Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Genel Sekreter olan biteni görüyor mu?

Genel Sekreter olan biteni görüyor mu?

Mersin’deki tüm hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında bir başıboşluk yaşanıyor. Günlerce yazıyorsunuz, o yerli olunmuyor ve devletin çıkarları açısından da hiçbir olumlu neticede alınmıyor. Yargıda yolsuzluktan, hırsızlıktan, arsızlıktan yargılananların makamlara getirildiği bir ortam yaşanıyor. Ve siyasisinden sendikacısına, bürokrasinin içindeki yal yalayıcılarına kadar herkes avcunu ovuşturuyor.

Bu arada yeni oluşturulan KHB çatısı içinde hiç de hak etmeyenlerin makamlara getirilip idareci yapıldığını gören sağlık çalışanları iş yerinde çalışma barışının bozulduğunu bildiriyorlar.

Hemşire ve ebelerin etik dışı çalıştırıldığını, masa başında istihdam edildiklerini, sekreter, büro görevlisi gibi il içinde dağılımının yapıldığını bildiren sağlık çalışanları aynı zamanda ebe ve hemşireden idareci, teknisyenlerden idareci yapıldığını hatırlatarak, kurumların tadının tuzunun kaçtığını belirtiyorlar. İşten anlayan, işi bilen, işin ehli ve uzmanı tek bir adama rastlayamadıklarını sık sık dile getiren sağlık çalışanlarının bu seslerini duyan yok, önemseyen yok. Bu arada idare ile ters düşen, idarenin işine gelmeyenlerde rotasyona gönderiliyorlar, yerlerinden ediliyorlar, geçici görevler ile ilçelere gönderiliyorlar. Uygulamalar çalışanları hayatından bezdirmiş durumda.

Oysa 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 45 inci maddesi gereğince hiçbir memur sınıfının dışında bir görevde çalıştırılamaz, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinde; çalışma saatlerinin düzenlenmesi, kurumun tıbbi, idari ve eğitim hizmetlerinin görevlilerce en iyi şekilde yürütülmesi ile bu hizmetlerin yapılmasını izlemek, en az haftada bir defa denetlemek ve kurumun verimli olarak çalıştırılması, işlerin sürat ve  kolaylık içinde yapılması, kaliteyi düşürmeden ekonomi sağlanması, sunulan hizmeti olabilecek en yüksek düzeye çıkarmak için gerekli tedbirleri almak yetkililerin görevleri arasında yer almaktadır.

Mersindeki yataklı tedavi kurumlarından ulaşan bilgilerden, hastanelerde görev yapan personelin çalışma düzeninde, sertifikasyona bağlı olarak çalıştırılan personelin görevlendirilmesinde yanlış anlaşılma ve uygulamalar sebebiyle sıkıntılar yaşandığı bir gerçektir.

Diyorlar ki adamın sertifikası var. İyide, Hizmet birimi itibariyle sertifikasyon gereken birimlerde öncelikle sertifikalı personelin çalıştırılması, sertifikalı personel sayısının çok olduğu kurumlarda hizmet biriminin iş yükü oranında ihtiyaç sayısınca sertifikalı personelin görevlendirilmesi, ihtiyaç fazlası sertifikalı personelin ise kadrosuna uygun başka bölümlerde görevlendirilmesi gerektiğini bilmeniz gerekir.

Bir personelin sertifikasının olması başka bir yerde çalışamayacağı anlamına gelmediği için gerek sertifikalı pratisyen hekimin gerekse sertifikalı diğer sağlık personelinin sertifikasının bulunması yanında sertifikası ile ilgili birimlerde ihtiyaç bulunmadığı durumlarda ilgili yetkililer tarafından bu personelin ihtiyaç bulunan bölüm ve hizmetlerde sınıfı içinde kadrosuna uygun görevlendirilerek, mevcut personelden daha etkin bir şekilde yararlanılması ve iş gücü kaybının önlenmesi gerektiğini herkesin bilmesi gerekmez mi?

Sertifikası var de, adamı kendi branşı ve asıl sınıfının dışında istihdam et, çalıştır. Bu olmaz. Ama Mersin’de oluyor. Hem de isteyen istediği birimde, hangi sınıfta görevli olursa olsun bir torpil buldu mu gelip çalışıyor. O yüzden de başarı, kalite, etkin verimlilik alınamıyor. İyi hatırlıyorum Tedavi hizmetleri genel müdürlüğü bu hususta çok sayıda genelge göndermişti. Birisinin tarihi sanırım 2006/131 olacak. Acaba bu işlerden genel sekreterin haberi yok mu?

Yine önemli bir husus şudur. Hastanelerde KOMİSYON VE KONTROL TEŞKİLATI GÖREVLENDİRMELERİ meselesi. Bu meseleye üstün körü bakanlar büyük bir hata içine girdiklerini ilerleyen zamanlarda çok iyi anlayacaklar. Ancak, olan devlete ve devletin kaynaklarına olacak. Çünkü yanlış görevlendirmeler yüzünden devlet sürekli zarara uğratılıyor. Oysa Türkiye Kamu Hastaneler kurumu taşra teşkilatı çalışma usul ve esasları yönergesinin 35.nci maddesi açık ve Salih. Kimlere yetki devri yapılamayacağı, kimlerin bu teşkilatlarda görevlendirilmeyeceği belli. Ama buna dikkat eden yok. İşin ehli ve uzmanı olmayanları muayene ve kontrol teşkilatlarına yazanların asıl gayesinin ne olduğu merek konusu. Bunlar devletin çıkarlarından yanalar mı, yoksa firmaların çıkarlarından yanalar mı? Söz konusu devletin çıkarı ise, yapılan görevlendirmeler yanlış.

Diğer taraftan sağlık kurumlarında azami stok miktarının tespiti önemli. Çoğu yerde bu durum göz ardı edilerek çalışma yapılıyor. Kurum adına alınmış olunan ve idarecilere verilmiş bulunan ayrıca santraldeki cep telefonları amaç dışı kullanılıyor. Faturalar yüksek geliyor. Aynı şekilde elektirik, su faturaları çok kabarık geliyor. Bunları takip eden, tasarrufa yönelen idareciyi bulmak zor.

Satın almaların birde tuhaf uygulamaları dikkat çekiyor. Devlet Malzeme ofisinden yapılacak alımların hepsinde daha fazla dikkat gerekiyor. Bu hususta bakanlık çeşitli kez uyarılar yaptı. DMO alımlarının titizlikle yapılması, DMO dan alınıyor diyerek piyasa araştırması yapılmadın alımların gerçekleştirilmemesi gerekir.

Çok önemli bir ayrıntıda hizmet alımları yolu ile çalıştırılan işçilerin hakları meselesi. İşçilerin hak ve hukukunu koruyan idareci bulmakta zorluk çekiyoruz. İdari ve teknik şartnamelerden doğan hakların hiç biri işçiye verilmiyor ve kullandırılmıyor. Çalışan işçiler zaten kendi yasal haklarından bi haber. Çünkü hiçbir çalışan işçi İDARİ VE TEKNİK şartnameyi görmüyor. İhale olup bitiyor. Evraklar dosyasına kalkıyor. Muayene ve kontrol teşkilatlarını da kafaya aldın mı, kimin umurunda işçinin hakları? Hizmet alımlarında çalışan tüm işçilerin hangi hizmet alanı ise o kısımda İdari ve teknik şartnamelerin ilgili kurumun web sayfasında yayınlanması o işçilerin hak ve hukukun korunması adına anayasal bir haktır. Ama yayınlanmıyor, işçiye gösterilmiyor, işçi ne gibi hakları var bilmiyor. Böyle olunca da uygulamalarda haksızlıklar diz boyu. Bu hususlarda daha dikkatli ve adil, hakça çalışılması gerekir.

Buradan geliyorum MDH yemek işine. Şu meşhur yemek işinin Teknik şartnamesinde yazan hususları irdelemeye devam ediyorum. Bu şartnamenin HİZMETİN İFA ŞEKLİ kısmında madde 1 de belirlenmiş önemli hususlar var.

Burada der ki; Hizmetin yürütülmesi için gerekli personel nitelik ve sayısı..  Şimdi oraya bakıyoruz. Tam zamanlı çalışacak 1 diyetisyen, diplomalı 1 aşçıbaşı, Diplomalı 6 aşçı, Diplomalı 6 aşçı yardımcısı, (Bakın diplomalı diyor, sertifikalı değil) 38 kişi en öz ilköğretim mezunu garson, (Hangi çağdayız halen ilkokul mezunu alıyorlar. En az lise, Yüksek okul mezunu diye olsa olmaz mı) 4 kişi bulaşıkçı, 3 kişi meydancı, 1 kişi şoför olarak istenmiş ve şart konmuş toplam 60 kişilik kadro var.

Şimdi soralım bu işin muayene ve kontrol teşkilatlarına.

Bu 60 kişi ful kadro oradalar mı?

Tespiti kim yapıyor, nasıl yapıyor, her gün sabah, öğle akşam kontrolü yapılıyor mu?

Orada listede ve bordroda gözüküp de firmanın başka iş yerlerinde çalışanlar var mı, tespiti kim yapıyor?

Bu çalışanlar ve bordroda gözükenler içinde firmanın sahip ve yöneticilerinin eş ve çocukları var mı, var ise onlar nerede?

Bu şartnameye göre orada genel müdür, idari müdür gibi bir belirleme yapılmadığına göre, bu kadrolarda olup da genel müdür, idari müdür havalarında çalışmanın anlamı ne, kim izin veriyor?

Bu iş kimin işine geliyor?

Bu personelin tamamının şoför hariç tüm gün mesaisini orada geçirmesi gerekir. Hani kontrol eden?

Sabah baktım orada idiler diyerek işin içinden sıyrıldığınız zaman devleti zarara uğratmış olursunuz.

Sabah, Öğlen, akşam, hatta ansızın sabahla öğle arası, yâda öğle ile akşam arası ansızın kontroller yapıp gerçekleri gözlerinizle göreceksiniz. Raporlu yâda izinli ise onu da belge ile belirleyeceksiniz.

Zaten o personelin nasıl çalışacağı ve mesai saatleri de o şartnamede belli. İyi okuyup, takip etmek lazım…

Hizmetin ifasında istenen araç ve gereçler ile ekipmanlar belli. Bunlar tam ve eksiksiz bir şekilde orada mı, ne durumdalar kontrolü lazım. Et, sebze, kuru gıda ve süt depolarının çok sıkı kontrolü ve denetimi lazım.

Teknik şartnamenin 8 ve 9 sayfalarında Diyet yemeğin ve diyet kahvaltının ne şekilde, nasıl verileceği, gramajları belirlenmiş.

Genel sekreterlik adına ilgili idari müdürler bunu hiç okudular mı, okudularsa ne gibi işlem yapıyorlar?

Yani bu gramajlara göre verilip verilmediğini kontrol eden var mı?

Verilecek her yiyeceğin nevi ve gramajı belli. Yumurta demiş süt demiş, reçel demiş, ekmek demiş, peynir demiş ve her şeyin nevini ve gramajını belirlemiş.

Veriliyor, ama nasıl veriliyor?

O gramajlara uygun mu değil mi?

Bunun çok sıkı takibi lazım.

İstismarın önlenmesi için, devletin çıkarı için bunun çok sıkı tarafsız kurullarca takibi lazım.

Aynı şartnamenin 10- 11- 12 ve ilerleyen sayfalarında yemeklerin tarifi ve içine girecek malzemenin evsafı ile gramajı belirlenmiş.

Örnek veriyorum. Ankara tava demiş.

Bakın nasıl tarif etmiş?

Dana eti 120 gram olacak, prinç 60 gram olacak, sıvı yağ 5 gram olacak, Tuz 2 gram olacak, Karabiber 0,5 gram olacak demiş.

Verilen yemekleri elinize alın bir kontrol edin bakalım. 120 gram ete rastlayacak mısınız?

Hadi rastladınız, o etin dana eti mi sığır eti mi olduğunu kim bilecek, nereden anlayacaksınız?

Diyet uzmanları etin ne eti olduğunu bilemez ve anlayamazlar.

Yine ilgili müdür yardımcılarınızda bilemezler.

İşin ehli ve uzmanları GIDA MÜHENDİSLERİ, VETERİNER HEKİMLER, KASAPLARDIR.

Bunlar elinizde yok ise, sık sık mutfağa inip et pişerken kazana atılırken numune alacaksınız ve tarım müdürlüğü gıda kontrol laboratuarına tahlile göndereceksiniz.

Bunu yapan var mı?

Yok.

O zaman çok ucuza da alsa, kırıp fiyatı alsa da firma kazanır.

Çünkü işlerin takip ve ifasında kontrol ve muayene komisyonları işi bilmezlerse, işin ehli ve uzmanı olmazlarsa bu kontrolleri eksiksiz yapamazlar.

Yumurta verir, 60 gram vereceğine 45 gram verir. 15 gram firmanın yararına olur. 60 gramın fiyatı ile 45 gramın fiyatı piyasada belli.

Ama adı yumurta…

Dağıtılan tüm yumurtaların sayısı ile çarpın adamın karına bir bakın.

Yine elma 100 gram diyorsa, elmayı 45 gram 50 gramlıktan veriyorsa oturun hesabı yapın.

Bunun çok sıkı takibi lazım.

Marul demiş, hıyar demiş domates demiş, dana eti demiş, koyun eti demiş ama her şeyin evsafını, niteliğini, büyüklüğünü, içeriğini şartnamede belirlemişsiniz.

Bu şartnameyi didik didik okuyup öyle denetime gitmezseniz işi tam yapmış olmazsınız.

Orada yetimin hakkı var. Tüyü bitmedik yetimin hakkı. Bunları hassa kontrol etmek lazım…

TABİ BU DURUM TÜM MERSİNDEKİ HASTANELER İÇİN AYRICA GEÇERLİ. ÇÜNKÜ YEMEK HİZMETİ ALIM HEPSİNDE VAR VE KONTROL böyle ciddi yapılmaz ise, devlet zarara uğrar.

MDH yemek iş teknik şartnamesinin 41- 42 maddelerinde birde hastanenin demirbaş malzemeleri tanımı var. Onları da kontrol etmek devlet yararına olacaktır. Ne eksik?

ÇOK önemli bir husus ise hangi ay, hangi gün hangi yemek verilecek bu şartnamede belirlenmiş.

Yemek listesi neden değişir, kim değiştirir, niçin değiştirir bununda sıkı kontrolü lazım.

Madem değişecek, o yemeği neden belirlemiş yazmışsınız?

Değişme Gerekçesi ne?

Gerekçe makul ve mantıklı mı?

HERŞEYDEN EVVEL BU TEKNİK ŞARTNAMENİN ALTINDA HASTANE YÖNETİCİSİ MEMNUNE ÇAMSARI’NIN İMZASI VAR. Diğer hastanelerdeki şartnamelerde de oraların yetkililerinin imzası var.

Allah rızası için işinizi yapın.

İnsan imzaladığı belgeyi okumaz mı, okur.

Peki, kendi okuduğunu ve gördüğünü emrindekilere okutmaz mı?

Okutması gerekir.

Özellikle bu işi takip ve kontrol edenlerin çok iyi okuyup algılaması kamu yararınadır.

Ve bu bir devlet sırrı değil. Gizli sır değil. İhale ile aldığınız herkese açık bir iş.

Neden bu idari ve teknik şartnameleriniz kurumunuz web sitesinde yayınlanmıyor.

Yayınlayın, siz takip etmiyorsanız yâda takibe fırsat bulamıyorsanız, personelinizden takip edenler çıkar ve sizi uyarır.

Yanlış mı?

Önümüzdeki günler Tarsus Devletin yemek ihalesi var. Önemli bir ihale... Herkesin gözünü, kulağını iyi açıp durumu takip etmesinde fayda var.

Bu günlük bu kadar…

www.haberanaliz.net

CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ. Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.

CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES:batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com