanrının kuludur, birdir, kardeştir. Aralarında dostluk ve bağlılık olması gerekir. Bu birliktelik ve dostluk nedeniyle doğru olan (hak), ilkel olana (batıl) üstün gelir.
• Yönetenin saldırılarını anlayışla karşılamak, Tanrının amaçlarına uygun olmayan buyruklarına uymak doğru değildir.
• Yöneticiler, halifeler döneminde olduğu gibi yönetilenler tarafından seçilmelidir.
• Herkes eksiksiz özgürlüğün gerektirdiği gibi düşüncelerini ve yaşama biçimini açıklayabilmelidir. Başkalarının yaşama biçimi ve inançlarına saygılı davranılmalıdır.
Özetle;Osmanlı tarihçilerinin önemli bir kesimi, başlangıçta Şeyh Bedreddin'i büyük bir İslâm âlimi ve hukukçusu, bir kesimi ise 15.yüzyılda eşitlikçi bir düzen arayan bir hareketin kuramcısı ve eylemcisi olarak öngördüklerini bildirmekte. Ancak her iki yaklaşıma sahip olanların birleştiği bir konu ,varolan sisteme karşı çıkışı nedeniyle Osmanlı Devleti tarafından idam edilmiş olmasıydı.
Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal Hakkında Ne Biliniyor?
Börklüce Mustafa'nın Şeyh Bedreddin’in kethüdası olduğu,Bedreddin’in 1. Mehmed, tarafından İznik'e sürgüne göndermesinden sonra Aydın'a dönmüş olduğu biliniyor.Burada Osmanlı yönetiminden memnun olmayan köylüleri ve yoksul dervişleri etrafına toplayarak din ayrımı gözetmeyen bir anlayışla, paylaşımcı bir köylü hareketini örgütleyerek var olan sisteme karşı mücadelenin önderliğini yapmış.
Çeşitli kaynaklara göre etrafına 4.000 ila 10.000 kişi toplamış. Karaburun Yarımadası merkezli hak arama mücadelesinin başlangıcında Börklüce'nin ordusu, I. Mehmed'in Saruhan valisi İskender Paşa’yı yenilgiye uğratmış. I. Mehmed bu ilk yenilginin ardından, Saruhan Beyi olan Timurtaş Paşazade Ali Bey’i bütün Saruhan ve Aydın kuvvetleriyle Karaburun’a sevketmiş.
Ancak son aşamada Börklüce, çok güçlü Osmanlı Ordusu karşısında yenilmiş, tutsak olmaktan kurtulamamış. Sadık dervişlerinin gözleri önlerinde katledilirken bile, Börklüce’ye "İriş Dede Sultan, iriş!" (Yetiş Dede Sultan, yetiş!) dedikleri söylencesi var.
Torlak Kemal de Fetret Devri sonrasında Manisa ve çevresinde Şeyh Bedreddin’in düşüncelerini yaymasıyla ün kazanmış.Börklüce Mustafa’nın hak arama mücadelesiyle olasılıkla aynı zamanlarda, Manisa civarında başlayan hareketine öncüsü yapmış. Daha küçük olan bu hareket de şiddetle bastırılmış. 1419 yılında Manisa'da yakalanarak asılmış.
Şeyh Bedreddin, Börklüce ve Torlak’ın Anılarını Yaşatmak Neden Önemli?
Şeyh Bedreddin ve arkadaşlarının varolan sisteme karşı başlatmış oldukları hak arama mücadelesinin temel çıkış noktası belirtildiği üzere ,15.yüzyılda eşitlikçi bir paylaşımın gerçekleştirilmesine yönelikti.
Bu kapsamda Şeyh Bedreddin ve arkadaşları anısına dikilecek bir anıt,bu topraklarda başlatılan eşitlikçi bir düzen arayışına sahip çıktımızı ve onların mücadelesini Anayasamızın sağladığı olanaklar ve günümüz gerçekleri ışığında sürdüreceğimizin bir göstergesi olacak.
Yıllarca sürümcemede kalan bu konuya bütün yurtseverlerin sahip çıkmasını diliyorum.