Dr.Binhan OĞUZ

Dr.Binhan OĞUZ

Mail: binhanoguz@gmail.com

FIRTINA ÖNCESİ ÜRETİM SEFERBERLİĞİ ÇAĞRISI

SIKINTILARA KARŞI TarımDA ÜRETİM SEFERBERLİĞİ

Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizi kriz demeyerek atlatacaksak öyle nitelemeyelim…ancak enflasyon belası, üretimsizliğin azdırdığı işsizlik, sağlık/salgın sorunları, döviz sıkıntısı kışa doğru ülkemizi, maalesef, sarsacak bir fırtınanın habercisi…2023 yılına artmış bir cari açık ile gireceğiz endişesindeyim…

Fransa’da Ticaret Müşavirliğimizin değerli girişimleri ile 1990’ların başında Paris’te kurulan örnek proje Türk Fransız Ekonomi Merkezi yöneticiliğim yıllarından bugüne kadar ülkemin ihracatı için aklımın erdiği, gücümün yettiği her taşı oynattım, önerdim, yazdım, etkinlikler düzenledim bıkmadan, ancak gördüğüm üzücü gerçek ülkenin ihracatta bir “arpa boyu” yol alamadığı…Sizlere hep fındıktan örnek verdim yeterince ihracımız yok, para kazandırmıyor diyerek…bu değerli üründe ihracatta zorlanıyorsak gerisini siz düşünün; maalesef, cari açık normal bir sonuç işte…

Krize kriz demediğimiz gibi artan Covid 19 vakalarını da yok sayacağız belli ki…zaten ülke genelinde bir kapanmayı kaldıracak güç hiç yok…işsizlik taşınamaz hale gelir…Gıda enflasyonu derseniz söylememe gerek yok…ben sadece Haziran ayında sebze fiyat endeksindeki yıllık değişimin yüzde 94.68 olduğunu hatırlatayım Antalya Ticaret Borsası’ndan alıntı yaparak…2023 yılına 3 haneli enflasyon ile girmemizi ne değiştirir acaba?

Hocam karartma içimizi dediniz galiba…üretim seferberliğini tarımda doğru teşvikler ile başlatırsak önemli bir adım atmış oluruz desem yüzünüz aydınlanır belki…

Tarıma destek, sektörün diğer ekonomik faaliyetler ile bağlantısı nedeniyle yadsınamaz önemde

Zira, hep söyleyegeldiğim gibi tarıma destek olma kapasitesi, genç ve kadın istihdamına katkısı, kırsaldaki atıl insan gücünü kayıtlı tarım işçisine dönüştürme kabiliyeti  açısından özel öneme sahiptir.

Ayrıca, dünyada bir çok üründe söz sahibi olan Türk meyve, sebze sektörü gerek gelecek nesillerin sağlıklı beslenmesi açısından, gerek 2030’lara kadar artan öneme sahip olacak küresel gıda güvenliği gibi sorunlara karşın oluşturduğu güç anlamında küresel rekabetliliği sağlanması gereken stratejik bir sektördür.

Tarım ürünleri, gıda ve içecek sanayinin üretimi depolama, taşıma, toptan ve perakende ticareti, HO.RE.CA sektörü gibi bir çok hizmet sektörü ile direk bağlantılıdır.

Tarımsal istihdam kalifiye olmayan işgücünü emmesi nedeniyle, özellikle kriz dönemlerinde önem kazanmaktadır. Ayrıca, tarım sektörünün imalat sanayi istihdamına da göz ardı edilemez katkısı vardır; tarımsal sanayi de, imalat sanayiinde var olan atıl istihdama ihtiyaç duyulacaktır.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tahminlerine göre dünya genelinde tarımda yaklaşık 884,3 milyon kişi çalışırken, tarımsal istihdamın toplam istihdam içindeki payı %26 seviyesindedir. [1]Oysa Türkiye’de tarımsal istihdamın toplam istihdamdaki payı 1990 yılındaki % 45,9’dan 2010’da %25,2’ye gerilemiştir; bu veri 2020 için %17,6 oranındadır.[2] Bakınca, ülkemizde işsizlik karşısında tarımın rolü unutulmuş gibidir.

Yıllar ile tarım sektörünün tarımsal üretimin yapıldığı bölgede kadın işsizliğini azaltıcı bir role sahip olduğu göz ardı edilmiş gözüksede (2010 yılında toplam kadın istihdamının % 42,4’ü tarımda istihdam edilmeye devam edilirken, 2013 yılı için %36 ya gerilemiştir. ) fırsat eşitliğinden yoksun, geleneksel yapı nedeniyle eğitim düzeyi düşük ve piyasa koşullarına uygun olmayan kadınların istihdamında tarımsal alan ve gıda sanayi önemli rol oynamaktadır. Özellikle kadın ve genç istihdamında çok önemli yere sahip olan tarım/gıda sektörünün iş gücü göçünü engellemek gibi kilit rolünü buradan hatırlatayım dedim neden mi?

çaresiz gençler çözümü yurt dışında aramayı seçebilir

Fransız medyasında ciddiyeti ile bilinen Le Monde’da 27 Temmuz tarihli bir makalede Avrupa’da, özellikle, Fransa’da yaşanan işgücü sıkıntısına dikkat çekilmiş ve Fransız Ekonomik Koşullar Gözlemevi (OFCE)’ye göre Fransa ekonomisinin tüm sektörlerinde hiç bu kadar işgücü sıkıntısı ile karşı karşıya kalınmadığı eklenmiş… Fransız medyasına göre, hem Fransız şirketleri hem de kamu kurumları işe alımda zorlanıyor. Okurken gözlerime inanamadım örneğin Fransız Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen bulmakta zorlanıyor. Aktarılan analizlere göre istihdam eksikliği sadece vasıflı mesleklerin ötesinde, kapsamlı eğitim gerektirmeyen diğer sektörlerde de istihdam edecek aday eksikliğinden muzdariptir. Yani bizim doktorları, öğretmenleri havada kapacakları gibi Eylül ayında eğitim-öğretim yılını başlatacak Fransa’da 8.000 okul/servis şoförü açığı olduğunu ve yurtdışından alımları kolaylaştırdıklarını öğrenen gençlerimizi Türkiye’de ne tutar diye düşündüm…Tarıma doğru destek ile üretim seferberliği işte bu nedenle şart…2012 yılından bu yana incelediğim tüm tarımsal/gıda sektörlerinde yetkililerin Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatmasıyla uygulanan Doğrudan Gelir Desteği(DGD) nin yanlışlığından ne derece şikayetçi olduğuna şahit oldum; hocam nedir bu DGD derseniz? Üretene değilde Tapu sahibine aktarılan destek diyebiliriz kestirmeden…Alan bazlı bu destek tapu gösterene gidiyor.Oysa özellikle artan hammadde, girdi ve nakliye fiyatları sebebi ile üretemez hale gelen üretici toprağa arkasını dönmek üzere zira üretse de maliyetini kurtaramaz durumda …Acil, hem de çok acil olarak elde hangi imkanlar varsa tarımsal üretime seferber etmeli …seçici destekler ile üretim sağlanmalı, gençlerin göçü, enflasyon, döviz sıkıntısına çareler türetilmeli fırtına hepimizi alıp savurmadan…

[1] https://www.itohaber.com/haber/sektorel/223076 dunya_geneli_tarimsal_istihdam_ve_toplam_istihdam_icindeki_payi.html

[2] https://cevreselgostergeler.csb.gov.tr/istihdamin-sektorel-dagilimi-i-85697