Haberanalizhttps://www.haberanaliz.net/public GAZETEMİZ SUYA SABUNA DOKUNUR, BİR SOLUKTA OKUNUR... tr2024-10-07T10:26:09+03:00<![CDATA[Sur sakini: 'Böyle aşağılanmak istemiyoruz, bırakın evimde öleyim']]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sur-sakini-boyle-asagilanmak-istemiyoruz-birakin-evimde-oleyim-22120db7ec90e-55d2-4cc1-9113-5701339c9eba2024-10-07T10:12:00+03:00HABER MERKEZİ Sur sakini: 'Böyle aşağılanmak istemiyoruz, bırakın evimde öleyim'

Sur sakini: 'Böyle aşağılanmak istemiyoruz, bırakın evimde öleyim'

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px"><strong>Orla Guerin</strong><br />Unvan,Kıdemli Uluslararası Haberler Muhabiri<br />Bildirdiği yer<br />Sur - Güney Lübnan</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Lübnan'ın güneyindeki Sur (Tire) kentinde sohbetler artık aceleyle yapılıyor. Sokaklarda oyalanmak mantıklı değil ve konuşacak insan sayısı giderek azalıyor.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Sohbetler İsrail bombardımanının ya da Hizbullah'ın roket atışlarının gürültüsüyle kısa kesilebiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail insansız hava araçları tepenizde vızıldıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Aracınızı hızlı sürüyorsunuz ama gökyüzünde gözler olduğu için fazla hız yapmıyorsunuz. Çoğu kez boş yoldaki tek araçsınız ve hedef olabilirsiniz.</span></p><p><span style="font-size:18px">Vücudumuza giydiğimiz zırh gibi bu bilgi de hep bizimle.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ama buradaki sivillerin kendilerini koruyacak bir zırhları yok ve pek çok Lübnanlının artık başlarını sokacak evleri de yok. Başbakan Necip Mikati'ye göre bir milyondan fazla kişi kaçmak zorunda kaldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Savaş burada bir boşluk yarattı; Roma kalıntıları ve altın kumlu plajıyla gurur duyan bu antik kentin kanını emdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sokaklar boş, dükkanlar kapalı. Deniz kıyısı ıssız. Pencereler İsrail'in hava saldırılarıyla sarsılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yerel sivil savunma merkezi terk edilmiş durumda; kurtarma ekipleri İsrail'den gelen uyarıyla tahliye edildiler.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail saldırıları giderek artıyor ve kaldığımız otele daha da yaklaşıyor. Son günlerde karşıdaki tepelere 500 kilo ağırlığındaki en yıkıcı bombalarla saldırdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir de Hizbullah faktörü var. Silahlı grup, işgalci İsrail birliklerini Lübnan topraklarında engellemeye çalışırken bile, Sur kentindeki uluslararası medyayı kontrol ediyor. Yazdıklarımız ya da yayımladıklarımız üzerinde hiçbir kontrolü olmasa da hareketlerimizi kısıtlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hastanelerde doktorlar yorgun ve bunalmış görünüyor. Seyahat etmek çok tehlikeli olduğundan birçoğu artık evlerine gitmiyor, hastanede kalıp hastalarla ilgileniyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hiram Hastanesi başhekimi Dr. Salman Aidibi, bacağı alçıda, kolu sargılı 9 yaşındaki Meryem’i gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Dokuz kişilik bir aile olarak geldiler. Beşi tedavi edildi. Meryem’i ameliyat ettik, durumu çok daha iyi. Onu bugün evine göndermeyi umuyoruz” diyor ve ekliyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Yaralıların çoğuna burada ilk yardım yapılıyor ve durumları stabilize olunca diğer merkezlere gönderiliyorlar, çünkü bu hastane ön cephede.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Hastaneye günde yaklaşık 30-35 yaralı kadın ve çocuk geldiğini ve bunun personeli olumsuz etkilediğini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Çalışırken pozitif olmamız gerekiyor. Durup düşündüğümüzde duygusallaşıyoruz” diyor ve ekliyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Lübnan'da yıkıcı bir savaşın içindeyiz. Barış umuyoruz ama her türlü olasılığa da hazırlıklıyız.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Sur’un yerlilerinden Hasan Manna da en kötüsüne hazırlıklı. Savaş giderek şiddetlenirken o bu şehirde kalmaya ve 14 yıldır işlettiği küçük kahve dükkanını açmaya devam ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Evimi, ülkemi terk etmiyorum. Çocuklarımla evimde kalıyorum. Onlardan (İsraillilerden) korkmuyorum.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Dünya alem sokakta. Böyle aşağılanmak istemiyoruz. Bırakın evimde öleyim.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Beş komşusu geçen hafta sonu İsrail hava saldırısında evlerinde ölmüş. Hasan bu olayı görmüş ve gelen iki füzeyle havaya fırlasa da sadece kolundan yaralanıp kurtulmuş.</span></p><p><span style="font-size:18px">Orada bir Hizbullah hedefi var mıydı bilmiyoruz. Hasan ölenlerin hepsinin sivil olduğunu, aralarında iki kadın ve bir bebeğin de bulunduğu bir aile olduğunu söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail, Lübnan halkını değil Hizbullah savaşçıları ve tesislerini hedef aldığını söylese de, doktorlar ve Hasan gibi tanıklar da dahil olmak üzere buradaki pek çok kişi aksini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail sivillere zarar verme riskini en aza indirmek için adımlar attığını söylüyor ve Hizbullah'ı sivil nüfus arasında altyapısını gizlemekle suçluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hasan, “Orada hiçbir şey (silah) yoktu” diye ısrar ediyor. “Eğer olsaydı, bölgeyi terk ederdik. Bombalanacak hiçbir şey yoktu. Kadın 75 yaşındaydı”</span></p><p><span style="font-size:18px">Saldırıdan sonra enkazı kazarak hayatta kalanları aramış Hasan, ta ki kendisi bayılıp hastaneye kaldırılana kadar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Komşularından bahsederken sesi öfke ve kederle kesiliyor ve gözleri yaşlarla doluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Bu adaletsizlik, tümüyle adaletsizlik. Biz bu insanları tanıyoruz. Onlar burada doğdu. Keşke ben de onlarla ölseydim.”</span></p><p><span style="font-size:18px">On gün önce, sınıra yakın bir Hristiyan bölgesindeydik.</span></p><p><span style="font-size:18px">Adının açıklanmasını istemeyen bölge sakini bir kadın, herkesin diken üstünde olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Telefon sürekli ötüyor. (İsrail) saldırılarının ne zaman geleceğini asla bilemiyoruz. Hep gerginiz. Çoğu gece uyuyamıyoruz.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Uzak tepelerden dumanlar yükselmesine neden olan bir İsrail hava saldırısının gürültüsüyle konuşmamız kesildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sınıra yakın köylerin isimlerini saydı; Hizbullah ve İsrail arasında geçen yıl yaşanan çatışmalardan sonra terk edilmiş ve yıkılmışlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu bölgelerdeki hasarın 2006'daki beş haftalık savaştan çok daha büyük olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">“İnsanlar daha sonra geri dönmek istese bile dönecek ev kalmadı. Akrabalarını kaybetmeyen ev yok. Bütün erkekler Hizbullah’tan.”</span></p><p><span style="font-size:18px">“Savaştan önce Hizbullah sürekli silahlarıyla övünürdü, İsrail'le sonsuza kadar savaşacağını söylerdi. Destekçileri bile artık İsrail saldırılarının sayısı ve boyutu karşısında şok olmuş durumda.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Burada çok az kişi geleceğe dair tahminde bulunma cesareti gösterebilir. “Bir tünele girdik ve daha ışığı göremedik.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Tel Aviv'den Tahran'a ve Washington'a kadar hiç kimse bir sonraki adımın ne olacağından ve ertesi gün Orta Doğu'nun neye benzeyeceğinden emin olamaz.</span></p><p><span style="font-size:18px"><em>Habere katkı: Mohamed Madi</em></span></p><p><span style="font-size:18px"><em>kaynak: bbc.türkçe</em></span></p><p><em>https://www.bbc.com/turkce/articles/cm284dk0epmo</em></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Gürer: “Vatandaş bankalara 3,4 trilyon TL borçlu”]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/gurer-vatandas-bankalara-34-trilyon-tl-borclu-22119f9cc2530-1c4f-441b-82b5-6ae0254efa612024-10-07T10:08:00+03:00HABER MERKEZİ Gürer: “Vatandaş bankalara 3,4 trilyon TL borçlu”

Gürer: “Vatandaş bankalara 3,4 trilyon TL borçlu”

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>BANKALAR TARAFINDAN 1.717 GAYRİMENKUL SATIŞTA</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye genelinde vatandaşların bankalara olan borçlarını ödeyememesiyle ortaya çıkan tabloya dikkat çekti. Gürer, “Bankalar tarafından satışa çıkarılan 1.717 gayrimenkul, ile ortaya çıkan sonuç Borçlarını kapatamayan vatandaşlar, evlerini, tarlalarını ve iş yerlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğudur.” Dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">27 Eylül itibarıyla vatandaşların bankalara olan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu toplamı, yılbaşından bu yana 763 milyar 942 milyon TL artarak 3 trilyon 453 milyar 550 milyon TL’ye ulaştı. Bu kredilerin 465 milyar 293 milyon TL’si konut kredilerinden oluşmaktadır.” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>VATANDAŞIN TAKİBE ALINAN BORÇ TUTARI YILBAŞINDAN BU YANA İKİYE KATLADI</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, ayrıca vatandaşların bankalara olan borçlarını ödeyememeleri sonucu takip altına alınan borç tutarlarının da arttığını belirterek, “Vatandaşların kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemediği için takip altına alınan borç tutarı, 27 Eylül haftasında yılbaşına göre 43 milyar 960 milyon TL artarak 90 milyar 79 milyon TL’ye ulaştı. Görüldüğü üzere vatandaşların takipteki borçları iki katına çıkmış durumda,” diye konuştu. Gürer, aynı tarih aralığında ödenemeyen konut kredilerinin tutarının da 473 milyon TL’den 615 milyon TL’ye yükseldiğini belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>ÇİFTÇİLERİN TARLALARI DA SATIŞTA</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bankalar tarafından çiftçilerin tarlalarının, çiftliklerinin ve meyve bahçelerinin satışa çıkarılmasına dikkat çekti. Gürer, “Bankalar tarafından 331 arsa ve tarla satışa çıkarılmış durumda. Gümüşhane’de besi çiftliği, Erzurum’da 1.311,83 m²&nbsp; ahşap ahır, Osmaniye’de 190 zeytin ağacı bulunan zeytinlik, Isparta’da gül bahçesi, Samsun’da çiftlik ve Niğde’de yaklaşık 9.000 m²’lik kısmında bodur elma ağaçları ve kiraz ağaçları bulunan bahçeler de bu listede yer alıyor” dedi. Gürer,çiftçiler kredi borçları yüzünden topraklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>TARIM SEKTÖRÜNÜN BORÇ ARTIŞI</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Tarım sektörünün borç tutarının her ay düzenli olarak artmasına karşın, ağustos ayında 31,5 milyar TL artış göstererek aylık artışında ciddi değilim kaydedildiğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerin bankalara olan borçları ağustos ayında 31,5 milyar TL artış göstererek aylık artış rekoru kırdı ve toplam 746 milyar 548 milyon TL’ye ulaştı. Bu artışın ilerleyen aylarda da artacağı görülüyor. Bunun temel nedeni, tarımsal üretimde çiftçilerin ürettiğini satamadığı ve bu yıl beklenen ürünün gelir getirmediği, birçok ürünün ise tarlada kaldığı bir yıl olmasından kaynaklandı.” şeklinde konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP’li Gürer, tarım sektörünün bankalar tarafından takibe alınan borç tutarının ise 2 milyar 944 milyon TL’ye ulaştığını ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>ÇİFTÇİLERİN BORCU ERTELENMELİ, BORÇ FAİZLERİ SİLİNMELİ</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye'deki çiftçilerin içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekerek, "Bu yıl, çiftçiler ürettiklerini satamadı ve birçok ürün tarlada kaldı. Çiftçilerimiz, kredi borçları yüzünden topraklarını kaybetmemek için acil çözüm istiyor, ancak yetkililer bu acı tabloya göz yummaya devam ediyor." dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, çiftçilerin yaşadığı bu sıkıntıları gidermek amacıyla hazırladığı kanun teklifinin bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmesi gerektiğini vurguladı. Teklif, çiftçilerin borçlarının 2027 Ocak ayına kadar ertelenmesini ve borç faizlerinin silinmesini öngörüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Tarım sektörü, sorunlar derinleşiyor ve çiftçilerimizin ciddi desteklenmesi gerekir duruma düştüler.&nbsp; Çiftçi Borç ötelenmesi için kanun teklifimiz dikkate alınmalıdır. Meclis, bu önemli kanun teklifini bir an önce gündemine almalı ve çiftçilerimizin sorunlarına çözüm üretmelidir," dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, iktidarı çiftçilere karşı duyarlı olmaya çağırdı. Çiftçilerin geleceği ve ülkenin tarımsal üretimi için bu düzenlemenin önemli olduğunu belirtti.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Gürsel Tekin: "Uyuşturucuyla İlgili Çarpıcı İstatistikler”]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/gursel-tekin-uyusturucuyla-ilgili-carpici-istatistikler-221184382bafe-5b2e-4f56-8dda-bc1acdc181e82024-10-07T10:04:00+03:00HABER MERKEZİ Gürsel Tekin: "Uyuşturucuyla İlgili Çarpıcı İstatistikler”

Gürsel Tekin: "Uyuşturucuyla İlgili Çarpıcı İstatistikler”

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Türkiye’de uyuşturucu kullanımı, neredeyse ordumuzun asker sayısının beş katı kadar genci etkisi altına almış durumda. Telegram gibi uygulamalar üzerinden sahte isimlerle siparişler veriliyor ve adeta eve ekmek ister gibi uyuşturucu temin edilebiliyor. Sokak başlarında çeteler uyuşturucu satışı yaparken, gençler ellerinde silahlarla çetelere katılıyor, neredeyse militan gibi hareket ediyor. ‘Kamikaze’ olarak adlandırılan tetikçiler, çeteler için insan hayatına kast ediyor. Artık iş çığırından çıkmış durumda. Bununla mücadele etmek için suç ve suçun sebepleriyle katı bir mücadeleye ihtiyaç var.</span></p><p><span style="font-size:18px">Muhafazakâr iktidar, gençlerimizi de muhafaza etmek zorunda. 2024 yılı Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü, ancak dikkat çekici olan şey, milletvekili arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, bütçe görüşmelerinin büyük bir kısmı uyuşturucuyla mücadeleye odaklanmış olmasına rağmen, muhalefetin sunduğu tüm önergeler iktidar tarafından reddedildi. Yanılmıyorsam, uyuşturucuyla mücadele için bütçeye ayrılan ödenek sadece 50 milyon TL gibi son derece yetersiz bir rakam.</span></p><p><span style="font-size:18px">Uyuşturucu kullanımı artık toplumun küçük, mutlu bir azınlığının değil, tüm ülkenin ortak sorunudur. Bu meseleyle yüzleşmek zorundayız. Eğer bugün bu gerçekleri görmezden gelirsek, yarın toplum olarak çok daha derin yaralarla karşılaşacağız. Uyuşturucu bataklığına saplanan her bir genç, ülkemizin geleceğinden çalınmış bir umut demektir. Bu yüzden, hükümeti acilen daha etkili, kapsamlı ve kararlı adımlar atmaya çağırıyoruz. Uyuşturucuyla mücadelede gerçek bir irade gösterilmediği sürece, bu tür trajediler ne yazık ki son bulmayacaktır."</span></p><p>&nbsp;</p><p><span style="font-size:18px"><strong>Uyuşturucuyla İlgili Çarpıcı İstatistikler</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>2023 yılında 17.293 uyuşturucu kullanıcısı/bağımlısı denetimli serbestlik kapsamına alınmış</strong></span></p><p>&nbsp;</p><p><span style="font-size:18px">Yıllara göre uyuşturucu bağlantılı ölümlerin dağılımı şu şekildedir:</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;2021: 945 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;2022: 1.027 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;2023: 1.158 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">Cinsiyete Göre Dağılım:</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;2021: Erkek 839, Kadın 106</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;2022: Erkek 912, Kadın 115</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;2023: Erkek 1.024, Kadın 134</span></p><p>&nbsp;</p><p><span style="font-size:18px">Yaş Gruplarına Göre Dağılım (2023 yılı):</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;18-24 yaş: 93 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;25-34 yaş: 438 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;35-44 yaş: 373 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;45-54 yaş: 187 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;55-64 yaş: 59 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;65+ yaş: 8 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">Madde Türlerine Göre Dağılım (2023 yılı):</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Eroin: 421 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Esrar: 32 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Kokain: 26 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Sentetik Kannabinoidler: 198 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Fentanil: 87 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Diğer Opiyatlar: 173 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Metamfetamin: 115 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;MDMA/Ecstasy: 9 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;•&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Diğer/Karma Madde: 97 ölüm</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu istatistikler, madde bağlantılı ölümlerin son üç yılda istikrarlı bir şekilde arttığını ve özellikle 25-44 yaş aralığındaki erkekler arasında yoğunlaştığını gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca, 2023 yılında bu merkezlere toplam 48.782 yeni hasta başvurusu olmuş.</span></p><p><span style="font-size:18px">Aktif olarak izlenen hasta sayısı 137.695'tir.</span></p><p><span style="font-size:18px">2023'te 6.853 hasta yatarak tedavi görmüştür.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Suç türlerine göre dağılım:</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Uyuşturucu madde ticareti, imalatı, ithalatı, sevkiyatı gibi ağır suçlar 2023'te 27.415 olay</span></p><p><span style="font-size:18px">Uyuşturucu kullanmak veya bulundurmak gibi hafif suçlar ise 217.723 olay olarak gerçekleşmiş.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Suç Gelirleriyle Mücadele:</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">2023 yılında uyuşturucu kaçakçılığından elde edildiği değerlendirilen suç geliri 8,7 milyar TL'dir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu tutarın 2,1 milyar TL'si müsadere edilmiştir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Müsadere edilen mal varlığı içinde 147 milyon TL nakit para, 215 taşınmaz, 975 taşıt bulunmaktadır.</span></p><p><span style="font-size:18px">Akaryakıt kaçakçılığı, sahtecilik ve etkin pişmanlıktan elde edilen gelirler dâhil toplam müsadere tutarı 3,4 milyar TL'ye ulaşmıştır.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Trafikteki Uyuşturucu Kullanımı:</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">2023'te Trafikte uyuşturucu kullanımından 5.769 trafik kazası meydana gelmiş, 182 kişi hayatını kaybetmiştir.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[MERSİN ŞEHİR HASTANESİ’DE SAYIŞTAY’A TAKILDI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mersin-sehir-hastaneside-sayistaya-takildi-221178e6a0538-7f1e-4eaa-928a-946c865488b82024-10-07T09:52:00+03:00HABER MERKEZİ MERSİN ŞEHİR HASTANESİ’DE SAYIŞTAY’A TAKILDI

MERSİN ŞEHİR HASTANESİ’DE SAYIŞTAY’A TAKILDI

SAĞLIK

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Raporlarında<strong> Mersin,</strong> Yozgat, Isparta ve Adana Şehir Hastanelerinde Bina ve Arazi, Ortak Hizmetler Yönetimi ve HBYS Hizmetlerinin Pazar Testi Süreçlerinin Sonuçlandırılamadığı ortaya çıkaran Sayıştay denetçileri bakın ne dediler:</span></p><p><span style="font-size:20px">“Mersin, Yozgat, Isparta ve Adana Şehir Hastanelerinde bina ve arazi, ortak hizmetler yönetimi ve HBYS hizmeti dışındaki hizmetlerde pazar testi süreci sonuçlandırılmasına rağmen söz konusu üç hizmet için pazar testi süreçlerinin sonuçlandırılamadığı görülmüştür.</span></p><p><span style="font-size:20px">Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınmasına Dair Uygulama Yönetmeliği ve Ek-17 (Pazar Testi Prosedürü) gereğince pazar testine tabi hizmetlerin pazar testi tarihleri beş yıllık periyotlar olarak belirlenmiştir.</span></p><p><span style="font-size:20px">Mersin Şehir Hastanesine ilişkin fiili tamamlama tarihi 16.01.2017 olup beş yıllık periyot 16.01.2022 tarihinde, Yozgat Şehir Hastanesine ilişkin fiili tamamlama tarihi 12.01.2017 olup beş yıllık periyot 12.01.2022 tarihinde, Isparta Şehir Hastanesine ilişkin fiili tamamlama tarihi 01.03.2017 olup beş yıllık periyot 01.03.2022 tarihinde, Adana Şehir Hastanesine ilişkin fiili tamamlama tarihi 15.09.2017 olup beş yıllık periyot 15.09.2022 tarihinde son bulmuş olup bina ve arazi hizmeti, ortak hizmetler yönetimi hizmeti ve HBYS hizmeti dışındaki hizmetlerde pazar testi süreci gecikmeli de olsa sonuçlandırılmıştır. Söz konusu üç hizmetle ilgili olarak ön yeterlik pazar testi ilanları yayımlanmasına rağmen teknik şartname ve donanım listesi ekinde mutabık kalınamamış ve pazar testi süreçleri sonuçlandırılamamıştır.</span></p><p><span style="font-size:20px">Söz konusu durumda hizmetlerin son tarihi Mersin Şehir Hastanesi için 16.01.2027, Yozgat Şehir Hastanesi için 12.01.2027, Isparta Şehir Hastanesi için 01.03.2027 ve Adana Şehir Hastanesi için 15.09.2027 olması sebebiyle bu hizmetlerin pazar testi süreçlerinde yaşanan gecikme nedeniyle hizmet verilecek süre kısalacağından yapılacak pazar testi için dışarıdan yeni bir teklif verilmesi zorlaşmakta, mevcut alt alt yüklenici ise avantajlı hale gelmektedir.</span></p><p><span style="font-size:20px">Bu itibarla, Mersin, Yozgat, Isparta ve Adana Şehir Hastanelerinde bina ve arazi, ortak hizmetler yönetimi ve HBYS hizmetinin pazar testi süreçlerinin sonuçlandırılması gerekmektedir”</span></p><p><span style="font-size:20px">Hâlbuki bundan önceleri bu gibi hatalar için hem idari hem adli soruşturma açılması için ilgili bakanlıklara bildirim yapılırdı. Şimdi ise bu hataların oluşmasında iş başında olanlar taltif edilip üst makamlara getiriliyorlar…</span></p><p><span style="font-size:20px">Bir sonraki haberimiz DÖNER SERMAYELER VE MUHASEBE BİRİMİ…</span></p><p><span style="color:#008000"><span style="font-size:20px"><em><strong>ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN</strong></em></span></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong><em><a href="mailto:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com">batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com</a>&nbsp;</em></strong></span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İzmir Marina’da yıllık 400 bin TL tasarruf sağlayan iş birliği]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/izmir-marinada-yillik-400-bin-tl-tasarruf-saglayan-is-birligi-221163f03558a-f5cc-4919-9319-e99b2ea9d0652024-10-05T15:52:00+03:00HABER MERKEZİ İzmir Marina’da yıllık 400 bin TL tasarruf sağlayan iş birliği

İzmir Marina’da yıllık 400 bin TL tasarruf sağlayan iş birliği

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZDENİZ, İzmir Marina’ya yanaşan teknelerin, iskele olmadan zincirle deniz tabanına sabitlenmesini sağlayan tonozların yerlerinin belirlenmesi ve tonozların atılması işini artık özel firmalara yaptırmıyor. 73 tekne kapasiteli İzmir Marina’da, tonozların yerini İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı Su Altı Arama Kurtarma birimine bağlı dalgıçlar belirliyor. Denizde 6 metre derine dalan balık adamlar, tonozları istenilen bölgelere yerleştiriyor. Böylece kurum, yıllık yaklaşık 400 bin TL tasarruf sağladı.&nbsp;<br /><br /><strong>Daha fazla tekne bağlanacak</strong><br />İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Işıkhan Güler, “Teknelerin bağlanması için deniz tabanındaki tonozlar, oldukça karmaşık şekilde konulmuş. İtfaiye ekipleri dalış yaparak bunların yerlerini belirliyor. Maksimum ve optimum tekneyi nasıl bağlarız diye bir planlama yapıyoruz. Buraya daha fazla tekne bağlamayı hedefliyoruz. Dolayısıyla tonozların yeri de önem kazanıyor” dedi.&nbsp;<br />İtfaiye ekiplerinin yürüttüğü çalışmanın, İZDENİZ’e önemli bir katkısının bulunduğunu anlatan Işıkhan Güler, “Bu çalışmayı dışarda bir firmaya yaptırdığımız zaman ciddi maliyetleri buluyordu. Ama kurum içerisindeki iş birliği sayesinde maliyet düşüyor, ayrıca belediye birimleri arasında ciddi bir koordinasyon sağlanıyor. O nedenle de çok önemli. Kendi öz kaynaklarımız ile bazı sorunları çözmek çok daha faydalı” diye konuştu.<br /><br /><strong>Tonoz yerlerini dalgıçlar belirliyor</strong><br />İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı Arama Kurtarma Şube Müdürlüğü Su Altı Arama Kurtarma biriminde görevli Ömer Yıldırım da “Tonozların yeri değişecekse, mevcut kaldırma balonları ile yerden kaldırıp, nereye konulacaksa çekme işlemi ile tonozu olduğu yere bırakıyoruz veya tonoz ağırsa ve kaldırma balonu bunu kaldıramayacaksa, vinç yardımı ile kaldırıp, konulacak yere, su altındaki dalgıçların çalışmasıyla bırakıyoruz. Teknelerin bağlanması için üzerine halatların çekilmesi işlemini de yapıyoruz” diye konuştu.&nbsp;</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İSTANBUL’U KOŞUYORUM AVRUPA ETABI YARIN]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/istanbulu-kosuyorum-avrupa-etabi-yarin-22115576bcf0b-36f0-46ab-a29b-7c367888d1aa2024-10-05T15:44:00+03:00HABER MERKEZİ İSTANBUL’U KOŞUYORUM AVRUPA ETABI YARIN

İSTANBUL’U KOŞUYORUM AVRUPA ETABI YARIN

MAGAZİN

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul’un organize ettiği İstanbul’u Koşuyorum Avrupa etabı Pazar günü koşulacak. 6 bin kişinin kayıt yaptırdığı ve “Colour Run-Renkli Koşu” temasıyla gerçekleştirilecek etkinlik nedeniyle, İstanbul’un Tarihi Yarımada bölgesindeki bazı yollar trafiğe kapatılacak.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>BAZI YOLLAR 5 SAAT KAPALI KALACAK</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Etkinliğin olduğu, 6 Ekim Pazar günü 06.00-11.00 saatleri arasında; Kennedy caddesi / Eminönü-Yenikapı yönü, Kennedy caddesi / Zeytinburnu-Yenikapı yönü, Namık Kemal caddesi, Mustafa Kemal caddesi, Segah sokak, Kumluk sokak, Şair Sermet soka, Aksakal sokak ve Ahırkapı sokak trafiğe kapalı olacak.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>KOŞU SAAT 08.30’DA BAŞLAYACAK</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Yenikapı’da ilk olarak saat 08.30’da 10 km koşacak olan sporculara start verilecek. Ardından 5 km koşacak olanlar 8.45’te koşuya başlayacak. 10 km koşan sporcular Gülhane kapısını geçtikten sonra dönüş alıp, tekrar Yenikapı’da yarışı bitirecek.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Hamas yöneticisi 7 Ekim saldırıları hakkında BBC'nin sorularını yanıtladı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/hamas-yoneticisi-7-ekim-saldirilari-hakkinda-bbcnin-sorularini-yanitladi-221141b896737-1493-4364-9259-0bb0619650bf2024-10-05T14:51:00+03:00HABER MERKEZİ Hamas yöneticisi 7 Ekim saldırıları hakkında BBC'nin sorularını yanıtladı

Hamas yöneticisi 7 Ekim saldırıları hakkında BBC'nin sorularını yanıtladı

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">BBC'nin uluslararası editörü Jeremy Bowen'ın sorularına yanıt veren Hamas'ın iki numaralı ismi, 7 Ekim 2023'te Hamas savaşçılarının sivilleri hedef aldığına dair güçlü kanıtları inkar etti.</span></p><p><span style="font-size:20px">7 Ekim'deki saldırıda çoğu İsrail vatandaşı 1200 sivil hayatını kaybetti, 250'si rehin alınarak Gazze'ye götürüldü. Hamas, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği dahil çeşitli ülkelerin "terör örgütü" listesinde yer alıyor.</span></p><p><span style="font-size:20px">Röportaj Hamas'ın siyasi yönetiminin büyük kısmının konuşlandığı Doha'da yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:20px">Halil el Hayya, selefi İsmail Haniye'nin Temmuz ayında İsrail tarafından suikasta uğramasının ardından örgütün Gazze dışındaki en üst düzey yöneticisi oldu.</span></p><p><span style="font-size:20px">İran, bu röportaj kaydedildikten yaklaşık bir saat sonra İsrail'e balistik füzelerle saldırdı.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB&nbsp;</strong>(Jeremy Bowen): Geçen sene 7 Ekim'e geri dönelim, Hamas İsrail'e neden saldırdı?</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH&nbsp;</strong>(Halil el Hayya): Dünyaya bir uyarı göndermemiz; onlara davası ve talepleri olan bir halk olduğumuzu söylememiz gerekiyordu. Siyonist düşman İsrail'e bir darbeydi ve uluslararası topluma bir uyanış çağrısıydı.</span></p><p><span style="font-size:20px">İnsanlara onlarca yıldır işgal altında yaşayan bir halk olduğunu anlatmak için bir şey yapmamız gerekiyordu.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Neden çocuklar dahil bu kadar çok sivil öldürüldü?</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: 7 Ekim'de direniş savaşçılarımızı sivilleri, kadın ve çocukları hedef almamaları için uyardık.</span></p><p><span style="font-size:20px">Hedef Gazze'de sürekli öldüren, bombalar yağdıran ve yok eden işgal askerleriydi. Sivillerin öldürülmesini desteklemiyoruz.</span></p><p><span style="font-size:20px">Sahada kesinlikle kişilere bağlı hatalar ve eylemler gerçekleşti. Savaşçılar hayatlarının tehlikede olduğunu düşünmüş olabilir.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Adamlarınız tehlikede değildi, yerde oturan dehşete uğramış sivillerin başında silahlarla bekliyorlardı. Buna savaş denemez.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: Savaşçıların evlere nasıl girdiklerini gördük. Ailelerle konuştular, yemek yiyip bir şeyler içtiler.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Üzgünüm, onlara ateş ediyorlardı. Görüntüleri var.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: Girdikleri bazı evlerdeki kadın ya da çocukların hiçbiri korkmamıştı. O videolar işgalci İsrail tarafından yayımlandı. Bizim tarafımızdan değil.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: 7 Ekim'den bu yana olanlara geçelim. Aradan geçen bir yılda Gazze enkaz içinde, çoğunluğu siviller olmak üzere 40 binden fazla ölü var, İsrail'e karşı savaşma kapasiteniz büyük ölçüde azaldı. Bütün bunlara değdi mi? Böyle bir şey olacağını ön görmüşmüydünüz?</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: Bundan kim sorumlu? İşgal ve ordusu. Gazze'yi kim yok etti? İnsanlarını kim öldürdü? Şu anda sığınaklarda, okullarda ve hastanelerde sivilleri kim öldürüyor?</span></p><p><span style="font-size:20px">Dünyaya ve uluslararası hukuku yapanlara sorun. Kendimizi savunuyoruz. İşgalden 1200 kişi öldürüldüyse, bu İsrail'in 50 bin kişiyi öldürmesini ve Gazze'nin tamamını yok etmesini nasıl meşrulaştırıyor? Onlar için bu kadarı yeterli değil mi? Ama öldürme, işgal ve yok etme arzusuyla motive olmuş durumdalar.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: İsrailliler çok açık bir şekilde savaş hukukuna saygılı davrandıklarını ve bu kadar çok sivilin ölmesinin sizin ve Hamas'ın sivil nüfus içinden savaşmanız ve onları kalkan olarak kullanmanızdan kaynaklandığını söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: Bu doğru değil. Camilerde hiçbir savaşçı yokken, sahiplerinin başına yıktılar. Evleri ve yüksek binaları içleri boşken yok ettiler. İçlerinde tek bir savaşçı olmayan evleri bombaladılar. Tüm bunlar İsrail propagandası.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Rehinelerle ilgili konuşabilir miyiz; kadın ve çocuklar dahil 250'den fazla kişiyi rehin almak gerekli miydi?</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: 7 Ekim'in hedeflerinden biri az sayıda İsrail askerini kaçırmak ve onları Filistinli mahkumlarla takas etmekti. Ancak Gazze Birimi direniş savaşçıları karşısında tamamen çökünce çok sayıda rehine aldık. Planımız kadın ve çocuklar dahil sivilleri rehin almak değildi.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Bu kadınlardan bazıları geri geldikten sonra cinsel tacize uğradıklarını söylediler.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: Tüm Filistinlilerin ve direniş savaşçılarının emirleri ve ahlakı, insancıldı. Biz İslam dini, kültürü ve ulusal medeniyetine göre yetiştirildik. Onları kendimizi koruduğumuz gibi koruyoruz. Cinsel ya da başka türlü saldırı asla kanıtlanmadı.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Hayır, bazı kadınlar cinsel saldırıya uğradıklarını söyledi. Nova müzik festivalindeki genç kadınlar. Kadınlar 7 Ekim ve sonrasında cinsel tacize uğradıklarını söylüyorlar, artan sayıda kanıt var.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: Size söyledim, emirler oldukça netti. Sorumsuz insanlar tarafından anormal eylemler olmuş olabilir ama bunlar sadece iddialar.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Peki ateşkes? İsrail doğru koşullarda ateşkesi kabul edeceğini söylüyor. Siz rehineleri iade etseniz ve savaş sona erse, bunu kabul eder miydiniz? Bunun konuşulduğunu biliyorum.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH:&nbsp;</strong>Soru şu ki, [İsrail Başbakanı Binyamin] Netanyahu ne zaman savaşı bitirmeye karar verecek? Dünya ne zaman ona savaşı durdurmaya zorlayacak? Savaşı devam ettirmek Netanyahu ve İsrail işgalinin kararı.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Bunu yapabilirdiniz. Teslim olabilirdiniz.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: Nasıl teslim olabiliriz? İşgale direnen insanlar pes etmezler. Teslim olursak, ki bu imkansız, çocuklarımız ve insanlarımız vazgeçmeyecektir.</span></p><p><span style="font-size:20px">Neden teslim olalım? İşgalin öldürmeyi durdurması gerekiyor. 2 Temmuz'da ateşkes anlaşmasına yakındık. Yeni koşulları kim öne sürdü? Netanyahu! Bu yüzden anlaşma yapılamadı.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Savaşınızı kaybediyorsunuz, Gazze enkaz altında, on binlerce kişi öldü, İsrail Lübnan'ı vuruyor ve güçlü hissediyorlar. Kazanmıyorsunuz değil mi?</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>KAH</strong>: Ailem, çocuklarım, akrabalarım ve komşularım Gazze'de. Onların gözleriyle görüyoruz. Onların acısını hissediyoruz. Yaraları için ağlıyoruz. Onları inciten bizi de incitiyor.</span></p><p><span style="font-size:20px">Dünya bize meşru haklarımızı verse bu şiddet döngüsü kırılabilir. Ancak İsrail bunu istemiyor. Dünya İsrail'in bütün bölgeyi yakmak istediğini anlamalı.</span></p><p><span style="font-size:20px">Filistinliler bir devlet kurma, mültecilerin geri dönmesi ve kendi kaderlerini tayin etme hakkını almazsa bölge sakinleşmeyecek, ne kadar ölüm ve katliam yaşanırsa yaşansın.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Sizin için İsrail devleti geleceğin bir parçası mı? Hamas'ın kuruluş tüzüğü Siyonist devletin yok edilmesini öngörüyordu.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH</strong>: İsrail'in Hamas ve Filisintlileri yok etmek istediğini söylüyoruz.</span></p><p><span style="font-size:20px">İsrail Hamas ve Filistinlilerin kendisini yok etmek istediğini haykırıp iddia ediyor. İsrail'e Filistin halkı hakkında ne düşündüğünü soralım. Bize haklarımızı verin, bize tam egemen bir Filistin devleti verin.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: İsraillier iki devletli çözümü, sizin gibi insanların devletlerini yok etmek ve insanlarını öldürmek istemesinden korktukları için kabul etmediklerini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH:</strong>&nbsp;Şimdiye kadar İsrail tek devletli ya da iki devletli bir çözümü kabul etmedi. İsrail her şeyi reddediyor - uluslararası anlaşmalar, hukuk ve bizim haklarımız.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>JB</strong>: Kendinizi terörist olarak görüyor musunuz? İsrail sizi böyle nitelendiriyor.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>HH:&nbsp;</strong>Özgürlük istiyorum ve insanlarımı savunuyorum. İşgale göre liderler, kadınlar ve çocuklar, hepimiz teröristiz. İsrail liderlerinin bize ne dediklerini duydunuz. Hepimize hayvan dedi.</span></p><p><span style="font-size:20px">HABER VE KAYNAK: BBC.TÜRKÇE</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/clyvkdkygevo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İsrail-Lübnan-İran hattındaki gelişmeler Türkiye'yi nasıl etkileyebilir?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/israil-lubnan-iran-hattindaki-gelismeler-turkiyeyi-nasil-etkileyebilir-22113748b071b-d9ac-4d14-87c9-a01e1fbcad722024-10-05T14:47:00+03:00HABER MERKEZİ İsrail-Lübnan-İran hattındaki gelişmeler Türkiye'yi nasıl etkileyebilir?

İsrail-Lübnan-İran hattındaki gelişmeler Türkiye'yi nasıl etkileyebilir?

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>MERVE KARA/ KAŞKA HABERİDİR</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail-Hamas savaşının birinci yılı yaklaşırken Orta Doğu daha büyük bir bölgesel savaşa çok uzun süredir olmadığı kadar yakın görünüyor. Böylesi bir bölgesel savaşın yeni bir dünya savaşına yol açabileceğini düşünenler de var.</span></p><p><span style="font-size:18px">Son bir haftada İsrail Lübnan'daki saldırılarını yoğunlaştırdı, İran'ın İsrail'i hedef aldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lübnan'ın başkenti Beyrut'u da bombalayan İsrail, ülkenin güneyinde 30'dan fazla köyde yaşayanlara, tahliye çağrısı yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise 4 yıl sonra ilk kez Cuma hutbesi verdi, hutbeye elinde tüfekle çıktı, "Füze saldırıları meşru müdafaaydı" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail, 2006'dan bu yana Gazze'yi yöneten Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) ardından, Lübnan'da İran'ın "direniş ekseni" adını verdiği güçlerin en önemli unsurlarından Hizbullah ile de bir kez daha karşı karşıya.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail, son bir yılda Hizbullah'ın en az 19 üst düzey yöneticisini öldürdü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarının 17 ve 18 Eylül'de patlatılması sonucu ikisi çocuk en az 32 kişi öldü, binlerce kişi de yaralandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">27 Eylül'de ise 30 yıldan uzun süre Hizbullah'ı yöneten Hasan Nasrallah, en az 80 sığınak delici bombanın kullanıldığı saldırıda öldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Nasrallah bölgenin önemli figürüydü. Lübnan için önemli bir figürdü. Onun yokluğunun bıraktığı boşluğun zor doldurulacağını ben açıkçası düşünüyorum" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fidan, Nasrallah ile Gazze'de savaş başladıktan 10 gün sonra Lübnan'da görüştüklerini söyledi.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Erdoğan: İsrail’in cinnet siyasetini Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine yayma girişimlerine 'Dur' denilmeli</span></h2><p><span style="font-size:18px">İsrail'in Lübnan'a saldırılarını kınayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nasrallah'ın ölümüyle ile ilgili doğrudan bir açıklama yapmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Erdoğan, 28 Eylül'de X hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail’in, Gazze ve Ramallah’ta uyguladığı cinnet siyasetini Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine yayma girişimlerine artık “dur” denilmelidir" ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>BBC Türkçe</strong>'ye konuşan uzmanlar Türkiye'nin Nasrallah'ın öldürülmesi sonrası benimsediği yaklaşımı, Orta Doğu'daki sorunlara ilişkin yaklaşımlarında geçmişten bu yana Hizbullah'la çoğunlukla "karşıt sayfalarda" olmasına bağlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Orta Doğu'da istikrarsızlıktan "en çok zarar görecek" ülkelerden birinin Türkiye olacağını tahmin eden uzmanlar, Türk yetkililerin kamuoyunda İsrail karşıtı söylemleri devam etse de, İran'ın İsrail’e karşı "temkinli tutumunu korumasını" tercih edeceğini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye, Hamas'ın siyasi lideri İsramil Haniye'nin 31 Temmuz'da İran'ın başkenti Tahran'da öldürülmesini ise sert bir dille kınamıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha önce Şeyh Ahmed Yasin’e, Abdülaziz El Rantisi’ye ve daha pek çok Gazzeli siyasi isme yapılan menfur saldırıların amacı ne ise, İsmail Heniye kardeşime yönelik düzenlenen suikastın amacı da odur" demişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Erdoğan ayrıca "siyonist barbarlığın bugüne kadar olduğu gibi emellerine yine ulaşamayacağını" söylemişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Haniye suikastı sonrası Erdoğan'ın imzaladığı kararla Türkiye'de 2 Ağustos'ta milli yas ilan edilmiş, birçok muhalefet partisi kararı eleştirmişti.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Suikastlara tepki farkı, Türkiye-İran rekabetinin yansıması'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Peki Türkiye'nin Haniye ve Nasrallah suikastlarına verdiği tepkiler nasıl yorumlanmalı?</span></p><p><span style="font-size:18px">Uzmanlara göre tepki farkının temel nedeni Türkiye ve İran'ın Orta Doğu'da tarihsel olarak rakip ülkeler olarak konumlanmaları, dolayısıyla da Türkiye'nin İran ve Hizbullah ile bölgede genellikle karşı saflarda olması.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>BBC Türkçe</strong>'nin sorularını yanıtlayan Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu'nda (SOAS) Araştırma Görevlisi Dr. Karabekir Akkoyunlu, "Ankara, Hamas ve diğer Müslüman Kardeşler kökenli örgütlerle olan ilişkisinin aksine, Hizbullah ile hiçbir zaman yakın bir bağlantı içinde bulunmadı" diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Akkoyunlu, "İran’ın nüfuz alanında olan Hizbullah, özellikle Suriye’de Türkiye’nin desteklediği Sünni gruplarla sık sık karşı karşıya geldi" diye de ekliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın sadık müttefiki olarak, ülkede 2011'de başlayan iç savaşta, binlerce savaşçısını Esad için savaşmak üzere Suriye’ye göndermişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">PanoramaTR Araştırma </span></p><p><span style="font-size:18px">Akkoyunlu'ya göre İran’ın Orta Doğu’da gücünün sınırlanmasına yol açacak gelişmelerin "Ankara’da sessiz bir memnuniyet ile karşılanacağını söylemek yanlış olmaz."</span></p><p><span style="font-size:18px">İran, İsrail'in Hizbullah'a karşı artan operasyonlarının ardından 1 Ekim'de İsrail’e misilleme saldırıyla yanıt verdi. İran'dan fırlatılan 200'den fazla füzenin bir kısmı İsrail topraklarına düştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu, Nisan ayında İsrail’e yüzlerce füze ve insansız hava aracı gönderen İran’ın bu yıl İsrail’e karşı ikinci doğrudan saldırısı oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye bu saldırılarla ilgili açıklama yapmazken, Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Ekim'de Meclis'te yaptığı konuşmada "İsrail saldırganlığı Türkiye’yi de içine almaktadır" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Uzmanlara göre Orta Doğu'da daha geniş bir savaşa sürüklenmek istemeyen Türkiye, bu olasılıktan en çok zarar görecek ülkelerden biri olabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Dr. Akkoyunlu, "Türkiye aynı zamanda bölgesel bir savaşa sürüklenmekten de kaçınmak istiyor. Dolayısıyla, Türk yetkililer kamuoyunda İsrail karşıtı söylemleri sürdürecek olsa da, Tahran’ın İsrail’e karşı temkinli tutumunu korumasını tercih edecektir" diye ekliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bölgede olası bir istikrarsızlığın Türkiye'nin ticari ilişkilerini de riske atacağı düşünülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>BBC Türkçe</strong>'ye konuşan gazeteci Ayşe Karabat, "Türkiye ticaretle geçinen bir ülke. Ticaret yollarının açık olması, çatışmanın olmaması Türkiye'nin her şeyden önce ekonomisi için faydalı" diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçmişte uzun süre Filistin ve Lübnan'da görev yapan Karabat, diğer yandan İran'da "mevcut rejimin sarsılmasının, Türkiye'ye gelen Suriyeli mülteci sayısı kadar İranlının da göç etmek zorunda kalması" anlamına gelebileceğini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Osman Sert ise bölgede bir barış ortamı olduğunda, bütün aktörlerle konuşabilen tek aktörün Türkiye olduğunu savunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sert'e göre Türkiye bu nedenle, "Olası bir istikrarsızlığın da kaybedeni olacak."</span></p><p><span style="font-size:18px">HABER VE KAYNAK: BBC. TÜRKÇE</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cly424jy3n5o</p><p>Direktörü ve Karar gazetesi yazarı Osman Sert'e göre de, "Türkiye-İran rekabeti bölgenin jeopolitiğini dokuyan en önemli hususlardan bir tanesi".</p><p>Osman Sert, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı (2009-2014) ve Başbakanlığı (2014-2016) sırasında basın danışmanlığını yapmıştı.</p><p><strong>BBC Türkçe</strong>'ye konuşan Sert, "Bu rekabet sadece Suriye'de, Lübnan'da, Irak'ta değil...Rekabet Kafkasya'da, Azerbaycan-Ermenistan çatışması bağlamında da aşikar" diyor.</p><h2>'Olası bir istikrarsızlığın kaybedeni Türkiye olur'</h2><p>&nbsp;</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Rojin Kabaiş: Van’da kaybolan üniversite öğrencisiyle ilgili neler biliniyor?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/rojin-kabais-vanda-kaybolan-universite-ogrencisiyle-ilgili-neler-biliniyor-22112a3678953-089c-44c5-9591-7aff040fcc6e2024-10-05T14:43:00+03:00HABER MERKEZİ Rojin Kabaiş: Van’da kaybolan üniversite öğrencisiyle ilgili neler biliniyor?

Rojin Kabaiş: Van’da kaybolan üniversite öğrencisiyle ilgili neler biliniyor?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><strong><span style="font-size:18px">MAHMUT HAMSİCİ'NİN HABERİ</span></strong></p><p><span style="font-size:18px">Kabaiş’i arama çalışmaları Van Gölü’nü de kapsayacak şekilde devam ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><em><strong>BBC Türkçe</strong></em>'ye konuşan Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, savcılıkla yaptıkları görüşmeye dayanarak, olayla ilgili henüz somut bir sonuca ulaşılamadığını söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><em><strong>BBC Türkçe</strong></em>'nin görüştüğü genç öğrencinin babası Nizamettin Kabaiş ise görgü tanığı ya da herhangi bir bilgisi olanlara bunları paylaşma çağrısı yapıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Kabaiş kimdir? Ne zaman ve nasıl kayboldu?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Üniversitenin çocuk gelişimi bölümü birinci sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Kabaiş, eğitimi için yaşadığı Diyarbakır’dan Van'a gitmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Üniversitenin kampüsünde bulunan Seyyid Fehim Arvasi Kız Öğrenci Yurdu'na yerleşmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yurt, Van Gölü sahiline çok yakın bir noktada yer alıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yakınlarda ise yine sahile de açılan Bardakçı Köyü bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kabaiş, 27 Eylül Cuma gününün akşamı göl kenarına gitti ve bir daha kendisinden haber alınamadı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><em><strong>BBC Türkçe</strong></em>’nin görüştüğü, Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, kızlarının sahile gitmeden önce anneleriyle telefonda konuştuğunu söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kızlarının yürürken kamera kayıtlarına girdiğini ancak bir noktadan sonra kamera açısının görmediği bir noktaya yürüdüğünü söylüyor baba Kabaiş.</span></p><p><span style="font-size:18px">Nizamettin Kabaiş, arkadaşlarının Rojin’den haber alamamaları üzerine sabah saatlerinde sahile gittiklerini, burada onun cep telefonu ile kulaklığını bulduklarını ve sonra da yetkililere haber verdiklerini aktarıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Olayın karakola, bir gün sonra yani 28 Eylül Cumartesi günü öğle saatlerine doğru aksettirildiğini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Baba Kabaiş, kızının gece yurda dönmediğini hatırlatıyor ve "Bunun fark edilip bildirilmesi gerekirdi" diye tepki gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><em><strong>BBC Türkçe</strong></em>’nin konuştuğu Van Barosu Başkanı Özaraz ise yurdun kapanma saatinde öğrencinin orada olmaması üzerine yurt görevlilerinin bunu bildirmesi gerektiğini, ortada bir hata olduğunu, bu durumun aramaların da geç başlamasına neden olduğunu söylüyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Arama çalışmaları nasıl yürütülüyor?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Olayın yetkililere intikal etmesi üzerine 28 Eylül Cumartesi günü arama çalışmaları başladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çalışmalar kapsamında su altında da arama faaliyetleri yürütülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sahil Güvenlik Van Gölü Grup Komutanlığı ile Van Emniyet Müdürlüğü Gemi Adamları ve Seyir Hizmetleri Büro Amirliği ile Su Altı Grup Amirliği ekipleri, gölde arama yapıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ekipler, su altı görüntüleme cihazları ve botlarla hem gölün derinliklerinde hem de kıyı bölgelerinde arama çalışmalarını sürdürüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çalışmalara Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri de katılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Polis helikopterleri de çalışmalarda yer alıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Baba Kabaiş, çalışmaların şu an çok yoğun olduğunu, herkesin elinden geleni yaptığını söylüyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Aileye göre şüpheli bir durum var mı?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Baba Nizamettin Kabaiş; olaydan önce kızlarını ilgilendiren herhangi bir düşmanlık veya benzeri bir durum olmadığını veya kızlarında olağan dışı bir durum gözlemlediklerini, kendilerine de bu yönde herhangi bir şey söylemediğini belirtiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Telefonunun bulunduğu nokta içinse “Ama o kör nokta biraz tehlikeli bir nokta. O köşede kamera yok. Telefonu bırakmış ya, ne olmuşsa o noktada olmuş. Kötü insanlar oralara geliyormuş. Orası tenha. Işık da yok” diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Baba Kabaiş şu çağrıda bulunuyor: "Herkesten rica ediyorum. Eğer bir görgü tanıdığı varsa veya birisi herhangi bir yerden haber aldıysa lütfen haber versin. Kızımdan da rica ediyorum, eğer sağ ise, hayattaysa, bizi izliyorsa lütfen haber versin."</span></p><h2><span style="font-size:18px">Van Barosu olayla ilgili ne diyor?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Dosyayı başından beri takip ettiklerini belirten Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz da öğrencinin kaybolduğu yere dikkat çekiyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Üniversite içinde kamera kayıtları var fakat sahil kısmına indiği nokta kör nokta. Bütün handikapı o nokta yaratıyor. O sahildeki kör nokta, herhangi bir kamera açısında da görünmüyor ve yan tarafı köylük olduğu için bir kamera kaydı yok. Yan taraftaki köy alanı biraz köhne, karanlık. Köye giriş çıkışlar da kontrollü değil."</span></p><p><span style="font-size:18px">Özaraz, aramaların ilk günlerde olay yeri ve göle yoğunlaştığını belirtip bunun yanlış olduğunu savunuyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Köy alanı tarafı ilerleyen günlerde aranmaya başladı. Savcılıkla sıklıkla yaptığımız görüşmelerde bunun bir alanla sınırlı tutulmaması gerektiğini söyledik."</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bu tür soruşturmalarda aslında zamanla yarışıyorsunuz" diyen Özaraz, arama faaliyetlerinin gelinen aşamada daha etkili yürütülmeye başlandığını ekliyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Siz ne kadar erken delillere ulaşırsanız, başlangıcı ne kadar erken yaparsanız delillere ulaşma noktasında da o kadar etkili olursunuz. O noktada işte köyün giriş çıkışlarının, kampüsün giriş çıkışlarının kontrol altında tutulmaması ciddi bir eksiklik.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bana göre hali hazırda bu aşamalar artık biraz daha etkili yürütülmeye başlandı. Arama faaliyetleri her alanda yoğunlaştırılmaya başlandı."</span></p><p><span style="font-size:18px">4 Ekim Cuma günü başsavcılıkla konuyla ilgili bir görüşme yaptıklarını belirten Özaraz, güncel durumla ilgili şunları aktarıyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bugün başsavcılıkla yaptığımız görüşmeye göre açıkçası somut bir sonuca götürecek somut bir tespite ulaşılamadığı bir aşamadayız. Tabii telefon incelemesi devam ediyor. Mail kayıtları, arama kayıtları üzerinde çalışmalar yapılıyor. Sonar cihazıyla göl taraması ve eğitimli köpeklerle alanda arama gibi çalışmalar da hali hazırda devam ediyor."</span></p><p><span style="font-size:18px">HABER KAYNAK: BBC.TÜRKÇE</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c8695wvqw6jo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA['Erdoğan’ı ayakta karşılama' CHP'de tartışma yarattı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/erdogani-ayakta-karsilama-chpde-tartisma-yaratti-2211156c9f0b9-e953-40e6-9ec9-7e52dfacce862024-10-05T14:17:00+03:00HABER MERKEZİ 'Erdoğan’ı ayakta karşılama' CHP'de tartışma yarattı

'Erdoğan’ı ayakta karşılama' CHP'de tartışma yarattı

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><strong><span style="font-size:18px">AYŞE SAYIN'IN HABERİ</span></strong></p><p><span style="font-size:18px">Karara karşı çıkan milletvekilleri tepkilerini, “Erdoğan mı değişti de, biz tutumumuzu değiştiriyoruz? Can Atalay’ı içeride tutan, Ekrem İmamoğlu’na ceza verilmesi için yargıya baskı yapan, tek adam rejimini kökleştiren birine saygı için neden ağaya kalkalım?” sözleriyle dile getiriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP yönetimine göre ise Özel’in kararı, özellikle muhafazakar kararsız seçmende olumlu karşılık bulduğu için “iktidarla normalleşme” stratejisinin bir parçası.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Milletvekilleri ve parti yöneticilerinin büyük bölümü kararı WhatApp grubunda öğrendi</span></h2><p><span style="font-size:18px">CHP’de geçen yılki kurultayda parti yönetimi ve kadrolarla başlayan değişim süreci, parti politikalarında da değişiklikleri beraberinde getirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerinde birinci parti olan Özgür Özel liderliğindeki CHP’de en önemli politika değişikliği, iktidarla ilişkilerde yaşandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretiyle başlayan ve halktan destek aldığını düşündüğü normalleşme stratejisini sürdürme kararlılığını her fırsatta dile getiriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Partide, dünkü “ayağa kalkma” kararının da bu stratejisinin sonucu olduğu ifade ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özgür Özel ve ekibi kararın gerekçesini “makama saygı” ve “normalleşme stratejisinin uzantısı” olarak açıkladı. Ancak karar, milletvekilleri kadar, parti yöneticilerinin çoğu için de sürpriz oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özel, gazeteci Yavuz Oğhan’a yaptığı açıklamada Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın’ı kastederek, ayağa kalkma kararını eski genel başkanlara danışarak aldığını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak CHP liderinin kararından partide çok dar bir grubun haberdar olduğu belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Milletvekilleri gibi parti yöneticilerinin büyük bölümü de kararı, Genel Kurul’un açılmasına birkaç saat kala, WhatApp grubunda Grup Başkanvekili Murat Emir’in paylaşımıyla öğrendi.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Ayağa kalkma” kararı karşısında CHP Meclis Grubu üçe bölündü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Grubun yaklaşık yarısından fazlası Özel’in kararına uyarak ayağa kalktı. 55-60 civarındaki milletvekili Genel Kurul’a katılmadı, 9 milletvekili ise Genel Kurul’a katılıp, ayağa kalkmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özel ile birlikte ayağa kalkan birçok milletvekili, tutumlarını, “Parti kararı alındığı için uyduk ve ayağa kalktık. Genel Başkan’a rağmen ayağa kalkmamak olmaz. CHP bunun tartışmasını kendi içinde yapar, ama kamuoyu önünde tartıştırılması doğru olmaz” gerekçesiyle savunuyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">‘Grupta tartışılsaydı, tepki bu kadar büyümezdi'</span></h2><p><span style="font-size:18px">CHP “ayağa kalkma” kararının Özel’in yerel seçimlerden sonra yaptığı “Makama saygıdan taviz vermeyeceğiz” açıklamasıyla uyumlu olduğuna dikkat çekse de, yöntem bazı partililer tarafından da hatalı bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bazı parti kurmayları, konunun CHP Meclis Grubu'nda veya Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) hiç konuşulmadığına dikkat çekiyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Elbette genel başkanın tüzüğe göre parti politikalarını ve stratejisini belirleme yetkisi var, buna saygı duymak gerekir. Ama kapalı bir grup toplantısında bu karar tartışılsaydı, herkes eteğindeki taşı dökseydi, tepkiler bu kadar büyümezdi."</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Kemal Bey kavga etti de, ne kazandık?'</span></h2><p><span style="font-size:18px">CHP yönetimine göre ise Özel’in “normalleşme” stretjisini sürdürmesinin altında, bu politikanın muhazakar seçmende karşılık bulması ve sokaktaki vatandaşın "artık kavga istemediğini” gösteren anketler yatıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">AKP’nin de bu nedenle bocalayıp, “sertlik” politikalarına döndüğüne işaret eden CHP kurmayları, “Normalleşme kesinlikle kararsız seçmende karşılık buluyor. AKP de bu nedenle bocalıyor, çünkü normalleşmenin bize yaradığını görüyorlar. AKP sertlik politikasının çok ekmeğini yedi. O nedenle, çeşitli bahanelerle süreci kestiler” yorumunu yapıyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Parti yönetiminde, kutuplaştırıcı, kavgacı dilden vazgeçilmesinin, iktidara karşı etkili muhalefet yapmasının önünde engel olmadığı savunularak, “Kemal Bey döneminde kavga edildi de elimize ne geçti? Sonuçta cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamadı. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Özgür Bey de bu yönde bir politika değişikliğine gitti, bizlere de bu karara uymak düşer” görüşü dile getiriliyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Talimatla saygı gösterilmez'</span></h2><p><span style="font-size:18px">CHP'de birçok milletvekili, Genel Başkan Özel’in, milletvekillerini bu konuda serbest bırakmasını olumlu buluyor. Tepkinin büyüklüğünü, kararın yanlışlığına bağlayan bazı milletvekilleri ise tutumlarını şöyle açıklıyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Genel Kurul'a katılmama kararı organize değildi. Zaten çok kısa süre önce haber verildiği için organize hareket edilecek de bir ortam olmadı. Spontane olarak bazı arkadaşlarımız girmedi ama sonra bir araya gelindi. Ayağa kalkmayan arkadaşlarımız da birbirleriyle konuşmuş, anlaşmış değil. Bu tutumumuzu CHP grubu parçalandı gibi değerlendirmek yanlış.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Ortada bir grup kararı yoktu, eğer alınsaydı buna büyük ölçüde uyulurdu. Ama burada bir saygı meselesi var, o nedenle zaten grup kararı alınması da doğru olmazdı. Çünkü talimatla da saygı gösterilmez.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Bazı CHP milletvekilleri ise tepkilerini, Erdoğan’ın “partili cumhurbaşkanı” olmasına bağlıyor. 2018 seçimlerinden sonra “partili cumhurbaşkanlığı sistemine" geçildiğini ve bu nedenle de Erdoğan’ı ayakta karşılamadıklarını belirten bazı vekiller, “Tarafsız bir cumhurbaşkanlığı makamına saygı anlaşılabilir. Ama partili cumhurbaşkanının karşısında ayağa kalkmak, eleştirdiğimiz tek adam rejimini meşrulaştırmak anlamına gelirdi” görüşünü savunuyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Bu tutum Özel ile Kılıçdaroğlu arasındaki bir bilek güreşinin sonucu değil'</span></h2><p><span style="font-size:18px">CHP'de, "ayağa kalkma" kararına karşı çıkanlar, Özel’in grup toplantısında kendisini ve partiyi sert sözlerlerle eleştiren MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Genel Kurul’da elini sıkmasına da tepkili.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özel ve parti yönetiminin tutum değişikliğini “normalleşme” ve “makama saygı” olarak açıklamasına tepkili olan bazı milletvekilleri, normalleşme sürecinin seçmende karşılık bulduğu”görüşüne katılmıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Normalleşme sürecinin CHP’nin birinci parti çıktığı 31 Mart yerel seçimlerinden sonra başladığına işaret edilerek, “Biz yüzde 38’i tutum değişikliği yapmadan aldık. Kütahya’yı, Adıyaman’ı, yumuşayarak değil, iktidarın politikalarına karşı çıkarak aldık” değerlendirmesi yapılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayağa kalkma kararına eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da sert tepki göstermişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Genel Kurul’a katılmayarak veya ayağa kalkmayarak karara tepki gösteren milletvekillerinin büyük bölümü, değişim sürecinde Kılıçdaroğlu’nun saflarında yer almıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak bu milletvekillerinin çoğu artık kendilerinin “Kılıçdaroğlu ekibi” olarak tanımlanmasını istemiyor ve hatta eski genel başkanın, parti yönetimini hedef alan sert açıklamalarına da mesafeli bakıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu milletvekillerinden birçoğu, Genel Kurul’a girmeme veya ayağa kalkmama kararının “organize olmadığını ve doğal bir tepki” olarak geliştiğine işaret ediyor, tavrın Kılıçdaroğlu ile “organize hareket edilmesi” veya parti içinde yeni bir muhalif hareketin başlatılması anlamına gelmediğini vurguluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özgür Özel yönetimine de Kılıçdaroğlu’na da mesafeli duran bir milletvekili, pozisyonlarını, Özel’in ayağa kalkma kararını eleştirirken, “Bu tutum, Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel arasındaki bilek güreşinin sonucu değil. Milletvekillerinin yanlış bulduğu bir karar karşısındaki tercihi” sözleriyle anlatıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Özel’in sokaktaki kredisi sürüyor'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Siyasi kulislerde, “ayağa kalkma” tartışmasının, iktidarla normalleşmeye karşı çıkanların görünür olmasını sağladığı yorumları yapılırken, bunun Özgür Özel yönetimine karşı bir güçlü bir muhalif oluşumu tetikleyip tetiklemesi beklenmiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Normalleşmeye karşı çıkan bazı milletvekilleri de, yerel seçim başarısına işaret ederek, “Yerel seçimde parti yönetimine açılmış güçlü bir kredi vardı. Parti içinde tartışılıyor ve hatta o atmosfer kayboldu ama Özel’in sokaktaki kredisi hala sürüyor. O nedenle kimse şimdilik bir muhalif oluşum başlatmaya veya olağanüstü kurultay için imza toplamaya kalkamaz” yorumunu yapıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">haber ve kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c4glwwxnx1lo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[YALÇIN TOPÇU AHGEB YÖNETİCİLERİ İLE ÖĞRETİM GÖREVLİLERİNİ KÜLLİYEDE AĞIRLADI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/yalcin-topcu-ahgeb-yoneticileri-ile-ogretim-gorevlilerini-kulliyede-agirladi-2211055579873-c84d-48d2-beb6-aceb37595b4c2024-10-05T13:55:00+03:00HABER MERKEZİ YALÇIN TOPÇU AHGEB YÖNETİCİLERİ İLE ÖĞRETİM GÖREVLİLERİNİ KÜLLİYEDE AĞIRLADI

YALÇIN TOPÇU AHGEB YÖNETİCİLERİ İLE ÖĞRETİM GÖREVLİLERİNİ KÜLLİYEDE AĞIRLADI

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Başkan Yrd.Dr. Azad Dedeoğlu,Türkiye Diyanet Vakfı Bursa Eğitim Koordinatörü Zakir Şadman ile İstanbul Üniversitesi, Biyoloji öğrencisi&nbsp; Aişe Nabieva ve Biruni Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğrencisi Firdevs Kelişeva’yı külliyedeki makamında kabul etti.</span></p><p><span style="font-size:20px">Topçu bu vesile ile yaptığı konuşmasında ziyarete gelen misafirlerine şunları ifade etti; “Ahıska Türkleri yaşadıkları birçok sürgün ve soykırıma rağmen gittikleri her yerde çalışkanlıklarıyla, kültürlerine, dillerine ve dinlerine sahip çıkarak kimliklerini kaybetmemiş iftihar vesilemiz kardeşlerimizdir. Türkiye devleti ve milletiyle Ahısalı Türklerin tek gerçek vatanı Türkiye olduğunun biliyor ve her daim Ahıska Türklerinin yanında olmuş ve olmaya da devam ediyor. Bu vesile sürgün ve soykırım şehidlerimizi rahmetle anıyor,medeniyet coğrafyamızın ve tüm mazlumların,mağdurların&nbsp; evi olan Cumhurbaşkanlığı külliyesine hoş geldiniz” dedi.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Kemaloğlu: Allah devletimizi payidar,milletimizi ilelebet var eylesin</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">AHGEB Başkanı Yahya Kemaloğlu’da yaptığı konuşmada; “Öncelikle kabulünüz için ve Ahıska Türkleri’nin sorunlarına yönelik yardımlarınız için Ahıskalı Gönüllü Eğitimciler Birliği Derneği olarak çok teşekkür ediyoruz. Ahıska Türklerinin sorunları ile ilgili başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletimizin bütün kurumları çok yakinen ilgilenmektedir. Dünyanın dört bir yanında yalayan Ahıska Türkleri Türkiyenin uluslarası düzeyde yükselmesi için birer fahri elçidir.Allah devletimizi payidar,milletimizi ilelebet var eylesin.”</span></p><p><span style="font-size:20px">Görüşme günün anısına çekilen fotoğraf ile birlikte sona erdi.</span></p><p><span style="font-size:20px">MUSTAFA GÖKTAŞ - HABERANALİZ.NET / İSTANBUL</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Beyrut havalimanı yakınında İsrail'in saldırısı yüzünden patlamalar yaşandı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/beyrut-havalimani-yakininda-israilin-saldirisi-yuzunden-patlamalar-yasandi-221084f77623d-a036-42ca-8fcc-5b4e92a33d972024-10-04T12:28:00+03:00HABER MERKEZİ Beyrut havalimanı yakınında İsrail'in saldırısı yüzünden patlamalar yaşandı

Beyrut havalimanı yakınında İsrail'in saldırısı yüzünden patlamalar yaşandı

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Hizbullah'ın Beyrut'ta güçlü olduğu yerlerden Daniye bölgesine sınır oluşturan uluslararası havalimanı yakınlarında şiddetli patlama sesleri duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kentten gelen videolarda Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı yakınında şiddetli patlamalar görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Amerikan basınına göre hedef, ölen Hizbullah lideri Nasrallah'ın yerine geçmesi beklenen örgüt lideri Haşim Safiyuddin.</span></p><p><span style="font-size:18px">Önceki gece ilk kez başkent Beyrut'un merkezini vuran İsrail dün de Hizbullah'ın Beyrut’taki "istihbarat merkezini" vurduğunu açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu arada Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre son 24 saatte İsrail'in saldırılarında 37 kişi öldü, 151 kişi yaralandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lübnan Sağlık Bakani Firas Abiad da Perşembe günü, 7 Ekim saldırılarından beri 127'si çocuk 1974 kişinin öldüğünü açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lübnan ordusu, ülkenin güneyinde iki ayrı İsrail saldırısında iki askerinin öldüğünü belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir asker Lübnan ordusu ve Kızılhaç araçlarından oluşan bir konvoyun tahliye çalışması sırasında öldü, dört Kızılhaç gönüllüsü de yaralandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Daha sonra Lübnan ordusu, bir kışlanın vurularak başka bir askerin öldürüldüğünü söyledi. Ordu, bu savaşta ilk kez ateşle karşılık verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Şimdiye kadar savaşan taraflar İsrail ve Hizbullah'tı. Lübnan ordusu dahil olmadı.</span></p><h2><span style="font-size:18px">"Sağlık çalışanları görevlerini yapamıyor"</span></h2><p><span style="font-size:18px">Dünya Sağlık Örgütü (WHO) son 24 saatte Lübnan'da 28 sağlık çalışanının öldürüldüğünü bildirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">WHO Şefi Tedros Adhanom Ghebreyesus, sağlık çalışanlarının görevlerini yapamadıklarını çünkü bombalanan çalışma alanlarını terk etmek zorunda kaldıklarını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah Perşembe günü, İsrail güçlerinin Fatima Sınır Kapısı’ndan Lübnan’a doğru ilerlemeye çalıştığını, ancak Hizbullah savaşçılarının karşı koyduğunu bildirdi. İsrail ordusu bu konuda henüz açıklama yapmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fatima Sınır Kapısı, Lübnan tarafında Kfarkela ve İsrail tarafında ise Metula şehirlerinin yakınında, İsrail birliklerinin 2000 yılında Lübnan'dan çekilmesinden bu yana kapalı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail'in Lübnan’ın güneyindeki ve Beyrut'taki hava saldırıları sürüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail ordusu ayrıca Lübnan'ın güneyindeki 25 bölgeye daha tahliye çağrısı yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ordu önceki saldırılarda Lübnan'da Hizbullah'a ait silah depolama tesisleri ve gözlem noktaları da dahil olmak üzere toplam 200'e yakın hedefin vurulduğunu bildirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Orduya göre 15 Hizbullah savaşçısı da öldürüldü.</span></p><h2><span style="font-size:18px">İsrail ilk kez Beyrut'un merkezini vurdu</span></h2><p><span style="font-size:18px">İsrail dün gece Beyrut'un merkezindeki Başura bölgesine hava saldırısı düzenledi. Böylece İsrail ilk kez, başkent Beyrut'un merkezini vurmuş oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Saldırıda hedef alınan çok katlı binada, Hizbullah bağlantılı bir sağlık merkezi bulunuyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bina, Lübnan Parlamentosu ve BM'nin bölge merkezine metrelerle ölçülebilecek uzaklıktaydı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lübnanlı yetkililer, saldırıda dokuz kişinin öldüğünü, 14 kişinin yaralandığını açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">haber ve kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c361kg660jro</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Biden, İsrail ile İran'ın petrol tesislerine saldırı ihtimalini ele aldıklarını söyledi]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/biden-israil-ile-iranin-petrol-tesislerine-saldiri-ihtimalini-ele-aldiklarini-soyledi-22107d258a9ae-c1bf-4f08-86f0-2905cc2034942024-10-04T12:26:00+03:00HABER MERKEZİ Biden, İsrail ile İran'ın petrol tesislerine saldırı ihtimalini ele aldıklarını söyledi

Biden, İsrail ile İran'ın petrol tesislerine saldırı ihtimalini ele aldıklarını söyledi

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Biden, bu tür saldırıları destekleyip desteklemediği sorulduğunda “Bunu tartışıyoruz. Bence bu biraz…neyse” yanıtını verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Biden, Beyaz Saray’dan çıkarken hazırlıksız yakalanıp yaptığı açıklamada Washington’ın pozisyonunu net bir şekilde tanımlamadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD Başkanı daha önce İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarını desteklemediğini söylemişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Biden’ın sözlerinin ardında Brent petrolünün fiyatı birden % 5 oranında yükseldi. Ham petrol fiyatları İran’ın Salı günü gerçekleştirdiği kapsamlı füze saldırısından bu yana % 10 arttı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 180 balistik füzenin fırlatıldığı saldırıdan sonra “İran’ın ağır bir bedel ödeyeceğini” söylemişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">İran, füze saldırısının Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve İran Devrim Muhafızları komutanı General Abbas Nilfuruşan’ın öldürülmesine misilleme olarak yapıldığını açıklamıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Biden İsrail’in bugün bir misilleme yapmasını beklemediğini söylerken, ABD’nin İsrail’e İran’ı vurma izni verip vermediği sorulduğunda “Öncelikle, İsrail’e izin vermiyoruz, İsrail’e tavsiyede bulunuyoruz ve bugün bir şey olmayacak” yanıtını verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Reuters’a konuşan ABD’li bir yetkili ABD’nin “İsrail’in hala ne yapacaklarına karar vermeye çalıştığına inandığını” söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Biden daha önce, İsrail’e aralarında eski Başbakan Naftali Bennett’in de bulunduğu bazı isimlerin gündeme getirdiği gibi, İran’ın nükleer tesislerinin vurulmasına destek vermediklerini belirtmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bennett İran’ın nükleer tesislerinin vurulmasının “Orta Doğu’nün yüzünün değişmesine yardımcı olacağını” ve “bu terör rejimini ölümcül derecede çökerteceğini” söylemişti.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Önce petrol tesisleri'</span></h2><p><span style="font-size:18px">İsrail medyasının yetkililere dayandırdığı haberlere göre, İsrail ilk olarak İran’ın petrol tesislerinin vurulmasını planlıyor. İran karşılık verirse de, nükleer tesislerin hedef alınması öngörülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bagheri, Çarşamba günkü açıklamasında, misillemede bulunması halinde İsrail genelindeki altyapının vurulacağını söylemişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bagheri “Füze saldırısı, daha büyük bir yoğunlukla tekrarlanacak ve rejimin tüm altyapısı hedef alınacak” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail ve dünyanın en büyük yedinci petrol üreticisi İran arasındaki çatışmaların tırmanması, piyasalarda kaygı yarattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özellikle kaygı duyulan mesele, çatışmanın büyümesinin petrol tankeri trafiğinin üçte birinin, donmuş LNG sevkiyatının beşte birinin geçtiği Hürmüz Boğazını kapatması ihtimali.</span></p><p><span style="font-size:18px">haber ve kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cyvy8l5l6z2o</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İsrail, Lübnan'ı daha önce kaç kez, neden işgal etti?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/israil-lubnani-daha-once-kac-kez-neden-isgal-etti-2210638f964d1-6443-4fa6-ab6c-52c25b46b91d2024-10-04T12:22:00+03:00HABER MERKEZİ İsrail, Lübnan'ı daha önce kaç kez, neden işgal etti?

İsrail, Lübnan'ı daha önce kaç kez, neden işgal etti?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Böyle bir saldırı ilk kez gerçekleşmiyor ve önceki saldırılar net bir sonuç ortaya çıkarmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Peki, bu işgal öncekilerden farklı sonuçlanabilir mi?</span></p><h2><span style="font-size:18px">1978: İlk işgal</span></h2><p><span style="font-size:18px">İsrail devletinin 1948’te kurulmasından sonra Lübnan, Filistinli mültecilerin sığındığı ilk adres oldu. Lübnan’a sığınan mülteciler arasında Filistin&nbsp;Kurtuluş Örgütü&nbsp;gibi Filistinli milisler de vardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu milisler Lübnan’dan İsrail’e saldırarak Lübnan’ı da çatışmanın içine çekti. İsrail Lübnan’ı ilk kez, paramiliter grup Filistin&nbsp;Kurtuluş Örgütü’nün İsrail’in sahillerine girdikten sonra bir otobüse düzenlediği saldırıya karşılık olarak 1978’de işgal etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunun takip eden şiddet olaylarında 38 İsrail sivil öldü, bu olay İsrail’de ‘Sahil Yolları Katliamı’ olarak anılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail güçleri Lübnan’ın güneyine girdi ve iki ay sonra çekildi. Komşu Lübnan’da bir tampon bölge oluşturdular ve 2000 yılına kadar orada kaldılar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu ilk işgalde Lübnan’da 2000 savaşçı ve sivil öldü. İsrail tarafında ise 18 asker hayatını kaybetti.</span></p><h2><span style="font-size:18px">1982: En büyük işgal</span></h2><p><span style="font-size:18px">İsrail’in Lübnan’daki en büyük operasyonu 1982’de Lübnan İç Savaşı sırasında gerçekleşti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Binlerce İsrail askeri yüzlerce tank ve zırhlı araç eşliğinde İsrail’e Lübnan’dan saldırmaya devam eden Filistin Kurtuluş Örgütü’nü püskürtmek için sınırı geçti.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail bu saldırıları durdurmak için Filistin Kurtuluş Örgütü’nün mevzilerini hedef almayı amaçladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail güçleri birden fazla cepheden hücum etti ve bir hafta içinde başkent Beyrut'un dış mahallelerine ulaştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Saldırı sırasında İsrail birlikleri Filistinli mültecilerin katledilmesinden sorumlu tutuldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail üç ay sonra geri çekilerek Lübnan içinde bir tampon bölge oluşturdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lübnan tarafında, çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık 20.000 kişi öldürüldü. İsrail tarafında ise 654 asker öldü.</span></p><h2><span style="font-size:18px">1996: Yeni bir düşman ve yeni bir işgal</span></h2><p><span style="font-size:18px">İsrail’in 1982’deki işgali Filistin Kurtuluş Örgütü’nün ülkeden ayrılmasıyla sonuçlandı, örgüt merkezini Lübnan’dan Tunus’a taşıdı. Fakat bunun ardından paramiliter grup Hizbullah kuruldu, o da İsrail’i düşman olarak gördü ve saldırılar düzenledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Nisan 1996'da İsrail güçleri, grubun roket saldırılarına yanıt olarak ilk kez Hizbullah'a karşı harekete geçti. Saldırılar, iki haftadan biraz fazla sürdü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yine siviller acı çekti - Lübnan tarafında 13 Hizbullah savaşçısı ve 250'ye kadar sivil öldürüldü. İsrail hiçbir kayıp vermedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail ve Hizbullah karşılıklı saldırılara devam etti. Şii İslamcı örgüt İsrail’e roket saldırıları düzenlerken, İsrail ordusu bombardımanda bulundu.</span></p><h2><span style="font-size:18px">2006: 34 gün süren savaş</span></h2><p><span style="font-size:18px">Sonra 2006 yılının Haziran ayı geldi. Sınırın ötesindeki İsrail kasabalarını topçu ateşine tutmanın yanı sıra, Hizbullah savaşçıları sınırı geçti ve iki askeri araca saldırarak sekiz askeri öldürdü ve ikisini rehin aldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail, büyük hava saldırıları ve topçu ateşi ile Lübnan’ın genelini hedef aldı, hava ve deniz ablukası uyguladı, Lübnan’ın güneyine de karadan müdahale etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Savaş 34 gün sürdü ve ateşkesle sonuçlandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lübnan’da 1191 kişi öldü, çoğu sivildi. İsrail tarafında ise 121 asker ve 44 sivil öldü.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Askeri uzmanlar ne diyor?</span></h2><p><span style="font-size:18px">BBC'nin Uluslararası Haberler Editörü Jeremy Bowen'a göre İsrail'in Hizbullah'a karşı saldırıları iki ülke arasındaki dengeyi şimdilik değiştirdi;</span></p><p><span style="font-size:18px">"Amerikan ve İsrail makamlarına göre İsrail son birkaç haftada Hizbullah'ın örgütlenmesini etkisiz hale getirdi, silahlarının yarısını imha etti ve Lübnan'ı işgal etti."</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrailli askeri uzman Yoav Stern BBC'ye yaptığı açıklamada, 1982'deki gibi topyekun bir işgal değil, 2006'daki gibi sınırlı bir işgalin söz konusu olacağını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Yavaş, ihtiyatlı ve hesaplı bir işgal olacak. Ana eksenlere doğru çabuk ve kapsamlı bir işgal yerine, Güney Lübnan'daki kasabalar uzun süre teker teker işgal edilecek."</span></p><p><span style="font-size:18px">Stern ayrıca, Hizbullah'ın uzun süredir Lübnan'ın güneyindeki kasabalarda konuşlu olduğunu ve bu durumun da İsrail'in bu kasabaları işgal ettikten sonra çabucak çekilme ihtimalini önlediğini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Lübnan'daki durum ile İsrail'in 7 Ekim saldırılarından sonra Gazze'de giriştiği, İsrail'in askeri gücünün Hamas'ı gölgede bıraktığı saldırılar arasında bir fark var.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah'ın altyapısı ve lider kadrosuna karşı başarılı saldırılara karşın, Lübnan'daki senaryo çok daha zorlu olabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden Profesör Amin Saikal "Hizbullah Hamas değil. Hasar aldı ama çok iyi silahlanmış ve stratejik olarak konuşlanmış durumda" diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Örgüt, İsrail işgaline karşı sonsuz bir direniş gösterebilir. Bu da Yahudi devleti için büyük insan ve malzeme kaybı anlamına gelebilir."</span></p><p><span style="font-size:18px">Jeremy Bowen ise İsrail'in hala Gazze'deki saldırılarının başlıca amaçlarından birini gerçekleştiremediğine dikkat çekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Hizbullah'ın Güney Lübnan'da büyük bir tüneller ağı ve tesisleri var. Gazze'ye girdiklerinde amaçlarından biri Hamas'ın tünel ağını yok etmekti ve bir yıl sonra bunu hala başaramadılar."</span></p><p><span style="font-size:18px">haber ve kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/ce3wkg2qq0po</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Meyve sineğinin beyni, insanlardaki düşünme sürecine ışık tutuyor]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/meyve-sineginin-beyni-insanlardaki-dusunme-surecine-isik-tutuyor-22105a8ebec49-1085-4ebe-a011-2901c834ecda2024-10-04T12:17:00+03:00HABER MERKEZİ Meyve sineğinin beyni, insanlardaki düşünme sürecine ışık tutuyor

Meyve sineğinin beyni, insanlardaki düşünme sürecine ışık tutuyor

SAĞLIK

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Pallab Ghosh<br />Unvan,BBC Bilim Muhabiri</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Bir sineğin beynini araştıran bilim insanları ilk kez, 130 bin beyin hücresinin her birinin ve 50 milyon bağlantının şeklini ve konumunu tespit etti.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Yetişkin bir hayvan beyninin şu ana dek yapılmış en ayrıntılı analizi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Araştırmaya katılmayan önde gelen bir beyin uzmanı araştırmayı, insan beynini anlamakta "büyük bir ilerleme" diye tanımladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cambridge'teki Tıbbi araştırma Konseyi'nin Moleküler Biyoloji Laboratuvarı'ndan Dr. Gregory Jefferies, şu anda beyinlerimizdeki hücre ağının birbirimizle ve etrafımızdaki dünyayla etkileşime girmemizi sağladığı konusunda, şu anda hiçbir fikrimiz olmadığını söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bağlantılar nedir? Yüzünüzü tanımam için bilgiyi işleyen, sesimi duymanızı ve bu kelimeleri elektrik sinyallerine dönüştürmenizi sağlayan sistemde sinyaller nasıl akıyor? “</span></p><p><span style="font-size:18px">"Sinek beyninin haritalanması gerçek anlamda kayda değer bir çalışma ve kendi beyinlerimizin nasıl çalıştığını cidden kavramamızda bize yardımcı olacak."</span></p><p><span style="font-size:18px">Araştırmada incelenen meyve sineğine kıyasla bir milyon kat daha fazla beyin hücresine, yani nörolara sahibiz.</span></p><p><span style="font-size:18px">Peki, bir sineğin beyni arasındaki bağlantıların haritası, bilim insanlarının nasıl düşündüğümüzü anlamasına nasıl yardımcı olabilir?</span></p><p><span style="font-size:18px">Nature dergisinde yayımlanan, bilim insanlarının ürettiği diyagramlar, güzel olduğu kadar karmaşık bağlantıları sergiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu kadar küçük bir organın, bu kadar güçlü hesaplama görevleri yapabildiğini açıklamanın anahtarı şekli ve yapısında.</span></p><p><span style="font-size:18px">Tüm bu görevleri yerine getirecek bir haşhaş tanesi büyüklüğünde bir bilgisayar geliştirmek, çağdaş bilimin kabiliyetlerinin çok ötesinde.</span></p><p><span style="font-size:18px">Projenin liderlerinden Princeton Üniversitesi'nden Dr. Mala Murthy, bilimsel olarak "konnektom" diye bilinen yeni bağlantı diyagramlarının "nörobilimciler için dönüştürücü" olacağını söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Araştırmacıların, sağlıklı bir beynin nasıl çalıştığını daha iyi anlamasına yardımcı olacak. Gelecekte, beynimizde işler yolunda gitmediğinde neler olduğunu kıyaslamanın mümkün olmasını umuyoruz."</span></p><p><span style="font-size:18px">Çalışmada yer almayan Londra'daki Francis Crick Enstitüsü'nde beyin araştırması grup lideri Dr. Lucia Prieto Godolo da bu görüşe destek veriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Araştırmacılar 300 konnektomu bulunan basit bir solucanı ve üç bin bağlantısı olan bur kurtçuğun bağlantılarını tamamlamıştı. Ancak 130 bin bağlantının bulunması, fareler gibi daha büyük beyinlerde ve belki de 10-20 yıl içinde kendi beyinlerimizdeki connectomları bulmak adına müthiş bir teknik ilerleme."</span></p><p><span style="font-size:18px">Araştırmacılar, her bir fonksiyon için ayrı devreleri tespit etti ve nasıl bağlantılı olduklarını gösterdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Örneğin hareketle ilgili bağlantılar, beynin tabanında, görmeyi işlemek için gerekenlerse yanlara doğru. Görmek için çok daha fazla sayıda nöronun rol oynaması gerekiyor, çünkü görüş için çok daha fazla hesaplama gücü gerekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bilim insanları, görüş ve hareketin ayrı devrelerde olduğunu biliyordu, ancak birbirleriyle nasıl bağlandıkları bulunamamıştı.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Sinekleri avlamak neden zor?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Diğer araştırmacılar, daha şimdiden devre diyagramlarını kullanmaya başladı. Örneğin, sinekleri dürülmüş gazete ya da dergilerle avlamanın neden zor olduğunu araştırdılar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Görüş devreleri, dürdüğünüz gazetenin hangi yönden geldiğini tespit ediyor ve sineğin bacaklarına sinyal yolluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak, sonlarını getirebilecek nesneden uzaktaki bacaklara daha kuvvetli bir zıplama sinyali gidiyor. Yani, düşünmek zorunda kalmadan zıplayabiliyorlar. Kelimenin tam anlamıyla, düşünce hızından daha seri bir şekilde.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu bulgu da, biz hantal insanların neden nadiren sinek avlayabildiğimizi açıklayabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bağlatı diyagamı, mikroskobik bir peynir rendesine benzeyen bir cihazla bir sineğin beyninin dilimlenmesiyle yapıldı. 7 bin dilimin her biri fotoğraflandı ve dijital yöntemlerle bir araya getirildi. Princeton Üniversitesi'ndeki ekip, tüm nöronların şekillerinin ve bağlantılarının çıkartılması için yapay zeka kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak yapay zeka mükemmel sonuçlar vermedi ve uzmanlar üç milyonun üzerindeki hatayı elle düzeltti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu teknik anlamda zorun başarılmasıydı, ancak iş daha bitmemişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yine Tıbbi Araştırma Konseyi'nin Moleküler Biyoloji Laboratuvarı'nan Dr. Philipp Schlegel'e göre her bir bağlantının ne yaptığını tanımlamadan harita tek başına anlamsızdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bu veriler Google Haritaları gibi ama beyin için olanı. Nöronlar arasındaki ham bağlantı diyagramı, hangi yapıların hangi sokaklar ve binalara denk geldiğini bilmek gibi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Nöronları tanımlamaksa, haritaya, sokakların ve şehirlerin adlarını, iş yerlerinin açılış saatlerini, telefon numaralarını, değerlendirmeleri eklemek gibi. Gerçekten kullanışlı olabilmesi için her ikisi de gerekiyor."</span></p><p><span style="font-size:18px">Dr. Schlegel bu yeni harita sayesinde nörobilimde önümüzdeki birkaç yıl içinde "bir buluşlar çığı" olacak.</span></p><p><span style="font-size:18px">İnsan beyni, sineklerinkinden çok daha büyük ve bağlantıları hakkında tüm bilgileri alabilecek teknolojiye henüz sahip değiliz.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak araştırmacılar, belki 30 yıl içinde bir insan konnektomuna sahip olmanın mümkün olabileceğine inanıyor. Sinek beyninin, beynimizin nasıl işlediği konusunda yeni ve daha derin bir anlayışın ilk adımı olduğunu söylüyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Araştırma, Flywire Konsorsiyumu adlı, bilim insanlarının büyük bir uluslararası işbirliğiyle yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">haber kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cq5e06gwz2jo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[7 ÖDÜL KAZANAN KAPSÜL TAKIMLARINI TEBRİK ETTİ]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/7-odul-kazanan-kapsul-takimlarini-tebrik-etti-2210472ed16ed-fe9b-43eb-8b71-fa8193c4dda72024-10-04T12:07:00+03:00HABER MERKEZİ 7 ÖDÜL KAZANAN KAPSÜL TAKIMLARINI TEBRİK ETTİ

7 ÖDÜL KAZANAN KAPSÜL TAKIMLARINI TEBRİK ETTİ

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediyesi Kapsül Teknoloji Platformu, kazandığı ödüllerle 2024 TEKNOFEST Adana’ya damga vurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Milli Teknoloji Hamlesi’ne öncülük eden TEKNOFEST’in, hem bilim ve teknoloji alanında hem de yarınların mucitlerinin yetişmesi konusunda Türkiye’ye önemli katkı sağladığını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediyesi Kapsül Teknoloji Platformu’nun da bu amaç doğrultusunda kurulduğunu belirten Başkan Altay, “TEKNOFEST Adana’da Kapsül’den 7 takımımız çeşitli kategorilerde ödül alma başarısı gösterdi. Takımlarımızın, gençlerimizin elde ettiği başarılarla gurur duyuyoruz. Bu başarılar, Kapsül’ün genç yeteneklere sunduğu imkanların ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gösterdi. Ödül alan gençlerimizi yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>KAPSÜL’DEN 7 TAKIM DERECEYE GİRDİ</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Kapsül Teknoloji Platformu, TEKNOFEST Adana’da 46 kategorinin 117 alt kategorisinden 37’sinde 44 finalistiyle yarışarak önemli bir başarıya imza attı. Çeşitli kategorilerde kapsülden 7 takım dereceye girerek ödüle layık görüldü.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">TEKNOFEST Adana’da final yarışmasında ödül alan Kapsül takımları şu şekilde:</span></p><p><span style="font-size:18px">Sancaktar Takımı, İnsansız Hava Araçları kategorisinde birincilik, danışman ve TUSAŞ ödülleri; Kapsül MSR takımı, Pardus Hata Yakalama kategorisinde birincilik ödülü; Synbiochem Takımı, Biyoteknoloji İnovasyon kategorisinde ikincilik ödülü; Albatros Takımı, Pardus Hata Yakalama kategorisinde üçüncülük ödülü; Centauri Takımı, Sağlıkta Yapay Zeka kategorisinde En İyi Sunum Ödülü; Ai Lab/NPC-AI Takımı, Ulaşımda Yapay Zeka kategorisinde Yenilikçi Yazılım Ödülü; K-Tek Fly Takımı, Uçan Araba Simülasyon kategorisinde En İyi Takım Ruhu ödülünü kazandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">2024 TEKNOFEST Adana’da, R1 birinci stantta yer alarak ziyaretçilerini ağırlayan Kapsül Teknoloji Platformu, teknolojik gelişimlerine katkı sunan projelerini sergiledi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[NAHÇIVAN ANLAŞMASININ 15.YILDÖNÜMÜ KUTLANDI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/nahcivan-anlasmasinin-15yildonumu-kutlandi-22103bb25badd-949b-43f6-a3ec-c839fcb7224b2024-10-04T11:27:00+03:00HABER MERKEZİ NAHÇIVAN ANLAŞMASININ 15.YILDÖNÜMÜ KUTLANDI

NAHÇIVAN ANLAŞMASININ 15.YILDÖNÜMÜ KUTLANDI

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><strong><span style="font-size:20px">Basın’ın gündemle ilgili düşüncelerini sordukları Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu şunları ifade etti:</span></strong></p><p><span style="font-size:20px">“Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurucu anlaşması olan Nahçıvan Anlaşması'nın 15.yıl dönümünü ve 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Gününü, Türk dünyasının tek millet, yedi müstakil devlet olarak ebediyen var olmasına vesile olmasını diliyor en içten duygularımla kutluyorum” dedi.</span></p><p><span style="font-size:20px">Sözlerine devamla, “Bu birlikteliğin öncüsü Kazakistan'ın kurucu Cumhurbaşkanı ve Türk Dünyasının Aksakalı Sayın Nursultan Nazarbayev başta olmak üzere,katkısı olan Türk soylu devlet başkanlarımızın her birini saygı ve minnetle anıyorum. 3 Ekim 2009 da Nahçıvan da mazide bir olan kardeşlerin Ati’de de bir olmak&nbsp; için atıkları o kutlu imzalar ile Atamız İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk dünyasının dilde, işte ve fikirde bir olması hedefinin&nbsp; gerçekleştiği günleri bizlere yaşatmaktadır. Bir millet olan bu devletlerin birliği bölgede ve dünyada, tüm insanlık için barışı,refah ve esenliği hakim kılacak olan &nbsp;bu birlik aynı zamanda hiç bir birliğin alternatifi&nbsp; veya karşıtı olmayıp,doğasına uygun nevi şahsına münhasır bir birliktir” dedi.</span></p><p><span style="font-size:20px">Yalçın Topçu daha sonra, “Siyonist Soykırım Suçulusu İsrail ve partnerlerinin Gazze’de yaktıkları işgal ve soykırım ateşini Ortadoğu’ya oradan dünyanın tamamına taşıma gayretinin açık seçik görüldüğü günümüzde,Türk Devletlerinin birlikteliği tüm insanlığın faydasınadır. Önümüzdeki asır er yada geç mutlaka Türk asrı olacak ve bu asırda insanlık adalet ve esenlik ile buluşacak işte o zaman tarihte olduğu gibi dünyanın her köşesinde sulh-ü salâh hakim olacak İnşallah” dedi.</span></p><p><strong><span style="font-size:20px">1978 DE KATLEDİLEN ARKADAŞLARINI ANDI</span></strong></p><p><span style="font-size:20px">Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu sözlerine devamla, “Bu gün aynı zamanda 3 Ekim 1978'de yasa dışı sol bir terör örgütü tarafından evinin önünde kalleşçe katledilen, MHP İstanbul İl Eski Başkanı Recep Haşatlı’yı,17 yaşındaki oğlu Mustafa Haşatlı’yı, MHP Beyoğlu İlçe Eski Sekreteri Hüsnü Tepe’yi ve aynı gün Ankara´da katledilen ülkü ocakları mensubu Adnan Çetin’i şehadetlerinin yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyorum” dedektin sonra, sözlerini, &nbsp;“Bu vesile ile&nbsp; 4 Ekim 1938 de Sovyet Rusya’nın Türkçülük suçlaması ile katlettiği mezarı dahi olmayan “Güzel Türkistan sana ne oldu?” nun şairi, Özbek Münevverimiz Abdülhamid Süleyman Çolpan Atamızıda şehadetinin&nbsp;yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.</span></p><p><span style="font-size:20px"><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66ffa86210cc9.jpg" /></span></p><p><strong><span style="font-size:20px">MUSTAFA GÖKTAŞ - HABERANALİZ.NET- İSTANBUL</span></strong></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[BÜYÜKLERİMİZ İÇİN ANLAMLI ETKİNLİK]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/buyuklerimiz-icin-anlamli-etkinlik-2210201fe0e68-78e9-4955-98b2-b32eb2ba6a4e2024-10-02T21:31:00+03:00HABER MERKEZİ BÜYÜKLERİMİZ İÇİN ANLAMLI ETKİNLİK

BÜYÜKLERİMİZ İÇİN ANLAMLI ETKİNLİK

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Etkinliğe katılan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, program süresince büyüklerle yakından ilgilendi. Her bir katılımcının talebini dinleyen Candan Başkan, çözüm önerileri sunarak kendilerine destek olmaya çalıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>CANDAN BAŞKAN: SİZLERİN HUZURU VE REFAHI, BİZİM VE TOPLUMUMUZUN HUZURUDUR</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Büyüklerin kendilerine rehberlik ettiğini vurgulayan Candan Başkan, “Kıymetli büyüklerimiz, davetimizi kabul edip bugün bizlerle olduğunuz için hepinize yürekten teşekkür ediyorum, hoş geldiniz. Sizler bizim en kıymetlilerimiz, geçmişimiz ve geleceğimizsiniz. Bugün burada özgür, huzurlu ve güçlü bir şekilde bir aradaysak, bu sizlerin emeği, fedakârlığı ve yol göstericiliğiniz sayesindedir. Sizlerin huzuru ve refahı, bizim ve toplumumuzun huzurudur. Biz de bu bilinçle, sizin hayatınızı kolaylaştırmak ve ihtiyaçlarınızı karşılamak için çalışıyoruz. Hayatın her aşamasında vatandaşlarımızın yanında olma sözü verdik ve bu sözümüzü adım adım hayata geçiriyoruz. Bir evladınız olarak, her zaman yanınızdayım ve yanınızda olmaya devam edeceğim. Allah sizleri başımızdan eksik etmesin, hep var olun. Dualarınız ve deneyimleriniz bize her zaman ışık tutuyor. Bize yol göstermeye devam edin, çünkü biz sizi can kulağıyla dinliyoruz. Bugün burada olduğunuz için hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Allah, hep beraber nice güzel günlerde bir arada olmayı nasip etsin. Sağ olun, var olun.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kahvaltının ardından müzik eşliğinde eğlenceli anlar yaşayan katılımcılar, dans ederek etkinliğin tadını çıkardı. Programın sonunda, yaş almış bireylerin rahatlıkları düşünülerek kendilerine terlik hediye edildi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Büyükşehirden okul kantinlerine sıkı denetim]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/buyuksehirden-okul-kantinlerine-siki-denetim-221014bea6770-2d33-4631-a641-5824e69bf8692024-10-02T21:28:00+03:00HABER MERKEZİ Büyükşehirden okul kantinlerine sıkı denetim

Büyükşehirden okul kantinlerine sıkı denetim

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Kamu düzeni ve vatandaşın huzuru için 7 gün 24 saat görev yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Zabıtası, yeni eğitim ve öğretim döneminin başlamasıyla okul kantinlerine yönelik denetimlerini sıkılaştırdı. Bu kapsamda Kocaeli’nin 12 ilçesindeki okul kantinlerinde; Büyükşehir Zabıta Dairesi Başkanlığı, ilçe belediyesi zabıta ve Kocaeli İl Ticaret Müdürlüğü ekipleri tarafından ortaklaşa denetimler gerçekleştiriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>FİYAT ETİKETİ VE HİJYEN KONTROLÜ</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Yapılan denetimler çerçevesinde zabıta ekipleri, okul kantinlerindeki ürünlerin fiyat etiket ve son kullanma tarihlerini kontrol ediyor. Gerçekleşen denetimlerde ayrıca kantinlerdeki hijyen durumu inceleniyor. Kurallara aykırı olan durumlarda ekipler kanun ve yönetmelikler çerçevesinde ilgili okul kantinlerine cezai işlem uyguluyor. Büyükşehir Zabıtası, yıl boyunca ilçe zabıta ve Kocaeli İl Ticaret Müdürlüğü ekipleri ile birlikte denetimlerini aksatmadan ve sıkı bir şekilde sürdürecek.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Tarihi Geçmiş Çok Sayıda Ürüne El Koydu]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/tarihi-gecmis-cok-sayida-urune-el-koydu-22100607cf034-b951-4a87-a054-791eff1bb5172024-10-02T21:23:00+03:00HABER MERKEZİ Tarihi Geçmiş Çok Sayıda Ürüne El Koydu

Tarihi Geçmiş Çok Sayıda Ürüne El Koydu

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Ekipler, Şanlıurfa il merkezinin yanı sıra Akçakale, Viranşehir, Birecik ve Hilvan ilçelerinde de titiz çalışmalarına devam ederek, son kullanım tarihi geçmiş gıda ürünleri ile sağlıksız koşullarda saklanan ürünleri tespit etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Denetimler kapsamında, 1.500 ton pirinç, 650 kg reçel, 200 kg çikolata, 200 kg domates salçası, 100 kg bebek bisküvisi ve 100 kg çay olmak üzere büyük miktarda gıda ürününe el konuldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Söz konusu ürünlerin çoğunun son kullanma tarihi geçmişken, bazı pirinçlerin böceklenmiş olduğu, diğer ürünlerin ise bozulduğu tespit edildi. Bu ürünler, halk sağlığını tehdit etmemesi adına imha edilmek üzere zabıta ekiplerince toplandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zabıta ekipleri, denetim sırasında yalnızca ürünlerle ilgili olumsuzluklar tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda sağlıksız ve hijyenik olmayan şartlarda depolama yapan işletmeleri de uyardı. Ayrıca, denetimlerde 12 işletmeye cezai işlem uygulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özellikle Akçakale ilçesinde bir markette, son kullanım tarihi bir yıl geçmiş olan ürünlerin satışa sunulduğu ortaya çıktı. Zabıta ekipleri, Akçakale’deki markette pirinç, reçel, çikolata ve domates salçasının yanı sıra farklı ürünler de zabıta tarafından toplandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Şanlıurfa Zabıta Dairesi, gıda güvenliği ve hijyenik koşulların sağlanması için yürüttüğü bu tür denetimlerin halk sağlığını korumak adına büyük önem taşıdığını vurgulayarak, vatandaşları da ürün satın alırken son kullanım tarihlerine dikkat etmeleri konusunda uyardı.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Artık yağışta mağdur olmayacaklar]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/artik-yagista-magdur-olmayacaklar-22099f3dfa79b-a37b-4838-a1e4-7e6a4623f01d2024-10-02T21:17:00+03:00HABER MERKEZİ Artık yağışta mağdur olmayacaklar

Artık yağışta mağdur olmayacaklar

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Isparta Belediyesi vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmak adına birçok çalışmaya imza atmaya devam ediyor. Talepler doğrultusunda evlerine girmekte zorlanan engelli vatandaşların evleri bir bir isteklerine göre düzenlenirken, yine yaşam koşulları uygun olmayan vatandaşlarında evleri yenileniyor ya da tadilattan geçiriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunlardan birisi de Ayşe-Mehmet Öğüt çiftinin Halife Sultan Mahallesindeki evi oldu. Öğüt çifti her yağmurda akan çatıdan dolayı büyük bir problem yaşıyordu. Bu problemi bir süre önce Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’e aktardılar. Isparta Belediyesi de Öğüt çiftinin yaşadığı problemi gidermek için evde tadilat çalışmalarına başladı. Çalışmalarda akan çatı tamamen kaldırılarak yenileniyor ve diğer problemlerde gideriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Öğüt çifti ise yapılan çalışmalardan dolayı Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’e teşekkür etti. Öğüt çifti “Mutfağımız ve bazı bölgeler yağmurda akıyordu. Belediyemize başvurduk. Hemen yapımına başlandı. Başkanımızdan Allah razı olsun. Artık mutfağımıza su akmasından kurtuluyoruz. Çok teşekkür ederiz” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Halife Sultan Mahallesi Muhtarı Şaban Akyol, Öğüt çiftinin evinin kötü bir durumda olduğunu belirterek, her yağmurda aktığını söyledi. Muhtar Akyol, “Öğüt çifti bu evimizi hiçbir şekilde kullanamıyordu. Çok kötü koşullar altında yaşam sürdürüyorlardı. Başkanımızdan ve belediyemizden Allah razı olsun. Başkanımız hiçbir şekilde vatandaşımızı geri çevirmiyor. Nerede bir yangın, mazlum, felaket varsa belediye başkanımız yanlarında oluyor. Vatandaşımız yapılan bu çalışmayla artık rahatlayacak. Belediye başkanımıza sonsuz teşekkür ediyoruz” görüşlerinde bulundu.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[BAŞKAN ER ANKARA’DA ÇEŞİTLİ TEMASLARDA BULUNDU]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/baskan-er-ankarada-cesitli-temaslarda-bulundu-22098398408ad-dc61-4a93-99aa-4c8db569772a2024-10-02T21:14:00+03:00HABER MERKEZİ BAŞKAN ER ANKARA’DA ÇEŞİTLİ TEMASLARDA BULUNDU

BAŞKAN ER ANKARA’DA ÇEŞİTLİ TEMASLARDA BULUNDU

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya giden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, temasları sırasında Malatya’da yapımı devam eden, yapılması planlanan hizmetler ve yatırımlar hakkında ilgili bakanlıkları ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Başkan Er</strong>, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nu ziyareti sırasında Malatya’nın ulaşım ağının güçlendirilmesi için çalışmaların devam ettiği Çevre Yolu, Kuzey ve Güney Kuşak Yolları başta olmak üzere yeni ulaşım güzergâhlarının geliştirilmesi noktasında görüş alışverişinde bulundu.&nbsp;&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">Ziyaretlerle ilgili değerlendirmede bulunan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, "İçişleri, Milli Savunma, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlarımız ile Milli Savunma Bakan Yardımcımız ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı’mızla çok verimli görüşmelerde bulunduk. Şehrimizin yeniden ayağa kalkması için sadece yerel kaynakları değil, merkezi yönetimin de tüm imkanlarını kullanmamız gerekiyor. Bunun için Ankara’da adeta kapı kapı gezerek şehrimizin ve hemşehrilerimizin derdine derman, yaralarına merhem olmaya çalışıyoruz. Başta Sayın Bakanlarımız olmak üzere, ziyaret ettiğimiz bürokratlarımız şehrimize ve hemsehrilerimize çok yakın bir ilgi ve alaka gösteriyorlar. Sn. Cumhurbaşkanımızın deprem bölgemize göstermiş oldugu pozitif yaklaşımın yansımalarını her yerde görebiliyoruz.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu desteklerinden ve hassasiyetlerinden dolayı Sn. Cumhurbaşkanı’mızın şahsında tüm bakanlarımıza ve bürokratlarınıza hemsehrilerim adına teşekkür ediyorum. İnşallah devletimizin ve milletimizin tüm imkanlarını seferber ederek, şehrimizi bir an önce ayağa kaldıracağız. Her fırsatta ifade ettiğim gibi; her bir vatandaşımız evine, yuvasına, is yerine kavuşmadıkça bize dinlenmek yok” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Başkan Çavuşoğlu’ndan kritik açıklama]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/baskan-cavusoglundan-kritik-aciklama-22097a26c4007-64eb-4a20-897a-715f0f9c73522024-10-02T21:11:00+03:00HABER MERKEZİ Başkan Çavuşoğlu’ndan kritik açıklama

Başkan Çavuşoğlu’ndan kritik açıklama

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Akbaş Barajı’ndan içme suyu alımı durduruldu</strong><br />Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Denizli Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) Genel Müdürü Egemen Emre Beşli ile birlikte su seviyesi kritik kotun altına düşen Akbaş Barajı’nda incelemede bulundu. Başkan Çavuşoğlu’na bilgi veren DESKİ Genel Müdürü Beşli, su seviyesinin, barajdan su alma kotunun da altına düştüğünü, bundan dolayı DSİ’nin içme suyu vermeyi durdurduğunu açıkladı. DESKİ olarak bugün itibariyle Akbaş Barajı’ndan su alamadıklarını vurgulayan Beşli, barajdan yaklaşık 400 bin kişinin su ihtiyacının karşılandığını belirtti.<br /><strong>Zorunlu olmadıkça su kullanmayalım</strong><br />Akbaş Barajı’nda suyun bittiğini vurgulayan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, su alma kotunun da altına düşen barajın kritik seviyesine işaret etti. Başkan Çavuşoğlu, “Artık Akbaş Barajı'ndan içme ve sulama suyu alamıyoruz. Bu ne demek? Denizli'de yaklaşık 400 bin kişiyi etkileyen bir su sorunuyla karşı karşıyayız demek. Bu saatten itibaren bu açıklamayı gören bütün dostlarımızı suda tasarruf etmeye çağırıyoruz. Yani mümkün oldukça az su kullanın ve zorunlu olmadıkça su kullanmayalım” dedi.<br /><strong>Alternatif su kaynakları çalışmalarımız devam ediyor</strong><br />Bugün itibarıyla su kesintilerine başlamak zorunda kalabileceklerini bildiren Başkan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: “İlerleyen günlerde daha büyük sorunlar yaşamamak adına tüm hemşehrilerimi hep beraber tasarruflu olmaya çağırıyorum. Dünya iklim krizine gidiyor. Su ve yağış konusunda problemimiz var. Artık hep birlikte doğaya ve suya sahip çıkma zamanımız geldi. Onun için sevgili hemşehrilerim, Akbaş Barajı şu an itibarıyla su vermeyi sonlandırmış vaziyette. Önümüzdeki günlerde daha büyük sorunlar yaşamamak adına bugünden itibaren tüm Denizlileri tasarruflu olmaya çağırıyoruz. Alternatif su kaynakları temin etme konusunda çalışmalarımız DESKİ tarafından devam etmektedir.” Başkan Çavuşoğlu, DESKİ’nin barajdan içme suyu aldığı ızgara sisteminin, kritik su seviyesi dolayısıyla su yüzeyine çıktığını işaret ederek susuzluk tehlikesini gözler önüne serdi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Tesisat Sizden, Kombi Bizden]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/tesisat-sizden-kombi-bizden-2209679928ca8-ba7b-42ce-8de4-2bf457a1f6682024-10-02T21:06:00+03:00HABER MERKEZİ Tesisat Sizden, Kombi Bizden

Tesisat Sizden, Kombi Bizden

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın talimatlarıyla Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteği ve iş birliği ile yürüttüğü Kayseri İli Hava Kirliliği İyileştirme Projesi'nin birinci etabı, pilot bölge olarak Melikgazi ilçesindeki Danişmentgazi, Selçuklu ve Osmanlı mahallelerinde uygulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Projenin ilk aşamasında, belirlenen mahallelerde ücretsiz kombi dağıtımı yapılırken, Büyükşehir ekipleri, uygulamanın ardından kullanıcılardan ve bölge halkından, hava kalitesinin iyileştiği yönünde olumlu geri dönüşler aldı. Bu başarıyla birlikte, projenin il genelinde yaygınlaştırılması için ikinci etap çalışmaları başlatıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yeni pilot bölge olarak Kocasinan ilçesindeki Fevziçakmak, Mevlana, Mimarsinan, Yenişehir, Sümer, Yeni Mahalle ve Yeşil Mahalle seçildi. 12 Ağustos 2024 tarihinde başlayan başvurular için vatandaşlar, basvuru.kayseri.bel.tr adresinden online başvuru yapabiliyor. Başvuru şartları ve detaylar yine bu adresten erişilebiliyor. Ayrıca, 0352 222 6973 numaralı telefondan, dâhili 1252’yi tuşlayarak veya Kayseri Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanlığı’na başvurarak bilgi alınabiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu proje ile ısınma kaynaklı hava kirliliğinin çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amaçlanıyor. Katı yakıt kullanan vatandaşların doğalgaz gibi daha çevreci bir yakıta geçiş yapmaları teşvik edilirken, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, bu sayede hava kalitesini iyileştirerek, daha sağlıklı bir yaşam alanı oluşturmayı hedefliyor.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Başkan Aras Macaristan Muğla-Denizli Fahri Konsolosluğu’nun Açılışına Katıldı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/baskan-aras-macaristan-mugla-denizli-fahri-konsoloslugunun-acilisina-katildi-220955ca245c9-3ff3-4299-a674-927da70a77e72024-10-02T21:02:00+03:00HABER MERKEZİ Başkan Aras Macaristan Muğla-Denizli Fahri Konsolosluğu’nun Açılışına Katıldı

Başkan Aras Macaristan Muğla-Denizli Fahri Konsolosluğu’nun Açılışına Katıldı

MAGAZİN

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Muğla’nın Menteşe İlçesi’nde Macaristan Muğla-Denizli Fahri Konsolosluğu açıldı. Açılış törenine Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Macaristan'ın Türkiye Büyükelçisi Viktor Matis, Macaristan Muğla Fahri Konsolosu Hamdi Akın ve davetliler katıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Aras: Fahri Konsolosluğun Açılması Dünya Kenti Muğla Vizyonumuz İçin Önemli</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Macaristan Muğla Fahri Konsolosluğu’nun açılışında konuşan Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras “Macaristan Muğla Konsolosluğunun açılması bizim de mottomuz olan Dünya Kenti Muğla vizyonuna çok önemli bir katkı sunacak. Macaristan Muğla Fahri Konsolosluğu’na atanan Hamdi Akın Türkiye'de özellikle Türkiye ekonomik hayatında çok büyük yatırımları olan ve bölgemizde de yatırımları olan çok önemli bir iş adamı. Başkonsolosluğun merkezinin Muğla'da açılıyor olması bize büyük bir güç veriyor. O yüzden kendisine ve Sayın Cumhurbaşkanımıza, Macaristan Cumhurbaşkanı’mıza, Sayın Büyükelçimize bu görevi Muğla'da sevgili Hamdi Akın'a verdikleri için çok çok teşekkür ediyoruz. Konsolosumuz Hamdi Akın’a da yeni görevinde başarılar diliyorum.” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Başkan Aras: Başka Fahri Konsoloslukların Açılması İçin Çalışmalarımızı Sürdüreceğiz</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras “Bundan sonra da Muğla merkezde fahri &nbsp;konsoloslukların açılması için girişimlerimizi devam ettireceğiz. Muğla merkezimizin de en az ilçeleri kadar tanınması için çalışmalarımız devam edecek. Tarihi bağlarımız olan Macaristan'la ilgili özellikle yerel yönetim düzeyinde önemli ilişkiler kurup bugünkü girişimi destekleyeceğiz. Ticaret odamız da aynı şekilde Macaristan'la ekonomik ilişkileri güçlendirecek. Muğla'mızın, Denizli'mizin ticari hayatına katkı sunacak. Sayın Valimizin hamiliğinde bu güzel açılışı hep birlikte yaptığımız için çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[TBMM yeni yasama yılına başladı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/tbmm-yeni-yasama-yilina-basladi-220936a9c5686-c9dd-4cc1-a31a-70774c21c5992024-10-02T13:57:00+03:00HABER MERKEZİ TBMM yeni yasama yılına başladı

TBMM yeni yasama yılına başladı

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Ayşe Sayın<br />Unvan,Ankara, BBC Türkçe</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) yeni yasama yılına başladı. Özel gündemle toplanan Genel Kurul'da konuşan Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan, "Vadedilmiş topraklar heyezanıyla hareket eden İsrail yönetiminin tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır" dedi, "iç cepheyi sağlam tutma" çağrısı yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesinden sonra Erdoğan'ı "tek adamlıkla" eleştiren ve bu nedenle de Genel Kurul'a gelişinde ayağa kalkmayan CHP, bu kez tutum değiştirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">DEM Parti milletvekilleri ise Erdoğan salona girdiğinde ve çıktığında ayağa kalkmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP, Erdoğan'ı ayakta karşıladı<br />TBMM Genel Kurulu, 28. dönem 3. yasama yılına başlaması nedeniyle Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında toplandı.<br />Numan Kurtulmuş'un açılış konuşması boyunca CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, "Meclis anayasayı ihlal ediyor" yazılı pankartı kaldırdı. TİP milletvekilleri de, geçen yıl partiden Hatay Milletvekili seçilen ancak Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararlarına karşın milletvekilliği düşürülen Can Atalay'a yönelik tavrı protesto ederek oturuma katılmadı.</span></p><p><br /><span style="font-size:18px">Kurtulmuş'un açılış konuşmasının ardından yeni yasama yılının açılış konuşmasını yapmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan Genel Kurul'a geldi.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in talimatıyla partinin milletvekillerine mesaj gönderildi ve vekillerden, Erdoğan Genel Kurul'a girdikten sonra konuşmak için kürsüye geldiğinde ayağa kalkılması ancak alkışlanmaması istendi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Erdoğan kürsüye geldiğinde, Özel ve salonda bulunan CHP milletvekillerinin büyük bölümü ayağa kalktı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İdare Amiri Uğur Bayraktutan, eski Grup Başkanvekillerinden İstanbul Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Okan Konulap, Trabzon Milletvekili Sibel Suiçimez, kocaeli millevtekili Harun Özgür Yıldızlı, Tekirdağ Milletvekili Nurten Yönter ile Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan ise ayağa kalkmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Erdoğan'ın ayakta karşılanmasını doğru bulmayan 60 dolayındaki milletvekili ise Genel Kurul'a gelmedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP milletvekilleri en son 2017'de, Erdoğan Genel Kurul'a girdiğinde ayağa kalkmıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özel 'Makama saygı' dedi, Kılıçdaroğlu ayağa kalkma kararına tepki gösterdi<br />CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Genel Kurul'dan çıkışta, gazetecilerin sorusu üzerine, Erdoğan konusundaki tutum değişikliklerinin nedenini "makama saygı" olarak açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanını yeni yasama yılını açılışında saygısızlık yapmadan karşıladıklarını belirten Özel, "Bunda şaşılacak bir şey yok" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özel, Erdoğan salondan ayrılırken neden ayağa kalkmadıklarını ise şöyle açıkladı:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Rahatsız edici söylemler olmamakla birlikte, bizleri rahatsız edecek ya da cevap vermemiz gerekecek söylemler olmamakla birlikte, bir parti genel başkanı konuşmasıydı. O yüzden giderken ayağa kalkma gereği duymadık."</span></p><p><span style="font-size:18px">Özel, "AKP'lilerin de ilerde CHP'li Cumhurbaşkanına aynı şekilde saygı göstermesini umduklarını" söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bazı CHP'li milletvekillerinin oturuma katılmadığının hatırlatılması üzerine Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi demokratik bir partidir. Geçmişte de çok kez benzer kararlarda ‘Karara uymak istemeyen dışarıda kalabilir’ dedik. Herkes girecek ayağa kalkacak diye bir zorlamamız olmadı" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise X hesabından yaptığı açıklamada partisinin bugünkü tavrını eleştirdi, "Unutulmasın ki hiç bir yurttaşımızın Erdoğan ve Saray rejimini meşrulaştırma hakkı ve hukuku yoktur! Ancak mücadele etme sorumluluğu vardır!" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">haber kaynak: bbc.türkçe</span><br />https://www.bbc.com/turkce/articles/c8elxx3zyl2o</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Erdoğan: 'İsrail saldırganlığı Türkiye’yi de içine almaktadır']]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/erdogan-israil-saldirganligi-turkiyeyi-de-icine-almaktadir-22092b29f3a57-2da7-462b-9ca8-31787a1469142024-10-02T13:52:00+03:00HABER MERKEZİ Erdoğan: 'İsrail saldırganlığı Türkiye’yi de içine almaktadır'

Erdoğan: 'İsrail saldırganlığı Türkiye’yi de içine almaktadır'

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanı, İsrail'in bölge ülkelerini 'kendi ateşine çekmek için' her türlü provokasyonu denediğini savundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Erdoğan, "Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Erdoğan, "Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir" şeklinde konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanı, bu bağlamda Lübnan sınırı ile Türkiye topraklarının araç mesafesi yakınlığını örnek gösterdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Netanyahu hükümeti, Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmakta' dedi ve devam etti:</span></p><p><span style="font-size:18px">"İsrail’i de buradan çok net bir şekilde uyarıyorum, Lübnan’a kara harekâtının sonuçları, geçmişteki işgallerine benzemeyecektir. Savunmasız, izole, bütün dünyadan yalıtılmış bir Gazze savunması ile Lübnan’ın savunması aynı olmayacaktır."</span></p><p><span style="font-size:18px">Erdoğan, Türkiye'nin bir "insanlık cephesi" kurulması için çalışmaya devam edeceğini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İsrail lideri Binyamin Netanyahu, 7 Ekim saldırısından haftalar önce,&nbsp;New York'ta ilk kez yüz yüze bir araya gelmişti.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Türk vatandaşları tahliye ediliyor</span></h2><p><span style="font-size:18px">Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, bir tahliye operasyonuna hazırlandıklarını duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Açıklama şöyle:</span></p><p><span style="font-size:18px"><em>"Lübnan’daki güvenlik durumunun daha da kötüye gitmesi ihtimali bulunmaktadır.</em></span></p><p><span style="font-size:18px"><em>Bu çerçevede, Lübnan’daki vatandaşlarımızla alakalı planlamalar ilgili kurumlarımızla eş güdüm halinde yapılmış ve vatandaşlarımızın deniz veya hava yoluyla tahliye edilmesi için alternatif planlar hazırlanmıştır.</em></span></p><p><span style="font-size:18px"><em>Olası tahliyeye dahil edilmek amacıyla kayıt yaptırmak isteyen vatandaşlarımızın başvuruları, 24 saat görev yapan Konsolosluk Çağrı Merkezimiz (+90 312 292 29 29) aracılığıyla toplanmaktadır.</em></span></p><p><span style="font-size:18px"><em>Diğer ülke vatandaşlarının ülkemiz üzerinden tahliyesine ilişkin esaslar da belirlenmiş olup, şu ana kadar destek talep etmiş olan 20’ye yakın ülkeyle beraber gerekli hazırlıklar sürdürülmektedir."</em></span></p><p><em>kaynak: bbc.türkçe</em></p><p><em>https://www.bbc.com/turkce/articles/c5yjv357p7lo</em></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İsrail, İran'ın füze saldırısına nasıl karşılık verebilir?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/israil-iranin-fuze-saldirisina-nasil-karsilik-verebilir-2209117e72fe0-9ed0-4480-9c5f-6336983e4aee2024-10-02T13:34:00+03:00HABER MERKEZİ İsrail, İran'ın füze saldırısına nasıl karşılık verebilir?

İsrail, İran'ın füze saldırısına nasıl karşılık verebilir?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>İsrail aynı zamanda Lübnan'a kara saldırısı için daha fazla asker gönderdiğini açıkladı.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Peki İsrail'in İran'a karşı hamlesi ne olabilir?</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, BBC'ye verdiği demeçte, "İranlılar dün yaptıkları için büyük bedel ödeyecek. Bu, bir daha İsrail'e saldırmayacak hale gelecekler demek" şeklinde konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC'nin Uluslararası Editörü Jeremy Bowen, İsrail'in olası misillemesiyle ilgili şunları söyledi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"İsrail şu an nükleer tesisler, petrokimya tesisleri vs. gibi İran'ın ekonomisine zarar verecek her şeyi hedef alabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Senaryo hep İran'ın Lübnan'da Hizbullah'ı bir ön savunma olarak kullanabileceğiydi. Hizbullah ve gelişmiş silahlardan oluşan geniş cephaneliği teoride İran ve nükleer tesislerinin saldırıya uğraması durumunda kullanılabilecekti."</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Bowen, İsrail'in Hizbullah örgütünü lidersiz bırakması, silahlarının çok büyük bir oranını yok etmesi ve Lübnan'ın işgal edilmesiyle, İran'ın caydırıcılığının büyük zarar gördüğünü vurguluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bence İsrailliler daha rahat hareket edebileceklerini düşünüyor. Joe Biden'ın Akdeniz'e bir uçak gemisi savaş grubu daha göndermesi de İran'a 'İsrail'i vurursanız ABD'yi de vurursunuz' sinyali veriyor" diye de ekliyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Büyük çaplı bölgesel savaş çıkma ihtimali şimdi daha yüksek'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Kudüs'te bulunan BBC Orta Doğu muhabiri Yolande Knell, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini hedef alabileceğini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Knell, "Bu İsrail ordusunun uzun süredir hazırlandığı tehlikeli bir görev" dedi ve ekledi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Birçok kişinin Hamas öncülüğünde neredeyse bir yıl önce İsrail'e düzenlenen saldırılar sonrası çıkmasından korktuğu büyük çaplı bir bölgesel savaş ihtimali şimdi daha yüksek."</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC Güvenlik Muhabiri Frank Gardner ise İsrail'in "güçlü bir karşılık vereceğini söylediğini" hatırlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gardner, "Uluslararası müttefiklerinin Nisan'daki İran füze saldırısı sonrası İsrail'e yaptığı itidal çağrılarının bu sefer ortaya çıkma ihtimali düşük" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:</span></p><p><span style="font-size:18px">"İsrail şu an iki aşamalı bir strateji izliyor gibi görünüyor: Bir yandan düşmanlarını suikast ve hava saldırılarıyla ortadan kaldırıyor, sonrasında da caydırılık politikası izliyor. İran'a ve vekil gruplarına İsrail'e yönelik her saldırıya daha da büyük kuvvetle karşılık vereceğini gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Eski İsrail istihbarat subayı Avi Melamed, İran'ın saldırısı için 'Güçlü bir İsrail misillemesine yol açacak... İsrail'den İran hedeflerine karşı büyük ve hızlı karşılık görme ihtimalimiz var' diyor."</span></p><p><span style="font-size:18px">Gardner'e göre İsrail uzun süredir İran'a saldırmak için plan yapıyor; komutanlar ne zaman ve ne kadar sert vuracaklarını hesaplıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Buna göre balistik füze salvosunu ateşleyen kara üsleri, komuta kontrol merkezleri ve yakıt ikmal tesisleri hedef olabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">"İsrail, İran içindeki ajan ağını devreye sokarak füze saldırısı emrini veren ve saldırıyı gerçekleştirenlerin peşine düşmeyi de deneyebilir. Ayrıca, İran'ın nükleer tesislerini de hedef alabilir" diyen Gardner, iki ülke arasındaki gerilimin tırmanmasının kaçınılmaz olduğu görüşünde:</span></p><p><span style="font-size:18px">"İki durumda da İran'ın karşı saldırıya geçmesi neredeyse kaçınılmaz olacak, böylece iki ülke de içinde oldukları saldırı ve intikam sarmalını sürdürecek."</span></p><p>kaynak: bbc.türkçe</p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cg56e9mr18zo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[MHP’li yöneticiler, Sinan Ateş’in annesi ve ablası hakkında suç duyurusunda bulundu]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mhpli-yoneticiler-sinan-atesin-annesi-ve-ablasi-hakkinda-suc-duyurusunda-bulundu-22090e8c5d475-8432-43d6-a7d0-3ae5311927032024-10-02T13:27:00+03:00HABER MERKEZİ MHP’li yöneticiler, Sinan Ateş’in annesi ve ablası hakkında suç duyurusunda bulundu

MHP’li yöneticiler, Sinan Ateş’in annesi ve ablası hakkında suç duyurusunda bulundu

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">22 tutuklu sanığın yargılandığı davanın yeni duruşmasının 4 Ekim'e kadar sürmesi bekleniyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bugünkü duruşmaya sanıklar ve müşteki Sinan Ateş’in ailesi ile avukatları katıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">MHP genel başkan yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın ise Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş hakkında suç duyurusunda bulundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sinan Ateş’in ailesi, cinayetin siyasi ayağı olan MHP’li bazı isimlerin korunduğunu ve yargı sürecinden koparıldığını savunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Anne Saniye Ateş, 30 Eylül’de Halk TV’ye yaptığı açıklamada, “Benim oğlumun katilleri MHP’de” demişti:</span></p><p><span style="font-size:18px">“İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım... Bunlar benim oğlumun katili, bunlar öldürttü benim oğlumu. Benim oğlumun katillerini Devlet Bahçeli söylesin. Devlet Bahçeli'den habersiz o camiada eğer bir nefes alınıyorsa istedikleri her cezaya razıyım.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş Kazanç ise mahkemede "Katiller sadece burada oturanlar değil, azmettiriciler en tepede. İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım'ın davaya girmesini istiyoruz" demişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">MHP genel başkan yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın ise Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş hakkında suç duyurusunda bulundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yönter ve Yalçın'ın başvurusunu Avukat Burak Bekiroğlu sosyal medya hesabından duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bekiroğlu'nun bu açıklamasını, MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter de X hesabından paylaştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yönter ve Yalçın daha önce de 'iftira' gerekçesiyle Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Özgür Özel'e küfreden sanık salondan çıkarıldı</span></h2><p><span style="font-size:18px">ANKA Haber Ajansı’nın aktardığına göre, bugünkü duruşma başlamadan önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e küfür ve hakaret eden tutuklu sanık Suat Kurt jandarma ekiplerince duruşma salonundan çıkarıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Duruşma başlamadan önce Suat Kurt'un avukatı müvekkiliyle görüşmek istedi ancak jandarma ekipleri görüşmeye izin vermeyerek, "Mahkeme heyetinden izin almanız gerekir" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunun üzerine CHP Genel Başkanı Özel'e yönelik, küfür ve hakaretlerde bulunan Kurt, duruşma salonundan çıkarıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mahkeme heyeti geldikten sonra Kurt'un avukatı heyetten görüşme talebinde bulundu ve görüşmeye izin verildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Duruşmaya sanıkların esas hakkındaki savunmasıyla devam ediliyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Bahçeli: Uzaktan kumandalı oyunun figüranı olmak bir hanımefendiye yakışmaz</span></h2><p><span style="font-size:18px">MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise 1 Ekim’de partisinin Meclis grubunda, davayı dikkatle takip ettiklerini söyledi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Milliyetçi Hareket Partisi’ne organize Pensilvanya operasyonu çekenlere ne Ülkü Ocakları’nı ne de Milliyetçi Hareket Partisi’ni çiğnetmem. Hayır çiğnerim diyenler varsa, istedikleri yerde, bu davaya hayatını adamış, inanmış bir Ülkücü olarak hepsini birden heyecanla beklerim."</span></p><p><span style="font-size:18px">Bahçeli ayrıca isim vermeden, "Yaşına başına bakmadan önüne gelen mikrofona konuşmak, siyasi kışkırtmanın ve uzaktan kumandalı oyunun figüranı olmak bir hanımefendiye asla yakışmayacaktır" diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özgür Özel'i de hedef alan Bahçeli, "İddiaların aynen şahsın gibi çürüktür, bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">23 Eylül'de ortaya çıkan bilirkişi raporunda faillerin önemli bir iddiası çürütülmüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu raporla, Ateş'in, Eray Özyağcı'nın silahından çıkan kurşunlarla hayatını kaybettiği teyit edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Failler Eray Özyağcı ve Doğukan Çep, Sinan Ateş'in yanındaki arkadaşı tarafından vurulduğunu iddia etmişti.</span></p><p><strong>kaynak:bbc.türkçe</strong></p><p><strong>https://www.bbc.com/turkce/articles/c7v61p40r9go</strong></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[‘Sahte tez’ dolandırıcılığı: 'İlk taksit tez yazılmadan, ikinci taksit de tez teslim edilmeden']]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sahte-tez-dolandiriciligi-ilk-taksit-tez-yazilmadan-ikinci-taksit-de-tez-teslim-edilmeden-22089fa5744b9-ce94-4f1d-aece-909a3d26e0c42024-10-02T13:15:00+03:00HABER MERKEZİ ‘Sahte tez’ dolandırıcılığı: 'İlk taksit tez yazılmadan, ikinci taksit de tez teslim edilmeden'

‘Sahte tez’ dolandırıcılığı: 'İlk taksit tez yazılmadan, ikinci taksit de tez teslim edilmeden'

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin akademide yükselmek yani doktor, doçent hatta profesör unvanına sahip olmak için bazı şartları yerine getirmesi gerekiyor. Bu şartların başında da eğitimlerinin belli dönemlerinde&nbsp;tez ya da makale yazmaları&nbsp;geliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İnternette lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine para karşılığında bitirme tezi yazdığını iddia eden siteler var. Bu ilanlara başvurup tezlerini parayla yazdırmak isteyen öğrencilerin önemli bir bölümü ise dolandırılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hürriyet'ten Melike Çalkap, tez yazdığını iddia eden sitelerden biri ile arasında geçenleri&nbsp;şu şekilde anlattı:</span></p><p><span style="font-size:18px">"&nbsp;Şikâyetlerde adı sıkça geçen bir tez yazma şirketini psikoloji alanında doktora yapmak isteyen bir öğrenci gibi aradım. Tezim için ne kadar ödeme yapmam gerekeceğini sordum. Cevap, “Aynı alanda çalışan 3-4 farklı hocamız var, onlardan en uygun fiyatı verenin teklifini size sunuyoruz” oldu. Konuştuğum bir diğer şirket ise ödemeyi 2 taksit şeklinde ve ilk taksiti tez yazılmaya başlanmadan, ikinci taksiti de tezi teslim etmeden önce aldıklarını söyledi. Bu şirket, ücret için de bin ila 20 bin liralık bir fiyat aralığı verdi. Diğer yandan şikâyetlere konu olan ve bu işi yaptığını duyuran şirketlerin önemli bölümünün internet sitelerini kapattığını ve telefon numaralarına ulaşılamadığını gözlemledim. Yani dükkânı kapatmış ve kendilerini tamamen ulaşılamaz hale getirmişler. Ancak ortadan kaybolan bu şirketlerin çoğu benzer internet adreslerine sahip olmasıyla da dikkat çekiyor. Yani internet tarayıcısında ‘tez yazımı’ ya da ‘parayla makale’ şeklinde basit bir arama yapılarak kendilerine rahatlıkla ulaşılabiliyor. Bir şirketin foyası ortaya çıktığında benzer isimlerle, farklı bir kuruluş gibi yollarına kolayca devam etmeleri mümkün görünüyor."</span></p><p><span style="font-size:18px">Peki bu uygulamaların cezası ne?<br />Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zafer İçer, “Bu şekilde üretilen yayınlar kullanılarak akademik unvan elde edilmesi ya da kadroya girilmesi, suç kapsamında değerlendirilir. Kişiler, bu çalışmaları kullanarak kamuyu zarara uğratarak haksız menfaat elde etmiş olurlar. Kanunda nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası olarak öngörülüyor” dedi.</span></p><p><strong><span style="font-size:18px">haber kaynak:sputnik</span></strong></p><p><span style="font-size:12px">https://anlatilaninotesi.com.tr/20241001/sahte-tez-dolandiriciligi-ilk-taksit-tez-yazilmadan-ikinci-taksit-de-tez-teslim-edilmeden-1088640808.html</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[ABD'de seçim anketlerinde kim önde?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/abdde-secim-anketlerinde-kim-onde-2208810a7c1b9-9dea-474c-826d-1f2d3b7a61d22024-10-02T13:11:00+03:00HABER MERKEZİ ABD'de seçim anketlerinde kim önde?

ABD'de seçim anketlerinde kim önde?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">ABD ilk kadın başkanını mı seçecek, yoksa ikinci bir Donald Trump iktidarına yeşil ışık mı yakacak?</span></p><p><span style="font-size:18px">Seçim günü yaklaştıkça anketlerin nabzını yoklayacağız ve Beyaz Saray'a giden yolda seçim kampanyalarının etkilerini gözlemleyeceğiz.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ulusal anketlerde kim önde?<br />Demokrat Parti adayı Harris, adaylığını duyurduğu Temmuz'un sonundan bu yana ulusal anketlerde Cumhuriyetçi Parti adayı Trump'ın önünde.</span></p><p><span style="font-size:18px">Aşağıdaki grafikler, güncel oranların en yakın sayıya yuvarlanmış halini gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İki aday, 10 Eylül'de Pennsylvania eyaletinde canlı yayınlanan bir televizyon tartışmasında karşı karşıya geldi. Tartışmayı 67 milyon kişi izledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Tartışma sonrası yapılan ulusal anketlerin çoğuna göre Harris, performansı sayesinde oylarını az da olsa artırdı. Demokrat Parti adayı, tartışma günü yüzde 2,5 olan oy farkını bir hafta içinde yüzde 3,3'e yükseltti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu kısıtlı artışın büyük kısmı, Trump'ın oylarındaki düşüşten kaynaklandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Trump'ın oy ortalaması tartışma öncesi artıştaydı. Ancak tartışmayı takip eden hafta yüzde 0,5 düştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu ufak değişimleri aşağıdaki anket grafiğinde görebilirsiniz. Çizgiler, adayların ortalama oy oranlarındaki değişimi gösteriyor. Noktalarsa her adayın farklı anketlerde elde ettiği sonuçları temsil ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ulusal anketler bir adayın ülke genelindeki popülerliğine ışık tutma konusunda faydalı, ancak seçim sonuçlarını tahmin etmek için isabetli bir yöntem olmayabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çünkü ABD seçiciler kurulu adı verilen bir sistem kullanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu sistemde ülkedeki 50 eyalete nüfusuna oranla seçiciler atanıyor. Ülke genelinde toplam 538 seçici kurul oyundan 270'ini toplayan aday kazanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eyaletlerin çoğu neredeyse her seçimde aynı partiye oy verdiği için iki adayın da kazanma ihtimali olan eyalet sayısı oldukça düşük.</span></p><p><span style="font-size:18px">Seçimi kimin kazanacağını kritik eyalet olarak görülen bu bölgeler belirliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kritik eyaletlerde kim önde?<br />Şu anda 5 Kasım seçimi için salıncak eyalet olarak kabul edilen yedi eyalette adaylar başa baş gidiyor. Bu eyaletlerde Harris ve Trump arasında oy farkı yüzde 1-2 civarında.</span></p><p><span style="font-size:18px">Salıncak eyaletlerden Pensilvanya, yedi eyalet arasında en fazla nüfusa sahip.</span></p><p><span style="font-size:18px">Dolayısıyla en fazla seçici kurul oyuna da sahip olan eyaleti kazanan aday, başkanlık için gerekli 270 oya daha kolay ulaşabilecek.</span></p><p><span style="font-size:18px">Salıncak eyaletlerde oy farkı, Başkan Joe Biden'ın adaylıktan çekildiği gün Trump lehine ortalama neredeyse yüzde beş oranındaydı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Harris'in adaylığını duyurması ile birlikte tablo değişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Şu an ulusal anketlere kıyasla eyalet aketlerinin sayısı daha az. Bu yüzden hesaplamalar daha az veri kullanılarak yapılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Her anketin hata marjı dikkate alındığında buradaki sayıların daha yüksek ya da alçak çıkma ihtimali söz konusu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Harris'in seçime katılmasının ardından ortaya çıkan tablo incelendiğinde, anket ortalamalarına bakarak Demokrat adayın hangi eyaletlerde oyunu artırdığını görmek mümkün.</span></p><p><span style="font-size:18px">Grafiklerde Harris'in Ağustos başı itibariyle Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin'de önde olduğu görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Üç eyalet de Trump'ın başkanlığı kazandığı 2016 seçimine kadar Demokrat Parti'nin kaleleri konumundaydı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Biden, 2020'de bu eyaletleri geri kazandı. Harris de 5 Kasım'da üç eyalette ipi göğüsleyebilirse seçilme şansını artıracak.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ortalamalar nasıl hesaplanıyor?<br />Yukarıdaki grafiklerde kullanılan sayılar, ABD merkezli ABC News haber kanalına bağlı&nbsp;538 adlı anket analiz sitesi&nbsp;tarafından hesaplanan ortalamaları içeriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">538, bu ortalamaları hesaplamak için farklı anket şirketlerinin ulusal ve eyalet boyutlarında yaptığı anketlerin verilerini kullanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Site, kalite kontrol açısından yalnızca belirli kriterleri karşılayan anket şirketlerinin verilerini kullanıyor. Bu kriterler arasında kaç kişinin ankete katıldığına dair şeffaflık, anketin ne zaman yapıldığı ve hangi yöntemle yapıldığı (telefon görüşmeleri, kısa mesajlar, çevrimiçi vs.) gibi unsurlar yer alıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Anketler güvenilir mi?<br />Anketlere göre Kamala Harris ve Donald Trump arasındaki oy farkı, kritik eyaletlerde oldukça düşük.</span></p><p><span style="font-size:18px">Oyların bu kadar yakın olduğu durumlarda kimin kazanacağına yönelik tahmin yürütmek oldukça zorlaşıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Anketler, 2016 ve 2020 seçimlerinde Trump'a olan desteği hafife aldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Anket şirketleri, bu sorunu çözmek için anket sonuçlarının seçmen nüfusunu daha iyi yansıtması sağlamak gibi yöntemler uyguluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu düzenlemeleri yapmak oldukça zor. Anketçiler hala 5 Kasım'da kimin sandığa gidip kimin gitmeyeceği gibi diğer faktörlere dair tahminlerde bulunmak mecburiyetinde.</span></p><p><strong>kaynak:bbc.türkçe</strong></p><p><strong>https://www.bbc.com/turkce/articles/cp8e7x847xlo</strong></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Yenişehir PAZARLIKLI alıma doymuyor!]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/yenisehir-pazarlikli-alima-doymuyor-22094184b007c-64dc-42e8-bad1-1ac6430c45482024-10-02T10:47:00+03:00HABER MERKEZİ Yenişehir PAZARLIKLI alıma doymuyor!

Yenişehir PAZARLIKLI alıma doymuyor!

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Yenişehir Belediyesi <strong>2024/1152309</strong> ihale numarası ile <strong>"TEFRİŞAT ALIMI"</strong> işini 3.9.2024 günü <strong>Pazarlık (MD 21 F)</strong> ye göre alım yapar.</span></p><p><span style="font-size:20px">İdarece gizli olarak belirlenen yaklaşık maliyet ise <strong>2.012.866,66 TRY</strong> olarak belirlenir.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Teslim için ise:</strong> Teslimat yapılacak mal/malzemeler peyder peyi veya tüm ihale kapsamındaki ürünler işe başlama tarihi itibariyle 15 takvim günü içerisinde teslimatı gerçekleştirecektir" denir.</span></p><p><span style="font-size:20px">Bu iş için ne hikmet ise EKAP dan 3 kişi dosya bakar, 2 kişi teklif atar, bir kişide iş kalır.</span></p><p><span style="font-size:20px">İşi alan Firma, <strong>YÜKSEL YERLİKAYA </strong>isimli şahıstır.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>İş yeri adresi:</strong> HÜRRİYET MAHALLESİ 16.CADDE 78/C 33100 YENİŞEHİR/MERSİN</span></p><p><span style="font-size:20px">Bu kişi ile 16.9.2024 günü <strong>1.999.500,00 TRY</strong> bedel ile sözleşme imzalanıp iş verilir.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Yaklaşık Maliyet ne idi:</strong> 2.012.866,66</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Verilen teklif ne idi:</strong> 1.999.500,00</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Yaklaşık maliyetten</strong> 13.366,66 TRY aşağı.</span></p><p><span style="font-size:20px">Anlayacağınız kimsenin bilmemesi gereken yaklaşık maliyeti işi alan firma tahmin etmiş…</span></p><p><span style="font-size:20px">Ayrıca yaklaşık maliyet tespit edilirken kimlerden teklif alınmış,&nbsp; o teklif alınanlar işe teklif vermişler mi, vermişler ise ne teklif atmışlar ortaya çıkması lazım.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Bu arada iş yaklaşık 2 milyona gitmiş.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Daha bu rakam içinde KDV de yok. Onu da ilave edersek rakam daha da artacak.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Beytülmal dediğimiz tüysüz yetimin ve şehidin hakkı olan kasadan yapılan harcama bu.</span></p><p><span style="font-size:20px">İdareler, 4734 Sayılı Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Neden pazarlık?</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Niçin AÇIK ihale değil?!</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:18px"><strong>YENİŞEHİR BELEDİYESİ İLE İLGİLİ DİĞER HABERLERİMİZİN LİNKLERİ;</strong></span></span></p><p><span style="font-size:14px"><strong><a href="https://www.haberanaliz.net/haber/mersin-yenisehir-belediyesinin-ilginc-icecek-alimi-19211">https://www.haberanaliz.net/haber/mersin-yenisehir-belediyesinin-ilginc-icecek-alimi-19211</a></strong></span></p><p><span style="font-size:14px"><strong><a href="https://www.haberanaliz.net/haber/belediyelerde-pazarlikli-alima-devam-19131">https://www.haberanaliz.net/haber/belediyelerde-pazarlikli-alima-devam-19131</a></strong></span></p><p><span style="font-size:14px"><strong><a href="https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehirde-parklarin-duzenlenmesi-park-dizayna-17180">https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehirde-parklarin-duzenlenmesi-park-dizayna-17180</a></strong></span></p><p><span style="font-size:14px"><strong><a href="https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehir-belediyesi-kendi-kurdugu-sirkete-is-vermis-16904">https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehir-belediyesi-kendi-kurdugu-sirkete-is-vermis-16904</a></strong></span></p><p><span style="font-size:14px"><strong><a href="https://www.haberanaliz.net/haber/den-ka-yenisehirden-sonra-mezitlide-16878">https://www.haberanaliz.net/haber/den-ka-yenisehirden-sonra-mezitlide-16878</a></strong></span></p><p><span style="font-size:14px"><strong><a href="https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehirin-isleri-fircala-disleri-2-16731">https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehirin-isleri-fircala-disleri-2-16731</a></strong></span></p><p><span style="font-size:14px"><strong><a href="https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehirin-isleri-fircala-disleri-16701">https://www.haberanaliz.net/haber/yenisehirin-isleri-fircala-disleri-16701</a></strong></span></p><p><span style="color:#008000"><span style="font-size:22px"><strong><em>ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN</em></strong></span></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:22px"><strong>CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.</strong></span></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong>Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir.</strong></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong>Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:22px"><strong>CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:22px"><em><strong><a href="mailto:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com">batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com</a>&nbsp;</strong></em></span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Baby Reindeer: ABD'de mahkeme dizinin 'gerçek hikaye' olarak sunulamayacağına hükmetti]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/baby-reindeer-abdde-mahkeme-dizinin-gercek-hikaye-olarak-sunulamayacagina-hukmetti-22086252516b4-331f-49b4-af8c-ac1f7ca299d22024-09-30T22:40:00+03:00HABER MERKEZİ Baby Reindeer: ABD'de mahkeme dizinin 'gerçek hikaye' olarak sunulamayacağına hükmetti

Baby Reindeer: ABD'de mahkeme dizinin 'gerçek hikaye' olarak sunulamayacağına hükmetti

MAGAZİN

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Hakim, dizinin başrol oyuncusu Richard Gadd’in yazdığı senaryonun, Netflix tarafından yayınlanmadan doğrulanması gerektiğine hükmetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu kararla Fiona Harvey’nin Netflix’e karşı karalama davası açması mümkün hale geliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Netflix’i itibarını zedelemekle suçlayan İskoç kadın, platformdan 170 milyon dolar tazminat istiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Netflix kararla ilgili açıklamasında Richard Gadd'ın hikayesini anlatma hakkının sonuna kadar arkasında duracağı belirtildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Dizinin yaratıcısı Gadd, Netflix yapımın kurgulaştırılmış bir senaryodan oluşturulduğunu ve ‘harfi harfine gerçek bir hikaye’ olmadığını söylemişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Baby Reindeer, Netflix tarafından ‘gerçek hikaye’ olarak tanıtılmıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir komedyen olan Richard Gadd’ın senaryosu, çalıştığı barda tanıştığı bir kadın tarafından aylarca takip edilmesi ve cinsel tacize uğraması ekseninde gelişiyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İngiliz yayıncı Piers Morgan'a verdiği yaklaşık bir saatlik röportajda Harvey, Gadd'ı Londra'da bir barda çalıştığı dönemde tanıdığını doğrulamıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak dizide Gadd'ın karakterine 41.000 e-posta gönderen ve 350 saatlik sesli mesaj bırakan Martha karakteri gibi davrandığını reddetmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Harvey, “Bunların hiçbiri doğru değil. Ona hiçbir şey gönderdiğimi sanmıyorum. Aslında birkaç e-posta alışverişi olmuş olabilir ama hepsi bu. Sadece şaka amaçlı e-postalar" demişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD’li hakim Gary Klausner, dizinin bölümlerinin “Bu gerçek bir hikayedir” diye başlamasının, izleyicileri bu şekilde yönlendirdiğine hükmetti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Netflix</strong>, Harvey, gerçek hayatta da benzer şeyler yaptığı için yansıtılanların "esas itibarıyla doğru" olarak görülmesi gerektiğini savunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Klausner, Martha'nın dizideki eylemlerinin Harvey'nin gerçek hayatta suçlandığı şeylerden "daha kötü" olduğunu ifade etti:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Israrla birini taciz etmekle, mahkemede bu suçtan hüküm giymek arasında büyük fark var. Aynı şekilde, bir kişiye uygunsuz şekilde dokunmakla ile cinsel saldırı arasında da büyük fark var.”</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Netflix</strong>'ten yapılan açıklamada, “Bu konuyu mahkemede sonuna kadar savunmayı, Richard Gadd'in hikayesini anlatma hakkının arkasında durmayı planlıyoruz” denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İskoç kadın, platformdan 170 milyon dolar tazminat istiyordu.</span></p><h2><span style="font-size:18px">‘Harfi harfine gerçek bir hikaye değil'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Dizinin yaratıcısı Gadd, Netflix dizisinin kurgulaştırılmış bir senaryodan oluşturulduğunu ve ‘harfi harfine gerçek bir hikaye’ olmadığını söylemişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gadd savunmasında, Harvey'nin Londra'daki bir barda çalıştığı dönemde kendisini yıllarca takip ettiğini, poposunu çimdiklediğini ve binlerce rahatsız edici e-posta ile sesli mesaj gönderdiğini iddia etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Taciz iddiasını polise bildirdiğini ve Fiona Harvey’nin ‘taciz uyarısı’ aldığını söyledi. Dizide olduğunun aksine, Harvey’ye dava açılmadı veya hapse gönderilmedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İngiliz Sunday Times gazetesi de Gadd'in "Bu gerçek bir hikaye" ifadesi konusunda çekinceleri olduğunu ancak bu ifadenin ‘Netflix'in talebi üzerine’ eklendiğini yazdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Klausner de kararında Sunday Times haberine dikkat çekerek, Netflix'in kurgu olduğunu bildikleri halde hikayeyi gerçekmiş gibi sunmayı seçmiş olması durumunda bunun ‘fiili kötü niyet’ suçuna karşılık geleceğine hükmetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Harvey, Baby Reindeer dizisi sonrası, sosyal medya paylaşımları aracılığıyla kamuoyu tarafından hemen teşhis edilmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hakim Klausner, Harvey’nin bu süreçte "ciddi duygusal sıkıntı" çektiğini ve ölüm tehditleri aldığını da kayda geçirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Klausner, Netflix'in Harvey’nin “kimliğinin açığa çıkacağını bilmesi” gerektiğini ve bazı izleyicilerin senaryo üzerinden “onu taciz edebileceğini öngörmesi” gerektiğine karar verdi. Çevrim içi film ve dizi izleme platformu, ifadelerin ve tasvirin doğruluğu üzerine bir çalışma yapmamakla da suçlanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Klausner, Netflix'in davanın kabul edilmemesi talebini de reddederken aynı zamanda Harvey’nin bazı suçlamalarını da reddetti. Ancak temel olarak Harvey’nin ‘kasıtlı olarak duygusal sıkıntıya neden olma’ suçlamasıyla Netflix’i dava edebileceğine karar verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eylül ayında verilen Emmy ödüllerinde aktör Jessica Gunning, Baby Reindeer'daki Martha rolüyle Emmy ödülü kazandı. Yapım toplamda dört Emmy ödülü aldı</span></p><p>KAYNAK: BBC.TÜRKÇE</p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c1wn8y2rezdo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Papa'nın kürtaj açıklamalarına tepki]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/papanin-kurtaj-aciklamalarina-tepki-22085322468e9-a812-4546-aa2b-e514c2d1f3662024-09-30T22:36:00+03:00HABER MERKEZİ Papa'nın kürtaj açıklamalarına tepki

Papa'nın kürtaj açıklamalarına tepki

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><strong><span style="font-size:18px">ÖVGÜ PINAR'IN HABERİDİR</span></strong></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco kürtajı “cinayet”, kürtaj yapan hekimleri de “kiralık katil” diye niteleyince hak savunuculardan tıp dünyasına kadar geniş bir kesimin tepkisini çekti.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Papa’ya, kilisedeki çocuk tacizleri için bile bu kadar sert bir dil kullanmadığı eleştirisi geldi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lüksemburg-Belçika ziyaretinin ardından dün Vatikan’a dönen Papa Francesco, dönüş uçağında gazetecilerin sorularını yanıtladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir gazetecinin kürtajla ilgili sorusu üzerine Papa, “Unutmayalım, kürtaj cinayettir. Bunu yapan doktorlar da kiralık katillerdir. Kiralık katiller. Bu üzerinde tartışılacak bir şey değil” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Papa’ya bu soru, Brüksel ziyareti sırasında eski Belçika Kralı Baudouin’in mezarını ziyaret etmesi ve kürtaja karşı duruşu nedeniyle eski kralı övmesi nedeniyle geldi. Papa, 1990 yılında kürtajı yasal hale getiren yasayı imzalamamak için bir günlüğüne tahttan feragat eden Kral Baudouin’i aziz ilan etme sürecini başlatacağını açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Roma’ya dönüş uçağında geleneksel basın toplantısı sırasında Belçika’nın Fransızca kamu yayıncısı RTBF’den bir gazeteci Papa’ya “Kral Baudouin hakkında söyledikleriniz Belçika'da şaşkınlık yarattı. Bazıları bunu Belçika'nın demokratik yaşamına siyasi müdahale olarak da gördü” dedi ve “yaşam hakkı, yaşamın savunulması ve kadının acı çekmeden yaşama hakkı nasıl örtüşebilir?” diye sordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Papa’nın bu soruya cevap verirken kürtajı “cinayet”, kürtaj yapan hekimleri de “kiralık katil” diye nitelemesi büyük bir tepki dalgasına neden oldu. Katolik Kilisesi’nin ve Papa Francesco’nun kürtaj konusundaki görüşü önceden bilinse de özellikle doktorlar için suçlayıcı ve hedef gösterici bir ifade kullanması tepkilerin dozunu artırdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Vatikan’ın içinde yer aldığı İtalya’da siyasetçilerden tıpçılara, kadın hakları savunucularına kadar büyük bir kesim Papa’yı net biçimde eleştirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Liberal kanattaki Eylem partisi lideri Carlo Calenda, İtalya’da kürtaja erişim belli koşullarda yasal olsa da halihazırda çok sayıda doktorun dini inanış gibi gerekçelerle “vicdani ret” hakkından faydalanarak kürtaj yapmayı reddettiğini hatırlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Calenda, Papa’ya “Son derece yanlış sözler. İtalya'da kürtaj, itiraz eden doktorların sayısı göz önüne alındığında zaten yalnızca kağıt üzerinde garanti altına alınmış bir hak… Papa'nın ifadelerindeki şiddet (ki bu ilk değil) anlaşılmaz” diye tepki gösterdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ülkenin önde gelen tıp vakıflarından GIMBE’nin başkanı Dr. Nino Cartabellotta da “Hayır Sevgili Papa Francesco, kürtaj yapan doktorlar tetikçi değil. Kadının iradesine ve laik devletin hukukuna saygı duyuyorlar” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İtalya’nın tanınmış feminist ve insan hakları eylemcilerinden Luisa Rizzitelli de benzer bir tepkiyle “Papa istediğini söyleyebilir ama burası laik bir devlet” vurgusu yaptı.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Neyse ki kanunları Papa yapmıyor'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Belçika’da da büyük ses getiren sözler basında eleştiri yağmuruna tutuldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Papa’ya kürtajla ilgili soruyu soran RTBF’nin internet sitesindeki bir analizde, Papa’nın “büyük ölçüde laikleşmiş Belçika toplumuyla uyumsuz” göründüğü ve ülkeye yaptığı ziyaretin “neredeyse bir utanç hissi” yarattığı belirtildi. Yazıda, “Kürtaj yapan doktorlara tetikçi demek, yalnızca aşırı azınlık ve aşırı uçtaki Belçika Katolikleri tarafından paylaşılan bir tutum. En kötüsü de, Papa'nın doktorları kınamak için kullandığı kelimelerin tacizci rahipler için kullandıklarından daha sert olması” denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Papa’nın Belçika gezisi, kilise içindeki çocuk tacizi skandallarıyla yüzleşme amacı da taşıyordu. Papa Brüksel’de bir grup taciz mağduruyla özel görüşme yaptı, bu skandalların kilisenin af dilemesi gereken bir utanç ve suç olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kilise içi bir rapora göre Belçika'da 2012'den beri 700'den fazla taciz şikayeti oldu. Ülkede en ses getiren skandallardan biri de Bruge piskoposu Roger Vangheluwe’nin taciz skandalları nedeniyle istifa ettirilmesi ancak cezasız kalmasıydı. 2010'da istifa eden piskopos ancak geçen Mart'ta Papa tarafından din adamlığından çıkarıldı; bu adım Papa’nın Belçika gezisine hazırlık olarak yorumlanıyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Belçika’nın önemli gazetelerinden Le Soir da baş yazarı Béatrice Delvaux imzasıyla Papa’yı sert biçimde eleştirdi. “Haleluya, Belçika'da kanunları Papa yapmıyor!” başlıklı yazıda “Kendisini davet eden ülkenin yasalarına meydan okuyan bir vaize dönüşen dogmatik bir kilise liderini devlet başkanı statüsünde ağırlamaya son vermeliyiz” denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Papalar Vatikan şehir devleti lideri sıfatına da sahip oldukları için resmi ziyaretlerde devlet başkanı konumunda ağırlanıyor ve siyasi yöneticilerle de bir araya geliyor. Papa Francesco da 26-29 Eylül’de yaptığı Lüksemburg-Belçika gezisinde dini buluşmaların yanı sıra her iki ülkenin başbakan, kral ve grandüküyle de görüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Papa ay başında Asya turundan Roma’ya dönerken de yine basın toplantısı sırasında kürtaj konusunda tartışma yaratan ifadeler kullanmıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD'li bir gazeteci, “ABD'de seçimler yaklaşırken, hamileliği sonlandırmayı destekleyen bir aday ya da 11 milyon göçmeni sınır dışı etmek isteyen bir adayla karşı karşıya kalan Katolik bir seçmene ne tavsiye edersiniz?” diye sormuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Papa da buna yanıt olarak isimlerini vermeden hem Demokrat Parti’nin başkan adayı Kamala Harris’i hem de Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ı “hayata karşılar” diye eleştirmişti. “Ben Amerikalı değilim, kararı ben veremem” diye Papa, Katoliklere kendilerine göre “ehveni şer” buldukları adayı seçmelerini tavsiye etmişti.</span></p><p>KAYNAK: BBC.TÜRKÇE</p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c0m0ly4rnxgo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Fitch Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notunu yükseltti]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/fitch-antalya-buyuksehir-belediyesinin-kredi-notunu-yukseltti-220846ca96ce9-aa28-4ae3-ab06-5b64183961fa2024-09-30T22:31:00+03:00HABER MERKEZİ Fitch Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notunu yükseltti

Fitch Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notunu yükseltti

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">2019 yılında bütçesine göre Türkiye’nin en borçlu belediyesini devralan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, planlı, kurallı ve kimlikli belediyecilik hizmetleriyle Antalya’ya önemli projeler kazandırırken, bir yandan da borç ödüyor. Başkan Böcek’in başarılı finans yönetimi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının takdirini toplarken,</span></p><p><span style="font-size:18px">Büyükşehir Belediyesi’nin yurt içi ve yurt dışından kredi limitleri de yükseliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">KREDİ NOTU B+’dan BB-‘ye YÜKSELDİ</span></p><p><span style="font-size:18px">Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin finansal başarısı Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings tarafından not artışıyla tescillendi. Fitch, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin uzun vadeli yabancı ve yerel para cinsinden tahvil temerrüt notları (IDR) "B+"dan "BB-"ye yükseltti. Fitch raporuna göre; Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin borç sürdürebilirliği puanı AAA düzeyinde olup güçlü bir geri ödeme potansiyeline sahip olduğu vurgulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">YATIRIMLAR İÇİN KREDİ ALIP ÖDEYEBİLME GÜCÜ ARTTI</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bağımsız kredi profili BBB- düzeyine yükselerek, yatırım yapılabilir seviyeye ulaştığı, turizm faaliyetlerindeki büyümenin devam ettiği ve vergi tahsilatlarında beklenenin üzerinde artış gerçekleştiği belirtildi. Fitch Ratings raporuyla açıklanan kredi notunun, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yurtiçi ve yurtdışı finans kuruluşları ile yapacağı anlaşmalar için büyük önem arz ettiği kaydedilerek, Büyükşehir Belediyesi’nin güçlü bir finansal yapıya sahip olmasının ve yatırımlar için kredi alıp, ödeyebilme gücünün bir göstergesi olduğu belirtildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">KREDİ NOTUMUZ YÜKSELDİ</span></p><p><span style="font-size:18px">Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 2019'da göreve geldiğinde bütçesine göre en borçlu belediyeyi devraldığını hatırlatarak, “2024 yılına geldiğimizde SGK dahil hiçbir kurum, kuruluşa günü geçmiş borcu bulunmayan bir Antalya Büyükşehir Belediyesi haline geldik. Tasarruf ettik, sosyal belediyecilik anlayışımızla halkın parasını halk için kullandık. Finansal başarımız üzerine Fitch, kredi notumuzu da negatiften pozitife dönüştürdü. Vatandaşlarımızın mutluluğu için azimle gururla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[GÜVENLİ ULAŞIM MODELİYLE OKULLARINA GİDİYOR]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/guvenli-ulasim-modeliyle-okullarina-gidiyor-22083e9d99219-8a70-429c-b4e1-f1be3b181b892024-09-30T22:27:00+03:00HABER MERKEZİ GÜVENLİ ULAŞIM MODELİYLE OKULLARINA GİDİYOR

GÜVENLİ ULAŞIM MODELİYLE OKULLARINA GİDİYOR

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediyesi’nin “Güvenli Okul Yolları Projesi” ile öğrenciler bisiklet şehri Konya’da okullarına güvenle gidiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Konya Büyükşehir Belediyesi’nin birlikte hazırladığı Türkiye’de bu konudaKİ ilk çalışma olan Bisiklet Master Planı kapsamında hayata geçirdikleri “Güvenli Okul Yolları Projesi”ni yaygınlaştırmaya devam ettiklerini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>PROJEYE DAHİL OLAN OKUL SAYISI 19’A YÜKSELDİ</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Konya’nın 635 kilometre ile Türkiye’nin en uzun bisiklet yoluna sahip şehri olduğunu ve bu alanda örnek uygulamalar yaptıklarını, Güvenli Okul Yolları Projesi’nin de bunların başında geldiğini kaydeden Başkan Altay, “Bu zamana kadar 17 ortaokul ve 5 Bilgehanede gerçekleştirilen çalışmaya 2 yeni ortaokul ilave edilerek sayı 19’a çıkarıldı. Son olarak Mehmet Beğen Ortaokulu ile Zafer Ortaokulu projemize dahil oldu. Proje kapsamında teorik eğitimlerini alan öğrencilerimize bisiklet kaskları ve giydikleri reflektörlü yeleklerle belirli güzergahlarda motorize zabıtalarımız eşlik ediyor. Böylece yavrularımız trafik yoğunluğu ve olası tehlikelerden korunarak okullarına bisikletle güvenle ulaşma imkanı bulmuş oluyor” diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“KONYA’MIZIN BİSİKLET DOSTU ŞEHİR KİMLİĞİNİ GÜÇLENDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Projenin özellikle çocukların trafikteki güvenliğini artırmak ve bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla hayata geçirildiğini vurgulayan Başkan Altay, "Bu proje sayesinde çocuklarımız daha güvenli, sağlıklı ve çevre dostu bir ulaşım şekliyle okullarına gidiyor. Ayrıca, bisiklet kullanımını yaygınlaştırarak, Konya’mızın bisiklet dostu şehir kimliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başkan Altay, Güvenli Okul Yolları Projesi’ni ilerleyen dönemlerde daha fazla okulda ve gönülle katılımıyla yaygınlaştırmayı amaçladıklarını da sözlerine ekledi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>ÖĞRENCİLER PROJEDEN MEMNUN&nbsp;</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’yle birlikte yürütülen projeye dahil olan Mehmet Beğen Ortaokulu ile Zafer Ortaokulu’nda yapılan eğitimlerde, öğrenciler toplu olarak bisiklet sürüşüne katıldı. Öğrencilere önce bisiklet kullanmanın yararları, bisiklet sürüş ekipmanları ve güvenli bisiklet kullanımına dair verilen teorik eğitimin ardından motorize zabıta ekipleri eşliğinde uygulamalı güvenli bisiklet sürüşü gerçekleştirildi.<br />Öğrenciler bisiklet kaskları ve giydikleri reflektörlü yeleklerle diğer bisiklet kullanıcılarına örnek teşkil ederken kask ile reflektörlü yelek giyme alışkanlığının bisiklet kullanıcıları arasında yaygınlaşmasına da katkı sağlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bisikletle okula gelmenin kendileri için keyifli bir aktivite olduğunu belirten öğrenciler de “Güvenli Okul Yolları Projesi” için Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a teşekkür etti.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[YENİ EVİN ESKİŞEHİR’E HOŞ GELDİN]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/yeni-evin-eskisehire-hos-geldin-220825dd972db-9aaf-4f2a-a9c0-4b7ae1cd2bb02024-09-30T22:21:00+03:00HABER MERKEZİ YENİ EVİN ESKİŞEHİR’E HOŞ GELDİN

YENİ EVİN ESKİŞEHİR’E HOŞ GELDİN

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi, üniversite sınavında Anadolu Üniversitesi (AÜ), Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) &nbsp;ve Eskişehir Teknik Üniversitesi’ni (ESTÜ) kazanarak şehrimize gelen öğrencilere yönelik karşılama etkinlikleri gerçekleştiriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu kapsamda Büyükşehir Gençlik Merkezi tarafından kampüslerin girişinde ve içerisinde şehre yeni gelen üniversite öğrencilerini bilgilendirmek, şehre uyum sağlamalarına yardımcı olmak amacıyla stantlar kuruldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Öğrencilere, şehrin olanakları, Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetleri, gençlik merkezinin düzenlediği etkinlikler ve çeşitli destek programları hakkında bilgi verilerek üniversite hayatlarına en iyi şekilde başlamaları amaçlanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gençlik Merkezi görevlileri ve gönüllülerinin karşıladığı öğrenciler, bir sürprizle de karşılaştılar. Stantlarda bulunan QR kodları telefonlarından okutan öğrenciler, karşılarına çıkan dijital el broşüründe Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin kendilerine yönelik yazdığı mesajı okudular. Broşürde yurtlar, müzeler, ulaşım hatları, kültür sanat merkezleri, kamu kurum ve kuruluşlarının iletişim numaraları gibi öğrencilerin yararlanacağı çok sayıda faydalı bilgi yer alıyor. Büyükşehir Gençlik Merkezi, ilerleyen günlerde eğitim hayatlarına yeni başlayan üniversite öğrencilere yönelik özgün içeriklere sahip çok sayıda etkinlik ile gençlerle buluşmaya devam edecek.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İzmirlilere ücretsiz HPV aşısı ve üreme sağlığı hizmeti]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/izmirlilere-ucretsiz-hpv-asisi-ve-ureme-sagligi-hizmeti-220810f86a006-481b-448b-9ac3-035e2ef120a32024-09-30T22:14:00+03:00HABER MERKEZİ İzmirlilere ücretsiz HPV aşısı ve üreme sağlığı hizmeti

İzmirlilere ücretsiz HPV aşısı ve üreme sağlığı hizmeti

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Ankara’da düzenlenen Birinci Basamak ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri Çalıştayı’na katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla, CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz başkanlığında gerçekleştirilen programda, Başkan Tugay tarafından Birinci Basamak ve Koruyucu Sağlık Hizmetlerinde Yerel Yönetimler başlıklı sunum yapıldı. Aynı zamanda Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı olan Tugay, temel koruma, birincil koruma, ikincil koruma ve üçüncül koruma kapsamında İzmir’de yapılan sağlık çalışmalarını aktardı. HPV aşısı ve üreme sağlığı hizmetlerine ilişkin müjde veren Başkan Tugay, yerel yönetimlerin sağlık politikaları belirlenirken aktif rol alması gerektiğini vurgulayarak “Belediyelerin ne bugün ne de bizim iktidarımızda, sağlık alanında pasifleştirilmemesi gerektiğini söylüyorum. Mutlaka kurgulanacak olan sağlık politikalarında sağlık sistemi içinde belediyelere roller verilmeli. Ben aynı zamanda doktor olarak bunu söylüyorum. Sağlık hizmetinin neleri kapsadığını çok iyi bilen biri olarak çok önemli bir fırsatımız olduğunu, çok önemli bir gücümüz olduğunu belirterek bununla ilgili çalışmalar yapmamız gerektiğini söylemek isterim” diye konuştu.<br />&nbsp;<br /><strong>HPV aşısı 3 doz uygulanacak</strong><br />Kişiye yönelik birincil koruma uygulamaları kapsamında aşılama çalışmalarının en çok konuşulması gereken konulardan biri olduğunu belirten Başkan Tugay, “2003 yılından beri ülkemizdeki politikalar, koruyucu hekimlikten ve toplum sağlığını sağlamaktan çok bir tüketim alanı olarak, ticarileşmiş bir alan olarak insanların hasta olmasına izin verip daha sonra onları tedavi ederek bazı kişi ve kurumların kazanç sağlaması ile ilgili bir süreçtir. Burada ihmal edilen en önemli konulardan biri aşılamadır. Bugün aşılamaların çok daha düşük oranda olduğunu, aşı ile önlenmiş bazı hastalıkların yeniden görülmeye başlandığını hepimiz biliyoruz. Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimler, HPV aşısına sahip çıkıyor” diyerek Dünya Sağlık Örgütü'ne üye ülkelerin yüzde 60'ında HPV aşısının sağlık sigortaları ile ücretsiz olarak yapıldığını vurguladı. Türkiye’de HPV aşısının henüz SGK tarafından karşılanmadığını ve aşılanma oranının binde 9 ila yüzde 3.9 arasında olduğunu dile getiren Başkan Tugay, “Bu çok yetersiz ve çok üzücü bir orandır. HPV enfeksiyonunun bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve bu aşı ile serviks kanseri oranının düşürüleceğini hepimiz biliyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak aralık ayı itibariyle 18-26 yaş grubundaki ve sosyal destek sistemindeki kadınlara 3 doz HPV aşısı uygulamasına başlayacağız. Tabii ki savunduğumuz ve olmasını istediğimiz şey, sağlık sigortası sisteminin tüm kızlarımıza aşıyı yapmasıdır” yorumunda bulundu.<br />&nbsp;<br /><strong>Ücretsiz üreme sağlığı hizmetleri</strong><br />Çocuk doğurmayı istemediği veya bunu ertelemek istediği halde gebeliği önleyici herhangi bir yöntem kullanmayan kadınların durumunu ifade eden “karşılanmamış aile planlaması ihtiyacı” olgusunu anlatan Başkan Tugay, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları'na (TNSA) göre evli kadınlar arasında karşılanmamış aile planlaması ihtiyacının 1993 yılından sonraki 20 yıl boyunca sürekli azaldığını ancak 2018'den önceki son beş yıllık dönemde karşılanmamış ihtiyaçta yüzde 5,9'dan yüzde 11,6'ya keskin bir artış gerçekleştiğini kaydetti. Bu kapsamda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak çalışmaları duyuran Başkan Tugay, şöyle devam etti: “Çocuk sahibi olmak istemeyen, bunun için şartları uygun olmayan, aile planlaması konusunda desteğe ihtiyacı olan pek çok kadın, ne yazık ki sahipsiz durumda. Türkiye’de hastanesi olan tek belediye, İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Aralık ayından itibaren Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu desteğini de alarak Üreme Sağlığı Birimi’ni hayata geçireceğiz ve aile planlaması başta olmak üzere üreme sağlığı hizmetlerini ücretsiz gerçekleştireceğiz. Bu da birincil korumaya örnek bir başka uygulamamız olacak.”<br />&nbsp;<br /><strong>“Sağlık sisteminde çok rahatsız edici boşluklar var”</strong><br />Hastalıkları belirtisiz dönemlerinde ya da belirtilerin henüz ağırlaşmadığı erken döneminde teşhis ve tedavi etmeyi kapsayan ikincil koruma uygulamalarını anlatan Başkan Tugay, ikincil koruma kapsamındaki uygulamaların yerel yönetimler eliyle rahatlıkla yapılabileceğini, İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi’nin ikincil koruma kapsamındaki tüm uygulamaları sunduğunu dile getirdi. Eşrefpaşa Hastanesi ekiplerinin çok sayıda insana evde sağlık ve bakım hizmeti verdiğini söyleyen Başkan Tugay, “Bu çalışma, birinci basamak sağlık hizmetlerinin kapsayıcılığını artıran bir çalışma. Sadece sabit bir yerde verilen bir hizmet değil, aynı zamanda ayağa götürülen, tamamen ücretsiz bir hizmet” sözlerine yer verdi. Plastik cerrah olması nedeniyle meme kanseri vakalarını çokça bildiğini ifade eden Başkan Tugay, “Aslında çok erken dönemde yakalanabileceği halde katlanıyor ve bu konudaki ihmaller o kadar fazla ki. Dünyada pek çok ülkede belli yaşlardan sonra kadınların mamografi yaptırması, erkeklerin PSA testi yaptırması zorunlu. Böyle kararlar alınması lazım. Sağlık sisteminde bu konular çok rahatsız edici boşluklar. Bunlarla ilgili yerel yönetimler aktif rol alabilir ve çok kolayca yapılabilir. Belki yüz binlerce insanımızın hayatını kurtarabiliriz. Sağlık sistemindeki önemli bir açığı düzeltebiliriz” ifadelerini kullandı.<br />&nbsp;<br /><strong>“Toplumun ciddi bir psikoterapiye ihtiyacı var”</strong><br />Üçüncü korumanın rehabilitasyon hizmetlerini kapsadığını ifade eden Başkan Tugay, “Rehabilitasyon, bedence ya da ruhça engelli duruma düşmüş olanların başkalarına bağımlı olmadan yaşayabilmelerini sağlamak için yapılan bütün çalışmaları kapsıyor. Engellilik durumu ile ilgili yerel yönetimler eliyle yapılabilecekler çoğunuzun malumu. Dikkat çekmek istediğim başka bir şey var. Bugün toplumumuzun çok büyük bir kesimi psikolojik olarak engelli durumda. Tüm toplumun ciddi bir psikoterapiye ihtiyacı var. Belediyeler bunu da çok basit yollarla yapabilir. Bu zorlu zamanlarda toplumun psikolojik sağlığına sahip çıkmayan bir merkezi yönetimin yarattığı bu eksikliği tamamlamak için yerel yönetimler olarak çokça rol alabiliriz” dedi.<br />&nbsp;<br /><strong>“Türkiye’de bir İleri Yaş Eylem Planı olmalı”</strong><br />Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak sağlığı bir hak olarak gördüklerini ve her türlü sağlık çalışmasını desteklediklerini belirten Başkan Tugay, “Sağlıklı olmak, çevrenin etkisiyle de olan bir durum. O nedenle kentlerimizin sağlıklı yapılanmasını sağlamak, sağlıksız her türlü unsuru ortadan kaldırmak da insanların sağlıklı olma hakkına verdiğimiz en büyük hizmetlerden biridir. İyilik halini desteklemekten bahsedince bir parantez açmalıyız” diyerek genç nüfusun azaldığına ve yaşlı nüfusun gün geçtikçe arttığına işaret etti. Türkiye’de bir İleri Yaş Eylem Planı’nın olması gerektiğini savunan Başkan Tugay, yerel yönetimlerce bu alanın da önemli bir çalışma alanı olarak görülmesi gerektiğini söyledi.<br />&nbsp;<br /><strong>Tek sağlık</strong><br />İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak 2025-2029 Stratejik Planı'nda “tek sağlık” kavramının beş stratejik eksenden biri olarak ele alındığını söyleyen Başkan Tugay, şöyle konuştu: “Kentimizi sağlıklı yapmak, insanlarımızı sağlıklı yapmak ve geleceğe sağlıklı gitmek konusunda kendimize plan yaptık. İklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini çok önemli bir çalışma alanı olarak belirledik” dedi. Başkan Tugay, “tek sağlık” çalışmaları kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Sahipsiz Hayvan İzmir Eylem Planı, İleri Yaş İzmir Eylem Planı, yangın bölgelerinde vatandaşların katılımıyla ağaçların hayata kazandırılması gibi çalışmalar yapıldığını belirtti.<br />&nbsp;<br /><strong>Büyükşehir’den Gıda Stratejisi belgesi</strong><br />Sunumunda sağlık çalışmaları kapsamında temel koruma kavramını aktaran Başkan Tugay, temel korumanın risk faktörleri ortaya çıkmadan önce atılan adımlar olarak tanımlanabildiğini ve tıbbi sorunların ötesinde toplumsal kaygıların önlenmesini içerdiğini belirtti. Dünyada 922 milyon kişi yetersiz beslenirken, 2,3 milyar kişinin ise gıda güvensizliği içinde olduğunu kaydeden Başkan Tugay, sağlıklı ve uygun fiyata gıda alamayan ya da bu gıdalara ulaşamayan insanlar ve semtleri niteleyen “gıda çölü” kavramına değindi. Her şehrin bir Gıda Stratejisi oluşturması ve özellikle dezavantajlı grupları gıda çöllerine mahkum olmaktan kurtarması gerektiğini vurgulayan Başkan Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Gıda Stratejisi belgesini pek yakında hayata geçireceğini dile getirdi.<br />&nbsp;<br /><strong>Ses kirliliğinin azaltılması için işbirliği</strong><br />Bireye veya topluma yönelik uygulanabilen birincil korumanın, hastalıkların oluşmasını engelleme, hastalıktan koruma, toplumda yeni olguların görülme sıklığını azaltmayı amaçladığını ifade eden Başkan Tugay, hem birey hem de toplum için yapılan birincil koruma uygulamalarından örnekler verdi. Belediyelerin çevre ile ilgili iyileştirme programlarının tamamının bu koruma düzeyi ile ilgili olduğunu hatırlatan Başkan Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak ses kirliliğinin azaltılması ile ilgili Dünya Akustik Federasyonu ile işbirliği yapılarak yeni bir programa dahil olacaklarını duyurdu. &nbsp;</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İSTANBUL VE MOSKOVA ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/istanbul-ve-moskova-arasinda-is-birligi-protokolu-220802fda3678-6e6e-45d9-b1e4-c7359d7ab01e2024-09-30T22:10:00+03:00HABER MERKEZİ İSTANBUL VE MOSKOVA ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

İSTANBUL VE MOSKOVA ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Federatif bir yönetim biçimine sahip olan Moskova Hükümeti Bakanı ve Moskova Şehri Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Sergey Cheremin arasındaki Ekim 2023’teki görüşmede ortaya çıkan iş birliği protokolü imzalama görüşü üzerine İmamoğlu, kurmaylarını çalışma yapması için görevlendirdi. İki heyetin çalışması sonrası İstanbul ile Moskova arasındaki iş birliğini geliştirmeyi amaçlayan protokol tamamlandı ve imza aşamasına getirildi. Tamamlanan protokol için İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde imza töreni düzenlendi. Törende Rusya İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, Moskova Hükümeti Bakanı ve Moskova Şehri Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Sergey Cheremin, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Zeynep Neyza Akçabay ve İBB bürokratları yer aldı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“İKİ ŞEHİR DÜNYADA&nbsp;&nbsp;ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUMDA”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Akçabay ve Cheremin’in imzalarıyla hayata geçen protokol hakkında konuşan İmamoğlu, “Her yönüyle bilmemiz gerekir ki iki ülke ve etkili iki şehir sadece bir diplomatik ilişki çerçevesinde değil,&nbsp;&nbsp;bölgenin kaderini de şekillendiren iki önemli şehir, iki önemli ülkedir. Bu çerçevede iki şehrin, sadece bu ilişkide ve bölgede değil aynı zamanda bütün dünyada da çok önemli bir konumda olduğu gerçektir” diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>SERGEY CHEREMİN’E ÖZEL TEŞEKKÜR</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Daha parlak bir gelecek inşa etmek için iki şehrin yöneticilerinin gerekli önemin farkında olduğunu söyleyen İmamoğlu, “2019 yılından bu yana Moskova hükümetiyle birlikte tam da bu çerçevede hem birbirimizden öğreniyoruz hem de işbirliğimizi&nbsp;&nbsp;derinleştirebileceğimiz çok değerli alanları keşfediyoruz. İki yerel yönetimin de tam da bu öğrenme, gelişme ve iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlılığı ve güçlü iradesi çok değerli.&nbsp;&nbsp;Özellikle bu ortamın oluşmasına büyük katkı sunan Sergey Cheremin’e bütün heyet huzurunda da ayrıca teşekkür etmek isterim” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“YEREL DİPLOMASİNİN BAŞARILARINI VE ULUSLARARASI ÖLÇEKTE SERGİLEYECEĞİZ”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">İş birliği protokolü vesilesiyle iki şehrin ihtiyaçlarını daha etkili bir şekilde karşılayacaklarını belirten İmamoğlu,&nbsp;&nbsp;“Yerel diplomasinin başarılarını ve uluslararası ölçekte sergileme fırsatı bulayacağız” dedi. İmamoğlu şöyle devam etti:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Ağustos ayında katıldığım BRICS International Municipal etkinliğinde de vurguladığım gibi bizlere her zaman rehber olan Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Yurtta barış, cihanda barış’ sözlerinden ilham alarak, imzalayacağımız protokolün, küresel örnek olarak da güçlü bir yere erişeceğine ve küresel diyaloğun da güçlendirilmesine katkı sunacağın inanıyor ve temenni ediyorum.”</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>İKİ ŞEHİR DİYALOĞU AYAKTA TUTACAK</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">İstanbul ve Moskova'nın bölgesel barış ve huzurun sağlanmasında önemli bir aktör olmasını arzu ettiğini kaydeden İmamoğlu, “Zaman zaman oluşan ve oluşacak olumsuz durum ve şartlarda şehirlerin kendi arasında kuracağı&nbsp;&nbsp;ilişkilerin,&nbsp;&nbsp;üstlenebileceği arabuluculuk rollerinin&nbsp;&nbsp;toplumlar arasındaki diyaloğu ayakta tutmada çok büyük etkisi olacak” şeklinde konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“MODEL OLUŞTURMASINI DİLİYORUM”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Her zaman barışın ve ilerlemenin yanında olduğunu aktaran İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Şehirlerimiz arasındaki güçlü ve sıkı iş birliğinin hem ülkelerimiz ve bölge halklarının refahına büyük bir katkı sağlamasını diliyorum. Bu yönüyle tabii ki bizler çok önemli bir diyaloğun sahipleriyiz ama her zaman kurumlar arası, şehirler arası ve ülkeler arası diyalogların daha güçlü bir kurumsallıkta, daha kalıcı bir döneme erişmesiyle ilgili bu atılan kurumsal ve diplomatik ilişki konusundaki örnek protokolün iki ülke arasındaki ilişkilere de gelecekte örnek teşkil etmesini ve bir model oluşturmasını diliyorum. Tekrar sayın Sergey Cheremin’e&nbsp;&nbsp;teşekkür ediyorum.&nbsp;&nbsp;Böylesi bir ilişkinin içinde olmaktan gayet memnunum. Esas kalıcı olan bu vesileyle atmış olduğumuz bu kurumsal adımlar, saygın adımlar ve bu saygın protokol bu yönüyle esas kalıcı olan bu düzeni oluşturmaktan&nbsp;&nbsp;çok memnunum. İstanbul ve Moskova için hayırlı olsun. 2024 ve 2027 arasında geçerli olacak olan ve bu protokolün bölgemize barış ve huzur getirmesini, çok daha güzel günlerde ve çok daha değerli yeni protokoller yapmamızı diliyorum.”</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>CHEREMİN: PROTOKOL İLİŞKİLERİMİZE YENİ BİR BOYUT KATACAK</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Moskova Hükümeti Bakanı ve Moskova Şehri Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Sergey Cheremin ise protokolle ilgili, “İki şehir özellikle uluslararası ilişkilerde, ülkeler arasında bir lokomotif görevi görüyor” dedi. İki ülke ve şehir arasındaki ekonomik iş birliğinin önemine dikkat çeken Cheremin, “Protokol sadece ekonomik işbirliğine ivme kazandırmayacak. Bunun yanında ilişkilerimize de yeni bir boyut, yeni birliktelik kazanmasına katkı sunacak. Ekim 2023’te sizinle böyle bir inisiyatifi ortaya koyduk. Ekiplerimiz çalıştı.&nbsp;&nbsp;Daha önce işbirliğimizin olmadığı ama potansiyelimizin büyük olduğu teknoloji, dijitalleşme ve şehircilikle de ilgili çok önemli hususlar var ki inanıyorum bundan sonraki işbirliğimizi çeşitlendirmesi ne dışında yeni bir potansiyeli ortaya koyacak” diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konuşmaların ardından iki heyet arasında imza töreni gerçekleşti. İBB adına İBB Genel Sekreter Yardımcısı Zeynep Neyza Akçabay, Federal Moskova Hükümeti tarafından ise Moskova Hükümeti Bakanı ve Moskova Şehri Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Sergey Cheremin attıkları imzayla protokole resmiyet kazandırdı. İki heyet imza töreni sonrası birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>10 BAŞLIKTA İŞ BİRLİĞİ İMZASI</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Protokol,&nbsp;&nbsp;şu 10 başlıkta iş birliği yapılmasını hedefliyor</span></p><p><span style="font-size:18px">1.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Kentsel Planlama ve Alt Yapı Çalışmaları</span></p><p><span style="font-size:18px">2.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Toplu Taşıma ve Teknolojik Alt Yapı Çalışmaları</span></p><p><span style="font-size:18px">3.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Trafik İyileştirme Çalışmaları</span></p><p><span style="font-size:18px">4.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Kültür ve Kültürel Mirasın Korunması</span></p><p><span style="font-size:18px">5.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Spor Faaliyetleri</span></p><p><span style="font-size:18px">6.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Turizm Geliştirme Çalışmaları</span></p><p><span style="font-size:18px">7.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Akıllı Şehir ve Bilişim Teknolojileri</span></p><p><span style="font-size:18px">8.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Sağlık Ve Sosyal Hizmetler</span></p><p><span style="font-size:18px">9.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Dezavantajlı Grupların Yaşam Kalitesinin İyileştirilmesi</span></p><p><span style="font-size:18px">10.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;İklim Değişikliği</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Yeraltı katlı otopark için 29 Milyonluk pazarlıklı ihale!]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/yeralti-katli-otopark-icin-29-milyonluk-pazarlikli-ihale-2208740f9afee-0d8c-4a9a-b51c-38005e22bd372024-09-30T22:00:00+03:00HABER MERKEZİ Yeraltı katlı otopark için 29 Milyonluk pazarlıklı ihale!

Yeraltı katlı otopark için 29 Milyonluk pazarlıklı ihale!

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Mersin Büyükşehir Belediyesi <strong>2024/1103729</strong> ihale kayıt numarası ile <strong>"Mersin Büyükşehir Belediyesi Yeraltı Katlı Otopark ve Kentsel Tasarım İkmal İnşaatı YAPIM İşi"</strong>ni <strong>Pazarlık 21/B usulü</strong> ile 23.08.2024 günü saat 14.30 da ihale eder.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Pazarlık 21/B maddesi ne içindir?:</strong> Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>İşin idareci gizli olarak belirlediği yaklaşık maliyet ise:</strong> <strong>30.464.561,75 TRY</strong> dir.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>İşin yapılacağı yer ise:</strong> Mersin İli, Akdeniz İlçesi Nüzhetiye mahallesi 21 pafta 87 ada 29 parseldedir.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>İşin toplam süresi: </strong>150 gündür.</span></p><p><span style="font-size:20px">Bu iş için EKAP'ta 5 kişi dosya bakar.4 kişi teklif atar. <strong>İş bir kişide kalır.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>13.09.2024 - 21.02.2025</strong> tarihleri arasında ifa edilecek olan bu iş için, <strong>13.9.2024 günü</strong> <strong>28.948.267,50 TRY</strong> bedel ile <strong>İSTANBUL firması olan</strong> <strong>"KUDAY RESTORASYON İNŞAAT TAAHHÜT VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ"</strong> ile sözleşme imzalanır.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Yaklaşık maliyet:</strong> <strong>30.464.561,75 TRY</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Verilen Teklif: 28.948.267,50 TRY</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">İdarece gizli olarak belirlenen yaklaşık maliyetten 1 milyon kadar eksik bir rakamı teklif vermişler.</span></p><p><em><span style="font-size:24px"><span style="color:#FF0000"><strong>Eski para ile 29 trilyona yakın bir para…</strong></span></span></em></p><p><strong><span style="font-size:20px">Daha bu rakamın içinde KDV de yok.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">Birde KDV eklensin bakın rakamın büyüklüğüne.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">Böylesine büyük bir iş pazarlık 21/B ile yapılıyor ve İstanbul firması alıyor.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">NEDEN AÇIK DEĞİL?</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">NEDEN MERSİN FİRMALARI TEKLİF VERMİYOR?</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">MERSİN’DE BU İŞİ YAPACAK FİRMA YOK MU?</span></strong></p><p><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66fb11dca98c8.JPG" style="height:424px; width:974px" /></p><p><span style="color:#008000"><span style="font-size:22px"><em><strong>ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN</strong></em></span></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:22px"><strong>CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.</strong></span></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong>Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir.</strong></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong>Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:22px"><strong>CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong><em><a href="mailto:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com">batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com</a>&nbsp;</em></strong></span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Hasan Nasrallah suikasti nasıl yapıldı?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/hasan-nasrallah-suikasti-nasil-yapildi-2207991e3c370-7d40-43de-ad1c-9ec19173dc312024-09-29T19:54:00+03:00HABER MERKEZİ Hasan Nasrallah suikasti nasıl yapıldı?

Hasan Nasrallah suikasti nasıl yapıldı?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Reuters haber ajansına konuşan bir sağlıkçı iki kaynak, ölüm sebebinin patlamanın şiddetiyle yaşanan travma olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah'ın Beyrut'un güneyindeki komuta merkezini hedef alan İsrail saldırısı 27 Eylül Cuma akşamı yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hava kararmak üzereyken gelen saldırıda en az 80 adet sığınak delici bomba kullanıldı. 28 Eylül'ün erken saatlerinde İsrail ordusu, Nasrallah'ın öldürüldüğünü duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail Ordusu'nun X hesabından yapılan açıklamada, "Hasan Nasrallah artık dünyayı terörize edemeyecek" denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah yazılı bir açıklamayla saatler sonrası, Seyid Hasan Nasrallah'ın ölümünü doğruladı. Yayımlanan mesajda, "Hizbullah'ın Genel Sekreteri, 30 yıl dolayında önderlik ettiği büyük, ölümsüz şehit yoldaşlarına katıldı" ifadelerini kullanıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Nasrallah’ın cenazesi ile ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak Beyrut’taki BBC muhabirleri cenazenin Pazartesi günü yapılmasının beklendiğini aktarıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Nasrallah’ın yerine geçecek isimle ilgili de Haşim Seyfeddin ismi öne çıkıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Öldürülen liderin kuzeni olan Seyfeddin’in, Nasrallah’ın halefi olabileceği uzun süredir dile getiriliyordu.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Hasan Nasrallah nasıl öldürüldü?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Reuters haber ajansı, Nasrallah suikasti ile ilgili farklı kaynaklar ve uzmanlarla konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ajansa konuşan iki İsrailli kaynak, Binyamin Netanyahu’nun suikast onayını Çarşamba günü verdiğini söyledi. Saldırı Netanyahu Birleşmiş Milletler zirvesi için New York’ta bulunduğu sırada yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail ordu sözcülerinden Nadav&nbsp;Shoshani, Nasrallah ve diğer Hizbullah yöneticilerinin toplantıda olduklarına dair ellerinde “gerçek zamanlı” istihbarat olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail'in Hatzerim Hava Üssü komutanı Tuğgeneral Amichai Levin de komuta merkezinin saniye aralıklarla onlarca mühimmat tarafından vurulduğunu kaydetti. Levin, "Operasyon karmaşıktı ve uzun zamandır planlanıyordu." dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Vurulan komuta merkezinin bir apartmanın altında gizli olduğu kaydediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Nasrallah 2006’daki son İsrail savaşından bu yana, kalabalıklar içine çıkmaktan kaçınıyordu. Bir araya geldiği kişilerin sayısı da çok sınırlıydı. Reuters’a konuşan örgüt içinden bir güvenlik yetkilisine göre, suikastin gerçekleşmiş olması, bu grubun içine bir İsrail muhbirinin sızdığını gösteriyor.</span></p><p><strong><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></strong></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cd6qn5g24jgo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İsrail: Nasrallah ile birlikte 20 üst düzey isim öldürüldü]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/israil-nasrallah-ile-birlikte-20-ust-duzey-isim-olduruldu-22078ec3036cb-bdd2-4d79-ac4e-f3f7677609a22024-09-29T19:50:00+03:00HABER MERKEZİ İsrail: Nasrallah ile birlikte 20 üst düzey isim öldürüldü

İsrail: Nasrallah ile birlikte 20 üst düzey isim öldürüldü

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Nasrallah’ın Cuma günü yapılan hava saldırısında öldürülmesine ilişkin de İran’da beş günlük ulusal yas ilan edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İran medyası, aynı saldırıda bir İran Devrim Muhafızları generalinin de öldürüldüğünü bildiriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayetullah Hamaney, yaptığı açıklamada Müslümanları “ellerindeki kaynaklarla” Hizbullah'ın yanında olma çağrısı yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hamaney "Bu bölgenin kaderini Hizbullah'ın öncülüğünde direniş güçleri belirleyecek" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah'ın Beyrut'un güneyindeki komuta merkezini hedef alan İsrail saldırısı 27 Eylül Cuma akşamı yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hava kararmak üzereyken gelen saldırıda en az 80 adet sığınak delici bomba kullanıldı. 28 Eylül'ün erken saatlerinde İsrail ordusu, Nasrallah'ın öldürüldüğünü duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail Ordusu'nun X hesabından yapılan açıklamada da "Hasan Nasrallah artık dünyayı terörize edemeyecek" denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah yazılı bir açıklamayla saatler sonrası, Seyid Hasan Nasrallah'ın ölümünü doğruladı. Yayımlanan mesajda, "Hizbullah'ın Genel Sekreteri, 30 yıl dolayında önderlik ettiği büyük, ölümsüz şehit yoldaşlarına katıldı" ifadelerini kullanıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail Ordusu'nun yazılı açıklamasında da saldırıda Hasan Nasrallah ile birlikte Hizbullah'ın diğer üst düzey üyelerinin de öldüğü kaydedildi ve bunlara örgütün güney cephesi komutanı Ali Karaki'nin de dahil olduğu vurgulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail bu tek saldırıda Nasrallah ile birlikte farklı seviyelerde 20 örgüt üyesinin öldürüldüğünü savunuyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'1 milyon kişi evlerinden olabilir'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Lübnan Başbakanı Necip&nbsp;Mikati,&nbsp;İsrail'in yoğunlaşan saldırıları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının bir milyona yaklaştığını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Pazar günü yapılan olağanüstü bakanlar kurulu toplantısı sonrası ulusa seslenen&nbsp;Mikati,&nbsp;ülkesinin "diplomatik seçenekten başka seçeneği olmadığını" söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ateşkes baskısının hedefindeki İsrail ise Lübnan’a saldırılarını sürdürüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail ordusu Beyrut’ta Hizbullah üst yönetiminden bir kişiyi daha öldürdüğünü duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Öldürüldüğü açıklanan Nabil Kauk, Hizbullah’ın Yürütme Konseyi’nde yer alıyordu ve geçmişte Lübnan parlamentosunda milletvekilliği de yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/ce3w94pxdzzo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Beyrut'taki saldırı, 'Batı'nın güçsüzlüğünü gösterdi']]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/beyruttaki-saldiri-batinin-gucsuzlugunu-gosterdi-220772b5414e7-1314-4230-bc99-bb370f1e68d32024-09-29T19:45:00+03:00HABER MERKEZİ Beyrut'taki saldırı, 'Batı'nın güçsüzlüğünü gösterdi'

Beyrut'taki saldırı, 'Batı'nın güçsüzlüğünü gösterdi'

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Jeremy Bowen</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Orta Doğu'nun çok daha ciddi bir savaşın eşiğinde olduğundan bahsetmeye son verme zamanı geldi. İsrail'in Hizbullah Beyrut'taki karargahına düzenlediği yıkıcı saldırıyla birlikte, artık savaşa yuvarlanıyormuş gibi hissettiriyor.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Beyrut'taki görgü tanıklarına göre bir dizi dev patlamaydı. Kentteki bir arkadaşım, şu ana dek Lübnan'daki savaşlarda duydukları arasında en şiddetlisi olduğunu belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail Ordusu, saldırıda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile birlikte, diğer Hizbullah komutanının da olduğunu açıkladı. Hizbullah da birkaç saat sonra Nasrallah'ın saldırıda öldüğünü teyit etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail uçakları Cuma ve Cumartesi günü bombardımanlarında yine devam etti. İsrail Ordusu, Hizbullah hedeflerini vurmaya devam ettiklerini duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cuma günü saldırıdan önceki saatlerde, az olsa da umut vardı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu en azından 21 günlük bir ateşkesi müzakere etmeye hazırdı. Öneri İsrail'in en önemli Batılı müttefikleri ABD ve Fransa'dan gelmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Netanyahu, New York'taki BM Genel Kurulu'nda alışıldık meydan okur ve saldırgan konuşmasında, diplomasiden bahsetmedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail'in yok edilmesini isteyen düşmanlarıyla savaşmaktan başka çaresi olmadığını söyledi. Hizbullah'ın yenileceğini ve Gazze'de Hamas'a karşı rehinelerin geri dönmesini sağlayacak topyekun bir zafer elde edeceklerini savundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kesime giden kuzular olmak bir yana (İsrail'de Nazi soykırımı için bazen kullanılan bir ifade) İsrail'in savaşı kazandığını belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Beyrut'taki saldırının, konşumasını bitirdiği dakikalarda gerçekleşmesi, Lübnan'da ateşkesin İsrail'in gündeminde olmadığını gösteren bir diğer işaretti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Saldırının, Netanyahu'nun düşmanları nerede olursa olsun vuracağı tehdidini gerçekleştirmek, akıllarına daha yakın göründü.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, saldırıdan önceden haberleri olmadığını belirtt.i</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail Başbakanlık Bürosu'nun yayımladığı, Netanyahu'nun New York'taki otelinde telefonla konuşurken çekilen fotoğrafın, saldırı emrini verdiği an olduğu kaydedildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, aylardır üzerinde çalıştığı politikayı savundu. Hala müzakere fırsatı olduğunu söylese de bu pek mümkün görünmüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Amerikalıların her iki taraf üzerinde de kullanabileceği çok az koz var. Yasal olarak, "terör örgütü" diye tanımladıkları Hizbullah ve Hamas ile görüşmeleri mümkün değil. ABD başkanlık seçimlerine haftalar kalmışken, İsrail üzerinde baskı kurmaları da geçen yıla kıyasla daha düşük bir ihtimal.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail hükümeti ve ordusundaki güçlü isimler, Hizbullah'a geçen Ekim ayındaki Hamas saldırısının hemen ardından saldırmak istiyordu. Bunun Lübnan'daki düşmanlarına bitirici bir darbe vurabilceğini söylüyorlardı. Amerikalılar İsrail'i bunu yapmamaya ikna etti. Washington, bölgede tetikleyebileceği sorunların, İsrail'in elde edibileceği herhangi bir güvenlik avatajının buna değmeyeceğini söylüyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Netanyahı geçen yıl, İsrail'in savaşma yöntemleri konusunda, Başkan Joe Biden'ın isteklerini yerine getirmemeyi bir alışkanlık haline getirdi. Başkan Biden ve ekibi, İsrail'e Beyrut'taki saldırıda kullandıkları uçakları ve mühimmatı vermelerine karşın, sadece izleyiciler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yaşamı boyunca İsrail'e destek vermiş biri olarak, Biden'ı son bir yılki politikası Netanyahu'ya silah ve diplomatik koruma sağlayıp, İsrail Başbakanı üzerinde dayanışma ve destek göstererek nüfuz kazanmak oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Biden, Netanyahu'yu İsrail'in savaşma yöntemlerini değiştirmeye ikna edebileceğine inanıyordu. Başkan Biden, İsrail'in çok fazla acıya neden olduğunu ve çok sayıda Filistinli sivili öldürdüğünü birçok kez söyledi. Biden, İsrail başbakanını iki devletli çözüme de ikna edebileciğine düşünüyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Netanyahu bu fikri doğrudan reddetti ve Joe Biden'ın tavsiyelerini dinlemedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Beyrut'taki saldırıdan sonra ABD Dışişleri Bakanı Blinken, caydırıcılık ve diplomasi kombinasyonunun, Orta Doğu'da çıkabilecek daha büyük bir savaşı savuşturduğunu söyledi. Ancak olaylar ABR kontrolünden çıkarken, kulağa pek ikna edici de gelmiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İleride alınması gereken büyük kararlar var. Öncelikle Nasrallah'ın yokluğunda Hizbullah geriye kalan silahlarını nasıl kullanması gerektiğine karar vermek zorunda kalacak. İsrail'e daha da büyük bir saldırı düzenlemekte mi? Depolarında geriye kalan roket ve füzeleri kullanmazlarsa, İsrail'in daha çok Hizbullah üyesini öldüreceğine de karar verebilirler.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail de çok önemli kararlarl akarşı karşıya. Daha şimdiden Lübnan'a bir kara saldırısından bahsettiler. Gerekebilecek sayıda yedek askeri cepheye çağıramamış olsalar da, karadan işgal gündemlerinde. Lübnan'daki bazıları, Hizbullah ile kara savaşının, İsrail ordusunun bazı güçlü yanlarını devre dışı bırakabileceğine inanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail'in bazı en sıkı destekçilerinni de aralarında bulunduğu Batılı diplomatlar, meseleyi sakinleştirmeyi umuyorlardı. Şimdiyse bir kez daha olaylara hayalkırıklığı ve güçsüzlük hissiyle bakacak.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c9qvxdjl2lgo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Will Ferrell’ın trans olan arkadaşı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/will-ferrellin-trans-olan-arkadasi-22076aeb83420-279e-4f22-8a23-6d7fcfc1ea142024-09-29T19:43:00+03:00HABER MERKEZİ Will Ferrell’ın trans olan arkadaşı

Will Ferrell’ın trans olan arkadaşı

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Ünlü oyuncu Will Ferrell, iki yıl önce eski arkadaşı Harper Steele’den artık bir kadın olduğuna dair bir email aldı.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Ferrell’ın aklı çok karışmıştı, arkadaşlıkları eskisi gibi devam edecek miydi, neden bunu uzun süre içinde tutmuştu?</span></p><p><span style="font-size:18px">Ferrell, Steele’e bu sorulara yanıt aramak için ABD’de bir yolculuğa çıkmayı teklif etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">New York'tan Santa Monica, Californiya'ya kadar 16 gün süren bu yolculuk, ünlü belgeselci Josh Greenbaum’un yeni Netflix yapımı "Will ve Harper"ın konusu oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ferrell, artık trans bir birey olan arkadaşına desteğini göstermek ve eğlenceli bir yolculuğa çıkmak niyetinde olduğunu söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İkili, 1995’te ABD’nin ünlü komedi programı Saturday Night Live’da aynı hafta işe alındıklarında tanıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Steele, baş yazardı; ekip arkadaşlarından bazılarının Ferrell’ın yeterli olmadığını düşündüğü dönemde ünlü oyuncuya destek oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Steele, cinsiyet değiştirdikten sonra ilk defa bu kadar uzun bir yolculuğa çıktığı için nasıl bir tepki göreceğinden emin değildi, bu yüzden korkuyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak ünlü bir oyuncu ve kamera ekibiyle beraber yolculuk etmenin bir kalkan oluşturduğunu kabul ediyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Şunu belirtmek isterim ki, ünlü bir aktör ve bir kamera ekibi ile ülkeyi dolaşmak, yalnız başına bir trans bireyin ülkeyi dolaşmasından çok farklı. Ayrıca param var. Daha güvenli bir şekilde seyahat edebiliyorum.”</span></p><h2><span style="font-size:18px">240 saatlik çekim</span></h2><p><span style="font-size:18px">Kimi barlarda ve etkinliklerde Steele’in tepki görebileceği düşünülürken ciddi bir olumsuzlukla karşılaşılmamasında film ekibiyle gezmesinin etkisinin olabileceğini belirtiyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Belgeselde ikilinin bira eşliğinde Steele’e yönelik sosyal medyada yer alan acımasız yorumları okuduğunu da izliyorsunuz. Ferrell, arkadaşını bu açıdan hayalkırıklığına uğrattığını düşünüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Steele, "Trans olduğunuzda çok fazla saçmalığa maruz kalıyorsunuz. Bu tweetler kafamda yer etmiş durumda” diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC'ye yaptığı açıklamada cinsiyet tartışmasının etrafındaki toksikliğin "son derece farkında" olduğunu da ekliyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Politikacıların oy almak için bu konuları zorladığını ve medyanın da kutuplaşmanın izlenmeyi artırdığı için bu konunun üzerine atladığını düşünüyorum.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Bodrum katlarında yaşayan, öfkeli olan ve bunu dışarı vurmak isteyen insanlar olduğunu biliyorum. Ama genel olarak, insanların iyi olduğuna ve birinin gerçeğini yaşamasına herkesin izin vermesi gerektiğine inanıyorum.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Greenbaum ise elinde 240 saatlik çekim olduğunu söylüyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Çok komik insanlar. Çok derin ve duygusal konuşmalar yapsalar da 10’undan 7’sinde çok komik bir espri patlatıyorlar. Komedyenler gerçek duygularını maskelemekle meşhurdur, ancak çok daha başından kendilerini yeterince açtıklarına inanıyorum.”</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cr54v39lm12o</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Washington'a 'satmaya çalıştığı' zafer planı başarısız mı oldu?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/washingtona-satmaya-calistigi-zafer-plani-basarisiz-mi-oldu-22075af8ed849-742a-48b2-8426-606772c8e9692024-09-29T19:39:00+03:00HABER MERKEZİ Washington'a 'satmaya çalıştığı' zafer planı başarısız mı oldu?

Washington'a 'satmaya çalıştığı' zafer planı başarısız mı oldu?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ABD'ye yaptığı ziyarette Amerika'nın en güçlü politikacılarına ‘zafer planını’ sunacaktı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak bu ziyaret sonrası, Kiev'in, talep listesinde bulunan başlıklardan herhangi birini elde etmeye daha yakın olduğuna ilişkin bir emare bulunmuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu belirsizliğe ek olarak Zelenskiy, Donald Trump başta olmak üzere bazı kıdemli Cumhuriyetçileri kızdırdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zelenskiy, New Yorker dergisine verdiği röportajda Trump'ın "savaşı nasıl durduracağını gerçekten bilmediğine" inandığını söyledi. Trump’ın başkan yardımcısı adayı JD Vance içinse “çok radikal" ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Londra Ekonomi Üniversitesi’nden (LSE) Ukraynalı bir siyasi analist ve araştırma görevlisi olan Mariya Zolkina, Zelenskiy’nin Trump ve Vance hakkındaki açıklamalarının "büyük bir hata" olduğunu söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zelensky'nin Pennsylvania'daki bir mühimmat fabrikasına üst düzey demokratlarla birlikte yaptığı ziyaret de, ABD Kongresi’ndeki kıdemli bir Cumhuriyetçi parlamenter tarafından ‘seçime müdahale’ olarak etiketlendi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zolkina, ziyarete gelen tepkinin Zelenskiy’nin ekibine "büyük bir sürpriz" olduğunu ekliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Reklamı çokça yapılan ziyaret, görevde sadece birkaç ayı kalan Başkan Joe Biden’ın Ukrayna savaşına desteğini güvence altına almaya çalışmak için dikkatlice zamanlanmıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak bu ziyaret aynı zamanda, ABD seçim kampanyasının tam ortasına denk gelmesi nedeniyle, bir anlamda ip cambazlığı yapmak anlamına da geliyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Trump'ın Zelenskiy ile görüşmeyebileceğine ilişkin haberler sonrası ikili sonunda Cuma günü New York City'deki Trump Tower'da buluştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Medyanın karşısında verdikleri poz sırasında garip yansımalar da ortaya çıkmadı değil.</span></p><p><span style="font-size:18px">Trump, hem Zelenskiy hem de Rusya lideri Vladimir Putin ile "çok iyi bir ilişki" kurduğunu ilan etti. Ancak Trump’ın övündüğü bu durum, Ukraynalıların kulağına hoş gelmiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zelenskiy de bu cümle sonrası nazikçe söz aldı ve Trump’ın kendisi olan ilişkisinin Putin’den daha iyi olmasını umduğunu kayda geçirirken Trump bu çıkışı gülerek geçiştirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Trump, o hafta yaptığı seçim mitinglerinde Rusya’nın askeri tarihini övüyor ve mevcut ABD yönetimini Zelenskiy'ye verilen "milyarlarca dolar" nedeniyle sert bir dille eleştiriyordu. Zelenskiy’nin savaşı sona erdirmek için "bir anlaşma yapmayı reddettiğini" de iddia etmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zelenskiy kameralar önünde yapılan görüşmenin “verimli” geçtiğini söylese de Trump'ın Rusya savaşına bakışını lehine döndürebildiğine dair henüz çok az işaret var. Cumartesi günü Fox News'e yaptığı açıklamada, Trump’ın "bizim tarafımızda olacağına" dair “doğrudan söz” aldığını söylese de durum tam olarak olumlu değerlendirilmiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Trump, Cumartesi akşamı Michigan'daki bir mitingde savaşı hızla "bitirme" vaadini tekrar dile getirdi. Cumhuriyetçi adayın sık sık tekrarladığı bu çıkış, birçok kişi tarafından Kiev'e yardımın kesileceği ve Ukrayna'nın toprak vermeye zorlanacağı çıkarımına yol açıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Demokrat Parti adayı Kamala Harris de Trump'a karşı ince bir göndermeyle, Ukrayna’da barış karşılığı toprak takası önerisini savunanların "teslimiyet destekçisi” olduğunu savundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu sözleri sarf ederken de yanında bir haftadır liderlerle ve medyayla görüşmeden görüşmeye koşan Zelenskiy vardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Beyaz Saray'da Joe Biden ile yapılacak toplantı öncesi, ek mali desteğin gelebileceğine ilişkin haberler basına yansıdı. Görüşme samimi olsa sonuçları belirsizdi. Zelenskiy savaşı sona erdirmek için geliştirdiği “zafer planını" görevden ayrılan başkana teslim etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Planın içeriği yayınlanmadı ancak Ukrayna'nın Batı yapımı uzun menzilli füzeleri Rusya'nın derinliklerindeki askeri hedefler üzerinde kullanma isteğinin bir unsur olduğu düşünülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zelenskiy bir süredir Batılı ülkelerden bunu talep ediyor ancak şimdiye kadar buna yeşil ışık yakılmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca planda daha sağlam güvenlik garantileri verilmesi isteği de yer alıyor. Buna uzun zamandır beklenen NATO askeri ittifakına katılma daveti de dahil.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ukrayna’yı destekleyen NATO ittifakından üyelik bağlamında cesaret verici açıklamalar gelse de, ülke hala savaştayken bunun olamayacağı açıkça belirtildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rus birlikleri, Kiev'in Rusya'nın Kursk bölgesine yaptığı sürpriz operasyona karşın Ukrayna'nın doğusundaki saldırılarına devam ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Görüntü, zafer planı sunumu ile Ukrayna'nın savaş meydanındaki konumunu güçlendirmek ve Putin'i diplomatik bir barışa doğru itmeyi amaçladığını gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Londra Ekonomi Üniversitesi’nden Zolkina, planın beklenen coşkuyu yaratmadığı görüşünü savunuyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Ukrayna taleplerine daha güçlü dile getirmesi gerektiği fikrine sahip. NATO'ya davet edilme talebine odaklansa da ABD henüz o noktada değil.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu hafta büyük açıklamalar yapılmamış olmasına karşı füze kullanma izninin, Putin’in nükleer tehditlerine karşın verilebileceği umudu dile getiriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kiev'de halk, Rusya'ya toprak vermenin mümkün olmadığı konusunda ısrar etmeye devam ediyor. Genel görüş, bir ateşkes halinde, Putin'in yeniden toparlanma fırsatı elde edeceği ve yeni saldırılar için harekete geçeceği üzerine şekilleniyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak Zolkina’ya göre, gerçekten anlamlı güvenlik garantileri masada olsaydı ateşkes hedefli görüşmeler değişebilirdi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Ukrayna'ya NATO üyeliği vaat edilseydi veya Ukrayna büyük bir uluslararası aktörle gerçekten güçlü bir güvenlik anlaşması imzalasaydı, olası bir taktik ateşkes hakkındaki bu tartışma farklı bir yöne dönebilirdi. Siyasi direniş şu anki kadar güçlü olmayabilirdi”</span></p><p><span style="font-size:18px">Zelenskiy'nin Washington’a "zafer planını" elden satmaya çalıştığı bir hafta geride kaldı. Ancak gerçek şu ki Beyaz Saray, Orta Doğu'daki olaylar dikkati Rusya'nın kanlı işgalinden uzaklaştırmaya devam ederken, bu planı henüz istekli bir şekilde gündemine almış değil.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c9vpde4x7jzo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Okullarda usulsüzlük iddiaları bitmiyor]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/okullarda-usulsuzluk-iddialari-bitmiyor-220717bc818a6-7ced-4c95-88dc-bcc25adf8af72024-09-29T14:31:00+03:00HABER MERKEZİ Okullarda usulsüzlük iddiaları bitmiyor

Okullarda usulsüzlük iddiaları bitmiyor

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Ankara Mamak’ta bulunan Şehitler Ortaokulu’nun okul müdürü hakkında, okul aile birliği hesabında tutması gereken parayı kendi hesabında tuttuğu gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Benzer olayın İstanbul’daki başka bir okulda da yaşandığını ifade eden Eğitim Sen Ankara 1 No'lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu, o okuldaki müdür için aynı hukukun işletilmediğini, iddiaları belgeleyen Eğitim Sen üyesi öğretmenin ise müdür yardımcılığı görevinden alındığını söyledi.<br />Okullarda öğrenciler kalabalık sınıflarda, hijyensiz koşullarda, salgın riski altında, bir öğün dahi yemek haklarından yararlanamadan eğitim almaya çalışırken&nbsp;Milli Eğitim Bakanlığı'nın atadığı bazı okul müdürlerinin isimleri yolsuzluk ve&nbsp;usulsüzlüklerle anılıyor. Son dönemlerde okul idarecilerinin usulsüzlük yaptıklarına dair çeşitli soruşturmaların yürütüldüğünü söyleyen&nbsp;Eğitim Sen&nbsp;Ankara 1 No'lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu, "Ankara Mamak’ta Şehitler Ortaokulu&nbsp;Okul Müdürü&nbsp;M.T.'ye, okul aile birliği hesabında olması gereken parayı kendi hesabında tuttuğu gerekçesiyle, şikayet üzerine soruşturma açıldı. Tam bu sırada M.T'nin, hesabındaki paraları okul aile birliği hesabına geri gönderdiği ortaya çıktı. Soruşturma hala devam ediyor ve okul müdürü Beşikkaya Yüzüncü Yıl Ortaokulu'nda Sosyal Bilgiler Öğretmeni olarak görevlendirildi. Bakanlık müfettişlerinin başka konularda da incelemeler yaptığı bize gelen bilgiler arasında. Burada çok açık bir ihlal olması nedeniyle müfettişler görevlerini yerine getirmişler. Soruşturma sürecini de takip etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">‘BENZERİ YAŞANDI, ÜSTÜ ÖRTÜLDÜ’<br />Geçtiğimiz yıl söz konusu olaya benzer bir durumun İstanbul Ümraniye’de gerçekleştiğini fakat aynı hukukun burada işlemediğini ifade eden Aydoğdu, "Üstelik okul müdürünün kendi hesabından okul aile birliği hesabına para gönderdiğini kanıtlayan 4 adet dekont müfettişlere teslim edilmişti. Eski görev yeri Ümraniye Esenşehir Şehit Yılmaz Ercan İlkokulu, yeni görev yeri Ataşehir Akşemsettin İlkokulu olan okul müdürü R.S hakkında, Eğitim Sen üyesi S.Y’nin belgelediği usulsüzlük iddiaları ile ilgili şikâyetlerin üzeri örtüldü. Konu hakkında Eğitim Sen de gerekli adımları atmasına karşılık tüm belgeler R.S’nin koruma kalkanına çarptı. İlçe Milli Eğitim soruşturmayı kapattı. Yaptığı usulsüzlüklerin üzeri kapatılınca R.S, S.Y'ye cephe almakla yetinmeyip, diğer çalışanların da sendika üyemize cephe alması yönünde telkinlerde bulunarak iş barışını bozacak adımlar atmaya devam etti" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">‘GÖREVİNE DEVAM ETTİ’<br />R.S’nin tüm yaptığı usulsüzlüklere rağmen S.Y hakkında türlü türlü iddialar ile soruşturma açtırdığını belirten Aydoğdu, "Soruşturma devam ederken baskısını artırarak uydurma suçlamalarla yeni soruşturmalar da açtırarak 3 uyarı, 2 kınama, aylıktan kesme cezaları ile birlikte üyemizi müdür yardımcılığı görevinden aldırmayı da başardı. Sendikanın müdahil olmasıyla birlikte İl Milli Eğitim Müdürü tarafından da R.S hakkında soruşturma açılmış olup somut belgeler ve usulsüzlükler yine görmezden gelinerek okul müdürünün görevine devam etmesi sağlanmıştır. Üyemiz ise verilen haksız cezalara karşı açtığı davalardan ikisini kazanmış, diğer cezalarla ilgili dava süreci devam etmektedir" ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">‘ADALET, MÜCADELEYLE GELECEK’<br />Aydoğdu son olarak şu ifadelere yer verdi: "İktidara yakın sendikaya üye değilseniz haklıyken haksız konuma düşüyorsunuz. Fakat iktidarın yandaş sendikasındaysanız usulsüzlükleriniz belgelenmiş olsa dahi daha iyi bir okulda müdür olmaya ya da başka bir üst görev almaya devam ediyorsunuz. Bugünler elbette geride kalacak, mücadele ile adalet bu ülkeye gelecek."</span></p><p><span style="font-size:18px">KAYNAK: CUMHURİYET</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Karayolları Sayıştay raporuna takıldı: İhaleyi düşükten verip sonra fiyat yükseltmişler]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/karayollari-sayistay-raporuna-takildi-ihaleyi-dusukten-verip-sonra-fiyat-yukseltmisler-22070278edc85-9283-4fbc-a024-b556e0f438c52024-09-29T14:29:00+03:00HABER MERKEZİ Karayolları Sayıştay raporuna takıldı: İhaleyi düşükten verip sonra fiyat yükseltmişler

Karayolları Sayıştay raporuna takıldı: İhaleyi düşükten verip sonra fiyat yükseltmişler

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>T24 Haber Merkezi</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (TCK) müteahhitlere ihale ettiği köprü ve yol gibi bazı işlerin bedellerini piyasa fiyatlarından daha düşük belirleyerek sözleşmeye eklediği ancak daha sonra gerçek yüksek fiyatları uyguladığı ortaya çıktı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sözcü’den Erdoğan Süzer’in aktardığına göre, TCK’nın 2023 hesaplarını incelerken söz konusu hatayı ortaya çıkaran Sayıştay, kamunun zararına olan bu durumun düzeltilmesini talep etti. Sayıştay TCK raporunda,&nbsp;<em>“Yapılan incelemede, idare tarafından ihalesi yapılan bazı yapım işlerinde yeni birim fiyatı tespit edilen iş kalemlerinin piyasa araştırmalarındaki faturalarında, fiyatın düşük miktarlar üzerinden tespit edilerek sözleşmeye dahil edildiği ancak uygulamada yapılan imalat miktarlarının yüksek olduğu görülmüştür”</em>&nbsp;ifadelerine yer verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu durumun düşük miktarlar üzerinden fiyatın tespit edilmesi sonucu belirlenen rayicin yüksek olmasına yol açabileceğinin belirtildiği raporda, ayrıca yeni iş</span></p><p><span style="font-size:18px">kalemleri için projesine göre bir imalat miktarı belirlenmediği için iş kalemlerine ait birim fiyatın revize edilemediği bildirildi .Sayıştay, fiyatı düşük yazılan işlerin gerçek fiyatlarının belirlenerek sözleşmeye düzeltilmiş olarak yazılmasını da istedi.</span></p><p><strong>KAYNAK:</strong>&nbsp;https://www.t24.com.tr/haber/karayollari-sayistay-raporuna-takildi-ihaleyi-dusukten-verip-sonra-fiyat-yukseltmisler,1186361</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[MEB'den 81 ile yazı: O kurslar kapatılacak]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mebden-81-ile-yazi-o-kurslar-kapatilacak-22069cab11a70-1d15-4687-8ed1-6d0d5f1508292024-09-29T14:23:00+03:00HABER MERKEZİ MEB'den 81 ile yazı: O kurslar kapatılacak

MEB'den 81 ile yazı: O kurslar kapatılacak

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">illi Eğitim Bakanlığı&nbsp;"kişisel gelişim&nbsp;kursu" olarak resmi izin alan ancak öğrencileri lise veya üniversite sınavlarına hazırlayan kurumlarla ilgili kendilerine gelen şikayet üzerine soruşturma başlattı. Buna göre, amacı dışında işlem yapan kurumlar kapatılacak. Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner imzasıyla 81 il Valiliğine, bu kurumlara yönelik yaptırımların yer aldığı yazı gönderildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yazıda, kanunda açık şekilde tanımı yapılan "çeşitli kurslar", "özel öğretim kursu" ve "sosyal etkinlik ve gelişim merkezlerinin" kurum açma izinleri doğrultusunda faaliyet göstermeleri, kursiyer kayıtlarını buna göre yapmaları gerektiği vurgulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunun dışında farklı bir kurum türünde faaliyet göstermek isteyenlerin gerekli şartları yerine getirerek dönüşmeleri, aksi durumda iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği hususunda gerekli bilgilendirmenin bu yıl içinde yapıldığı hatırlatıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Odatv.com</strong></span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[SEN NEYMİŞSİN BE GSB?!]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sen-neymissin-be-gsb-22074c911e5e9-4948-4c9e-ad69-2acbb60d22092024-09-29T14:22:00+03:00HABER MERKEZİ SEN NEYMİŞSİN BE GSB?!

SEN NEYMİŞSİN BE GSB?!

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px"><strong>Denetim yapan sayıştay müfettişleri,</strong> İl müdürlüklerinin mülkiyetinde ve kullanımında bulunan taşınmazlardan tahsis ve kiralama yoluyla kullandırılan taşınmazların yönetmelik, protokol ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak kullanıldığı görerek ilgilileri uyarmış ve buraların geri alınmasını istemiş.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Denetçiler, </strong>2023 denetim raporlarında, “3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun Ek 11’inci maddesinde; “Gençlik ve Spor Bakanlığı veya il müdürlüklerinin mülkiyetinde veya kullanımında bulunan spor tesisleri veya taşınmazların kullanım veya intifa hakkı; spor federasyonlarına, en az üçü olimpik olmak üzere toplam altı spor dalında faaliyet gösteren gençlik ve spor kulüplerine, yerel yönetimlere, kamu kurum ve kuruluşlarına protokol ile bedelsiz devredilebilir” saptamasını yaptıktan sonra;</span></p><p><span style="font-size:20px">“Birinci fıkra kapsamında bedelsiz devredilen ya da bedeli karşılığında kiralanan spor tesisleri veya taşınmazlar, kullanım veya intifa hakkı sahibi ile kiracı tarafından, hasılattan ya da kira bedelinden Bakanlığa pay verilmesi suretiyle kiralanabilir. Buna ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir” denilmektedir diyerek,</span></p><p><span style="font-size:20px">Gençlik ve Spor Bakanlığı Taşınmaz İdaresi Yönetmeliği’nin “Bedelsiz tahsis ve kullanma hakkı devri” başlıklı 78’inci maddesinde; taşınmazların bedelsiz olarak tahsisi ile kullanım hakkı devrinin kimlere yapılabileceğine dair düzenlemelere yer verilmiş, tahsise veya devre ilişkin protokolde tüm ayrıntılara yer verilmesi gerektiği, protokol ve sözleşmede yer alan hükümlerin takip ve denetiminin il müdürlüğünce yapılacağı, ayrıca tahsis ve kullanım hakkı devirlerinde, taşınmazın gençlik, spor, yurt hizmet ve faaliyetlerinde kullanılmasının şart olduğu ve bedelsiz tahsis edilen veya kullanım hakkı devredilen taşınmazların, üçüncü şahıslara hiçbir surette devredilemeyeceği hüküm altına alındığını hatırlatmış, Aynı Yönetmelik’in “Bedelsiz tahsis veya kullanma hakkının sona ermesi veya iptali” başlıklı 81’inci maddesinde; idare tarafından yapılan denetimlerde taşınmazın amacı dışında kullanımının tespiti halinde, tahsis veya kullanım hakkı devri işleminin Bakanlıkça iptal edileceği ve taşınmazın üzerindeki tüm yapı ve tesislerle birlikte sağlam ve işler durumda, eksiksiz, bakım- onarımı yapılmış şekilde ve borçsuz olarak idareden hiçbir hak ve talepte bulunulmadan teslim edilmesi gerektiğinin altını çizmiş,</span></p><p><span style="font-size:20px">“Kiraya verme işlemleri” başlıklı 72’inci maddesinde; il müdürlüğünün tasarrufunda bulunan taşınmazlar ve/veya üzerindeki tesislerin, spor federasyonlarına, en az üçü olimpik olmak üzere toplam altı spor dalında faaliyet gösteren gençlik ve spor kulüplerine, yerel yönetimlere, kamu kurum ve kuruluşlarına, sporcu yetiştirme, sporda altyapının desteklenmesi ve spor müsabakalarında kullanılmak amacıyla spor anonim şirketlerine, üst kuruluşlara, spor federasyonlarına veya üst kuruluşlara kiraya verilebileceğini belirtmiş, “Kira sözleşmesinin sone ermesi ve feshi” başlıklı 76’ncı maddesinin ikinci fıkrasında ise; Bakanlık veya il müdürlüğü tarafından yapılacak denetimlerde veya sair durumlarda kiracının sözleşmede yer alan yükümlülükleri ile taahhütlerine aykırı davranışlarının tespiti halinde, idarece verilen süre içerisinde aykırılığın giderilmemesi durumunda sözleşmenin idarece tek taraflı feshedileceği, belirtilmişler.&nbsp;</span><strong><span style="font-size:20px">Yapılan incelemelerde tahsis edilen, kullanım hakkı devredilen ve kiraya verilen taşınmazların yönetmelik, protokol ve sözleşme hükümlerine aykırı kullanıldığı tespit ederek işgalcilerden geri istenmesi uyarısında bulunmuşlar.</span></strong></p><p><span style="font-size:20px"><strong>MERSİN’DEKİ İŞGAL VE USULSÜZ KİRALAMA</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Denetçiler raporlarında, “Yukarıdaki mevzuat hükümleri ile protokol ve sözleşme şartları birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazların kullanım amaçları açıktır ve tahsis edilen taşınmazların gençlik, spor ve yurt hizmetleri dışında kullanılmaması gerekmektedir. Kiralanan taşınmazlar ise sözleşme hükümlerine uygun olarak kullanılmalı, belirtilen amaçlar dışında kullanım olması halinde fesih işlemleri tamamlanarak taşınmazların ve tesislerin eksiksiz bir şekilde geri alınması sağlanmalıdır” dedikten sonra,&nbsp; Kamu idaresinin cevabında, tahsis ve kiralama yoluyla kullandırılan taşınmazlardan amacı dışında kullanılanların fesih işlemlerinin ivedilikle yapılacağı, ayrıca, bulguda yer alan taşınmazlardan bir kısmı için hukuki süreçlerin önceden başlatılmış olduğunu belirtilmişler ve bu itibarla, gençlik ve spor il müdürlüklerinin tasarrufunda bulunan taşınmazlardan; tahsis edilenlerin gençlik, spor ve yurt hizmetlerinde kullanımı, kiraya verilenlerin ise protokol ve sözleşme hükümlerine uygun olarak kullanımını sağlamak üzere il müdürlüklerince gerekli takip ve kontrollerin yapılması, aksi durumların varlığı halinde tahsis ve kiralama işlemine son verilerek taşınmazların iadesinin sağlanması gerektiğinin altını çizmişler.</span></p><p><span style="color:#0000FF"><span style="font-size:20px"><strong>İlgili yeri raporlarında şöyle geçmişler. Aşağıda:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f97f6318ce1.jpg" style="height:551px; width:778px" /></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>PEKİ BURASI NERESİ?</strong></span></span></p><p><strong><span style="font-size:20px">Sayıştay denetçilerinin hazırladığı raporda burası için aşağıdaki bilgilere yer verilmiştir:</span></strong></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Taşınmaz Bilgisi (Ada/Parsel/m2) :</strong> -/859/10.280 m2</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Bulunduğu yer:</strong> Erdemli/Mersin</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Tahsis edilen ya da kiracı:</strong> ... Spor Vakfı</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Protokol ya da sözleşme hükümleri:</strong> Kamp Eğitim Tesisi olarak kullanılmak üzere tahsis edilmiştir.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Mevcut Kullanım Durumu:</strong> Hazineden Spor Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş ve hazine taşınmazı mevzuata aykırı olarak Vakfa tahsis edilmiştir. Vakıf ise protokole aykırı olarak en son butik otel işletmeciliği yapılmak üzere üçüncü şahıslara kiralamıştır. Otel işletmesi tarafından taşınmaz bitişiğindeki sit alanında bungalov evler yapılarak kullanım amacının tamamen dışına çıkılmıştır.</span></p><p><em><span style="font-size:24px"><span style="color:#0000FF"><strong>Bu bilgiler üzerine kayıtlara girdik. İlgili yerin ada pafta parselinin sorgusunu yaptık. Aşağıda:</strong></span></span></em></p><p><span style="font-size:20px"><strong><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f97fb04df5d.jpg" style="height:463px; width:472px" /></strong></span></p><p><em><span style="font-size:24px"><span style="color:#0000FF"><strong>Yerin uydu görüntüsü aşağıda:</strong></span></span></em></p><p><span style="color:#0000FF"><span style="font-size:20px"><strong><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f97feef0ebf.jpg" style="height:375px; width:727px" /></strong></span></span></p><p><em><span style="font-size:24px"><span style="color:#FF0000"><strong>Otel dedikleri yer ise aşağıdaki görüntülerde mevcut. Kaçak ve izinsiz ve usulsüz yapılan Bungolo evlerde mevcut.</strong></span></span></em></p><p><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f9804361a2b.jpg" style="height:263px; width:790px" /></p><p><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f9804475662.jpg" /></p><p><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f9804536964.jpg" style="height:451px; width:809px" /></p><p><span style="color:#000000"><span style="font-size:24px"><em><strong>Burasını hangi siyasi vatandaş işgal etmekte, bu usulsüzlük nasıl göz ardı edilmekte, bu iş için hangi siyasiler devrede?</strong></em></span></span></p><p><span style="color:#008000"><span style="font-size:22px"><em><strong>ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN</strong></em></span></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:22px"><strong>CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.</strong></span></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong>Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir.</strong></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong>Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:22px"><strong>CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:22px"><strong><em><a href="mailto:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com">batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com</a>&nbsp;</em></strong></span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Sayıştay raporu ortaya koydu: Atamalar usulsüz çıktı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sayistay-raporu-ortaya-koydu-atamalar-usulsuz-cikti-220688400ac59-be58-4393-a833-3f499c24a6dd2024-09-29T14:08:00+03:00HABER MERKEZİ Sayıştay raporu ortaya koydu: Atamalar usulsüz çıktı

Sayıştay raporu ortaya koydu: Atamalar usulsüz çıktı

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Yıldız Teknik Üniversitesine yönelik hazırlanan&nbsp;Sayıştay raporunda, üniversitede rektör yardımcısı ve genel sekreter yardımcısı görevlendirmelerinin mevzuatla belirlenen sayıdan fazla olduğu ortaya çıktı.&nbsp;Yalova Üniversitesinde ise rektör yardımcılığına üniversitenin kendi kadrosunda bulunan öğretim üyelerinden atama yapılmadığı tespit edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sayıştay'ın&nbsp;üniversitelere yönelik hazırladığı 2023 yılı denetim raporlarında, üniversite yönetimlerindeki çok sayıda usulsüz işlem tespit edildi. Yıldız Teknik Üniversitesine yönelik raporda, üniversitede rektör yardımcısı ve genel sekreter yardımcısı görevlendirmelerinin mevzuatla belirlenen sayıdan fazla olduğu saptandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda şu tespitlere yer verildi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Denetimlerde, üniversitede rektör tarafından üç öğretim üyesinin rektör yardımcısı kadrolarına asaleten atandığı ancak bununla birlikte iki öğretim üyesinin de tedviren rektör yardımcısı olarak görevlendirildiği tespit edilmiştir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Tedviren atanan rektör yardımcıları da diğer rektör yardımcıları gibi rektörü temsil etmekte, kendilerine bağlı daire başkanlıkları eliyle üniversite yönetiminde icraatta bulunmakta ve yetkili olarak imza atmaktadırlar. Kurumun web sayfasında rektör yardımcıları beş kişi olarak gösterilmektedir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca üniversitede en çok iki adet olması gerekirken üç adet genel sekreter yardımcısı bulunmakta olup kadro olmamasına rağmen 1 adet daire başkanı genel sekreter yardımcısı olarak görevlendirilmiş, bu kişiye talimat verme ve imza atma yetkisi tanınmıştır.”</span></p><p><span style="font-size:18px">'ARAÇ TAHSİS EDİLDİ'</span></p><p><span style="font-size:18px">Kamu idaresinin söz konusu hususlara ilişkin cevabında, fazladan iki adet rektör yardımcısı görevlendirmesinin tedviren yapıldığını, mevzuata aykırı olan bir durumun söz konusu olmadığını, fazladan görevlendirilen genel sekreter yardımcısının da esasen genel sekreter yardımcılığı yetkilerini kullanmadığını ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda şu görüşlere yer verildi:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Fazladan görevlendirilen rektör yardımcılarına araç ve oda tahsis edilmiştir ve bunlar da diğer rektör yardımcıları ile maaş hariç aynı hak ve yetkileri kullanmaktadırlar. Mevzuatta rektör yardımcısı ve genel sekreter yardımcısı olarak atanacakların sayısı belirlenmiş ve bu konuda kısıtlama getirilmiştir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Herhangi bir yetki kullanmadan yapılan bir görevin gerek uluslararasılaşma gerekse altyapı, bilgi işlem ve planlama konularında üniversiteye ve Türk Yükseköğretimine önemli katkılar sunabileceğinin belirtilmesi yapılan atamaları mevzuata uyarlı hale getirmemektedir."</span></p><p><span style="font-size:18px">KENDİ KADROSUNDAN ATAMA YAPILMAMIŞ</span></p><p><span style="font-size:18px">Yalova Üniversitesine ilişkin hazırlanan Sayıştay raporunda ise rektör yardımcılığına üniversitenin kendi kadrosunda bulunan öğretim üyelerinden atama yapılmadığı ortaya çıktı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda şu ifadelere yer verildi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Üniversitenin iki rektör yardımcısının kadrolarının farklı yükseköğretim kurumlarında bulunduğu tespit edilmiştir. Denetimlerde; 2023 yılında rektör yardımcısı olarak görevlendirilen iki öğretim üyesinin kadrolarının farklı üniversitelerde olduğu, kadrolarının Yalova Üniversitesi kadrolarına taşınmadığı görülmüştür.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mevzuat hükmüne göre, bir öğretim üyesinin rektör yardımcısı olarak atanabilmesi için üniversitenin aylıklı profesörlerinden olması gerekmektedir. Kamu idaresi cevabında, rektör yardımcısı olarak görevlendirilen öğretim üyelerine görevi ile ilgili her hangi bir ödeme yapılmadığı, kadrosu başka üniversitede olan rektör yardımcılarının kadrolarının alınması ile ilgili Üniversite Yönetim Kurulu Kararı alındığı, kadroların serbest bırakılması akabinde ivedilikle Üniversite kadrosuna atama yapılacağı ifade edilmiştir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Üniversitenin aylıklı profesörlerinden olmayan öğretim üyelerinin rektör yardımcısı olarak atanmasının 2547 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesine aykırı olduğu değerlendirilmektedir."</span></p><p><span style="font-size:18px">İTÜ ANITI İHALESİZ ALINDI</span></p><p><span style="font-size:18px">İstanbul Teknik Üniversitesine (İTÜ) yönelik hazırlanan raporda da, kuruluş yıl dönümü nedeniyle yaptırılan İTÜ anıtının tasarım yarışması kapsamında ihale edilmediği kaydedildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda şöyle denildi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Üniversitenin 250. kuruluş yıl dönümü için yaptırılan İTÜ anıtının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22'nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ifade edilen 'İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi' kapsamında alındığı tespit edilmiştir.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Üniversite tarafından yaptırılan İTÜ Anıtı eser alım işinde tasarım imalatla birlikte tek bir alım olarak değerlendirilmiş ve söz konusu işi yapabilecek tek bir kişinin bulunduğu varsayılarak kanunun 22’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında alım doğrudan temin usulü ile gerçekleştirilmiştir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Her ne suretle olursa olsun kanunda belirtilen istisnai durumlar hariç kamu kaynağının harcanmasında meri mevzuat hükümleri çerçevesinde kalınması gerektiği değerlendirilmektedir. İdarenin alımlarda şeffaflığı ve rekabeti temin etmek amacıyla, bu tür alımları 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmek suretiyle gerçekleştirmesi gerekmektedir."</span></p><p><span style="font-size:18px">KAYNAK: Odatv.com</span></p><p><span style="font-size:18px">https://www.odatv.com/guncel/sayistay-raporu-ortaya-koydu-atamalar-usulsuz-cikti-120065255</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Sürücülerin radar cezaları iptal edildi: Paralar iade edilecek]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/suruculerin-radar-cezalari-iptal-edildi-paralar-iade-edilecek-220676e0187d5-438c-4fd9-9363-1563a04eff332024-09-29T14:05:00+03:00HABER MERKEZİ Sürücülerin radar cezaları iptal edildi: Paralar iade edilecek

Sürücülerin radar cezaları iptal edildi: Paralar iade edilecek

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Mahkemeden çıkan emsal karar ile radar cezalarında<strong>&nbsp;3 km farkla</strong>&nbsp;alınan hız cezaları iptal edilecek.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sözcü'de yer alan habere göre İzmir’de bir avukat, sadece 3 kilometre farkla hız sınırını aştığı için aldığı cezaya itiraz etti ve Menemen Sulh Ceza Hakimliği, bu itirazı kabul etti. Mahkeme, radar cihazlarının yüzde 2'lik hata payını dikkate alarak verilen radar cezasını iptal etti. Mahkemenin bu emsal kararı ile hız tespit cihazlarındaki<strong>&nbsp;yüzde 2 hata payı ve yüzde 10 hız toleransı&nbsp;</strong>birlikte değerlendirildiğinde, belirli sınırları az farkla aşan sürücülerin cezalarının iptali mümkün olabilecek.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Cezaların iadesi yasal yolla alınabilecek</span></h2><p><span style="font-size:18px">Mahkeme kararı sayesinde sürücüler, artık küçük hız aşımı cezalarına karşı haksız yere ödedikleri cezaların iadesi için&nbsp;<strong>yasal yolları&nbsp;</strong>kullanabilecek. Milyonlarca sürücü için emsal olacak bu kararın radar cezalarına itiraz yolunu açacağı ifade edildi.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Radar hız cezaları ne kadar?</span></h2><p><span style="font-size:18px"><strong>Hız sınırını yüzde 10-30 oranlarına kadar aşma:&nbsp;</strong>1 bin 506 TL</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Hız sınırını yüzde 30-50’ye kadar aşma:&nbsp;</strong>3 bin 135 TL</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Hız sınırını yüzde 50 oranından fazla aşma:</strong>&nbsp;6 bin 439 TL</span></p><h2><span style="font-size:18px">Trafik cezası erken ödeme indirimi ne kadar?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Trafik cezasının tebliğ edildiği günden itibaren&nbsp;<strong>15 gün içerisinde</strong>&nbsp;peşin ödeme yapan sürücülere&nbsp;<strong>yüzde 25 indirim</strong>&nbsp;uygulanacağı ifade edildi.</span></p><p><strong>KAYNAK: SUPUTNİK</strong></p><p>https://anlatilaninotesi.com.tr/20240927/suruculerin-radar-cezalari-iptal-edildi-paralar-iade-edilecek-1088531652.html</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[‘Hedefleri sadakat soruşturması’ Akademik personel arşiv soruşturmasından geçecek]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/hedefleri-sadakat-sorusturmasi-akademik-personel-arsiv-sorusturmasindan-gececek-22066c5314e04-1783-4e25-8016-4179772f725b2024-09-29T14:02:00+03:00HABER MERKEZİ ‘Hedefleri sadakat soruşturması’ Akademik personel arşiv soruşturmasından geçecek

‘Hedefleri sadakat soruşturması’ Akademik personel arşiv soruşturmasından geçecek

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">ŞEVVAL AYDOĞAN'IN HABERİDİR</span></p><p><span style="font-size:18px">7315 sayılı&nbsp;Güvenlik Soruşturması&nbsp;ve Arşiv Araştırması Kanun kapsamında devlet ve vakıf üniversitelerinde yeni göreve başlayacak idari-teknik personel ve&nbsp;akademisyenler için güvenlik soruşturması ve geriye dönük arşiv araştırması yapılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Üniversitelerin&nbsp;&nbsp;güvenlik soruşturma taleplerine emniyet tarafından cevap verilmediğinde ise öğretim görevlisi işe başlayamıyor, görevine devam eden akademisyenler ise soruşturma sonuçlanana kadar çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyor.&nbsp;&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">Söz konusu arşiv/güvenlik araştırmaları devlet ve vakıf üniversitelerinde çalışan kadrolu akademik personel uygulanıyor. Ancak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından alınan kararla yarı zamanlı ve ders saat ücretli olarak çalışan akademik personelin de arşiv soruşturmasından geçmesine karar verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Akademisyenler vakıf üniversitelerinde birçok hukuksuz işten çıkartmalar yaşandığını ve bu kararın ardından da devletin üniversiteleri kontrol etmeye çalıştığını kaydederek karara tepki gösterdi.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">‘KADROLAŞMAYI HEDEFLEYEN UYGULAMALAR’<br />Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eğitim-Sen Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Evrim Gülez, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmalarının sadece adayı değil yakınlarını da kapsar hale getirilerek toplumun geniş kesimini derinden etkilediğini, liyakati değil iktidara sadakati esas alan, kadrolaşmayı hedefleyen bir uygulamala olduğunu kaydetti</span></p><p><span style="font-size:18px">Gülez,&nbsp;“Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması fişlemeleri de içine alarak,olağan hale getirdiğinden muhalif olsun ya da olmasın tüm vatandaşlarımızın ‘Kişisel Verilerin Korunması’ başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini tehdit etmektedir. Özü itibariyle liyakati ortadan kaldıran, güvenlik soruşturması adı altında 'AKP’ye sadakat soruşturması' yapmayı hedefleyerek temel hak ve özgürlüklere saldırı niteliğindedir”&nbsp;dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">‘BU UYGULAMADAN VAZGEÇİLMELİDİR’<br />Mahkemelerin beraat kararı verdiği, savcıların takipsizlikle sonuçlandırıldığı dosyaların da güvenlik soruşturmasına konu edildiğini söyleyen Gülez, “Nasıl ve hangi kriterlerle hazırlandığı bilinmeyen, itiraz edilemeyen istihbarat raporlarının esas alındığı uygulama nedeniyle sonuçları ağır olan birçok mağduriyetin yaşanmasına da neden olundu. En kısa sürede güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması uygulamasından vazgeçilerek ister devlet üniversitesi ister vakıf üniversitesi bütün kurumlarda liyakat esas alınmalıdır” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">EĞİTİM-SEN TARAFINDAN DAVA AÇILMIŞTI<br />Eğitim-Sen 3 Haziran 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlan “5649 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapılmasına Dair Yönetmelik”in Anayasa’ya, yasalara, yargı kararlarına aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açmıştı.&nbsp;</span></p><p><strong><span style="font-size:18px">KAYNAK: CUMHURİYET</span></strong></p><p><span style="font-size:18px">https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/hedefleri-sadakat-sorusturmasi-akademik-personel-arsiv-2251831</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Türkiye'deki 'yeni nesil mafya' hakkında neler biliniyor?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/turkiyedeki-yeni-nesil-mafya-hakkinda-neler-biliniyor-2206530960633-887e-4f6e-b76c-18d13758a5702024-09-29T13:58:00+03:00HABER MERKEZİ Türkiye'deki 'yeni nesil mafya' hakkında neler biliniyor?

Türkiye'deki 'yeni nesil mafya' hakkında neler biliniyor?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Mahmut Hamsici</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Daltonlar, Redkitler, Barış Boyun grubu, Anucurlar, Camgözler, Gündoğmuşlar, Atız-Casper’lar…</span></p><p><span style="font-size:18px">Uzayıp giden listedeki irili ufaklı bu tür gruplar, son yıllarda sık sık medyanın gündemine gelen ve adı suçla anılan yapılanmalar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yetkililer ve uzmanlara göre bu gruplar, birçok açıdan geleneksel suç örgütlerinden farklı özellikler gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ortada, sosyal medya kullanımından mensuplarının yaş ortalamalarının düşüklüğüne kadar farklılıklar bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu tür grupların özellikleri, Barış Boyun liderliğindeki organize suç örgütüyle ilgili dava kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame ile daha da görünür hale geldi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca polis memuru Şeyda Yılmaz’ın 22 Eylül’de İstanbul’da öldürülmesi de bu grupların beslendiği çocuk ve genç suçlular konusunu daha fazla gündeme getirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yeni dönemin organize suç örgütlerini inceledik.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Mahalle çeteliğinden taşeronlukla yükselişe</span></h2><p><span style="font-size:18px">İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde anlatılan Barış Boyun liderliğindeki örgüt, yeni tip organize suç örgütlerinin önemli örneklerinden biri olarak görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bununla birlikte iddianamede bu grup anlatılırken bu tip gruplara dair genel tespitler de yapılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Söz konusu grubun; yerleşik yer altı suç örgütlerinden örgütlenme, insan kaynağı ve suç yöntemleri bakımından belirgin farkları olduğu belirtildikten sonra, bu tür yapılanmalar için “yeni nesil suç örgütü denebilecek gruplar” tarifi yapılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>BBC Türkçe</strong>'nin incelediği iddianamede bu tür grupların semt, semt; sokak sokak örgütlendiği aktarılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu gruplarla ilgili haberleri taradığımızda bunların önemli bir bölümünün İstanbul merkezli olduğu ve Nurtepe’den Hasköy’e kadar genelde kentin gelir düzeyi düşük mahallelerinde ortaya çıktıkları görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Savcılığa göre aralarındaki geçirgenlik ve taraf değiştirmenin çok yaygın olduğu bu gruplar, genellikle önce bilinen yer altı gruplarına taşeronluk ve tetikçilik yaparak büyüyor sonra ise onlarla çatışabilecek şekilde ülke çapında bir büyüklüğe ulaşıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu arada kendi aralarında sık sık çatışıyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC Türkçe’ye konuşan emekli emniyet müdürü Haydar Özdemir, yeni dönemdeki yapılar için ‘Z kuşağı mafya’ tanımını da kullanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özdemir, bu grupları önceki dönemlerdeki mafya ile karşılaştırırken özetle şunları vurguluyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Kimsenin adamı olmayı kabul etmiyorlar. Bugün Ahmet’in, yarın Mehmet’in yanında duruyorlar. Mafyada eskiden omerta kuralı vardı, konuşmazlardı. Şimdi bu yok. Şimdikiler kimseyi dinlemiyor. TikTok’a girin, birbirinin karısına, çocuğuna küfredebiliyorlar. Z kuşağı mafya tamamen raydan çıkmış durumda. Kuvvetle muhtemel de çoğunluğu uyuşturucu bağımlısı insanlardan oluşuyor.”</span></p><h2><span style="font-size:18px">15’e kadar inen suçlu yaşı</span></h2><p><span style="font-size:18px">İddianamede, Barış Boyun grubunun örgüt üyelerini 15-20’li yaşlardaki kişilerden seçtikleri belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Örgüte sokulan bu çocuk ve gençlerin ülke içerisinde ‘kamikaze dronu’ gibi kullanıldığı belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İstanbul Ümraniye’de polis memuru Şeyda Yılmaz’ı öldüren 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti’nin de 19 suç kaydı olduğu, bunların bir bölümünü 18 yaşından küçük yani hukuken çocuk olduğu dönemde işlediği ortaya çıkmıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ‘Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri’ verilerine göre güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2023 yılında 537 bin 583 oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu olaylarda çocukların 242 bin 875'i mağdur olarak, 178 bin 834'ü suça sürüklenme sebebiyle, 84 bin 751'i bilgisine başvurma amacıyla, 15 bin 716'sı kayıp olması sebebiyle, 11 bin 179'u kabahat işlediği iddiasıyla, 4 bin 228'i ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların %39,8'ine yaralama, %20,8'ine hırsızlık, %7,7'sine pasaport kanununa muhalefet, %4,9'una uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %4'üne ise tehdit suçları isnat edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Emekli emniyet müdürü Özdemir, “internetle beraber dünyaya gelmiş kuşakların, ailede ya da okulda kendilerine yer bulamayıp bir idol da yakalayamayınca sanal dünyaya geçtiklerini, orada kendilerine idol yakaladıklarını ve bunun da suçu beraberinde getirdiği” görüşünde.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Suç dünyasına giren bir çocuğun suça karıştıktan sonra sadece suçlularla arkadaşlık yapar hale geldiğini, bireysel suçluluğu ister istemez çeteleşmenin takip ettiğini” söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özdemir, bahsettiği kesimlerin yoksul, dezavantajlı kesimler olduğunu da vurguluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC Türkçe’ye konuşan Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Merkezi Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat ise gençlerin bu gruplara yönelimini anlatırken dünyada da benzer bir durum yaşandığını belirtip, “eskiden yanlış bulunan mafyanın genç kuşaklar için, içinde yer almak istedikleri bir boyuta dönüştüğünü, ortada bir değerler erozyonu olduğunu, sadece paranın değer olarak kaldığı bir durum bulunduğunu” söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Son dönemde okullarda akranlar arası şiddette da artış gözlemlediklerini belirten Polat, Türkiye’de suça karışan çocukların ıslah sisteminde eksikler olduğu görüşünde:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Kanun, ‘Yaşı küçükse ben onu ıslah edeyim’ diyor. Bu doğru bir yaklaşım. Ama 2024 Türkiyesinde o çocuklara özgü, özel yöntemlerle ıslah etmeye yönelik koruma kurumlarımız yok. Yetişkinlerle aynı yere koyuyoruz. Tek suç işlediği için oraya girmiş çocuk orada yetişkinlerden başka şey öğrenip suç makinesi olarak dışarı çıkıyor.”</span></p><h2><span style="font-size:18px">Uyuşturucu üzerinden yönlendirme</span></h2><p><span style="font-size:18px">Bu örgütler, uyuşturucu madde imal ve ticaretini önemli bir gelir kaynağı olarak kullanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İstanbul Başsavcılığı’nın iddianamesinde örneğin Barış Boyun grubunun uyuşturucu ticaretini yönlendiren kişinin, çevresine genellikle uyuşturucu bağımlısı yaşı küçük şahısları toplayarak uyuşturucu madde vermek karşılığında bu şahıslara uyuşturucu madde imal ve ticareti, kasten yaralama, gasp, tehdit gibi suçları işlettiği öne sürülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Emekli emniyet müdürü Özdemir, madde bağımlılığı durumunun çocukları suç örgütlerinin eline ittiğini belirtiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Prof. Dr. Oğuz Polat da özellikle son dönemlerde metamfetamin kullanımını artışına dikkat çekiyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Sosyal medya kullanımı</span></h2><p><span style="font-size:18px">Bu tür grupların farklı sosyal medya kanallarını yoğun olarak kullandıkları görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İstanbul Başsavcılığı’nın iddianamesinde, bu grupların sosyal medyada düzenli video paylaştıkları, bu sayede özellikle genç yaşta ve suça meyilli olan kitleyi örgütleyerek örgüte katılım sağladıkları belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İddianamede grubun sosyal medya sorumlusunun dahi olduğu öne sürülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sosyal medyada bu grupların isimleriyle yaptığımız aramalarda yüzlerce içerik çıkıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu içeriklerde çok genç yaştaki kişilerin bazıları silahlarla olmak üzere yaptığı paylaşımlar da görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bazen canlı yayın açma şeklinde de yapılan paylaşımlarda gerçek silahlarla ateş edildiği de oluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC Türkçe’ye konuşan Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, bu grupların sosyal medyayı birkaç farklı nedenle kullandıklarını aktarıyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Suç örgütleri, özellikle yeni üyeler toplamak için sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor. Popüler platformlarda suç örgütlerine katılmayı cazip hale getiren içerikler üretiliyor ve gençler; özellikle toplumun daha kırılgan kesimindekiler bu yasa dışı grupların bir üyesi olmaya özendiriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Rakip grupları ya da ihtilaflı oldukları bireyleri itibarsızlaştırmak için de sosyal medya kullanılıyor. Sosyal medya üzerinden mesajlar göndererek gözdağı vermek gibi bir kullanım biçimini görüyoruz. Bazı suç örgütleri ise yasa dışı faaliyetlerine meşru bir kılıf olarak sosyal medyayı kullanabiliyor.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Doç. Dr. Ersan, gençlerin sosyal medyadan etkilenerek örgütlere katılımını ise şu sözlerle yorumluyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Gençler kimlik gelişim sürecinde dış etkiye açık hale geliyorlar. Bu dönemde prestijli bir grubun üyesi olmak çok çekici gelebiliyor. Bu durum da gençlerin organize suç örgütlerinin ağlarına düşmesini kolaylaştırabiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Suç örgütlerinin sosyal medya mecralarında yayınladıkları içeriklerde güç, zenginlik ve statü sembolleri ön plana çıkarılıyor, suç faaliyetleri ise genellikle normalleştiriliyor veya romantize ediliyor. Bu içerikler nedeniyle gençler, özellikle sosyal kabul görme arayışında olanlar, suç örgütlerine karşı bir sempati geliştirebiliyorlar.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu gruplar sosyal medyada farklı platformlar kullansalar da özellikle TikTok paylaşımları dikkat çekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Doç. Dr. Atalay bunun birkaç nedeni olduğu görüşünde: “TikTok, organize suç örgütleri tarafından özellikle genç kitleyi etkileyebilme potansiyeli ve içeriğin hızlı yayılma özelliği nedeniyle tercih ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Platformun algoritmaları dikkat çekici ve sansasyonel içeriklerin viral olmasını sağlamak üzerine kurulu ve organize suç örgütlerinin ürettiği içerikler buna çok uygun. TikTok’ta her şey eğlence formatında sunuluyor, bu da suç faaliyetlerinin cazip ve normalleştirilmiş bir şekilde sunulmasına olanak tanıyor.”</span></p><h2><span style="font-size:18px">Dizilerin etkileri</span></h2><p><span style="font-size:18px">Savcılığın iddianamesinde, suç örgütünün seçtiği gençlerin bilgisayar oyunlarıyla yetiştiklerine ve internet tabanlı dizilerden de çok etkilendiği belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Metne göre bu grupların hem söylemlerindeki ‘jargon'’ hem de kendilerince tabii oldukları racon’ denilen kriminal ilkeler, internet tabanlı dizilerin etkisini taşıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu dizilerdeki ana karakterlerle özdeşleştirilen suç örgütü liderlerinin 15-20'li yaşlar aralığındaki gençlere kolayca nüfuz edebildikleri iddia ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Doç. Dr. Atalay bu dizileri, “Bu tür yapımlar, suç dünyasını ‘kahramanlık’ ‘kurtarıcılık’ anlatılarıyla cazip gösteriyor ve şiddeti normalleştirip estetize ediyor. Bu dizilerdeki örgüt liderleri adalet dağıtan, güçlü, korkusuz karakterler olarak gösteriliyor. Tabii zenginlik ve para faktörü de var. Ekonomik olarak zorluk çeken gençler, bu hikayelerdeki yaşam tarzını bir çıkış yolu olarak görebiliyor” sözleriyle yorumluyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Şarkı ve kliple 'propaganda'</span></h2><p><span style="font-size:18px">İddianameye göre Barış Boyun grubu, örgüt lideri ve örgüt adına şarkılar yazdırıp klipler çektirerek örgütün toplum içerisindeki faaliyetlerini normal göstermeye çalıştı ve bu şekilde de 15-20'li yaşlardaki gençlere çok rahat ulaştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bahsedilen şarkılar; BIG lakablı Samet Işık, Muti lakaplı Muhammed Nedim Doğan ve Heijan lakablı Doğan Tarda ve Cac lakaplı Şahan Terzioğlu’na ait.</span></p><p><span style="font-size:18px">BIG’in YouTube’da yayımlanan 'İntikam' isimli rap şarkısında Barış Boyun’un resmi yer alıyor ve şarkının sonunda “Barış isteyen boyun eğecek, boyun eğmeyen hesap verecek” sözleri duyuluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu haber yayına hazırlandığında, Muti ve Heijan'ın iddianamede bahsedilen şarkılardan YouTube’da ‘Aynen’ 108 milyon, ‘Hokkabazlar’ ise 115 milyon kez izlenmişti.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Gelir kaynakları arasında kaçak bahis de var</span></h2><p><span style="font-size:18px">Uyuşturucu ticaretinden uzun namlulu silah ticaretine kadar işlerden gelir elde eden bu grupların gelir kaynakları arasında kaçak bahsin de bulunduğu görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Barış Boyun grubu iddianamesinde buna da yer verilmiş.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu grupların faaliyetlerinde son dönemde motosiklet kullanımını yaydığı anlaşılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Uzmanlar, motosikletlerin hem uyuşturucu ve silah satışında hem de saldırılarda yaygın şekilde kullanıldığını belirtiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Saldırı ve çatışma alanları da İstanbul’da doğrudan şehrin göbeğine taşınmış durumda.</span></p><p><span style="font-size:18px">14 Ocak 2023’te Haliç Köprüsü’nde bir kişinin öldüğü saldırı bunların en dikkat çekicileri arasında yer alıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">11 Eylül 2023’te Yunanistan’ın başkenti Atina’da altı kişinin öldürüldüğü olayda olduğu gibi çatışmaların yurt dışına da kaydığı görülüyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Araçta yakalanmama tedbirleri</span></h2><p><span style="font-size:18px">İddianameye göre grup, silah ticaretini gerçekleştirirken olası kolluk yakalanmalarının önüne geçebilmek için kullandıkları lüks araçlara, profesyonelce zulalar yaptırıyor ve bu araçlar ile gerçekleştirdikleri silah sevkiyatları sırasında araçta kadın ve çocuk bulundurarak aile olduğu izlenimi veriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Haberleşmelerini, takibi güç olan Whatsapp, Face Time vb. programlar üzerinden haberleşmeye çalıştıkları öne sürülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İddianamede üyelerinin, yakalaması olan örgüt elemanlarının önüne geçmek için bekçi veya polis memurlarını yanlarında taşıdıkları da belirtiliyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Polisiye tedbirler yeterli mi?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Bazı uzmanlara göre yeni tip suç işleme kapasiteleri nedeniyle ‘yeni nesil suç örgütleriyle’ mücadele daha zor hale gelmiş durumda.</span></p><p><span style="font-size:18px">Emekli emniyet müdürü Haydar Özdemir ise bu görüşte değil: “Kriminal şahıslarla güvenliği sağlayan şahıslar hep birbirleriyle at yarışı gider gibidir. Onlar kendisini geliştirdikçe teşkilatlar da kendisini geliştiriyor. Bunlarla mücadele etmek zor değil, edersiniz. Ama sadece polisiye alacağınız tedbirlerle mücadele etme şansına sahip değilsiniz.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Özdemir şöyle devam ediyor: “Bir kere sosyal - ekonomik eşitsizliğin ortadan kalkması lazım. İnsan yetiştirme ile ilgili olarak başta anne babadan başlayarak eğitim - öğretim hayatında düzenlemelerin olması lazım. Eğitim - öğretimdeki başarısız olan çocukların mutlak suretle meslek edindirilmesi lazım.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Prof. Dr. Oğuz Polat da organize suç örgütleriyle mücadelede sadece polisiye tedbirlerin yeterli olmayacağı görüşünde.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çocuk ıslah sisteminin yenilenmesi dışında cezaların caydırıcılığının da artırılması gerektiğini savunuyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Nasıl olsa bir af çıkacak, çıkacağım ya da işte o ceza en sonunda çok fazla olmayacak’ gibi yaklaşımlar oluşuyor. Türk Ceza Kanununu dünyadaki en iyi kabul edilen ceza kanunları aynı düzeydedir. Teorik olarak hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz ama uygulamada aflar ve cezalarda azaltmaya gitme bence doğru olmayan bir şekilde kullanılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Adalet Bakanlığı şu anda hapishaneler açmaya devam ediyor çünkü doluluk oranları çok yüksek. Sürekli denetimli serbestlik veriliyor çünkü hapishanelerde yer yok. Bu yanlışlığı düzeltmek lazım.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Polat, eğitim sistemine de dikkat çekiyor ve mesleki ve teknik eğitimin önemini vurguluyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Türkiye’de üniversiteye gittikten sonra iş sahibi olma boyutu olmadığı için artık üniversiteye gitmek de popülaritesi yitirmeye başladı. Eğitimi cazip kılmamız gerekiyor. Orta kademe insan yetiştirmek çok önemli. Mesela Polonya bu tip kişileri yetiştirir ve diğer ülkelere ihraç eder. Almanya’da bakın su tamiratının çoğunu Polonyalılar yapıyor.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Polat, bunların yanında bireysel silahlanma sorunun çözümünün ve ayrıca orta okullara kadar indiğini belirttiği madde bağımlılığı konusunda denetimin artırılmasının önemli olduğunu savunuyor.</span></p><p><strong><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></strong></p><p><span style="font-size:18px">https://www.bbc.com/turkce/articles/cjr3n1j7w3xo</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Gergerlioğlu; Ulusal Beton firması, Çerkeşli köyünün 700 yıllık mirasını yok edebilir!]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/gergerlioglu-ulusal-beton-firmasi-cerkesli-koyunun-700-yillik-mirasini-yok-edebilir-22064e1c08779-9057-4284-acbc-1178a5e8c3222024-09-29T13:47:00+03:00HABER MERKEZİ Gergerlioğlu; Ulusal Beton firması, Çerkeşli köyünün 700 yıllık mirasını yok edebilir!

Gergerlioğlu; Ulusal Beton firması, Çerkeşli köyünün 700 yıllık mirasını yok edebilir!

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Doğa mahvolacak!</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Dilovası Çerkeşli Köyü’nde beton santrali yapılmak istenen bölgeyi inceleyen Gergerlioğlu, “Burada olası bir çevre felaketi ihtimali var. Çevrilmiş bir alan var ve buraya bir beton santrali yapılacak ama burada çok güzel bir doğa var. Koyunlar, keçiler otluyor. Buraya böyle bir beton santrali yapılırsa doğa mahvolacak. Yukarıda sanayinin içinde faaliyet gösteren bir beton santraliymiş. Orada sanayiciler bile şikayetçi olmuş. Sonrasında denilmiş ki; “Sanayinin oradan bu yeşilli alana getirelim beton santralini.” Fakat burada ne güzel hayvanlar otluyor bir beton santrali yapılırsa ne yeşillik kalacak, ne keçi koyun kalacak, ne de canlılık kalacak. Ortalık tozdan, dumandan geçilmeyecek.” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Bakanlık tarafından tescillenmiş ağaçlar risk altında!</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Bölgede koruma altında olan ağaçları bulunduğunu belirten Gergerlioğlu,&nbsp; “İleride üç tane ağaç var. Çok tarihi ağaçlar, sanırım yüzyıllardır bu ağaçlar var ve tescillenmişler. Bu ağaçlar da çok değerli. Korunması gereken ağaçlar. Burada bir beton santrali olursa hayvanlar yaşayabilir mi? Ot olabilir mi? Doğa olabilir mi? Şu güzel yeşillik olabilir mi? Şu tarihi çınar ağaçları olabilir mi? Olması mümkün değil. &nbsp;Biz, Çerkeşli köyü sakinleriyle de görüştük. Burada arazisi olanlarla da görüştük. Oldukça önemli bir sıkıntı olduğunu gördük. Köylü bu beton santralinin burada yapılmasını istemiyor. İleride ulusal betonun bir başka taş ocağı daha var en azından oraya nakledilmesi mevzu bahis olabilir ve doğa daha az kirlenebilir ama burada zaten ulusal betonun atıkları aşağıdaki vadiyi zehirlemiş ve oraya beton atıyor. Şimdi buraya da yaparsalar alt heryer tamamen betonlaşacak. Adım adım Dilovası halkı yerleşim yerinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Çerkeşli halkı da buradan uzaklaştırılmaya çalışılıyor. İnsanların yaşam alanı sanayiye peşkeş çekiliyor. Burası 700 yıllık bir köymüş, tarihi bir köyümüz. Çok güzel bir köy. Fakat buralar böyle iyice betonlaşmaya başlayacak.” şeklinde konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Köyün su kaynağı tehlikede</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Çerkeşli köyü adına konuşan Zafer Varol, &nbsp;“Ağaçların yaklaşık 600-700 yıllık olduğu söyleniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü tarafından da tescillenmiş bunlar. Ben kendim de Anıtlar Kurulu'nu aradım. Burada bir çevre felaketi yaşanacak. Zaten sanayicilerde Ulusal Betonun buradaki eski mevcut yerinden kalkıp 200 metre yan tarafa gelmesini istemiyor. Vatandaşların burada yerleri de var. Yerleri de burada kullanılmaz hale gelecek. Beton santrali olursa burada hiç bir şey yetişmez. En önemlisi de bizim için tarih yatıyor orada. Yani şu anda 500 yıllık, dile kolay 500 yıllık tarihimiz yatıyor orada. Orada suyumuz var, çeşmemiz var. Yaklaşık 300-400 yıllık çeşmemiz var. Oranın suyu köyümüze geliyor. Köyümüzde tarihi bir çeşmemiz var. O çeşmenin su kaynağı da burasıdır. Atalarımız zamanında o ağaçları dikmişler oraya biz bu ağaçlar zarar görsün istemiyoruz. Bu santral için daha uygun bir yer baksınlar. Çerkeşli köyü halkı olarak biz buranın ruhsatının iptalini istiyoruz. Ulusal Beton’un, Niyazi Bey’in kendi taş ocağı var orada yapsın santrali. Buradaki sanayiciler de rahatsız oluyor. Oradan kaldırıp buraya getirilmesi mantıklı değil.” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Çerkeşli Köyü sakinleri bu tesisi istemiyor</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Dilovası Belediyesine seslenen Gergerlioğlu, “Köylülerimiz bu tesisi istemiyor. Bu ruhsatın iptal edilmesi gerekiyor. Biz bunu mecliste de gündeme taşıyacağız, bir an evvel bu olası çevre felaketinin bitmesini istiyoruz. Çevre Bakanlığı Anıt Ağacı- Doğu Çınarı&nbsp;(<em>Platanus orientalis</em>)&nbsp;&nbsp;500-600 yıllık bir çınar ve şimdi bu beton santralinin tozu dumanı arasında ölecek. Bu çınarı öldürmeyelim. Bu alan eskiden köylülerin öğrencilik yıllarında gelip piknik yaptıkları bir mesire alanıymış. Gerçekten çok güzel. Harikulade ağaçlar var, tarihi ağaçlar gayet güzel bir görüntü ve güzel bir mesire alanı. Hatta tarihi bir su kaynağı da var. Bu su borularla köye gidiyor. Düşünün burası kirlenirse köy kirlenecek ve köyde yaşam bitecek. Burada bir sanayi bölgesi var ve o sanayi bölgesinin akan atık pis suları var. Eynerce deresine gidiyormuş buradan atıklar. Biz önceden oraya da gitmiştik.&nbsp; Eynerce Deresi oldukça kötü ve kirli akıyordu. Buradan gelen atıkları Eynerce Deresi’ne kadar gitmiş. Şu ana kadar olan çevre kirliliğinin yanı sıra bu sefer anıt ağaçlar da yok olacak. Köylüler buna itiraz ediyor. Bir an evvel bu ruhsatın durdurulması gerekiyor. ” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Kiraz bahçeleri tehlikede</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Eskiden Çerkeşli Köyünde çok güzel kiraz yetiştiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Şimdi ne doğru düzgün kiraz var ne de sağlıklı bir çevre var. Bu çevreyi daha da mahvetmeyi düşünüyorlar. Beton santrali sonrası buranın halini düşünemiyoruz.” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zafer Varol; “Santralin yapılmak istendiği alanın aşağı tarafı kiraz bahçesiydi. &nbsp;İmes’in atık suları rastgele doğaya salınıyor. Buda kirazları olumsuz etkiliyor. Burada bir arıtma tesisi olması lazım. Benimde kiraz bahçem var buradan akan su benim kiraz bahçemin tam ortasından geçiyor. Beton santralinden sağdan soldan firmaların atıkları buradan Dilovası’na kadar gidiyor. Mevcut durumda bile kirazlar olumsuz etkilenirken birde bu tesisi kurulursa kiraz filan kalmaz burada.” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[TEPKİ: "TARLADAKİ ÜRÜN SABRETMİYOR, ÇÜRÜYOR!"]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/tepki-tarladaki-urun-sabretmiyor-curuyor-220633ee3297c-a48a-4eb5-bdee-5ca8f46302452024-09-29T13:45:00+03:00HABER MERKEZİ TEPKİ: "TARLADAKİ ÜRÜN SABRETMİYOR, ÇÜRÜYOR!"

TEPKİ: "TARLADAKİ ÜRÜN SABRETMİYOR, ÇÜRÜYOR!"

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>TARLADAKİ ÜRÜN SABRETMİYOR</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'in çiftçilerden "sabırlı olun" çağrısına tepki gösteren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu yıl birçok temel ürün için verilen alım fiyatlarının çiftçilerin maliyetlerini karşılamadığını belirterek şunları söyledi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Sayın Bakan, tarladaki ürünler sabretmiyor. Bu yıl buğdaya %12, arpaya %3, şeker pancarına %28’lik bir artış verdiniz. Oysa TÜİK’in açıkladığı verilere göre, maliyet artışları %41 seviyesinde. Enflasyonun altında bir alım fiyatıyla çiftçi nasıl ayakta kalacak?"</span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, ürünlerin tarlada kaldığını ve çiftçinin giderek daha zor bir duruma düştüğünü ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>TARLADA KALAN ÜRÜNLER: "KARPUZ, KAVUN, DOMATES ÇÖPE GİTTİ"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların bu yıl daha belirgin hale geldiğini vurgulayan Gürer, tarlada kalan ürünlere dikkat çekti:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Karpuz, kavun, domates, biber, patlıcan, patates... Bu yıl tarlada çöpe gitti. Çiftçinin bu kadar sahipsiz kaldığı bir dönem daha olmadı. Destek verdiğinizi söylüyorsunuz, ama gerçek ortada."</span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, çiftçinin ürünlerinin para etmemesi ve pazara ulaşamaması nedeniyle büyük zarar yaşadığını belirtti. Gürer “Üretici kazanmadı. Tüketici de iktidar aracılara göz yumduğu için pahalı ürüne mahkum edildi” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>TARIM KANUNU’NUN 21. MADDESİ: "ÇİFTÇİYE 411 MİLYAR LİRA DESTEK VERİLMELİYDİ"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Tarım Kanunu’nun 21. maddesi gereği çiftçilere verilmesi gereken desteğin verilmediğini belirten Ömer Fethi Gürer, hükümetin tarım politikasını eleştirdi: "Çıkardığınız tarım kanununun 21. maddesine göre, çiftçiye verilmesi gereken destek 411 milyar lira. Ancak 2024 yılı bütçesinden ayırdığınız 91 milyar lira. Neyi sübvanse ediyorsunuz? Gübreyi mi, yemi mi?"</span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, “Çiftçilere verilmesi gereken desteğin, kanunda belirtilen rakamın çok altında kaldığını ve bu durumun çiftçiyi daha da zor duruma soktuğunu dile getirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"ÇİFTÇİLERİN İÇİNDE BULUNDUĞU SÜRECİ GÖRMÜYORSUNUZ VE SABIR İSTİYORSUNUZ"</span></p><p><span style="font-size:18px">Çiftçilerin borç yükü altında ezildiğini ve hükümetin bu sorunu görmezden geldiğini ifade eden Gürer, çiftçilerin sabır göstermesinin mümkün olmadığını belirterek, “Bugün tarımla uğraşan herkes tarihin en zor sürecini yaşıyor. Çiftçilerin içinde bulunduğu süreci görmüyorsunuz ve sabır istiyorsunuz. Üretilen ürün sabırla korunabilir mi? Sizin yaptığınız, sadece var olan sorunu görmemek ve süreci biraz daha idare etmek."</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP’li Gürer, çiftçilerin artık dayanacak gücünün kalmadığını vurguladı ve borçların çiftçileri daha da zora soktuğunu ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>ÇİFTÇİNİN BORÇ YÜKÜ: " ÇİFTÇİNİN BANKALARA BORCU 715 MİLYAR LİRAYI AŞTI"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Çiftçilerin bankalara olan borçlarının giderek arttığını dile getiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi&nbsp; Gürer,&nbsp; "2 milyon 300 bin çiftçinin bankalara olan borcu 715 milyar lirayı aşmış durumda. Genel borçlar ise 800 milyarın üzerinde. Borçsuz çiftçi bırakmadınız. İcra kapıda” diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, çiftçilerin borçlarının yanı sıra, tarımsal desteklerin de enflasyon karşısında yetersiz kaldığını belirterek hükümetin politikasını eleştirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>"TARIMSAL DESTEKLER YETERSİZ, ÇİFTÇİ SAHİPSİZ"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tarımsal desteklerin arttığı yönündeki açıklamalarına da yanıt vererek, çiftçiye verilen desteğin enflasyon oranında bile değer kazanmadığını belirtti:</span></p><p><span style="font-size:18px">Ömer Fethi Gürer," Desteklerin arttığını söylüyorsunuz, enflasyon oranında o destekleri bir değerlendirin. Çiftçiye destek vermediğinizde ortaya çıkar; yani ülkenin içinde bulunduğu koşullar, ekonomik anlamda emekliyi, işçiyi mağdur ettiği süreçte, çiftçinin ve esnafın halinden de haberiniz yok. Gerçek anlamda tarım, bu kadar sorunlu bir dönemi hiçbir zaman yaşamadı. Bunun da başlıca sorumlusu sizsiniz.” diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Tarım sektörünün tarihinin en sorunlu dönemini yaşadığını dile getiren Gürer, bunun başlıca sorumlusunun hükümet olduğunu belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>BAKAN ŞİMŞEK NE DEMİŞTİ?</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Bakan Mehmet Şimşek, yaptığı açıklamada çiftçilerden sabır isteyerek, ekonomik toparlanmanın biraz zaman alacağını dile getirmişti. Şimşek’in açıklamaları şu şekildeydi:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Biraz sabırlı olun. Esnafın, çiftçinin, çalışanların yanındayız. Enflasyonu indirerek emeklinin, çalışanın kalıcı şekilde alım gücünü arttıracağız. Hayat pahalılığı ve enflasyon önemli bir sorun. Enflasyonu kalıcı bir şekilde indirerek topyekûn kalkınma sağlayacağız."</span></p><p><span style="font-size:18px">Bakan Şimşek, tarımsal desteklerin arttığını ve çiftçilere verilen kredi tutarının 27 katına çıktığını belirtmiş, 2004 yılında 204 bin çiftçiye destek verilirken bugün bu sayının 1 milyon 318 bine ulaştığını ifade etmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>SABIR DEĞİL, ACİL ÇÖZÜM ŞART</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerin yaşadığı zorlukları gözler önünde, sabırla beklemenin çiftçiler için bir çözüm değil, çiftçilerin acilen desteklenmesi gerekiyor. Tarla da ürünü çürüttüler ” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Gürsel Tekin: Uyuşturucu Türkiye’yi Sarmış Durumda, Aileler Çaresiz]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/gursel-tekin-uyusturucu-turkiyeyi-sarmis-durumda-aileler-caresiz-220626380dfa4-301d-49b9-a483-78c82868618f2024-09-29T13:42:00+03:00HABER MERKEZİ Gürsel Tekin: Uyuşturucu Türkiye’yi Sarmış Durumda, Aileler Çaresiz

Gürsel Tekin: Uyuşturucu Türkiye’yi Sarmış Durumda, Aileler Çaresiz

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Bağımlı çocukların aileleriyle yaptığı görüşmelerde, ailelerin ne denli çaresiz durumda olduğunu ve çocuklarının durumunu fark ettiklerinde çözüm aramak için her kapıyı çaldıklarını dile getiren Tekin, ailelerin çoğunun belediyelerden karakollara, savcılıklara kadar pek çok kuruma başvurduğunu ancak sonuç alamadığını belirtti. Tekin, ailelerin içinde bulunduğu durumu şu sözlerle özetledi:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Türkiye’de artan uyuşturucu bağımlılığı, toplumsal bir krize dönüşmüş durumda. Bağımlılık sorunu, yalnızca büyük şehirlerde değil, Anadolu’nun en küçük yerleşim yerlerinde bile aileleri derinden etkiliyor. Aileler, çocuklarının bağımlı hale geldiklerini fark ettiklerinde belediyelerden karakollara, savcılıklara kadar pek çok kuruma başvuruyor, ancak çoğu zaman sonuç alamıyor. Bu çaresizlik, aileleri göz göre göre bir felaketin içine sürüklüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özellikle, Ümraniye’de bir bağımlı tarafından şehit edilen polis memuru Şeyma Yılmaz olayında olduğu gibi, bağımlılık ve suç arasındaki güçlü bağ, toplumdaki güvenliği tehdit eder bir hale gelmiş durumda. İzmir’de anne ve babasını öldüren, Bingöl’de dört kişiyi katleden, İstanbul’da annesinin kafasını kesen bağımlılar gibi örnekler, sorunun ulaştığı vahim boyutu gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bağımlılık sorunu yaşayan çocukların aileleri, çaresizlik içinde her kapıyı çalıyor, ancak çoğunlukla yalnız bırakılıyorlar. Aileler, çocukları için çözüm arayışındayken devletten yeterli desteği bulamıyor. Uyuşturucu bağımlılığı, artık sadece bireysel bir sorun olmanın ötesine geçmiş, ülkenin geleceğini tehdit eden bir toplumsal kriz haline gelmiş durumda.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu sorunun çözümü için devletin acil adımlar atması, bağımlılıkla mücadelede yalnızca bireyleri değil, aileleri de içine alan kapsamlı programlar geliştirilmesi gerekiyor. Bağımlı bireylerin ailelerinin çığlıkları dikkate alınmalı, bu konuda daha ciddi ve bütüncül politikalar üretilmeli. Uyuşturucu bağımlılığı, toplumu çürütmekte ve daha büyük bir krizle karşı karşıya kalınmadan acil önlemler alınması gerekmektir.”</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[HATAY’DA 8 AİLE 65 GÜNDÜR KARANLIKTA YAŞAMAYA MAHKÛM EDİLDİ]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/hatayda-8-aile-65-gundur-karanlikta-yasamaya-mahkum-edildi-22061ddf5dd08-76c5-4e0d-8cbb-d70e40cd2f8a2024-09-29T13:39:00+03:00HABER MERKEZİ HATAY’DA 8 AİLE 65 GÜNDÜR KARANLIKTA YAŞAMAYA MAHKÛM EDİLDİ

HATAY’DA 8 AİLE 65 GÜNDÜR KARANLIKTA YAŞAMAYA MAHKÛM EDİLDİ

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Hatay’da az hasar raporu verilen ve güçlendirme ruhsatı alıp, 1 milyon liraya yakın güçlendirme masrafı yapılan binanın bulunduğu bölge sonradan rezerv alan ilan edildiği için, ailelerin elektriği kesildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un ziyaret ettiği, 65 gündür karanlığa mahkûm edilen aileler isyanlarını “Bize önce hafif hasarlı, gidin yapın, oturun dediler. Yaklaşık 1 milyon lira masraf yaptık. İçine oturduk. Sonra burası rezerv alan girdi, dediler. Önceden akılları neredeydi?” sözleriyle gösterdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bakanlığın defaatle verdiği&nbsp;vatandaşın istemediği hiçbir adımın atılmayacağına, rezerv alan ilan edilen yerlerde depremzedelerin isterlerse evlerini yapabileceklerine ve buna destek olacaklarına dair sözlerini hatırlatan CHP’li Güzelmansur “21. yüzyılda, üstelik de deprem yaşamış 8 ailenin, önce güçlendirmeye izin verilip ardından rezerv alan ilan edildiği için elektrik sayaçlarının sökülmesi ve 65 gündür karanlığa mahkûm edilmesi kabul edilemez” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[MBB SAYIŞTAY’A TAKILDI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mbb-sayistaya-takildi-22073058c9726-5e8e-43f9-aafd-295e332db69b2024-09-29T13:16:00+03:00HABER MERKEZİ MBB SAYIŞTAY’A TAKILDI

MBB SAYIŞTAY’A TAKILDI

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Mersin Büyükşehir Belediyesinin 2022 mali yılı bütçesi ile 3.660.000.000,00 TL ödenek öngörüldüğü, önceki yıldan devreden 176.546.143,46 TL ve yıl içinde eklenen 2.747.729.003,15 TL ödenekle &nbsp;birlikte 2022 yılı ödenek toplamı 6.584.275.146,61 TL olduğu, Yıl içinde 5.932.167.950,61 TL &nbsp;bütçe gideri yapıldığı, 319.712.182,75 TL ödeneğin iptal edildiği, kalan 332.395.013,25 TL ödeneğin ise 2023 yılına devrettiği ortayı çıktı.</span></p><p><span style="font-size:20px">2022 yılında personel, mal, hizmet, yapım ve inşaat işlerindeki maliyet artışları ve Avrupa Kalkınma Bankası hibeli otobüs alım projesi sebebiyle; 18.05.2022 tarih ve 258 sayılı meclis kararı ile idare geneli ek ödenek 1.990.000.000,00-TL, 21.11.2022 tarih ve 592 sayı ile yine idare geneli ek ödenek 300.000.000,00-TL, 08.02.2022 tarih ve 90 sayılı meclis kararı ile 448.910.200,00-TL olmak üzere toplam 2.738.910.200,00-TL Ek Ödenek (Ek Bütçe) yapıldığı, 3.660.000.000,00-TL başlangıç ödenek tahmini ile birlikte toplam 6.398.910.200,00-TL ödenek tahsis edildiği ortaya çıktı.</span></p><p><span style="font-size:20px">Raporda, MBB’nin tamamlanan bazı yatırımlarının ilgili varlık hesabına aktarılmadan giderleştirildiği, &nbsp;2022 yılındaki banka kredi faiz ödemelerinin bir kısmının bu yıla ilişkin faaliyet hesabında gösterilmediği, muhasebe sisteminde kayıtlı olan ve amortismana tabi bazı duran varlıklar için amortisman ayrılmadığı, bazı duran varlıklar için ayrılan amortisman tutarlarının ise varlığın kayıtlı değerlerini aştığı, yapılandırılmış alacaklarının Gelirlerden Tecilli ve Tehirli Alacaklar Hesabında takip edilmediği,&nbsp; mal ve hizmet üreten kuruluşlardaki ortaklık payına ilişkin bilgileri ile muhasebe kayıtlarının uyuşmadığı, İdarenin kiraya verdiği ve bedelini yıllık peşin olarak tahsil ettiği taşınmaz kira gelirlerinin Gelecek Aylara/Yıllara Ait Gelirler Hesabında izlenmediği tespit edilmiş, ayrıca MBB’nin bazı taşınmazları (tapuda kayıtlı olmayan ve orta mallar) için düzenlenmesi gereken form ve icmal cetvellerinin düzenlenmediği görülmüş.</span></p><p><span style="font-size:20px">Diğer taraftan aynı raporda MBB’nin işletme hakkı devredilen taşınmazlarının 256 Hizmet İmtiyaz Varlıkları Hesabında izlenmediği, &nbsp;Mersin Mezitli 3 Ocak Hafif Raylı Sistem Metro Hattının İnşaat ve Elektromekanik Sistemlerinin Temini, Montajı ve İşletmeye Alınması İşi’ne ait all risk sigortası ve mali Mersin Büyükşehir Belediyesi 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu 23 mesuliyet sigortasının başlangıç tarihinin Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine uygun olmadığı, &nbsp;bazı gelirleri için tahsilat/tahakkuk oranlarının düşük olduğu, ş İdarenin kredi kartları ile yaptığı bazı tahsilatların banka hesabına aktarılma süresinin 20 günü aştığı, &nbsp;Mülkiyeti Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne ait bazı taşınmazların tapu kayıtlarındaki cinsi ile fiili kullanım durumlarının farklı olduğu görülmüş, Mahkeme Kararı ile görevine iade edilen daire başkanlarının göreve başlatılmaması sonucu; &nbsp;İdare bütçesinden mahkeme harcı, faiz, vekâlet gideri, tazminat ve maaş farklarının ödendiği, &nbsp;bazı taşınmazlarının kiraya verilmeksizin ecrimisil karşılığı kullandırıldığı,&nbsp; bazı yapım işlerinin projelendirilmesinin sağlıklı yapılmadığı, buna bağlı olarak işin gerçekleştirilmesinde aksamalar yaşandığı, bütçe emanetleri hesabında yer alan borçlarının muhasebe kayıtlarına alınma Mersin Büyükşehir Belediyesi 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu 34 sırasına göre ödenmediği, diğer taraftan beş yılını dolduran bütçe emanetlerinin bütçeye gelir kaydedilmediği, &nbsp;Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet gören ve diğer kurum ve kuruluşlara asfalt satış faaliyeti yürüten belediye işletmesinin (şantiyesinin) Kurumlar Vergisi mükellefiyetinin tesis ettirilmediği, &nbsp;MESKİ ve bazı ilçe belediyelerinden olan ÇTV ve otopark bedeli alacaklarının tahsil edilemediği, &nbsp;“Mezitli-3 Ocak Hafif Raylı Sistem Metro Hattının İnşaat ve Elektromekanik Sistemlerinin Temini, Montajı ve İşletmeye Alınması İşi”ne ilişkin ÇED- Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu alınmadan inşaata başlanıldığı, &nbsp;M1 Fuar İstasyonu- Üniversite ve 3 Ocak- Şehir İstasyonu –Meşot Raylı Sistem Hatlarının Uygulamaya Esas Kesin Projeleri, Fizibilite Etüdü ve İnşaat İhale Dosyası Hazırlama İşi Bünyesinde yüklenici firma tarafından karşılanacak olan kurum teknik personelinin yurtdışı gezi masraflarının ihale dokümanında gösterilmediği, &nbsp;Yıllara sari nitelikteki yapım işinin ek sözleşmeler yapılma suretiyle yıllara sari olmaktan çıkarıldığı,&nbsp; bazı yapım işleri kapsamında yaptırılan tüm riskler sigortalarında muafiyet oranlarının Yapım İşleri Genel Şartnamesindeki limitin üstünde olduğu tespit edilmiş, <strong>ancak hiçbir yasal işlem yapılmayarak sadece kurum uyarılmış ve bu işlerle ilgili cevap istendiği anlaşılmıştır.</strong></span></p><p><span style="color:#008000"><span style="font-size:20px"><em><strong>ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN</strong></em></span></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong><em><a href="mailto:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com">batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com</a>&nbsp;</em></strong></span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[MERSİN’Lİ, MİLLETVEKİLLERİNE SESLENİYOR: SİZ NE İŞ YAPARSINIZ?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mersinli-milletvekillerine-sesleniyor-siz-ne-is-yaparsiniz-220729069ab03-a65a-4a28-96a6-64e8df420b322024-09-29T12:23:00+03:00HABER MERKEZİ MERSİN’Lİ, MİLLETVEKİLLERİNE SESLENİYOR: SİZ NE İŞ YAPARSINIZ?

MERSİN’Lİ, MİLLETVEKİLLERİNE SESLENİYOR: SİZ NE İŞ YAPARSINIZ?

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Bir ilçenin il olabilmesi için ekonomik kriterlerin yanı sıra eğitim, ulaşım, sosyal hizmetler ve toplumsal yapı gibi faktörlerin de değerlendirildiği belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>İlçelerin il olabilmesi için gereken iki ana şart ise</strong> <strong>100 bin nüfusa sahip olmaları ve il merkezine en fazla 30 kilometre uzaklıkta bulunmaları.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Yıllardır il olacaksınız, sizi il yapacağız diye vatandaşın karşısına çıkıp oy isteyen ve seçildikten sonra ise bu işe el atmayan vekillere, halk çok kızgın.</span></p><p><span style="font-size:20px">Mersin’liler, “Kıytırık illlerin ilçeleri il yapılırken, Mersin’de Tarsus ilçesi ile il merkezi arası 30 kilometre, Erdemli ilçesi 45 kilometre, Silifke ilçesi 90 kilometre, Anamur ilçesi 214 kilometre ve bunların ilçe nüfusları çoktan 100 bini aştılar. 200 bin ve neredeyse 300 bin olacak olan var. Ama bir türlü bu ilçelerimiz İL YAPILMIYOR. Siyasilerin kendi çıkarları ve geleceklerine feda edilen ilçeler, il olmadığı için saatlerce yol gelip masraf ederek il merkezinde işlerini yapıyorlar. Sağlık açısından da çok önemli sıkıntılar yaşıyoruz. Vekillerin umurunda değil. Söz veriyorlar, seçilip gidip, DAMA ÇIKIP MERDİVENİ ÇEKİYOR BİZDEN KOPUYORLAR. Ayıptır, yazıktır, günahtır ya!” demekteler.</span></p><p><span style="font-size:20px">Diğer taraftan il merkezine 160 km uzaklıkta olan ve yıllardır oda başkanları, tüccarlar, esnaf, iş insanları da dile getirmesine rağmen, bir türlü dibinde 15 dakika mesafede olan KARAMAN iline bağlanmayan, Mersin il merkezine 160 kilometre uzaklıkta bulunan MUT ilçesi sakinleri de siyasilere kızgın. “Ya bizi Karaman’a bağlayın, ya da Anamur’u, Silifke’yi, bize yakın yerin birini il yapın oraya bağlayın. Çektiğimiz çileyi biz biliyoruz. Hiç mi utanma sıkılma yok. Üstelik MUT ilçemizi temsilen iktidar partisinde iki isim önemli görevde. Vekillerde bizden oy aldılar. Bizim derdimizi sıkıntımızı görmezden gelip bu ezayı bize çektirenler ile 2025 seçimlerinde görüşeceğiz” demekteler.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>28. Dönem Mersin milletvekilleri</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Mersin’den 28. Dönem için seçilen milletvekilleri isim ve partileri şu şekilde:</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Nureddin Nebati (AKP)</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Ali Kıratlı (AKP)</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Havva Sibel Söylemez (AKP)</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Faruk Dinç (AKP)</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Ali Mahir Başarır (CHP)</span></p><p><span style="font-size:20px">Gülcan Kış (CHP)</span></p><p><span style="font-size:20px">Mehmet Emin Ekmen (CHP)</span></p><p><span style="font-size:20px">Talat Dinçer (CHP)</span></p><p><span style="font-size:20px">Hasan Ufuk Çakır (CHP)</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Levent Uysal (MHP)</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Burhanettin Kocamaz (İYİ Parti)</span></p><p><span style="font-size:20px">Ali Bozan (Yeşil Sol Parti)</span></p><p><span style="font-size:20px">Perihan Koca (Yeşil Sol Parti)</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>KIZGINLIK İSE İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİNE</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Mersin’liler, İL OLMAK için öncelik iktidar milletvekillere düşüyor. Mevcut CUMHUR İTTİFAKI mensubu olan vekillerimizden (5 kişi) sesimizi duymalarını, gereğini yapmalarını istiyoruz. Biliyoruz ki, işlerine gelmeyecek. Onlar tayin atamalarla meşguluyeti, nerede ihale var onunla meşguliyetini sevsinler. Ama biz susmayacağız sürekli bu talebimizi yineleyeceğiz” dediler.</span></p><p><span style="font-size:24px"><span style="color:#008000"><em><strong>ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN</strong></em></span></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><a href="mailto:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com"><em><strong>batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com</strong></em></a>&nbsp;</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI TOPÇU KATILIM YAPTI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/cumhurbaskani-basdanismani-topcu-katilim-yapti-2205904aadf63-5e9d-4116-a353-576d589745862024-09-27T12:56:00+03:00HABER MERKEZİ CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI TOPÇU KATILIM YAPTI

CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI TOPÇU KATILIM YAPTI

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px"><strong>MUSTAFA GÖKTAŞ - İSTANBUL / MERSİN</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">T.C Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu,&nbsp;“Bağımsızlığının 33.Yılında Türkmenistan-Türkiye İlişkileri” toplantısına katıldı. </span></p><p><span style="font-size:20px"><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f684709b83a.png" style="height:356px; width:626px" /></span></p><p><span style="font-size:20px">Bu toplantıda çok anlamlı bir konuşma yapan Topçu, Türk milletinin birlik ve düzenliği konusunda katılımcıları ve kamuoyuna önemli detaylar verdi.</span></p><p><span style="font-size:20px">Türkmenistan Büyükelçisinin diplomatik daveti üzerine katılan, başarılı çalışmaları ile dünya kamuoyunun dikkatini çeken <strong>T.C. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu,</strong> nazik ve edip duruşuyla, toplantıda yaptığı konuşmada şunları da <strong>ifade etti:&nbsp;</strong></span><span style="font-size:20px">“Değerli Büyükelçim, EkoAvrasya Vakfımızın Değerli Başkanı, Muhterem Katılımcılar; Sözlerime başlarken,24 Eylül 1914 de ebediyete irtihal eden Türk dünyasının birlik ve dirliği için ömrünü adamış,büyük dava insanı,atamız İsmail Bey Gaspıralı’yı vefatının yıldönümünde saygı,rahmet ve minnetle anıyor,sizleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum” dedi.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Sözlerine devamla</strong>, “Değerli Hazirun, Türkiye, Ata yurdumuz ve doğanlarımızın ülkesi Türkmenistan’ın bağımsızlığını 1991 de tanıyan ilk ülkedir. İki kardeş ülke arasındaki diplomatik ilişkileri 29 Şubat 1992'de başlatan Türkiye, aynı zamanda Aşkabat'ta ilk büyükelçilik açan ülke olmuştur. Türkiye, Türkmenistan'ın tarafsızlık statüsüne destek vererek, her alanda ki ilişkilerini “Bir Millet, İki Devlet” temelinde karşılıklı saygı ve işbirliğine dayalı olarak ilerletmektedir. Sözlerime son verirken, Kardeş Türkmenistan’ın 27 Eylül Bağımsızlık Gününü en içten dileklerimle kutluyor, daim ve kaim olmasını diliyor, dünya var oldukça sen de var ol, başlarda taç, dillerde seda Türkmenistan’ım diyerek sizleri tekrar saygıyla selamlıyorum” dedi.</span></p><p><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66f683b528f90.jpg" /></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Toplantıya Katılım sağlayan konuklar ise: </strong>Mekan İşanguliyev (Türkmenistan Ankara Büyükelçisi) ,&nbsp; Mustafa Deryal (Ankara Ticaret Odası Meclis Başkanı ), Prof. Dr. Yusuf Sarınay (TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi), Rektör Prof. Dr. Aygün Attar (Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi TADİV Yönetim Kurulu Başkanı), Prof. Dr. Filiz Kılıç ( TBMM MHP Grup Başkan Vekili) , Haluk İpek (TBMM Amasya Milletvekili, Türkiye-Türkmenistan Dostluk Grubu Başkanı ) ve Yalçın Topçu (T.C Cumhurbaşkanı Başdanışmanı)</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Sayıştay’ın yayımladığı raporda çok sayıda üniversitelerdeki aykırı durumlar dikkat çekti]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sayistayin-yayimladigi-raporda-cok-sayida-universitelerdeki-aykiri-durumlar-dikkat-cekti-220580d6f754f-28d5-480f-89e5-62b85fba39892024-09-27T11:36:00+03:00HABER MERKEZİ Sayıştay’ın yayımladığı raporda çok sayıda üniversitelerdeki aykırı durumlar dikkat çekti

Sayıştay’ın yayımladığı raporda çok sayıda üniversitelerdeki aykırı durumlar dikkat çekti

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">CENGİZ KARAGÖZ</span></p><p><span style="font-size:18px">Sayıştay, 2023 denetim raporunu yayımladı. Bu kapsamda “taşra&nbsp;üniversitesi” olarak ifade edilen okullarda birçok usulsüz uygulamanın olduğu ortaya çıktı. Adrese teslim kadrolaşma ve çeşitli tartışmalarla gündeme gelen okullarda Sayıştay da birçok&nbsp;usulsüzlük&nbsp;tespit etti.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">Düzce Üniversitesi’nde ihalelerin tartışmalı olduğu görüldü. Sayıştay’ın tespitinde, “Düzce Üniversitesince ihalesi gerçekleştirilen yemek hizmet alımının ihale dokümanında ihaleye katılımı kısıtlayıcı hükümlerin düzenlendiği, birim fiyatlı ihalede birim fiyatı oluşturan iş kalemlerine ait olmayan başka giderlerin belirlendiği ve teklif fiyatı etkileyecek belirsizliklere sebebiyet verildiği görülmüştür” denildi. İhalelerde Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkelerine uygun olmayan düzenlemeler yapıldığı vurgulandığı raporda, “İdarelerin rekabetin sağlanması, uygun şartlarda hizmetin temini ve kaynakların verimli kullanılabilmesi için ihale dokümanında fırsat eşitliğini bozacak, rekabeti azaltıp fiyatın yükselmesine sebep olacak kısıtlamalara gitmemesi gerektiği anlaşılmaktadır” ifadeleri yer aldı.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">REKABETE AYKIRI<br />Tartışmalı ihalelerin bir adresi de Necmettin Erbakan Üniversitesi oldu. Üniversitenin ihalelerinde “adrese teslim” şartların arandığına dikkat çekilen raporda, “Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın üç adet şoförsüz kapalı kasa kamyonet ile iki adet şoförsüz yandan camlı çift sıra koltuklu kapalı kasa kamyonet kiralama hizmeti ihalesinde yeterlilik kriteri olarak ihaleye girecek isteklilerde ihale kapsamında kullanılacak araçların yüzde 80 nispetinde kendi malı olma şartı aranmasının rekabete aykırı olduğu tespit edilmiştir” dendi.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin&nbsp;Sayıştay denetim raporunda ise üniversitede alan derslerinin yaz ve yarıyıl tatillerinde fiilen yapılmadığı ancak buna karşın ek ders ödemesi hesaplamalarına dahil edildiği tespit edildi.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">Elazığ’da Fırat Üniversitesi’ne ilişkin hazırlanan denetim raporunda ise yerleşke içerisinde kiralanan alanların yerinde incelenmesi neticesinde faaliyette bulunan işletmelerin bazılarında işyeri açma ve çalışma ruhsatının bulunmadığına dikkat çekildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">KAYNAK: CUMHURİYET</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Putin, Rusya'nın yeni nükleer doktrinini açıkladı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/putin-rusyanin-yeni-nukleer-doktrinini-acikladi-2205778576c5c-6dfe-492d-995d-40406395069c2024-09-27T11:33:00+03:00HABER MERKEZİ Putin, Rusya'nın yeni nükleer doktrinini açıkladı

Putin, Rusya'nın yeni nükleer doktrinini açıkladı

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısı sonrası, Moskova'nın nükleer silah kullanımı için belirlediği doktrinde yaptıkları güncellemeyi kamuoyuyla paylaştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Buna göre Rusya, nükleer güce sahip olmayan bir ülkenin, nükleer güce sahip bir ülke desteğiyle Rusya'ya saldırması durumunda bunu "ortak saldırı" olarak değerlendirecek.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ukrayna, nükleer gücü olmayan bir ülke olsa da ABD ve diğer nükleer güce sahip ülkeler tarafından askeri olarak destekleniyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Putin'in Çarşamba akşamı yaptığı açıklamalar, Ukrayna'nın Batı'dan aldığı uzun menzilli füzeleri Rus topraklarındaki hedefleri vurmak için kullanma yönünde müttefiklerinden onay almaya çalıştığı bir sırada gerçekleşti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu hafta ABD'de bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşecek ve daha önceden "zafer planı" dediği stratejiyi sunacak.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kiev, Rus topraklarında hedef almayı düşündüğü tesislerin, Ukrayna'ya füze saldırıları yapılan hedefler olduğunu söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Putin'in nükleer silah koşullarıyla ilgili açıklamalarına Ukrayna'dan ilk tepki, Zelenskiy'in özel kalemi Andriy Yermak'tan geldi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yermak, Rusya'nın "dünyanın gözünü korkutmak için nükleer şantaj yapmaktan başka elinden bir şey gelmediğini" söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Putin nükleer silah tehdidini daha önceden de gündeme getirmişti. Ukrayna ise bunu, müttefiklerinin desteğini engelleme çabası olarak görmüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rusya'nın müttefiklerinden Çin de nükleer silahlar konusuyla ilgili "itidal" çağrısı yaptı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Putin'i nükleer silah kullanımına karşı uyardığı ileri sürüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak söz konusu uyarılar, Putin'i Çarşamba akşamı Güvenlik Konseyi toplantısından sonra nükleer silahlarla ilgili güncellemeyi açıklamaktan alıkoymadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yeni nükleer doktrine göre, Moskova'ya karşı konvansiyonel füze saldırıları da nükleer silaha başvurmak için bir koşul olarak kabul edilebilecek.</span></p><p><span style="font-size:18px">Putin, Rus topraklarına yönelik ve ülkenin egemenliği için "kritik tehdit" olarak yorumlanacak yoğun füze atışı, savaş uçağı ve drone saldırısı tespit edildiği halde, bunun nükleer silah kullanımı ihtimalini doğurabileceğini açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Doktrini açıklayan Putin, "nükleer olmayan bir ülkenin saldırganlığı, nükleer güce sahip bir ülke desteği ya da katılımı olduğu durumda, ortak saldırı olarak değerlendirilecektir" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rus lider, "nükleer silahlar, devletimizin ve vatandaşlarımızın güvenliğinin en önemli garantisi" diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana, nükleer silaha sahip ülkeler caydırıcılık politikasıyla hareket ediyor. Bu politika, nükleer silaha sahip bir ülkenin diğerine yönelik nükleer saldırısına, karşı tarafın aynı şekilde karşılık vereceği ve iki tarafın da tamamen yokolması ile sonuçlanacağı esasına dayanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak bazı taktik nükleer silahlar daha küçük savaş başlığına sahip ve yaygın radyoaktif serpintiye neden olmadan hedefleri vurmak üzere tasarlandılar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Haziran ayında Putin, Ukrayna'ya destek veren Avrupa ülkelerini uyararak, Rusya'nın Avrupa kıtası ve hatta ABD'nin elindekilerin toplamından daha çok taktik nükleer silaha sahip olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Putin Avrupa'nın erken uyarı sistemi geliştirmediğini ve bu anlamda savunmasız olduğunu da savundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Haziran'daki konuşmalarında Putin, Çarşamba akşamı açıklanan nükleer silah doktrini güncellemesinin de ipuçlarını vermişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İspanya ile Meksika arasında ‘kral’ krizi]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/ispanya-ile-meksika-arasinda-kral-krizi-220568eb99f7a-5971-404a-b2cc-de168c7ab7c52024-09-27T11:30:00+03:00HABER MERKEZİ İspanya ile Meksika arasında ‘kral’ krizi

İspanya ile Meksika arasında ‘kral’ krizi

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">İki ülke arasında siyasi krize neden olayın arkasında Pardo’nun temmuzdaki&nbsp;<strong>“Arkasında çok fazla katliam ve şiddet bırakan İspanyol fethinden dolayı İspanya’dan af talebinde bulunulması gerekiyor”&nbsp;</strong>açıklaması ve bu talebinde ısrarcı olması yatıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçmişte İspanya’dan mevcut Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador da aynı talepte bulunmuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İspanya Dışişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin açıklaması şöyle:</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“İspanya hükümeti, Meksika’nın seçilmiş devlet başkanı Claudia Sheinbaum Pardo’nun 1 Ekim’de Meksika şehrinde yapılacak göreve başlama törenine davetliler arasında Kral 6’ncı Felipe’nin dışarıda bırakılmasını kabul edilemez bulmaktadır.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Bu yüzden İspanya hükümeti, bu törene hiçbir temsilcisini göndermeme kararı almıştır.”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">İspanyol haber ajansı EFE, Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberinde Meksika’ya verilen tepkinin İspanya hükümetince&nbsp;<strong>‘mantıklı, açık ve güçlü’</strong>&nbsp;olarak tanımlandığını yazdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Parlamenter monarşiyle yönetilen İspanya’nın devlet başkanı olan Kral 6’ncı Felipe, özellikle Latin Amerika ülkelerinde yapılan resmi törenlerde bu zamana kadar İspanya’yı temsil etmesiyle biliniyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Pardo haziranda Meksika’nın ilk kadın devlet başkanı seçilmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: diken</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Sağlık emekçisine ‘sarı sendika’ kıskacı: 'Bizi temsil etmiyorlar']]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/saglik-emekcisine-sari-sendika-kiskaci-bizi-temsil-etmiyorlar-2205516814076-25e2-4853-ad3e-deb033bf6b5f2024-09-27T11:27:00+03:00HABER MERKEZİ Sağlık emekçisine ‘sarı sendika’ kıskacı: 'Bizi temsil etmiyorlar'

Sağlık emekçisine ‘sarı sendika’ kıskacı: 'Bizi temsil etmiyorlar'

SAĞLIK

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">CENGİZ KARAGÖZ</span></p><p><span style="font-size:18px">Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) bağlı&nbsp;Sağlık-Sen’in Türkiye’nin çeşitli kentlerindeki yönetim, denetim ve disiplin kurullarında yer alan 120 kişinin kamu sağlık tesislerinde yönetici olduğu ortaya çıktı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konuyla ilgili tartışmalar sürerken Sağlık Çalışanları Hak Ve Mücadele Derneği’nin (SAHADER) hazırladığı bir rapor sendikanın toplu iş sözleşmelerinin yıllardır aynı olduğu ve sözleşmelerin 25 maddesinin ise bire bir aynı cümlelerden oluştuğunu ortaya çıkardı. “Yapılan toplu sözleşmenin kopyala-yapıştır bir metinden oluştuğunu yapılan tüm toplu sözleşmeleri inceleyerek ortaya çıkarmıştır” denilen raporda şu ifadeler yer aldı:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Sağlık ve sosyal iş kolu özelinde yapılan araştırmaya göre yapılan sözleşmenin yüzde 60’lık kısmının birebir aynı ya da az oranda değişiklerle tekrar ettiği belirlenmiştir. Sabit ek ödemenin aylıklarla beraber ödenmesi, vekaleten görev yürütenlerin fark ücreti alması, özellikli birimlerin ek ödemesi, yemek ücretleri gibi 25 maddede hiç bir değişiklik olmadan sürekli kendini tekrar eden metinlerden oluştuğu belirlenmiştir.”</span></p><p><span style="font-size:18px">BİZİ TEMSİL ETMİYORLAR<br />“Milyonlarca memurun özlük ve mali haklarının belirlendiği toplu sözleşme süreci kazanım adı altında bir kandırmacanın yaşandığı süreçten ileri gelmektedir'' ifadelerine yer verilen raporun devamında şu ifadeler kullanıldı:</span></p><p><span style="font-size:18px">''112 çalışanları için yapılan ek ödeme puan güncellemesi ile normal servislerden 300 - 400 TL fazla ödeme alması büyük bir lütuf gibi sunuluyor. En az iki yıl fazla eğitim alıp uzman olan hemşirenin lisans mezunu birine göre 200 TL fark alması bir kazanım gibi sunuluyor. Her yıl için aylık yüz lira, bilime, gayrete, uykusuz tez hazırlama gecelerine değersiz demekle aynı şeydir. Benzer biçimde çevre sağlığı ve tütün denetimleri yapan personele güya yaptıkları iş için yüzde 5 ek ödeme verileceği söyleniyor. Ederine bakıldığı zaman yine 150-200 TL ettiği açığa çıkmaktadır. Bunun gibi sağlık meslek çalışanlarının emeği, risk maruzatıyla adeta alay edildiği bir metin önümüze yıllardır toplu sözleşme diye getiriliyor. Sağlık meslek çalışanlarına verilen 70 TL giyim yardımına, nöbet ücretine alınan beş liralık farka itiraz edeceğine bununla övünen sendika bizleri temsil etmekten uzaktır.”</span></p><p><span style="font-size:18px">KAYNAK: CUMHİRİYET</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[58 ilde tefecilere operasyon: 160 gözaltı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/58-ilde-tefecilere-operasyon-160-gozalti-220545b2aaf06-0462-4765-9587-b9646cc64b2d2024-09-27T11:24:00+03:00HABER MERKEZİ 58 ilde tefecilere operasyon: 160 gözaltı

58 ilde tefecilere operasyon: 160 gözaltı

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">İçişleri Bakanı Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 58 ilde tefecilere ve dolandırıcılara yönelik mali suç örgütlerine düzenlenen "Kuyu-28" operasyonlarında 160 şüphelinin yakalandığını&nbsp;açıkladı.&nbsp;<br /><br />'Kuyu-28' operasyonları, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlükleri KOM ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bingöl, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, Isparta, Mersin, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Nevşehir, Ordu, Samsun, Siirt, Sinop, Trabzon, Şanlıurfa, Uşak, Van, Zonguldak, Aksaray, Kırıkkale, Batman, Şırnak, Iğdır, Yalova, Karabük, Kilis ve Osmaniye olmak üzere toplam 58 ilde düzenlendi.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">Şüphelilerin; tefecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına yönelik nitelikli dolandırıcılık, kişilere karşı nitelikli dolandırıcılık, edimin ifasına fesat karıştırma, resmi belgede sahtecilik ve vergi usul kanununa muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.&nbsp;</span></p><p>&nbsp;</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Mossad nasıl kuruldu, diğer istihbarat kurumlarından neden farklı?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mossad-nasil-kuruldu-diger-istihbarat-kurumlarindan-neden-farkli-22053f07cbeee-4098-4c6d-8952-a586d07d85362024-09-27T11:11:00+03:00HABER MERKEZİ Mossad nasıl kuruldu, diğer istihbarat kurumlarından neden farklı?

Mossad nasıl kuruldu, diğer istihbarat kurumlarından neden farklı?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Lübnan hükümeti saldırılardan İsrail'i sorumlu tuttu ve bunları "İsrail'in suç niteliğindeki saldırıları" olarak niteledi, Hizbullah ise "misilleme" sözü verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail henüz iddialara yanıt vermedi, ancak bazı İsrail medya kuruluşları, kabinenin bakanlara olay hakkında herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınmaları talimatını verdiğini bildiriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail Hizbullah'ın faaliyetlerini yakından izliyor ve bu da operasyonun iki taraf arasındaki süregelen çatışmanın bir parçası olabileceğini gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eğer İsrail sorumluysa bu, en şaşırtıcı ve kimilerine göre en etkili operasyonları arasında yer alacak ve hem İsrail'e hem de ulusal istihbarat teşkilatı Mossad'a atfedilen geçmiş görevleri yeniden hatırlatacak.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mossad diğer istibarat kurumlarından nasıl farklı?<br />Resmi adı İstihbarat ve Özel Harekat Enstititüsü olan Mossad, ülkenin ilk başbakanı David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti'nin kuruluşundan sadece birkaç ay sonra 1949'da kuruldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC savunma muhabiri Frank Gardner, “Mossad, İsrail'in dış istihbarat teşkilatıdır, genel olarak ABD'nin CIA’i veya İngiltere'nin MI6’ine eşdeğerdir, ancak çok daha geniş yetkilere sahiptir" diye açıklıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Teşkilatın misyonu "istihbarat toplamak, tehditleri engellemek ve İsrail Devleti'nin ve Yahudi halkının güvenliğini sağlamak" olarak belirlendi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mossad’ın internet sitesinde bu misyonu yerine getirmek için "yurtdışında cesurca, bilgelikle ve kurnazlıkla gizli faaliyetler yürütebilecek toplumun en yeteneklilerine güveneceği" belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ajansı çevreleyen gizlilik öylesine büyüktü ki, 1990'lara kadar üst düzey yetkililerinin isimleri, görev süreleri bitene kadar kamuoyuna açıklanmıyordu. Mossad’ın kimliği görevdeyken ortaya çıkan ilk direktörü Danny Yatom’du.</span></p><p><span style="font-size:18px">CIA ve MI6'in aksine, Mossad İsrail diplomasisinde ve özellikle Müslüman çoğunluklu ülkelerle ilişkilerin normalleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eski Mossad Direktörü Yatom, Le Grand Continent adlı dergiye verdiği röportajda, "Fas ve diğer Kuzey Afrika ülkeleriyle ilişkilerin iyileştirilmesine Mossad öncülük etti" diyerek bu bilgiyi doğruluyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçmişte birçok başarılı operasyon Mossad'a atfedildi. Bunlardan öne çıkan birkaçı şu şekilde:</span></p><p><span style="font-size:18px">Nazi subayı Adolf Eichmann'ın yakalanması<br />Nazi subayı Adolf Eichmann'ın 1960'ta Arjantin'den kaçırılması, Mossad'ın en ünlü istihbarat başarılarından biri.</span></p><p><span style="font-size:18px">Holokost'un kilit mimarlarından biri olan Eichmann, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi toplama kamplarında Yahudilere zulümden sorumluydu. Bu dönemde yaklaşık altı milyon Yahudi, Nazi Almanyası tarafından öldürüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eichmann farklı ülkelerde izini kaybettirdikten sonra Arjantin'e yerleşti.</span></p><p><span style="font-size:18px">14 ajandan oluşan bir Mossad ekibi onu takip etti, kaçırdı ve İsrail'e götürdü. Orada yargılandı ve sonunda idam edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Entebbe Operasyonu<br />1976'da Uganda'daki Entebbe operasyonu İsrail'in en başarılı askeri görevlerinden biri olarak kabul ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mossad istihbarat sağlarken, İsrail ordusu operasyonu yürüttü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nden iki kişi, Alman iki kişiyle birlikte, Paris'e giden bir uçağı kaçırıp Uganda'ya yönlendirdi. Yolcuları ve mürettebatı Entebbe Havaalanı'nda rehin tuttular.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail komandoları havaalanına baskın düzenledi ve kalan 100 İsrailli ve Yahudi rehineyi kurtardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu olayda üç rehine, uçağı kaçıranlar, birkaç Ugandalı asker ve İsrail'in şu anki Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kardeşi Yonatan Netanyahu hayatını kaybetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kardeşler Operasyonu<br />1980'lerin başında, eski İsrail Başbakanı Menahem Begin'in talimatları doğrultusunda hareket eden Mossad, 7 binden fazla Etiyopyalı Yahudiyi, sahte bir dalış tesisini paravan olarak kullanarak Sudan üzerinden İsrail'e kaçırdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sudan, düşman bir Arap Birliği ülkesiydi, bu nedenle gizlice faaliyet gösteren bir Mossad ajanları ekibi, ülkenin Kızıldeniz kıyısında bir tesis kurdu ve burayı üs olarak kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gündüzleri otel personeli gibi davranıyorlardı ve geceleri komşu Etiyopya'dan gizlice gelen Yahudileri hava ve deniz yoluyla ülkeden kaçırıyorlardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Operasyon en az beş yıl sürdü ve keşfedildiğinde Mossad ajanları kaçmıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Münih Olimpiyatları'ndaki kaçırma olayından sonra misilleme<br />1972'de Filistinli militan grup Kara Eylül, Münih Olimpiyatları'nda İsrail takımının iki üyesini öldürdü ve dokuz kişiyi esir aldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Atletler daha sonra Batı Almanya polisinin başarısız kurtarma girişimi sırasında öldürüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Takip eden yıllarda Mossad saldırıda rolü olduğundan şüphelenilen kişileri hedef aldı. Bunlar arasında Mahmud Hamşari de vardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Paris'teki dairesinde telefonuna yerleştirilen patlayıcı bir cihazla öldürüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hamşari patlamada bir bacağını kaybetmiş ve ağır yaralanmıştı, sonunda yaşamını kaybetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yahya Ayyaş ve patlayan telefon<br />1996'daki benzer bir operasyonda Hamas'ın önemli bomba yapımcılarından Yahya Ayyaş, Motorola Alpha marka cep telefonundaki 50 gram patlayıcının infilak etmesiyle öldürüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hamas'ın askeri kanadında önde gelen bir lider olan Ayyaş, bombalar yapma ve İsrail hedeflerine karşı karmaşık saldırılar düzenleme konusundaki uzmanlığıyla tanınıyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu onu İsrail güvenlik teşkilatları için birincil odak noktası haline getirdi ve İsrail tarafından en çok aranan isimlerden biri oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">2019'un sonlarında İsrail, suikastın bazı ayrıntılarına yönelik sansürü kaldırdı ve Ayyaş'ın babasıyla yaptığı son telefon görüşmesinin kaydı ülkede yayın yapan 13 TV kanalında yayınladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hem Hamşari hem de Ayyaş'ın suikastları, Mossad'ın hedefli cinayetler için ileri teknoloji kullanmak konusunda uzun ve karmaşık bir geçmişi olduğunu kanıtlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mahmud El Mabhuh: Boğularak öldürüldü<br />2010 yılında Hamas'ın üst düzey askeri liderlerinden Mahmud El Mabhuh, Dubai'deki bir otelde suikastte öldürüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başlangıçta doğal bir ölüm gibi görünse de, Dubai polisi kamera görüntülerini inceledikten sonra suikast ekibini tespit edebildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Polis daha sonra El Mabhuh'un elektrik şokuyla öldürüldüğünü ve ardından boğulduğunu açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Operasyonun Mossad tarafından düzenlendiği düşünülüyordu ve bu durum Birleşik Arap Emirlikleri'nde tepkiye yol açtı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak İsrailli diplomatlar, Mossad'ın saldırıyla bağlantısına dair hiçbir kanıt olmadığını iddia ettiler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fakat İsrail'in bu tür konularda "muallakta" bırakma politikasıyla uyumlu olarak, müdahil olduklarını reddetmediler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başarısız suikast girişimleri</span></p><p><span style="font-size:18px">Mossad'ın çok sayıda başarılı operasyonu olmasına rağmen bilinen başarısızlıkları da var.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hamas Siyasi Lideri Halid Meşal<br />Mossad'ın büyük bir diplomatik krize yol açan operasyonlardan biri, İsrail'in 1997'de Ürdün'de Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal'i zehirleme girişimiydi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail ajanlarının yakalanmasıyla görev başarısız oldu ve İsrail'i Meşal'in hayatını kurtarmak için panzehiri sağlamaya zorladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">O zamanki Mossad başkanı Danny Yatom, Meşal'i tedavi etmek için Ürdün'e uçtu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu suikast girişimi Ürdün ile İsrail ilişkilerinde gerilime neden oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hamas lideri Mahmud El Zahar<br />2003 yılında İsrail, Gazze Şehri'nde Hamas lideri Mahmud El Zahar'ın evini hedef alan bir hava saldırısı düzenledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">El Zahar saldırıdan sağ kurtulmuş olsa da, eşi ve oğlu Halid ile birlikte birkaç kişi daha hayatını kaybetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Evini tamamen yok eden saldırı, yoğun nüfuslu bölgelerde askeri operasyonların ciddi sonuçlarını hatırlatıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lavon Olayı<br />1954'te Mısırlı yetkililer, Susannah Operasyonu olarak bilinen bir İsrail operasyonunu engellediler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başarısız olan görevde İngiltere'yi Süveyş Kanalı'ndaki varlığını devam ettirmeye zorlamak için Mısır'daki Amerikan ve İngiliz tesislerine bombalar yerleştirilmesi hedefleniyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Olay, ismini İsrail'in o dönem Savunma Bakanı olan Pinhas Lavon'dan alarak Lavon Olayı olarak tanındı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Operasyonun planlanmasında yer aldığına inanılıyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yom Kippur Savaşı<br />6 Ekim 1973'te Mısır ve Suriye, Sina Yarımadası'nı ve Golan Tepeleri'ni geri almak için İsrail'e sürpriz bir saldırı başlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yahudilerin Kefaret Günü olan Yom Kippur'daki saldırının zamanlaması, İsrail'i savaşın ilk günlerinde hazırlıksız yakaladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mısır ve Suriye, İsrail'e iki cepheden saldırdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mısır kuvvetleri Süveyş Kanalı'nı geçerek beklenen kayıpların yalnızca bir kısmını verirken, Suriye kuvvetleri İsrail mevzilerine saldırdı ve Golan Tepeleri'ne ulaştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sovyetler Birliği, Suriye ve Mısır'a erzak sağlarken ABD, İsrail'e acil bir erzak hattı sağladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail kuvvetleri püskürtmeyi başardı ve savaş, Birleşmiş Milletler'in çatışmalara son verilmesini isteyen kararından dört gün sonra, 25 Ekim'de sona erdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">7 Ekim 2023 saldırısı<br />Yaklaşık 50 yıl sonra, İsrail yine ani bir saldırıyla şaşkınlığa uğradı, bu sefer Hamas tarafından 7 Ekim 2023'te Gazze sınırına yakın İsrail kasabalarına saldırılar düzenlendi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mossad'ın saldırıyı tahmin edememesi büyük bir fiyasko olarak değerlendiriliyor ve analistlere göre İsrail'in Hamas'a yönelik caydırma politikasındaki bir zayıflığı yansıtıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail yetkilileri, 7 Ekim saldırısında çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişinin öldüğünü söylüyor. Diğer 251 kişi ise rehin olarak Gazze'ye geri götürüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hamas'ın saldırısına yanıt olarak İsrail, Gazze Şeridi'ne savaş açtı ve Gazze'de Hamas'ın yönetimindeki Sağlık Bakanlığı'na göre şimdiye kadar çoğunluğu sivil olmak üzere 40.000'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">KAYNAK: BBC.TÜRÇE</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Gayrimenkul alım satımında yeni vergi düzenlemeleri geliyor]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/gayrimenkul-alim-satiminda-yeni-vergi-duzenlemeleri-geliyor-220525ef2e398-f448-431e-b485-ab7b07192e262024-09-27T11:07:00+03:00HABER MERKEZİ Gayrimenkul alım satımında yeni vergi düzenlemeleri geliyor

Gayrimenkul alım satımında yeni vergi düzenlemeleri geliyor

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Hazine ve Maliye Bakanlığı,&nbsp;gayrimenkul&nbsp;alım satımı ve kira gelirlerinin&nbsp;vergilendirilmesi konusunda kayıt dışılığa son vermek için bir süredir yeni tedbirler üzerinde çalışma yapıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bakanlık yetkilileri, gayrimenkullerin alış ve satışında gerçek bedelinin tespitinin, bir yandan tapu harcı bir yandan da gelir vergisi açısından önem taşıdığına dikkat çekti.</span></p><p><span style="font-size:18px">BAKANLIK ÇALIŞMA YAPTI<br />İktidara yakın Türkiye gazetesinde yer alan habere göre, Meclis açıldığında gündeme getirilmesi planlanan yeni vergi paketinde, gayrimenkul alım satımında gerçek değer üzerinden vergilendirme yapılmasına ilişkin yeni düzenlemeler konusunda Maliye Bakanlığı çok kapsamlı bir çalışma yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gayrimenkullerin alış ve satışında gerçek bedelinin tespiti, bir yandan tapu harcı, bir yandan da gelir vergisi açısından önem taşıyor. Hâlen gayrimenkul alım satım işlemleri, alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı binde 20 oranında tapu harcına tabi bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Alıcı ve satıcının gayrimenkulün emlak vergisi değerinin altında olmamak üzere gerçek alım satım bedelini beyan etmesi gerekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Tapuda yapılan alım veya satım işleminden sonra, beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıttığı hâlde emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin tespit edilmesi hâlinde, eksik alınan harç taraflardan cezalı olarak isteniyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca Gelir Vergisi Kanununa göre;&nbsp;gayrimenkullerin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde satılması hâlinde elde edilen gelir değer artışı kazancı olarak vergiye tabi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Değer artışı kazancının tespitinde, satış bedelinden endekslenmiş alış bedeli ile tapu harcı gibi giderler ve ilgili yılın istisnası düşülüyor, kalan kazanç üzerinden gelir vergisi alınıyor. 2024 takvim yılı için değer artış kazançlarının 87 bin lirası istisna tutuluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">VATANDAŞLAR BİLGİLENDİRİLİYOR<br />Hazine ve Maliye Bakanlığı, gayrimenkul gelirlerinin kayıt dışında kalmaması için sürekli analiz çalışmaları ve saha denetimleri yapıyor. Tespit edilen uyumsuzluklar ile ilgili gerekli adımlar atılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca gerçek alım satım bedelinin beyan edilmesini sağlamak amacıyla vatandaşları çeşitli yollardan bilgilendiren Bakanlık, değer artışı kazancı elde edenlerin beyanname vermesi gerektiğini, beyan döneminden önce hatırlatarak, yasal yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmesini istiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">DÜNYA ÖRNEKLERİ İNCELENİYOR<br />Tapuda gerçek değer üzerinden işlem yapılması dâhil olmak üzere gayrimenkullerin vergilendirilmesine yönelik olarak dünya örneklerini de inceleyen Bakanlık alternatif düzenlemeler üzerinde çalışıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Öte yandan, kira gelirlerinin doğru beyan edilmesini sağlamaya yönelik olarak bir dizi tedbir alan Bakanlık, hazırladığı Tebliğ taslağında da kiracıların ödemelerini bankadan yapmaları zorunluluğu getiriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">KAYNAK: CUMHURİYET</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[BAŞEVİRGEN: BİNLERCE CANLININ ÖLÜMÜNE YOL AÇIYOR]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/basevirgen-binlerce-canlinin-olumune-yol-aciyor-22051942dfa92-bff1-44e5-8b9d-aea35aae9a112024-09-27T10:56:00+03:00HABER MERKEZİ BAŞEVİRGEN: BİNLERCE CANLININ ÖLÜMÜNE YOL AÇIYOR

BAŞEVİRGEN: BİNLERCE CANLININ ÖLÜMÜNE YOL AÇIYOR

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Gediz Nehri’ne dökülen biyogaz atıklarının bölgede binlerce canlının ölümüne yol açtığına dikkat çekti. Bölgede incelemelerde bulunan Başevirgen, “Gediz boyu simsiyah. Her yerde bütün canlılar ölmüş vaziyette. Eskiden Gediz’de hem tarlalar sulanıyordu hem de vatandaşlar suya girebiliyordu. Şimdi böyle bir şey söz konusu değil, kokudan dahi durulmuyor. Göz bebeğimiz Gediz bitmiş durumda” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gediz Nehri'nin Manisa Turgutlu’ya bağlı Sinirli ve İzzettin Mahalleleri’nden geçen bölümüne dökülen biyogaz tesisi atıkları, nehirde ciddi kirliliğe ve birçok canlının ölümüne yol açtı. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, atıkların döküldüğü ve binlerce canlının öldüğü bölgede incelemelerde bulundu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“VATANDAŞIN ATIK DÖKÜLEN YERLERE 5 SENE MAHSUL EKME ŞANSI YOK”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Başevirgen’e konu hakkında bilgi veren Ali Doğru, “Biyogaz firması bütün atıkları Gediz’e döküyor. Hem Gediz’e döküyor hem de vatandaşların tarlalarına döküyor. Bu firma olmadan önce hiçbir sorun yoktu. Buranın suyu içilebilir haldeydi” dedi. Gediz Nehri’nin yanı sıra atıkların tarlalarına da atık döküldüğünü belirten Doğru, “Atık dökülen yerlere vatandaşların 5 sene mahsul ekme şansı yok” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“ATIKLAR BALIKLARIN YANI SIRA DİĞER CANLILARI DA ÖLDÜRÜYOR”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Gediz Nehri’ne dökülen atıkların İzmir Körfezi’ne kadar gideceğine dikkat çeken Başevirgen, “Çiftçi gübre alıp tarlasına atamıyor. Firma yetkilileri de atıklara gübre niyetine diyerek vatandaşın tarlasına döküyor. Sonra da atıktan dolayı tarla kuruyor” diye konuştu. Nehir boyu yürüyerek incelemelerine devam eden Başevirgen, “Biyogaz atıklarından dolayı rengi siyaha dönen nehir balık ölümlerinin yanı sıra kaplumbağa gibi diğer canlıları da öldürüyor. Hatta ölü balıklarla beslenen kuşlar dahi etkileniyor” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“ESKİDEN GEDİZ’DE HEM TARLALAR SULANIYORDU HEM DE VATANDAŞLAR SUYA GİREBİLİYORDU”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Firmanın aylardır Gediz’e atıklarını döktüğünü hatırlatan Başevirgen, “Gediz boyu simsiyah. Her yerde bütün canlılar ölmüş vaziyette. Eskiden Gediz’de hem tarlalar sulanıyordu hem de vatandaşlar suya girebiliyordu. Şimdi böyle bir şey söz konusu değil, kokudan dahi durulmuyor. Göz bebeğimiz Gediz bitmiş durumda” açıklamasını yaptı. Bir vatandaş 60 yaşında olduğunu ve bu yaşına kadar Gediz’i hiç böyle kirli görmediğini söylerken diğer bir vatandaş ise 78 yaşında olduğunu belirterek eskiden Gediz’den su içebildiklerini ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“BURADA YETİŞEN SEBZE, MEYVE TÜRKİYE’NİN HER YERİNE GİDİYOR”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Kirliliğin Gediz ile bağlantılı her bölgeyi etkilediğini belirten Başevirgen, “Bu sadece Gediz’in sorunu değil. Burada yetişen sebze, meyve Türkiye’nin her yerine gidiyor. İstanbul’daki vatandaşımızda burada yetişen domatesi, patlıcanı, kavunu, karpuzu alıyor. O da zehir saçıyor. Güzelim Gediz bu halde” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Gürer: “Tarlada patatesin yüzüne bakan yok”]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/gurer-tarlada-patatesin-yuzune-bakan-yok-220506b110311-4342-4993-9a98-c215381affb12024-09-27T10:54:00+03:00HABER MERKEZİ Gürer: “Tarlada patatesin yüzüne bakan yok”

Gürer: “Tarlada patatesin yüzüne bakan yok”

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Küresel iklim değişikliği ile farklı ürünlerde görülen vaktinden önce olgunlaşma süreci her ürünü etkilediği belirten&nbsp;CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, patates üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları yerinde inceledi ve çözüm önerilerini dile getirdi.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Ömer Fethi Gürer,&nbsp;“Tüccarlar bölgeye geliyor ancak fiyatlar maliyetin altında veriyor. Mutlaka kamu sürece müdahale etmelidir. TMO, TÜRKŞEKER ve tarım kredi maliyeti ve makul kar ile alım yapmalıdır, üretici hasata başladı. Tüccar maliyet altında fiyat verince üretici de &nbsp; belki patates değer bulur umuduyla ürünlerini depolamaya başladı. Çiftçi deposu basmayı beceren siyasi iktidar şimdide üretici ürünü elde kaldı ortada yok”&nbsp;diyerek, çiftçinin 6 aylık depolama süreci sonunda ciddi bir kayıpla karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.&nbsp;</strong></span></p><p>&nbsp;</p><p><span style="font-size:18px"><strong>KAMU ALIM YAPMALI</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Kamu kuruluşlarının bu süreçte patates alımına destek vermemesi,&nbsp;çiftçinin büyük bir zararla karşı karşıya kalmasına yol açabilir”&nbsp;diyen Gürer, Tarım Kredi Kooperatifi ve Toprak Mahsulleri Ofisi gibi kurumların acilen devreye girmesi gerektiğini vurguladı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>"TÜCCAR 3 LİRA VERİYOR, BİZ ZARAR EDİYORUZ"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Patates üreticisi Cesim Battal ise yaşadığı zorlukları dile getirerek,&nbsp;“Şu an söküm yapıyoruz, söktüğümüz patatesi depoya kaldıracağız. Bunu çaresizlikten yapıyoruz çünkü şu an patatesi alan yok. Maliyetimiz 6-7 lira, tüccar ise 3 lira veriyor. Bu şekilde zarar ediyoruz. Ekim için Arazimizi kiraladık, işçilik, gübre, mazot masrafı var, zarardayız”&nbsp;dedi. Fiyatların maliyetleri karşılamadığını belirten üretici, çaresizlik içinde patatesi depolamaktan başka çarelerinin olmadığını vurguladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin ürünlerinin büyük şehirlerde çok daha yüksek fiyatlarla satıldığını belirterek,&nbsp;“İstanbul’da, Ankara’da patates 20-30 liraya satılıyor. Ama çiftçi ürününden para kazanamıyor,&nbsp;ama oradaki tüketici ürünü pahalı almak zorunda kalıyor. Kamu bu işe el atmalı, çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor”&nbsp;diyerek, üreticinin durumunun sürdürülemez olduğunu ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>"EKONOMİK OLARAK BATTIK"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Patates üreticisi Cesim Battal, bankalara olan borçlarını ödemekte zorlandıklarını belirtti:&nbsp;“40 dekar arazide ekim yaptım, dönümde 3,5-4 ton patates alıyoruz. Sulama suyu giderlerimiz arttı, son faturamız daha da yüksek geldi. Şu anda maliyetini kurtaramıyorum. Seneye nasıl ekim yapayım? Ekonomik anlamda bittik. Bankalara da kredi borcum var, çiftçinin borcu olmaz mı?” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, “Çiftçilerin bankalara olan borçları&nbsp;715 milyarı aşmış durumda,&nbsp;diğer&nbsp;borçlarıyla beraber 800 milyarın üzerinde borçları var. Öyle olunca tüm çiftçiler borçlanarak&nbsp;üretim yapıyorlar.” diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>"PATATES DEPODA ÇÖP OLACAK"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, Türkiye’nin 1999 yılında 6,5 milyon ton patates ürettiğini, geçen yıl ise bu rakamın 5,5 milyon tona düştüğünü belirterek,&nbsp;“Nüfus 30 milyon artmışken, üretim düşüyor.&nbsp;Patatesin bugün bu hale düşmesini en iyi çiftçi arkadaşlarımız ifade ediyor: "İlgisizlikten bu hale geldik"&nbsp;diyorlar.”Çiftçilerin ilgisizlik nedeniyle mağdur olduğunu vurgulayan Gürer,&nbsp;“Patatesler depoda çöp olacak. Bakanlığın bu duruma el atması gerekiyor”&nbsp;diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>"PATATESİ&nbsp;DON&nbsp;VURMASIN DİYE&nbsp;DEPOLUYORUZ"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Patates üreticisi Cesim Battal, don olayından önce patatesleri depoladıklarını belirtti:&nbsp;“Don vurmasını istemeyiz, bu yüzden patatesleri söküyoruz. Ancak bu iş çaresizlikten yapılıyor. Alan olmadığı için depoya kaldırıyoruz.&nbsp;Seneye bu iş batak olacak, Türkiye aç kalır. Hepsi aynı; domates&nbsp;de,&nbsp;patates de, ne ürettiysek para kazanamadık, bu sene batağız.&nbsp;Borcum var ama patatesi alan yok. Alan olmadığı için mecburen depoya kaldırıyorum, belki bir şey olur diye bekliyorum. 15-20 gün sonra bu bölgede don olur, don vurmasını istemeyiz. Bu yüzden söküm yapıyoruz, ama para kazandığımız için değil, çaresizlikten söküyoruz”&nbsp;dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gürer, patates üreticisinin sorunlarının bu yıl daha da derinleştiğini vurguladı:&nbsp;“Eğer üreticinin bu mağduriyeti devam ederse, önümüzdeki yıl patatesin fiyatı artacak ve zararı yine tüketici görecek. Üretici, tüccar gelmeyince patatesi söküp depoya kaldırmak zorunda kalıyor. Depoda patates yaklaşık 6 ay dayanır, ancak 6 ay boyunca satılmazsa çillenir ve çöp olur.” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>"FİYATLAR DÜŞÜK, ÇİFTÇİ MUTLU DEĞİL"</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Bu sene çiftçi ne ektiyse tüm ürünlerden zarar etti. Ancak patates gibi ürünlerin, özellikle kışlık patatesin 6 aylık dayanım süresi olduğu için depodaki patates de değer bulmazsa, bu patatesler çöp olacak. Bakan Bey bu konuya el atsın, kamu kuruluşlarına sadece tüketim için alın demesin. Devletin bu konuda destek verebileceği kuruluşlar var. Onlar gelsin, çiftçiden en azından maliyetin üstüne makul bir kâr koyarak patatesi alsın.”&nbsp;diyerek çağrıda bulundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Niğde’de yazlık patates hasadının sona erdiğini hatırlatan CHP’li vekil Ö.Fethi Gürer,&nbsp;“Bu yıl havaların sıcak gitmesiyle çiftçi patateste erken söküme başladı. Şu anda söküm devam ediyor ve patatesler depolanıyor, fiyatın oluşması bekleniyor. çiftçi, patatesin maliyetini bile karşılayamıyor ve yaptığı yatırımı geri alamıyor. Böyle olunca patates üreticisi oldukça sıkıntılı. Patatesin %35’i tarladan satılıyor, %60’ı ise depolanıyor. Mart ayına kadar bu patatesin satışı devam edecek. Esas söküm yoğun olarak Ekim ayında gerçekleşecek. Şu andaki fiyat çiftçiyi mutlu etmiyor. Çiftçi, fiyatın düşük olması nedeniyle kamunun alıma girmesi gerektiğini söylüyor”&nbsp;diye konuştu.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[AKP’NİN EĞİTİME DESTEĞİ 4 LİRA]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/akpnin-egitime-destegi-4-lira-22049eec71bc0-0559-4b2b-8c83-4094fe72d3b72024-09-27T10:50:00+03:00HABER MERKEZİ AKP’NİN EĞİTİME DESTEĞİ 4 LİRA

AKP’NİN EĞİTİME DESTEĞİ 4 LİRA

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Orhan Sümer, Okullar her sene olduğu gibi bin bir çile ile açıldı. Aileler on binlerce lira kırtasiye ücreti, servis ücreti ve yemek parası ödemek zorunda. Anneler, babalar bu ücretleri nasıl karşılayacağını kara kara düşünüyor. Bir de gelir durumu hiç iyi olmayan ailelerin çocukları var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bu durumda olan çocukların eğitimi için Bakanlık olarak ne kadar destek veriyorsunuz diye sormuştum</span></p><p><span style="font-size:18px">Gelen cevap maalesef içler acısı. Sosyal güvencesi olmayan bir ailenin ilkokula giden Erkek çocuğu için aylık 90 TL, Kız çocuğu için 100 TL. Eğer çocuk orta okula gidiyorsaErkek çocuk 130 TL, Kız çocuk 150 TL…</span></p><p><span style="font-size:18px">Aylık 90 lira demek, çocuğun harçlığı günlük 4 lira demektir. Bu çocuklar günlük 4 liraya bırakın okula gitmeyi tek bir simit bile alamazlar” Dedi</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>SARAY İKTİDARI HALKIN GERÇEKLERİNİ BİLMİYOR</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Orhan Sümer, “Kendi çocuklarını yandaş burslarıyla yurtdışında okutanlar, milletin çocuğuna tek bir simidi dahi çok görüyor.İhtiyaç sahibi okul öğrencisine devletin verdiği değer günlük 4 lira. İşte AKP Türkiyesi’nin özeti budur. Eğitimin hem maddi hem de manevi bir yatırım gerektirdiği düşünüldüğünde, verilen bu destek, ne eğitim kalitesini artıracak ne de ailelerin yükünü hafifletecek düzeydedir. Eğitimde sosyal adaletin sağlanabilmesi için ciddi ve kapsayıcı politikalar gereklidir, ancak mevcut destekler yetersizdir. Sorsanız eğitime destek veriyoruz açıklaması yaparlar işte verilen destek” Dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>AKP YILLARDIR EĞİTİMDE SINIFTA KALIYOR</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Orhan Sümer, “Saray İktidarı zaten eğitimli ve bilinçli toplumu istemiyor. En temel yatırım yapılması, geliştirilmesi, düzenli bir sistemle ilerlenmesi gereken konu eğitim politikası iken sürekli Bakan değişiklikleri ve müfredat değişiklikleri yaşanıyor. Türkiye’de en çok hangi politikalardan rahatsızsınız diye sorulduğunda eğitim ilk beş konu arasına giriyor. Özel okullar, masraflar, eğitimde fırsat eşitsizliği gibi bir sürü sorun çözüm bekliyor. Aslında iktidarın elini uzatması gereken en öncelikli grup yoksul çocuklar. Orada da işte görüyoruz günlük verilen destekler 3 lira 4 lira. Halkı bu yoksulluk düzenine mahkum etmek isteyen anlayışı mutlaka değiştireceğiz” Dedi</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[BÜLBÜL: “ŞATAFAT BAĞIMLILARI GİDECEK”]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/bulbul-satafat-bagimlilari-gidecek-2204822559a5c-bc58-4a51-99bb-f5f1ea2e6cd62024-09-27T10:47:00+03:00HABER MERKEZİ BÜLBÜL: “ŞATAFAT BAĞIMLILARI GİDECEK”

BÜLBÜL: “ŞATAFAT BAĞIMLILARI GİDECEK”

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” sözünün ABD sokaklarında ekranlı kamyonet ve billboardlarda gösterilmesine tepki göstererek, Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyetin çok sayıda makam aracı ve konvoylarla gezmesini “şatafat” olarak tanımladı, erken seçimin yaklaştığını belirtti. CHP’li Bülbül, ABD gezisinde yapılan harcamalara şu sözlerle tepki gösterdi:</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“TASARRUF VATANDAŞIN SIRTINA YÜKLENİYOR”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri her fırsatta Tasarruf Tedbirleri’nden söz ediyor. Tedbirler kapsamında öğrencilerin, kamu çalışanlarının servisi kaldırılıyor. Okullarda temizlik görevlisi istihdam edilmiyor. Öğretmenler odasındaki su ısıtıcıları kaldırılıyor. Eğitim hakkı, güvenli ve sağlıklı koşullarda çalışma hakkı yok sayılıyor. Emekli, asgari ücretliayın ortasını getiremiyor. Esnaf kepenk kapatıyor. Çiftçi tarıma küstürülmüş durumda. Saray ve şürekası tasarrufu vatandaşın sırtına yüklüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“ŞATAFAT BAĞIMLILARI…”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Söz konusu kendi makam araçları, Saray’ları, lüks alışkanlıkları olduğunda ise her fırsatta ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyorlar. Şatafat bağımlıları ABD sokaklarını adeta Erdoğan’ın reklam filmine dönüştürmüş. Her yerde ‘Dünya beşten büyüktür’ yazılı konvoylar geziyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“BAŞKANLAR ERDOĞAN’I ALKIŞLASA NE OLUR ALKIŞLAMASA NE OLUR”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Seçimden sonra belediyelere SGK borcu nedeniyle sopa gösteren, çalışmaz hale getirmeye çalışan AKP iktidarı ABD’de kampanya yapmayı yönetmek zannediyor. Kendi belediye başkanlarını alıp ABD’ye götürüyor. Gaziantep’teki, Konya’daki belediye başkanın ABD’de Erdoğan’ı karşılamasına ne gibi bir ihtiyaç var?ABD gezisine götürülen belediye başkanları Erdoğan’ı ABD’de alkışlasa ne olur alkışlamasa ne olur?</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“86 MİLYON ‘TEK ADAMDAN’ BÜYÜKTÜR”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Vatandaşa yüklediğiniz vergi yüküyle, emeklinin cebinden çaldığınız maaşınızla ABD’de keyif çatamazsınız. Yaklaşan kış günlerini vatandaş kara kara düşünürken pahalılık gündemini yok sayamazsınız. Gösterişi, lüksü, şatafatı yönetmek zannediyorsunuz. Bu anlayışa karşı bizim de hatırlatmamız var. Unutmasınlar 86 milyon ‘Tek Adam’dan büyüktür. Erken seçimden kaçamayacaksınız.”</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“GİDERLER HANGİ BÜTÇEDEN KARŞILANDI”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">CHP’li Bülbül, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu soruları yöneltti:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Söz konusu ABD ziyaretinin bütçeye maliyeti ne kadardır? Bu giderler hangi bütçeden karşılanmıştır?</span></p><p><span style="font-size:18px">Ziyaret, sebebiyle ABD’ye ulaşım için kaç uçak ve jet uçmuştur?</span></p><p><span style="font-size:18px">Makam araçları uçaklarla mı taşınmıştır? Kaç makam aracı götürülmüştür?</span></p><p><span style="font-size:18px">Ziyaret amacıyla Türkiye’den götürülen davetli ve personel sayısı kaçtır?</span></p><p><span style="font-size:18px">Birçok meydanda, dijital panolarda, bilboardlarda ve ekranlı kamyonetlerde yapılan reklamların bütçeye maliyeti ne kadardır? Bu giderler hangi bütçeden karşılanmıştır?”</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[USULSÜZ ŞEKİLDE HARCADI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/usulsuz-sekilde-harcadi-2204720267879-c496-480a-b256-78ff7801ddc62024-09-27T10:44:00+03:00HABER MERKEZİ USULSÜZ ŞEKİLDE HARCADI

USULSÜZ ŞEKİLDE HARCADI

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Sayıştay’ın bulgusuna göre; 2023 yılı içerisinde, 2017, 2019, 2020 ve 2022 bütçelerinden aktarma yapılarak Erasmus kapsamında yurtdışı ve yurtiçi seyahat ve etkinlikler için 7 bin 079,27 euro ve mobilya takımı alımı için 4 bin 350,86 euro olmak üzere toplamda 11 bin 430,13 euronun kurumsal destek hibesinden ödendi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda, bu harcamaların Erasmus kapsamında öğrenci ve personel hareketliliğini artırmaya katkı sağlamayacağı değerlendirmesi yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergesi veren Oduncu, benzer usulsüzlüklerin yaşanmaması için bakanlık tarafından alınacak önlemlerin neler olduğunu sordu?</span></p><p><span style="font-size:18px">Oduncu, bakan Tekin’den şu soruların yanıtını istedi:</span></p><ul><li><span style="font-size:18px">“Batman Üniversitesi'nin Erasmus programı için yaptığı harcamaların belirlenen kurallara aykırı olmasıyla ilgili olarak benzer usulsüzlüklerin yaşanmaması için bakanlık tarafından alınacak önlemler nelerdir?</span></li><li><span style="font-size:18px">Erasmus programı için ayrılan fonların, aykırı bir şekilde kullanıldığına dair yapılan tespitlere ilişkin idarenin savunduğu ölçülülük ve orantılılık ilkesi ne şekilde uygulanmıştır?</span></li><li><span style="font-size:18px">Benzer şekilde kurallara aykırı harcamaların yapıldığı başka üniversiteler var mıdır? Bu konuda bakanlığınız bir tespiti var mıdır?</span></li><li><span style="font-size:18px">Sayıştay raporunda belirlenen kurumsal hibe tutarının aşılmasıyla ilgili bakanlık ne tür yaptırımlar veya düzenlemeler öngörmektedir?</span></li><li><span style="font-size:18px">Bakanlık, Batman Üniversitesi’nin 2023 yılı itibarıyla Erasmus kapsamında yapılan toplam harcama tutarı olan 11 bin 430 euro’nun hangi faaliyetler için harcandığına dair detaylı bir rapor sunulabilir mi?</span></li><li><span style="font-size:18px">Üniversite taşınmazlarının kullanım şekilleri ile kayıtlar arasındaki uyumsuzlukla ilgili bir denetim yapılacak mıdır? Bu konuda ne gibi önlemler alınacaktır?</span></li><li><span style="font-size:18px">Sayıştay denetim raporlarında ortaya çıkan bu tür uyumsuzlukların önüne geçmek için Bakanlık, üniversitelerin denetim süreçlerini nasıl güçlendirecektir?</span></li><li><span style="font-size:18px">Sayıştay raporunda tespit edilen usulsüzlükler hakkında herhangi bir yasal süreç başlatılmış mıdır? Eğer başlatıldıysa, sürecin durumu nedir?”</span></li></ul>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Karasu: “HAZİNE GARANTİLİ SOYGUN”]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/karasu-hazine-garantili-soygun-220461b6efa30-e381-4304-b5b4-25b4955ae7892024-09-27T10:35:00+03:00HABER MERKEZİ Karasu: “HAZİNE GARANTİLİ SOYGUN”

Karasu: “HAZİNE GARANTİLİ SOYGUN”

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Müteahhitlere, işletme hakkı ve garanti anlaşmalarıyla inşa ettirilen bu yatırımlar için önümüzdeki üç yıl için ödenecek tahmin edilen tutar 328,7 milyar TL oldu. CHP’li Karasu, “Bunun adı hazine garantili soygundur. İktidar; plansızlığının, öngörüsüzlüğünün ve hesap bilmezliğinin faturasını vatandaşın sırtına yüklüyor” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu’nun yap-işlet-devret projeleri olan Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi köprülerinden yıllar içindeki araç geçiş sayıları ve garanti bedellerinin ne olduğuna dair sorularını yanıtlamadı. Ancak, Sayıştay raporları bu projeleri yürüten şirketlere yapılan garanti ödemelerinin son beş yılda yüzde 1012 oranında arttığını ve geçen yıl 56 milyar 824 milyon liraya ulaştığını ortaya koydu. Müteahhitlere, işletme hakkı ve garanti anlaşmalarıyla inşa ettirilen bu yatırımlar için önümüzdeki üç yıl için ödenecek tahmin edilen tutar 328,7 milyar TL oldu.Karasu, “Bunun adı hazine garantili soygundur. İktidar; plansızlığının, öngörüsüzlüğünün ve hesap bilmezliğinin faturasını vatandaşın sırtına yüklüyor” dedi. </span></p><p><span style="font-size:18px">CHP’li Karasu, geçen Mayıs ayında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğluarafından cevaplandırılması amacıylaKamu Özel İşbirliği ve yap işlet devret modeliyle yapılan Avrasya Tüneli, Zafer Havaalanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprülerinin kamu bütçesine olan bedelleri gündeme getirdi. Bu projelerin, sözleşmelerinin başladığı tarihten itibaren devletin işletmeci firmalara ne garanti verdiği,yıllar itibariyle araç geçiş/yolcu sayısının ve yapılan garanti ödemenin miktarının açıklanmasını talep eden Karasu, bu projelerin sözleşmelerinin TL’ye çevrilmesi hususunda bir çalışma olup olmadığının açıklanmasını istedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>KAMU ZARARI YOKMUŞ</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">BakanUraloğlu, önergeye verdiği yanıtta, geçiş sayılarını veşirketlere kamu bütçesinden ne kadar ödendiğini yanıtlamadı. “Ülkemizin kalkınmasına büyük faydalar sağlayan YİD/KÖİ projelerine genel olarak bakıldığında; verilen yolcu ve geçiş garantilerinin üzerinde gerçekleşmeler nedeniyle devletimiz ciddi bir gelir elde etmiş ve etmeye devam etmektedir” yanıtını veren Uraloğlu, herhangi bir kamu zararının söz konusu olmadığını da iddia etti.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>ZARAR VATANDAŞIN CEBİNDEN </strong></span></p><p><span style="font-size:18px">“Saray ve AKP iktidarı bunların konuşulmasını istemiyor,çünkü öğrenilmesinden korkuyor” diyen CHP’li Karasu, bu projelerin yapım maliyetleri ve verilen garantilerininhepsinin milletin vergileriyle oluşan “hazine garantili soygunlar” olduğu gerçeğinin görüleceğini belirtti. Karasu, “Otoyolları, köprüleri inşa eden müteahhitler, vergilerini vermiyor ama her yıl hazineden milyarlarca lira garantiyitıkır tıkır alıyorlar. Bunlar, AKP iktidarının kendi müteahhitlerini zengin ettiği, halkını ateşe attığı projeleridir” diyen Karasu, yaşanan derin yoksulluk ve ekonomik krizin temel nedenlerinden birinin de bu uygulamalar olduğunun altını çizdi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>YÜZDE 1012 ARTIŞ</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Sayıştay’ın raporları da bu yatırımları yapan işletmeci şirketlere yapılan garanti ödemelerinin son beş yılda tam yüzde 1012 oranında arttığını ve 2023 yılında 56 milyar 824 milyon liraya ulaştığını ortaya koydu. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) “Cari Transferler” kaleminden yapılan bu ödemeler geçen yıl tüm zamanın rekorunu kırarak 56,9 milyar TL’ye ulaştı. 2019 yılında 5,1 milyar lira olan ödemelerinin geçenyıla göre artış oranı ise yüzde 1012 oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong><u>KGM’nin 2019-2023 yıllarında gerçekleşen garanti ödemeleri: </u></strong></span></p><p><span style="font-size:18px">• 2019: 5 milyar 109 milyon TL</span></p><p><span style="font-size:18px">• 2020: 10 milyar 152 milyon TL</span></p><p><span style="font-size:18px">• 2021: 14 milyar 307 milyon TL</span></p><p><span style="font-size:18px">• 2022: 36 milyar 359 milyon TL</span></p><p><span style="font-size:18px">• 2023: 56 milyar 824 milyon TL</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>ÜÇ YIL İÇİN 328 MİLYAR </strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Bu arada, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca hazırlanan Orta Vadeli Plan’da, YİD modeliyle yaptırılanbu projeler için KGM bütçesinin ödeme yapılan kalemine 2025, 2026 ve 2027 yılları için toplam 328 milyar 490 milyon 758 bin TL ödenek teklifi konuldu. Buna göre ödenek yıllara göre şöyle sıralandı:</span></p><p><span style="font-size:18px">• 2025: 94 milyar 963 milyon 149 bin TL</span></p><p><span style="font-size:18px">• 2026: 114 milyar 369 milyon 603 bin TL</span></p><p><span style="font-size:18px">• 2027: 119 milyar 158 milyon 6 bin TL</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[AHİLİK KÜLTÜRÜ VE MESLEK AHLAKI BULUŞMALARI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/ahilik-kulturu-ve-meslek-ahlaki-bulusmalari-2204526e0c25e-ba0e-4f24-b286-15b0b3ef60482024-09-27T10:29:00+03:00HABER MERKEZİ AHİLİK KÜLTÜRÜ VE MESLEK AHLAKI BULUŞMALARI

AHİLİK KÜLTÜRÜ VE MESLEK AHLAKI BULUŞMALARI

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Mersin Amfi Tiyatro’da düzenlenen programın açış konuşmalarında Fazilet Durmuş: ” Ahilik, Anadolu’da birlik, beraberlik, kardeşlik ve yardımlaşmanın en güzel örneklerini göstermiş olan milletimizin harcını oluşturan kurumlardan biridir. Ahilik, toplumumuzun tarihi hafızasında ve yaşam biçiminde unutulmaz izler bırakmıştır. Bizi biz yapan söz konusu değerlerin başında gelen Ahilik kültürü ve geleneği, İslam inancıyla, Türk örf ve adetlerini kaynaştıran kıymetli bir düşünce ve kültür sistemidir. Esnaf ve sanatkârlığı, meslek ahlakı, olgun kişilik, doğruluk ve tevazuyla harmanlayan Ahilik kültürü, Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin sosyal, ekonomik ve eğitim hayatında etkili rol oynamış; bu zemin üzerine inşa ettiğimiz kültür, medeniyetimize günümüzde de etki etmeye devam etmiştir. Ahi Evran’ın 32 başlık altında sınıflandırdığı Ahilik Teşkilatı, asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler, Anadolu’nun Ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydetmişlerdir. Zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen Ahilik, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak en kıymetli hazinelerimizden biridir.<br /><br />Er meydanlarında şehit ve gazilerimizin fedakârlıklarıyla kazandığımız zaferler; Ahmet Yesevilerle, Yunuslarla, Ahi Evranlarla Hacı Bektaşlarla, manevi dünyamızın şeref nişanı haline gelmiştir.” sözleriyle devam eden Fazilet Durmuş: “13. Yüzyılda Anadolu’da temelleri atılan Ahilik, ekonomik ve ticari faaliyetlerin yürütülmesinde iyi ahlak, doğruluk, kardeşlik, yardımseverlik gibi toplumsal değerleri esas almıştır. Aynı zamanda gençlerin ticaret, zanaat ve bunun yanı sıra değerler eğitimleri de bu kutlu dergâhların rahleitedrisatından geçmeleriyle mümkün olmuştur.<br /><br />İlmin irfanla, ticaretin ahlakla bütünleştiği ahilik müessesini tüm dünyaya ve genç nesillere en güzel şekilde tanıtmanın ve bu kültürün esaslarını cihanşümul hale getirmenin çabası içerisindeyiz. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin, Anadolu’nun manevi mimarlarını tanıması ve anlaması en büyük arzumuzdur. Evlatlarımızın tarihimizde iz bırakan mümtaz şahsiyetlerin hamuruyla yoğrulması Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’miz en önemli ilkelerindendir. Bu anlayışla evlatlarımızın Köklü Geçmişimizle Güçlü Geleceğimiz arasında kuracakları bağ, geleceğimizin millî ve manevi değerler üzerinde güçlü bir şekilde inşa edilmesini sağlayacaktır.<br /><br />Ahilik Haftası vesilesiyle Pir Ahi Evran Veli başta olmak üzere ebediyete irtihal eden ahileri, esnaf ve sanatkârları rahmetle yâd ediyorum, Ahilik Haftası kutlu, kardeşliğimiz daim olsun.<br /><br />&nbsp;Ahilik, bir insan bilimidir. Ahi; her şeyde, her ortamda ve her çağda, denge ve düzen tutturandır. Ahi, dağıtan değil toparlayandır, yıkan değil yapandır.” diyerek konuşmalarını tamamladı.<br /><br />Programda, Mersin Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Danışmanı Tarsus Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Ahmet Yaman ‘Ahilik Geleneğinin Yerel Esnaflar Üzerindeki Rolü ve İş Ahlakına Olan Katkıları’ hakkında bir konuşma gerçekleştirdi.<br /><br />Ahilik kültürü, meslek ahlakı ve ilk Türkmen Kadın Ahilik Teşkilatı Bâcıyân-ı Rûm hakkında bilgi içeren ’Ahilik ve Bâcıyân-ı Rûm adlı sunumun ve yapılan konuşmalarının ardından öğrencilerimizden gelen soruların cevaplanmasıyla program sona erdi.<br />Programa; İl Millî Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, İl Millî Eğitim Şube Müdürü İbrahim Halil Ulaş, Mersin Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Danışmanı Tarsus Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Ahmet Yaman, veliler ve öğrenciler katıldı.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[AMİK OVASI’NDA 7 BİN DÖNÜM TARIM ARAZİSİ SULAR ALTINDA]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/amik-ovasinda-7-bin-donum-tarim-arazisi-sular-altinda-22044ca359227-273d-42a2-b792-fa256e769e1d2024-09-27T10:26:00+03:00HABER MERKEZİ AMİK OVASI’NDA 7 BİN DÖNÜM TARIM ARAZİSİ SULAR ALTINDA

AMİK OVASI’NDA 7 BİN DÖNÜM TARIM ARAZİSİ SULAR ALTINDA

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Amik Ovası’nda Aşağıoba Mahallesini ziyaret eden Güzelmansur arazisi sular altında olan çiftçilerin mağduriyetlerini dinledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yağmurların, yağışların başlamasıyla birlikte özellikle Aşağıoba ve Paşaköy’de evlerin, ahırların, hayvanların da sular altında kalacağına dikkat çeken Güzelmansur DSİ yetkililerine seslenerek şunları söyledi:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Bölgede hayvan üreticilerinin merası sular altında, çiftçinin tarım arazisi,&nbsp;ürünü sular altında. Bu insanların gidecek başka bir yerleri yok. Kış gelmeden, yağışlar başlamadan Karasu ve Afrin kanallarını temizleyin, Asi Nehri’nin de Güzelburç’tan Kavaslı’ya kadar olan bölümünü temizleyin. Çiftçinin mağduriyetini giderin.”</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[BAŞEVİRGEN: “TANEYLE HAYAT DÖNEMİ BAŞLADI”]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/basevirgen-taneyle-hayat-donemi-basladi-220433569f02c-77a2-4e2e-9a82-1bd11340dc052024-09-27T10:24:00+03:00HABER MERKEZİ BAŞEVİRGEN: “TANEYLE HAYAT DÖNEMİ BAŞLADI”

BAŞEVİRGEN: “TANEYLE HAYAT DÖNEMİ BAŞLADI”

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, vatandaşların beslenmesinden bile tasarruf etmek zorunda kaldığını önceden kiloyla aldığı meyveleri, sebzeleri artık taneyle almaya başladığını ifade etti. Marketlerde ki fiyatlara dikkat çeken Başevirgen, konuya ilişkin bir açıklama yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“ARTIK MEYVEYİ, SEBZEYİ TANEYLE ALMAYA BAŞLADIK”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Artan gıda fiyatları, yüksek enflasyon, bitmek bilmeyen ekonomik krizin vatandaşlarımızı getirdiği noktanın artık vicdanları yaraladığını söyleyen Başevirgen, “Açlık sınırının altında kalan yurttaşlarımız kiloyla aldığı gıdaları önce yarım kilo şimdi ise taneyle almaya başladı. İktidarın kötü ekonomi politikaları vatandaşlarımız için taneyle hayat dönemini başlattı. Tüm banknotlarımızın toplam değeri olan 385 lirayla yarım kilo kıyma bile alamadığımız bu dönemde, artık meyveyi, sebzeyi taneyle almaya başladık” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“BU GIDA FİYATLARIYLA VATANDAŞLARIMIZIN SAĞLIKLI BESLENEBİLMESİ İMKANSIZ”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) market gıda verilerini paylaşan Başevirgen, “TZOB verilerine göre de marketlerde sebze, meyve ve baklagillerin ortalama kilogram fiyatları aldı başını gitti. Marketlerde limon 53 lira, kuru soğan 18 lira, kabak 31 lira, patates 15 lira, salatalık 37 lira, patlıcan 35 lira, domates 33 lira, elma 40 lira, nohut 76 lira, yeşil mercimek 65 lira, kuru fasulye 80 liraya, pirinç 70 liraya satılıyor. 30’lu yumurta kolisi 120 lira, beyaz peynir 250 lira. Bu gıda fiyatlarıyla emeklinin, asgari ücretlinin geçinmesi, sağlıklı beslenebilmesi imkansız” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“EMEKLİLERİMİZ KALAN ÖMÜRLERİNİ UCUZ GIDA KUYRUKLARINDA TÜKETİYOR”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Ucuz gıda kuyruklarına da dikkat çeken Başevirgen, “Gücü marketlerden, kasaplardan et almaya yetmeyen vatandaşlarımız ise Et ve Süt Kurumu’nun önünde ucuz et alabilmek için kuyruklar oluşturuyor. Artık kiloyla et alma dönemi de bitti. Büyük bir çoğunluğu etin tadını unutan vatandaşlarımızdan et alabilenler ise taneyle sebze meyve aldığı gibi eti de gramla alabiliyor. Yıllarca çalışıp didinip huzurlu, ekonomik sıkıntılar yaşamadan hayatlarını devam ettirmek isteyen emeklilerimiz ise kalan ömürlerini ucuz gıda kuyruklarında tüketiyor. Vatandaşlarımız bunu hak etmiyor” diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“TÜİK’İN İSTATİSTİKLERİ BİLE ARTIK BİZE GÖSTERİYOR Kİ İKTİDARA DUYULAN GÜVEN AZALIYOR”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Başevirgen, vatandaşların artık iktidara güvenmediğini de belirterek, “İktidara göre ekonomi iyi, enflasyon düşüyor ama girdi maliyetleri altında ezilen üretici kazanamıyor, markette fiyatlar yüksek tüketici alamıyor. Vatandaşın gerçekliği karnını doyurmak, barınabilmekken, iktidara yakın çevreler ise 4’er 5’er maaşlar, ihalelerle zenginliklerine zenginlik katmaya devam ediyor. Ancak TÜİK’in istatistikleri bile artık bize gösteriyor ki iktidara ve ekonomi politikalarına duyulan güven her geçen gün daha da azalıyor. Ekonomik güven endeksi Temmuz ayında yüzde 94,4 iken bu oran Ağustos ayında yüzde 1,3 azalarak yüzde 93,1’e geriledi” dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[SAYIŞTAY ORTAYA ÇIKARDI, CHP’Lİ ARPACI GÜNDEME GETİRDİ]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sayistay-ortaya-cikardi-chpli-arpaci-gundeme-getirdi-22042054a0b0a-e2fe-40c8-8ac9-19fc622be8692024-09-27T10:21:00+03:00HABER MERKEZİ SAYIŞTAY ORTAYA ÇIKARDI, CHP’Lİ ARPACI GÜNDEME GETİRDİ

SAYIŞTAY ORTAYA ÇIKARDI, CHP’Lİ ARPACI GÜNDEME GETİRDİ

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Sayıştay’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na ilişkin 2023 yılı denetim raporu yayımlandı. Rapordaki bir bulguya dikkati çeken Arpacı yazılı açıklama yaptı. CHP’li Arpacı’nın açıklaması şöyle:</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“Sorumsuzluğun ve liyakatsizliğin somut bir örneği”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">“Sayıştay'ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2023 raporunda ortaya çıkan bulgu, tam anlamıyla bir skandaldır. Bakanlık, kamu kaynaklarını hunharca harcayarak, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) yapım işlerinde ihale sürecini adeta yüklenici firmalara peşkeş çekmiştir. Eskalasyon fiyat farkı ve yıl içi fiyat farkı gibi iki ayrı fiyat farkı uygulamasıyla, yüklenicilere piyasa şartlarının çok üzerinde ödeme yapılmış, halkın vergileri adeta israf edilmiştir. Bu uygulama, kamu kaynaklarını çarçur etmenin yanı sıra, devletin işleyişindeki sorumsuzluğun ve liyakatsizliğin somut bir örneğidir.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“Devletin kaynakları firmalara adeta peşkeş çekildi”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda yer alan verilere göre, OSB yapım işlerine yönelik fiyat farkı uygulamaları, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) değişim oranlarının çok üzerinde gerçekleşmiş ve bu durum kamu maliyesine ağır bir yük bindirmiştir. Bir işte ödenen fiyat farkı yüzde 52,42 iken, Yİ-ÜFE değişim oranı sadece yüzde 26,20 olarak gerçekleşmiştir. Yani, fiyat farkı ödemesi piyasa koşullarının neredeyse iki katına ulaşmıştır. Benzer şekilde bir başka işte yüzde 66,77, bir diğer işte yüzde 104,87 oranında fiyat farkı ödemesi yapılmış, oysa bu işlerin Yİ-ÜFE oranları sırasıyla yüzde 26,85 ve yüzde 22,26’dır. Bu veriler, yüklenici firmalara piyasa şartlarının çok üzerinde ödeme yapıldığını ve devletin kaynaklarının bu firmalara adeta peşkeş çekildiğini göstermektedir.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“Kamu kaynakları israf ediliyor, sanayicinin yükü ağırlaşıyor”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Özellikle bir işte tablo daha da vahimdir. Burada, ödenen fiyat farkı yüzde 148,49 ile Yİ-ÜFE’nin (yüzde 74,38) iki katını aşmıştır. Bu kabul edilemez oranlar, Bakanlık tarafından OSB yapım projelerine yönelik uygulanan fiyat farkı politikalarının ne kadar keyfi ve adaletsiz olduğunu gözler önüne seriyor. Bu anormal fiyat farkı ödemeleri, sadece kamu kaynaklarının israf edilmesine yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda OSB’lerin kredi maliyetlerini artırarak sanayicilerin yükünü ağırlaştırıyor. Devletin sanayicilere destek olmak amacıyla sunduğu düşük faizli krediler, bu tür sorumsuz uygulamalar nedeniyle olması gerekenden çok daha yüksek seviyelere çıkmış ve OSB’lerin geri ödeme kapasitesi zayıflatılmıştır.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“Bakanlık sanayiyi desteklemek yerine kaynakları rant odaklı kullanıyor”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Sanayicilerimizin bu durumda maruz kaldığı zarar ise ağırdır. OSB’ler, ülkenin üretim kapasitesini artırmak ve ekonomik kalkınmayı desteklemek için teşvik edilirken, yüklenicilere verilen bu haksız fiyat farkı ödemeleri, OSB’lerin mali yükünü artırmakta, kredi geri ödemelerini zorlaştırmakta ve yeni sanayi bölgelerinin kurulmasını engellemektedir. Bakanlık, sanayiyi desteklemek yerine kaynakları rant odaklı kullanarak hem sanayicilere hem de vatandaşlara büyük zarar vermektedir.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“Rant odaklı politikalar sona erdirilmeli, ihale süreçlerinde şeffaflık ve adalet sağlanmalı”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Bu durum, halkımız açısından da kabul edilemez. Kamu kaynaklarının verimli kullanılması gerekirken, bu tür uygulamalarla halkın vergileri yüklenicilerin cebine aktarılmakta, istihdam yaratma fırsatları ise kaçırılmaktadır. Bakanlığın bu sorumsuz ve rant odaklı politikaları sona erdirilmeli, ihale süreçlerinde şeffaflık ve adalet sağlanmalıdır. Aksi takdirde hem sanayiciler hem de halk, bu yanlış politikaların bedelini ağır bir şekilde ödemeye devam edecektir.”</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Muhtarlıklar tebligatlarla dolup taşıyor]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/muhtarliklar-tebligatlarla-dolup-tasiyor-220419f3c5b0e-7330-4f30-a445-454e1ec4033a2024-09-27T10:18:00+03:00HABER MERKEZİ Muhtarlıklar tebligatlarla dolup taşıyor

Muhtarlıklar tebligatlarla dolup taşıyor

SİYASET

HABER MERKEZİ
<div><div><p><span style="font-size:18px"><strong>“VATANDAŞ BORÇ YÜKÜ ALTINDA”</strong><br />Güzelyalı Mahallesi’nin Adana’nın gelir düzeyi neredeyse en yüksek mahallelerinden biri olduğuna işaret eden Dr. Şevkin, “Burada borçların muhtarlığa iletildiği yoğun bir tebligatlar silsilesini görüyoruz. Ülkenin geldiği durum ortada. Maalesef vergi borcu ve icra yükü altında ezilen vatandaşların durumunun en önemli göstergelerinden biri mahallelerdeki yoğun tebligatlar. Muhtarlarımız neredeyse tüm mesaisini borç tebligatlarına ayırıyor” diye konuştu.<br /><strong>“YOĞUNLAŞTI</strong><br />Gelen kâğıtların birçoğunun vergi, trafik cezası, icra tebligatları olduğunu söyleyen Güzelyalı Mahallesi Muhtarı Gökalp Güngör ise tebligatların son aylarda yoğunlaştığını, geçen yıla göre oldukça artış yaşandığına vurgu yaptı.</span></p></div></div>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[CHP’li Dinçer: “Veliye okul temizletip, öğrenciye çöp toplatıyorlar”]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/chpli-dincer-veliye-okul-temizletip-ogrenciye-cop-toplatiyorlar-22040a0d7cad2-a87c-4317-814e-1a4aabd411a52024-09-27T10:09:00+03:00HABER MERKEZİ CHP’li Dinçer: “Veliye okul temizletip, öğrenciye çöp toplatıyorlar”

CHP’li Dinçer: “Veliye okul temizletip, öğrenciye çöp toplatıyorlar”

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Öğrencilerimiz ders saatinde çöp topluyor</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Ankara’nın göbeğinde bir lisede derste olması gereken öğrencilere çöp toplatılmasına tepki gösteren CHP’li Dinçer şunları söyledi: “Okullarımızda şu an hijyen ve temizlik sorunuyla karşı karşıyayız.Günlerdir birçok şikayet alıyoruz.Okullarımız pislik içinde.Çocuklarımız hijyenden uzak, sağlıksız koşullarda eğitim alıyor.Yeterli temizlik personeli olmadığı için okulları, sınıfları annelere, velilere temizletiyorlar.Veliler ellerinde kovalarla okul temizliyor ya da çöp topluyor.Ancak şimdi daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.Derste olması gereken öğrencilere, ders saatinde bahçede çöp toplatıyorlar.Ankara’nın göbeğinde, Milli Eğitim Bakanlığı’na 6 kilometre, TBMM’ye 2 kilometre uzaklıktaki bir lisede ders saatinde öğrencilere çöp toplatıldığına şahit olduk.Beden eğitimi dersinde olması gereken öğrenciler ellerine eldiven takıp, çöp torbası alıp bahçede çöpleri topluyor.”</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Tarikatlara-cemaatlere değil öğrencilere kaynak ayırın</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">“Buradan Milli Eğitim Bakanı’na sesleniyorum.Derste olması gereken çocuklarımız çöp toplarken hiç mi utanmıyorsunuz?Tarikatlarla, cemaatlerle protokoller imzalayıp onlara para aktaracağınıza okulların temizliği ile ilgilenmeniz gerekmiyor mu?Okul tuvaletlerinde sabun yok, kağıt havlu yok, tuvalet kağıdı yok.Peki bu tablonun sebebi ne?Tasarruf tedbirleri.”</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Temizlik ve hijyendentasarruf olmaz</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">“Okullarda temizlik personeli ve temizlik malzemeleri üzerinden tasarruf kabul edilemez.Bu dönem okulların temizlik görevlisi ihtiyacını karşılayan İŞKUR'un Toplum Yararına Program'ı değiştirildi.Tasarruf tedbirleri kapsamında temizlik personelinin İşgücü Uyum Programı'ndan karşılanmasına karar verildi. Bu programa göre haftada üç gün ve azami 22,5 saat çalışma süresi öngörüldü.Geçen yıl temizlik görevlilerine 17 bin liralık asgari ücret veriliyordu. Ancak bu dönem ücret ayda 8 bin 447 lira olunca yeterli personel bulunamıyor.Tasarruf edecek yer kalmadı da her yerde tasarruf yaptınız da sıra okullara mı geldi.Siz saraylarda saltanat sürün, israfın her türlüsünü yapın diye vatandaş okul mu temizleyecek, öğrenciler çöp mü toplayacak?</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir an önce bu yanlıştan dönün.Bütün okullara yeterli sayıda temizlik personeli alımı yapın.Temizlik için gerekli olan tüm malzemeleri temin edin.Veliler ve öğrenciler sizin köleniz değildir.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[TİRİDİNDEN DE KOY İHALESİ]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/tiridinden-de-koy-ihalesi-2206038cdaea1-798d-4a45-ac96-32cc7b51f4992024-09-27T08:45:00+03:00HABER MERKEZİ TİRİDİNDEN DE KOY İHALESİ

TİRİDİNDEN DE KOY İHALESİ

SAĞLIK

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px"><strong>2024/718241</strong> ihale kayıt nolu, "<strong>MR GÖRÜNTÜLEME HİZMET ALIMI" </strong>işi <strong>ANAMUR DEVLET</strong> HASTANESİNDE <strong>4.7.2024 günü saat 10. da</strong> yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>İdare tarafından GİZLİ </strong>olarak belirlenen yaklaşık maliyet ise; <strong>19.026.000,00 TRY</strong> olarak belirlenmiş.</span></p><p><strong><span style="font-size:20px">İşin süresi 22 ay olup,</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">4 kişi EKAP'da ihalenin dökümanına bakmış,</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">ancak iş için, ne hikmet ise bir kişi teklif atmış.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">O bir kişidede iş kalmış.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">Nasıl olmuşsa (!)</span></strong></p><p><span style="font-size:20px"><strong>01.08.2024 - 31.10.2026 tarihleri arasını</strong> kapsayan bu ihale ve hizmet alımı için,</span></p><p><strong><span style="font-size:20px">23.7.2024 günü 21.312.000,00 TRY bedel ile</span></strong></p><p><span style="font-size:20px"><strong>ANTEP FİRMASI OLAN RADYOTEK ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ</strong> İLE SÖZLEŞME İMZALAMIŞLAR.</span></p><p><span style="font-size:20px">Yani idarece gizli olarak elirlenen ve kimsenin bilmemesi gereken yaklaşık maliyetten (<strong>19.026.000,00 TRY</strong> ) 2 milyon lira kadar fazla teklif verilmiş….</span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>21.312.000,00 TRY.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:24px"><strong>Yani eski para ile 21 Tirilyon lira…</strong></span></span></p><p><strong><span style="font-size:20px">Daha bu rakamın içinde KDV de yok.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">Yarın fatura kesilirken berde KDV eklenecek.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size:20px">Maliyete bakın, tutara bakın, katılımcı sayısına bakın…</span></strong></p><p>&nbsp;</p><p><span style="color:#008000"><span style="font-size:20px"><strong><em>ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN</em></strong></span></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir.</strong></span></p><p><span style="font-size:20px"><strong>Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.</strong></span></p><p><span style="color:#FF0000"><span style="font-size:20px"><strong>CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:</strong></span></span></p><p><span style="font-size:20px"><a href="mailto:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com"><strong><em>batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com</em></strong></a>&nbsp;</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Bakanlık duyuru yaptı, 48 ayda ödemeyle değerli araziler için ihaleye çıkıldı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/bakanlik-duyuru-yapti-48-ayda-odemeyle-degerli-araziler-icin-ihaleye-cikildi-22039e8688851-98b0-497f-8714-467b648cc5632024-09-24T12:13:00+03:00HABER MERKEZİ Bakanlık duyuru yaptı, 48 ayda ödemeyle değerli araziler için ihaleye çıkıldı

Bakanlık duyuru yaptı, 48 ayda ödemeyle değerli araziler için ihaleye çıkıldı

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">MUSTAFA ÇAKIR- CUMHURİYET</span></p><p><span style="font-size:18px">Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı dün yatırımcılara duyuru yayımladı. İstanbul, İzmir, Aydın ve Ankara’daki çeşitli araziler satışa çıkarıldı.&nbsp;İstanbul Şile Karamandere’deki iki arazi ormanın kenarında bulunuyor. Büyüklükleri 4 bin 193 metrekare ile 1019 metrekare. Araziler birbirlerine yakın noktada yer alıyor. İzmir Karaburun Saip’deki 6 bin 260 metrekare büyüklüğündeki arazi denize yakın noktada. Üzerinde maki bitki örtüsü bulunuyor. Denizle arazi arası da yine makilik alan. Aydın Kuşadası Davutlar’daki arazi oldukça büyük. Denize sıfır noktada. 12 bin 205 metrekare büyüklüğünde bulunuyor. Ankara Çankaya Dodurga’daki satılacak arazinin büyüklüğü de 4 bin 338 metrekare. İhalelerde geçici teminat bedeli 500 bin lira ile 9 milyon lira arasında değişiyor. İhalelerde son teklif tarihleri de 9-10 Ekim olarak belirlendi.&nbsp;</span></p><h3><span style="font-size:18px">12 AYDA BİR ÖDEME</span></h3><p><span style="font-size:18px">İhaleler, birden fazla teklif sahibinden kapalı zarfla teklif almak ve görüşmeler yapmak suretiyle “pazarlık” usulü ile gerçekleştirilecek. Pazarlık görüşmelerine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile yapılacak açık artırmayla sonuçlandırılacak. Teklifler TL olarak verilecek. İhale bedeli peşin veya vadeli olarak ödenebilecek. Vadeli ödemelerde; ihale bedelinin en az yüzde 40’ı peşin, vadeye bırakılan tutarı ise 12 ayda bir ödeme yapmak kaydıyla en çok 48 ayda ödenebilecek. İhale bedelinin vadeye bağlanan tutarına yıllık yüzde 46 oranında basit faiz (vade farkı) uygulanacak. İhalelere yabancılar da katılabilecek.</span></p><h3><span style="font-size:18px">ÖZELLEŞTİRME İÇİN İKİ SATIŞ ONAYI BEŞ YENİ SATIŞ İLANI</span></h3><p><span style="font-size:18px">Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) Resmi Gazete’de yayımladığı tebliğe göre Antalya Kestel’deki 1002 metrekarelik taşınmazın 30.2 milyon liraya Oxopia İnşaat, yine aynı yerdeki 1002 metrekarelik taşınmazın 25 milyon liraya Cafer Ersoy’a satışı onaylandı. Öte yandan ÖİB bir de ilan yayımlayarak İstanbul Şile’deki 4 bin 193 ve 1019 metrekarelik iki, İzmir Karaburun’daki&nbsp; 6 bin 260 metrekarelik bir, Aydın Kuşadası’ndaki 12 bin 204 metrekarelik bir ve Ankara Çankaya’daki 4 bin 338 metrekaralek bir taşınmazı satış yoluyla özelleştireceğini duyurdu.</span></p><p>KAYNAK:&nbsp;https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/bakanlik-duyuru-yapti-48-ayda-odemeyle-degerli-araziler-icin-ihaleye-2249401</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Sayıştay raporunda ortaya çıktı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sayistay-raporunda-ortaya-cikti-220389bf0762b-04f5-472b-a736-4651365645b82024-09-24T12:10:00+03:00HABER MERKEZİ Sayıştay raporunda ortaya çıktı

Sayıştay raporunda ortaya çıktı

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Sarp Sağkal'IN HABERİDİR / CUMHURİYET</strong><br />Sayıştay’ın bakanlıklara ilişkin 2023 yılı denetim raporlarında çok sayıda usulsüzlük yer aldı. Kurumun Tarım ve Orman Bakanlığına ilişkin raporunda muhasebe birimlerince tahsilat ve ödeme amacıyla kullanılan fakat Sayıştay’a bildirilmeyen 1555 adet banka hesabı olduğu kaydedildi.<br />Bakanlığın bilançosunda yer alan 502 milyon 124 bin 837 TL’nin hangi muhasebe birimlerindeki hangi banka hesap numaralarına ait bakiyelerinden oluştuğunun teyit edilemediği vurgulanan raporda “Bakanlık merkez ve taşra teşkilatının tüm birimleri adına usulünce atanmış muhasebe yetkilisinin kontrolü dışında açılmış banka hesaplarının bulunduğu ve bu hesaplarda yer alan tutarların muhasebeleştirilmediği görülmüştür. Söz konusu kayıt dışı banka hesapların içerisinden maaş, sosyal tesis ve döner sermaye hesapları çıkarıldıktan sonra kalan 28 milyon 589 bin 725, TL yıl sonu bakiyeli 99 adet hesabın halen kapatılamadığı ve açık kaldığı anlaşılmıştır” bilgisini paylaşıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">YETİŞTİRİCİLİK YERİNE TİCARET<br />Tarım Bakanlığı’nın raporunda ayrıca su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliği ile ilgili hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla yapılan balıkçı barınakları ve üst yapılarından yararlanma hakkının, ilgisiz kişilerce herhangi bir kiralama sözleşmesi olmadan kullanıldığı aktarıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda “Bu yapılar balıkçılık faaliyetleri için kamu kaynakları ile yapılmış olmalarına karşın, kullanıcıları tarafından ticarete konu edilmekte, alınıp satılabilmekte, lokantalar, yazlık konutlar ve benzeri diğer ticari faaliyetler için kurulup işletilmektedir” ifadelerine yer verildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">433 BİN İŞSİZ BİLDİRİLMEMİŞ<br />Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ilişkin Sayıştay raporunda ise çalışabilir durumda olmasına karşın İŞKUR’a bildirilmeyen ve sosyal yardımlardan faydalanan kişilere yer verildi. Bu kapsamda İŞKUR’a bildirilmeyi bekleyen 433 bin 152 kişi olduğu aktarılan raporda “İŞKUR tarafından</span></p><p><span style="font-size:18px">durumlarına uygun işlere yerleştirilen kişi sayısı ise 58 bin 764 olup, 3 bin 311 kişi işe yönlendirme, 2 bin 104 kişi işe başlama yardımından faydalanmıştır. İŞKUR tarafından teklif edilen işi haklı bir sebep olmaksızın üçüncü kez reddettiği için nakdî düzenli sosyal yardımları kesilmesi gereken kişi sayısı da 25’tir” denildi.</span></p><p><strong>KAYNAK:&nbsp;https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/sayistay-raporunda-ortaya-cikti-tarim-ve-orman-bakanliginda-kayit-disi-2249918</strong></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Usulsüzlükler tek tek sıralandı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/usulsuzlukler-tek-tek-siralandi-220372b4a7e10-bd05-4794-b26d-6eaed28184c32024-09-24T12:07:00+03:00HABER MERKEZİ Usulsüzlükler tek tek sıralandı

Usulsüzlükler tek tek sıralandı

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Sayıştay'ın 2023 yılı Vakiflar Genel Müdürlüğü&nbsp;Denetim&nbsp;Raporu yayımlandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rapora göre,&nbsp;Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 2023 yılı itibarıyla idare tarafından başka kurumlara tahsis edilen ve idareye başka kurumlarca tahsis edilen bazı arsa ve binalara ilişkin muhasebe kayıtlarının mevzuata aykırı yapıldığı belirtilerek, "Bilançodaki Arazi ve Arsalar Hesabı, Binalar Hesabı, Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı Hesabı ile Net Değer Hesabının olması gerekenden farklı görünmesine sebebiyet verildiği anlaşılmıştır" denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"KİRA BEDELLERİNİN TAHSİL EDİLMESİNE YÖNELİK GEREKLİ İŞLEMLER YAPILMAMIŞ''<br />Raporda, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıflara ait bazı taşınmazların kiralarının vadesinde tahsil edilmemiş olmasına rağmen takip ve tahsili için mevzuatta belirtilen hukuki işlemlerin başlatılmadığı belirtilerek, "İdarenin yönetimindeki taşınmazların&nbsp;kira&nbsp;bedellerinin tahsili için a açıklanan mevzuat çerçevesinde; vadesinde tahsil edilemeyen kiralar ile 7256 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilen alacaklardan vadesinde ödenmeyen alacakların tahsili için kiralama dosyalarının hukuk birimine intikal ettirilmesi ve hukuki işlemlerin başlatılmasının uygun olacağı düşünülmektedir" denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"KİRA SÜRESİ BİTEN TAŞINMAZLAR, İHALE YAPILMADAN AYNI KİŞİLERE KİRAYA VERİLMİŞ''<br />Raporda, "Bölge Müdürlüklerince kiraya verilen taşınmazların kira süresi sonunda ihale yapılmadan bir taahhütname ile yeniden aynı kişilere kiraya verildiği tespit edilmiştir. Yapılan incelemede ise kiralama süresi 10 yılı geçen taşınmazların bulunduğu tespit edilmiştir ve bu taşınmazların kira süresi dolmasına rağmen, kira sözleşmelerinin yenilenmesi veya uzatılması suretiyle kiracılıklarının devam ettiği de görülmüştür" tespiti yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda, taşınır nitelikli maddi duran varlık alımlarından bazılarının Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabı ile Demirbaşlar Hesabına kaydedilmesi gerekirken doğrudan giderleştirildiği ve bu varlıklar için amortisman ayrılmadığı belirtildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda, "2023 yılı itibarıyla yapılan söz konusu alımların anılan mevzuat hükümlerine aykırı olarak ilgili varlık hesaplarına kaydedilmeyip doğrudan giderleştirildiği ve bu varlıklar için amortisman hesaplanmadığı görülmüş, bunun sonucunda da; Bilançodaki 253 nolu Hesabın 45 milyon 671 bin 12 TL, 255 nolu Hesabın 474 milyon 53 bin 18 TL ve 257 nolu Hesabın da varlıklar için hesaplanması gereken amortisman tutarlarının toplamı kadar eksik, Faaliyet Sonuçları Tablosundaki 630 nolu Hesabın ise gider kaydedilen harcama toplamı ile bahsedilen varlıklar için hesaplanması gereken amortisman tutarı arasındaki fark kadar fazla görünmesine sebebiyet verildiği anlaşılmıştır" denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Raporda, maddi olmayan duran varlık niteliğindeki bilgisayar yazılımı ve programı, lisans ile telif hakkı alımlarından bazıların Haklar Hesabına kaydedilmesi gerekirken doğrudan giderleştirildiği ve bu varlıklar için amortisman ayrılmadığı belirtilerek, "Vakıflar Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatı ile bazı Bölge Müdürlükleri tarafından 2023 yılında yapılan maddi olmayan duran varlık niteliğindeki bilgisayar yazılımı ve programı, lisans ile telif hakkı alımlarından bazılarının ilgili varlık ve amortisman hesapları kullanılmadan Giderler Hesabına kaydedilerek doğrudan giderleştirilmesi mevzuata aykırı olup, bu uygulama İdarenin temel mali tablolarından olan Bilançosundaki 260 ve 268 nolu Hesapların 952 milyon 677 bin 92 TL az görünmesine neden olmakta" değerlendirmesinde bulunduldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">2023 yılı içinde inşasına başlanan maddi duran varlıklara ait harcamaların mevzuata aykırı olarak ''Giderler Hesabına'' kaydedildiği belirtilen raporda, ''Yapılan aykırılık sonucu 'Bilançodaki 'Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı'nın 22 milyar 463 milyon 411 bin 62 TL eksik görünmesine neden olduğu'' vurgulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">TUTARLAR, İHTİYACIN ÇOK ÜZERİNDE BELİRLENMİŞ<br />Raporda, verilen bazı iş avans ve kredi tutarları ile bunlara ilişkin harcamaları gösteren mahsup tutarları arasında büyük fark olduğu, bu avans ve kredilerden önemli bir kısmının iade edilme suretiyle kapatıldığı, dolayısıyla da ihtiyacın çok üzerinde kullandırılan kamu kaynağının belli bir süre atıl kalmasına sebebiyet verildiği tespit edildiği belirtilerek, "Bazı iş avans ve kredilerinden harcanmayıp iade edile tutarların oransal olarak yüksek olduğu, yüzde 50’sinden fazlasının iade edildiği çok sayıda iş avans ve kredisinin bulunduğu, bazılarında bu iadenin yüzde 80, yüzde 90 veya yüzde 100 gibi oranlara dahi çıktığı görülmüştür" denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sayıştay'ın 2023 Vakıflar Genel Müdürlüğü Denetim Raporu'nda, ayrıca 2022 yılında yayımlanan "Taşınmazlardan Binalar İçin Amortisman Ayrılmaması, Vakıflara Ait Taşınmazların Kamulaştırılma Bedellerinin Ödendiğine Dair Kanıtlayıcı Belgelerin Bulunmaması, Ayrılması Gereken Hayır Şartı, Giderlerinin Ayrılmaması" gibi eksiklerin yer aldığı 9 bulgudan 8'inin yerine getirilmediği, birinin ise kısmen yerine getirildiği belirtildi.</span></p><p>KAYNAK:&nbsp;https://www.birgun.net/haber/sayistay-dan-vakiflar-genel-mudurlugu-raporu-usulsuzlukler-tek-tek-siralandi-560917</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İlber Ortaylı: Sahillerimiz su altında kalacak]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/ilber-ortayli-sahillerimiz-su-altinda-kalacak-22036865236c6-73d9-46ea-ac6e-c793507bd9b52024-09-24T12:04:00+03:00HABER MERKEZİ İlber Ortaylı: Sahillerimiz su altında kalacak

İlber Ortaylı: Sahillerimiz su altında kalacak

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Küçük Asya, antik çağların en zengin, en müreffeh ve en yoğun yerleşim bölgelerindendi.&nbsp;Ne İtalya, ne Adriyatik kıyıları, ne de İber Yarımadası, Efes, Didim, Miletos, Knidos, Kaunos, Antalya, Side ve Perge gibi ardı ardına sıralanan antik şehirler dizisiyle doludur. Bu liste, sadece en bilinenleri içeriyor.&nbsp;Bu antik harabelerin çoğu, kazılar ilerledikçe daha da çarpıcı bir miras ortaya koyacak ve maalesef mirasın önemli kısmı da yükselen suların istilasıyla yüzleşecek.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:20px">İstanbul’un Suriçi bölgesinin bile bir kısmı bu tehlikeyle karşı karşıya. Bugünden, istesek de istemesek de surların çevresindeki bulvarların ortadan kaldırılması ve doğal ile tarihi çevreyi koruma çalışmalarını planlamak zorundayız.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:20px">Gelişigüzel göç politikaları, kıyıların sorumsuzca kullanılması ve her yere yol yapma sevdası; bu açgözlü istilanın tümü tabiatın engellerine takılacak.&nbsp;Tabiat, kendisinden çalınanı unutmaz, er ya da geç geri alır.</span></p><p><span style="font-size:20px">Türkiye gibi antik çağlardan geç antikiteye, hatta orta ve yeni çağlara uzanan bir zenginliği barındıran bir ülkenin antik kentleri, çeşitlilik ve zenginlik bakımından eşsizdir.&nbsp;Bu çeşitliliğin ve zenginliğin başlıca sebebi, kıyılarımızın yaşamaya, konaklamaya ve gemilerin demirlemesine uygun olmasıdır.&nbsp;Ayrıca, hinterlandın (art ülkenin) zenginliği ve dış dünyaya ihracatın bu kıyılardan yapılması da önemli bir etkendir.</span></p><p><span style="font-size:20px">Dolayısıyla, bu bölgeler basit turizm planlamaları ve “turizm gelirimiz 5 milyardan 10 milyara çıksın” gibi özlemlerle harcanacak yerler değildir.&nbsp;Doğu Antalya’nın, özellikle Belek bölgesinin, bir zamanlar ne denli zengin bir tabiat ve tarihi çevreye sahip olduğunu ve antik devir korularının nasıl yok edildiğini bizim kuşak çok iyi biliyor.&nbsp;Bu bölge, maalesef sakil bir otel bölgesine dönüştü. Artık ortalığı derleyip toplamanın vakti geldi.</span></p><p>KAYNAK:&nbsp;https://www.diken.com.tr/ilber-ortayli-sahillerimiz-su-altinda-kalacak/</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Ekren: Gazetecilerin mesleki faaliyetleri kapsamındaki söylemleri yasal olarak suç değil]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/ekren-gazetecilerin-mesleki-faaliyetleri-kapsamindaki-soylemleri-yasal-olarak-suc-degil-2203576ddae63-b3c7-495f-9ee9-541b531303c82024-09-24T11:57:00+03:00HABER MERKEZİ Ekren: Gazetecilerin mesleki faaliyetleri kapsamındaki söylemleri yasal olarak suç değil

Ekren: Gazetecilerin mesleki faaliyetleri kapsamındaki söylemleri yasal olarak suç değil

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">CUMHURİYET SAVCISI Asım Ekren, "İnternet, Gazete, Televizyondaki Hukuka Aykırı Yayınlara Karşı Başvuru Usul ve Esasları" kitabında, radyo-televizyon, gazete-dergi ve sosyal medya gibi kitle iletişim araçlarının önemine dikkat çekti. Basın yayın mensuplarının açıklama ve davranışlarının, basın özgürlüğü çerçevesinde büyük değer taşıdığını belirten Ekren, hukukçular ve basın mensupları için mevzuat ve yüksek mahkemelerin kriterlerine dayanan genel bir çerçeve oluşturulduğunu vurguladı. Ayrıca, basın özgürlüğünün demokratik toplumların temel taşlarından biri olduğunu ifade ederek, meslek mensuplarının sorumluluklarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.</span></p><h3><span style="font-size:18px">GAZETECİLİK FALİYETLERİ HAKKINDA AÇIKLAMA</span></h3><p><span style="font-size:18px">Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında toplanan tüm dosya kapsamındaki belge, bilgi ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda, sanığın gazetecilik mesleğini icra ettiği ve belirli medya organlarında aktif olarak yer aldığı bilgilerini paylaştı.</span></p><ol><li><span style="font-size:18px">Sanığın-davalının iddianamedeki suç-dava dilekçesi tarihi öncesinde, esnasında ve halen günlük, …süreli-yaygın süreli-bölgesel süreli-yerel süreli (ulusal-bölgesel-yerel) olarak yayın yapan… Gazetesi'nde-Televizyonu'nda-Radyosu'nda-İnternet Haber Sitesi'nde… sıfatla basın yayın mensubu olarak gazetecilik mesleğini icra ettiği,</span></li><li><span style="font-size:18px">Suç-eylem tarihinde, …sıfatıyla ulusal-yerel yayın yapan… Televizyonu'nda,-İnternet Kanalı'nda ülkemizin-bölgemizin-ilimizin genel, politik, ekonomik, sosyal gibi güncel konuların karşılıklı olarak tartışıldığı ve farklı ya da benzer görüşleri savunan ve kamuoyunca da bilinin… sıfatları olan konukların katılımıyla canlı-naklen-kayıttan-tekrar olarak yayınlanan… isimli programa katıldığı, (… Gazetesi'ndeki-Dergisi'ndeki-İnternet Haber Sitesi'ndeki isimli köşesinde günlük-haftalık-aylık makalesini yazdığı), (… sıfatıyla davetli olduğu konferans-seminere katıldığı),</span></li><li><span style="font-size:18px">Buna göre sanığa-davalıya atılı ve iddianameye-davaya konu edilen fiilin, …sarf edildiği-söylendiği-yazıldığı hususunda herhangi bir şüphe veya itirazın olmadığı…</span></li></ol><h3><span style="font-size:18px">HUKUKİ NİTELENDİRME VE MEVZUAT</span></h3><p><span style="font-size:18px">Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren, basın yayın mensubu olan sanığın sözlerinin hukuki niteliği üzerine değerlendirmelerde bulundu. Ekren, basın yoluyla işlenen eylemlerin hukuki ve cezai sorumluluklarının, ANAYASA MAHKEMESİ, Avrupa İNSAN HAKLARI Mahkemesi ve YARGITAY tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde ele alınması gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, sanığın ifadelerinin hukuka uygunluk sınırlarının netleştirilmesi ve tartışılması gerektiğini ifade etti. Yüksek mahkemelerin kabul ettiği kriterlerin ışığında, eylemin hukuki değerlendirilmesinin önemi bir kez daha vurgulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu itibarla</span></p><ul></ul><p><span style="font-size:18px">*Basın yayın yoluyla işlenen ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi mümkün olabilen eylemlerin hukuka uygunluk nedenleri ile sınırları,</span></p><p><span style="font-size:18px">*Politikacıların, yöneticilerin, kamu görevlilerinin davranışlarının, basın yayın mensubunca ve basın yayın yoluyla kamuoyuna tanıtılması, halkın denetimine sunulması ile bu sıfatı taşıyan kişilerin görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle yapılan eleştirilerde daha fazla hoşgörü göstermelerinin gerekip gerekmediği,</span></p><p><span style="font-size:18px">*Basın yayın mensubunun sarsıcı bir etki oluşturabilen, belli oranda kışkırtıcı, abartılı, kaba, rahatsız edici, ağır, sert eleştiri niteliğindeki davranışlar, cevap niteliğinde veya karşılıklı tartışma, konuşmalardaki sınırların biraz daha genişliği,</span></p><p><span style="font-size:18px">*Kişiden kişiye değişebilen değer yargıları ile maddi olguların farklılığı,</span></p><p><span style="font-size:18px">*Kişi menfaati ile ifade özgürlüğünün karşı karşıya kaldığı, çatıştığı durumlar,</span></p><p><span style="font-size:18px">gibi kriterler çerçevesinde bakıldığında aşağıdaki hukuki nitelendirmelerin yapıldığı görülecektir.</span></p><ol><li><span style="font-size:18px">Basın yayın yoluyla işlenen bir eylemin, ifade (basın) özgürlüğü sınırları içinde ve/veya hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ile ilgili olarak basın yayın dışı bir olaydaki davranış biçiminin (söylemin) hukuka aykırılık oluşturduğu kabul edildiği durumlarda, basın yayın yoluyla yapılan bir yayındaki-olaydaki davranış biçimi (söylemi) hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Basın yayın araçları veya mensuplarının, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri (kamuoyunu) bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğu vardır. Bunu yerine getirirken, yaptığı yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylardaki (basın yayın dışındaki) hukuka aykırı olan eylemden farklılıklar taşır. İşte bu farklılık ve ayrık durum gözetilerek yapılan yayının hukuka aykırılık veya uygunluk sınırı belirlenmelidir. Örneğin, Anayasa Mahkemesi, Genel Kurulu'nun 03.03.2016 tarih ve 2013/5653 sayılı başvurunun 38, 39 ve 50. paragraflar ile 23.10.1997 tarih ve 1997/19 esas, 1997/66 karar; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Genel Kurulu'nun 03.07.2015 tarih ve 2013/6237 sayılı başvurunun 39. paragrafı; 08.04.2015 tarih ve 2013/3614 sayılı başvurunun 34. paragrafı; 23.01.2014 tarih ve 2013/2602 sayılı başvurunun 40. paragrafı ile 16.07.2013 tarih ve Mater- TÜRKİYE, 54997/08 sayılı başvurunun 52. paragrafı; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun(HGK) 13.02.2020 tarih ve 2017/4-2338 esas, 2020/140 karar ile 06.12.2013 tarih ve 2013/4-443 esas, 2013/1646 karar; 4.Hukuk Dairesi'nin (HD) 08.10.2019 tarih ve 2017/15 esas, 2019/4441 karar sayılı ilamlarında bu yönde hukuki nitelendirmeler yapılmıştır.</span></li><li><span style="font-size:18px">Bir eylemin hukuk düzeni tarafından cezalandırılması ancak onu hukuka uygun kılan, diğer bir anlatımla hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir nedenin bulunmamasına bağlıdır. Bu kapsamda, basın yayın yoluyla işlenen suçlarda hukuka uygunluk nedeni oluşturan haber verme ve eleştiri hakkı, temelini Anayasa'nın 28 inci ve devamı maddelerinden alan haber verme ve eleştirme hakkının kabulü için, açıklama veya eleştiriye konu olan haberin gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamunun ilgisinin ve yararının bulunması, açıklanış şekliyle konusu arasında düşünsel bir bağ bulunması gerekir. Düşünce özgürlüğü ve dolayısıyla eleştiri, demokratik toplumlarda vazgeçilmez bir haktır. Toplumun ilerlemesi ve yararı için zorunludur. Bu, demokratik toplum düzeninin ve çoğulculuğun gereğidir. Eleştiri de kaynağını bu özgürlükten alır, eleştirinin doğasından kaynaklanan sertlik suç oluşturmaz. Eleştiri övgü olmadığına göre sert, kırıcı ve incitici olması da doğaldır. Örneğin, Yargıtay 8. CEZA DAİRESİ'nin (CD) 19.06.2023 tarih ve 2021/16724 esas, 2023/4938 karar; 29.05.2023 tarih ve 2021/15314 esas, 2023/3794 karar ile bu kararlarda atıf yapılan Ceza Genel Kurulu'nun (CGK) 2016/64 esas, 2018/63 karar: 12.Ceza Dairesi'nin 21.12.2022 tarih ve 2020/9565 esas, 2022/10257 karar; 29.06.2022 tarih ve 2020/12479 esas, 2022/5270 karar; 7.Ceza Dairesi'nin 28.04.2022 tarih ve 2022/2578 esas, 2022/8709 karar; 19.Ceza Dairesi'nin, 11.03.2019 tarih ve 2018/8289 esas, 2019/5452 karar ile bu kararlarda atıf yapılan Ceza Genel Kurulu'nun, 03.02.2007 tarih ve 2007/7-28 esas, 2007/34 karar sayılı bu yönde hukuki nitelendirmeler yapılmıştır.</span></li><li><span style="font-size:18px">Anayasa Mahkemesi'ne göre, mutlak olmayan ve sınırlanabilir bir hak niteliğinde olan ifade özgürlüğü, Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması rejimine tabidir. Sınırlamaların istisnai, zorunlu ve belli koşullar çerçevesinde olması gerektiğine ve bu sınırlamaların dar ve ikna edici olarak yorumlanması gerektiğini vurgulamıştır. Örneğin, AYM, GK, 27.09.2023, B.No: 2021/8967, 35, 12.11.2014, B.No: 2013/1461; 25.06.2014, B.No: 2013/409; 23.01.2014, B.No: 2013/2602 sayılı kararları bu bağlamdadır. Ülkeden ülkeye kısmen değişmekle birlikte, ülkelerin çoğunda; iftira, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet oluşturmaya yönelik olan ifadeler düşünce-ifade-basın özgürlüğü kapsamı dışında değerlendirilmekte ve suç sayılmak suretiyle cezalandırılmaktadır. Örneğin, AYM, 04.06.2015, B.No: 2014/12151; 23.1.2014, B.No: 2013/2602; 02.10.2013, B.No: 2013/1123; 18.6.2009, E.2006/121, K.2009/90; 05.06.1997, E.1996/70, K.1997/53. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 27.10.2009, E.2009/9-190, K.2009/253; 29.04.2008, E.2007/8-244, K.2008/92 sayılı kararlarında Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu bu kararlarına atıf yapmıştır. Benzer nitelendirmelerle AİHM&nbsp;kararlarına göre yayının, toplumun ilgisini çeken, güncel ve kamunun yararını güden bir tartışmayı içermesi ile halkı kin ve düşmanlığa sevk etmemesi, şiddete teşvik etmemesi, nefret veya ayrımcılık içermemesi, suçu ve suçluyu övmemesi, terör veya ayrılıkçı hareketleri övmemesi, meşrulaştırıp yüceltmemesi, başkalarının kişilik haklarını, onur, şeref ve saygınlığını, hakaret, sövme veya benzer yollarla zedelememesi gerekir. İfade özgürlüğü istisnalara tabi olsa da bu istisnalar dar bir biçimde yorumlanmalı ve sınırlama nedeni ikna edici bir biçimde ortaya konmalıdır. AİHM, Lehideux ve Isorni- FRANSA, 23.09.1998; 26.11.1991, Observer ve Guardian- BİRLEŞİK<a href="https://www.sondakika.com/birlesik-krallik/" title="Birleşik Krallık">&nbsp;</a>KRALLIK, , A Serisi no: 216, B.No: 13585/88. Karları bu yöndedir. Bu kararlara HGK, 16.06.2020 E.2017/4-1349, K.2020/407 ve 23.06.2020. E.2017/4-1406, K.2020/449 sayılı ilamlarında da atıf yapılmıştır.</span></li><li><span style="font-size:18px">Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında geçtiği üzere basın özgürlüğü, kamuoyuna yöneticilerin davranışlarını tanıtmak ve halkın denetimine sunmanın en önemli araçlardandır. Basın özgürlüğü, bu yönüyle halkı ilgilendiren haber ve bilgileri iletme ve aktarma özgürlüğüdür. Mahkeme basının, 'halkın gözcülüğü' ve 'bekçiliği' görevini yerine getirdiğini ve bu nedenle de ifade özgürlüğünün kullanımında kendisine ayrıcalık tanındığını belirtmektedir. Örneğin, Édıtıons Plon V.-Fransa, başvuru no: 58148/00, 44; Bladet Tromsø And Stensaas V.- NORVEÇ,&nbsp;B.No: 21980/93, 59; sayılı kararlar bu yöndedir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.06.2015 tarih ve 2013/4-2436 esas, 2015/1731 karar sayılı ilamında söz konusu kararlara atıf yapılmıştır. Yine benzer nitelendirmelerle basının, başkalarının itibarlarını korumak için çizilmiş sınırları aşmaması gerekmekle birlikte, kamunun menfaatinin bulunduğu diğer alanlarda olduğu gibi siyasi meselelerde de haber ve fikirleri iletmek, yine basına düşen bir görevdir. Sadece basının bu tür haber ve fikirleri iletme görevi yoktur; ayrıca bunlarla birlikte halkın da bunları edinme hakkı vardır. Daha genel olarak siyasal tartışma özgürlüğü, Sözleşmesi'nin her noktasına egemen olan demokratik toplum kavramının tam da merkezinde yer alır. Örneğin, 16.07.2013 tarihli, Mater-Türkiye, başvuru numarası, 54997/08, paragraf, 52; Genel Kurul'un 03.07.2015 tarihli, başvuru numarası, 2013/6237, paragraf, 39; 25.6.1992 tarihli, Thorgeir Thorgeirson- İZLANDA, numarası, 239, paragraf, 55-70 sayılı kararlar da aynı hukuki değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi kararında da yukarıda yer alan tespit ve değerlendirmelerle paralel hukuki vasıflandırma yapılmıştır. Buna göre basın özgürlüğü, demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemdedir. Demokratik bir sistemde, devletin eylem ve işlemlerinin, adli ve idari yetkililerin olduğu kadar, basının ve aynı zamanda kamuoyunun da denetimi altında bulunması gerekmektedir. Yazılı, işitsel veya görsel basın, kamu gücünü kullanan organların siyasi kararlarını, eylemlerini ve ihmallerini sıkı bir denetime tabi tutarak ve vatandaşların karar alma süreçlerine katılımını kolaylaştırarak demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesini ve bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerini güvence altına almaktadır. Bu sebeple basın özgürlüğü, herkes için geçerli ve yaşamsal bir özgürlüktür. Örneğin, 25.06.2014 tarihli, başvuru numarası 2013/409, 75. paragraf; 03.03.2016 tarihli, başvuru numarası, 2013/5653 sayılı kararlarındaki nitelendirmeler bu istikamettedir.</span></li><li><span style="font-size:18px">İfade ve basın özgürlüğü, yalnızca iyi karşılanan veya rahatsız edici bulunmayan veya kayıtsız kalınan bilgi ve fikirler için değil, aynı zamanda saldırgan, sarsıcı bir etki oluşturabilen veya rahatsız eden türdeki bilgi veya fikirler için de geçerlidir.Bu yöndeki nitelendirmeye şu kararlar örnek gösterilebilir: AYM, 16.07.2004, B.N: 2012/1184; 19.CD, 11.03.2019, E.2019/921, K.2019/5454; 19.06.2017, E.2016/13057, K.2017/5905; CGK, 13.02.2007, E.2017/7-28, K.2007/34; AİHM, 07.02.2012, BD, 0660/08, Von HANNOVER&nbsp;- ALMANYA; AxelSpringer AG-Almanya, BD, 39954/08.</span></li><li><span style="font-size:18px">&nbsp;KAMU&nbsp;görevlilerinin görevlerini yerine getirirken fonksiyonlarını etkilemeyi ve saygınlıklarına zarar vermeyi amaçlayan aşağılayıcı saldırılara karşı korunmalarının zorunlu olduğu, bununla birlikte görevlerini yerine getirirken icra ettikleri eylem ve sözlerine yönelik eleştirilere karşı sade vatandaşlara göre daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiğini belirtmiştir. Fiil isnadına dayanmayan ve ispat gerektirmeyen değer yargılarından ibaret sözlerin sarsıcı olsa bile eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği kabul edilmiştir. Buna şu kararları örnek gösterilebilir: AİHM, Hriko- SLOVAKYA, 2004, prg. 40,45; Jeruselam- AVUSTURYA, 2001, prg.44; Sokolowski- POLONYA,&nbsp;2005 prg.47; Steur- HOLLANDA,&nbsp;2003, prg.39.</span></li><li><span style="font-size:18px">Genel kabule göre basın yayın mensuplarının, görüşlerini yayın yoluyla ifade ederken, yayınlarda kişiden kişiye değişebilen değer yargısı ile maddi olguları birbirinden ayırmak gerektiği görüşü benimsenmiştir. Başka bir deyişle bir kişinin kişilik haklarını zedeleyebilecek sözlerin niteliğine ilişkin olarak, olgular ile değer yargıları arasında geleneksel olarak bir ayrım yapılmaktadır. Olguların gerçekliği ispat edilebilse de değer yargılarının doğruluğunu kanıtlamak mümkün değildir. Sınırlamaya konu edilen bir yayında, sırf kişiden kişiye değişen ve ispatı mümkün olmayan değer yargılarından hareketle birtakım sözlerin söylenmesi düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir. Bu nitelendirmeye şu kararları örnek olarak göstermek mümkündür: 4.CD, 21.12.2023, E.2021/17693, K.2023/26149; AİHM,Karis- YUNANİSTAN, 5.6.2008; Erdener-Türkiye 02.02.2016; Morar- ROMANYA,&nbsp;07.07.2015; Lingens-Avusturya, B.No: 9815/82, 08.07.1986, prg.46;HGK, 01.02.2012, E.2011/4-687, K.2012/26; 19.CD, 15.05.2017, E.2016/74. K.2017/4574.</span></li><li><span style="font-size:18px">Genel kabul itibariyle kişinin menfaati ile ifade özgürlüğünün karşı karşıya kaldığı durumlarda, hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerekir. Bunun sonucunda, daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında, somut olayda ve o an için korumasız kalması uygun kabul edilebilir. Bunun için temel ölçüt, kamu yararıdır. Yayınlar yönünden hukuka uygunluk şartlarının varlığı ve belirtilen sınırların açıkça aşılmamış olması halinde ifade özgürlüğünün korunması adına haberin korunması gerektiği kabul edilmiştir. Örneğin, AYM, 03.03.2016, B.NO: 2013/5653; AİHM, 16.7.2013, Mater-Türkiye, B.No: 54997/08; HGK, 06.12.2013, E.2013/4-443, K.2013/1646; CGK, 13.02.2007, E.2007/2-28, K.2007/34; 19.CD, 02.11.2020, E.2019/30287, K.2020/13553; 19.CD, 15.04.2019, E.2019/1533, K.2019/7233; 4.CD, 11.12.2014, E.2013/41028, K.2014/35880; 4.HD, 23.10.2019, E.2017/1685, K.2019/4894; 20.12.2017, E.2017/3558, K.2017/8501 sayılı ilamlardaki hukuki nitelendirme de bu şekildedir.</span></li><li><span style="font-size:18px">Basın yayın mensubunun, görüşlerini yayın yoluyla ifade ederken, belli oranda kışkırtıcı, abartılı, kaba, rahatsız edici, ağır, sert eleştiri, polemik niteliğinde veya bu yönleri olan bir içerikte yayın yapmaları hoş görülerek nispeten korunmuştur. Kararlarda ifade özgürlüğü, yalnızca iyi karşılanan veya rahatsız edici bulunmayan veya kayıtsız kalınan bilgi ve fikirler için değil, aynı zamanda saldırgan, sarsıcı bir etki oluşturabilen veya rahatsız eden türdeki bilgi veya fikirler için de geçerli olduğu vurgulanmıştır. Örneğin, AİHM, 23.9.1998, Lehideux ve Isorni-Fransa; CGK, 13.02.2007, E.2007/2-28, K.2007/34; 19.CD, 03.05.2018, E.2017/6373, K.2018/5569; 4.CD, 12/03/2014, E.2012/28050, K.2014/8102 sayılı ilamları bu mahiyettedir.</span></li><li><span style="font-size:18px">&nbsp;Cevap niteliğinde veya karşılıklı konuşmalardaki sınırlar biraz daha geniş tutulmuştur. Örneğin, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 26.03.2015 tarih ve 2014/8386 esas, 2015/3689 karar sayılı ilamına göre, davacının davalı hakkında yaptığı açıklamalara cevap mahiyetinde davalı tarafından dava konusu edilen ifadelerin kullanıldığı, mahkemece, hakaret olarak kabul edilen ifadelerin davalının kişisel değer yargısı niteliğindeki görüşleri ve davacının kendisi ile ilgili değerlendirmelerine karşılık cevapları olduğu, bu nedenle ifade özgürlüğü sınırları içinde kaldığının kabulü gerekir. Başka kararlarda da benzer nitelendirmeler yapılmıştır. Örneğin, Yargıtay 4.Ceza Dairesi'nin 03.10.2023 tarih ve E.2021/11924, K.2023/21876 sayılı ilamında sanıkların internet haber sitesinde yayınlanan programda, iştirak halinde aynı suçu işleme irade ve fikir birlikteliği içerisinde karşılıklı diyalog halinde gerçekleştirerek yayınladıkları, sanıkların hakaret suçunu işledikleri gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının temyizi üzerine Yargıtay ceza dairesi, suça konu olaydaki sözlerin katılanın şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, haber ve eleştiri niteliğinde olduğu, aksi düşüncenin, suçla korunmak istenen değeri ölçüsüz bir şekilde genişletmek ve ifade özgürlüğünü ön plana çıkaran evrensel hukuk düşüncesiyle bağdaşmayan bir yorum anlamına gelebileceği dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden sanıkların beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesini bozma gerekçesi yapılmıştır. Benzer nitelendirmelerle bozma yapılan aynı dairenin 17.04.2024, E.2021/24199, K.2024/4955 ile 19.CD, 05.07.2018, E.2018/3292, K.2018/8231 sayılı ilamlar da bu yöndedir.</span></li><li><span style="font-size:18px">Yüksek mahkemelerce benimsenen ölçülerin değerlendirildiği yukarıdaki açıklamaların yasal dayanağı olan söz konusu maddeler, Anayasamızın düşünce ve kanaat hürriyeti ile ilgili 25, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine yönelik 26, basın hürriyeti konusundaki 28; 5187 sayılı Kanun'un amaç ve kapsam hakkındaki 1, basın özgürlüğüne yönelik 3; 6112 sayılı Kanun'un amacına ilişkin 1; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10/1; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin görüş ve anlatım özgürlüğüne dair 19. Maddeleridir.</span></li></ol><h3><span style="font-size:18px">"OLAYIN TÜM AŞAMALARI BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLMELİDİR"</span></h3><p><span style="font-size:18px">Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren, basın yayın mensuplarının ifadelerinin suç teşkil edip etmediği ve tazminat gerektirip gerektirmediği konularını ele aldı. Bilirkişi raporuna dayanarak, sanığın ifadelerinin olayın tüm boyutlarıyla incelenmesi gerektiğini belirtti. Yapılan değerlendirmelerde, gazetecinin ifadelerinin hukuka uygunluk sınırlarını aşmadığı ve kanunen suç olarak tanımlanmadığı belirtildi. Ayrıca, eleştirilerin kamu görevlileri ve ünlü kişiler için daha hoşgörülü bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Bu bağlamda yüksek mahkemelerin belirlediği ilkelerin dikkate alınmasının önemine işaret edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak:&nbsp;https://www.sondakika.com/egitim/haber-basin-yayin-mensuplari-icin-hukuki-cerceve-17847528/</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Arnavutluk'ta Vatikan'a benzeyen 'Bektaşi Tarikat Devleti' kurulacak]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/arnavutlukta-vatikana-benzeyen-bektasi-tarikat-devleti-kurulacak-22034006d8727-4a4d-4e4f-9263-dcf8e0e5047f2024-09-24T11:54:00+03:00HABER MERKEZİ Arnavutluk'ta Vatikan'a benzeyen 'Bektaşi Tarikat Devleti' kurulacak

Arnavutluk'ta Vatikan'a benzeyen 'Bektaşi Tarikat Devleti' kurulacak

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Arnavutluk Başbakanı&nbsp;<strong>Edi Rama</strong>, başkent Tiran’da “<strong>Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti</strong>” adıyla yeni bir yapı kurulacağını duyurdu. Bu oluşumun, dini hoşgörü ve barış mesajlarını yaymayı amaçlayan bir anklav olarak tasarlandığı, Vatikan benzeri bir model oluşturulacağı bildiriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bektaşi lideri&nbsp;<strong>Edmond Brahimaj</strong>&nbsp;(Baba Mondi) öncülüğünde planlanan bu devlet, kendi yönetimine, pasaportlarına ve sınırlarına sahip olacak.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak, ordu, sınır muhafızları ya da yargı sistemi gibi geleneksel devlet unsurlarına yer verilmeyecek. Başbakan Rama, projenin ayrıntılarının henüz netleşmediğini, pasaport renginin&nbsp;<strong>yeşil</strong>&nbsp;olmasının planlandığını ve bu pasaporttan kimlerin faydalanabileceği konusunda çalışmaların sürdüğünü açıkladı.</span></p><h3><span style="font-size:18px">'Hoşgörü bizim gururumuz'</span></h3><p><span style="font-size:18px">Rama, bu adımı dini hoşgörüyü teşvik etme amacıyla attıklarını belirterek, “<em>Arnavutluk’un hoşgörülü İslam anlayışı bizim gurur kaynağımızdır. Bu değeri korumalı ve hafife almamalıyız</em>,” dedi. Ayrıca,&nbsp;<strong>kurulacak yeni yapının Arnavutluk’un hoşgörü sembolü</strong>&nbsp;olacağını vurguladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rama, ABD ve NATO müttefiklerine bu projeyle ilgili henüz bilgi verilmediğini, yalnızca yakın çevresi tarafından bilinen bir girişim olduğunu da sözlerine ekledi.</span></p><h3><span style="font-size:18px">Parlamentodan onay bekleniyor</span></h3><p><span style="font-size:18px">Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti’nin kurulabilmesi için Arnavutluk Parlamentosu'nun onayı gerekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hukuk uzmanları, bu yeni yapının Arnavutluk içerisindeki egemen statüsünü belirleyecek yasal düzenlemeler üzerinde çalışıyor. Baba Mondi, bu&nbsp;<strong>devletin toprak genişletme amacı olmadığını</strong>&nbsp;vurgulayarak projeyi 'bir mucize' olarak nitelendirdi ve&nbsp;<strong>ABD ile Batı ülkelerinin bu yapıyı tanıyacağına dair umutlu</strong>&nbsp;olduğunu ifade etti.</span></p><h3><span style="font-size:18px">Arnavutluk'taki Bektaşi nüfusu</span></h3><p><span style="font-size:18px">2023 yılı nüfus sayımına göre, Arnavutluk nüfusunun yaklaşık&nbsp;<strong>yüzde 5’ini</strong>&nbsp;oluşturan&nbsp;<strong>115 bin</strong>&nbsp;Bektaşi yaşıyor. Yeni kurulacak devletin, Vatikan’ın dörtte biri büyüklüğünde olacağı belirtiliyor. Bu yapı, Bektaşi topluluğunun kültürel ve manevi mirasını korumayı amaçlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başbakanlık Basın Ofisi, projeyle ilgili detayların yakın gelecekte açıklanacağını belirterek, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından&nbsp;<strong>The New York Times</strong>’a bir röportaj verdi. Bu adım, Arnavutluk’un dini hoşgörü konusundaki kararlılığını ortaya koyan bir gelişme olarak değerlendiriliyor.</span></p><p>kaynak:&nbsp;https://anlatilaninotesi.com.tr/20240922/arnavutlukta-vatikana-benzeyen-bektasi-tarikat-devleti-kurulacak--1088305285.html</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[RTÜK'ten gündüz kuşağı programları hakkında açıklama]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/rtukten-gunduz-kusagi-programlari-hakkinda-aciklama-220339dcf394a-355a-477e-b01b-2b6d930b8f972024-09-24T11:50:00+03:00HABER MERKEZİ RTÜK'ten gündüz kuşağı programları hakkında açıklama

RTÜK'ten gündüz kuşağı programları hakkında açıklama

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">RTÜK Başkanı Şahin, gündüz kuşağı programlarıyla ilgili, "Yapıcı ikazlarımız göz ardı edildi. Amacına hizmet etmeyen, kalitesiz gündüz kuşağı yayınları için son önlemimizi alarak kararlı adımlar atacağız" diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı&nbsp;<strong>Ebubekir Şahin,</strong>&nbsp;gündüz kuşağı programlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mynet'e verdiği demeçte, bu&nbsp;<strong>programların içerik kalitesinin ciddi şekilde düştüğünü</strong>&nbsp;belirterek, "<em>Kantarın topuzu iyice kaçtı. Yapıcı ikazlarımız göz ardı edildi. Kuşak programı yayınlayan kanalların üst düzey yöneticileriyle İstanbul ve Ankara'da gerçekleştirdiğimiz toplantılardan olumlu bir sonuç alamadık. Yeni yayın dönemi başladı ve artık son aşamaya geçiyoruz. Eleştirilerimize rağmen bu programlarla ilgili sert ilke kararları belirledik. Yakında bunları Üst Kurul'a sunarak uygulamaya alacağız. Amacına hizmet etmeyen, kalitesiz gündüz kuşağı yayınları için son önlemimizi alarak kararlı adımlar atacağız</em>" ifadelerini kullandı.</span></p><h3><span style="font-size:18px">Narin cinayetini hakkında da konuştu</span></h3><p><span style="font-size:18px"><strong>Narin Güran cinayetine de değinen Şahin</strong>, "<em>Narin kızımızın vahşice katledilmesi karşısında medyamız bizi hayal kırıklığına uğrattı. Ne mahkemenin getirdiği yayın yasağına uyuldu ne de soruşturmanın gizliliği ilkesine riayet edildi. Minik bir kız çocuğunun cinayetinden reyting çıkarmaya çalışan medya beni derinden üzüyor. Radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyen ve denetleyen otoritenin başı olarak bu durumdan son derece rahatsızım</em>" dedi.</span></p><h3><span style="font-size:18px">Sorumlu yayıncılık çağrısı</span></h3><p><span style="font-size:18px">Sorumlu yayıncılık vurgusu yapan Şahin, Narin cinayetinde&nbsp;<strong>habercilerin hiçbir kuralı dikkate</strong>&nbsp;almadığını öne sürdü. "<em>Olayın kendisi zaten bir facia,</em>" diyen Şahin, çocukların ekran başında olduğu saatlerde cinayetlerin gösterilmemesi gerektiğini belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca, söz konusu aile üzerinden genel olarak aile ve akrabalık ilişkilerinin zedelendiğini, bu durumun izleyicide travma yarattığını ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak:&nbsp;https://anlatilaninotesi.com.tr/20240922/rtukten-gunduz-kusagi-programlari-hakkinda-aciklama-kantarin-topuzu-iyice-kacti-ikazlarimiz-goz-1088300955.html</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Sayıştay raporunda ortaya çıktı: Spor tesisinde ‘düğün' ve 'eğlence’]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/sayistay-raporunda-ortaya-cikti-spor-tesisinde-dugun-ve-eglence-22032a6118617-9b49-4111-9887-92901f0a5a572024-09-24T11:45:00+03:00HABER MERKEZİ Sayıştay raporunda ortaya çıktı: Spor tesisinde ‘düğün' ve 'eğlence’

Sayıştay raporunda ortaya çıktı: Spor tesisinde ‘düğün' ve 'eğlence’

EKONOMİ

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın raporunda bakanlığa bağlı il müdürlüklerinin mülkiyetinde bulunan ve başka kişilere kiralama gibi yollarla tahsis edilen taşınmazların yönetmelik, protokol ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak kullanıldığı kaydedildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Örneğin; raporda bakanlığın&nbsp;Kadıköy’deki bir taşınmazını kiraya verdiği ve kiralanan yerde alkollü içki bulundurulamayacağını sözleşmeyle taahüt ettiği belirtildi. Fakat söz konusu yerin alkollü restoran olarak kullanıldığı aktarıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir başka örnekte ise&nbsp;bakanlığın Sarıyer’de bulunan 73 at kapasiteli ahır ve sosyal tesis binasının sportif amaçlı kullanılması için verildiği, ancak burada “belli zamanlarda parti, gece eğlencesi, düğün ve benzeri müzikli organizasyonların yapıldığı”&nbsp;kaydedildi.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: cumhuriyet</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Rusya'nın Ukrayna savaşında kayıpları 70 bini aştı, ilk sırada gönüllüler var]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/rusyanin-ukrayna-savasinda-kayiplari-70-bini-asti-ilk-sirada-gonulluler-var-22031d863931a-a38c-49c4-a2fc-4f804b2cbc742024-09-21T20:15:00+03:00HABER MERKEZİ Rusya'nın Ukrayna savaşında kayıpları 70 bini aştı, ilk sırada gönüllüler var

Rusya'nın Ukrayna savaşında kayıpları 70 bini aştı, ilk sırada gönüllüler var

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Ukrayna'da öldürülenlerin isimleri, ölüm ilanları ve cenazelerinden fotoğraflar her gün Rusya'da basında ve sosyal ağlarda yayımlanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC Rusça servisi ve bağımsız web sitesi Mediazona, bu isimleri resmi raporlar da dahil olmak üzere diğer açık kaynaklardan gelen isimlerle bir araya getirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bilgilerin yetkililer veya ölenlerin yakınları tarafından paylaşılıp paylaşılmadığını ve savaşta öldüklerinin tespit edilip edilmediğini kontrol ettik.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mezarlıklardaki yeni mezarlar da Ukrayna'da öldürülen askerlerin isimlerinin sağlanmasına yardımcı oldu. Bunlar genellikle Rusya Savunma Bakanlığı tarafından gönderilmiş bayraklar ve çelenklerle ayırt edilebiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ukrayna'da öldürülen 70 bin 112 Rus askerinin adını tespit ettik, ancak gerçek sayının çok daha yüksek olduğuna inanılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bazı aileler yakınlarının ölümlerinin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaşmıyor. Analizimiz kontrol edemediğimiz isimleri veya Ukrayna'nın doğusunda Rus işgali altındaki Donetsk ve Luhansk'taki milislerin kayıplarını kapsamıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunların 13 bin 781'i gönüllüydü. Bu, tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 20'sine denk geliyor ve diğer tüm kategorilerden fazla. Suçları için af karşılığında savaşa giden eski mahkumlar daha önce en yüksek orana sahipti ancak artık doğrulanmış tüm ölümlerin yüzde 19'unu oluşturuyorlar. Seferber edilenlerse kayıpların yüzde 13'ünü oluşturuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçen yılın Ekim ayından bu yana, her hafta ölen gönüllü sayısı 100'ün altına inmezken bazı haftalarda 310'dan fazla gönüllü hayatını kaybetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ukrayna da savaştaki kayıplarının büyüklüğü hakkında nadiren yorum yapıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Şubat ayında 31 bin Ukraynalı askerin öldürüldüğünü söyledi, ancak ABD istihbaratına dayanan tahminler daha fazla kayıp verildiğini gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rinat Hüsniyarov'un hikayesi, ölen gönüllü askerlerin çoğunun tipik bir örneği. Başkurdistan'ın Ufa kentindendi ve geçimini sağlamak için bir tramvay deposunda ve bir kontrplak fabrikasında olmak üzere iki işte çalışıyordu. Geçen yılın Kasım ayında Rus ordusuyla sözleşme imzaladığında 62 yaşındaydı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Üç aydan kısa süren çatışmaların ardından 27 Şubat'ta öldürüldü. Savaşta ölenlerin anısına hazırlanmış yerel bir çevrimiçi web sitesinde yer alan ilanında, kendisinden sadece "çalışkan, dürüst bir adam" diye bahsediliyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Rusya'nın kıyma makinesi stratejisi hız kesmeden devam ediyor'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Analiz ettiğimiz verilere göre, orduya kaydolan erkeklerin çoğu Rusya'nın güvenli ve iyi ücretli iş bulmanın zor olduğu bölgelerindeki küçük kasabalardan geliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çoğu gönüllü olarak katılmış gibi görünüyor, ancak Çeçenistan'da insan hakları aktivistlerine ve avukatlara zorlama ve tehditlerden bahsedenler de var.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gönüllülerin bazıları imzaladıkları sözleşmelerin bir tarih sınırı olup olmadığını anlamadıklarını söyledi. Yardım için Kremlin yanlısı gazetecilere ulaşıp sözleşmelerini sonlandırmak istediklerini söylediler ancak başarısız oldular.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ordudaki maaşların ülkenin daha düşük gelirli bölgelerindeki ortalama ücretlerden beş ila yedi kat daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca askerler ücretsiz çocuk bakımı ve vergi indirimleri gibi sosyal yardımlar alıyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cephede ölen gönüllülerin çoğu 42 ila 50 yaşları arasındaydı. 13 binden fazla gönüllüden oluşan listemizde 4 bin 100 erkek var. Ölen en yaşlı gönüllü 71 yaşındaydı, savaşta 60 yaş üstü toplam 250 gönüllü öldü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Askerler BBC'ye, gönüllüler arasındaki artan kayıpların bir kısmının, özellikle doğudaki Donetsk gibi cephe hattındaki operasyonel olarak en zorlu bölgelere konuşlandırılmalarından kaynaklandığını söyledi. Burada, sayıları azalan birlikler için takviyelerin omurgasını oluşturuyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konuştuğumuz Rus askerlerine göre, Rusya'nın "kıyma makinesi" stratejisi hız kesmeden devam ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu terim, Moskova'nın Ukrayna güçlerini yıpratmak ve konumlarını Rus topçularına ifşa etmek için amansızca asker dalgaları göndermesini tanımlamak için kullanılıyor. Çevrimiçi olarak paylaşılan drone görüntüleri, Rus güçlerinin Ukrayna mevzilerine neredeyse hiç ekipman ya da topçu veya askeri araç desteği olmadan saldırdığını gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rusya Savunma Bakanlığının resmi bir çalışması, askerlerin ölümlerinin yüzde 39'unun uzuv yaralanmalarından kaynaklandığını söylüyor. Buna göre ilk yardım ve ardından gelen tıbbi bakım daha iyi olsaydı ölüm oranları önemli ölçüde azalabilirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rus hükümetinin eylemleri, insanları yeni bir seferberlik dalgasıyla savaşmaya zorlamaktan kaçınmaya istekli olduğunu gösteriyor. Bunun yerine teşviklerle gönüllüler için çağrıları artırıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yerel parlamentolardaki bölge yetkilileri ilan sitelerinde ilan veriyorlar, borç ve haciz sorunları olan erkeklerle iletişime geçiyorlar ve yüksek öğrenim kurumlarında işe alım kampanyaları yürütüyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">2022'den beri, hüküm giymiş mahkumlar da serbest bırakılmaları karşılığında orduya katılmaya teşvik ediliyor. Ancak yeni bir politika, cezai kovuşturmayla karşı karşıya kalan kişilerin mahkemede yargılanmak yerine savaşa gitme anlaşmasını kabul etmesinin önünü açıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Karşılığında, davaları donduruluyor ve potansiyel olarak tamamen düşürülüyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Bazı insanlar sadece bir hafta içinde asker alma ofisinden cepheye gitti'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Öldürülen gönüllülerin küçük bir kısmı başka ülkelerdendi. Birçoğu Orta Asya'dan olmak üzere 272 kişinin ismini tespit ettik: 47'si Özbekistan'dan, 51'i Tacikistan'dan ve 26'sı Kırgızistan'dandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçtiğimiz yıl Rusya'nın Küba, Irak, Yemen ve Sırbistan'da asker alımı yaptığına dair haberler basında yer almıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rusya'da geçerli çalışma izinleri veya vizeleri olmadan yaşayan ve "devlet için çalışmayı" kabul eden yabancılara sınır dışı edilmeyecekleri ve savaştan sağ çıkmaları halinde kolaylaştırılmış vatandaşlık vadedildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Birçoğu daha sonra evrak işlerini anlamadıklarından şikayet etti, Rus vatandaşları gibi, yardım için medyaya yöneldiler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hindistan ve Nepal hükümetleri Moskova'ya vatandaşlarını Ukrayna'ya göndermeyi bırakması ve ölenlerin cenazelerini geri göndermesi çağrısında bulundu. Şimdiye kadar bu çağrılar dikkate alınmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Orduya katılan birçok yeni asker aldıkları eğitimi eleştirdi. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Rus ordusuyla sözleşme imzalayan bir adam BBC'ye, cepheye gönderilmeden önce kendisine iki haftalık bir atış poligonunda eğitim sözü verildiğini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Gerçekte, insanlar sadece geçit töreni alanına alındırlar ve biraz teçhizat dağıtıldı," dedi ve ekipmanın kalitesiz olduğunu ekledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Trenlere, sonra kamyonlara bindirildik ve cepheye gönderildik. Yaklaşık yarımız yoldan doğrudan savaşa atıldık. Sonuç olarak, bazı insanlar sadece bir hafta içinde askeralma ofisinden cepheye gitti," dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İngiltere'deki Royal United Services Institute'ta Analist Samuel Cranny-Evans, "Kamuflaj, gizlenme veya geceleri sessizce nasıl hareket edileceği, gündüzleri tanınmadan nasıl hareket edileceği gibi temel bilgilerin," temel piyade becerileri olarak öğretilmesi gerektiğini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başka bir asker de BBC'ye ekipmanın bir sorun olduğunu, "değişkenlik gösterdiğini, ancak çoğunlukla rastgele bir üniforma seti, bir gün içinde yıpranan standart botlar ve 20. yüzyılın ortalarında üretildiğine dair bir etiketi olan bir çanta" verildiğini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Rastgele bir kurşun geçirmez yelek ve ucuz bir miğfer. Savaşmak imkansız. Hayatta kalmak istiyorsanız, kendi ekipmanınızı satın almalısınız” diye ekledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">haber kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cpqz9x1j1xvo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Fransız kazı ekibi, bir arkeoloğun 200 yıl önce bıraktığı mesajı buldu]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/fransiz-kazi-ekibi-bir-arkeologun-200-yil-once-biraktigi-mesaji-buldu-22030eee805c7-559f-47cb-9755-b221ab7d3ae12024-09-21T20:12:00+03:00HABER MERKEZİ Fransız kazı ekibi, bir arkeoloğun 200 yıl önce bıraktığı mesajı buldu

Fransız kazı ekibi, bir arkeoloğun 200 yıl önce bıraktığı mesajı buldu

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Dieppe yakınlarındaki falezlerin üzerinde yer alan bir Galya köyünün kalıntıları üzerinde çalışan öğrenciler, toprak bir kabın içinde, küçük bir cam şişe buldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kazı ekibinin lideri Guillaume Blondel, "Kadınların boyunlarına asıp nişadır taşıdıkları küçük cam şişeler gibiydi" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Şişenin içinde de dürülmüş ve bir iple bağlanmış kağıt vardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Blondel kağıdı açtığında şu mesajla karşılaştı;</span></p><p><span style="font-size:18px">“Dieppe'in yerlilerinden çeşitli entellektüel toplulukların üyesi P.J Féret, Ocak 1825'te burada kazılar yaptı. Cité de Limes veya Sezar'ın Kampı diye bilinen bu geniş bölgede araştırmalarına devam ediyor."</span></p><p><span style="font-size:18px">Féret bölgenin önde gelenlerinden biriydi ve belediye kayıtları, bu alandaki ilk kazıyı 200 yıl önce yaptığını teyit ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Blondel "Tamamiyle büyülü bir andı. Burada geçmişte kazılar yapıldığını biliyorduk ama 200 yıl öncesinden bu mesajla karşılaşmak tam bir sürprizdi" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bazen ev yaptıklarında marangozların koyduğu bu zaman kapsüllerini bulabiliyorsunuz ama arkeolojide bu çok nadir. Çoğu arkeolog tüm işi yaptıkları için peşlerinden kimsenin gelmeyeceğini düşünmek ister."</span></p><p><span style="font-size:18px">Acil kazı, Dieppe'in hemen kuzeyindeki kazı yerinde falezlerde görülen erozyon nedeniyle başlatıldı. Şimdiye dek müstahkem Galyalı köyünün önemli bir kısmı yok oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Blondel "Bir Galyalı göyü olduğunu biliyorduk. Bilmediğimiz ise köyün içinde neler olduğuydu. Önemli bir yer miydi?" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kazının başladığı ilk haftada, 2 bin yıl önceki Galya dönemine ait çömlek parçaları bulundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">haber kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cvgd74x732mo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Araştırma: İngiltere'de kanser tedavisine 62 gün içinde başlama hedefi tutturulamıyor]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/arastirma-ingilterede-kanser-tedavisine-62-gun-icinde-baslama-hedefi-tutturulamiyor-2202914381f3e-42dc-4748-a046-4490c5c3ed822024-09-21T20:08:00+03:00HABER MERKEZİ Araştırma: İngiltere'de kanser tedavisine 62 gün içinde başlama hedefi tutturulamıyor

Araştırma: İngiltere'de kanser tedavisine 62 gün içinde başlama hedefi tutturulamıyor

SAĞLIK

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Baş, boyun ve mesaneyi etkileyen kanser hastaları en uzun tedavi bekleme süreleriyle karşı karşıya.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu hastaların yalnızca yarısından biraz fazlası hedef süre olan 62 gün içinde tedaviye başlayabildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kan, kemik iliği ve deri kanseri hastaları ise büyük olasılıkla tedavilerine zamanında başlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kanser Araştırma Vakfı, bu farklılıkların yaşamları riske attığı uyarısında bulunurken, ameliyattaki her dört haftalık gecikmenin birçok kanser türünde ölüm riskini % 6 ila 8 arttırdığını gösteren araştırmaya dikkat çekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Leicestershire bölgesinden 64 yaşındaki Jayne Gray 2021’de, mesane kanserinin böbrek yetmezliğine yol açması nedeniyle ölmüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kanser geçmişi olmasına kaşın, Jayne aile doktorunun acil sevk etmesinden sonra tedavi için 74 gün bekledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kanser Araştırma Vakfı, ürolojik kanser türlerinden biri olan mesane kanseri hastalarının en uzun bekleme sürelerinden biriyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Jayne’in 38 yaşındaki kızı Amy “Tedavisinin başlamasını beklemek işkence gibiydi. Ona öncelik verilmeliydi. Daima, daha çabuk tedaviye başlasaydı farklı olur muydu diye şüphe içine olacağız” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kanser Araştırma Vakfı, tedavi bekleme süresindeki farklılıkların çeşitli nedenlerden kaynaklandığını söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu nedenler arasında bazı kanser türlerinde özel uzman olan personelin azlığı ve bazılarının teşhisinin daha karmaşık olması da gösteriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca bazı kanser türlerinde diğerlerine kıyasla uzman kliniklere daha fazla sayıda hastanın sevk edildiği belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ünlü gazeteci Dame Deborah James’in ölümünden sonra oluşan farkındalıkla birlikte mesane kanseri sevklerinin sayısında artış oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kanser Araştırma Vakfı’ndan Naser Turabi, bu kadar uzun bekleme sürelerinin kabul edilemez olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Turabi “Kanser hastaları, hastalıklarının türüne bakılmaksızın zamanında tedavi görmeliler” dedi ve şöyle devam etti;</span></p><p><span style="font-size:18px">“Yeni hükümetin işleri düzeltmek ve bu parlamentonun görev süresi içinde kanser tedavisi bekleme sürelerinde hedefleri tutturmak için büyük bir fırsatı var. Ancak hızlı çözümler yok ve uzun vadeli planlama ile reform hayati önemde.</span></p><p><span style="font-size:18px">“NHS’e (Ulusal Sağlı Hizmeti) ek personel ve teşhis ekipmanı sağlayacak 10 yıllık bir plan bekleme listelerini kısaltacak ve yaşamları kurtaracak”</span></p><p><span style="font-size:18px">Kanser hastalarının tedavilerine 62 gün içinde başlanması hedefi İngiltere’de 2015, İskoçya’da 2012, Galler’de 2010, Kuzey İrlanda’da ise 2009’dan beri tutturulamıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Vakfın modellemesine göre durum değişmezse gelecek beş yılda 300 binden fazla hastanın tedavi süresi hedefi tutturulamayacak. Vakıf aynı dönemde sevklerde de % 20’nin üzerinde artış olacağını tahmin ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçen hafta, hükümetin NHS cerrahı ve Lordlar Kamarası’nın bağımsız üyesi Lord Darzi’nin NHS’in performansıyla ilgili olarak hükümet için hazırladığı raporda ağır eleştiriler dile getirilmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kurumun varlığının “kritik durumda” olduğunun vurgulandığı raporun ardından Başbakan Keir Starmer, reform yapılmadan önce NHS’e ek fon ayrılmayacağını söylemiş ve 10 yıllık bir plan hazırlamayı vaat etmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cj04rl4qgy5o</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[İspanyol bir çocuğun kendini bulma hikayesi]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/ispanyol-bir-cocugun-kendini-bulma-hikayesi-22028c0ca5724-a389-41cc-b89b-977047f9f74c2024-09-21T20:03:00+03:00HABER MERKEZİ İspanyol bir çocuğun kendini bulma hikayesi

İspanyol bir çocuğun kendini bulma hikayesi

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Osel Hita Torres, Tibet'in ruhani lideri Dalai Lama ile tanıştırılıp, Tibetli bir Budist rahibin reankarnasyonu olduğu ilan edildiğinde, henüz yeni yürümeye başlamış bir bebekti.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Osel 1985'te, İspanyol hippi bir çiftin çocuğu olarak dünyaya geldi.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Tibetli karizmatik Budist rahip Lama Yeshe ile İbiza'da tanıştıktan sonra Budist olan çift, Lama Yeshe'yi guruları (öğretici, pir) olarak kabul etti.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Lama Yeshe diğer rahiplerden farklıydı. Geleneksel olmayan ve eğlenceli tarzıyla, 1970'lerde Budizmi Batı dünyasında yayan ilk insanlardan biriydi.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Osel, o doğmadan bir yıl önce hayatını kaybeden Lama Yeshe ile hiç tanışamadı. Ama Yeshe, Osel'in yaşamını benzerine az rastlanır bir şekilde değiştirdi.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Tibet Budizminde, büyük ustaların, dünyada Budizmi yayma görevlerine devam edebilmek için, nerede ve kimin vücudunda reenkarne olabileceklerini (spiritüel inanışlara göre ruhun yeniden bedenlenmesi) seçebildiklerine inanılır.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Lama Yeshe'nin ölümünden sonra, baş müridi Lama Zopa, ustasının bir Batılı olarak yeniden Dünya'ya gelmekte olduğuna dair rüyalar görmeye başladı. Ve İspanya'da, 18 aylık olmasına rağmen alışılmadık şekilde sakin ve dingin olan Osel'i tanıdığında, ustasını yeniden bulduğuna inandı.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Bu kendi ağzından, Osel'in hikayesi...</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">1970'lerde Lama Yeshe ve baş müridi Lama Zopa İbiza'ya gitmiş ve ebeveynlerim de onlarla orada tanışmıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ziyaretleri sırasında anne ve babam Lama Yeshe'den çok etkilenerek, İspanya'nın güneyine taşınma ve buradaki Alpujarra Dağları'nda bir "inziva merkezi" açmaya karar vemişler. Daha sonra Tibet'in ruhani lideri Dalai Lama'yı da buraya davet etmişler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Dalai Lama geldiğinde, Tibet'e benzettiği bu bölgeden çok etkilenmiş ve buraya Tibetçe'de "temiz ışığın yeri" anlamına gelen O Sel Ling adını vermiş.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ben de adımı buradan alıyorum. Bu ziyaretten birkaç yıl sonra dünyaya geldim ve ailem bana Osel adını verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ailemin "usta" olarak gördüğü Lama Yeshe ise ben doğmadan 11 ay önce ölmüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ben doğduğumda müritleri hali hazırda Lama Yeshe'nin reenkarne olduğu kişiyi arıyordu ve baş müridi Lama Zopa beni henüz 14 aylıkken gördüğünde, o kişi olabileceğimi düşünmüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Birkaç ay sonra, sınava tabii tutulmak üzere Hindistan'a götürülmüşüm.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yaptıkları ana testlerden biri; önüme çan, zil, tesbih gibi eşyalar koyup bunların içinden Lama Yeshe'ye ait olanları seçmemi istemeleriydi. Her seferinde, o nesneleri ilk görüşüm olmasına rağmen, doğru olanları seçtim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca daha önce görmediğim insanları ve yerleri de hatırlıyor ve tanıyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sonunda beni Dalai Lama'yla tanıştırdılar ve o benim Lama Yeshe'nin reenkarnasyonu olduğumu resmi olarak onayladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu ilan edildiğinde düzenlenen törene binlerce kişi katıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Henüz sadece iki yaşındaydım. Bir tahta oturup yüzlerce rahip ve müridi kutsamak zorunda kaldım.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sonra üç yıl süren bir tura çıkarıldım. Lama Yeshe'nin dünyanın dört bir yerinde kurduğu Budist Dharma merkezlerini ziyaret ettim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Altı yaşıma bastığımda Hindistan'ın güneyinde Karnataka'daki Sera Jey manastırına götürüldüm ve orada Lama Yeshe gibi bir rahip olmak üzere eğitime başladım.</span></p><p><span style="font-size:18px">Tüm bu süreçte ailemden uzaktaydım. Bana rahipler bakıyordu ama bu insanlar hep değişiyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ebeveynlerimi çok az gördüğüm için onlarla çok güçlü bir duygusal bağım olmadığını hissediyordum.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Büyüyen isyan</span></h2><p><span style="font-size:18px">Büyürken maruz kaldığım baskı katlanılamaz boyuttaydı. Buna bir çocuk olarak çok zor dayanıyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bazen diğer çocuklarla oyun oynamama izin veriliyordu ama Lama Yeshe'nin reenkarnasyonu olduğum için bana farklı davranıyorlardı. Diğer çocukların bana dokunmasını ya da bana, beni etkileyebilecekleri kadar yakınlaşmalarını istemiyorlardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Müzik, oyunlar ve televizyon konusunda da aynı baskılar geçerliydi. Tüm bunlar "dikkat dağıtıcı" kabul ediliyordu. Manastırdaki yaşam sadece eğitim ve meditasyondan ibaretti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Manastıra gelip beni görmek isteyen çok fazla kişi oluyordu. Her gün yaklaşık 40 dakikamı bu ziyaretlere ayırıyordum. Bunlar o zamanlar dış dünyayla olan tek bağımdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ziyaretçilerim bazen bana gizlice, manastırda yasak olan eşyalar getirirlerdi - Batı müziği kasetleri ve CD'leri gibi şeyler...</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunlar arasında Tracy Chapman kasedi, Linkin Park, Limp Bizkit CD'leri ve ünlü İspanyol grup Estopa'nın plağı da vardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunları odamda ya da banyoda gizlice kulaklıkla - ki kulaklık da yasaklı eşyalar arasındaydı - dinlerdim. Bunları saklamak zorundaydım çünkü bulurlarsa elimden alırlardı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu müzikleri anlamam biraz zaman aldı. Linkin Park'ı ilk dinlediğimde "Bu müzik değil, sadece gürültü" diye düşünmüştüm.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ama yavaş yavaş şarkılardaki sözlere yakın hissetmeye başladım. Örneğin şarkılardaki "anlaşılmama" hissiyle özdeşlik kurabiliyordum. Ben de anlaşılmak, sadece olduğum kişi olarak sevilmek, tanınmak istiyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ama manastırdakilerin benim gerçekte kim olduğumu bilmek istemediklerini hissediyordum. Ailem de dahil herkes benden bana biçilen rolü oynamamı istiyordu.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Özgürlüğün tadı</span></h2><p><span style="font-size:18px">Büyüdükçe isyankârlaştım ve manastıra daha da fazla kaçak eşya sokmaya başladım. 16 yaşıma geldiğimde iki bilgisayarım, bir boks torbam ve gitarım vardı. Bunlar bana dışarıdaki hayatın bir parçası olduğum hissini veriyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir başkasının reenkarne hali olduğuna inanılan çok yakın bir arkadaşım vardı ve bu kaçak eşyaları onunla paylaşıyordum. Onda da Britney Spears'ın bir konserinden bir video vardı ve oradaki dansları taklit ediyorduk. Dans etmeye dair bu videodan başka bir referansımız yoktu, o yüzden bu videoyu bulduğumuzda çıldıracak gibi olduk. Videoyu bana bir haftalığına ödünç verdi ve sonra kendi aramızda bir dans yarışması yaptık. Çok komikti ve çok eğlenmiştik.</span></p><p><span style="font-size:18px">O yaşlarda Batılı eğitim almam gerektiğine ikna olmuştum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Manastırdakilere "Ben bir Batılı olarak doğdum ve bunun bir nedeni olmalı. Sanıyorum ki Lama Yeshe Batılılarla daha derin bir düzlemde bağ kurmak, Batı psikolojisi ve yaşam tarzını anlamak istiyordu" dedim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Onları iki aylığına İspanya'ya gidip burada bir lisedeki normal çocuklarla eğitim görmem ve ailemle kalmam için ikna ettim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Oraya gittiğimde adımı, kimsenin kimliğimi öğrenmemesi için, Nicolas olarak değiştirdim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yaşadığım kültür şoku çok büyüktü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Okulda beni şoke eden ilk şey, çocukların büyüklere karşı saygısızlıklarıydı. Tibet kültüründe aileler ve öğretmenler kutsaldır. Ailemiz bize hayat verir, öğretmenlerse bilgelik. Hatta üzerinde öğrenebileceğimiz herhangi bir şey yazılı bir kağıt bile kutsaldır.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sosyal olarak da çok büyük bir değişimdi. Okuldaki ilk üç haftamda her gün zorbalığa maruz kaldım. Ama umursamadım. Aslında mutluydum çünkü diğer çocukları güldürdüğümü düşünüyordum. Zorbalığın ne olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Sadece insanlarla ilişkide olduğumdan ötürü mutluydum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zamanla diğer çocuklar beni sevmeye başladılar çünkü rol yapmadığımı, samimi olduğumu anladılar. Çok saf, çok zararsızdım.</span></p><p><span style="font-size:18px">O iki ayda birçok şeyi ilk kez denedim.</span></p><p><span style="font-size:18px">İlk keşiflerimden biri motosikletlerdi. Benim için bu tam bir özgürlüktü. Adada istediğim her yere, kendi başıma gidebiliyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir kızı da ilk kez o zaman öptüm, muhteşemdi. Arkadaşımdı ve onu öptüğümde cennetteymişim gibi hissettim. İki hafta boyunca mutluluktan uçtum.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Dönüm noktası</span></h2><p><span style="font-size:18px">İspanya'da ailemle geçirdiğim o süre bana manastır eğitiminin beni ne kadar narsisist ve kendi odaklı birine dönüştürdüğünü görme fırsatı verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kardeşlerim benimle vakit geçirmek istemiyordu. Birbirlerine çok bağlılardı ama ben bundan bir pay alamıyordum. Bu beni derinden etkiledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gerçek kendimi bulmam ve diğer insanlarla ilişki kurabilmeyi öğrenmem gerekiyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İbiza'dan geri döndüğümde, manastırda sonsuza kadar kalmayacağıma çoktan karar vermiştim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kendi kendime "18 yaşıma girdiğimde kimse beni durduramaz. O zaman özgür olacağım" dedim.</span></p><p><span style="font-size:18px">18. yaş günüm için yeniden İspanya'ya gitme izni istedim ve kabul ettiler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ve 18 yaşıma girdiğimde artık yasal olarak reşittim. Onlara geri dönmeyeceğimi söyledim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çok hayal kırıklığına uğradılar. Sonraki bir yıl, geri dönmem için baskı yapan birçok mektup aldım.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu başa çıkılması zor bir duyguydu çünkü insanların mutlu olmasını istiyordum. Ama tüm bu süreçte fark ettiğim şeylerden biri de diğer insanların mutluluğunun sorumluluğunun bende olmadığıydı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu yüzden kendime şöyle dedim: hayat benim hayatım, kendi hayatımı yaşamalıyım ve bu benim hakkım.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Radikal değişim</span></h2><p><span style="font-size:18px">Manastırı tamamen terk etmek çok büyük bir şoktu. Gerçek hayata dair hiçbir şey bilmiyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Daha önce hiç çıplak bir kadın görmemiştim. Bu yüzden İbiza'daki ilk günlerimden birinde annem beni nüdist plajına (çıplaklar plajı) götürmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Beni yarım saatliğine plaja bıraktı. Tam olarak şoktaydım, ne yapacağımı bilmiyordum. Soyunamazdım, çıplaklığa dair çok dar görüşlü olan bir kültürden geliyordum. Nereye bakacağımı bilemiyordum, bu yüzden hep yere baktım. Çok rahatsız olmuştum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sonra annem o akşam beni bir gece kulübüne götürdü. Giriş ücretimi ödedi ve içeriye kendi başıma girmeme izin verdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çok gürültülüydü ve o kadar kalabalıktı ki hareket edemiyordum. 2003 yılıydı ve insanlar içeride sigara içiyordu. Nefes alamadım.</span></p><p><span style="font-size:18px">Havalı görünmek için alkol aldım, bir yudum içtim ve neredeyse ölüyordum. Kabus gibiydi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sonunda eve geri döndüğümde anneme beni bir daha nüdist plaja ya da bir kulübe götürmemesini söyledim.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ama yavaş yavaş oradaki yaşam tarzına adapte olmaya başladım. Bir süre sonra partilere daha çok gitmeye başladım, parti organizatörleriyle tanıştım ve İbiza'da kendi trans (müzik) partilerimi düzenlemeye başladım. Biraz yaramaz, "haylaz" bir çocuk olmuştum.</span></p><p><span style="font-size:18px">O dönemde Budist toplulukla hâlâ iletişimdeydim ama kendi yolumu bulmak için çok da yakın olmak istemiyordum. Kendi karakterimi bulmalıydım, kim olduğumu bilmiyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sonrasında, önce Kanada'da sonra da Madrid'de sinema okudum. Bundan sonraki 10 yıl birçok macera yaşadım. Seyahat ettim, birçok insanla tanıştım, çılgınca şeyler yaptım. Hatta bir süre sokaklarda bile yaşadım.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çok şanslıydım çünkü insanlar bana hep çok kibar davrandı. Ama yine de kendimi çok tehlikeli durumlara soktuğum da oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Aşık oldum ve 32 yaşımda baba oldum. Baba olmayı çok sevdim. Şahsen baba olarak oğluma farklı bir şeyler, benim sahip olduklarımdan daha iyisini sunabilmek, onunla sağlıklı bir ilişkimin olması çok önemli.</span></p><p><span style="font-size:18px">Şanslıyım ki oğlum çok mutlu ve uyumlu bir çocuk.</span></p><p><span style="font-size:18px">Uzun yıllar boyunca Lama Yeshe'nin reenkarnasyonu olduğuma inanmadım. Kitaplarını okumaktan ya da öğretilerini izlemekten kaçındım çünkü gerçek kişiliğimi bulmak istiyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ama sonunda onun otobiyografisini alıp derinlemesine incelediğimde şok oldum çünkü kendimi onunla özdeşleştirebileceğim çok şey buldum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Şüpheyle geçen uzun yıllar sonunda, bugün ikimizin arasında kesintisiz zihinsel bir akış olduğunu görüyorum.</span></p><p><span style="font-size:18px">Şimdi kendi kendimi eğitmeye devam ediyorum. Dünyanın dört bir yanındaki Dharma merkezlerine konuşmalar veriyorum, inzivalar düzenliyorum. Ama bu kez bunu kendim olarak yapıyorum, artık kim olduğumu biliyorum.</span></p><p><span style="font-size:18px"><em>Bu makale BBC Dünya Servisi radyosunun Outlook programından yazıya dökülmüştür. Programı BBC Sounds uygulaması üzerinden dinleyebilirsiniz.</em></span></p><p><span style="font-size:18px"><em>haber kaynak: bbc.türkçe</em></span></p><p><em>https://www.bbc.com/turkce/articles/c361e411lw2o</em></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Mohamed Al Fayed'i tecavüzle suçlayan eski çalışanların sayısı artıyor: 'Artık korkmuyorum']]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mohamed-al-fayedi-tecavuzle-suclayan-eski-calisanlarin-sayisi-artiyor-artik-korkmuyorum-2202743155b4d-a091-4378-b46c-5f37e772cf3d2024-09-21T19:57:00+03:00HABER MERKEZİ Mohamed Al Fayed'i tecavüzle suçlayan eski çalışanların sayısı artıyor: 'Artık korkmuyorum'

Mohamed Al Fayed'i tecavüzle suçlayan eski çalışanların sayısı artıyor: 'Artık korkmuyorum'

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<ul><li><strong><span style="font-size:18px">By Cassie Cornish-Trestrail, Keaton Stone, Erica Gornall &amp; Sarah Bell</span></strong></li><li><strong><span style="font-size:18px">Unvan,BBC News</span></strong></li></ul><p><span style="font-size:18px">Fayed'in cinsel saldırısına uğrayan bir kadın daha basın toplantısında kimliği açık şekilde yaşadıklarını anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Natacha ön adıyla konuşan kişi, "Sonunda konuşma özgürlüğüne sahibim" diyerek söze başladı ve "Artık korkmuyorum ve kızlarım, yeğenlerim adına konuşuyorum" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC’nin hazırladığı belgeselde bir dönem Harrods'da çalışmış 20'den fazla kadın, geçen yıl 94 yaşında ölen milyarder iş adamını tecavüz de dahil cinsel saldırıyla suçlamıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">“El Fayed: Harrods’taki Canavar” isimli belgeselde sunulan kanıtlara göre, Fayed’in sahibi olduğu dönemde, mağaza yönetimi olaylara engel olmak bir yana, tecavüz ve istismar iddialarının üzerini kapatmaya çalıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC'ye konuşan bir kadın da bir iş toplantısı için Londra'daki lüks dairesine davet edilmesinden sonra Mohamed El Fayed tarafından "mide bulandırıcı" bir cinsel saldırıya uğradığını anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC'nin "Melanie" adını verdiği kadın, belgeselin yayımlanmasının ardından BBC'ye Fayed'in cinsel saldırısına uğradığını ifşa eden artan sayıdaki kadınlardan biri.</span></p><p><span style="font-size:18px">Harrods'ın yanında, Fayed'in 1997 - 2013 arasında sahibi olduğu Fulham kulübü ve Paris'teki Ritz otelinde çalışan bazı kişiler de suçlamalar dile getirmeye başladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kurbanları temsil eden avukatlar, Fayed'in mirasçılarının da hukuki sürece dahil edilebileceğini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Harrods mağazasının şu andaki sahipleri ise cinsel saldırı iddialarından ve kurbanların hayal kırıklığına uğratılmasından “dehşete düştüklerini” ve kurum adına özür dilediklerini belirtti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mağaza yönetimi giderek yayılan taciz ve tecavüz iddiaları ile ilgili hızla anlaşma yoluna gitme niyetinde olduğunu gösteriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><em><strong>Uyarı: Bazı okuyucularımız yazıdaki detayları rahatsız edici bulabilir</strong></em></span></p><p><span style="font-size:18px">Tecavüz ve cinsel istismar olayları, Londra, Paris, St. Tropez ve Abu Dabi’de yaşandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Melanie'nin ifadesiyle birlikte, polisin ve savcıların Fayed hayattayken milyarder iş insanından başarısız olan hesap sorma girişimlerine dair yeni detaylar da ortaya çıktı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Melanie 2010'dan önce birkaç yıl Harrods'ta çalıştı. 21 yaşındayken girdiği pozisyonun "hayalindeki iş" olduğunu belirti.</span></p><p><span style="font-size:18px">O zamanlar 70'li yaşlarının sonunda olan Fayed ile iki iş toplantısında karşılaştı. Daha sonra 2007'de Fayed tarafından lüks dairesine davet edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Melanie, akşam yapılacak buluşmanın "kendisini şüphelendirmesine" karşın yine de daireye gittiğini, bir hizmetçi tarafından oturma odasına yönlendirildiğini anlattı ve şöyle devam etti;</span></p><p><span style="font-size:18px">"Yanıma oturdu, birkaç dakika benimle konuştu. Çok uzun değildi. Birkaç hafta sonra, Harrods indirimlerinin başlamasından önceki gece gelip, dairede kalmamı, onunla birlikte etkinliğe girip, indirimi başlatacak ünlü isimle tanışabileceğimi söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bunu yapmayı kabul edene dek oradan ayrılmama izin vermedi. Oradan ayrılabilmek için kabul ettim.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Gitmek için ayağa kalktığımda ellerini göğüslerime koydu ve çok iğrenç şeyler söyledi. Tam bir şok içindeydim. Arkamı dönüp, dışarı çıktım."</span></p><p><span style="font-size:18px">Melanie "mide bulandırıcı" deneyiminin ayrıntılarını sevdikleriyle paylaşmadığını ve yıllarca "daireye gidecek kadar saf olduğu için kendi hatası olduğunu düşündüğünü" belirtti. Ayrıca Fayed'i "ahlaksız ve yılışık" biri olarak tanımladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Melanie Ocak 2023'e polise gitmeye karar verdi. BBC, konunun Londra Polisi'nin ciddi suçları araştıran bölümüne sevk edildiğini gösteren e-postaları gördü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Melanie daha sonra polisin Fayed'i geçen yıl tutuklamayı planladığını ve iki kez de tutuklama girişiminde bulunduğunu söyledi. Ancak Fayed o günlerde sorgulanamayacak kadar hastaydı ve Ağustos 2023'te öldü.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Mağazadaki 'dönen dedikodular'</span></h2><p><span style="font-size:18px">BBC'nin konuştuğu diğer kadınlar gibi Melanie de Fayed hakkında "dedikodular döndüğünü" söyledi ve özel ofisini genç kadınlarla dolu bir "mankenlik ajansıydı" diye tanımladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Melanie ayrıca "Kesinlikle biliniyordu. Şirket içinde gizli bir bilgi gibiydi. Fayed'in ofisine güzel kızlar olmasını sevdiği" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed’in kendisine Londra’daki lüks dairesinde tecavüz ettiğini söyleyen bir başka kadın da “İstemediğimi açıkça belirttim. Rıza göstermedim. Sadece bitsin istedim” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir başka kadın da 18 yaşından küçükken Fayed’in kendisine tecavüz ettiğini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Adının açıklanmasını istemeyen kadın “Muhammed El Fayed bir canavardı. Hiçbir ahlaki pusulası olmayan bir saldırgandı” dedi ve Harrods’da o dönem çalışanların El Fayed’in “oyuncakları” olduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Hepimiz çok korkuyorduk. Fiilen içimize korku enjekte etti. ‘Zıpla’ dese, çalışanlar ‘Ne kadar yükseğe?’ diye sorarlardı.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed, hayattayken de cinsel saldırı iddialarına muhatap olmuştu. Ancak dile getirilen son iddialar daha önce benzeri olmayan bir ölçek ve nitelikte. Bu iddialarla birlikte BBC çok daha fazla kadının cinsel saldırıya uğramış olabileceğini değerlendiriyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Fayed rezil biriydi'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Fayed'in ticaret hayatı, Mısır'ın İskenderiye kentinde gazoz satarak başlamıştı. Ancak bir şirketler imparatorluğu kurmasını sağlayan, Suudi bir silah tüccarının kızkardeşiyle yaptığı evililikti.</span></p><p><span style="font-size:18px">1974'te İngiltere'ye taşındı ve 1985'te Harrods mağazasını satın aldığında tanınan bir isimdi. 1990'lı ve 2000'li yıllarda, sık sık televizyonlardaki tartışma ve eğlence programlarına konuk oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed'i yeni kuşaklara tanıtansa Netflix'in çektiği The Crown dizisi oldu. Dizinin 6. sezonunda oğlu Dodi ile Prenses Diana'nın birlikteliği ve 1997 yılında geçirdikleri kazadaki ölümleri de yer alıyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC'ye konuşan kadınlar, dizide sevimli ve cana yakın bir şekilde tanımlanan Fayed'in hiç de böyle olmadığını anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">1988-1991 yılları arasında kişisel asistanlığını yapan Sophia, Fayed için "Berbat bir insandı" dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed'in kendisine tecavüz etmeye çalıştığını söyeyen Sophia, "İnsanlar onu öyle hatırlamamalı. Hiç öyle biri değildi. Bu durum beni kızdırıyor" diye konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kadınlardan bazıları ya tamamen ya da kısmen kimliklerinin gizli kalması hakkından vazgeçti. BBC onların, soy isimlerini kullanmamayı kabul etti. Konuşan kadınlardan bazıları da tamamen kimliklerini gizlemeyi seçti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir araya getirildiğinde bu kadınların ifadeleri Fayed'in, cinsel saldırgan davranış kalıbını sergilediği görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir dönem Harrods'da çalışmış olan erkek ve kadınlar, Fayed'in mağazaları dolaştığını, çekici bulduğu genç kadın satış asistanlarını tespit ettiğini ve daha sonra bu kişilere terfi verilip, üst kattaki ofisinde çalıştırılmaya başlandığını anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cinsel saldırılar, Harrods'taki ofislerde, Fayed'in Londra'daki dairesinde ya da ülke dışına yapılan gezilerde, sıklıkla da yine sahibi olduğu Paris'teki Ritz Oteli'nde ya da yakınındaki Windsor Villası'nda gerçekleşti.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC'ye konuşan bazı eski Harrods çalışanları, o dönem yaşananların çok net olduğunu söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Alice, (gerçek adı değil) "Hepimiz o kapıdan geçenlere bakıp 'Zavallı kız, bugün sensin yani' der ama bu yaşananı durdurmak adına kendimizi çok güçsüz hissederdik" diye anlatıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Bana tecavüz etti'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Rachel, (gerçek adı değil) 1990'lı yıllarda Harrods'ta, Fayed'in kişisel asistanı olarak çalıştı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir gece işten sonra, Fayed'in Londra'nın merkezindeki Hyde Park'a bakan lüks dairesine çağrıldı. Bina güvenlik görevlilerince korunuyordu ve burada Harrods çalışanları için bir ofis de bulunuyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rachel, Fayed'in kendisiden yatağına oturmasını istediğini ve daha sonra ellerini bacaklarının arasına koyup, ne istediğini net bir şekilde belli etiğini anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Vücudumun üzerindeki ağırlığını hatırlıyorum. Çıkarttığı sesleri. Kafamın içinde başka bir yere gidiyordum.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bana tecavüz etti."</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC, bu dairede Fayed'in kendilerine cinsel saldırıda bulunduğunu söyleyen 13 kadınla konuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cinsel saldırıya uğradığını söyleyen Sophia, durumu kaçınılmaz bir kabus diye tanımladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Ayrılamadım. Yanına sığınacak bir ailem yoktu. Kiramı ödemek zorundaydım. Bunu yaşamak zorunda olduğumu biliyordum ve istemiyordum. Dehşet vericiydi ve kafam karmakarışıktı."</span></p><p><span style="font-size:18px">2007-2009 arasında Fayed'in kişisel asistanlarından biri olan Gemma, ülke dışına yapılan gezilerdeki davranışlarının daha korkutucu olduğunu anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gemma, Paris'teki Windsor Villası'nda tecavüze uğradığını dile getirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yatak odasındayken birden ürperip, uyandığını, Fayed'in üzerinde sadece ipek bornozuyla yanına uzandığını belirtti. Daha sonra da kendisiyle cinsel ilişkiye girmeye çalıştığını anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">O anı "Ona 'hayır' dedim, istemediğini söyledim" diye hatırlayan Gemma, Fayed'in yatağa girmeye çalışmaya devam ettiğini söyledi ve "Bir anda üzerime çıkmıştı. Hiçbir yere kaçamadım. Yüzüstü yatıyordum ve üzerime abandı" ifadelerini kulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Tecavüz sonrası ağladığını, Fayed’inse agresif bir şekilde ayağa kalkarak Dettol isimli bir hijyen ürünüyle temizlenmesini istediğini anlatıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">“Açık bir şekilde üzerimde herhangi bir izi kaldıysa bunu silmemi istiyordu” diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sekiz kadın daha BBC’ye, Paris’teki mülklerinde Fayed’in cinsel saldırısına uğradıklarını söyledi. Beş kadın bunları tecavüz girişimi olarak tanımladı.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Herkesin bildiği sır'</span></h2><p><span style="font-size:18px">1994'ten 2004'e kadar Harrods’ta departman müdürü olan çalışan Tony Leeming, “Mağaza katındayken kadınlara yönelik tacizlerin farkındaydım. Bunlar sır da değildi” dedi ancak saldırı veya tecavüz iddialarından haberdar olmadığını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Leeming, “Bence eğer ben biliyorsam, herkes de biliyordur. Bilmediğini söyleyen de yalan söylüyordur, üzgünüm” ifadelerini kullandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed'in güvenlik ekibinin eski üyeleri de Leeming'in tanıklığını desteklendi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Harrods’da 1989-95 yılları arasında güvenlik müdür yardımcısı olan Eamon Coyle, “Genç kızlara karşı çok güçlü bir ilgisi olduğunu biliyorduk” diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Soyadını kullanmamızı istemeyen Steve isimli bir kişi de, 1994-95 yılları arasında milyarder işadamı için çalıştı. Steve, güvenlik personelinin “Harrods ve Park Lane'de çalışan bazı kadınların bir şeyler yaşadığının farkında olduklarını” söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC’ye konuşan kadınların çoğu, direkt olarak Fayed için çalışmaya başlamaları sonrası, cinsel sağlık testleri de dahil olmak üzere tıbbi muayenelerden geçtiklerini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunun kendilerine ‘iş avantajı’ olarak sunulduğunu söyleyen kadınların çoğu test sonuçlarının kendilerine gönderilmediğini anlattı. Ancak bu sonuçlar Fayed’e gönderildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">2005 yılında Fayed’in yönetici asistanı olan Katherine, “Benim cinsel sağlığımın nasıl olduğu bilmek kime yarar ki, tabii eğer o kişi ile yatmayı planlamıyorsan. Bugün düşündükçe bunu çok ürkütücü buluyorum” diyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">'Korku kültürü'</span></h2><p><span style="font-size:18px">Konuştuğumuz tüm kadınlar iş yerinde bir korku ortamı hissettiklerini, bunun da konuşmalarını zorlaştırdığını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sarah (gerçek adı değil) bunu şöyle kelimelere döküyor: "Mağazanın her yerinde kesinlikle bir korku kültürü vardı - en alt kademeden en üst kademeye kadar."</span></p><p><span style="font-size:18px">Diğerleri bize, Harrods'daki telefonların dinlendiğine inandıklarını ve aralarında Fayed’in tacizleri hakkında konuşmaktan korktuklarını çünkü gizli kameralarla izlendiklerini düşündüklerini anlattı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eski güvenlik müdür yardımcısı Eamon Coyle da bunu doğruluyor ve şirket telefonu ile yapılan arama kayıtları dinlemenin işinin bir parçası olduğunu söylüyor. Aynı zamanda mağazanın her yerine, yönetici süitleri de dahil olmak üzere, kayıt yapabilen kameralar yerleştirildiğini ifade etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Coyle, “O [Fayed], dinlemek istediği herkesi dinliyordu." Diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Harrods’ın bugünkü yönetiminin BBC'ye yaptığı açıklamada, bunların “gücünü kötüye kullanma niyetinde" olan bir bireyin eylemleri olduğu ve en sert şekilde kınandığını ifade edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Açıklamada, "Bugünün Harrods’ı, 1985 ile 2010 yılları arasında El Fayed'in sahibi olduğu ve kontrol ettiğinden çok farklı bir kuruluştur; bugünün Harrods’ı yaptığı her şeyin merkezine çalışanlarının refahını koymayı amaçlayan bir kuruluştur" denildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed'in ölümünden önce eylemlerini ifşa etmeye yönelik bir dizi girişim oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">1995'te Vanity Fair dergisi, ırkçılık, personeli takip ve cinsel istismar iddialarının yer aldığı bir makale yayınladı. Fayed buna iftira davası açtı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mohamed Al Fayed daha sonra bu davayı düşürmeyi, derginin cinsel istismar iddialarına dair topladığı tüm delilleri açıklanmayacak şekilde kilit altına alması koşuluyla kabul etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed’in bu süreçte hukuki müzakerelerini kıdemli bir Harrods yöneticisi götürdü.</span></p><p><span style="font-size:18px">1997'de İngiltere’deki ITV kanalındaki The Big Story programı, cinsel taciz ve elle taciz iddialarını televizyon ekranına bir araştırma dosyası olarak taşıdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC’ye konuşmayı kabul eden Ellie (gerçek adı değil), 2008'de polise bir saldırıyı bildirdiğinde 15 yaşındaydı. Bu ihbar o dönem manşetlere çıktı ancak herhangi bir iddianameye dönüşmedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">2017'de Channel 4 televizyonunda yayınlanan Dispatches isimli programda, elle taciz, saldırı ve taciz iddiaları yer aldı. İlk kez bir kadın kimliğini gizlemeden ekrana çıktı. Bu, diğer bazı kadınlara da cesaret verdi. Bu programı aynı kanalın haber merkezinin hazırladığı araştırma dosyası izledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kadınların çoğu ise ancak Mohamed Al Fayed'in geçen yıl ölmesiyle birlikte, tecavüz ve tecavüz girişimleri hakkında kamuoyu önünde konuşma cesareti bulabildi.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Gizlilik anlaşmaları ve para</span></h2><p><span style="font-size:18px">Fayed’in kendisine Paris’te tecavüz etmesi sonrası işini bırakmaya çalıştığını söyleyen Gemma, 2009'da şirketle bir gizlilik anlaşması imzalamak zorunda bırakıldığını anlatıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir avukat aracılığıyla şirketle temasa geçtiğini ve işinden ayrılma sebebinin cinsel taciz olduğunu resmi kanallardan ortayan koyduğunu söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Harrods, elindeki tüm delilleri yok etmesi ve bir gizlilik anlaşması imzalaması karşılığında bir miktar para ödeyerek ayrılığı onayladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gemma, delillerin yok edilmesi sırasında Harrods’ın insan kaynakları ekibinden bir kişinin yanında olduğunu söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gemma, o dönem Fayed'in cinsel saldırılarının kapsamını ve ciddiyetini kamuoyu önünde dile getiremeyeceğini hissettiğini söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">BBC’ye konuşan kadınlar, Harrods'un o zamanki güvenlik müdürü John Macnamara tarafından konuşmamaları konusunda tehdit edildiklerini ve sindirildiklerini anlatıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konuştuğumuz kadınlardan 14’ü yakın zaman önce Harrods'a karşı tazminat davası açtı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mağazanın mevcut sahipleri, Temmuz 2023'te davacı kadınlarla anlaşma yoluna gitmeye başladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sophia ve Harrods'un anlaşmaya varması beş yıl sürdü. Onun hukuki sürecinde, mağaza yönetimi yaşananlardan pişmanlık duyulduğunu ifade etti ancak sorumluluk kabul etmedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bugün çok daha fazla sayıda kadın Harrods'a karşı yasal işlem başlatmayı düşünüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konuştuğumuz kadınlardan bazılarını temsil eden avukatlar Bruce Drummond ve Dean Armstrong, mağazanın güvenli olmayan bir çalışma ortamından sorumlu olduğunu savunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Avukat Drummond, "Herhangi bir iş yerinin çalışanlarının güvenliğini sağlama görevi vardır. Şüphesiz ki şirket bu kadınları bu konuda yüzüstü bıraktı" diyor ve devam ediyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Bu yüzden biz devreye girdik. Çünkü gerçekten bu durumu engellemek için hiçbir şey yapmadıları gibi tam tersini yaptılar. Bunların yaşanmasını mümkün kıldılar."</span></p><p><span style="font-size:18px">Armstrong ekliyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Açıkça, Harrods'daki üst düzey kişilerin yaşananları halı altına süpürme girişimleri olduğunu söylüyoruz."</span></p><p><span style="font-size:18px">Başka bir avukat Maria Mulla da, temsil ettikleri kadınların geçmişte konuşmak konusunda aşırı korku içinde olduklarını söylüyor ve ancak şimdi öne çıkabildiklerini aktarıyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Kendilerine olanlar konusunda sorumluluğu bulunanların hesap vermesine yönelik hareketin parçası olmak istiyorlar ve kendi çocukları için böyle bir şeyin tekrar yaşanmamasını sağlamak istiyorlar.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Harrods BBC'ye şunları açıkladı:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Al Fayed'in eski dönem cinsel taciz iddialarına ilişkin yeni bilgiler 2023'te ortaya çıktığından beri, iddiaları mümkün olan en hızlı şekilde çözmek önceliğimiz oldu. Bu süreç, şu anda çalışmaya devam eden veya eskiden Harrods’da çalışmış olanlar için geçerlidir.</span></p><p><span style="font-size:18px">"Geçmişte olanları geri alamayacağız ama mevcut değerlerimiz doğrultusunda, bu davranışların asla tekrarlanmamasın sağlamak için kuruluş olarak doğru olanı yapma konusunda kararlıyız.</span></p><p><span style="font-size:18px">Paris'teki Ritz oteli yönetimi de “Kuruluşun değerleriyle uyuşmayan her türlü davranışı şiddetle kınadığını" açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fayed öldüğünde, doğrulanmamış raporlar servetinin 1 milyar sterlinin üzerinde olduğunu tahmin ediyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak kadınlar, bugün konuşma motivasyonlarının para olmadığını söylüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gemma, "Yıllarca sessiz ve suskun kaldım, konuşmadım. Umarım bugün bunun hakkında konuşmak yardımcı olur. Umarım Hhpimiz daha iyi hissetmeye ve iyileşmeye başlayabiliriz." diyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/cvglp1zelz4o</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Dünya Alzheimer günü: Belirtileri neler, hangi tedaviler uygulanıyor?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/dunya-alzheimer-gunu-belirtileri-neler-hangi-tedaviler-uygulaniyor-2202699acac0a-4341-48f0-ba75-9bdd5f59507b2024-09-21T19:53:00+03:00HABER MERKEZİ Dünya Alzheimer günü: Belirtileri neler, hangi tedaviler uygulanıyor?

Dünya Alzheimer günü: Belirtileri neler, hangi tedaviler uygulanıyor?

SAĞLIK

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Bu sayede daha fazla insanın bakım, destek ve yeni ilaç tedavilerine daha erken aşamada başlanması umuluyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İngiltere'deki Alzheimer Society (Alzheimer Derneği) verilerine göre bugün dünyada 55 milyon insan demansla yaşıyor ve 2050'de bu rakamın 139 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Demans ve Alzheimer aynı şey mi?<br />Demans, beynin birçok hastalığında görülen bir semptomdur.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hafıza kaybı söz konusudur ve özellikle yakın zamandaki olayları hatırlamakta zorluk çekilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Diğer belirtiler arasında davranış, ruh hali ve kişilik değişiklikleri, tanıdık yerlerde kaybolma veya konuşmada doğru kelimeyi bulamama sayılabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu durum, insanların yemek yeme ve su içme gibi ihtiyaçlarının farkında olmadıkları bir noktaya ulaşabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Alzheimer, demansa neden olan hastalıklar arasında en yaygın olanıdır.</span></p><p><span style="font-size:18px">Diğer demans türleri ve yol açan unsurlar ise şunlar:</span></p><p><span style="font-size:18px">Vasküler demans: Beyindeki kan dolaşım bozukluğu<br />Lewy cisimcikli demans: Lewy cisimciklerinin sinir hücrelerinde birikmesi<br />Frontotemporal demans: Fontal ve/veya temporal loblardaki sinir hücresi hasarına bağlı ortaya çıkan beyin fonksiyonlarındaki bozulma<br />Parkinson hastalığı demansı<br />Amyotrofik lateral skleroz (ALS – motor nöron hastalığı): İstemli kasların kontrolünden sorumlu sinir hücrelerinin zamanla tahrip olduğu ve dejeneratif hastalık<br />Ve yeni keşfedilen LATE: beyin hücrelerinde TDP-43 protein birikmesi<br />Alzheimer'ın erken belirtileri neler?<br />Alzheimer hastalığının ilk belirtileri genellikle hafıza kaybı olarak ortaya çıkar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu, son konuşmaları unutmayı, eşya kaybetmeyi, isimleri unutmayı veya aynı soruyu tekrar tekrar sormayı içerebilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ruh halinde de daha fazla endişe veya kafa karışıklığı gibi değişiklikler olabilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Gençler Alzheimer'a yakalanır mı?</span></p><p><span style="font-size:18px">Alzheimer çoğunlukla bir yaşlılık hastalığıdır. 80 yaşın üzerindeki her altı kişiden birinde görülür.</span></p><p><span style="font-size:18px">Erken (genç) başlangıçlı Alzheimer nispeten nadirdir. Yine de Alzheimer vakalarının yüzde 5'i 65 yaşın altındaki kişilerde ortaya çıkar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çok daha az sayıda insan ise 30'lu ve 40'lı yaşlarında etkilenebilir.</span></p><p><span style="font-size:18px">Genç yaşta Alzheimer'a yakalanmak için bilinen tek risk faktörü, yakın akrabaların da erken başlangıçlı hastalığa sahip olmasıdır. Hastalığı önlemenin bilinen bir yolu yoktur.</span></p><p><span style="font-size:18px">'Demans riskini artıran 14 sağlık sorunu tedavi edilirse vakaların yarıya yakını önlenebilir'<br />Demans engellenebilir mi?<br />Demansa yakalanmayı engellemenin kanıtlanmış bir yolu yok.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak araştırmalar, her üç vakadan birinin yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebileceğini gösteriyor:</span></p><p><span style="font-size:18px">Orta yaşlarda işitme kaybını tedavi etmek<br />Eğitimde daha uzun süre geçirmek<br />Sigarayı bırakmak<br />Depresyon için erken tedavi<br />Fiziksel olarak aktif olmak<br />Sosyal izolasyondan kaçınmak<br />Yüksek tansi̇yondan kaçınmak<br />Obez olmamak<br />Tip 2 diyabet geliştirmemek<br />Bunları yapmanın beyni korumaya nasıl yardımcı olabileceği tam olarak bilinmiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Peki, bu yaşam tarzı faktörleri beyindeki bunama sürecini gerçekten durduruyor mu? Yoksa beyni bunamaya hazırlayıp böylece daha uzun süre idare edilmesini sağlayarak semptomların ortaya çıkması mı erteleniyor?</span></p><p><span style="font-size:18px">Alzheimer kalıtsal mı?<br />Alzheimer kalıtsal olabilir, ama olay bundan ibaret değil.</span></p><p><span style="font-size:18px">Alzheimer'lı bir ebeveyne veya kardeşe sahip olmak hastalığa yakalanma riskini artırır.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak hastalığa yakalanmış bir akrabanızın olması, kaderinizde bu hastalığa yakalanmak olduğu anlamına gelmez.</span></p><p><span style="font-size:18px">Alzheimer'dan etkilenmemiş bir ailede olmak da hastalığa yakalanmayacağınız anlamına gelmez.</span></p><p><span style="font-size:18px">Alzheimer tedavisinde hangi ilaçlar kullanılıyor?<br />İlk kez klinik deneylerde ilaçların Alzheimer hastalığının hızını yavaşlattığı kanıtlandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Donanemab&nbsp;ve&nbsp;lecanemab, hastalığın erken evrelerinde beyindeki amiloid adlı proteini hedef alıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Amiloid, beyin hücreleri arasındaki boşluklarda birikerek hastalığın özelliklerinden biri olan plakları oluşturuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak bu ilaçların faydası çok büyük görünmüyor; hastalığı durdurmuyor ya da tersine çevirmiyorlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu ilaçlar henüz bilimsel çalışma aşamasını geçip rutin hastane kullanımına sunulmuş değil.</span></p><p><span style="font-size:18px">Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Alzheimer hastalarında bilişsel zayıflamayı yavaşlatan&nbsp;lecanemab adlı ilaca ruhsat vermeyi reddetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Kararda, ilacın faydalarına karşın beyinde kanama ve şişme gibi tehlikeli yan etkilere yol açma riski vurgulandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Londra'daki University College Hastanesi'nde&nbsp;miridesap&nbsp;adlı bir ilacın denemeleri yapılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Deneme, en fazla 12 ay boyunca ilacın her gün mideye enjekte edilmesini içeriyor ve SAP (serum amiloid P bileşeni) adı verilen proteini beyinden uzaklaştıran ilacın, amiloid plakların beyin hücrelerine zarar vermesini durdurup durduramayacağını öğrenmeyi amaçlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Araştırmacılar bunun Alzheimer hastalığının gelişim sürecinin bir parçası olabileceğini düşünüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p><span style="font-size:18px">https://www.bbc.com/turkce/articles/cx0z3429jn2o&nbsp;</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[S-400: Rus füze savunma sistemi hakkında neler biliniyor?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/s-400-rus-fuze-savunma-sistemi-hakkinda-neler-biliniyor-22025342dcb18-6c79-4cd5-93c8-2bf9f0e8445c2024-09-21T19:49:00+03:00HABER MERKEZİ S-400: Rus füze savunma sistemi hakkında neler biliniyor?

S-400: Rus füze savunma sistemi hakkında neler biliniyor?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Ankara'nın 2,5 milyar dolara satın aldığı S-400'lerin ilk teslimati 2019 yılında yapıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak sistemler henüz kullanıma sokulmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rusya ile imzalanan anlaşmada teknoloji transferi ve ortak üretim şartları da kesin olarak sağlanmıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Peki S-400'lerin teknik özellikleri neler? Nerelerde kullanılıyorlar?</span></p><h2><span style="font-size:18px">Teknik özellikleri neler?</span></h2><p><span style="font-size:18px">S-400'ler insanlı ya da insansız her türlü hava aracının yanı sıra hem seyir hem de balistik füzeleri imha etme kapasitesine sahip.</span></p><p><span style="font-size:18px">Azami menzili 400 kilometre, ulaşabildiği en yüksek irtifa ise 30 kilometre.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca, her hedefe iki füze kilitleyerek, eş zamanlı olarak 80 hedefi vurabiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">En fazla 3 bin 500 kilometre uzaklıktan fırlatılan orta menzilli balistik füzeleri imha etme kapasitesine sahip.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sistemin içinde yer alan füzelerin ağırlığı 1,8 ton, uzunluğu sekiz metre ve çapı da yaklaşık 50 santimetre.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ayrıca 145 kilograma kadar savaş başlığı taşıyabiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Uzun menzilli izleme radarı, havadaki nesneleri takip ediyor ve gelen bilgiyi komuta aracına gönderiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Potansiyel hedefler, komuta arasında değerlendiriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hedef tanımlandıktan sonra komuta aracı füzenin fırlatılmasına karar veriyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Fırlatmayla ilgili veriler, hedefe göre en iyi konumda bulunan fırlatma aracına gönderiliyor ve buradan karadan havaya füzeler gönderiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Angajman radarı, füzenin hedefine ulaşmasına yardımcı oluyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Nerelerde kullanılıyor?</span></h2><p><span style="font-size:18px">S-400, Rusya'nın Soğuk Savaş döneminde geliştirmeye başladığı füze savunma sisteminin dördüncü neslini temsil ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">S-400'ün geliştirilmesine 1993 yılında başlandı. Ancak, özellikle Soğuk Savaş sonrası savunma sanayine uygulanan bütçe kesintileri nedeniyle tamamlanması oldukça uzun zaman aldı ve ancak yeni bir teknoloji olarak değil, eski sistemin devamı olarak geliştirilebildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu nedenle mevcut sistemde kullanılan teknolojinin yüzde 70 ile 80'i bir önceki model olan S-300'den alındı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunlar arasında füze depolama sandıkları, fırlatma rampaları ve radarlar bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Testlerine 1999 sonunda başlanan sistem ilk kez 2007 yılında, Moskova'nın savunulması için faaliyete sokuldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Moskova yönetimi, Kasım 2016'da Baltık Denizi kıyısında Rusya'ya ait olan ancak anakarayla bağlantısı bulunmayan Kaliningrad'a füze savunma sistemi ve İskender füzeleri konuşlandırdı.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD o dönem bu kararı, "Avrupa'yı istikrarsızlaştırmaya dönük bir adım" olarak eleştirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Sistemler 2022'de Ukrayna'nın işgalinden sonra Rusya'nın sınır bölgelerinde ve yasa dışı ilhak ettiği Kırım Yarımadası'nda da kullanıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ukrayna, 2023 ve 2024'te Rusya'ya ait S-400 sistemlerini imha ettiğini öne sürdü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rusya'nın Suriye'de de S-400 hava savunma sistemleri bulunuyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Neden tartışılıyor?</span></h2><p><span style="font-size:18px">ABD, NATO'nun en stratejik üyelerinden birisi olan Türkiye'nin ittifakın en önemli hasmı konumundaki Rusya ile geliştirdiği bu ilişkinin ortak güvenlik mimarisini zafiyete uğratacağını düşünüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu nedenle Türkiye'yi F-35 programından çıkardı ve ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamında yaptırım uyguladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye'de muhalefet partileri S-400'ün satın alınmasını çeşitli nedenlerle eleştirmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ana muhalefet partisi CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2022 yılında&nbsp;<strong>BBC Türkçe'ye</strong>&nbsp;şu yorumu yapmıştı:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Gittiler S-400 aldılar. Şu soruyu sordum, kime karşı kullanacaksınız? Yunanistan’a karşı mı kullanacaksınız? Nato ittifakı içinde. Suriye’ye karşı mı kullanacaksınız? Orası da çok daha güçlü Ruslar var. İran’a karşı mı kullanacaksınız? Kasr-ı Şirin’den bu yana aramızda hiçbir sorun çıkmamış. E kime karşı kullanacaksınız? Rusya’ya karşı mı kullanacaksınız? Zaten silahı size veren o. Niye aldınız, neyin bedeli olarak aldınız, neyin bedelini ödediniz? Bu sorunun yanıtını şu ana kadar almış değiliz."</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Bu meslekler 10 yıl içinde tarih olacak!]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/bu-meslekler-10-yil-icinde-tarih-olacak-2202446770bfe-02ab-4eee-83d6-b6e5e755898f2024-09-21T19:41:00+03:00HABER MERKEZİ Bu meslekler 10 yıl içinde tarih olacak!

Bu meslekler 10 yıl içinde tarih olacak!

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Teknolojinin baş döndürücü hızı, yapay zeka ve otomasyonun hayatımıza daha fazla girmesiyle iş dünyasında büyük değişiklikler yaşanıyor. Birçok sektörde rutin işler dijital araçlar tarafından devralınırken, bazı meslekler ise tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Özellikle 2030 yılına kadar birçok iş kolu, yerini yeni nesil teknolojilere bırakabilir. Bu değişimle birlikte hangi mesleklerin gelecekte var olamayacağını öğrenmek, kariyer planlaması açısından büyük önem taşıyor. Peki, önümüzdeki 10 yıl içinde kaybolma riski en yüksek olan meslekler neler?</span></p><h2><span style="font-size:18px">UZMANLARA GÖRE 10 YIL İÇİN BİRÇOK MESLEK BİTECEK</span></h2><p><span style="font-size:18px">Oxford Üniversitesi'nde bulunan uzmanların yaptığı araştırmaların sonuçlarına göre, önümüzdeki 10 yıl içinde birçok meslek yapay zeka ve otomasyon teknolojileriyle gerçekleştirilecek.</span></p><p><span style="font-size:18px">Önümüzdeki dönemde, teknolojik gelişmelere ayak uydurabilen meslekler önem kazanırken, geçmiş dönemde ise popüler olan bazı meslekler tarihten adeta silinecek.</span></p><h2><span style="font-size:18px">BU MESLEKLER İLERDE PARLAYACAK</span></h2><p><span style="font-size:18px">Dijital dönüşüm ve teknolojinin hızlı ilerleyişi, meslek seçiminde çağın gereksinimlerini ve iş dünyasındaki değişim dinamiklerini göz önünde bulundurmayı zorunlu hale kılmaya başladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu nedenle önümüzdeki 10 yıl için bu meslek grupları parlayacak;</span></p><h2><span style="font-size:18px">YAPAY ZEKA MÜHENDİSLİĞİ</span></h2><p><span style="font-size:18px">Yapay zeka teknolojileri, sağlık, bankacılık ve inşaat gibi birçok sektörde kullanılmaya başladı. Bu alanda çalışan mühendislerin matematik, yazılım ve büyük veri teknolojileri konularında uzmanlaşması gerekiyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">ROBOTİK MÜHENDİSLİĞİ</span></h2><p><span style="font-size:18px">Robotlar, üretim hatlarından sağlık sektörüne kadar birçok alanda aktif olarak kullanılıyor. Robotik mühendisleri, robotların görevlerini tanımlayarak, gerekli yazılım ve algoritmaları geliştiriyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">SİBER GÜVENLİK UZMANLIĞI</span></h2><p><span style="font-size:18px">Dijital platformların artmasıyla birlikte siber güvenlik uzmanlarına olan ihtiyaç hızla artıyor. Bu alanda çalışmak isteyenlerin bilgisayar teknolojileri, yazılım ve matematik bilgisine sahip olması önemli.</span></p><h2><span style="font-size:18px">YAZILIM VE UYGULAMA GELİŞTİRİCİLİĞİ</span></h2><p><span style="font-size:18px">Yazılım ve uygulama geliştiricileri, şirketlerin teknolojiye entegre çözümler üretmesine yardımcı oluyor. Bu alanda başarılı olmak için programlama dillerine hakim olmak ve problem çözme becerisine sahip olmak gerekiyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">OYUN GELİŞTİRİCİLİĞİ</span></h2><p><span style="font-size:18px">Oyun sektörü, teknolojinin hızlı ilerlemesiyle birlikte büyük bir ivme kazandı. Oyun geliştiricilerinin yazılım dillerine ve tasarım becerilerine hakim olması bekleniyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">DİJİTAL PAZARLAMA UZMANLIĞI</span></h2><p><span style="font-size:18px">Dijital pazarlama, teknolojinin gelişmesiyle birlikte önem kazanan bir alan haline geldi. Dijital trendleri takip etmek ve sosyal medya platformlarına hakim olmak bu alanda kariyer yapmak isteyenler için kritik.</span></p><h2><span style="font-size:18px">2030 YILINDAN SONRA YOK OLMASI BEKLENEN MESLEKLER</span></h2><p><span style="font-size:18px">Yapay zekanın gelişimi ve otomasyonun yükselişi sonrasında, 2030 yılından sonra bazı meslekler grupları yerini artık yeni dönem teknolojiye bırakacak.</span></p><p><span style="font-size:18px">2030 yılından sonra bu mesleklerin tarihten silineceği öngörülüyor;</span></p><h2><span style="font-size:18px">SEYAHAT DANIŞMANLIĞI</span></h2><p><span style="font-size:18px">Online rezervasyon siteleri sayesinde seyahat danışmanlarına olan ihtiyaç azalıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">KASİYERLİK</span></h2><p><span style="font-size:18px">Temassız ödeme sistemleri ve self-servis kasalar, kasiyerlerin yerini almaya başladı.</span></p><h2><span style="font-size:18px">FAST FOOD ÇALIŞANLARI</span></h2><p><span style="font-size:18px">Otomasyon teknolojileri fast food sektöründe yaygınlaşıyor ve işgücüne duyulan ihtiyacı azaltıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">POSTACILIK</span></h2><p><span style="font-size:18px">Elektronik posta ve dijital fatura sistemlerinin yaygınlaşmasıyla geleneksel postacılık işlevini yitiriyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">BANKA ÇALIŞANI</span></h2><p><span style="font-size:18px">Online bankacılık hizmetleri yerel şubelerin sayısını azaltırken, bankacılık sektöründe çalışan sayısının da düşeceği öngörülüyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">TEKSTİL İŞÇİLİĞİ</span></h2><p><span style="font-size:18px">Üretim süreçlerinin otomasyonu tekstil işçilerinin sayısını azaltıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">MATBAA OPERATÖRLÜĞÜ</span></h2><p><span style="font-size:18px">Dijital medyanın yükselişi, basılı yayınların azalmasına ve matbaa operatörlerine olan talebin düşmesine yol açıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: ntv</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Bozova Kırsalına Asfalt Yol]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/bozova-kirsalina-asfalt-yol-220238fc44673-6e00-4868-b3be-d923abdb69962024-09-19T15:50:00+03:00HABER MERKEZİ Bozova Kırsalına Asfalt Yol

Bozova Kırsalına Asfalt Yol

MAGAZİN

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">Şanlıurfa genelinde üst yapı çalışmaları kapsamında asfalt serimini sürdüren Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ekipleri, Bozova ilçesine bağlı kırsal Şanlıavşar, Kızlar, Umut, Şeyhler ve Hacılar mahallelerini kapsayan grup yolunda ikinci kat sathi kaplama asfalt çalışmalarını gerçekleştirerek 20 kilometre uzunluğundaki yolu asfaltla buluşturarak, konforlu yolu vatandaşların hizmetine sundu.</span></p><p><span style="font-size:20px">Yapılan yol çalışmalarından dolayı memnuniyetlerini dile getiren vatandaşlar, Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti.</span></p><p>&nbsp;</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[KONYA’DA AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI KUTLANIYOR]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/konyada-avrupa-hareketlilik-haftasi-kutlaniyor-220226a81f2e4-3fbb-4479-bc19-26178e2d68fd2024-09-19T15:48:00+03:00HABER MERKEZİ KONYA’DA AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI KUTLANIYOR

KONYA’DA AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI KUTLANIYOR

MAGAZİN

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında çok sayıda etkinliğe imza atıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, her yıl 16-22 Eylül tarihleri arasında Avrupa’nın 2 binden fazla şehriyle birlikte Konya’da da kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında Büyükşehir Belediyesi olarak düzenledikleri etkinliklerle farkındalığı artırmaya çalıştıklarını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">635 kilometre ile Türkiye’nin en uzun bisiklet yoluna sahip şehri Konya’da başta öğrenciler olmak üzere her yaştan vatandaşa hareketli yaşam, temiz çevre ve bisiklet farkındalığı oluşturmak için gayret ettiklerini vurguladı.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>HER YAŞTAN İNSAN İÇİN FARKINDALIK</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında ilk gün sabah erken saatlerde bisiklet yollarında reflektörlü yelek dağıtımı gerçekleştirildi. İşe bisikletle giden vatandaşlar kendilerine yelek dağıtılmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek uygulamadan dolayı Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bisiklet şehri Konya’da özellikle öğrencilerin bisiklet konusunda daha fazla bilinçlenmesi ve farkındalık oluşturulması amacıyla çalışan Büyükşehir Belediyesi hafta kapsamında belirlenen okullarda &nbsp;öğrencilere toplu ulaşım eğitimleri vererek bilinçlenmelerini sağlıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>LİSE ÖĞRENCİLERİ ŞEHRİ KEŞFEDİYOR&nbsp;</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında en anlamlı etkinliklerden biri de “Lise Öğrencileri Bisikletle Şehri Keşfediyor” temasıyla düzenlenen etkinlik oldu. Konevi Anadolu Lisesi öğrencileri bisiklet tramvayı ile yolculuk ederek daha sonra bisikletlerle rehber eşliğinde çeşitli müzeleri ve tarihi camileri ziyaret etti.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px">Uygulamadan memnun olduklarını belirten gençler Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yeni nesillere temiz bir çevre bırakmak, doğayı korumak, hava kirliliğini önlemek amacıyla düzenlenen Avrupa Hareketlilik Haftası 22 Eylül’de sona erecek.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Plaj voleybolunun kalbi Balıkesir’de atacak]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/plaj-voleybolunun-kalbi-balikesirde-atacak-220216802b0f0-ec92-4ce0-aba0-740dc14197c52024-09-19T15:44:00+03:00HABER MERKEZİ Plaj voleybolunun kalbi Balıkesir’de atacak

Plaj voleybolunun kalbi Balıkesir’de atacak

MAGAZİN

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleri sonucunda; Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) ile imzalanan iş birliği protokolü kapsamında&nbsp; “VW Beach Pro Tour Futures” dünya turu organizasyonu 19-22 Eylül günleri arasında dünyaca ünlü Ayvalık Sarımsaklı Plajı’nda düzenlenecek. Organizasyon kapsamında 28 ülkeden gelecek 50 takım ve 100’ü aşkın sporcu, turnuvadan galip çıkarak dünya turu finallerinde mücadele edebilmek için ter dökecek.&nbsp;</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>VOLEYBOLSEVERLERİN GÖZÜ BALIKESİR’DE&nbsp;</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Plaj voleybolunun devlerine ev sahipliği yapmaya hazırlanan Ayvalık’ın Sarımsaklı Plajı’nda oynanacak müsabakalarla 2024 VW Beach Pro Tour Futures Balıkesir Etabı, voleybol severlere seyir zevki yüksek karşılaşmalara sahne olarak bir yandan da Balıkesir ve Ayvalık’ın eşsiz güzelliklerini de dünyaya tanıtacak. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklığında düzenlenen VW Beach Pro Tour Futures Balıkesir Etabı, şehirdeki spor kültürünü geliştirerek turizm potansiyelini artırması amacıyla da önem taşıyor.</span></p><p>&nbsp;</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Ünal: Uzlaşma değil uzlaşmama]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/unal-uzlasma-degil-uzlasmama-2202043f74f01-473c-4b87-ae48-e5c0771958ab2024-09-19T15:30:00+03:00HABER MERKEZİ Ünal: Uzlaşma değil uzlaşmama

Ünal: Uzlaşma değil uzlaşmama

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Defalarca yazdık, bir kez daha tekrar edelim. Suriye'de rejim dedikleri meşru hükümetle hangi muhaliflerin uzlaşmasından bahsediyoruz? Mesela bizim de terör listemizde bulunan İdlib'deki cihatçı örgütlerle Suriye hükümetinin uzlaşması mı gerekiyor?</span></p><p><span style="font-size:18px">Veya bizim yanlış politikalarımız yüzünden Fırat'ın doğusunda yuvalanan PKK/PYD ile de Suriye hükümetinin siyasi çözüme ulaşmasını mı istiyoruz? O zaman siz neden aynısını yapmıyorsunuz derlerse ne diyeceğiz?</span></p><p><span style="font-size:18px">Milli-üniter anayasal yapıdaki Suriye'yi uzlaşma diyerek adı konulmuş veya konulmamış bir federasyona çevirmeye çalışmak Türkiye'nin hangi ulusal çıkarına hizmet ediyor?</span></p><p><span style="font-size:18px">Krizin en önemli bileşeni olan sığınmacıların (hatta kaçakların) gönderilmesindeki isteksizlik ne ile izah edilebilir? Yıllar içinde konunun unutulacağı varsayımı söz konusuysa bunun Şam'da Emevi Camii'nde kılınacak cuma namazından daha vahim bir yanlış olduğu ortada değil mi?</span></p><p><span style="font-size:18px">B Erdoğan yaptığı ilk açıklamada bu türden şartlar ileri sürmemişken sonradan bu şatların temcit pilavı gibi tekrar tekrar ortaya sürülmesi nedir? İyi polis - kötü polis oyunu mu?</span></p><p><span style="font-size:18px">Yapılması gereken CB Erdoğan'ın baştan söylediği gibi 'Suriye Devlet Başkanı Esed' ile uzlaşmak, komşu ülkenin iç işlerine BM kararı bahanesiyle karışmaktan vaz geçmek ve sığınmacıları geri göndererek teröre karşı ortak mücadele temelinde uzlaşmaktır</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Eminağaoğlu: TAŞIMALI EĞİTİME HAYIR!]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/eminagaoglu-tasimali-egitime-hayir-22019a46bbe4c-be76-48ee-a6f1-44f51eb5cb052024-09-19T15:26:00+03:00HABER MERKEZİ Eminağaoğlu: TAŞIMALI EĞİTİME HAYIR!

Eminağaoğlu: TAŞIMALI EĞİTİME HAYIR!

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px">TAŞIMALI EĞİTİME HAYIR!<br />BÜYÜKŞEHİRLERDEKİ HER MAHALLE İÇİN,<br />DİĞER YERLERDEKİ HER KÖY İÇİN İLKOKUL BULUNMA/AÇILMA KOŞULU GETİRİLMELİ.<br />1- İbadet için her köy ve mahalleye ibadethane açılırken, taşımalı bir sistem uygulanmazken, aynı anlayış neden eğitim için geçerli değil...&nbsp;<br />2- Taşımalı eğitim gibi, eğitimin içini boşaltan, bir sistemle yeni neslin ve ülkenin yarınları iken oynanıyor...<br />3- Taşımalı eğitimde 50 km sınırı 30 km'ye indirilmiş...<br />Yeni okul açılmıyor, çocuklar okullara ulaşamaz hale getiriliyor...<br />4- Belediyelerin, büyükşehir belediyelerine dönüştürülmesi anayasaya aykırı idi.&nbsp;<br />5- Sonra bütünşehir gibi garip bir model ile il mülki sınırları içindeki her yer bu büyükşehir belediyeleri içine alındı, buralardaki "köyler mahalle" yapıldı.<br />6- Büyükşehirlerdeki her mahallede mutlaka ve mutlaka ilkokul açılması/olması koşulu getirilmeli!<br />7- Ayrıca diğer yerlerdeki köylerde de, köy niteliği için mutlaka ilkokul zorunlu koşul olmalı!</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Başkanlık seçimleri öncesinde Türkiye-ABD ilişkileri masada]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/baskanlik-secimleri-oncesinde-turkiye-abd-iliskileri-masada-22018bb52a930-63dc-472c-bbe6-1e403c23168b2024-09-19T15:21:00+03:00HABER MERKEZİ Başkanlık seçimleri öncesinde Türkiye-ABD ilişkileri masada

Başkanlık seçimleri öncesinde Türkiye-ABD ilişkileri masada

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Türk ve Amerikan hükümetleri, Kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerine az bir süre kala Türkiye’nin BRICS’e katılımı ve Suriye ile olası normalleşme süreci dahil ikili ilişkilerin seyri ve bölgesel gelişmeler konusunda Ankara'da önemli görüşmeler gerçekleştirdiler.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Toplantılarda ABD’yi Dışişleri Bakanlığı’nın kıdemli isimlerinden, eski Ankara Büyükelçisi John Bass temsil etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Siyasi görüşmeler için 17 Eylül’de Ankara’ya gelen John Bass, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye-ABD siyasi mekanizma görüşmeleri de aynı gün gerçekleştirildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Görüşmelerin ABD tarafına John Bass, Türkiye tarafına ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz başkanlık etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, görüşmelerde ağırlıklı olarak iki ülke ilişkilerini yaklaşık 10 yıldır meşgul eden Suriye konusu ele alındı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bass, 2014-2017 yılları arasında Ankara Büyükelçiliği yapmış ve IŞİD ile mücadele konusunda Türk hükümetiyle müzakerelerde bulunmuştu.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD ile bu görüşme, Türkiye-Suriye normalleşmesinin gündemde olduğu ve Türkiye ile Rusya’nın Suriye’nin doğusunda yeniden ortak devriyelere başladıklarını açıklamalarının ardından gerçekleşti</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Merkez Bankası politika faizini yüzde 50'de sabit tuttu]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/merkez-bankasi-politika-faizini-yuzde-50de-sabit-tuttu-22017b51c00bc-a510-42bb-86c1-2f8bf8bf78682024-09-19T15:17:00+03:00HABER MERKEZİ Merkez Bankası politika faizini yüzde 50'de sabit tuttu

Merkez Bankası politika faizini yüzde 50'de sabit tuttu

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan başkanlığında toplanan kurul, yılın dokuzuncu faiz kararını açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Banka son beş aydır politika faizini yüzde 50'de sabit tutuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Reuters'ın anketine katılan ekonomistlerin çoğu Merkez Bankası'nın Kasım ayına kadar faizi yüzde 50'de sabit tutmasını bekliyordu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ankete katılan üç ekonomist ilk faiz indiriminin Ekim'de gelmesini beklerken, dördü Kasım'da, üçü Aralık'ta ve ikisi de yeni yılın ilk çeyreğinde faizlerin inmeye başlayacağını öngörüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">AA'nın beklenti anketine katılan ekonomistlerin tamamı da politika faizinin yüzde 50'de sabit bırakılacağını öngörmüştü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu ankette ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin ortalaması ise yüzde 46,65 olarak hesaplandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yıl sonuna ilişkin beklentilerini paylaşan ekonomistlerden 2'si yıl sonunda politika faizinin yüzde 50, 2'si yüzde 47,5, 1'i yüzde 46,5 ve 5'i yüzde 45 olacağını öngördü.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre Ağustos ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 2,47 arttı, yıllık enflasyon ise yaklaşık 10 puan azalarak yüzde 51,97'ye geriledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">5 Eylül'de açıklanan Orta Vadeli Program'da (OVP) enflasyon hedefi de revize edilmişti.</span></p><p><span style="font-size:18px">OVP'de 2024 için yıllık enflasyon hedefi yüzde 41,5 olarak açıklandı. Önceki OVP’de bu oran yüzde 33'tü.</span></p><p><span style="font-size:18px">ABD Merkez Bankası (FED), dört yıl aradan sonra politika faizini ilk kez 18 Eylül'de indirdi.</span></p><p><span style="font-size:18px">FED, faiz indirimini 50 baz puanla beklenenden daha yüksek oranda gerçekleştirerek politika faizini yüzde 4,75-5,00 aralığına çekeceğini açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Politika faizi, merkez bankaları tarafından belirleniyor ve genellikle ülkenin kısa vadeli borçlanma faiz oranını ifade ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Suikast planıyla ilgili bir İsrailli tutuklandı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/suikast-planiyla-ilgili-bir-israilli-tutuklandi-2201681ccb89d-b76a-4c8b-89f7-ba012ef6aef82024-09-19T15:14:00+03:00HABER MERKEZİ Suikast planıyla ilgili bir İsrailli tutuklandı

Suikast planıyla ilgili bir İsrailli tutuklandı

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>İsrail güvenlik güçleri, bir İsrail vatandaşının Başbakan Benyamin Netanyahu ve bazı diğer üst düzey yetkililere yönelik, 'İran'ın arkasında bulunduğu' suikast girişimi soruşturmasında tutuklandığını duyurdu.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail polisi ve iç istihbarat servisi Şin Bet'in ortak açıklamasında, zanlının iki kez kaçak yollardan İran'a gittiği ve suikast düzenlemek için para aldığı belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Zanlının, Türkiye'de de bağlantıları olduğu, bu bağlantılarının İran'a kaçak yollardan girmesine yardım ettiği ettiği de kaydedildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçen ay tutuklanan zanlının kimliği açıklanmazken, hedefleri arasında İsrail Başbakanı, Savunma Bakanı ve iç güvenlik servisi Şin Bet'in direktörünün bulunduğu kaydedildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Açıklamada, zanlının Nisan ve Mayıs aylarında, iki kez Hatay'ın Samandağ ilçesine gittiği ve burada "Eddie" adlı zengin bir İranlı iş insanıyla buluştuğu, iki Türk vatandaşının da kendisine yardım ettiği belirtildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Soruşturma raporuna göre Eddie isimli kişi İran’dan ayrılmakta zorlanıyordu. Bu nedenle zanlı görüşmenin yapılabilmesi için Türkiye üzerinden İran’a kaçak yollardan sokuldu. Burada Eddie ile bu İsrail vatandaşı bir araya geldi ve bu görüşmeye bir “İran güvenlik yetkilisi” de katıldı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eddie'in İsrail vatandaşı zanlıya "İran rejimi için İsrail içinde çeşitli güvenlik görevleri gerçekleştirmesini istediği" iddia edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rapora göre bu görevler arasında "silah ve para transferi, İsrail'deki kalabalık yerlerin fotoğraflanması ve bunların 'İran unsurlarına' gönderilmesi ve İran tarafından görevlendirildiği halde, verilen görevleri yerine getirmeyen diğer İsrail vatandaşlarının tehdit edilmesi" de bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İkinci buluşmada, İranlı ajanların zanlıdan İsrail'de "terör eylemleri" düzenlemesini istediği ve olası hedefler arasında Başbakan Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ya da Şin Bet'in başkanı Ronen Bar'ın da bulunduğu ifade edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Soruşturmaya göre ayrıca, Hamas lideri İsmail Haniye'nin Temmuz 2024'te İran'da öldürülmesine misilleme olarak eski Başbakan Naftali Bennet ve bazı diğer isimlerin öldürülmesi de konuşuldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">İran Haniye suikastinden İsrail'i sorumlu tutarken, İsrail şu ana kadar bu konuda bir açıklama yapmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail vatandaşı zanlının, 1 milyon dolarlık avans ödemesi yapılmasını istediği kaydedildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Grubun ayrıca, Avrupa ve ABD'deki İran rejimi karşıtlarının öldürülmesini ve bir Mossad ajanının "çifte ajan" haline getirilmesini görüştüğü iddia edildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">İsrail vatandaşı zanlıya toplantılar için 5 bin euro ödeme yapıldığı da savunuldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Lübnan’da ikinci patlama]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/lubnanda-ikinci-patlama-22015d5e1c55c-9347-4d5d-ac3d-3e85f55172882024-09-19T15:09:00+03:00HABER MERKEZİ Lübnan’da ikinci patlama

Lübnan’da ikinci patlama

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Lübnan'da ağırlıkla Hizbullah üyelerinin kullandığı iletişim cihazlarının patlaması sonucu ölenlerin ve yaralananların sayısı yeni patlamalarla arttı. Salı günü en az 12 kişinin öldüğü, 3 bine yakın yaralının olduğu ilk dalga sonrası Çarşamba günü ikinci bir patlama dalgası daha yaşandı.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Çağrı cihazlarından sonra bu kez telsizlerin infilak ettiğini bildirildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Reuters'a konuşan bir Hizbullah yetkilisi yeni bir aşama ile karşı karşıya olduklarını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Lübnan Sağlık Bakanlığı, Çarşamba günü meydana gelen patlamalarda de en az 20 kişinin öldüğünü, 450'den fazla yaralı olduğunu açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres sivillerin kullandığı cihazların silaha dönüştürülmemesi için bir kontrol mekanizması gerektiğini söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">BM Güvenlik Konseyi Cuma günü bu patlamalarla ilgili toplanacak.</span></p><p><span style="font-size:18px">Salı günü yaşanan ilk patlamalarda ikisi çocuk en az 12 kişi öldü. Lübnan Sağlık Bakanlığı en az 2750 yaralıdan 200'ünün durumunun ağır olduğunu açıkladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah'ın patlamalarla ilgili suçladığı İsrail'den patlamalara ilişkin açıklama yapılmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ancak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Çarşamba günü, savaşta yeni bir aşamaya geçildiğini "ağırlık merkezinin, kaynak ve birlik aktarımı ile kuzeye yönelmekte olduğunu" söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hizbullah'a çağrı cihazlarını kim sattı? Cihazlar nasıl patladı?<br />Eş zamanlı patlayan çağrı cihazlarının nerede üretildiği konusunda soru işaretleri var. Lisans sahibi Tayvanlı firma, Macaristan merkezli bir şirkete logosunu kullanma hakkını verdiğini iddia ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Macaristan hükümetiyse cihazların kendi topraklarında üretilmediğini duyurdu.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p><span style="font-size:18px">https://www.bbc.com/turkce/articles/cy5ylre4qlyo</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Afgan çoban tartışması neden gündemde?]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/afgan-coban-tartismasi-neden-gundemde-220149e2dad27-ee0d-4b1c-bfc2-7fa100649a6d2024-09-19T15:05:00+03:00HABER MERKEZİ Afgan çoban tartışması neden gündemde?

Afgan çoban tartışması neden gündemde?

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Mahmut Hamsici'nin haberidir</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>BBC Türkçe</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>Türkiye'deki Afgan göçmenler, ülkede son dönemde en fazla tartışılan konular arasında yer alıyor.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Özellikle Türkiye - İran sınırında yaşanan düzensiz göç hareketleri Afganları dönem dönem gündeme taşıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Afganlar, Türkiye’deki çoban ihtiyacının karşılanmaması ve hayvancılık sektöründe Afgan çobanların varlığı üzerinden gündeme geliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “Bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz” sözleri konunun yeniden tartışılmasına neden oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Başkanı Nihat Çelik de Afganistan ve Türki cumhuriyetleri ile yabancı çoban istihdamı için görüşmeler yapıldığını da iddia etti.</span></p><p><span style="font-size:18px">Peki Türkiye’deki Afganlarla ilgili neler biliniyor?</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye'deki Afgan göçmenlerle ilgili merak edilenleri çeşitli kurum ile kuruluşların verilerini kullanarak, buralardaki kaynaklarla konuşarak, teyitli olarak ve güncel bilgiler üzerinden bir araya getirdik.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Afganların Türkiye'ye göçü yeni mi?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Afganistan'dan ülke dışına göç hareketi yeni değil.</span></p><p><span style="font-size:18px">1970'lerin sonundan itibaren bu göç hareketi, çatışmalar ile siyasi ve ekonomik sorunlar gibi nedenlerle sürüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Suriye krizi başlamadan önce Afganistan, dünyaya en fazla mülteci ve sığınmacı veren ülke konumundaydı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çeşitli sorunlarla ülkesinden ayrılan Afganların büyük bölümü bugün İran ve Pakistan'da bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye de yıllardır, Afganların hem yaşamak için hem de transit ülke olarak geldikleri ülkelerden biri.</span></p><p><span style="font-size:18px">2000'li yıllara bakıldığında, Afganistanlıların yasa dışı yollarla ülkeye girişinin 2018'de sıçrama gösterdiği, 2019'da bunun da daha arttığı, 2020'de düştüğü, 2021 ve 2022’de tekrar artıp sonra yeniden düştüğü görülüyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Afganlar neden Türkiye'ye geliyor?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Sivil toplum ve akademi alanında yapılan saha araştırmaları ile medyada yer alan haberler, Afganların ülkelerinden ayrılma nedenleri arasında şiddet ve ekonomik nedenlerin ön sıralarda olduğuna işaret ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Avustralya merkezli, göçmenlerle ilgili bir araştırma kuruluşu olan Mixed Migration Center'ın 2020 yılında yayımladığı "Bilinmeyen Yön: Türkiye'de İlerleyen Afganlar" adlı raporunda, 2018 sonrasında Türkiye'ye gelen bir grup Afganla yapılan ankette, bu kişilerin ülkeden ayrılma nedenleriyle ilgili çoktan seçmeli sorulara yüzde 66,3 oranında "şiddet" cevabını verdikleri görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunu, yüzde 63,6 ile "ekonomik nedenler", yüzde 34,3 ile "haklar ve özgürlükler" ve yüzde 28,2 ile "kişisel veya ailevi sebepler" yanıtları izliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye’ye gelen Afganların bir bölümünün ülkede yaşamak, diğer bir bölümüyse Batı ülkelerine geçmek için geldiği anlaşılıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Türkiye'ye nasıl geliyorlar?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Yasal yollarla da gelenler olmakla birlikte Türkiye'ye gelen Afganların büyük bir bölümünün, yasa dışı yollarla sınırı geçip ülkeye giriş yaptığı düşünülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunun için önce Pakistan'a, sonra İran'a, oradan da Türkiye'ye uzanan ya da direkt önce İran'a geçilen, oradan da Türkiye'ye uzanan rotalar takip ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Aralarında İran'da bir süre yaşamış olup Türkiye'ye geçmeye karar vermiş olanlar da var.</span></p><p><span style="font-size:18px">Anlatımlarına göre Afganistanlılar, yer yer yürümek zorunda da kaldıkları bu yolculuk için göçmen kaçakçılarına ödeme yapıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye sınırında geçişlerin en fazla, İran'la yaklaşık 300 kilometrelik sınırı olan Van'dan yapıldığı anlaşılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunun yanında Ağrı, Hakkari, Iğdır ve Kars'tan da geçişler yaşanıyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Türkiye'deki Afganların statüsü ne? Toplam kaç kişi var?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Türkiye'de farklı statülerde Afganlar bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ülkeye yasa dışı yollarla giriş yapan ve hiçbir kaydı olmayan bir kesim olduğu anlaşılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ülkeye girdikten sonra kayıt altına alınanların bir kısmı uluslararası koruma statüsü için başvurmuş olanlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Geçici koruma statüsü sadece Suriyelilere veriliyor. Bu, Afganlar ya da diğer yabancılar için geçerli değil.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bir başka grup ise ikamet izni ile Türkiye'de yaşayan Afganlar.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu grup, gelir düzeyi nispeten daha yüksek kişilerden oluşuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem Afganistan’dan 1,5 milyon düzensiz göçmen geldiği iddialarına karşı 20 Ağustos 2021’de yaptığı açıklamada, "Türkiye'de şu anda emniyet kayıtlarımızda ve kayıt dışı 300 bin Afganistanlı göçmen söz konusudur" demişti.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Türkiye'deki düzensiz Afgan göçmenlerle ilgili durum ne?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Yasadışı giriş, giriş koşullarının ihlali, vizenin geçerlilik tarihinin sona ermesi, izinsiz çalışma veya yasadışı çıkış nedenleriyle, bulundukları ülkedeki hukuki statüden yoksun olan kişilere&nbsp;<strong>düzensiz göçmen</strong>&nbsp;deniyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye'de 2024 yılında yakalanan düzensiz göçmenler arasında en büyük grubu Afganlar oluşturuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Göç İdaresi'nin en son 12 Eylül 2024’te güncellediği verilerine göre yıl içinde, 12 Eylül tarihine kadarki sürede yakalanan toplam düzensiz göçmenlerin sayısı 155 bin 271.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu kişilerin arasındaki Afgan uyrukluların sayısı ise 42 bin 674.</span></p><p><span style="font-size:18px">Afganları; Suriye, Filistin, Türkmenistan, Fas, Özbekistan, Irak, İran ve Yemen uyruklular takip ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">2005-2024 yılları arasındaki dönemde yakalanan düzensiz Afgan göçmenlerin sayısının 2018 yılında 268 bin ile büyük bir sıçrama gösterdiği ve 2019'da daha da artarak 454 bin 662 olduğu görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu'na (UNAMA) göre 2018 yılı, 2001 sonrası süreçte Afganistan'da, sivil ölümlerin en fazla gerçekleştiği yıl oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">2018'de çatışmalar, intihar saldırıları, bombalı saldırılar ve hava operasyonları sonucu 10 binden fazla sivil hayatını kaybetti.</span></p><p><span style="font-size:18px">2019'da yayımlanan Dünya Küresel Barış Endeksi'nde Afganistan, Suriye'yi de geçerek listenin en alt sırasında yer aldı yani dünyanın en az güvenli ülkesi oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">2015 ile 2024 yılları arasında bakıldığında 2020 yılında, genel olarak yakalanan düzensiz göçmenlerin sayısının düştüğü görülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">2020'de 50 bin 161 düzensiz Afgan göçmen yakalandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunun Covid-19 salgınına bağlı gelişmelerle ilgili olduğu düşünülüyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Normal şartlarda yakalanan düzensiz göçmenler, geri gönderme merkezlerine götürülüyor ve uluslararası koruma başvurusu gibi bir sürecin başlamaması durumunda sınır dışı ediliyor.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Uluslararası koruma nedir? Kaç Afgan buna başvurdu?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Savaş veya zulüm sebebiyle ülkesinden kaçmak zorunda kalan ve geri dönemeyecek durumda olan kişilerin Türkiye'de sığınma başvurusu yapma hakkı bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye kanunlarına göre bu başvurunun adı, uluslararası koruma başvurusu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye'ye gelen bir yabancının bunun için Valilikler bünyesindeki İl Göç Müdürlüğü'ne başvurması gerekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eğer kişi yasa dışı yollarla ülkeye girip, yakalanıp Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildiyse, burada idari gözetim altındayken de başvuruda bulunabiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başvuru sonrası kişiye Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi Kimlik Belgesi veriliyor ve bu kişiye başvuruyla ilgili karar çıkıncaya kadar Türkiye'de kalma izni ile bazı temel hak ve hizmetlerden yararlanma imkanı sağlanıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu kişi kendisine gösterilen şehirde yasal olarak kalmaya başlıyor. Buralar, uydu şehir olarak da anılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başvurunun kabul edilmesi durumunda başvurucuya uluslararası koruma statüsü veriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Afganların uluslararası koruma başvurularının sonucunda, eğer olumlu karar verilirse onlara, durumlarına göre şartlı mülteci veya ikinci koruma statüsü veriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu şekilde oluşan uluslararası koruma statüsü sonucu kişilere uzun vadeli ülkede kalma ya da vatandaşlık alma imkanı verilmiş olmuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bununla birlikte bu kişilere ancak, ülkelerindeki durum düzelmediği veya uzun vadeli yerleşmek için onları kabul eden başka bir ülke bulunmadığı müddetçe Türkiye'de kalmaları ve bazı hak ve hizmetlerden yararlanmaları imkanı veriliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Başvurusu kabul edilmeyenler bu karara çeşitli yöntemlerle itiraz edebiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İtiraz süreci sonunda da başvuruları olumsuz bulunanlar sınır dışı ediliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Göç İdaresi’nin son güncel verilerine göre Türkiye’de 2023 yılında en fazla uluslararası koruma başvurusu yapanlar Afgan uyruklular oldu.</span></p><p><span style="font-size:18px">2023’te 13 bin 68 Afganistanlı, Türkiye'de uluslararası koruma başvuru yaptı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Afganları 2776 başvuruyla Iraklılar, 1416 başvuruyla İranlılar takip etti.</span></p><h2><span style="font-size:18px">İkamet izni ile Türkiye'de yaşayan Afganların sayısı ne kadar?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Göç İdaresi'nin son olarak 12 Eylül 2024 tarihinde güncellediği verilerine göre, Türkiye'de ikamet izni ile yaşayan 1 milyon 84 bin 425 yabancı bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İkamet izni ile Türkiye'de bulunan yabancıların önemli bir bölümü İstanbul'da yaşıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu izinle İstanbul'da yaşayanların sayısı 528 bin 102.</span></p><p><span style="font-size:18px">İlk beş kente bakıldığında İstanbul'u 124 bin 872 ile Antalya, 69 bin 899 ile Ankara, 49 bin 40 ile Bursa ve 43 bin 847 ile Mersin takip ediyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu izinle Türkiye'de yaşayan yabancıların uyruklarına bakıldığında Afganistanlılar dokuzuncu sırada bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ülkede ikamet izni sahibi 38 bin 808 Afganistanlı yaşıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İkamet izni ile Türkiye’de bulunan yabancı uyrukluların ülkelerinin sıralaması şöyle; Türkmenistan, Rusya Federasyonu, Irak, İran, Suriye, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Afganistan, Ukrayna.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Kaç Afganistanlıya çalışma izni verildi?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Afganların Türkiye'de çalışabilmeleri için tıpkı diğer tüm yabancılar gibi çalışma iznine sahip olmaları gerekiyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Genel olarak çalışma izni başvurusu, işverenler tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yapılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">İzin sonrası işverenin yabancıya ödeyeceği ücret en az asgari ücret tutarı kadar olmak zorunda.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eğer kişi kendi nam ve hesabına çalışacak ise de kendi adına Bakanlığa başvuru yapabiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Mevsimlik tarım ve hayvancılık işlerinde çalışacak olan uluslararası koruma başvuru sahibi ve şartlı mülteci yabancılar, çalışma izni almalarına gerek olmaksızın, resmi makamlardan çalışma izni muafiyet formu alarak çalışabiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın sitesinde Yabancı Çalışma İzinleri İstatistikleri adlı yıllık raporlar bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bu raporların sonuncusu 2023’te yayımlanmış.</span></p><p><span style="font-size:18px">Rapora göre 2022'de 4 bin 957, 2023’te ise 6 bin 204 Afganistan vatandaşına çalışma izni verilmiş.</span></p><h2><span style="font-size:18px">Afgan çoban tartışması neden gündemde?</span></h2><p><span style="font-size:18px">Türkiye’deki Afganların yaptıkları işler arasında çobanlığın (resmi adıyla sürü yöneticiliği) yaygın olduğu anlaşılıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Göç Araştırmaları Derneği’nin 2021 yılında yayımladığı “İstanbul’un Hayaletleri: Güvencesizliğin Kıyısında Afganlar” adlı saha araştırmasına dayanan raporda, “Afgan göçmenler arasında belgesiz ve kayıtsız olanların çoğunluğu oluşturduğu, ve İstanbul’daki en ağır çalışma koşullarına maruz kaldıklarını” aktarıyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bunların arasında çöp-kağıt toplamadan inşaat işçiliğine kadar geniş bir yelpazede bedensel emeğe dayalı işlerin olduğu, bunlardan birinin de çobanlık olduğu belirtiliyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Günümüzde Facebook sosyal medya mecralarında Afgan çoban arayanların kullandığı gruplar bulunuyor.</span></p><p><span style="font-size:18px">Eski Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 28 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde verdiği bir röportajda Suriyelilerin geri gönderilmesini anlatırken şu sözleri sarf etmişti:</span></p><p><span style="font-size:18px">"Sahadayız dolaşıyoruz. Seçim öncesi popülizm yapmak doğru değildir. Tamamını yüzde 100 göndereceğiz dersek doğru olmaz. Şu anda Türkiye'de tarım sektörü, sanayide, hallerde istihdama ihtiyaç var. Benim babamın koyunları var mesela çoban bulamıyorum diye söyleniyor.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Ticaret Bakanı Bolat ise 7 Temmuz 2024'te Sabah gazetesinde yayımlanan söyleşisinde tarım ve hayvancılıktaki eleman ihtiyacıyla ilgili şunları söyledi:</span></p><p><span style="font-size:18px">“Ürün o kadar çok ki, çiftçi toplayacak adam bulamıyor. Ciddi bir elemansızlık problemi var. Bu açık yabancı işçilerle de kapatılamıyor. Örneğin bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz. Limon 1 ile 3 TL arasında satılıyor diye ağaçta çürüdü.”</span></p><p><span style="font-size:18px">Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Başkanı Nihat Çelik de 14 Eylül’de yaptığı açıklamada, Türkiye’de bazı işletmelerde Afgan çobanların çalıştığını söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Hâli hazırda yaklaşık 50 bin çobanın çalıştığını belirtti ve sektörde sürdürülebilirliğin sağlanması açısından 150 bin çobanın daha çalışmasının şart olduğunu savundu.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çelik, “Bizim önceliğimiz Afgan çobanlar değil, kendi vatandaşlarımızın bu işi yapmasıdır. Birinci planımız yerli çobanlarımızı bu işe yönlendirmemiz, ikinci planımız sınırlandırılmayla Afgan çobanlar istihdam edilebilir” dedi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Bununla birlikte “insanları çobanlığa yönlendirmenin de pek mümkün olmadığını” söyledi.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çelik, hükümetin Afganistan ve Türk cumhuriyetleri ile yabancı çoban istihdamı için görüşmeler yaptığını da iddia etti. Bu iddia ile ilgili henüz hükümet tarafından bir açıklama yapılmadı.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p><p>https://www.bbc.com/turkce/articles/c79nzjy0gdxo</p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[16 ile yeni vali atandı]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/16-ile-yeni-vali-atandi-220134469e9a9-db2a-4109-87e6-dc80561e9fca2024-09-19T15:02:00+03:00HABER MERKEZİ 16 ile yeni vali atandı

16 ile yeni vali atandı

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararnameyle valilik görevlerine atananların tamamı geçmişte yerel yönetimlerde farklı seviyelerde görev yapmış isimler.</span></p><p><span style="font-size:18px">Ataması yapılan valiler, atamalardan önceki görevleriyle birlikte şu şekilde:</span></p><ul><li><span style="font-size:18px">Eski Konya Valisi Vahdettin Özkan-&nbsp;<strong>Manisa Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Kırklareli Valisi Birol Ekici -&nbsp;<strong>Şırnak Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Uşak Valisi Turan Ergün -&nbsp;<strong>Artvin Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Isparta Valisi Aydın Baruş -&nbsp;<strong>Gümüşhane Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Kırşehir Valisi ve Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanı İbrahim Akın -&nbsp;<strong>Konya Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkan Yardımcısı Önder Bakan -&nbsp;<strong>Amasya Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Mülkiye Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Çalgan -&nbsp;<strong>Çorum Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Tülay Baydar Bilgihan -&nbsp;<strong>Burdur Valiliğine,</strong></span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Sakarya Vali Yardımcısı Mehmet Fatih Çiçekli -&nbsp;<strong>Karaman Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Şanlıurfa Valisi ve eski Mülkiye Başmüfettişi Abdullah Erin -&nbsp;<strong>Isparta Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Mülkiye Başmüfettişi Rahmi Doğan -&nbsp;<strong>Sakarya Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Gemlik Kaymakamı Uğur Turan -&nbsp;<strong>Kırklareli Valiliğine,</strong></span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Sancaktepe Kaymakamı Ahmet Karakaya -&nbsp;<strong>Bitlis Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek -&nbsp;<strong>Kırşehir Valiliğine</strong>,</span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Ümraniye Kaymakamı Abdulaziz Aydın -&nbsp;<strong>Bolu</strong>&nbsp;<strong>Valiliğine,</strong></span></li><li><span style="font-size:18px">Eski Etimesgut Kaymakamı Naci Aktaş -&nbsp;<strong>Uşak</strong>&nbsp;<strong>Valiliğine</strong>&nbsp;atandı.</span></li></ul><p><span style="font-size:18px">Aynı kararnameyle Hüdayar Mete Buhara, Erkan Kılıç, Yılmaz Doruk, Erol Karaömeroğlu, Türker Öksüz, Hüseyin Engin Sarıibrahim, Zülkif Dağlı, Yaşar Karadeniz, Alper Tanrısever, Cengiz Ünsal, Enver Ünlü ve Cevdet Atay "vali-mülkiye başmüfettişliği" görevine getirildi.</span></p><p><span style="font-size:18px">kaynak: bbc.türkçe</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI YALÇIN TOPÇU'YA ÖNEMLİ ZİYARETLER GERÇEKLEŞTİ]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/cumhurbaskani-basdanismani-yalcin-topcuya-onemli-ziyaretler-gerceklesti-22012bfb8057b-ce16-448f-a7aa-103a594de3242024-09-19T14:32:00+03:00HABER MERKEZİ CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI YALÇIN TOPÇU'YA ÖNEMLİ ZİYARETLER GERÇEKLEŞTİ

CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI YALÇIN TOPÇU'YA ÖNEMLİ ZİYARETLER GERÇEKLEŞTİ

SİYASET

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:20px"><strong>MUSTAFA GÖKTAŞ&nbsp;</strong></span></p><p><span style="font-size:20px">Kazakistan Kültür Bakanı ve Türksoy Eski Genel Sekreteri,&nbsp;<br />Kazakistan’ın Olağan Üstü ve Tam Yetkili Daimi Büyükelçisi Prof. Düsen Kaseinov’u külliyedeki makamında ağırlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu nazik ziyareti için teşekkür ederek yaptığı konuşmada şunları ifade etti:</span></p><p><span style="font-size:20px">“Bulunduğu bütün görevler süresince ve halen daimi büyükelçi olarak Türk Dünyasının kendi içinde ve diğer ülkelerle kültürlerarası yakınlaşma ve ülkeler arası ilişkilerin iyileştirilmesi alanında yapmış olduğu katkılar dolayısıyla pek çok ülke ve uluslararası kuruluş tarafından ödüle layık görülen bir münevverimizdir Sayın Kaseinov.</span></p><p><span style="font-size:20px">Türk dünyasının kıymetli evladı,devlet ve kültür insanı Sayın Prof.Düsen Kaseinov’a Türk Dünyasının kültürel gelişimi,birlik ve beraberliği için yaptığı takdire şayan çalışmalarına şükranlarımızı sunuyor,milletimizin evinde kendilerini ağırlamış olmaktan onur duyuyorum.”</span></p><p><span style="font-size:20px">Düsen Kaseinov’da yaptığı konuşmada;</span></p><p><span style="font-size:20px">“Türk dünyasının birliği ve dirliği &nbsp;için ve diğer ülkelerle olan her alandaki ilişkilerinin çok daha gelişmesi için çalışmalarıma devam ediyorum.</span></p><p><span style="font-size:20px">Yaptığımız faaliyetlerin bir çoğunda &nbsp;bizi destekleyen,her daim yanımızda olan kardeşim Yalçın Topçu’ya kabulü ve nazik misafirperverliği &nbsp;için çok teşekkür ediyorum.” dedi.</span></p><p><span style="font-size:20px">Görüşme; Hediye taktimi ve hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.</span></p><p><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66ec0f8446465.jpg" style="height:1484px; width:2473px" /></p><p><img alt="" src="https://www.haberanaliz.net/images/detay/resimler/66ec0fa777865.jpg" style="height:1399px; width:2480px" /></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[TOPLU SÖZLEŞME İMZALANDI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/toplu-sozlesme-imzalandi-22011c3722cfc-8a1f-4905-bfb7-ec9ea987eca82024-09-19T14:27:00+03:00HABER MERKEZİ TOPLU SÖZLEŞME İMZALANDI

TOPLU SÖZLEŞME İMZALANDI

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">Büyükşehir Belediyesi ve ESKİ Genel Müdürlüğü’ndeki&nbsp;çalışan Espark A.Ş.’ye bağlı 3 bin 100 personeli kapsayan, en düşük net maaşın 31.500,00 TL, en yüksek maaşın 43.500,00TL’nin üzerine çıkarıldığı Toplu İş Sözleşmesi imzalandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">1 Temmuz 2024 – 30 Haziran 2026 dönemini kapsayan 2 yıllık Toplu İş Sözleşmesi ile en düşük mevcut taban ücrete ilk altı ayda yüzde 30 oranında artış yapıldı. Sözleşmeyle beraber sosyal haklarda ise ortalama yüzde 420’ye varan artışlar sağlandı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Çalışanları enflasyon ve hayat pahalılığına ezdirmemek amacıyla 2025 ve 2026 yıllarında ücretlere enflasyon oranında zam yansıtılması ve ilave refah payı da Toplu İş Sözleşmesinde düzenlendi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[MANSUR YAVAŞ, “YEŞİL ENERJİ ÖDÜLÜ”NÜ ALDI]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/mansur-yavas-yesil-enerji-odulunu-aldi-220105e510767-6819-4a6e-8a6c-6dd06c3d7b772024-09-19T14:24:00+03:00HABER MERKEZİ MANSUR YAVAŞ, “YEŞİL ENERJİ ÖDÜLÜ”NÜ ALDI

MANSUR YAVAŞ, “YEŞİL ENERJİ ÖDÜLÜ”NÜ ALDI

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px"><strong>Sosyal medya hesapları üzerinden açıklama yapan Yavaş,</strong>&nbsp;<strong>“Kentimizi yeşilin ve dönüşümün başkenti haline getirmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Bizleri bu ödüle layık gören herkese teşekkür ederim” dedi.</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını bir kez daha dünya çapında kanıtladı.</span></p><p><span style="font-size:18px">Yavaş, Brezilya’nın Rio de Janeiro Belediye Başkanı Eduardo Da Costa Paes’i ve Birleşik Arap Emirlikleri Endüstri ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan Bin Ahmed Al Jaber’i geride bırakarak uluslararası prestije sahip&nbsp;“<strong>Yeşil Enerji Ödülü</strong>”ne layık görüldü.</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>“KENTİMİZİ YEŞİLİN VE DÖNÜŞÜMÜN BAŞKENTİ HALİNE GETİRMEK İÇİN ARALIKSIZ ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Yavaş,&nbsp;<strong>“Yeşil Enerji Ödülü”</strong>&nbsp;hakkında sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, enerji projelerine sağlanan kurumsal ve finansal desteklerin bu başarıda büyük rol oynadığını belirtti. Yavaş açıklamasında şu sözlere yer verdi:</span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>"Kentimizi yeşilin ve dönüşümün başkenti haline getirmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Bizleri bu ödüle layık gören herkese teşekkür ederim."</strong></span></p><p><span style="font-size:18px"><strong>DOĞAN: “BETONA DEĞİL YEŞİLE YATIRIM YAPALIM”</strong></span></p><p><span style="font-size:18px">Uluslararası Dünya Kalkınma Teşkilatı’nın gerçekleştirdiği ödül törenine Mansur Yavaş adına katılan ABB Başkan Vekili Emre Doğan ise konuşmasında,&nbsp;<strong>“Ankara’dan, Mansur Yavaş’tan sizlere selamlar getirdim. Bu ödül için çok teşekkür ediyoruz. Kentlerimizi koruyalım. Betona değil yeşile yatırım yapalım. Daha yeşil bir dünyada hep birlikte kardeşçe yaşayalım”&nbsp;</strong>dedi.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[Meslek Fabrikası’na iki ödül]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/meslek-fabrikasina-iki-odul-220097d4abbd7-300e-479f-bd77-b4befddde1072024-09-19T14:20:00+03:00HABER MERKEZİ Meslek Fabrikası’na iki ödül

Meslek Fabrikası’na iki ödül

GÜNDEM

HABER MERKEZİ
<p><span style="font-size:18px">İzmir Büyükşehir Belediyesi, Meslek Fabrikası modeli ile özellikle gençler ve kadınlara istihdam olanakları yaratmaya devam ediyor. İzmir’in ekonomik kalkınmasına, rekabet gücünün ve nitelikli insan kaynağının artırılmasına yönelik projelerinden biri olan Meslek Fabrikası, yıl boyunca istihdam odaklı mesleki ve teknik kurslar düzenliyor. 16 farklı kategoride başvuruya açılan 11. Sürdürülebilir İş Ödülleri’ne katılan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü, Sürdürülebilir Ürün İnovasyonu kategorisinde “Adettendir Üretiyoruz” projesi, İş birliği Özel Sektör &amp; STK, Kamu, Akademi kategorisinde “Altın İğne” projesi, Kadının Güçlendirilmesi kategorisinde ise “Geleceğini Kuran Genç Kadınlar” projesi ile finale kaldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, finale kalan tek büyükşehir belediyesi oldu. Meslek Fabrikası, Adettendir Üretiyoruz ve Altın İğne projeleri ile iki ayrı ödüle layık görülerek dün akşam İstanbul’da yapılan ödül törenine damga vurdu.<br />&nbsp;<br /><strong>Halkçı belediyecilik vurgusu</strong><br />Meslek Fabrikası Müdürü Zeki Kapı, Sürdürülebilir İş Ödülleri töreninde konuşma yaparak “Bu anlamlı ödülü, Başkanımız Dr. Cemil Tugay ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde birlikte emek verdiğimiz değerli çalışma arkadaşlarım adına almanın gururunu yaşıyorum. Bu ödül, belediyemizin kamucu ve halkçı belediyecilik anlayışının bir yansımasıdır. Yaptığımız çalışmaların takdir edilmesi, bizlere bu yolda daha güçlü adımlar atma motivasyonu ve cesareti veriyor. Başkanımızın vizyonu doğrultusunda, halkımız için en iyi hizmeti sunmaya ve halkçı belediyecilik anlayışıyla yolumuza kararlılıkla devam etmeye hazırız” dedi.<br />&nbsp;<br /><strong>Adettendir Üretiyoruz</strong><br />Sürdürülebilir Ürün İnovasyonu kategorisinde “Adettendir Üretiyoruz” projesiyle ödül alan Meslek Fabrikası, regl konusunda bilgiye ve ürüne ulaşmakta zorluk yaşayan kadınların sorunlarına çözüm üretmek ve sürdürülebilir bir yaşam için atıksız ürün kullanılarak doğaya katkı sağlamayı amaçlıyor. Regl yoksulluğu ve tabusuna ilişkin geliştirilen çalışmaların yapıldığı atölyede, katılımcıların kendi pedini üreterek çalışmayı tamamlamaları sağlanıyor. Proje kapsamında gümüş uygulamasıyla antimikrobiyal özellik kazandırılan kumaşların, Sun Tekstil AR-GE Merkezi ve Ege Üniversitesi Fen Fakültesi EGEMİKAL Analiz Laboratuvarı ile iş birliği geliştirilerek ulusal ve uluslararası literatür taramaları ve laboratuvar analizleri tamamlandı.<br />&nbsp;<br /><strong>Altın İğne</strong><br />İş birliği Özel Sektör &amp; STK, Kamu, Akademi kategorisinde “Altın İğne” projesiyle ödül alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü, İzmir’de yaşayan ve dikişe ilgi duyan kadınların iş gücü piyasasına katılımlarını desteklemek, hazır giyim sektöründe ihtiyaç duyulan ara eleman ihtiyacını karşılamak ve tekstil endüstrisindeki atıkların azaltılmasını amaçlıyor. 9 Eylül Rotary Kulübü, Ege Giyim Sanayicileri Derneği, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve İzmir'deki hazır giyim üreticileri iş birliği ile yürütülen proje, toplumsal cinsiyet eşitliği, ekonomik kalkınma ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda öne çıkıyor.<br />&nbsp;<br /><strong>Sürdürülebilir İş Ödülleri</strong><br />2014 yılından bu yana gerçekleştirilen Sürdürülebilir İş Ödülleri, kurumların önemli etkiler yaratmış projelerini ve iş modellerini öne çıkarmak ve geniş kitleler ile paylaşmayı hedefliyor. Söz konusu kurumların rol model olmasını sağlayarak değişimi teşvik etmek ve sürdürülebilir iş modellerine geçişi hızlandırmayı amaçlayan Sürdürülebilir İş Ödülleri’nde tüm başvurular, alanında lider akademisyen ve uzmanlardan oluşan jüri tarafından değerlendiriliyor.</span></p>
© 2024 Copyright Haberanaliz
]]>
<![CDATA[GÜVENLİ OKUL PROJESİ HAYATA GEÇİRİLDİ]]>https://www.haberanaliz.net/public/haber/guvenli-okul-projesi-hayata-gecirildi-22008f81523f9-74ff-4ef0-88be-8786865db3502024-09-19T14:15:00+03:00HABER MERKEZİ