Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

PANDEMİ AÇIK ARA KADINLARI VURDU

Pandemi, evde çalışmayı bir sistem haline getirdi.

Koronovirüsün yayılmasını önlemek için iyi bir çalışma alternatifi olarak gündeme gelen evde çalışmak, en çok kadınları yoruyor.

Hem daha uzun saatler işleri tamamlamak, hem de ailenin bütün yükünü üstlenmek gerekiyor.

Pandemi öncesinde işyerine giden kadın, bütün dikkatini yaptığı işlere verebilirken, evde bu imkan ortadan kalkıyor.

Eş ve çocukların istekleri, başta yemek yapmak dahil, tüm ailenin ihtiyaçlarını da karşılamak durumunda kalıyor.

Geçtiğimiz günlerde Kadın Girişimcileri Derneği KAGİDER’in ilginç bir “zoom” toplantısı vardı. O toplantıya katıldım ve pandeminin iş kadınlarını nasıl etkilediğini net olarak izlemledim.

2023’TE YÜZE 41’LİK KADIN

İSTİHDAM ORANI HAYAL Mİ?

KAGİDER, Türkish Women’s International Network (TurkishWİN), UPS ve EBRD’nin paydaşlığında kurulan Kadın Liderlik Platformu’nun 6’ıncısı yapılan zirvesinde çeşitli konular ele alındı.

KAGİDER Başkanı Emine Erdem, 2023’te kadının ekonomiye katılımına yönelik hedeflerde çok geri kalındığını anlattı.

Bu anlamda haberler iyi değil bilelim. 2023 için kadınların istihdama katılımı için yüzde 41’lik hedef belirlenmişti.

Ne yazık kı, şu zamanda çok geriye gitmişiz ve mevcut katılım yüzde 26’ya inmiş durumda. Açıkça koronovirüsün kadınları vurduğu  görülüyor.

Belli ki, binlerce kadın ya işinden kovulmuş, ya da evle iş arasındaki dengeyi korumayı başaramayarak çalışmaktan vazgeçmiş.

Erdem, pandemi ile birlikte ülke ekonomilerinin yeniden toparlanma sürecinde olduğu bir yılın içinde bulunduğumuzu belirtse de, kadın istihdamının özellikle desteklenmesi yönünde adımlar atılmasının zorunlu olduğuna dikkat çekti.

Yoksa, kadınlar bugüne kadar elde ettikleri kazanımları da kaybedecekler. Erdem bundan dolayı çok kaygılı.

Diyor ki, “Geriye değil, ileriye gitmeli, yeniden toparlanma sürecine kadınları dahil edebilmeliyiz. Bilinmeli ki kadınların bütün potansiyelleriyle ve eşit olarak katıldıkları bir toplumsal kalkınma sürecinde başta ekonomi olmak üzere her alanda daha fazla değer üreteceğimizi ve hedeflerimize doğru daha hızlı koşacağımızı unutmamalıyız.”

Tamam da bunun gerçekleşmesi için “Siyasi İrade” lazım. Kamu ve özel sektör arasında da işbirliği lazım.

Bunun sağlanabilmesi için de hem Emine Erdem’in hem de kadın örgütlerinin İstanbul – Ankara arasında mekik dokumaları gerekiyor.

Mesela, KAGİDER hangi sektörlerde kaç kadının işsiz kaldığına yönelik rakamları biliyor mu? Bu alanda araştırmalar var mı? bunları kamuoyuna açıklamalı.

Yine KAGİDER’den “evde çalışma” ile ilgili  yasalar ve yönetmeliklerin düzenlenmesi anlamında çalışma yapmasını istemek hakkımız.

Büyük patronların ve profesyonellerin çatı örgütü TÜSİAD ile KAGİDER ne ölçüde işbirliği yapıyor bilmiyoruz.

Çünkü, büyük holingler, evde çalışmayı destekliyor ve onbinlerce çalışanını bu yönde  değerlendiriyor. Sadece Koç Holding’den gelen bilgi var. 35 bin kişiyi evden çalıştıracağını açıklayan Koç, bu sayının kaç kadını kapsadığını da anlatmalı. Diğer holdinglerden de bilgi bekliyoruz.

TEK KANATLA KUŞLAR UÇAMAZ

Kadın Platformu Zirvesi’nde United Parcel Service (UPS) adlı çok uluslu paket teslimat ve tedarik zinciri yönetim şirketinin Genel Müdürü Burak Kılıç da “zoom” toplantısındaydı.

Bir erkek üstü düzey yönetici olarak kadın liderliği konusunda etkili programlar geliştirmeye ve uygalamaya çalıştıklarını anlattı.

Kadın çalışanları desteklerken yönetim kurulundaki operasyonlarda da kadın lider sayısı artırmaya gayret ediyorlarmış.

Birçok firma yöneticisi bunu söylüyor da gerçekleşme kolay olmuyor.

Kılıç, 2 yılı aşkın süredir yürütülen Kadın İhracatçı Programından da söz etti. Kendisinden bu programın iki yıllık sonuçlarında hangi çıktının alındığını da istiyoruz.

“Tek kanatla kuş nasıl uçamazsa, kadınların ekonomiye katkı sağlamadığı ülkelerin de sağlıklı büyümeleri mümkün değil” diyen Kılıç, haklı olsa da erkek egemen iş dünyasında kaç kişi kadınların potansiyelinin farkında acaba?

Bir işi başarmak için önce farkındalık gerekir, sonra da uygulama.

4 LİDER KADINDAN

BİRİSİ ‘EYVALLAH’ DİYOR

Bizler, iş dünyasında “Hem daha çok kadın yer almalı, hem de liderlik ve üst düzey yöneticilik yapmalı” tezini savunurken, TurkishWIN’in kurucusu ve lideri Melek Pulatkonak’tan ne yazık ki, kötü bir haber geldi.

Yurt dışında ve yurt içinde kadın çalışanlar ve liderler arasında işbirliğini sağlamak için bir network zinciri kuran Pulatkonak, o kötü haberi şöyle aktardı:

“Pandeminin getirdiği fırsatlar ve riskler küresel. McKinsey’in 2020 yılında paylaştığı Women Matter raporuna göre pandeminin etkisiyle ABD’de her 4 kadın ya da yöneticiden birisi, iş hayatından çekilme veya bırakma kararını verme noktasında.

“Kurumların çeşitlilik ve kapsayıcılık çalışmalarının lokomotifi olan bu lider kadınları kaybedemeyiz, kaybetmemeliyiz. Onlar, çalışan diğer kadınların rol modelleri. Kurumlarda, karar mekanizalarında fırsat eşitliğinin bekçileri ve takımlarında kadınlara yer açan liderler.”

Pulatkonak da benim gibi,  bu zamanda kadın liderlik örgütlerine büyük işler düştüğü görüşünde. “Zaman kadın lider kaybında sıfır tolerans oluşturma zamanı. Zaman, biz olma zamanı ve ego sistemden eko sisteme geçme zamanı” derken kadın ve erkek tüm yöneticileri pandemi sonrası geleceği şekillendirmek için bugünden gerekli adımları atmaya çağırıyor.

PANDEMİ LENSİ İLE  BAKMAK

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası EBRD Türkiye Başkanvekili Şule Kılıç, kadınların yeni stratejileri döneminde (2021 – 2025) “Pandemi lensi” ile ele alınacağını ifade etti.

Bu deyimi çok sevdim. Peki neler yapılacak?

Kılıç’ın anlattıkları da Türkiye’de neler yapılacağını anlamak açısından ufuk açıcıydı.

Öncelikle virüs krizi ile beraber ekonomiye katılmakta ve çalışma hayatında tutunmakta zaten zorlanan kırılgan gruplar, pandemi ekonomisi şartlarında artık daha dezavantajlı hale geldiler.

Kadınlar ise herkes gibi sağlık ve güvenlik endişesiyle başladıkları bu süreçte EN FAZLA gelir kaybı ile karşılaşan gruplar arasında yer aldılar.

Öyleyse pandemi lensi ile manzaraya bakılmalı.

2025 yılına kadar fırsat eşitliği ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesi için Türkiye dahil EBRD’nin faaliyet gösterdiği ülkelerde kapsayıcılık politikalarını özel sektör eliyle desteklemeye devam edilecek.

Sürdürülebilir büyüme için fırsat eşitliğinin güncellendirilmesi EBRD’nin öncelikli hedefi. Türkiye’nin kapsayıcılık gündeminin nabzı tutulacak ve kadın istihdamı için çok daha fazla çalışmayı kararlılıkla sürdürecek.

Bu anlatımları bir kenara yazıyorum. Ve 2025’e kadar kadınların istihdamdaki hareketliliğini izlemeye devam ediyorum.

Pandeminin ekonomik yükünü omuzlamak hiç kolay değil.

Aile bireyleri, evde de çalışsa annelerinin, kızkardeşlerinin sorumluluğunu üstlenmeli.

Bu hayat hepimizin...