“SON BİR KEZ DAHA” DEMEYİN LÜTFEN..
Halkın büyük çoğunluğu, CHP’nin düzenlediği mitingleri onaylıyor.
CHP Lideri Özgür Özel, hangi ilde ya da ilçede miting yapıyorsa meydanlar doluyor. Büyük coşkulu katılımlarla Özel’e ve hapse atılan Ekrem İmamoğlu’na büyük destek veriyor.
Dalgalar halinde gelen gözaltılar ve tutuklamalar mitingleri daha da görkemli yapıyor. Böyle giderse Cumhur İttifakı’nın iktidarı yerinde kalamayacak gibi görünüyor.
Korku eşikleri çoktan aşıldı. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı altında ezilen vatandaşlar, bu ezilmişliklerini mitinglere giderek bir nebze olsun hafifletiyor.
Gelgelelim, iktidar hala bildiğini okuyor. Sonsuza kadar saltanatının devam edeceğini düşünse gerek ki, hiç mahcubiyet hissetmeden “Yeni Anayasa” diyor, “Terörsüz Türkiye” diyor. Diyor da diyor.
Oysa köprülerin altından ne sular akıyor da bilmezlikten geliniyor.
Aslında eskiden olduğu gibi TBMM’de güven oylaması yapılsa, yapılabilseydi, hükümet belki de kendi vekilleri ve MHP’li vekillerin çoğundan “red oyu” alacak noktalara geldiğini görebilecekti. Bu olanak yok.
Türkiye değişim istiyor, eski liderlerden sıkıldı, genç ve dinamik liderleri seviyor. Dünyayı ve yaşamayı farklı algılıyor. Türk toplumu gelişmiş toplumlarla aradaki farkı çoktan halletti, siyasetçiler bilmem ki ne kadar görüyor bunu…
Onun için Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na ilgi gösteriyorlar.
KALELER BİRER BİRER DÜŞÜYOR…
Düşünün iktidarın kaleleri tek tek düşüyor. En son Yozgat ve Düzce mitinglerinde Özgür Özel’i dinlemeye gelenler, ezici çoğunluktaydı.
Anlayamadığım AK Partili ve MHP’li siyaset duayenleri neden genel başkanlarına bir rapor vermiyorlar. Korkunun ecele faydası yok..
Genel seçimler 2028’de.. O tarihe kadar beklenirse 2001 krizinde olduğu gibi AK Parti de MHP de barajın altında kalabilirler.
Çünkü vatandaşın canına tak demiş durumda. Onları ne Anayasa, ne Babayasa ilgilendiriyor. Kürt sorununun çözülüp çözülmemesi de enterese etmiyor dersem bana kızmayın.
Her gün vatandaşlarla konuşuyorum, aynı marketlerden alışverişler yapıyorum. Fileler, poşetler dolmuyor.
Yüksek işyeri kiralarından dolayı dükkanlar, mağazalar bir bir kapanıyor.
Türkiye’nin büyümesi yüzde 2’lere düşmüş…
Uygulanan ekonomik programlar, siyasi krizlerden dolayı memleketi düze çıkarmıyor.
İmamoğlu’nun hapse atılmasının maliyet 50 milyar dolarları geçse de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hiçbir şey olmamış gibi davranıyor…
Sanki, koskoca bir ülke siyasileşen YARGI’nın esiri olmuş gibi..
Her şafak vakti hangi dalgalar gelecek diye bekleniyor.
SİZİ GİDİ KOLTUK SEVDALILARI…
Peki neden bunca çileyi çekiyoruz?
Çünkü bizim ülkede koltuk sevdası çok kötü bir alışkanlık halinde.
Mesela, Kemal Kılıçdaroğlu, seçimleri kaybetti, kurultayları kaybetti yine ana muhalefetin koltuğuna oturmak arzusunda.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da aynı düşüncede GÖRÜNTÜ veriyor..
Bitmeyen “son bir kez daha”larıyla koltuğunu bırakmak niyetinde değil…
Recaizade Ekrem, “Araba Sevdası”nı yazmış da “Koltuk Sevdası”nı yazmayı ihmal etmiş!
Belki bugünlerde yaşasaydı onu da kaleme alırdı.
İşin özeti şu; ESKİ NESİL SİYASETÇİ OUT, YENİ NESİL SİYASETÇİ İN…