Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

Tasarruf: Vay, vay, vay tosuno

Günlerdir, benimde gerçekten, bir insan olarak sevdiğim MEHMET ŞİMŞEK’in tasarruf tedbiri, kamuda tasarruf işine odaklanmış, umutlanmıştım.

Bugün açıklanan içeriğe bakınca umudum yok oldu.

Bu tasarruflar her nedense, hep ALT TABAKA dediğimiz (Orta direk- memur- işçi- küçük esnafa) işliyor.

Vekillerimize yok.

Valilerimize yok.

Kaymakamlarımıza yok.

Araç garantili yollar, köprüler, bunların üstlenici firmalarına yok.

Hasta garantili hastaneler ve bunları üstlenicilere yok.

Kur korumalı mevduatlara lüzumsuz yere yapılan hazineden ödemelere yok.

Kamuda çifte maaşlılar, lopçu ve löpçülere herhangi bir şey yok.

Kamuda ve özelikle belediyelerdeki alımlar ve usulsüzlükler için herhangi bir tedbir yok.

Şeffaf olmayan rekabetten uzak ihaleleri inceleme, hesap sorma yok.

Makam arabaları, şoförler, yakıt giderlerini ve bilumum harcamaların hesabını sorma yok.

Hazinenin bu duruma gelmesi ve kaynaklarının heba edilmesine sebep olanlardan, herhangi bir hesap sorma yok.

Gereksiz yere işçi memur almışlar, devlete kabarık maaş külfeti getirmişler, Oy uğruna gereksiz emekli yapmışlar, devlete külfet getirmişler, bunları sorgulayan yok.

Çarşı Pazar el yakıyor, yüzü kızarmayan bir kesim, “millet de madem para yok da, bu yollardaki lüks arabalar, lokantalardaki kıyak masalar, Giyimler kuşamlar, eğlence mekânlarındaki kalabalıklar, kafeler barlar, oteller, tatiller, avm çılgınlıkları...” diyerek, “bunlar ne peki” arsızlığını yâda bilgisizliğini ortaya koyuyor.

Bilmeyene söyleyelim.

Ülkemizin nüfusu 85 milyona yakın.

Nüfusumuzun yüzde onu aşırı zengin kesim. Son 22 yılda zengin iken çok çok daha zengin olmuş kesimden oluşuyor.

20 milyona yakın insanımız ise Rahmetli Özal’ın dediği ORTA DİREK. (Memur- işçi- küçük esnaf ve küçük çifçi)

50 milyonu geçen kesim ise vallahi fakir, aç, açıkta, berbat bir şekilde yaşam savaşı veriyor.

Yardımla, iyaşe, himmetle yaşama tutunmaya çalışıyor.

O lüks debdebe, rahatlık içinde olanlar yüzde on dediğimiz ultra zengin insanlar.

Onlar restoranlardalar, otellerde bardalar, tatildeler, çifte arabalar, çıkan en yenisini almalar onlarda...

O sizlerin gördükleri hep aynı kişiler.

Çıkın sahaya, varoşları, kırsal alanları, köyken mahalle yapılan ikamet yerlerini, kentteki gariban ve yoksul kesimin yaşadığı yerleri gezin.

Gerçekler sizin sandığınız gibi değil.

Emekli evine ekmek götüremez halde.

Çiftçi ürettiğini satamaz halde.

Tarım ve hayvancılık bitmiş durumda.

Akaryakıt zamlanıyor, raflardaki yiyecekler el yakıyor, toplu ulaşıma bile para yetiştiremez duruma gelen vatandaşlarımız var.

Herkes her şeyi aslında biliyor.

Ama bir tarafgirlik, benden, senden modu ile olayları değerlendiriyorlar.

Bu açıklanan kamudaki tasarruf işinin halka yansıyacak olumlu bir yanı yok.

Vergide adaleti, gelire göre vergiyi sağlamadan, kaçak ve göçeği bitirmeden, kayıt dışı ekonomiyi sonlandırmadan, usulsüzlük ve yolsuzluk yapanın yakasına yapışmadan, her alanda ve her kesimde İSRAFI önleyecek ciddi tedbirleri almadan bu işte başarı olmaz.

Tedbirler açıklandı, benim gördüğüm sonuç şu.

Ünlü türküdür.

“Vay, vay, vay tosuno

Yaylada, yaylasan tosuno

Ağzı, burni yesino i̇pek mendil kirlenmiş

Gönder yar yıkasıno”

 

85 milyonluk ülkemizin yüzde onu ultra zengin halde, onlar bu türküyü bol bol dinleyip, çepidik çalarak, viski yudumlayarak yaşamlarına arsızca devam etsinler.

Geride kalan 20 milyon dar gelirli ve 50 milyon fakir halk, himmete muhtaç kalsın.

Toklar açın halinden anlamaz oldular.

Vatanını milletini seven kişilerin eleştirilerini muhalefet görmeyi bırakın.

Utanmalıyız.

Hepimiz, bizden daha kötü durumda olan ve yaşayan insanımız için utanmalıyız.

Yoksa zulmetmiş oluruz.

Zulmün olduğu yerde, tarafsızlık namussuzluktur.

Ve Hz. Ali Der ki; "BİR ZULME ENGEL OLAMIYORSANIZ ONU HERKESE DUYURUN."

İşte benim yaptığım da budur.

Anlayana!!!

Baki selam ve dua ile.