haberanaliz
Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

TBMM AÇILIYOR…

2025 yılı 28'inci Dönem 4'üncü Yasama Yılı Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM açılışı bugün gerçekleşiyor.

Dedim ya, TBMM AÇILIYOR, ETRAFA NEŞE SAÇILIYOR!..

Memleketi ve bizleri neler bekliyor neler?!

Herkesin bir özlemle beklediği YARGI PAKETİNİN 11.CİSİ GELİYOR…

Hani bir zamanlar bir postacı tekerlemesi vardı:

“Bak postacı geliyor, selam veriyor,

Herkes ona bakıyor merak ediyor!!!”

Af bekleyenler, Cezaevlerinde bir umutla Genel Af çıkacak bizde yuvamıza ailemize kavuşacağız diye umutla bekliyor…

Onların mağdur aileleri de bekliyor…

Hem de çaresizce, ellerinden bir şey gelmiyor.

Son 10 yıl içinde o kadar usulsüz, kanunsuz, taraflı mahkeme kararları ile insanlar mağdur oldular ki, adalete güven sıfırlandı.

Yazık!

Çünkü Adalet Devletin dinidir!

Bu Adalet, kişiye, makama göre değişirse, birne farklı diğerine farklı uygulanır ise, itibar kaybeder, güvensizlik oluşur, toplumsal kargaşa çıkar, barış ve huzur bozulur.

Ülkemizin geldiği durum aynen budur.

Temennim, yeni yasama yılı ile bu işler tertemiz hale gelir.

CHP vekilleri kendilerine göre bir sebep bulmuşlar, girmeyecekmiş, protesto edip, Cumhurbaşkanını karşılamayacaklarmış…

Yanlış işler bunlar.

Toplumu daha fazla germeye gerek yok.

Bizler aynı kandan, candan, soydan insanlarız. Devleti, milleti, ülkeyi düşünüyor isek, bu tür gerginliklere mahal vermemeliyiz.

Vay efendim Öcalan’ı nasıl dinlerler miş?!

Ne var dinlerlerse, meclise gelse ne olur, meclis onun ayağına gitse ne olur?

Adam paşa paşa 40 yıla yakındır adada yatıyor.

İp atılmaktan göbek atılma noktasına gelen Türkiye de ne değişmedi ki, bu değişmesin?!

Ya, bırakın bu boş işleri ya! Devletten üstün değilsiniz, Devlet aklından daha iyi bir aklınızda yok!

Bazı şeyleri devlete bırakın.

Bugün Meclis açılıyor, son 2 ay içinde dünyada olan biteni, sınırlarımızdaki olayları, önceki günkü ABD gezilerini, BM toplantısını, coğrafyamızdaki hareketleri adam gibi görmeye ve değerlendirmeye çalışın.

Hıdır  ile Kardeşi Hasan, deniz kenarına kampa gidip güzel bir yemek yemişler ve üç kadeh rakıdan sonra uykuya dalmışlar.

Bir kaç saat sonra uyanan Hıdır, kardeşi Hasan’ı uyandırıp, “Yukarıya bak ve ne gördüğünü söyle” demiş.

“Milyonlarca yıldız görüyorum”

“Bu sana ne gösteriyor?”

“Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezeğenin varlığını… Yıldızların konumuna bakarak saatin 03.oo olduğunu görüyorum. Havanın da iyi olacağını görüyorum: Sen ne görüyorsun?”

“Ulan hıyar, çadırımızı çalmışlar , görmüyor musun?!”

Kıssadan hisse…

Bunlar kongre iptali, mahkeme kararı derken, o hain, bu pis derken, tatil bitti, meclis açılıyor, ne dönüyor, ne bitiyor işin farkında bile değiller.

Neyse…

Kadın evine bir papağan almak ister ve dükkâna gider. Satıcı ile konuşur ama çok pahalı diye almaktan vazgeçtiği sırada, bir köşede kendi halinde, tek başına kafasını öne eğmiş olan Papağanı gösterip sorar:

“Peki, bu papağan kaç lira?”

“O ucuzdur ama onu size satamam. Çünkü o genelevden çıkma bir papağandır, ağzı çok bozuktur.

Kadın, “Ne olacak canım” der ve papağanı alır. Eve götürür. Kafesini salona asar. Üzerindeki örtüyü çıkartır çıkarmaz papağan başlar:

“Hımmm yeni ev, yeni mama, yaşasın!!”

Kadın “aman” der: “Ağzının bu kadar bozuk olmasının bir önemi yok”

Aradan birkaç saat geçer, evin kızları okuldan gelir salona geçerler.

Papağan “hımmm yen ev, yeni mama, yeni ve taze sermayeler... Yaşasın!”

Kadın biraz bozulur ama ucuza papağan aldığı için fazla da önemsemez. Bir iki saat daha geçer, evin erkek çocukları işten gelmiştir onlarda içeri girer.

Papağan:

“Hıımmmm yeni ev, yeni mama, yeni ve taze sermayeler ile genç müşteriler… Yaşasın!”

Kadın çocuklarına bu papağanı ne kadar ucuza nasıl aldığını anlatırken, kapı çalar eve kadının kocası gelir. Hep birlikte salona geçerler.

Papağan şöyle bir çevresine baktıktan sonra:

“hımmm yen ev, yeni mama, yeni ve taze sermayeler, genç müşteriler… Aaaaa Mehmet abi ne haber?!”

Kıssadan hisse…. Sizleri neyin, ne zaman, nasıl beklediğini bilemezsiniz. Hayat sürprizlerle doludur.

BARIŞ – SEVGİ – SAYGI…

Sevelim, sevilelim, hayat kimseye kalmaz!!!