haberanaliz
Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

MUTLULUK MESELESİ…

Ben mutluluğu aramam. Mutlu olmaya bakarım. Elde ettiklerimin değerini bilir, şükür eder, elde edemediğim yâda umduğumun olmadığı yerde ise “her işte bir hayır var” der geçer giderim. İnancım, itikadım tamdır elhamdülillah.

Ülkemize ve yaşadığımız ortama bakıyorum, herkes kendini haklı görüyor.

Yani etrafımız HAKLI SELİM dolu…

Ekonomi, iç ve dış siyaset, sosyal yaşam, adalet, vergi ve gelir dağılımı, bunları adam gibi gören, irdeleyen, inceleyen, konuşan yok!

HAKLI SELİM ÇOK, “AKLI”SELİM YOK!!!

Biz olumlu- olumsuz herkesi, her şeyi yazıyoruz diye, bizi seviyormuş gibi yapanların riyakârlığından bıktım usandım.

Siyaset sahnesinin içine yuvalanmış o kadar ahlaksız, edepsiz, karaktersiz, çapsız tip bulunuyor ki, bir türlü SİYASİ ETİK/AHLAK yasası bu yüzden çıkmıyor, çıkartılamıyor.

O çıkmayınca da, ülkenin düzlüğe çıkması çok zor…

1533 – 1592 yılları arasında yaşayan Montaiğne bakın ne diyor:

“Bana çatıldağı zaman öfkem değil, dikkatim uyanır. Bana çatandan bir şeyler öğrenmeye can atarım. Doğruyu bulmak her iki tarafın kaygısı olmalı. İnsan öfkelendi mi, düşünemez olur. Aklından önce sinirleri işler. Tartışmalarda bahis tutuşmak hiç de faydasız değildir. Doğruluktan ayrıldık mı, elle tutulur bir şeyler kaybetmeliyiz. Yıl sonunda uşağım demeli ki bana: ‘bilgisizlik ve inatçılık yüzünden bu yıl bin altın kaybettiniz!’ Doğruyu hangi elde görsem sevinçle karşılar, uzaktan kokusunu alır almaz silahlarımı atar teslim olurum.”

Kıssadan hisse… Bu kafa yapısında olan kaç kişi var, kaçımız böyleyiz?! Kimse eleştirene, doğruyu söyleyene tahammül edemiyor. Yazımı bir hikâye ile bitireyim.

Büyük kedi, kuyruğu ile oynayan küçük kediye sorar:

“Neden kuyruğunu kovalayıp duruyorsun?”

Küçük kedi şöyle cevaplar:

“Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim. Kuyruğumu kovalıyorum, kovalıyorum… Sonunda onu yakaladığım zaman, biliyorum ki mutluluğu yakalamış olacağım.”

Yaşlı Kedi bunun üzerine gülümser:

“Gençliğimde bende senin gibi, mutluluğun kuyruğumda olduğuna inanıyordum. Yıllar geçtikçe anladım ki, ne zaman onu kovalasam, o benden uzaklaşıyor. Ne zaman kendi işime baskım, o hep peşimden geliyor.”

Kıssadan hisse…  Herkes işini, edebi ile adabı ile namusu ile yapmalı, asıl mutluluk o zaman…

Unutmayın,

Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız, kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz. Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.