Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

Adaylarımız Anlı Şanlı (!)

Bakın, 31 Mart 2024 Seçimlere kaç gün kaldı?

56 gün.

Bunların içinden seçim yasaklarını çıkarın.

Kısacası Anlı şanlı adayların 50 günleri var.

Piyasaya bakın.

Ne görüyorsunuz?

Sen - ben - bizim oğlan ziyaretleri, çalışmaları...

Başka?

Kocaman bir HİÇ...

Kendileri oluşturdukları uyduruk sosyal hesaplardan paylaşım yapıyorlar, sanıyorlar ki, herkes kendilerini takip ediyor...

Sen - ben - bizim oğlan’cılar dışında kimse sizi takip etmiyor.

Kendinizi aldatmayın.

Hz. Ali (r.a) : "Akıldan daha büyük zenginlik, ahmaklıktan daha büyük fakirlik yoktur." Demiş.

Adaylar ve etrafına doluşan kendini beğenmiş, kerametleri kendinden menkul tipler, ahmaklıkları kendi sosyal hesaplarında kendileri ile övüne dursunlar.

Niye böyle diyorum?

Birileri eline sazı almış, “Vay efendim, aday böyle yapmış, onları tınmamış..”

Bir diğeri, “beni yöremdeki halk çok iyi biliyor”

Bir başka kesim, sözde partili, partici, “kırıldım diyor”...

Hiç vatandaşı, seçmeni, seçmenin onlardan ne beklediğini düşünen yok, bunu aklına getiren yok.

İşin aslı, Hiç kırdım mı? Diyen de yok.

Herkes kırıldığının derdine düşmüş...

Oysa seçmen, biriken sorunlara çözüm bekliyor.

Bunu nasıl çözeceklerini, dertlere nasıl derman olacaklarını, hangi işi nasıl yapacak ve icra edeceklerini, yanan gönülleri nasıl söndüreceklerini, yanmayan ocakları nasıl tüttüreceklerini, aç kalan mideleri nasıl doyuracaklarını, yeşili- doğayı- ekolojik dengesi bozulmuş olan kentin yeniden dirilmesi ve yeşermesi için ne yapacaklarını, nasıl yol izleyeceklerini, imar yolsuzluklarını nasıl önleyeceklerini, belediyelerin RANT kapısı olmaktan çıkarılıp nasıl şehri emin hale getireceklerini izah etmelerini bekliyor...

Nafile!!!

Hep, LÖP- LOP- AVANTA- CUKKA- GAYRİ MEŞRU HAYAT peşinde olan tiplerin kol gezdiği alan haline gelen SİYASET kurumu buna bir türlü izin vermiyor.

Benim değer verip bilgi aktardıklarıma bakıyorum, mış –miş gibi yapıyorlar.

Bildiklerinden ve kendilerine partilerinde bulunan (il-ilçe başkanları ve yönetimlerince) çizilen yoldan yürümeye devam ediyorlar.

Yol yanlış, tutum yanlış diyorsunuz anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar.

Konuşuyorum bunlarla, anlamıyorlar beni.

Konuşmak bir ihtiyaçtır, dinlenmek de bir ihtiyaç; lakin insanın anlaşılmadığı yerde konuşması da, dinlemesi ızdıraptır...

Bir şeyleri değiştirmeye çabalayan, hatasını görebilen ve kendine yakışanı yapmaya gayret eden insanlara çok saygı duyuyorum.

Çünkü, karakteri hatasız olmak belirlemez, yapılan hatadan sonraki duruş belirler.

Bunlar ısrarla aynı hatayı yapıyorlar, duruşları da dik değil.

Hz. Mevlâna: “Bu dünyada neyi çok istersen, O senin imtihanındır.” Demiş.

Ban göre ise, "Bu çağın insanı olmak, imtihan olarak hepimize yeter."

Ben 42 yıllık basın mesleği içindeki tecrübem, Siyasi sahnedeki tecrübem, STK’lardaki tecrübem ile mümkün olduğunca uyarıp yol gösteriyor, doğruluk ve onurlu duruş için; mücadele ediyorum, çırpınıyorum, deniyorum ama böyle kelebeğin ayağına taş bağlayıp uç demişler gibiyim.

Kanat var ama yük çok ağır...

Bilmem anlatabildim mi?!

Her zaman diyor ve yazıyorum; “Doğruyu gördükleri halde, düşüncelerini değiştiremeyenler cahillikleriyle mutluymuş gibi yaşarlar.”

Bırakın yaşasınlar, yaşadıklarını sansınlar.

Semada seçim havası yok.

Vatandaşta oluşan, yada oluşturdukları umut, ümit yok.

Adayların etrafında partisinin il - ilçe başkan ve yöneticileri bolluğu yaşanıyor...

Paylaşılan fotolara bakın, hep aynı simalar...

Yanlarında HALK YOK, SEÇMEN YOK, GÖNÜLLÜ İNSANLAR YOK...

31 Mart da hep birlikte göreceğiz, DOĞRU söyleyen, DOĞRU yaşayan mı kazanacak, yoksa, parası, bir takım şeyler ile arası olanlar mı?...

Benim tavrım net!

Kimi benim için iyi bir dost olduğumu söyler, kimi ise soğuk ve mesafelidir der.

Aslında beni anlatırken, herkes hak ettiği resmi çiziyor farkında değil.

Ben hayatımda her zaman;

1-Hep haklılar

2-Hep eleştirenler

3-Hiçbir şeyi beğenmeyenler

4-Her zaman 'Ben' diyenler

5-Cahil olup bunun farkında olmayanlar

6-Menfaatçiler

7-Girdiği her kabın şeklini alanlardan, uzak durdum.

Unutmayın, Az şeye sahip olanın köleliği de az olur.

Bu nedenle her zaman derim ki; yaşasın asil yoksulluğum...