GAZETECİLİK ÜZERİNE…

Kıymetli okurlarım,

KİŞİLERİN şahsını tartışmak, ona yakıştırmalarda bulunmak bir gazetecinin ve İNSAN olanın işi değildir.

Zira yapılan güzel işleri görmezden gelmek tek kelime ile EDEPSİZLİK- HAKKANİYETSİZLİK- ADALETSİZLİK- VİCDANSIZLIKTIR…

Kişilerin yaptığı güzel ve olumlu işleri görenler, yapılan yanlış ve eksik işleri de görmelidirler.

Görmelidirler ki, inandırıcılıkları olsun, toplumda karşılıkları olsun.

Siyaset olsun, Ticaret olsun mantığı ile yazı yazan GAZETECİ değil, MAZETECİDİR….

Bu ben isem, benim ALLAH BELAMI VERSİN, yok değil başkası ise, ONUN ALLAH BELASINI VERSİN!!!

Versin ki, toplumun daha fazla kirlenmemesinin önüne geçelim.

Gazeteci dediğin insan toplumun gözü kulağı, vicdanıdır.

Bir nevi KAMUNUN BEKÇİSİDİR.

Gazetecinin başı, bir tarafı PARA İLE MENFAAT İLE oynar ise ve belediye kaynaklarından, kamu kaynaklarından istifade ederek yazılar yazıyor ve toplumda yanlış algılar oluşmasına vesile oluyor ise, ALLAH ONUNDA BELASINI VERSİN!!!

Ben işimi yaparken, SOLCU- SAĞCI, oncu buncu diye yapanın yanında değilim.

Herkes görevini, işini layığı ile yaparsa sorun kalmaz.

Siyasetçiler, toplumu yönetmeye kalkanlar, başında bulundukları topluma hizmet için başa geliyorlar.

Elbette iş yapacaklar.

Kimisi iyi, kimisi kötü olacak.

Her ikisine de aynı mesafede yanaşmak ve bakmak bir namuslu gazetecinin görevidir.

İyiyi yaz, kötüyü yazma….

Kötüyü yaz, iyi olanı yazma…

Ondan sonra tarafsız, bağımsız MEDYA, Gazeteciyim de (!)

Kim inanır!!!!

Kimi iyi dersen onun yandaşları, kimi kötü dersen onun yandaşları vızıltı yaparlar.

Toplumun geneline bakacağız.

KAMU VİCDANINA bakacağız.

Herkese saygı ve sevgilerimle…