Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Nedir bu yemek ihaleleri

Mersin Devleti yazdım, Erdemliyi yazdım, Tarsus’u, Toros Devleti, Kadın Doğum’u yazdım hep yemek hep yemek.

Usulsüz ihaleler, usulsüz devirler, usulsüz iptaller, usulsüz hijyenik olmayan uygulamalarla bu arada pişen yemekler.

Hangi hastanede hangi uygulamaya baksam yemekte birçok sorun var.

Bunların sebebi acaba nedir? 

Yemek firmaları sizce bu kadar art niyetli kişiler mi?

Hiç sanmıyorum.

Firmalar da yolsuzluk usulsüzlükle anılmak ister mi?

Ticari itibar onlar için önemlidir.

Yıllarca yatırım yapmış, yanında birçok işçi çalıştıran firma neden yolsuzlukla anılsın.

Sorun bence bu işlerin, yani ihalelerin, liyakatli insanlar ve kişiler tarafından yapılmamasında. 

İşte size değişik örnekler ile aktarmaya çalıştığımız bir hastane…

Varan 1.

Alın size usulsüz bir ihale…

Mersin Toros Devlet Hastanesi Tarafından 2010/32768 İhale Kayıt nolu Malzemeli Yemek ihalesi…

05.05.2010 tarihinde bu işin ihalesi yapılıyor. 

İhale açık yapılıyor. 

İsteyen katılıyor güzel.

Gelelim ihale gününe.

Bu ihaleye 5-6 firma teklif veriyor.

Hazırlanan yaklaşık maliyetin altında teklif veren 2 firma var.

En ucuz teklifi veren 1.firma ile en ucuz teklifi veren 2.firma.

Bu durumda komisyon üyelerinin her 2 firmadan yaklaşık maliyete göre düşük olan tekliflerini açıklamalarını istemesi beklenir.

Bunu ben demiyorum bu konudaki kanunlar, yönetmelikler, genelgeler söylüyor.

Komisyon üyeleri burada ne yapıyor sadece en ucuz olan firmadan açıklama istiyor, diğerinden istemiyor.

Kardeşim eğer yaklaşık maliyeti esas alacaksanız neden 2 firmadan da istemiyorsunuz?

Eğer bu iş yaklaşık maliyet altına yapılmaz diyorsanız neden 700.000.-TL ucuz olan firma yapamıyormuş da yine yaklaşık maliyet altı olan diğer firma yapabiliyor- muş,  muş muş muş…

Tabi bu normal insanların ve kanunların düşünüş biçimi.. 

Ama komisyon üyelerinin farklı ve enteresan düşüncelerini, var idi ise, biz bu hesapları bilemeyiz.

Kim bilir hangi uyduruk gerekçelerle 1.firma eleniyor ve 2.firmaya iş veriliyor?

Bu firma komisyon üyelerince zaten taa ihalenin başında yeterli (yaklaşık maliyete göre aşırı düşük olmasına rağmen) görülen firma.

Adamlar firmanın adını görünce tamam diyorlar bu yeterlidir.

Bu firma her fiyata bu işi yapar.

Bunu sorgulamayalım diyorlar.

Komisyonun umurunda mı devletin 700.000.-TL ye yakın parası?

Ayrıca birde bu işi İta amiri onaylıyor. 

Bize göre bu İhalede Kanunlara ve yönetmeliklere tam uyulsaydı, kurumun kasasından 700.000.-TL yakın fazla ödenmeyip devletin kasasında kalacaktı.

Varan 2.

Alın size usulsüz birde devir.

Usulsüz bir şekilde ihaleyi alan yeterli-yetersiz firma ihaleyi alıyor.

Kurum ile sözleşme imzalıyor.

1-2 ay sonra sözleşmeyi kendi imzalamışken bir başka firmaya devrediyor.

Bu devirin usulsüzlüğünü tüm Mersinde bu işlerle ilgilenenler artık biliyor. 

Çünkü konu soruşturmalık oldu, rapor çıktı, iptal istendi. 

Burası artık  su götürmez.

Varan 3.

Alın size usulsüz devire karşı işlem yapmayan idare.. 

Devirin usulsüz olduğu raporlanıyor, üst amirler ve yetkililer tarafından gerekli talimatlar veriliyor ama bu iş,  bakanlığa sorma adı altında savsaklanıyor, kapatılmaya çalışılıyor.

Bu işlemleri kim, neden, niçin yapıyor?

Bu kurumda satın alma işlemlerinden sorumlu idareciler, Başhekimin bir nevi danışmanlarıdır.

O dönemde Başhekim yardımcısı ve İhale komisyonu başkanı Dr. Atakan Kızılok ve satın almadan sorumlu müdür yardımcısı ve aynı zamanda ihale üyesi ise Mustafa Sarı.

Yani anılan kişiler aynı zaman da bu ihalenin komisyon başkanı ve komisyon üyesidirler.

Usulsüz ihaleyi güzelce (!) yapmışlar, usulsüz devri güzelce (!) yapmışlar ve başhekime bunu birde imzalatmışlar.

Yolsuzluk deyince firmalar akla geliyor hemen.

Burada firmaların ne suçu var?

Firmalar halinden memnun istediği ihaleyi isterse alıyor, isterse devrediyor, usulsüz işlemleri idare ve diğer yetkililer seyrediyor da seyrediyor.

İl müdürü seyrediyor, Kaymakam seyrediyor, Sağlık grup başkanı seyrediyor, eski yeni Başhekimler seyrediyor.

Bize de şunu demek düşüyor…

“Oynayın siz bu oyunu bakalım, oynayın, nasılsa seyirciniz bol.”

Çok eğlenmeyin ama sizin seyretmesini istemediğiniz bazı yetkililer de sizi seyrediyor…

Herkes bu yolsuzlukları konuşurken bir de bakıyorum.

Bu usulsüz işlemleri başhekimlere yaptıran kişiler sanki ellerindeki bu işleri çok iyi bir şekilde yapmışlar ifa etmişler gibi daha etkili ve yetkili makamlara gelmeye ve getirilmeye çalışılıyor.

Şu anda İl içinde veya il dışında bu konuda büyük bir lobi çalışmaları yapılıyor.

Hem de kendileri değil, bunlar adına, meşhur sendikanın da adı kullanarak Sendika başkanı olan ve MDH de müdür olan, Şemsettin Karadoğan’ın yaptığı iddia ediliyor.

Tabi bu arada bu işin Şemsettin Karadoğan’a ne faydası var diye de düşünmeden edemiyor insan.

Duyduğuma göre şu anki Başhekim olan Süleyman Bey bu usulsüz ve yanlışlıkların oluşmasına sebep olanları kendine yol arkadaşı ve kılavuz olarak seçmiş…

Ama atalar der ki, kılavuzunu söyle senin kim olduğunu söyleyeyim (!)

Süleyman bey, siz, bu usulsüz yemek ihalesinin hak edişlerini ödemeye devam edin..

Nasıl olsa DEVLETİMİZİN İÇİNDE ileride size bunun hesabını soran birileri mutlaka çıkar.

Şunu herkesin bilmesi gerekir ki, artık Mersin’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak herkes kafasına göre at koşturamayacak, tingirifistan anlayışı ile idarecilik zihniyeti yaşanmayacaktır.

Gelelim bu husustaki bir diğer konuya:

Devletin zararı olan 700.000.-TL yakın para acaba meşhur sendikacımız ve başkanımız MDH müdürümüz Şemsettin Karadoğan ın kendi parası olsaydı, yukarıda adını zikrettiğim kişilere hala sahip çıkmak için orda burada kulis çalışmalarımı yapar mıydı?

Yoksa bir sendika başkanı ve sivil toplum kuruluşu üyesi olarak bunlar hakkında gerekli yasal işlemlerimi yapılmasını mı sağlaması gerekirdi?

Ve işin garibi MDH yemek işinde ortaya çıkardığımız kanunsuz, yolsuz, usulsüz işlemlerde muhakkik tayin edilen Toros Devlet Hastanesi Başhekim yardımcısı Pratisyen Doktor ATAKAN KIZILOK bunun için mi, yani bunları aklamak için mi muhakkik tayin edildi?

Ve o soruşturmanın seyri neden MÜDÜR-  KOMİSYON BAŞKANI- KOMİSYONDAKİ MÜDÜR YARDIMCISI- KOMİSYONDAKİ DİĞER MEMURLARIN üzerine değil de, tutanak tutan ve ihbarda bulunan diyet uzmanlarının üzerine geliştirildi ve onların üzerine yıkılmak istendi?

Bu kadar yazmamıza ve konu hakkında detaylı bilgi vermemize rağmen neden halen MDH deki yemek işi ile ilgili detaylı inceleme ve soruşturma yapmak üzere BAKANLIK MÜFETTİŞLERİ gelmiyor?

Bu işleri birileri kasıtlı ve maksatlı olarak, makam ve mevki korumak adına mı engelliyor?

Ve BU İŞTEN KİMİN BİR ÇIKARI VAR?

MDH müdürü olan Şemsettin Karadoğan, ilimizde aynı zamanda Sağlık sen Şube başkanıdır.

İşin doğrusu şudur ki, sendikacılık bir araç olup, amacı ise sendikasına üye olan memurların özlük ve ekonomik haklarını aramaktır.

Ancak, burada görünen o ki, bu arkadaşımız için sendika bir araç olup,

Amaç ise:

—Memurken Müdür olmak,

—Müdürlüğünü korumak için siyasilerle karşı sendika koltuğunu kullanarak beşeri ilişkilerde bulunmak,

—Müdür iken yapmış olduğu uygulamalardan ve soruşturmalardan aklanmak için konumunu kullanmak,

—Diğer hastanelerde kilit bölgelere adam yerleştirerek, özellikle satın almalara, etkin olmak.

Sanırsam ilgili sendikanın tüzüğünde böyle bir düzenleme yoktur. 

Ama bu sendika başkanı müdürümüzün uyguladığı ve bundan sonra uygulamak istediği işlemler bunlar olarak akla geliyor. 

Şimdi Mersin Çok Güzel bir genel seçim oldu.

Hepsi bir birinden temiz pırlanta gibi insanlar seçildi ve meclise gittiler.

Mersinliler tarafından seçilerek AKP hükümetine 4 tane milletvekili kazandırıldı.

Mersin halkı olarak biz üstümüze düşeni sanırız yaptık.

Sıra şimdi değerli vekillerimizin kendilerinde..

Mersine yakışır hizmet sunacaklarına hiçbir şüphe ve endişemiz yoktur.

Bu yeni 60. Hükümet bambaşka bir hükümet olacaktır diye düşünüyoruz.

Yolsuzluk, usulsüzlük, hırsızlık ve arsızlıkların amansız takipçisi olacaklarından kuşkumuz yok.

Arlı ile arsızı ayırt edeceklerinden kuşkumuz yok.

Haklı ile haksızı, iş bilir ile bilmezi ayırt edeceklerinden son derece eminiz.

Çünkü artık USTALIK dönemi dedi Sevgili Başbakanımız.

Biz ona inanıyor, güveniyoruz.

O nedenle bu hükümet döneminde Mersinde bu tür usulsüzlüklere geçit verilmeyeceğini, usulsüz ve yanlış uygulamalarda taraf olanların süzgeçten geçirilerek, yeni kadroların oluşmasını sağlayacaklarına eminiz.

Bu nedenle sayın vekillerimizden Mersin halkı adına daha dikkatli çalışmalarını, kurum ve kuruluşlar ile ilgili kararlarda, idareciler hakkındaki tasarruflarda daha dikkatli karar vermelerini istiyoruz.

Bu günlük de bu kadar.