HANGİ SIR HAYATTAN DEĞERLİ?
Gözleri fal taşı gibi açılmış, korkular içinde yaşamak için kendisini savunuyordu…
Her canlının ölüme karşı yaşamı tercih edeceği gibi…
Hangi SIR, hayattan daha değerlidir ki.?
Diyelim Narin kabul edilmeyecek çirkin şeyler gördü?
Yetişkinlik sorunları o kadar karmaşık, o kadar birbirine geçmiş duygu ve düşüncelerden oluşuyor ki…
Hiç de ummadığınız kişilerin yaptığı yanlışları ifade etmek yanındaki insanlara yani ailelerine çok zaman zor gelir.
Narin’i öldürmek yerine bir kenara çekip anlatsaydınız amca.
Nasılsa aşiretinizde kimse sözünüzden çıkmıyor. Narin de öyle yapardı. Öldürmeye gerek var mıydı?
Aile kutsaldır, her aile mi kutsaldır? Tabii ki hayır..
Türkiye’de son istatistiklere göre 26.3 milyon hane var.
Bu hanelerin içinde hangi iyi veya kötü durumlar olduğunu biliyor muyuz? Mutlaka kötü hikayeler ve çok da SIRLAR vardır…
O kötü sırları iyileştirmeye dönük zamane dünyasında sonsuz çözümleri değerlendirmek biz insanların elindedir. Ve de görevimizdir.
Narin ne gördüyse gördü diyelim, acılar içinde ölmesi gerekmiyordu.
Taa Osmanlı’dan geldiklerini ve köklü bir aile oldukları bilinen GÜRMAN ailesinin başı konumundaki köy muhtarı amca Salim Gürman’ın Tavşantepe’yi, yanında tüm ülkeyi acılara gark etmesi asla affedilemez. Jandarma ile alay etmesi de cabası..
Hey Amca, hangi sırrın Narin’i öldürmeye sebepti.
HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Ben ne dersem odur.. Köylüler susacak benim dediklerimi yapacak anlayışı size yanlış yaptırdı ve hayatınız boyunca ödeyemeyeceğiniz bir yük getirdi..
Tavşantepe’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bunu iyi bilin..
Asıl düşündürücü olan neden çözümü ölümde gördüğündür.
Hatta hepimiz çok üzülmeliyiz ki, neden Türkiye’de ölmek ve öldürülmek bu kadar sıradan duruma geldi?
Neden özellikle kadınlar ve çocuklar ölüyor en çok?
Erkeklerimiz neden vahşice saldırıyor?
Hapishaneye gitmeyi, neden evde yaşamaya tercih ediyor?
Acaba mahkumlarla ilgili bir araştırma yapılsa ve onlara sorulsa, “Bugünkü aklınızla yine cinayet işler miydiniz?” diye..
Tahmin ediyorum her cinayet işlemiş mahkumdan 7 – 8’i “İşlemezdim” diyecektir. Tabii ki psikopatlar ve cani ruhlular hariç.
Bu arada çocuklar ve ailevi sorunlarla ilgili sivil toplum örgütlerimizin (STK) sayısının yetersizliği de ortada.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ve Çocuk Esirgeme Kurumu ÇYDbu alanlarda çalışmalarını göz ardı etmiyoruz ancak Anne ve Çocuk Vakfı AÇEV, Çağdaş Yaşam Derneği ÇYD gibi kuruluşların sayılarının çok artması gerekiyor.
AŞİRETLERİN KURALLARI ACIMASIZDIR
Ülkemizde kaynaklara baktığımızda yüzlerce aşiretin olduğu ve bazılarının çok aktif çalıştığını da görüyoruz.
Birkaç milyon nüfusa sahip aşiretler başı çekiyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da hakim olan aşiretlerin çoğu Türkiye kurulalı 100 yılı geçmesine rağmen kendi iç kurallarıyla ve pederşahi sistemle yaşamlarını sürdürüyor.
Bu aşiretler arasında en büyüğünün Milli Aşireti olduğu tahmin ediliyor.
Milli Aşireti kendi içinde onlarca farklı aşirete ayrılıyor.
Ancak kimi bilgilere göre ise, Türkiye'deki en büyük aşiret ise, Ertoşi Aşireti.
Ertoşi aşireti için aynı zamanda "en güçlü aşiret" tanımlaması da yapılıyor.
Ertoşi'lerin 3 milyon nüfusu olduğu tahmin edilirken, Milli Aşireti için ise 5 milyon nüfuslu olduğu öne sürülüyor.
Yine büyük aşiretlerden birisi de de İzol aşireti olarak kabul edilir ki, üç milyona varan nüfusu olduğu tahmin ediliyor.
Aşiretin aynı zamanda yaklaşık 300 temsilcisi de bulunuyor..
Mardin'de tanınan Omeri aşireti de büyükler arasında sayılırken, nüfusunun tam olarak kaç kişiden oluştuğu bilinmiyor.
Bu aşiretlerin adları ve sayıları o kadar fazla ki, merak edenler birkaç soruyla djital kaynaklardan öğrenebilir.
Gerçekten bu aşiretleri iyice araştırmak ve kadınlar ile çocuklar açısından hangi zorluklar olduğunu iyice görmek gerekiyor.
Bu aşiretler ayrı ve kendilerine özgü hayat yaşıyorlar.
Cemaat ve tarikatlarla da işbirliği içindeler.
Bu gibi oluşumların içinde olan kadın, genç ve çocukların hiçbir hakları yok, lider olan zatların iki dudağı arasında yaşamları.
O liderler siyasi partilerle de çok ilişkili. Hatta onları savunan milletvekilleri de mevcut..,
SON SÖZ ; öldürenler de bir gün ölecekler.