Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

Ey Başkanlar Birinci Vazifeniz İklim Krizi..

Sonunda yerel seçimlerin finali geldi çattı.

31 Mart 2024'deki seçimlerde beklentiler ve tahminler dışında beklenmeyen sürprizler de yaşanabilir.
Kazananlar ve kaybedenler yeni bir döneme geçildiğini, hayatlarının 1 Nisan'dan sonra artık eskisi gibi olmayacağını
anlayacaklar.
Şüphesiz yeni YEREL STAR'lar da çıkacak.

Yeni yüzler de göreceğiz.

Aslında daha çok kadın yüzleri görmek hayalimizdi ancak istediğimiz kadar olamayacağı açık.

Mesela neden İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyükşehirlerde kadın başkan olmasın?

Gelecek yerel seçimlere kadar kadın başkan adayları istemeli ve siyaset vitrinine çıkarmalıyız.

Kampanyalarda kendisini iyi anlatamayanlar veya siyasi manevralara karşı direnemeyenler veda edecek.

Bu kesin..

Kampanyalara şöyle bir bakarsak, söz düelloları, mantık almayan ithamlar, bazı başkan adaylarının müthiş mal
varlıkları ki -kaynağın nereden geldiği belirsiz- çok abartılı şekilde olumsuzlukları da göz önüne serdi.

Yerel seçimler değil de genel seçimlere gidiyormuş izenimi ağır bastı.

İstanbul yani seçimlerin kader kenti, CHP adayı Ekrem İmamaoğlu ile AK Partili aday Murat Kurum arasında ilginç tartışmalara
neden oldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 27 bakanıyla bütün devlet erkanını seferber etti.

Bu açıkça haksız ve orantısız bir rekabet yarattı.

Hep diyorum siyasi arenadaki haksız rekabeti önlemek adına politikada bir Rekabet Kurumu'na ihtiyaç var, yani tarafsız bir HAKEM'e gereklilik var.

Bugün başta CHP başta muhalefet partilerinin mağdur olduğu bu konudan yarın, Ak Parti ve Cumhur İttifakı bileşenleri
mağdur olabilir, Hayat döngüsü, bugün bana- yarın sana diyerek işliyor.

YENİ BAŞKANLAR İKLİM DOSTU OLMALI
Bu yazıyı yazarken neyi ön plana çıkarırken, aradığımı gelen bir mesajla buldum, WWF -Türkiye yani Doğal Hayatı Koruma Vakfı, gönderdiği mesajda seçimi kazanacak  başkanlardan "iklim dostu kent" kavramını tam anlamıyla hayata geçirmeye davet ediyordu.

Doğayla uyumlu bir yaşama kavuşmak için Vakıf, tüm belediye başkan adaylarına yönelik taleplerini açıkladı.

İklim krizi ve doğal afetlere dirençli, sürdürülebilir kentler oluşturmada belediyelerin önemli rol oynadığını belirten

WWF - Türkiye, seçimi kazanacak adayları “iklim dostu kent” kavramının öne çıkarılması gereğinin altını çizdi.

Neden mi?

Çünkü yerel yönetimlerin iklim dostu kentler oluşturmada önemli bir role sahipti.

Doğayla uyumlu, sürdürülebilir ve dayanıklı kentler için yerel seçimlerin ardından yönetime gelecek karar alıcılara yönelik, iklim kriziyle mücadele alanında hayata geçirilmesi gereken talepler şöyle sıralandı;
- İklim kriziyle mücadele ulaştırmadan altyapıya, kent planlamasından sosyal desteklere bütün çalışma alanlarının
merkezine oturtulmalı.
- Türkiye nüfusunun yüzde 77'si kentlerde yaşıyor. Bu durum özellikle ülkemizde kentleri iklim krizine karşı en hassas
yaşam alanları haline getiriyor. İklim krizine neden olan emisyonların azaltılması ve bunun için fosil yakıt kullanımından uzaklaşılması, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasından enerjiyi verimli kullanan binalara, raylı sistemlerden kent planlamasına bir dizi alanda dönüşümü gerektiriyor. Bununla birlikte, iklim krizinin etkilerine karşı hassas konumda olan kişilerin (örn. düşük gelirli gruplar, ileri yaştaki bireyler, çocuklar vb.) sağlık, enerji, su vb. ihtiyaçları gözetilmeli.
- İklim riskleri haritalandırılarak kırılgan gruplar belirlenmeli. Türkiye'de iklim krizinin etkilerinin şiddeti ve sıklığı her geçen yıl daha da artıyor. Sıcaklık rekorları kıran yaz ayları ileri yaştaki bireyler ve çocuklar için giderek artan sağlık riskleri oluşturuyor. Azalan yağışlarla birlikte suya erişim güçleşiyor. Ani ve aşırı yağışlar sel ve taşkınlara yol açıyor.

-Kentin bu gibi risklere hangi bölgelerde ne ölçüde maruz kalabileceğine ve bu risklerin en fazla kimleri etkileyebileceğine yönelik bilimsel verilerle desteklenmiş öngörü çalışmaları yapılmalı.

DOĞA TEMELLİ ÇÖZÜMLERE İHTİYAÇ VAR
- Yeşil çatılar, kent çevresindeki doğal alanları birbirine bağlayan yeşil koridorlar, kent ormanları, yağmur bahçeleri, kent içindeki akarsuların beton kanallardan kurtarılıp doğal dokusuna kavuşturulması gibi çözümler kentin serinletilmesi, suyun depolanması, taşkın riskinin azaltılması gibi bir dizi fayda sayesinde iklim krizine uyumu kolaylaştırır; direnci artırır. Bunların yanında hava kalitesinin artması, kent sakinleri için çekim alanları oluşturulması gibi sosyal kazanımlar sağlar. Son olarak, doğal alanlar yutak işlevleriyle karbondioksit emisyonlarını da engeller.
- Kentin karbon ayak izi hesaplanmalı ve azaltmaya yönelik bilim temelli hedefler belirlenmeli; hedefler somut ve sayısallaştırılmış eylemlerle desteklenmeli. Enerji dönüşümü önceliklendirilmeli. Başta kamu binalarının çatılarına yapılacak güneş paneli uygulamaları olmak üzere ekolojik denge ve yerel halkın ihtiyaçları açısından çatışma yaratmayacak alanlarda yenilenebilir enerji üretim kapasitesi güçlendirilmeli.
-Yeni binalar ve tadilat gerektiren binaların çatılarına güneş paneli uygulanması teşvik edilmeli ve kademeli olarak zorunlu hale getirilmeli.
- Enerji çözüm masaları kurularak, vatandaşlara ve yerel işletmelere enerji tasarrufu konusunda rehberlik sağlanmalı. Enerji yoksulluğuyla mücadele edilmeli: Düşük gelirli grupların enerjiye erişimini güvence altına alacak destekler geliştirilmeli.
- Yenilenebilir enerji projelerine yönelik izin süreçleri kolaylaştırılmalı. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamalarına yönelik eğitim programları geliştirilerek istihdama ve teknik kapasite gelişimine katkı sağlanmalı. (Ayrıntılı bilgi için “Enerji dönüşümünde belediyelerin rolü: 6 fayda, 6 adım” başlıklı bilgi notundan yararlanılabilir)
-İklim eylem planları plan olarak kalmamalı. Yukarıdaki 5 maddede anlatılan konularda somut eylemler içeren planlar takip edilmeli, hedefler gözden geçirilmeli ve uygulama durumu halka açık şekilde raporlanmalı.
Bu kriterleri baştacı edecek başkanları bizler de baştacı edeceğiz.
Haberleri olsun..

OY KULLANAMAYACAĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM
Sevgili kızım Kanada'nın Toronto şehrinde yaşıyor.
İstanbul'da iken "Anneciğim ben bir operasyon geçireceğim, Yanıma gelip bana eşlik eder misin?"diye telefon edince
her anne gibi endişelenip hemen uçak bileti alarak Toronto'ya uçtum.
Operasyon başarılı geçti ve kızım çok şükür iyi, kontrolleri devam ediyor.
Ancak onu bırakmaya gönlüm el vermedi.
Hayatımda ilk kez seçimlerde oy kullanamayacağım.
Eşimle birlikte geldiğim için o da oy kullanamayacak.
2 oyumuz kayıp yani.
Sağlık her şeyden önde gelir.
Sayın adaylar beni affedin, çok üzgünüm..