Prof.Dr.Turhan USLU

Prof.Dr.Turhan USLU

Mail: turhanuslu@gmail.com

KUMSUZ KIYILARA DOĞRU

Türkiye’de kıyı kumullarının doğasını en çok etkileyen eylemlerden birisi de buralardan kumları almaktır. Bu kumlar, alanlara göre bitmeyecek kadar çoktu ve Allah bu kumları, alanlar satsın, inşaatlarında kullansın ve tarlalarındaki killi topraklar ile karıştırsın diye yaratmıştı.
Türkiye kumullarından kum çekimi 1950 - 1980 döneminde, tarlalardaki killi topraklarla karıştırmak için çekilmeye başlandı. 1980 sonrası artan turizm ile birlikte kıyılar keşfedilmeye
ve buralarda otel, yazlık ev yapımına başlandı. Bu inşaatların birçoğunda kıyı kumullarının kumları kullanılmaya başlandı.
Büyük kum alımları önce bu kumullardaki kum tepelerini almakla başladı. Dr. Yılmaz Bal ile yaptığımız eski ve yeni hava fotoğraflarının karşılaştırılmasında;
• Kumluca’da 1957-1992 yılları arasında kum tepe sayısı 38’den 5’e
• Göksu’da 1951-1990 yılları arasında kum tepe sayısı 7’den 2’ye
• Gelemiş’te 1957-1992 yılları arasında kum tepe sayısı 6’dan 2’ye
• Anamur’da 1951-1992 yılları arasında kum tepe sayısı 5’ten 1’e
• Demre’de 1957-1992 yılları arasında kum tepe sayısı 4’ten 0’a
• Seyhan deltasında 1947-1992 yılları arasında kum tepe sayısı 4’ten 1’e
• Side’de 1951-1994 yılları arasında kum tepe sayısı 3’ten 0’a düşmüştü
Tüm Akdeniz kıyılarında 1950’lerde mevcut 93 kum tepesi yağmalanma sonucunda 1990'larda 31'e düştü. Yani 62 büyük kum tepesi yok edildi.
Türkiye'nin 110 büyük kumulu ve 1965-1972 toprak haritalarında gösterilmeyen tüm küçük plajların kumları özellikle 1980'den sonra yağmalandı.
Göksu deltasında 1951-1990 yılları arasında 12 yerden alınan kum miktarını biz 7.950.250 m3 olarak ölçtük.
Anamur'da 1951-1992 yılları arasında Anamur regülatörü için Anemoryum harabeleri önünden o kadar çok kum ve çakıl alındı ki kumsalın seviyesi indi. Böylece deniz 46,70 m harabelere yaklaştı.
Anamur'da Mamuriye Kalesi’nin 1954 yılında önünde bulunan 25 m genişliğindeki plajın tüm kumları çalındı ve o tarihten beri deniz kaleyi dövüyor ve yıkıyor ama tüm yetkililer ve halk hiçbir şey görmüyor.
Samandağ'da o kadar kum yağmalandı ki deniz ve denizin tuzu gerideki tarlaları etkilemeye başladı. Bu kez kamyonlarla toprak getirilip kumul tepesi gibi deniz kenarına topraktan tepeler yapıldı.
Kazanlı’daki kumlar yağmalanınca gerideki naylon seralar rüzgârdan etkilenmeye başladı. Bu kez Samandağ'da olduğu gibi eski kum tepelerinin yerine topraktan tepeler yaptılar.
İskenderun Demir Çelik Fabrikasının kumları Dörtyol’daki kıyı kumullarından çekildi.
Zamanımızda ise daha önce hiç akla gelmeyen ve yurt dışında da örnekleri görülmeye başlayan büyük bir tehlike ortaya çıktı. Kara içlerinde suni plaj yapımından bahsediyoruz.
Bunun örneğini Eskişehir’de gördük. Umarım ikinci bir örneği olmaz. Eskişehir’deki yapay plajın kumları Ayvalık’tan getirilmiş. Eskişehirliler plaj keyfi yaparken acaba bu kumun geldiği kıyı kumulu ne hale geldi diye hiç düşündüler mi?
Zamanımızda bu suni plajdan sonra başka bir çılgınlık ise kara içlerinde plaj voleybolu sporu yapmak. Konya Seydişehir’de bir okul plaj voleybolu için Antalya kıyı kumullarından kum getirtiyor. Bu kumların alınmasına kim izin veriyor? Antalya halkı ve çevre örgütleri böyle bir duruma neden ses çıkarmıyor?
Türkiye kıyı kumullarının talanı için elinde hava fotoğrafları olanağı olan kurumlara buradan çağrı yapıyorum. 2012 yılı itibariyle tüm kıyı kumullarımızda kalan kum tepesi ne kadardır?
Eskiden mevcut kum tepelerindeki kaç m3 kum yağmalanmıştır? Kıyı kumullarındaki çukurların hacimleri de ölçülerek alınan kum miktarı ne kadardır? Soruların cevapları ortaya konulup kum yağmasının ve Türkiye kıyı kumullarının doğasının yok edilmesi sürecinin durdurulması gerekiyor.