Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

KADIN CUMHURBAŞKANI NEDEN OLMASIN?

İstanbul Sözleşmesi’ne “eyvallah” diyerek, kimse kendisini kurtaramaz. Verilen gerekçeler hiç de gercekçi değil...

Dayak, şiddet ve cinayetler asla mazur görülemez. 10 yıllık sözleşmeyi imzaladınız, şimdi de “Çekiliyoruz” diyorsunuz. Okumadan imzalandığını söyleyip, safa yatanlar da var!

Bu tutarsızlıkları kadınlar unutmaz unutamaz.

Çünkü acılarla yoğrularak bugünlere gelmişler.

Geleneksel düzen hızla yenileniyor ve kadınlar emin adımlarla dünyadaki yeni rollerine koşuyor.

Muhafazakarlar hala bunu anlamakta zorluk çekiyor.

Tarikatlar, henüz orta çağdan çıkamadılar.

Kadının hizmeti ve cinselliğiyle ilgileniyorlar. Dinden, edepten söz ederler ama genelde akılları fikirleri, kadınlardadır.

Göreceksiniz ki,  kadınlar tırmalaya tırmalaya başta siyaset, her alanda yükselecekler. Çünkü zamanın ruhu, onların şansını hiç olmadığı kadar olumlu etkiliyor.

İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkanlar, inanın “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” başlığına ve “Kadının beyanı esastır” beyanına takılıyor. Buna ifrit oluyorlar.

Yani ne demek kadın – erkek eşitliği?

Erkek, her şeyin başıdır. Evin reisiülkenin reisi, siyasetin efendisidir.  

Kadın erkekle eşit olamaz, çocuk doğrur, hamur yoğurur, elinin hamuruyla da erkek işine karışamaz.

Kadını sever de döver de. Aile veya ev içi şiddetin sorumlusu kadındır, erkeğini dinlemez ise “dayak ve şiddet” devreye girer.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, o mahallenin bakış açısını çok güzel anlattı ve “Kafalarının arkasında dayağın meşru görülmesi var. Bunu gizlemek için başka gerekçeler söylüyorlar” dedi.  

Bravo Babacan’a, çok net açıkladı durumu.

HAREKET İVME KAZANACAK

Sözleşmeden çekilmekle işler bitmiyor. Yine her gün kadınlar öldürülüyor. Hep birlikte içimiz sızlıyor. Bu mesele sürdükçe “Kadın Hareketi” güçlenerek büyümeye devam edecek ve daha da ivme kazanacak.   

Sözüm AK Partili kadın milletvekillerine olacak.

Kadınların bu ülkede neler çektiğini bilmelerine rağmen, erkeklerin dediğini yaptılar ve sözleşmeyi savunmadılar. Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk bile pek de oralı olmadı.

Sözleşme, kendi bakanlığı döneminde imzalanan ve yürürlüğe giren Fatma Şahin de sesini yeterince çıkarmadı.

Bunlar hep not edildi bu bilinmeli.

Komik gerekçeleribir kenara bırakırsak Sözleşme’nin 4 temel ilkesi mevcut. Bu ilkeler, kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddet mağdurlarının korunması, suçların soruşturulup kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesini kapsıyor.

KADIN CUMHURBAŞKANI’NIN AYAK SESLERİ

Bu ülkeye ilk kadın Başbakan olarak Tansu Çiller geldiği zaman biz kadınlar hangi partiyi desteklediğimize bakmadan O’nu çok destekledik. Ancak, Çiller siyasette tecrübeli değildi. Kadınlar adına da çok fazla aktivite sergileyemedi. “Süleyman Demirel’in Manevi Kızı” çizgisinde kaldı ne yazık ki.

Şimdilerde 2023’te veya olası bir erken seçim olursa İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener aday olursa, onun çevresinde kadınlar kenetlenebilir.

Akşener, badireli yollardan geçti ve siyasette kendisini kanıtladı.

Konuşmaları, çok cesaret verici, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili düşüncelerini çok net açıkladı. Üstelik, her konuda halka yakın.

Belki, CHP de bir kadın cumhurbaşkanı adayı çıkarabilir ki mutlaka çıkarmalı. Bunun kim olacağı ve oy potansiyeli önemli.

Geçenlerde 40 yıllık kadın hakları aktivisti ve hukukçu Canan Arın’la buluştuk.

Onu, aldığı ödüller nedeniyle tebrik ettim. Heinrich Böll  Vakfı’nın 2021 Anne Kleine Kadın Ödülü’ne layık görülen Arın, daha önce 2018’de İtalya’da Bruno Leoni Enstitüsü’nden Cesur Özgürlük Savaşçısı ödülünü almıştı.

Canan Arın, Akşener’in cumhurbaşkanlığı adaylığına sıcak bakıyor.

Akşener’in sadece kadın olması değil, siyasette de çok tecrübeli olduğunu anlatırken, İçişleri Bakanı olduğunda, eski görevdeki bakanın ona odasını vermek istemediğini de hatırlattı.

Akşener, siyasetteki “ikiyüzlülük” tabularını da yıkabilecek cesarette görünüyor.

Bu arada Arın, TBMM’ye daha çok kadın vekil girebilmesi için de fermuar sistemini öneriyor. Adaylar, listelerde bir kadın, bir erkek diziniminde sıralanırsa Meclis’e kadın vekillerin sayısının artabileceğini söylüyor.

Kendisiyle görüştüğümde henüz İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme söz konusu değildi ama Arın, umutsuzdu.

Muhafazakar kesimin sözleşmenin temel ilkelerine karşı atağa geçtini ve sözleşmenin 4 temel ilkesine karşı savaş açtığını söylemişti.

Haklı çıktı.

BAŞARILI KADIN LİDERLER

Gelin şöyle büyük resmi görmek için dünya yolculuğuna çıkalım. Kadın liderler, almış başını gitmiş.

Hem uluslararası örgütlerin tepelerinde, hem de ülke yönetimlerinde liderlikleri kapmışlar. Merkezi Almanya'da bulunan istatistik şirketi Statista'nın verilerine göre, 1960 ile 2021 yıllarında 58 ülke belli aralıklarla bir kadın tarafından yönetildi. Son 50 yılda da 13 ülkenin birden fazla kadın lideri oldu. Bayılıyorum onlara.

Kadın liderliğinde Yeni Zelanda ve Finlandiya, başı çekiyor. 1960 - 2021 aralığında en fazla kadın lidere sahip ülkeler olurken, 119 ülkede kadınlar hiç liderliğe getirilmedi. Merak etmeyelim yakında o ülkelerde de çokça kadın lider olacak.

Dünya genelinde 6 kadın liderin 10 yıldan fazla iktidarda kaldığ görülüyor. En uzun süre görevde kalarak ülkesine hizmet eden kadın liderlerin başında Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina Vecid geliyor. Dönem dönem iktidara gelen ve halen görevde olan Hasina, dönem dönem toplam  17 yıl Bangladeş'e liderlik etti.

En uzun süre liderlik yapan kadınlar sıralamasında Hasina'yı yine belli aralıklarla Hindistan'da başbakanlık görevine gelen İndira Gandhi izliyor. Yaklaşık 16 yıllık görev süresiyle Gandhi, Hindistan'ın ilk ve tek kadın başbakanı oldu.

Kadın liderliğinde benim favorim olan Almanya Başbakanı Angela Merkel de 15 yıllık görev süresiyle en uzun süre statüsünü koruyan kadın liderlerden biri konumunda.

Dominika'nın eski Başbakanı Eugenia Charles yaklaşık 15 yıl görevde kalırken, Liberya'nın eski Devlet Başkanı Ellen Johnson Sirleaf da üst üste seçilerek ülkesine 12 yıl liderlik etti.

Son 12 yılda ülkesinde yöneticiliğe gelen kadınların sayısı hızla arttı

Ülkesinde yönetici pozisyonuna gelen kadınların sayısı son 12 yılda hızlı arttı. Daha alınacak çok yol var.

BM Genel Sekreterliğinin 21 Aralık 2020 tarihli raporuna göre, kadınlar dünya genelinde, bakanlık pozisyonlarının yaklaşık yüzde 21'ini elinde bulundururken, 14 ülkede, kabinedeki kadın oranı yüzde 50'nin üzerinde seyretti.

Ayrıca 2020 yılında tüm ulusal parlamentoların üyelerinin yüzde 25'ini kadınlar oluşturdu.

Parlamentodaki kadın milletvekili oranı yüzde 61 ile en yüksek ülke olan Ruanda’yı yüzde 53 ile Küba ve Bolivya, yüzde 50 ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) izledi.

Kadınların ulusal parlamentolarda temsil oranı 9 Avrupa, 5 Latin Amerika ve Karayipler, 4 Afrika ve bir de Asya-Pasifik ülkesinde yüzde 40 ve üzerinde seyretti.

Bu oranın yüzde 6 ile Pasifik ada devletlerinde en düşük olduğu kaydedildi.

BM’NİN KADINLARI

Kadınların yükselişi Birleşmiş Milletler BM’de de her geçen gün artıyor. Çoğu BM'ye bağlı kuruluşların oluşturduğu uluslararası örgütlerde kadın yöneticilerin sayısı da son 4 yılda hızlı artış gösterdi.

2017 yılının Ocak ayında BM Genel Sekreterliği görevine gelen Antonio Guterres, BM kuruluşlarının üst düzey yöneticileri arasında cinsiyet eşitliğini sağlama sözü verdi.

Guterres'in bu konuda özel çaba göstermesiyle örgütte yönetici pozisyonuna getirilen kadınların sayısı arttı.

New York Üniversitesi (NYU) Uluslararası İş Birliği Merkezinin (CIC) BM bünyesinde yapılan üst düzey yönetici atamalarına ilişkin verilere göre, atamalarda, kadınların oranı ilk kez 2017 yılında yüzde 50'nin üzerine çıktı.

Geçen yıl boyunca 20 kadın, BM Genel Sekreterliği tarafından örgütün üst düzey pozisyonlarına atandı.

PARADA KADIN PARMAĞI

Dünya genelinde uluslararası kuruluşlarda çalışan kadın uzmanlar tarafından oluşturulan Trade Experettes Örgütünün verileri de dünya genelinde 30 büyük uluslararası örgütte bugüne kadar üst düzey liderlik pozisyonuna getirilen 291 kişiden 33'ünün kadın olduğunu gösterdi. Yine 30 büyük örgütün 14'ünde, kadınların bugüne kadar üst düzey yöneticilik yapmadığı gözlenirken, kadınlar bu sayıyı da yakın sürede artıracaklar hiç şüphem yok.

Dünya Ticaret Örgütünün başında Afrikalı bir kadın lider bulunuyor.

Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Genel Direktörlüğüne 1 Mart 2021'de atanan Ngozi Okonjo-Iweala, bu göreve getirilen ilk kadın ve ilk Afrikalı oldu. 31 Ağustos 2025'e kadar görevde kalması beklenen Iwela'nın WTO liderliğini üstlenmesi, örgüt tarafından "tarihi bir an" olarak nitelendirildi.

İki kez Maliye Bakanlığı, kısa süre Dışişleri Bakanlığı ve Dünya Bankası Operasyonlar İcra Direktörlüğü yapan Iweala, göreve gelmeden Küresel Aşı İttifakının başında bulunuyordu.

Avrupa Merkez Bankasının başında da bir kadın yönetici bulunuyor

Fransız Christine Lagarde, 1 Kasım 2019'da Avrupa Merkez Bankasının (ECB) Başkanlığı’na atandı. Lagarde, Bankanın kurulduğu 1998 yılından bu yana göreve gelen ilk kadın başkan oldu.

Lagarde, ECB'nin başına geçmeden önce de 2007-2011 yıllarında Ekonomi Bakanlığı ve 2011-2019 yıllarında da Uluslararası Para Fonu (IMF) başkanlığını yürüttü. Lagarde IMF'nin de ilk kadın başkanı oldu. 2020 yılının Mart ayında Resmi Para ve Finansal Kurumlar Forumu (OMFIF) tarafından yapılan araştırmaya göre ise dünya genelinde 173 merkez bankasının yalnızca 14'ü kadınlar tarafından yönetiliyor. Bu arada IMF’nin iki numarası da bir kadın.

Bulgar asıllı Kristalina Georgieva, 25 Eylül 2019'da IMF Başkanlığına atandı. Georgieva, Christine Lagarde'dan sonra bu görevi üstlenen ikinci kadın oldu.

IMF'de görevine başlamadan önce 2016 yılına kadar Avrupa Komisyonunun bütçe ve insan kaynaklarından sorumlu başkan yardımcılığı görevini yürüten Georgieva, 2017-2019 yıllarında Dünya Bankası Üst Yöneticisi (CEO) olarak görev yaptı.

UNESCO’da da kadınlar öne çıktı. Audrey Azoulay, 10 Kasım 2017'de Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Direktörü olarak atandı.

Azoulay, 2009-2017 yıllarında görev yapan Irina Bokova'dan sonra bu koltuğa oturan ikinci kadın oldu.

Dünyanın önde gelen örgütlerinden biri olan UNESCO yaklaşık 12 yıldır kadınlar tarafından yönetiliyor.

AB Komisyonu’nda da kadınlar başarılı. Alman Ursula von der Leyen, 1 Aralık 2019'da Avrupa Konseyi Başkanlığı görevine atandı. Böylece Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı olan Konseye başkanlık eden ilk kadın oldu.

Von der Leyen, başkanlık görevine gelmeden önce de Almanya Savunma Bakanı olarak görev yaptı.

Yani işin özeti şu: Bu yüzyıl, belki de ikinci yarıda kadınların yüzyılı olacak..