ZEVZEK SİYASET!!!
Bizim ülkedeki siyaset yapanlar, yaptığını sananlar, ZEVZEKLİĞİ KENDİNE MESLEK EDİNMİŞLER!!!
Sorunu konuşurlar, eleştirirler, ama iş çözüme geldi mi, yan çizerler…
Konuşup duruyorsun, laf üretiyorsun, vıdı vıdı yapıyorsun, ÇÖZÜM NE KARDEŞİM!!!
Çözümün ne, alternatifin ne, önümüze koyacağın çare ne?!...
Ucuz birde laf bulmuşlar, “biz söylersek kopya ederler, fikrimizi çalarlar, biz iş başına gelince yaparız”
Yavv, hadi git yav…
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ben yaşamıyorum, ama yaşım 64 ve 42 yıldır aynı mesleği yapıyorum, bu süreçte kimleri, neleri gördüm yaşadım.
Hikâye ve masal dinlemekten bıktım usandım.
Bizim yaşımızda olanların hepsi de bunu biliyor.
Çözüm odaklı siyaset yapan çok az.
Şimdi…
Bu ülkenin Cumhurbaşkanına ağzına geldiği gibi mahalle ağzı ile konuşacak, sataşacak, ağır laflar edeceksin, bunun adı ifade özgürlüğü, siyaset ve dokunulmazlık olacak (!)
Devlet nedir, devlet terbiyesine ne yakışır bilmeyeceksin, edepsizlikte ölçü tanımayacaksın…
Daladınız ağzınıza “CUMHURBAŞKANI KENDİNE SARAY YAPTI….”
Alıp cebine mi koydu, tapuda kütüğüne mi geçirdi?
Uçak aldı…
Aldı da, taşınır mal olarak üzerine mi yaptırdı, onun kişisel malı mı oldu?
“Oğlu kızı bilmem nerede oturuyor, filanca marka arabaya biniyor…”
Sizinkiler ne yapıyor, Eşek sırtında mı yolculuk yapıyorlar (!)
Sen ne yapıyorsun, gayet sade, halkın içinde halk gibi mi yaşıyorsun?
Muhalefetim diyenlere bakıyorum.
Tüm genel başkanların bindiği makam araçları süper lüks.
Oturdukları yerler, bir ikisi dışında, süper lüks yerler.
Malları mülkleri gani…
Aynı şekilde Belediye başkanlarına bakıyorum.
Onlarda en lüks araçlardalar, oturdukları yerler lüks, harcamalar ultra lüks.
Çoğunun çifter çifter sevgilileri var, her gün bir eğlence masasındalar, bir yediğini bir daha yemiyor, bir giydiğini bir daha giymiyorlar…
Çalıyor, çırpıyor, israf ediyor diyorsun, yahu, her şey ortada işte, sende çalıyorsun, çırpıyorsun, israfında kralını yapıyorsun….
Ne anladık şimdi?!
Deve kuşu gibi kafanızı kuma gömmüşsünüz, etrafınızdakiler sizi görmüyor sanıyorsunuz.
Hayırdır, artık devir teknoloji devri, herkes her şeyi görüyor, izliyor, takip ediyor.
Az çalan çok çalan meselesi haline gelmiş siyaset.
Biri çıkıyor çalıyor, diğeri aşağıda, çalıyor çalıyor diyor, ama kendi de muhitinde çalıyor, yukarıdaki gibi çalamıyor.
O iniyor kendi çıkıyor, bu kez kendi çalıyor, öbürü aşağıdan sesleniyor…
Aslında hepsi çalma düzenine ayak uydurmuş, nasıl çalarız hesabı içinde olduklarından milleti memleketi düşünen olmuyor.
Biri iniyor, biri çıkıyor, değişen hiçbir şey olmuyor. Tahterevalli misali…
Bu iktidarı ve cumhur ortakları eleştirenler, ÖRNEK olsunlar, önce makam arabalarını yerli modellerden seçsinler.
Oturdukları yer halkın içinde apartmanlar yâda yerde müstakil mütevazı evler olsun.
Makam odaları, hizmet yerlerini şaşalı yapmasınlar, tefrişatlarını mütevazı yapsınlar…
Kılık kıyafetleri lüks markalardan oluşmasın, halkın giydiklerini giysinler…
Yokkk!!!
Kendileri her haltı yiyecekler, aile boyu semirecekler normal olacak, devleti yöneten en tepedeki adam Cumhurbaşkanına, ailesine, hiçbir şeyi reva görmeyecekler.
Onun için yazıma ZEVZEK SİYASETİ başlığını attım.
Yok mu bunların içinde iyi olan?!
Var, var elbet.
Allah sayılarını da arttırsın.
Ama siyaseti, hırsızlık, çalma, çırpma, kısa yoldan zengin olma, mal mülk sahibi olma, eşi çocukları zenginleştirme aracı olarak gören çoğunluk var!!!
O çoğunluk yüzünden bu iyiler görünmüyor.
Çünkü o çoğunluk, her parti içindeki hırsız, arsızlardır ve el ele vermişler, hangisi iktidar olursa olsun çalmaya devam ediyorlar.
Bu sistemi, bu çalma ve soyma düzenini bozmak lazım.
Bunu da bozarsa bu CUMHURBAŞKANI bozar!!!
Anayasanın bu bağlamda, insanca, uygarca, eşit ve hakkaniyetli, adaletli bir hal alması için değişmesi şarttır.
Barış iklimi, ne pahasına olursa olsun, tahsis edilmelidir.
Devletin tüm kurumları kiradan kurtarılmalı, kendi mülkünde olmalı, makamlar ve devlet daireleri tefrişatlarında aşırıya kaçılmamalı, lüks ve şatafat bitmelidir.
Araç kiralama olay kalkmalı, araçlar yerli araçlardan seçilmelidir.
Her müdüre, daire başkanına, şube müdürüne, kıytırık amire ve memura özel araç tahsis edilmemelidir.
Sev sevme, ama saygı duymak zorundasın!!!
Kimseye ağır laf, söz söylemeyecek, kendin duymak istemediğin sözü sarf etmeyeceksin!!!
Cumhurbaşkanını lüzumsuz ağzına dolamayacaksınz.
Oturduğu evi bindiği arabayı laf etmeyi biliyorsun.
Sen kıl çadırda mı oturuyorsun?!
Neredeydiniz, nerelere geldiniz?
Kıçınızda çoğunuzun donu yırtıktı, şimdi donunuz ve çorabınız bile markalı…
Sen, laf üreten, eleştiri üreten, her mevzuya karşı çıkan saldıran, sen nesin sen?!
Hayatını, geçmişini, bugününü bir ortaya koysana…
İşte görüyoruz, millete veriyorsunuz TALKINI, kendiniz ve etrafınız yutuyorsunuz SALKIMI!!!
Bu millet her şeyi görüyor kardeşim.
Yemiyor artık!!!