Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Burası Mersin, Ne dersin?!

Burası Mersin, Ne dersin?!

Ben yazmaktan bıktım, işini savsaklayan, yapmayan, çalan, çırpan, yolsuzluk yapan, ihalelere fesat karıştıran, edimin ifasına fesat karıştıran, görevini namusu ile yapmayan, hak etmediği maaşı, primi alan, hak etmediği unvanı taşıyan bitmedi gitti...

İsterdim ki bu gün iyi bir şey yazayım. Ancak yeni yıl gecesi 31 Aralık da bir e posta aldım. Kahroldum. Bir HEMŞİREMİZ oksijen tüpü patlaması ile neredeyse canından oluyormuş. Ve şu an çok ciddi yanıklar ile şehir hastanesinde tedavi altındaymış.

Önce gelen e postayı aynen yayınlayayım. Yazım hatası, imla hatası, cümle düşüklüğü gönderen TOROS DEVLET HASTANESİ çalışanına ait. Bakın, hastane çalışanı okurum neler yazmış:

“..... Toros Devlet hastanesin de bir hemşire İhmal yüzünden yandı...

Başhekim başhemşire tutturmuşlar, 24 saatlik nöbet yasak diyorlar. Sağlık Bakanı sürekli covit bulaşmasın diye maske mesafe hijyen diye bas bas bağırırken, mesafeye hiç uyulmuyor. Mesafe sadece kişi ile olan mesafe mi? covit ortamından uzak durmak değil mi nasıl derseniz... Çalışanların çoğu gönüllü olarak 24 saat mesai ile çalışmak istiyor, bunun için yasal olarak da olumsuz bir durum yok, yasalarda yönetmeliklerde 24 saat çalışamazsınız diye bir ibare yok.... Şunu diyeceğim, 24 saat çalışan sağlık çalışanı ayda sekiz nöbete gelirse 16 saatlik çalışma da bir sağlık çalışanı ayda en az 12 kez nöbete gelmesi lazım. Buda ne demektir? Hastaneye üç gün daha fazla gelmesi demek dolayısıyla saatte vurursak, 48 saat daha fazla hastanede vakit geçirmesi demektir.  O ne anlama geliyor? Çalışanların çoğu Covid olsun hastalansınlar kimsenin umurunda değil demek oluyor.

Sağlık bakanımız orada bas bas bağırırken, mesafe yani virüsle aranıza mesafe koyun mesafeye uyum diye uğraşırken, toros devlet hastanesinin Başhekimi başhemşiresi hemşireleri nasıl Covid yaparız, nasıl hastalandırırız, nasıl öldürürüz, bunun derdinde, bu birincisi...

İkincisi, biz bunun için evimizi işimize göre ayarladık, iki çocuğum var eşim nöbetçi olduğunda ben evde oluyorum ben nöbetçi olduğum da eşim nöbette oluyor. Dolayısıyla çocuklarımıza dönüşümlü bakıyoruz eşimle.

16 olduğu zaman hem eşimle nöbetlerimiz uymayacak, hem de daha fazla hastaneye geleceğim, evde çocuklarıma kim bakacak, biri büyük biri küçük, ikisini birbirine emanet etsem bunların başına bir iş geldiğinde bunun mesuliyetini kim alacak, sağlık müdürlüğü bu işin neresinde, neden bu konuda bir girişim yapmıyor???

Hastanelerde mesai zorlamasını artık bırakın. 8 saat çalışmak isteyen 8 saat çalışsın, 16 saat çalışmak isteyen 16 çalışsın, 24 saat çalışmak isteyen 24 saat çalışsın, çünkü bu insanlar bunu keyfi olarak istemiyor.

Hepimizin bir evi var çoluğu var çocuğu var eşi var bırakın artık çalışanlarla uğraşmayı.. Neymiş, 4 günden fazla boşluk yapılmayacakmış...  Nerede yazıyor bu? Çoğu hastanede çalışanlar ayın ilk 20 gününde mesaisini tamamlıyor, kalan 10 gününü evinde geçiriyor...

Burada ki olması gereken, aylık mesai saatimizi çalışmak değil mi?

Aylık mesaimizi hatta fazlasını çalışmıyor muyuz, çalışıyoruz. 4 yerine 5 gün 6 gün boşluk olsa ne olur, ne fark eder?

Tabi olur mu sağlık çalışanına rahat sağlamak olmaz, sorunlarını çözmek olmaz, onlar hep rahatsız edeceksin, hep sorun çıkaracaksın...

Ben daha görmedim hemşiresini savunan başhemşire...

Bırakın sürekli yerimizi değiştirip durmayın artık..

Bir yerde artık sabit çalışalım. Bıktık bir ay acilde bir ay 1. katta başka bir ay 2. katta nöbetçi diğer ay başka bir katta nöbetçi öbür ay başka bir katta nöbetçi olmaktan bıktık....

Başhemşire ne iş yapar? İşleri düzelteceği yerine, işleri bozma yoluna neden gider, anlamış değiliz... Bilmiyorsanız neden bu işi üstlendiniz?  Yapamıyorsanız bırakın bari. Bizlere eziyet etmeyin. İşyerinde çalışma barışını bozmayın.

Daha dün bir F.K isimli hemşire arkadaşımız iş yükü yoğunluğundan dolayı, çok yoğun çalışırken, dikkat dağınıklığı yaşayıp,  hastanenin iş sağlığı ve güvenliğieksikliğinden ve ihmalinden dolayı,  oksijenle uğraşırken, yandı.... 

Bir hemşirenin geleceği gitti... Bu konuyu sağlık bakanı duydu mu? 

Duymadık, görmedik, ne başında ne başka bir yerde...  Bu hemşirenin başına ne geldi ne oldu?..

Şehir hastanesi yanık ünitesinde yatıyor. Hali nedir kimse ilgilendiği yok.

Siz evlerinizde yâda lüks mekanlarda yılbaşı gecesi kutlarken o arkadaşımız canı ile uğraşıyor ve tüm kusur kabahat ve hatalar arkadaşa yüklenmek için yoğun gayret var.

Oksijen tüpünün, bağlantısının, eski oluşunun, contalarının, bakım ve teknik işlerini yapan, yaptıran, kontrol etmesi gerekenin hiç suçu yok....

İş güvenlikçilerin hiç kusuru kabahati yok...

Hastanenin ve idarenin bu işle ilgili ihmali hiç soruşturulmuyor.

Sağlık bakanlığımız mutlaka bir el atmalıdır. 

Önümüzdeki süreç okulların tatil edileceğini gösteriyor, kreşlerde kapanırsa, çocuklarımızı nereye bırakacağız... Tabii ki mecburen Eşimizle paslaşarak bakmak zorunda kalacağız. Eşim çalışırken ben bakacağım ben çalışırken eşim bakacak başhemşirenin de küçük çocukları olduğunu biliyorum, neden bizleri anlamakta güçlük çekiyor? Anlayamıyorum...  Her koltuğa oturan nedense, geldiği yeri unutuyor, ahkâm kesmeye başlıyor. Bir başhemşire gelipte, aşıya hemşire bulamayıp, kendisi aşı yapıyorsa, bence bundan utanmalı... Hastanenin çalışma planını, organizasyonunu yapamadığını gösterir, bir başhemşire, hemşire bulamayıp organizasyon yapamayıp da gelip kendisi aşı yapıyorsa, bu idareciliği bilemediğini ve de yapamadığını gösterir demektir...

Başhemşirenin işi, sağlık alanındaki çalışanların çalışma planını işlerin aksamayacağı şekilde organize etmek değil mi? Başhemşire organizasyonunu en güzel şekilde ve en güzel planlı bir şekilde yapmalı ki orada işler aksamasın... Kendisinin gelip orada aşı yapması, kendini çalışıyor gibi göstermesi kadar vahim bir durum olamaz... Zaten bu konunun çalışanlar arasında şaka konusu olması da komediyi anlatıyor...

Hemşire iş yükünün çoğunluğu ve yoğunluğundan dolayı iş kazası geçiriyor vücudunun belli kesimleri yanıyor, ciddi yaşamsal sorunu var, Kalıcı izler vücudunda kalacak... 

Bu konuyla ilgili ne basın da ne başka bir yerde ne de sendikalarda hiç ses sade yok...

Hele o sendikalar...

İşine geldiği gibi hareket eden yöneticisinin çıkarı ile eş ve akrabalarının çıkarı peşinde koşan makam ve mevki peşinde olan suskunlar...

Hemşire hastaneye daha fazla gün geldin diye nöbet uygulaması yapılıyor gene yetkililerde ses yok...

Kimse sağlık çalışanlarının hakkını aramıyor... 

Sağlık bakanlığı bu konuya el atmalı..

Türkiye de hiç bir Hastanede olmayan ama Toros Devlet Hastanesinde olan garip uygulamaları ve yüzü yanan hemşirenin durumunu soruşturmak İçin acilen bir müfettiş göndermeli...

İl sağlık Müdürlüğünün varlığı yokluğu belli değil...

Zaten başhekim geldiğinden beri, hep şikâyetler ortada, ne yaptığını herkes biliyor, korunuyor...

Sn. haberanaliz.net, Bakanımız Fahrettin beyi haberde # yapıp sesimizi duyurmalısınız. Sağlık çalışanlarının hakkını, dürüstçe ve hiçbir karşılık beklemeden namuslu bir şekilde bir tek siz arıyorsunuz. İyi ki varsınız” DEMİŞ....

Burası Mersin, Sen ne dersin diye boşuna başlık atmadım...

Burada ölen öldüğüylen, yanan yandığıylan, çalan çaldığıylan kalır...

ALLAH, DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN.

Baki Selam ve Dua ile.

www.haberanaliz.net

CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ. 

Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.

CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES: batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com