HÜSNÜ DOĞAN MENGENLİ

HÜSNÜ BABAYI, 14 yıl önce tanıdım.
Mersin Devlet Hastanesinde idi.
Başhekim yardımcısıydı.
iyi ki tanımışım.
Dürst, terbiyeli, efendi, gariban dostu, hasta haklarına saygılı, pırlanta gibi kalbi olan, kocaman yüreğe sahip bir yörük türkmen evladıydı.
Bugün ögle saatlerinde vefat haberini aldım.
Toros Devlet Hastanesi yönetimi paylaşım yapmış.
Dondum kaldım.
Çünkü 1 hafta önce idi, beni kendisi aradı. Çok uzun zamandır görüşmüyorduk. 2 Kasım da yapmış olduğumuz ödül törenini söyledi, memnuniyetini dile getirdi, imkansızı başardın, allah seni daim etsin gardaşım dedi.
Bende, Hüsnü baba seni unutmadık, adın listemizde var, adını açıkladık, sana yakın yerdeyim, bir kahve yada çay içmeye gelirsen takdim ederim, altın madalya ile onur ödülünü dedim.
Dedi ki, sen benim için en büyük ödülsün.
Gardaş iyi ki seni tanımışım.
Sen bu ülkeye çok şeyler kazandırdın, en önemlisi, karşılıksız hizmet etmeyi, sevgiyi aşıladın. Birleştirici bir insansın, adeta toplumun çimentosusun...
Karşılıklı uzun bir sohbetten sonra, kapattım, bu kez vatsap hattından çok anlamlı ifadeler kullanarak bana seslendi.
Vefat haberini alır almaz doktor arkadaşları aradım, bilgi edindim, 12,30 da memleketi silifke de toprağa verilmiş.
Eşi hanımefendinin telefonunu arkadaşlardan buldum, arayıp başsağlığı diledim.
O ailenin her zaman emrinde olduğumu bilmelerini isterim.
Hüsnü baba, zamane evliyası bir adamdı.
Kendi halinde, kimseye zararı olmayan, kadirşinas beyfendi idi.
Onunla yaptığım muhabbetler uzar giderdi.
Vatansever, milliyetçi, devletçi bir adamdı.
Ne yazsam, aslında boş...
Artık onun gibi bir değer aramızda değil.
Yarın ne olacağını bilmeyiz.
Yarının sahibi Allah!
Geride kalanlara sabır diliyorum, Allah başka acı göstermesin.
Hüsnü baba için ise Yüce Allah'an rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun, nur içinde uyusun.
Ruhu şad olsun.




















