BİAT’LA İÇ CEPHE GÜÇLENDİRİLİR Mİ?
Dünyada genel barış atmosferi yerini savaş ortamlarına terk ederken hangi ülke neyi savunuyor bilmece haline geldi. Sanki ABD Başkanı Trump, her an birbiriyle çelişen açıklamalarıyla ülkelerin hangi politika uygulayacağını belirsizleştiriyor.
Varsa yoksa İsrail. Başbakan Netanyahu’ya göre ayarlamalar yapılıyor. Ortadoğu’da haritaların değişmesinin tek belirleyicisi İsrail oluyor!
Peki Türkiye ne yapıyor, yeni gelecek tasarımını nasıl yapmayı planlıyor?
Bu soruya cevap vermek kolay olmuyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ında işi kolay değil.
30 HAZİRAN’DA KILIÇDAROĞLU GELİR Mİ?
Güya iç cepheyi güçlendirip bir olalım, iri olalım, diri olalım havasındakiiktidar durmadan düşen oylarını geri kazanmak için her siyasi manevrayı deniyor.
Yargıyı siyasallaştırarak CHP’nin başına örülen çorapise ilmek ilmek çözülüyor.
Turpun değil, ancak örülen çorabın sonuncusu, 30 Haziran pazartesi günü başkentte görülecek o davada çözülecek.
Mahkeme, CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’nı iptal edip Kayyum kararı verir mi vermez mi?
Diyelim kayyum kararı çıktı. Kurultay toplandı, değişen ne olacak?
Özgür Özel, işini tesadüfe bırakacak gibi görünmüyor. Sonra niye bıraksın ki..
Daha yeni bir Kurultay’dan çıktı!
Kemal Kılıçdaroğlu, köprülerin altından bu kadar çok su akmasından sonra Genel Başkanlığı alamaz.
Alsa bile iki genç oğlu (Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel) CHP’yi toplumun benimsediği, her mitingine koştuğu bir parti haline dönüştürdüğü bu dönemde ne kadar atak olabilir ki.?Kılıçdaroğlu’nun Kurultay’ı alması yalnızca Cumhur İttifakı’nın işine yarar. O da çok kısa..
CHP’liler öyle bir birliktelik içindeler ki, iktidar yürüyüşüne çıkmışlar gibi koşuyorlar. Kılıçdaroğlu bile engelleyemez…
Ekrem İmamoğlu’nun ve birçok belediye başkanının tutuklanması, İBB bürokratlarının da başkanlarıyla aynı kaderi yaşaması belki bir süreliğine devam eder.
Ancak SAVCILAR da insan sonunda. Suç yoksa CEZA da olmaz. Yok etkin pişmanlık, yok şu bu, gerçeklerin karşısında kimse duramaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrılarında Özel’e, “Gel biat et, hatayı bırak” mealindeki sözleri de hiç mi hiç etki yaratmıyor.
Çünkü, bir zamanlar güçlü muhalefetin olmadığından yakınan Erdoğan, şimdi etkili ve güçlü bir muhalefetten neden korkuyor?
Seçimler niye yapılıyor? Sandık niye konuluyor. Muhalefetin iktidar olmasından neden kaygı duyuluyor?
Rahat olun. Demokrasi işlerlikte ise rakipleriniz de başa geçmek için çalışacaklar, yorulacaklar ve iktidar olacaklar.
İÇ CEPHE böyle güçlenecek işte..
Biat, rekabeti öldürür, en iyi olana fırsat tanımaz.
Biz böyle bir şey istemiyoruz.
Çocuklarımıza demokrasiyi öğreteceksek biat olmaz.
Söyleyecek lafı olan, çıkar söyler, her fikre saygı duyulur ama doğru olan fikir ve eylem kazanır…
Sözün özü şu; HAYDİ SEÇİME GİDELİM.