Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

KÖMÜR İSTEMEYEN AMASRA MEHMET HATTAT’I DA KURTARDI

Amasra’da 2 aydır tatil yapıyorum.Bu güzel beldenin bir köyünde eşimin babadan kalma küçük arazisine minik bir ev kondurduk.

İstanbul’da ne zaman sıkılsak o köye gidiyoruz ailece. Kaza günü Ankara’da yaşayan yakınlarımızın yanına gittik.

Gider gitmez de o meşum kazayı öğrendik. İnsanın yaşadığı yerde böyle kazalar olması çok daha yakıcı oluyor. 41 insanın kaybını içinizde hissediyorsunuz.

Amasra’yı tanıyanlar, gelmiş gitmişliği olanlar iyi bilir. Şirin mi şirin, denizle bütünleşmiş bir Karadeniz kentidir. Fatih Sultan Mehmet’in ilk gördüğünde aşık olduğu “Çeşm-i Cihan bu mu ola” dediği yemyeşil bir yer.

Romalılardan bugünlere gelen kent, arkeolojik eserleriyle her zaman ilgiyi üzerine çekti. Büyük İskender’in kızı Amastris’e hediye ettiği ve yönetimini de devrettiği Amasra, aslında bir dişi kent.

Bugün de yöredeki ticarette KADINLAR’ın etkisi mevcut. Özellikle yörede yetişen sebze ve meyvelerin satışını onlar, kadın pazarlarında gerçekleştiriyorlar. Bartın’da da aynı gelenek yaşıyor hala.

İnsanlarının sıcak ve dost canlısı, ikramı seven, kucaklayan hoş bir yapısı vardır. Ankara’dan birkaç gün kalıp döndüğümde Amasra’nın her yerinde maden faciasından söz ediliyordu.

Neden ve niçin böyle bir kaza oldu?

Tartışmaları biliyorsunuz, günlerdir bütün yayın organları bu kazaya ışık tuttular, odaklandılar acı olaya..

Aksini ispatlayana kadar çıktı şu: Ölümler, TEDBİRSİZLİk’ten kaynaklandı.

Sizleri rakamlara boğmadan, izlediğim, araştırdığım ve saptadığım gerçekleri anlatmaya çalışacağım.

Aslında Amasra’nın kömür kazalarıyla yaşamasına hiç gerek yok. Zaten Amasralılar kömürü hayatarından çıkarmak istiyorlar uzun süredir. Kömür madeni onlar için ölümün adresi.

Amasra Bartın’a bağlı bir ilçe. Bartın il olmadan önce Zonguldak’a bağlıydı. Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri’nin (TTKI) Amasra kömür ocaklarında yüzlerce, belki de binlerce işçisi vardı.

Bugün hangi evi ziyaret etseniz mutlaka bir maden şehidi yakını olduğunu öğrenirsiniz. Son 15 yıla yakındır ki, bölgede yaşayanlar kömür madeninden koptular. Bunda turizmin her geçen gün daha da canlanmasının etkisi oldu şüphesiz.

Zaten kömür ocakları da ekonomik ömrünü tamamlamaya başlamıştı yavaş yavaş. Bakın, Genel Maden İşçileri Sendikası GMIS’in Amasra Şube Başkanı Birol Yalçın, geçen yılın Nisan ayındaki açıklamasında bu görüşü doğruluyor. Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan kiralanan Amasra - B kömür sahasından 17 yılda 1 kilogram dahi kömür çıkartılmadığını belirten Yalçın, bu sahayla ilgili TTK ile yapılan rödevans sözleşmesi gereği TTK’ya ödenmesi gereken bedellerin ödenmediğini, şirket bünyesinde çalışan işçilerin mağdur edildiğini söylemişti.

HATTAT İYİ Kİ İŞLETMEDİ

Amasra’daki kazanın önce iş insanı Mehmet Hattat’ın 2005’te işletmesini aldığı Amasra B sahasındaki kömür ocaklarında olduğu sanılmıştı. Oysa o bölgede hem termik santral kurmak hem de kömür çıkarmak isteyen Hattat’ın bir türlü amacına ulaşamadığı için faaliyete başlamadığı ortaya çıktı.

Zonguldak CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın konuyla ilgili  11 Ekim 2021 tarihli 7-52733 esas sayılı soru önergesine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez tarafından şu yanıt verildi:

“Amasra-B sahası 20 yıllık sözleşme süresi ile rödovans karşılığı işletilmek üzere 2005 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK) tarafından ihaleye çıkarılmış, ihaleyi kazanan Hattat Enerji ve Maden Ticaret A.Ş’ye 10.05.2006 tarihinde yer teslimi yapılarak sözleşme dönemi başlatılmıştır. Ancak hazırlık süresinin Şirket tarafından 3. defa uzatılması talebi idare tarafından reddedilince konu mahkemeye taşınmış ve yargı kararı çerçevesinde Şirket’e 36 + 40 ay daha ek hazırlık süresi verilerek sözleşmeye TTK’nın müdahalesinin engellenmesine ilişkin tedbir kararı konulmuştur. Bu sebeple TTK tarafından sözleşmeye müdahalede bulunulamamış olup sürecin devamında 3213 sayılı Maden Kanunu’nda yapılan değişikliğe istinaden Amasra-B Sahası ayrı bir saha olarak ruhsatlandırılarak rödovans sözleşmesi hükümleri baki kalmak koşuluyla rödovansçı Hattat Enerji ve Maden Ticaret AŞ’ye devredilmiştir. 18.03.2022’de hazırlık süresi sona erecek olup bu tarihten sonra rödovans sözleşmesi çerçevesinde ödenmesi gereken borçlara ilişkin gerekli tahakkuklar yapılacaktır.

Hazırlık dönemine ait 500.000 ton kömürün 7.215.000 TL rödovans bedeli, 1.298.700 TL KDV olmak üzere toplam 8.513.700 TL tutarındaki alacağın 22.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili talepli dava açılmıştır.”

İşte durum böyle...

Aslında Hattat bugün başına gelecekleri belki de tahmin ettiği için Amasra kömürüne bulaşmadı. Bazen şerden hayır doğar derle ya, Hattat şimdilik rahat ancak Bakan Dönmez’in açıkladığı gibi de imzaladığı sözleşme gereği kömürden para kazanmadan vaad ettiği paraları da ödemekle karşı karşıya.

Aslında 2005’te Hattat,  Amasra kömürüne çok hevesliydi.

Hatta, içinde benim de bulunduğum bir grup gazeteciyi helikopterle Amasra’ya götürdü. 

1975’lerden bu yana her gittiğimde olduğu gibi Amasra beni yeşil duygularla karşıladı. Kömür, kimseler darılmasın ama bu beldeye yakışmıyordu.

Bu duygularımı Hattat’a da ilettim.

Kendisine, buraya otel yapmasını turizmden daha çok para kazanabileceğini düşündüğümü de söyledim.

Sonra ne oldu?

Amasralılar, Hattat’ın kuracağı termik santrale de, işleteceği kömür ocaklarına da karşı çıktılar. Eylemler, protestoların ardı arkası kesilmedi.

Hattat, baktım ki eski iddialı halinden vazgeçmiş gibi.

Ortalarda da görülmemeye dikkat ediyor.

Bence kömüre karşı çıkan Amasralılar, Hattat’ı kurtardı.

Sayın Hattat, belki de hayırlısı buymuş.