Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Günah bu devlete yahu!..

Ankara’dan Cuma günü geldim. Ancak Cuma sabahı yanıma önemli iki insan geldi, bir türlü kalkıp planladığım işime gücüme bakamadım.  Neyse o işlerin bir kısmı Pazartesine yani bu güne bırakmak zorunda kaldım. Bugün akşam Nasip ise Tekraren Ankara’dayım. 

Gelen şikâyet ve dertlenmelerin çoğunluğu merkezdeki Toros Devlet Hastanesi (eski adı SSK) ile ilgili idi.

Yeni bina ile ilgili başlayan süreçte çok büyük şikâyetler geliyordu.

Gittim, gezdim, gördüm, inceledim, görüntüledim ve şimdi yazıyorum.

Acil kapısı olarak Batı tarafa açılan kapı berbat halde.

Araçların girmesi için bir düzenleme var ama 10 metre ilerisinde vatandaşın geçmesi için açılan (daha doğrusu kesilen demirlerin) kapının berbatlığı dikkat çekiyor.

Oradan sağlam adamın geçmesi çok zor değil ki engelli vatandaş geçsin.

Bahçede halen moloz yığınları, demir, çakıl, çimento, kireç atıkları var.

Hastanenin her yerinde Engelli vatandaşlarımız için her hangi bir düzenleme yok.  Yani burada gezinmeleri çok zor.

Güney tarafa açılan kapı tuhaf bir kapı.

Her gün iki üç trafik kazası meydana geliyor dediler, doğru.

Kapının önünde seyyar simitçi, kahveci, gazozcu tezgâhları var.

Ve merdiven korkuluğu denilen alüminyum korkuluklar hastane teknik elemanları tarafından bu simitçi, kahveci, gazozcu tezgahlarının bulunduğu yerin arkasında bahçe duvarı gibi çatılıyorlar.

Az ilerde bahçe içinde Akdeniz Belediyesi iş makineleri yol açıyor.

Şöyle o yolun kenarından devam edip Doğu tarafına geliyorsun, tek ve küçük bir kapıda oradan açılmış.

Gelişigüzel bir kapı…

Oradan şu an vatandaş girişi yok.

Dönüyorsun Güney kapısından giriyorsun.

Girişte kocaman bir salon var.

Bekleme salonu gibi.

Oraya konulan koltuklar göze çarpıyor.

Pufidik deri koltuklar, lüks, tertemiz, pırıl pırıl.

Ev işi.

İnsan evine bile bunları alırken kıyamaz.

Vatandaş sere serpe üzerine oturmuş.

Yerler seramik ve çer çöp dolu.

Temizlik tam oturmamış.

Bu deri koltuklara gelince de gereksiz, lüks ve israf.

Bunun yerine daha kalıcı, yıkanabilir, hijyenik olabilecek, pratik bekleme koltukları konabilirdi.

Günah bu harcamaya.

Tuvaletleri geziyorsunuz, yeni olan bu binanın tuvaleti berbat halde.

Çöp kovaları dolu, yerler ıslak ve steril değil.

Koridora biri kusmuş. Rezil kokuyor.

Danışmada biri oturuyor Temizlik personeli olup danışma memuru yapılmış.

Gelen gidenin bir şey danıştığı yok.

O da o yerli değil.

Aynı durum Acil danışmada da, diğerlerinde de mevcut.

İdari birimlere geliyorsunuz, Başhekimlik kocaman bir alan.

Müdür ve yardımcılarının oturduğu alanlar kocaman alanlar.

Ve atıl durumda.

Tüm mobilyalar pırıl pırıl yeni döşenmiş ama hizmet kalitesi düşük. Başhekimlik tarafından sekreter, bilgi işlem elemanı, güvenlikçi yan yana aynı masa etrafında oturuyorlar.

Çıkıyorsunuz poliklinik diye belirlenen yerlere, düzensiz bir yapılanma mevcut.

Vatandaş Kan verme yerinde uzun bir kuyrukta.

Laboratuar hizmetlerinde yine aynı..

Oralardaki oturaklar, bekleme koltukları da çok lüks ve deriden.

Pufidik cinsi.

Yazık günah.

Bakın çok geçmez, hepsinin heder olduğunu göreceksiniz.

Bu israfa ne gerek var?

Devlete yazık günah…

Biz vatandaşa her şeyin en güzeli layık diyoruz diyerek, bu harcamaları savunmaya kalkmayın.

Siz önce vatandaşa kaliteli sağlık hizmetinin sunumunu gerçekleştirin.

Güler yüzlü reçete yazıp tıpışlayıp göndermek yerine, teşhis ve tedavinin iyi uygulanmasına bakın.

Kocaman ve modern yapım bir bina.

Allah razı olsun Devletimizden.

Ama devlete de yazık.

Eğer bu bina bu denli modern bir şekilde inşa edildi ise, korumak, kollamak ve bakmak hepimizin görevi olmalı.

Başta da orada sorumluluk alanlar, çalışanlar bu işe özen gösterecekler. Çünkü ekmek kapıları, ekmeklerini buradan yiyorlar.

Öyle ise özenle, dikkatle çalışacaklar.

Baştan savma görev yapmayacaklar.

Bu yıl Temizlik hizmeti satın alınırken KARŞILAMA, DANIŞMA, HOSTESLİK gibi hizmetleri de şartnamelerin içine koymuşlar.

Ama bir şey unutmuşlar.

Danışma, Karşılama, Hosteslik, kat sekreterliği gibi işlerde görevlendirilecek, hizmet edecek olanları tarif etmemişler.

Yani eski düzen gidiyor.

Olmadı.

Bunlar sen az iki yıllık yüksek okul mezunu olmalı.

Üniversite mezunu tercih edilmeli.

Halkla ilişkiler mezunu, otelcilik mezunu olmalı.

Diksiyon kurslarına katılmış sertifikalı olmalı.

Bakıyorsunuz çoğu ilk- orta- lise mezunu kişiler.

Ehliyet, liyakat burada da lazım.

Ayrıca direk vatandaş ile muhabbet edecek olan, sizin yüzünüzü ilk etapta ak çıkaracak olanlar bunlar.

Bunları özenle seçeceksiniz.

Eğitimli, bilgili, insan ilişkilerini bilen, davranış bilimi dersi almış, diksiyonu düzgün pratik zekâlı insanları buralarda görevlendireceksiniz.

Mersinde ki diğer hastanelerde de bu işleri yapanlar hemen hemen aynı.

Ne kadar yazarsak yazalım, çeki düzen verilmiyor.

Güvenlik elamanı oturmaz, güvenlik elemanı bulunduğu noktadaki güvenliği sağlar.

Burada öyle değil, fırsatı bulan geçip bir masanın etrafına oturuyor.

Kantin yok. Eski kantin şu an yıkılıyor, burada kantin olacak yer bekleme salonu olmuş, dışarıda seyyarlar var.

İşin aslı burası aslında servisler ve ameliyathaneler kısmı olarak planlanmış ve ona göre yapılmış.

İnşaat ve binanın içi çok güzel...

Ama işi İDARECİLER karıştırmış.

Eski bina yıkılacak diye idare açıkta kalmasın anlayışı ile gelip buraya yerleşmiş.

Oysa burası idari bina değil. İdari hizmetlerin burada sunulması doğruda değil. Ne yapalım demek yanlış. O kocaman binayı Başhekim ve yardımcıları, müdür ve yardımcıları personel çalışma birimleri olarak kullanırsanız, hastanede kaos olur, olmuşta.

Şimdi eski taşındıkları yer hızla yıkılıyor. İdari bina orası olacakmış, sonra oraya taşınılacak. Ama şu an burada idareciler ve masa başı iş yapan personel buraya gelmiş hizmet sunmaya çalışıyorlar o da olmuyor.

Burada bu şekilde çalışırlarsa bir yıla kadar o idari bina bitmeden burası berbat hale gelir.

Yazık bu devlete…

İdareci dediğin ne ki?

Kaç kişi, kaç memur var orada?

Satın alma, istatistik, kalite birimi, personel birimi, maaş mutemetlik, sicil gibi birimlerin ne işi var orada?

Böylesine devasa bir hastanenin idaresi böyle olmamalı.

Hemen geçici olarak hastane yakınında bir bina, kiralama hizmeti ile tutulup idari birimler oraya taşınabilir.

Taşınması da lazım…

Çünkü burası servisler, ameliyathane, sağlık hizmetlerinin sunumu ile ilgili yapılmış bir bina.

Bunu amaç dışı kullanmanın anlamı yok.

Hem vatandaşa eziyet, hem devletin imkân ve olanaklarına günah…

Üstelik otopark sıkıntısı var.

Araç park edeceğiniz tek bir alan yok. Millet kaldırıma park yapıyor. Trafik allak bullak olmuş.

Güneyden açılan kapının yeri doğru olmamış, yanlış tercih.

Batıdaki kapı sür'atle bitirilmeli ve bırakın engelli vatandaşı sağlam vatandaşın geçeceği hale gelmeli. Oradan sağlam insan geçemez, engelli nasıl geçsin?!

Güneydeki kapı genişletilmeli. Bir an evvel tertemiz hale gelip vatandaşın girişi buradan sağlanmalı. Trafik kazalarının önüne ancak böyle geçersiniz.

O yolda kavşak düzenlemesi yapılmadan, gerekli yasal izinler alınmadan, güney kısma o kapıyı kim neden niçin açtı, amacı ne?

Hastane içinde seyyar simit tezgâhı, kola tezgâhı olur mu?

Hastane kantini olarak yapılan yeri pufidik deri lüks koltuklar ile işgal etmek hangi mantık ürünü? Yarın burası kantin olacak, o pufidik deri koltuklar ne olacak? Günah yahu!

Hastane yöneticisi Süleyman Ülger’in bu tasarruflar yapılırken çok dikkatli olması gerekir.

Kırk ölçecek bir biçecek derler ya öyle.

Çünkü harcanan para ve imkân devletin...

Orada yetimin hakkı var.

O kasa, Beytülmal dediğimiz kasa.

Yarın orası kantin olacak ise, ne diye bu pufidik koltuklar oraya doldurulmuş?

Daha çok sayıda yazılacak mevzu var ama şunu söylemek isterim.

O denli muazzam yapılmış ve çağdaş bir binanın içinin dizaynı, yerleşim biçimi, personelin çalışma şekli, milletin oturum şekli, personelin oturum yerleşim şekli, davranış biçimi, hiç o görüntüye uymuyor.

Lütfen acilen tedbir alın.

Bu arada AK PARTİ Mersin il başkanı Mekin Merter Salt ve yöneticilerine, ayrıca ilçe başkan ve yöneticilerine de seslenmek istiyorum.

Çünkü bu bina HÜKUMETİN ESERİ…

Çok güzel bir bina...

Ama gel görelim ki, içinde hizmet sunanlar, düzgün hizmet sunamıyorlar. Bu hizmeti sunacak bilgi beceriden ve ehliyet ile liyakatten uzaklar.

Bunları görmezden gelmek, önemsememek, Hükumetin sağlık alanında yaptıklarına gölge düşürmekten başka bir şey değildir. Bu günlük bu kadar.