Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Biz bir türlü anlayamadık bu insanları, siz anladınız mı?

Mersin’de sağlık da dönüşümün neresindeyiz? 112 dökülüyor…  Hastanelerin durumları ise apaçık belli…  Özel tıp merkezleri, özel poliklinikler, sağlık kabinleri, özel hastanelerin çalışmaları, icraatları ortada.  Bunlarla ilgili çalışma usul ve esasları var.  Kontrol yok.  Takip yok.  Denetim yok. Yasa, kanun, yönetmelik, genelgeleri uygulayan yok. Başı boş bir şekilde bu özel kuruluşlar keyfi çalışmakta. Denetim sıfır noktasında. Acaba bu özeller ile bir ilinti bağlantı mı var? Bu özel kuruluşların ortak ve sahipleri ilgili ve yetkili makamlarda mı oturuyorlar ki, denetim sıfır noktasında? 350 yatalak hastanın olduğu biliniyor. Evde bakım hizmetleri hakkında genelgeler tamimler var. Ama bunları ciddi bir şekilde hayata geçiren uygulayan yok.  Takip eden yok. Gidin sorun bakalım, bu evde sağlık hizmetinden kim memnun, kimler memnun? Orada uygulamada yaşanan sıkıntılar ne? Zaman zaman dile getirdik o yerli olan olmadı.

AKIL RUH SAĞLIĞI ile ilgili önemli bir iş var. SUDGE eğitimi. Randevu burada nasıl veriliyor, neye göre veriliyor ve ölçüsü kriteri ne? Niye geç randevu veriliyor?  Vatandaşı mağdur etmenin kime ne faydası var, buna kimin ne hakkı var?  Tek gurup var. Niye? 2- 3 grup oluşturulmasında ne sakınca var? Niye oluşturulmuyor? Eğer Sağlık da psikiyatrist ve psikolog yoksa elinizin altında bulunan hastanelerde onlarca var. Bunlardan temin edin vatandaşın mağduriyetini önleyin. Böyle keyfiyet olur mu? Bu kadar uyarıcı yazılar yazmamıza rağmen HALEN NEDEN YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE HASTA YATAĞI YETERSİZ?

Hasta odaları tek kişilik yâda iki kişilik olacak denilmişti. Genelgeler var. Mersin’de halen koğuş sistemi devam ediyor. Ve o odalarda dökülüyor. Kokuyor. İçinin döşemesi, mobilyası bile çağdışı, uygarca değil. Bir sağlık kuruluşu olan hastaneye yakışmıyor. Niye denetim yok? 2002 de iyi hatırlıyorum ödenek gelmişti. 400 yataklı hastane yapılacaktı. Ama o para başka yerlere kaymış. Bu hastane yapılmamıştı. Neden Mersin’e çok acil olarak büyük bir hastane yapılmıyor?  Sağlık müdürlüğü binası sağlıkta dönüşüm diyen bir kuruluşa yakışıyor mu? Tavanı akıyor, bebat bir bina. Kiralama usulü ile kiralanmış ve damında güvercinler yuva yapmışlar, pisliğinin kokusu memuru perişan ediyor. Ağız diş sağlığı merkezi ve diş protez merkezi Mersin’e yakışıyor mu? Yenisi bitmek üzere, bir türlü teslim edilmedijğinden DEVLETİN İMKANI BOŞ YERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR. Giden keyfi davranıp imzayı çakmış. Ortada ihale kararı yok, bir şey yok. Taü işin başından levha asıp mal sahibine kolaylık sağladılar, şimdi bir başka levha asılmış. KHB den izin almışlar mı?Keyfiyet almış başını gidiyor. Hastanelerin hiç birinde randevu sistemi oturmuş değil. Bunu oturtmak için bir gayret sarf eden de yok. Aile hekimliği uygulamasından ise MERSİN’ de vatandaş oldukça dertli. Niye? Tahliller yapılmıyor. Ebe gebe takipleri yeterli değil. Aşılar düzenli yapılmıyor. Bu arada hiç KADIN DOĞUM HASTANESİNE akşamları, yani gece saatleri gidip çocuk yâda bebek muayene ettirdiniz mi? orada Acil’de bir pratisyen arkadaş var. Pratisyen bulunduruyorlar. Uzman ise yatıyor. Gelip muayene bile etmiyor. Bu nasıl bir çalışma şekli? Büyük hastanelerin hepsi için söylüyorum. MDH- KADIN DOĞUM- TOROS DEVLET başta olmak üzere tüm ilçelerdeki hastaneler için geçerlidir dediğim.  O da şu. Buralarda branşlarda 3 hekimi geçtiği zaman, Başhekimler branş nöbeti koyabilirler. Branş nöbeti bir türlü konmuyor, konulmuyor?  Niye? Kime ne faydası var? Kime ne zararı var? Cerrahilerde ve ortopedi gibi hususlarda kesinlikle BRANŞ nöbeti konması lazım...  Diğer illerde var da burada niye yok, niye konmuyor? Yine DİŞ hekimi oldukça bol… Bu hastanelerde diş hekimleri neden nöbet tutmuyorlar ve nöbet konmuyor? ALLAH AŞKINA SORUYORUM. 112 telsizini dinleyen bir YETKİLİNİZ VAR MI? Mesele bunu Sağlık müdürlüğünde kim dinliyor? İl müdürü hiç dinliyor ve takip ediyor mu? Bir dinlesinler. Özellikle şöyle 1 ay aralıksız sabah akşam dinlesinler. Gırgır şamatayı görsünler ve konuşmaların nasıl yapıldığını bir yaşasınlar. 112 Mersin’de hiç iyi çalışmıyor.  MDH de heyet raporları artık kabak tadı verdi. Yeter kardeş! Ve rapor almak neden bu kadar güçtür? Bu kadar uzun sürede rapor mu verilir? Hangi devirdeyiz ve Sağlık Kurulu neden bu kadar ağır çalışıyor? Başka hastanelerde bu uygulamalar söyle değil de MDH de niye böyle? Acaba MDH de ayrı bir sistem mi gelişmiş (!) KHB Genel sekreterliğinin görevi nedir? Bu yazdıklarımız takip edip, araştırmak, soruşturmak, kanun ve yasaların emrettiği doğrultuda ve ayrıca genelgelerin içeriklerine uygun çalışmanın yapılmasını sağlamak mı, yoksa vaziyeti idare etmek mi? Bu dediklerimiz yapılsa VATANDAŞ OH ÇEKER, RAHATLAR VE DUA EDER. Acaba bizim buradakiler sağlıkta dönüşüm projesini, vatandaşa sırtını dönmek olarak mı anlıyorlar?

Mersin hakkında ne kadar yazarsak yazalım. Devletin ilgili ve yetkili makamlarında oturanlar bir kenara, memleketi idare edeceğim diye gelip oy isteyip seçilmiş siyasilerden de ses çıkmıyor. Yazık. Memleketimizin sorunları çığ gibi büyüyor. Hiç kimse bu sorunların çözümü için omuz vermiyor. Önce sosyal hizmet konusu: Tüm resmi kurum ve kuruluşlarda devletin sunduğu hizmetin halka daha iyi iletilmesi, ulaşılması için yeteri kadar sosyal hizmet uzmanı çalıştırmak lazımdır. Gereklidir. Fakir ve muhtaç halkın çok sık uğramış olduğu bir devlet kurumu olan il ilçe yeşil kart bürolarında sosyal hizmet uzmanı çalıştırılarak halkın doğru dürüst ve en iyi bir şekilde bilgilendirilerek hizmeti kusursuz hale getirebilir ve halkın yeşil kart’a erişimini de daha iyi sağlayabilirsiniz. Sosyal yardımlaşma vakıflarında sosyal hizmet uzmanı çalıştırılarak ve onlara görev vererek her türlü sosyal yardımlar konusunda gelen vatandaşlara yakacak yardımı- tedavi yardımı, iş verme yardımı, okul burs yardımı, doğum ve diğer sağlık yardımları konusunda bilgiler verir halkın en iyi, doğru bir şekilde yönlendirilerek bu yardımlara ulaşımı sağlanabilir.Emniyet de, okullarda, Milli eğitimde de sosyal hizmet uzmanı çalıştırılarak devletle halk arasında bir köprü kurulması sağlanabilir. Ailelerin eğitimi, devletin onlara onların devlete güveninin sağlanması sağlanırken, çocukların teröre bulaşması da önlenmiş olur. Ayrıca polise taş atma, saldırı yapma gibi olayların da önü kesilir.Hastanelerde görme zorluğu olan, yürümesi olmayan felçli fakir hastalar için sosyal hizmet uzmanı emrinde yeteri kadar personel bulundurularak onları muayene, tedavi, sağlık kurulu bu işlemleri, en kısa sürede halledilerek gerekirse evine sağ salim ulaştırılması sağlanacaktır. Ayrıca bürokratik işlemlerin kısaltılması için sosyal hizmet uzmanlarının görev yaptığı alanlarda fotokopi makinesi ve bilgisayar yazılımları sağlanmalıdır. Bu konuda sosyal hizmet uzmanlarına tasarruf tedbiri uygulanmamalıdır. Sosyal hizmet uzmanı her türlü ön yargıdan uzak halkımıza en iyi en sağlıklı bilgilerle hizmet ederek onların devletin sunduğu hizmetlere doğrudan aracısız ulaşımını sağlayacaktır. İl ilçe özel idare kuruluşlarında mutlaka sosyal hizmet uzmanı çalıştırmalıdırlar. Belediyeler, sosyal belediyecilik anlayışı içinde sosyal hizmet uzmanı çalışacağı Huzurevleri, düşkünler yurdu, yaşlı sakat ve terk edilmiş kişiler için Geriatri (yaşlı bakım merkezleri) birimleri olmalı ve mutlaka sosyal hizmet uzmanı çalıştırmalıdırlar. Ayrıca gençler için her türlü sportif faaliyetlerin yapıldığı gençlik merkezleri ile okul çocuklarının ev ödevleri ve derslerinde başarılı olmaları için Eğitim ve Kültür merkezleri açılması sağlanmalıdır. Özürlü kimlik kartı çıkarmak için sosyal hizmetler il müdürlüğüne başvuran görmez, yatalak, felçli kişilere belediye otobüslerine refakatli olarak binmelerinin sağlanması için özürlü kimlik kartlarına refakatli yazılması sağlanmalıdır. Evde bakım hizmeti verilecek özürlülerin toplumda yaşadıkları çevrede takibi, onları yaşadıkları dört duvar arasından kurtarıp belediyelerin etkinliklerini (festival, kültürel olaylar, tiyatro, sanat gibi) izlemeleri, takip etmeleri, katılımlarının sağlanması içinde sosyal hizmet uzmanlarından yararlanılmalıdır. Özürlülerin hastane ve özel sağlık kuruluşlarına muayene tedavi ve takibi için 112 hızır servisin her an ücretsiz hizmet sunması sağlanmalıdır. Etrafa, çevresine, ailesine, kendisine tehlike saçan her an patlamaya hazır bir bomba olan ruh sağlığı bozuk hastaların evlerinde, çalışıyorlar ise çalıştıkları yerde sağlık müdürlüğü akıl ve ruh sağlığı şubesince, orada bulunan psikologlar aracılığı ile takibi yapılmalıdır. Vatandaşın özürlü olan ve okula gidemeyecek durumda olan evladı için okullarda yine aynı şekilde sosyal hizmet uzmanları ve eğitmenler olmalı, eve gidip ders vermeli. Yetiştirme yurdu başta olmak üzere tüm resmi kurum ve kuruluşlarda engelliler ve özürlüler için rampalar oluşturulmalı. Tüm hastanelerde hastalar için yer hostesi oluşturulmalı. Bu arkadaşlar halkla ilişki uzmanı olmalı. Nereden bulacağız deniliyorsa, ihalelere çıkarken şartnamenize bunun için madde koyar, bu nitelikte elemanı alır çalıştırırsınız. Çok zor bir iş değil. Yine halen hastanelerde doktor bir reçete yâda rapor yazıyor bunu daktilo edecek, bilgisayara döküp resmi hale getirecek bir yetkili bulunamıyor. Memur yok. Yüzlerce VKHİ var. Ama bunu yapacak kimseyi bulamamak ayıp! Kişiler uzmanlıklarının dışında çalıştırılıyorlar. Ebeye sekreterlik, hemşireye depo memurluğu yaptüırılırsa, VKHİ de de bunu yaptıramazsınız. İş yerindeki çalışma barışını bozuyorsunuz. Oradan oraya vatandaş gidip duruyor. Zulüm ve işkence bitmiyor.

Enteresan çalışmalar sürüyor. Dur diyen yok... Soruşturma ve yapılan tahkikatlarda gizlilik olunca bazı şeyleri ifade de etmek zor oluyor. Neyse.. HASTANELERDE SATIN ALMA VE DİĞER KOMİSYONLAR.. Evet devlet kanun ve yönetmelikler ile işleri belirleyip, bir çerçeve esasa oturttuğu halde, halen hastanelerde ben yaptım oldu dönemi yaşanıyor ve hiçbir komisyonda işin uzmanı bulunmuyor. Göstermelik komisyonlar, baştan savma tutanak ve işlemler ile alım satım ve sonrası muayene işlemleri yapılıyor. Böyle olunca da devlet KABAK GİBİ OYULUYOR. Sağlık en çok istismara açık olan yerlerden birisi… Halen TEK REÇETE ile yazılan alımlarının içindeki fırıldak ve düzeni durduramıyorlar. Hastanelerde tek reçete ile soygun dönemi devam ediyor. Satın almaları araştırıyorsunuz, önüne geçemiyoruz. Her doktor bir firma ile anlaşmış, onun dışındaki aynı malı getirse bile kabul etmiyor, kullanmıyor. Firmalarda bunu bildiği için teklif vermediği gibi malda vermiyor. Receteyi kim yazmış ise onun ilintili bağlantılı olduğu firma getiriyor. Paslaşmalı olunca da devleti kazıklıyorlar. Bir değil, beş değil, yüzlerce kalem. Bunu ancak devletin kendisi teknik ve fiziki takip ile yakalar. Hem malı veren firmayı ve çalışanlarını takip edecekler hem ilgili reçeteyi yazan doktor ve çalışma arkadaşlarını. Tek tek ortaya çıkar. Şu anda böyle derin bir çalışma yapan yok deniyor. Bizde buradan duyuruyor, devletin ilgili ve yetkilisinin dikkatini çekiyoruz. Tüm Hastanelerde Beyin cerrahi, Ortopedi başta olmak üzere tek reçete ile doğrudan alıma giren tüm işleri kontrol edip, bu mal ve malzemeleri veren firmalar ve çalışanları ile reçeteyi yazan malzemeyi kullanan doktor ve ekibini takibe alsınlar. Olayın vahameti ortaya çıkacaktır. Diğer bir başka husus ise,HASTANALERDE KURULAN DEĞİŞİK KOMİSYONLAR.. Bunlar çok önemli. Daha öncede birkaç kez yazıp ikaz etmemize ve uyarmamıza rağmen halen yanlışta ısrar ediyorlar. Çünkü bir kısım idarecilerin işine de böyle geliyor. İşi değil, alakası yok, ama o komisyonlara girip yükünü tutma çabası içinde olanlar var. Halbuki KANUN koyucu olayı belirlemiş ve tespit etmiş… Bakın ne diyor? HİZMET ALIMLARI MUAYENE VE KABUL YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete 24968 sayılı19.12.2002 tarihli gazetede yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğin ikinci bölümünde, Muayene ve kabul komisyonlarının kuruluşu ve görevleri kısmında Madde 5’te Muayene ve kabul komisyonlarının kuruluşu şekle ve yasaya bağlanmıştır. Madde 5’teki hüküm şöyledir: Muayene ve kabul komisyonları, yetkili makam tarafından, biri başkan olmak üzere en az üç (3) kişiden oluşturulur. İşin önemi ve özelliği dikkate alınarak komisyonun üye sayısı, toplam sayı tek olmak üzere yeteri kadar arttırılabilir. Bu komisyonlarda görevlendirilecek olanların tamamının işin uzmanı olması zorunludur. Ancak ilgili idarede yeterli sayıda veya işin özelliğine uygun nitelikte uzman personel bulunmaması durumunda, 4734 sayılı Kanuna tabi idarelerden uzman personel görevlendirilir. İşin denetiminde bulunan kontrol teşkilatı üyeleri, muayene ve kabul komisyonlarında üye olarak görev alamaz. Ancak, kontrol teşkilatı üyelerinin muayene ve kabul komisyonu ile birlikte işyerinde, işyeri öngörülmeyen işlerde ise sözleşmesinde işin kabulü için belirlenen yerde hazır bulunması zorunludur” demekte… İyi okunursa bu maddede her şey açık… Yoruma gerek yok. İdari ve teknik şartnameleri hazırlayanlar, Satın alma komisyonunda bulunanlar ve muayene komisyonunda olanlar aynı kişiler olamazlar. Ve komisyonlarda görev alacaklar mutlaka uzman olacaklar. İşin uzmanı. İşin ehli. Bu ne demek? İşi bilecek, yetkili kişi olacak… Ben yaptım misali komisyon oluşturulamaz. Eğer sende o işin uzmanı yoksa başka kurumdan isteyip kuracaksın diyor. Yasa açık. Ama Mersin’de görülen o ki, muayene komisyonları, idari ve teknik şartname komisyonları ben yaptım oldu misali yapılıyor. Olmaz, olmamalı… Ama kim bu olmaz ve olmamalı sözünü bu idarecilere hatırlatıp, gereken yasal işlemi yapıp, hesap soracak? Hastanelerde kurulan muayene komisyonlarına baksınlar. İşin uzmanı kaç kişi var orada? Tamamı işin uzmanı olmak zorunda…Niye yok? Bu yokluk kimin işine ne diye geliyor? Madem uzmanı olmayan girecek, devlet bunu yönetmelik ile neden bir çerçeve altına almış?EKONOMİK SORGULAMAYI DA KAFALARINA GÖRE YAPIYORLAR… Çünkü İdare kanunun emrettiği ve devletin çıkardığı yasa yönetmeliklere uyacağım, ben kanun ve devlet adamıyım derse,27657 sayılı 30.7.2010 tarihli resmi gazeteyi önüne alır, orada bahsi geçen KAMU İHALE GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ i okur. En ince ayrıntısına kadar inceler. Ve ona göre işlem yapması gerekirdi. Biz bunu yazdık ve duyurduk. Ne zaman aylar evvel.. Ne der orada? Madde 38- Yaklaşık maliyetin hesaplanması sırasında aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesinde kullanılmak üzere idarece yapılacak işlemler başlığı altındaki alanda 38.1 ve diğerlerini okur. Orada açıkça belli... Yapılacak işlem çok açık ifade edilmiş.EKONOMİK SORGULAMANIN ŞEKLİ VE ESASI: EsasındaYapılması gereken İhaleye katılım yapanların tamamının ekonomik sorgulamasının yasalar ve kanunların emrettiği şekilde yapılmasıdır. Neden böyle? Çünkü ortada garip bir tablo var. Tekrar etmek gerekirse yapılması gereken tüm firmaların çok açık bir şekilde ekonomik sorgulamaları.. KİK'E GÖRE EKONOMİK SORGULAMA: KİK’e göre:  “hizmet alımı ihalelerinde aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 79.uncu maddesinin 5.inci fıkrasında; “isteklilerce yapılacak aşırı düşük teklife ilişkin açıklamalar belgelere dayanmalıdır. Belgelere dayanmaksızın yapılan açıklamalar kabul edilmeyerek söz konusu teklifler reddedilecektir. Bu çerçevede ihale komisyonu tarafından aşağıdaki hususların dikkate alınması gerekmektedir.

79.5.1 İstekliler tarafından proforma faturalarla açıklama yapılması durumunda proforma faturada proforma fatura içeriği mala ilişkin olarak mükellefin son geçici vergi beyanname döneminde tespit edilen brim ortalama maliyet belirtilecek ve proforma faturaya, ilgili malın son geçici vergi beyanname dönemine ait bir alış ve bir satış faturası örneği eklenerek tasdik anlaşması yapılan YMM veya beyannamelerini imzalayan SMMM’ye onaylatmış olması zorunludur. Proforma fatura veren imalatçı ise; Proforma fatura ekinde, ilgili mala ilişkin imalatçının son geçici vergi beyanname döneminde çıkartılan birim maliyet cetveli verilecektir. Sunulan birim maliyet cetveli, mükellefin tasdik anlaşması yaptığı YMM veya beyannamelerini imzalayan SMMM tarafından onaylanmış olacaktır.

79.5.5. İstekliler tarafından yapılan açıklamada, malın bulunduğunun belirtilmesi durumunda; Vergi usul kanununun 182.nci maddesi gereğince tutulması gereken envanter defterinin ilgili malzeme veya mala ilişkin kısmının mükellefin tasdik anlaşması yaptığı, YMM veya beyannamelerini imzalayan SMMM tarafından onaylı örneğinin veya mükellefin tasdik anlaşması yaptığı YMM veya beyannamelerini imzalayan SMMM tarafından hazırlanan ve onaylanan ilgili malzeme veya mala ilişkin stok tespit raporunun sunulması zorunludur. Stok tespit raporunda mükellefin yasal defter ve belgelerine uygun ilgili malzeme veya mala ilişkin birim maliyetlerinin gösterilmesi zorunludur açıklamaları ve ibareleri AÇIKÇA yer almakta. YANİ EKONOMİK SORGULAMA BU ŞEKİLDE İHALEYE GİREN HERKES İÇİN YAPILMALI. YAPILSIN GERÇEK ORTAYA ÇIKAR. GÖRECEKSİNİZ, BUNLARIN ÇOK AZ FİYAT VERENLERİ EKONOMİK SORGULAMA İSTENDİĞİNDE EVRAK VE FATURA BİLE VERMEYECEKLER YÂDA KIYTIRIK UYDURMA BELGELER GETİRECEKLER, YAHUTTA SAHTE EVRAKLAR VERECEKLER. Çünkü o verdikleri fiyata yapılması mümkün değil. Bu arada gerçek ve gerçeğe yakın fiyat verenler KİK’ in istediği şekilde fatura ve fişleri getirecekler evrakları getirecekler GERÇEKTE BÖYLECE ORTAYA çıkacak. Ben doğruyum, namusluyum, ahlaklıyım, milliyetçiyim, devletçiyim, muhafazakârım, sosyal demokratım, devrimciyim, ülkücüyüm, dindarım, ne diyorlar ise adına, hangi sıfatı kendilerine yakıştırıyorlarsa, buyursunlar kanunun emrettiği şu EKONOMİK SORGULAMAYI TÜM KATILANLAR İÇİN TAM VE EKSİKSİZ YAPSINLAR. Niye yapmıyorlar, ya da yapmazlar?

MERSİN TOROS DA BUGÜN BİR GARİP İHALE  ihale numarası 2013/7710. 2013 Yılı Şubat Ayı Malzemeli Genel Temizlik, Hasta Karşılama ve Hasta Yönlendirme Hizmet Alımı. Pazarlıklı alım. Davetiye usulü. Kime davate verdikleri açıklanmıyor. Tüm davetiyelerin içerdeki firmaya verildiği bildiriliyor. Bu gün saat 10 da ihale göstermelik bir şekilde idarenin kendi arasında yapılıyor. KHB genel sekreteri şu işe de bir el atıp incelasen. Davetiyeler kilmlere nasıl teslim edilmiş. Ne şekilde teslim edilmiş, kimler teslim almış. Teslimatlarda Kaşe vurulması önemli değil, davetiyeleri alanlar yetkili kişi mi, vekalet taşıyor mu, el yazıları ve imzaları kontrol etsinler. El yazıları ve imzaları karşılaştırsınlar, birbirini tutup tutmadığına baksınlar. Muhtemelen bu iş içerdeki firma yada uzantısında kalacaktır deniliyor. İhaleye fesat, edimin ifasına fesat diye bir şey var. Buna dikkat etmesi gereken ilgili kurumlar olaya el atsınlar.

Öte yandan TARSUS DEVLET HASTENESİ YEMEK İHALESİ ÇIKIYOR. İhale AÇIK ihale. 2013/2793 ihale numaralı. İhale günü 14.2.2013 saat 10. Oo da yapılacak. 9 aylık bir alım. İçerdeki firma dışarıdaki firmalara iş benim, kimse gelip artistlik yapmasın dermiş. Ama bu kez iş ciddi. MDH nin son yemek işine 20 firma katılıp 2 si elenip 18 i yeterlik alıp girince, burasına da en az 20 firmanın katılım yapacağı söyleniyor. Firmaların katılımı kadar işin emniyet güçlerince takibide önemli. İhale ilanı yapılmış. Şu saat ve dakikadan itibaren içerdeki firma sahip ve yöneticileri ile, idarenin bu işle ilgili komisyon üyeleri, yöneticilerin ayrıca bundan evvel o hastanede yemek işine katılım yapanların telefonları takibe alınmlalı. Bir anlaşma, paslaşma ile devlet tokatlattırılmamalı. Yaklaşık maliyetin dışarı sızmaması için gerekli tedbiri alsınlar.

Yemek ihaleleri ve tuhaflıklar…

MERSİN DEVLETİN YEMEĞİ: 26 Aralık 2012 günü saat 17.45de buradan bir yazı kaleme aldım. Linki şu: http://haberanaliz.net/article_detail.php?article_id=928  Yazıyı okuyanlar işi tek taraflı yazdığımı filan söyleyerek, kendilerini ve üst makamdakileri uyutmaya yeltendiler. Oysa yazı açık ve içeriği belli. Devletin çıkarını koruyan, kollayan bir yazı. Ama tabi birilerinin işine gelmediği için, işi uzattıkça uzatıyorlar. İhale yapıldı, aradan bir ay geçti. Ne oluyor, ne bitiyor, kimse kimseyi haberdar etmiyor. Kurumun kendisi kendi web sitesinde bir açıklayıcı bilgi dahi koymuyor. OYSA SERBESTLİK- REKABET- AÇIKLIK- ŞEFFAFLIK ilkeleri diye bir ilke var ve ne hikmet ise bu ilkeler MERSİN de pek önemsenmiyor. İhaleler gizli, saklı, kapalı kapılar ardında, yaklaşık maliyetler dışarı sızarak yapılıyor (!)

İlgili ihale, KİK de  2012/173975 ihale kayıt nolu ihale. İhale Yapıldıktan sonra  ortaya tuhaf bir tablo çıkıyor. İçeriden yaklaşık maliyeti kim sızdırdıysa şaşıp kalıyor. Yukarıda linkini verdiğim yazıda konuyu detayları ile ele aldım ve uyarmaya gayret ettim. O yerli bile olmadılar. Korkusuzca yada bilgisizce işlerine devam ettiler. İdare İhaleden hemen sonra 28.12.2012 günü Aşırı düşük teklif veren firmaların ekonomik sorgulamalarını istedi. 2 sahifelik ve 4 eki olan bu resmi yazıda aşırı düşük teklifte bulunan bazı firmalardan yasal açıklamalar istedi. Ancak bu isteklerin içinde Kamu ihale genel tebliğinin 79.4.2.15 maddesine aykırılık teşkil eden istemler var.  Bunu gören ve aşırı düşük teklif veren firmalardanFESLEGEN firması ihaleyi yapan ve sorgulamayı isteyen kuruma itiraz etti. 9.1.2013 tarihli itiraz dilekçeleri iki sahifelik. KİMSE TINLAMADI. Bu arada ekonomik sorgulamasını eksiksiz verenlerde var. Ama idare işi uzattıkça uzatır. Niye uzatır belli değil. Sonradan öğrenilir ki, idareye şu yaklaşık maliyeti tahmin eden firmalardan birisi (Tuğra) daha itiraz etmiş, idare cevap süresinin sonuna kadar bekleyip ONA DA cevap vermemiş. Bu kez aynı firma (Tuğra) KİK’e itiraz etmiş. İtiraz günü ise 22.1.2013günü. KİK Evrak kayıt numarası 2813. Oysa burada işin aciliyeti, ivediliği söz konusu ve MDH idaresi ne hikmet ise işi sıkı tutacak ve zamanı daha dikkatli kullanacakken, öyle yapmıyor. Hoyrat davranıyor. İçerde işi 2 aylığına davet usulü ile alan ve bu husus şikayet konusu olup, savcılığa intikal ettirilen işte hizmet sunan firma HER NEDENSE bu ihaleye katılım yapmamış... Üstelik o davet usulü yapılan iş SAVCILIK oldu, şikâyete haiz oldu. Firmalardan bazıları şikayet etti. Ve şimdi bu itirazlar ile iş uzarsa bir daha pazarlıklı alıma gidilecek ve bakalım bu sefer kimler çaktırmadan davet edilip, kılıfına uydurulup, iş verilecek (!?) Bu arada ekonomik sorgulama için istenen ve itiraza neden olan O-5,  O-6, O-7 sorgulamaları yapılıyor. Teyit bekleniyor. Belgelerin teyitleri geldikten sonra ihalede SÖZDE bir karara varılacak (!) Bu arada içerdeki firma olan UYGAR, son açık ihaleye katılım yapmamış. Buraya çok dikkat edin. Diğer taraftan içerdeki firmanın sözleşme devri için uğraştığı da ayrıca biliniyor. Yani içerdeki firmayım diyerek idareden bu kez başkaca ayrıcalık beklemesi de doğru değil. Yarın pazarlıklı alımda, davet usulü alımda bu işler göz ardı edilip, idarenin AÇIK İHALESİNDE katılım yapan 18 firmanın tamamı çağrılmaz ise bu işte bir enteresanlık var demektir. Yani itiraz olduğu için işin uzaması göz önüne alınıp tekrar pazarlığa gidileceği vakit açık ihalelerine katılım yapan tüm firmalara buyurun gelin pazarlıklı alımımızda da teklif verin demeleri piyasadaki rekabet için önemli. Ayrıca AÇIKLIK- ŞEFFAFLIK- REKABET ilkeleri tam oluşmuş olur. Bu arada kim iyi niyetli, kim değil, kim başka işlerin peşinde bu da ortaya çıkmış olur! Firmaların amacı eğer gerçekten ekmek parası isem bu pazarlıklı alımda her şey ortaya çıkar. Değil idareyi sıkıntıya sokmak ve idareyi berbat hale sokmak ise, yapacakları hareket ile oda ortaya çıkar. Her zaman iyi niyet önemli… Eğer niyet iyi değilse ALLAH ıslah etsin! Uyarılarımıza rağmen tüm bu ihalelerin İLAN metinleri, İDARİ VE TEKNİK ŞARTNAMELERİ hiçbir hastanemizin kurumsal web sitesine konmuyor. Defalarca yazıp uyarmamıza rağmen bunu yapmıyorlar. Bizim burada kastımız yok. Amacımız KAMUNUN ÇIKARI. Eğer kamunun çıkarı söz konusu ise, kamu adına görev yapanların bizim bu uyarımız karşısında neden sessiz ve tepkisiz kalıp, kurumsal web sitelerine bu bilgileri koymazlar çok düşündürücü! Kamunun Denetimden kaçmak, yapılan alım satımlar başta olmak üzere tüm icraatlarda şeffaflıktan kaçmak kime ne kazandırır?

www.haberanaliz.net
CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ. Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız. CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com