haberanaliz
KAMU ANALİZ

KAMU ANALİZ

Mail: ian@gmail.com

MİLLETE YAZIK!

Emekli vekil saltanatına değindim, kırk yerden kırk türkü dinledim.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok.

Sadece bizim uyanıklar ülkemizde var.

Halka verir talkını, kendileri yutar salkımı (!)

Mecliste 600 vekilimiz var.

Bunların içinde kaçı milletvekilliğinden emekli ve yine vekil?

Hem normal vekil maaşını alıyorlar hem emekli maaşlarını…

Anayasada tüm vatandaşlar eşit yazsa da, bunlara tanınan haklar ve imtiyazların haddi hesabı yok.

Eskisi yenisi millete külfet üzerine külfet getiriyor.

Bunların saltanatından kısmak yok, aksine, musluklar bunlara her zaman açık.

Fakir fukara için Kuru fasulye pilav bile artık lüks olmuş durumda.

Gelen zamlar yüzünden fakir fukaranın en çok yediği, bulgur, nohut, mercimek gibi kuru gıdaların tüketilmesi imkânsız hale geldi.

Bu yemekler artık zengin sofralarını süslüyor.

100 kişiden 70’inin akıl ruh sağlığı bozuldu.

Akıl hastanelerinde yer kalmadı.

Milleti sinir hastası yaptılar.

Her şeyden, her işten tasarrufa gidelim diyenler, devletteki MÜDÜR SALTANATINA dur diyemiyorlar. Devletteki müdür sayısı her geçen gün artıyor.

Ona göre makam arabası, hizmet aracı…

İsrafa bak…

Memur sayısı her geçen gün artıyor, artmaya devam ediyor…

Niye?

Sorun memur sayısında değil çünkü dağılımında ve verimsizlikte…

Bir ülke düşünün yılın yarısından çoğunu tatil, izinle geçiren memurları ve işçileri var.

Resmi tatil ve izinleri çıkartın, bunun içinden sigara ve çay molalarını da çıkarın, 150 gün çalışmıyor bu devletin memuru işçisi.

150 gün çalışan devlet kapısında çağı nasıl yakalayacaksınız, nasıl verimli tutarlı hizmet alacaksınız?

İmkânlar kimsenin babasının çiftliği değil ki!

Bu işleyişi düzeltmek gerekmiyor mu?

Hangi gelişmiş ülkede bu kadar tatil ve işi sallama var?!

Vergi üstüne vergi…

Zam üstüne zam…

Almadıkları bir tek ÇİŞ vergisi kaldı.

Yolda yürüyorum, bir mikrofonlu yanaştı, “amca, meyve sebze fiyatlarına gelen bu zamlara ne diyorsun” dedi…

Sabah akşam kalaylıyorum dedim!

Artan yoksulluk ve yoksunluk stresi, nefret ve şiddeti körüklüyor.

Dönemin milletvekillerinden Rahmetli Osman Bölükbaşı, “zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, siyasetçiyi kuru inat batırır” demiş idi.

Nur içinde yatasın sen Bölükbaşı…