haberanaliz
Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

SAHİ, NİYE BÖYLE OLDUK?

Toplumsal meseleler, sosyo - ekonomik sorunlar, eşitsizlikler ve hayat pahalılığı üst üste gelince bireyler, ister istemez mutsuz oluyor.  Özellikle geçim derdine ek kadın cinayetleri…

Bu konulara tam çözüm bulunması anlamında zaman akıp gidiyor hızla. Ne var ki, ne tam teşhis konulabiliyor, ne de verimli çalışmalar yapılıyor.

Oysa mutlu olmak bu kadar zor olmamalı.

Türkiye, şanslı bir ülke. Doğamız dışında insanlarımızın hamuru iyi. Münferit kriminal olayları da görüyoruz ancak hemen “Biz Niye Böyle Olduk?” sorgulamaları da yapabiliyoruz…

Doğru anlatıldığında halk, sosyal çaresizlik yaşarken, yine de dayanışma halinde kendi sorunlarına öyle böyle çareler arayıp buluyor. Siyasiler açısından aslında  fırsatlar çok. Halka hizmet için kolaylıklar sunuyor toplumun feraseti.

Bu feraseti ortak akılla kullansa iktidar da, muhalefet partileri de büyük başarılar elde eder, buna inanıyorum…

Nitekim, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve kurmayları sürekli mitinglerle halkın umutlu olmasına katkı sağlıyor.

Başarı, ülke ve toplum söz konusu oldu mu, ayrım kabul edilemez. Paralel yapılara bölünemeyiz…

İÇERİYE ATMAK ÇARE DEĞİL…

Eğitimde, hukuk alanında yapacak çok iş var.

Çağdaş eğitim, yetenekleri değerlendirmek başta olmak üzere toplum liderlerini yetiştirmek, her alanda kaliteli ve donanımlı insanlarımızı öne çıkarmayı gerektirir.

Hukuk alanında yapılacaklar zaten belli. Her gün konuşuyoruz. Hukuk kimsenin tekelinde olmamalı.

İnsanları, delilsiz, kanıtsız içeriye atmak, siyasete araç olarak kullanmak asla gelecek açısından kimseye fayda sağlamaz.

Ekonomide ülkenin potansiyeline inanmak ve bu potansiyeli başta enflasyonu yenerek refahı yakalamak mümkün. Çare de üretimden geçiyor.

Niye nohutu, fasülyeyi, eti yurt dışından getirelim ki…

Tarım ve hayvancılık ülkenin vazgeçilmezi olmalı.

İşsizlik ve geçim sıkıntısı, ne yazık ki çözülemez sorunlarımız olarak karşımızda duruyor.

Ak Parti, 23 yıllık iktidarında inşaat sektörünü baştacı edeceğine sosyal anlamda insanımızın sadece işsizlik ve geçim sorununu çözebilseydi, belki de bugün mutlu insanlar topluluğuna sahip olabilirdik.

Yollar, köprüler, büyük büyük binalar biraz daha bekleyebilirdi…

KADINLARA YÜZDE 40 TEMSİL HAKKI…

Farklı sorunları anlatırken canımızı çok acıtan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadın cinayetlerini de gözardı etmek mümkün değil.

Öncelikle 5 Aralık, Türk kadınına seçme ve seçilme  hakkının verildiği çok değerli bir gündü. Atatürk, 5 Aralık 1934’te bu hakkı bizlere armağan ederek dünyada da büyük takdir toplamıştı. Çünkü, Avrupa’da bile bu hakkı veren ülke sayısı çok azdı. Ne var ki,  bu hakkı hala doğru dürüst kullanamıyoruz. TBMM’de hala kadın milletvekili sayısı çok az.

Sayının artırılması için ilginç bir şey yaşadık.

Kadın hakları konusunda istikrarlı biçimde çok önemli çalışmalara imza atan Avukatlar Vakfı Başkan Yardımcısı ve Türkiye’nin ilk kadın Hukuk Uzmanı Nazan Moroğlu, kadınların siyasette eşit temsilini sağlamak üzere hazırladığı Seçim Kanunu’nda değişiklik önerilerini kamuoyuyla paylaştı. Önerdiği bu kanun teklifi ile kadın – erkek eşitliğini geliştirmek üzere yüzde 40 cinsiyet kotası, fermuar sistemi, kadın adaylara finansal destek ve devlet yardımı yaptırımları getiriyor.

Bu yasa teklifi çok değerli. Önce Meclis’te kadın- erkek eşitliği sağlanabilmeli ki, başka alanları da olumlu etkileyebilsin.

Moroğlu, bunu önemli bir çözüm olarak görüyor. Şu anda Meclis’te kadın temsili yüzde 20’nin altında. Bu yetmez. Kadınlar olmadan toplum gelişemez.

Partiler genel seçimleri beklemeden şimdiden harekete geçmeli. Partiler, vekil seçimleri için yüzde 40 kota koymalı ki,  bu oran Meclis’e yansıyabilsin.

CİNAYETLER ERKEK SORUNSALI…

Şimdi gelelim, kadın cinayetlerine…

Bu sene şu ana kadar kayıtlara geçen kadın cinayetlerinde 317 kadın öldü. Yazması bile zor geliyor. Bu 317 kadımızı, eşi, sevgilisi veya aile yakını erkekler öldürdü. Hikayelere baktığımızda farklı nedenlerden çok kıskançlık, kişilik çatışması, dedikodu ve erkeklerin güç gösterisi öne çıkıyor.

Bu cinayetlerin sürmemesi için neler yapılmalı?

Başta iktidar, muhalefetle işbirliği yaparak bir seferberlik çizgisinde aile mutluluğu isteniyorsa erkeklerin özel eğitimine ağırlık vermeli.

Çünkü kadın cinayetleri aslında bir erkek sorunsalı.

Sadece Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu meseleyi çözemez. Toplumsal konular, sivil toplum örgütlerinin de desteğini alarak bir bütünlük içinde mücadele ister.

Mesela bir dernek bunu öngörerek 8 yıl önce, kadınlardan çok, yüzde 80 erkekleri üye olarak bünyesine aldı ve “Yanındayız” adıyla topluma hizmet etmeye başladı. Bu dernek ilgi alanıma girdi, çünkü erkeklere sesleniyordu.

4 Aralık’ta “KadınErkekEşittirNokta” temalı konferansına gittim.. 6 yıldır bu konferanslar sürüyordu.

Çok ilginç ve önemli mesaj ve izlenimler aldım.

Etkinliğin açılış konuşmasını Yanındayız Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selen Okay Akçalıkadın haklarının hem Türkiye’de hem dünyada ciddi tehdit altında olduğuna vurgu yaptı ve şu ifadeleri kullandı:

“Bugün hâlâ en temel haklarımızı savunmak zorunda kalıyoruz. 1934’te atılan o cesur adımın mirası geriye giderken, bu gerilemeyi durdurmak hepimizin sorumluluğu. Salonun yüzde 40’ının erkeklerden oluşması bizim için çok önemli, çünkü toplumsal cinsiyet eşitliği ancak erkeklerin de sorumluluk aldığı bir dönüşümle mümkün.”

Gerçekten İş Kuleleri’ndeki bu toplantıda erkek sayısı 100’leri geçiyordu.

Daha önce kadın dernekleri böyle toplantılar düzenlediğinde gelen erkeklerin sayısı 10- 15’i ya geçer ya da geçmezdi.

İŞ İNSANI ERKEKLERİN İTİRAFLARI…

Konferansta özellikle “Yüzleşmeler” başlığıyla yapılan program ilginç olduğu kadar itiraflarıyla da dikkati çekti.

TÜSİAD üyesi olan yakından tanıdığım iş insanı erkek katılımcılar, açıkça eşlerine, kızlarına ve kadın iş arkadaşlarına karşı yaptıkları hataları anlattılar.

Bu itiraflar, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair toplumun en üst düzey erkeklerinin de kişisel başarısızlık hikayeleriydi.

Sevgili meslektaşım Meral Tamer, onlara sorular sordu, verilen cevaplar durumu ortaya koydu.

 Agah UğurLaki Vingas ve Nezih Barut’u cevaplarıyla daha yakından tanıdık.

Ama onlar epey zamandır hatalarından vazgeçmiş ve dönüşmüşlerdi.

Bu dönüşümlerini de Yanındayız Derneği’ne üye olarak pekiştirmişlerdi.

Düşündüm de erkeklerin üye olması gereken çok kadın derneği var.

Başkanlarına sesleniyorum,,

Lütfen derneğinize daha çok ERKEK üye alın.,,

Yeter ki kadınlar öldürülmesin bu ülkede.