İMAMOĞLU NASIL ENGELLENDİ?
Ne günlerden geçiyoruz. Kimi zaman ağlanacak halimize gülüyoruz ya da gülünecek halimize ağlıyoruz.
“Terörsüz Türkiye” sürecinde heyecanla somut sonuçları beklerken, siyaset arenasında epeydir iktidarla muhalefet adeta kavga halinde. Erken bir seçim oluncaya kadar da bu halin ve belirsizliğin devam edeceği gözlemleniyor.
İktidarda 20 yılını deviren iktidar ve yeniden Cumhurbaşkanı olmak isteyen Tayyip Erdoğan, muhalefeti açıkça sindirmeye çalışıyor ve her alanda tarife dışı engellerle CHP’yi zorluyor.
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşları hapse atıldı. Hatta suç örgütü liderliği ile suçlanarak itibarsızlaştırma kampanyalarıyla yerden yere vuruluyor.
ELON MUSK SES VERİN..
Çok düşündüren konu şu;, siyasilerin rakiplerine karşı çok acımasız, çok orantısız ve yargıyı kullanarak onları saf dışında tutma davranışları kabul edilemez.
Politika tarihimizde bugüne kadar böyle bir şey görülmedi.
En son da İmamoğlu’na Türkiye’de sosyal medyada “erişim engeli” getirilmesi gündem oldu. X’teki hesabı kapatılırken yurt dışında kullanılmak üzere açtığı hesaptan mesajlarını İngilizce olarak ileten İmamoğlu, ayrıca CHP Lideri Özgür Özel’in hesabından da kamuoyuna sesleniyordu.
Ne var ki İmamoğlu’nun uluslararası X hesabına da erişim engeli geldi. X’in sahibi Elon Musk’tan şu ana kadar bu duruma dair herhangi bir mesaj iletilmedi.
Bu meseleleri NASIL analiz edeceğimi düşünürken, İstanbul Barosu’ndan bir mesaj geldi. Baro, ‘Yeni Medya ve İfade Özgürlüğü” konusunda bir panel düzenlendiğini iletiyordu.
Ufuk açıcı bir toplantı olur diye düşünerek Baro’ya gittim.
Düzenlenen panelde nasılsa İmamoğlu’na gelen sosyal medya engelleri de tartışılacaktı. Epeydir hukukçularla uzun uzun konuşmamıştım. İstanbul Baro Başkanı İbrahim Ö. Kaboğlu, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ceren Sözeri, Türk – Alman Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Burak Orhan konuşma yaptılar.
Panelin moderetörü ise Baro’nun Basın ve İletişim Hukuku Komisyon Sekreteri Avukat Gökhan Küçük’tü.
Ayrıntıları vermeden önce şunu söylemeliyim ki, yeni medya ile ilgili yeni hukuksal düzenlemelere büyük ihtiyaç var.
Mesela Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sıkça karşı çıktığı “Sokak Röportajları” gerçekten yasaklanmalı mı? Yoksa demokratik toplum adına vatandaşların farklı görüşlerini yansıttığı için baştacı mı edilmeli mi?
Sokak röportajları yasaklanırsa, o zaman araştırma şirketlerinin anket çalışmaları nasıl değerlendirilecek?
Kişilerle telefonla veya yüz yüze gerçekleştirilen bu çalışmalarda isim yok ancak elde edilen sonuçlar yine de partilerin puanlarını etkiliyor.
Anlaşılan o ki yeni medyayı tam olarak tanımlamak o kadar kolay değil.
Şimdi gelin Panel’e gidelim ve yeni medya ve ifade özgürlüğünün nasıl oluşacağına kulak verelim.
İKTİDAR FETİŞİZMİ YAŞANIYOR
Önce Komisyon Başkanı Devrim Avcı konuştu, geleneksel medya ve yeni medya arasındaki farklara dikkat çekerek, “İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle halkın haber alma hakkına yönelik devlet müdahaleleri arttı. Yeni medya öznelerinin ifade özgürlüğü, halkın haber alma hakkı açısından da değerlendirilmeli" dedi.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ise baroların özerkliğine vurgu yaptı: "Hukukun ilerletilmesi, etkili kılınması baroların özerkliğine bağlıdır. Ancak özerk barolarda avukatlar özgür savunma hakkını kullanabilir.
Cumhurbaşkanı'nın sokak röportajlarına yönelik açıklamalarına ve Ekrem İmamoğlu'na getirilen erişim engeline de değinen Kaboğlu, bu uygulamaların toplantının ana eksenini oluşturduğunu belirtti.
Kaboğlu ayrıca, 7249 sayılı yasa ile baroların bölündüğünü, 7253 sayılı yasa ile de internet yayınlarının düzenlendiğini hatırlattı. Kaboğlu, "Yasama yetkisi kötüye kullanıldı. 7253 sayılı yasa Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Mahkeme erişim engeline ilişkin maddeyi iptal etti. Ancak, yerine yapılması gereken yasal düzenleme 9 aylık sürede gerçekleştirilmediği için bugün keyfi erişim engelleri uygulanıyor" dedi.
Anayasa’da Türkiye’nin demokratik bir devlet olduğunun 13. maddede yazılı olduğuna dikkat çeken Kaboğlu, ne yazık ki “Demokratik devlet ve demokratik toplum ayrımında kavram sorunu var. Hayır siz konuşmayın, biz konuşacağız denilirse demokratik toplumları yeni boyutlarıyla ele almak gerekir. Şu anda iktidar fetişizmi yaşanıyor” şeklinde yorumladı meseleyi..
Moderatör Gökhan Küçük, yeni medya ile ilgili görüşlerini aktardı. Konuşmacıların görüşlerini analiz etti.
İKTİDARLARLA YAKIN İLİŞKİLER…
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceren Sözeri, ifade özgürlüğünün yalnızca yasal yollarla değil, ekonomik baskılarla da sınırlandığını vurguladı. X’in (Twitter) İmamoğlu'nun hesabını engellememesi durumunda bant daraltılacağına dair açıklamasını gerçekçi bulmadığını belirterek, "Bu platformlar siyasi iktidarlarla yakın ilişkiler kuruyor" dedi.
Sözeri ayrıca, sokak röportajları için izin zorunluluğu getirilmesine yönelik yasa tekliflerine değindi. 9. maddenin iptal edilmesine rağmen hâlâ ceza verilmesinin hukuk devleti açısından ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Sözeri, “Bugün 1 milyondan fazla site engellenmiş durumda” diye ekledi.
MEDYA GELİRLERİ DÜŞÜYOR..
Dijitalleşmenin medya gelirlerini de olumsuz etkilediğini belirten Sözeri, kağıt gazetelerin reklam gelirlerinin internete taşınamadığını, gazetecilik emeğinin değersizleştirildiğini ve platformların belirlediği algoritmalarla haberciliğin yön değiştirdiğini söyledi. Sözeri, "Google'a ve sosyal medyaya bağımlı hale geliyor. Google algoritmaları değişince görüntülenmeler düşüyor; bu durum haber alma özgürlüğünü doğrudan etkiliyor” dedi.
Panelde konuşmacı olan Türk - Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Burak Orhan ise yeni medya öznelerinin ifade özgürlüğü üzerine yaptığı akademik çalışmayı paylaştı. Orhan, yeni medyanın yalnızca sosyal medya olmadığını; web televizyonları, podcastler gibi birçok alanı kapsadığını ifade ederek “Yeni medya ile bilgi akışı hızlandı ve etkileşimli hale geldi. Biçim, içeriğin önüne geçmeye başladı” diye konuştu.
Geniş biçimde “Yeni Medya”nın tanımını da anlatan Orhan’a göre bugün yaşananların açılımı şöyle gelişti;
“Bilişim teknolojilerinin ve eşliğinde internetin gelişimi, medya ve iletişim alanında büyük çaplı dönüşümlerin fitilini ateşlemiştir. Bu sürekli değişim ve gelişim hali giderek artan bir ivmeyle durmaksızın devam etmektedir. Bugün eriştiğimiz noktada yeni medyanın diğer alanlarla birlikte hukuku da etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. “
İşin özünde demokratik toplum için iktidarın ve devletin de demokratik olma niyeti yatıyor.
Şu anda yaşadığımız siyasi sorunların ve krizlerin arkasında otokrat bir iktidarın değil demokrasiye inanmış bir iktidarın olmaması yatıyor.
Sadece SEÇİM yapmak yetmez, size alternatif olacak yani yarınlarda iktidar olmayı hedefleyen bir muhalefeti de kabul etmeniz gerekiyor. Nokta…