Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

AMAN RUHLARINIZI VE PARANZI ÇALDIRMAYIN

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, aklımızın ve ruhlarımızın çalınması an meselesi..

Ekonomik krizler ard arda gelirken, parasızlık ve yoksulluk da bu krizlerle giderek yaygınlaşırken, ÇOK ÖNEMLİ bir tehlike de gündemde. Bu tehlike nedir derseniz, akıllarımız ve ruhlarımızın çalınması.

Sosyal medya platformları çoğu zaman eğlenceli olsa da uzun zaman kendinizi kaptırırsanız, başka boyutlara da geçebiliyorsunuz.

Dostlarınızla, arkadaşlarınızla buluşuyorsunuz, fikirlerinizi paylaşıyorsunuz, özgürce bir kanalda buluşuyorsunuz ama bir de madalyonun ters yüzüne bakıldığında çeşitli sorunlar ortaya çıkabiliyor.

Geçenlerde medya organlarında da yer alan bir haberi tekrar vermekte yarar görüyorum.

ABD’nin Washington eyaletine bağlı Seattle şehrinde devlet okulları, ruh sağlığı’nı olumsuz etkilediği için sosyal medya alanında çalışan  teknoloji devlerine DAVA açtı.

Bu tür davaların çocuk ve gençlarini korumak adına başka ülkelerde de sıklıkla açılacağını düşünüyorum. Son zamanlarda adı geçen platformlarda önemli güvenlik açıklarının da ortaya çıktığı sık sık görülüyor.

Bakın 6 Ocak’ta eyaletteki bölge mahkemesine açılan davanın 91 sayfalık dilekçesinde, “Sosyal medya platformlarının çocukların ruh sağlığını olumsuz etkilediğine, anksiyete ve siber zorbalık gibi davranışsal bozukluklara neden olduğuna ve öğretmenlerin de öğrencileri eğitirken zorlandığına” dikkat çekiliyor.  

Davada, TikTok, Facebook, İnstagram, Snapchat ve YouTube’un sahibi şirketleri “gençler arasında akıl sağlığı krizi” yaratmakla suçlandı.

Dava dilekçesinde söz konusu sosyal medya platformlarının, kullanıcıların psikolojisini ve nörofizyolojisini kullanarak platformlarda daha fazla zaman geçirmesini sağlayacak şekilde tasarlandığı, çok üzgün ve umutsuz öğrencilerin sayısının arttığına işaret edildi.

ÜZGÜN  VE UMUTSUZLR ARTIYOR

İngilizlerin Guardian Gazetesi’inde yer alan habere göre okulların ruh sağlığı uzmanları istihdam etmek zorunda kaldığı, sosyal medyanın zararlarına dair ders planları geliştirildiği ve öğretmenlere ilave eğitimler verildiği belirtilen dilekçede, 2009 ila 2019 yılları arasında iki hafta boyunca üzgün ya da umutsuz hisseden öğrenci sayısının da yüzde 30 arttığı kaydedildi.

Hatta, dünya genelindeki on milyonlarca öğrencinin beyinlerini “başarıyla sömürdüğü”ne vurgu yapılan dilekçede, öğrencilerin eğitimlerinin de zorlaştığı ifade edildi.

Öğrencilerin umutsuzluğunun depresyona yol açtığı, bu durumun da okuldaki performanslarını etkilediği, hatta okula gitmedikleri ve uyuşturucu madde kullanımını artırdığına vurgu yapılan dilekçede, sosyal medya şirketlerinin üzerine düşeni yapmadığı belirtildi.

GOOGLE TEPKİ VERDİ AMA KABUL ETTİ

Dava dilekçesi sosyal medya platformlarnda çok sert tepkilerle karşılandı.

Google Sözcüsü José Castañeda, söz konusu davanın ardından Axios’a bir açıklama yaptı. Dilekçede yazılan suçlamaları reddeden Castañeda, platformdaki bazı uygulamaları örnek gösterdi. “Çocuklar için güvenli deneyimler oluşturmak adına büyük yatırımlar yapıyoruz” diyen Castañeda, ebeveynlerin ekran süresini ayarlamasını ve içerikleri kısıtlamasını da bu yatırımlara örnek olarak verdi.

Bu örnekle Google dava dilekçesinde belirtilen sıkıntıların olduğunu da aslında kabul ettti.  

Snapchat de Reuters’a yaptığı açıklamada birçok sağlık kuruluşuyla yakın çalıştığını ve platformu kullanan kullanıcıların refahının öncelikleri olduğunu söyledi.

Şu ana kadar Facebook ve çatısında yer alan İnstagram’dan henüz ses çıkmadı. Ne söyleyeceklerini gerçekten merak ediyorum.

SOSYAL MEDYA HIRSIZLIK KAPISI

İnstagram, Facebook, TikTok gibi platformlara SANALkorsanlar dadanmış durumda.

Hesabı olanları tehdit eden sanal hırsızlar, bir arkadaşınızdan mesaj gelmiş çeşitli vaatlarda bulunan bildirimler yolluyorlar.

Özellikle eski bir arkadaş gibi davranıyorlar. Çok samimi, insanın duygularını harekete geçirecek tarzda mesajlarla sizden önce telefon numaranızı, sonra da para gönderecek gibi kampanyalarla kredi kartı numaralarınızı görebilecek şekilde fotoğraf istiyorlar.

Diyelim uyandınız, mesajı da sildiniz, ne var ki hesabınızdaki paylaşımcılara o mesajlar ulaşabiliyor.

İnananları sırayla avlıyorlar ve hesaplarından paralarını takır tıkır çekiyorlar.

Artık  hesabınız ve paylaşımcılarınız onların elinde. Ne yaparsanız yapın, hırsızlık sürüp gidiyor.

Siz adli savcıya ihbarda da bulunsanız, ilgili emniyet birimlerine ihbarlar da yapsanız ÇETE bildiğini okuyor.

Böyle çetelerin içinde her uzmanlık dalında hackerler çalışıyor.

Hatta Kahramanmaraş’ta korsanların çağrı merkezi bulunduğu da iddialar arasında.

Ankara merkez ve bütün illerdeki emniyet yetkililerinin bu alanda neler yaptığı henüz tam bilinemiyor.

Yeterli araştırmalar ve soruşturmalar da göze çarpmıyor.

Bunları belirtmek durumundayım. Çünkü hackerların girmediği hesap yok gibi.

Sevgili okuyucular, siz siz olun sosyal medya hesaplarınızda böyle oyunlara gelmeyin. Platformların temsilcilerine bildirseniz de fayda etmiyor. Onun için gelen mesaj sahiplerine asla telefon numaranızı ve kredi kartlarınızın numarasın ya da fotoğrafını iletmeyin.

Sanal dünyalar, henm ruhlarınızı hem de paralarınızı çalabilir, aman çok uyanık olun..