Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

TALİBAN AKLI, KADINLARIN YOLUNU AÇAR MI?

Yerküre’de her şey zamanı gelince değişiyor.

Neredeyse değişmeyenlerin başında ise kadın sorunları geliyor.. Henüz kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği anlamında yol alan ülke sayısı az.

Oysa, fütürologlar 21’inci yüzyılın “Kadın Yüzyılı” olacağına işaret ediyordu, 1990’lı yıllarda. Ne gezer!

Kadın hareketlerine dayanamayan, hatta feminist sözcüğüne alerji duyan, erkek egemen gidişatı savunan milyarlarca erkek var.

Şeriatla yönetilen çoğu Müslüman ülkede ise kadınların sorunları çok can acıtıcı ve içler acısı..

Taliban’ın Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçirmesinin ardından, Afganlı kadınlar ve kız çocukları için hayat, eskisinden de zor hale geldi.

Gözler için küçük bir delikli pencere dışında bütün vücudu saran ve kapatan BURKA’nın, yine resmi giysi olarak benimsenmesi gündemde.

Taliban’ın kadın haklarını daha giysiden başlayarak ihlali aile, miras ve medeni hukuk anlamında taviz verilmeyeceğine işaret sayılıyor.

Kabil Havaalanı’dan kadınların kaçma fırsatları arayıp bulduklarında da ülkeyi terkettikleri ortada.

İyi haber; uluslararası kamuoyunda Afgan kadınlara yardım ve destek için harekete geçilmesi.

Türkiye’den de bu yönde kadın örgütlerinden, derneklerinden sesler yükselmeye başladı.

Mesela, İKKB Koordinatörü Avukat Prof. Dr.Nazan Moroğlu, önemli bir açıklama yaptı.

Kadın Hareketi’nin Afgan kadınlar için örgütlendiğini belirten Moroğlu, Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu’nun (GWI)

yaptığı çağrıya destek verdi.

“Kadın hakları ihlali bir insan hakları ihlalidir ve küresel bir sorundur. Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar harekete geçmeli”

diyerek Türk kamuoyunu da uyardı.

Peki, Moroğlu neden bu çağrıyı ve uyarıyı yaptı?

Çünkü, Taliban Örgüt Sözcüsü Muhammed Naim, 16 Ağustos’ta verdiği röportajda, Taliban’ın tecrit içinde yaşamak istemediğini, kadınların ve azınlıkların haklarına ve şeriat hukuku kapsamındaki ifade özgürlüğüne saygı duyacağını söyledi.

Bu sözler de kaygıları artırdı. Prof. Dr. Moroğlu da Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyada kadınların, Afgan kadınların hakları için TEK YÜREK olduğunu ve gelişmelerden endişe duyduklarını vurguladı.

Şimdi, bu endişelere karşılık neler yapılacak?

Moroğlu, son olarak 1.Dünya Savaşı sonrası kurulduğu 1919 yılından bu yana kadınların eğitime erişimini desteklemek, eşitlik ve barışı kalıcı kılmak üzere çalışmalar yürüten Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu GWI tarafından uluslararası organizasyonlara çağrı yapıldığını belirtiyor. GWI’nın Birleşmiş Milletler (UN), UNESCO, UNICEF, WTO, ILO ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar ile hükümetleri harekete geçmeye davet ediyor.

Bizler de Afgan kızkardeşlerimizin yanında olacağız.

ŞERİATA GÖRE KADINA SAYGI NASIL OLACAK?

Taliban’ın söylediklerinin ne anlama geldiğini anlamak için “Şeriat nedir?” sorusuna cevap aramak lazım.

Öncelikle şeriat, küresel literatürde, bir hukuk kuralından çok pratikte kullanılabilecek İslami kurallar dizisi olarak tanımlanıyor.

Yani şeriat, Müslümanların yaşadıkları dönem ve çoğrafyaya göre ilahi mesajı yorumlayarak ortaya koydukları hukuk sistemine verilen isim olarak kabul edilebilir. Geleneği de içeriyor.

Bildiğimizin aksine, Kur’an, insan hayatının her alanını kapsayan kurallar bütününü içermiyor, ancak İslam alimleri, var olan kurallar üzerinden ve Hz. Muhammed’in yaşadığı dönemdeki örneklerden yola çıkarak zaman içerisinde bir çeşit “anayasa” ortaya koymuşlardır.

İslam tarihi uzmanlarına ve halen bazı Müslüman ülkelerdeki uygulamalara bakıldığında şeriat anlayışında farklılıklar mevcut.

Bu farklılıklar, kadınların iş hayatına girip girmemesinden, miras hukuku, medeni hukuk ve kıyafet anlamında kadının aleyhine çok sayıda çağdaş olmayan hükümler de içeriyor.

Ailenin reisinin erkek olduğu, kadınların onlardan her alanda izin alması ve itaat etmesi gerektiğini içeren maddeler bulunabiliyor.

Mesela, Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduktan sonra Şeriat hukukunu yürürlükten kaldırmış ve başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere kadının da erkek gibi her alanda aynı haklara sahip olacağına yönelik Türk hukuk sistemini kurmuştu.

Yine Kıyafet Devrimi ile de kadınlar çağdaş ve özgürce istedikleri giysiyle kendilerini toplum içinde temsil edebiliyordu.

Dünyadaki Müslüman ülkeler içinde Türkiye’nin bu nedenle ayrı ve özel olarak kalkınmış ülkeler arasına girme şansına kavuşmuştu.

Ayrıntılara girmeden Afganistan’a dönersek, Taliban’ın şeriatı nasıl anlamlandırdığını anlamaya çalışalım.

Taliban, dış dünyadan meşruiyet kazanabilmek için daha yumuşak imaj veriyorsa da Afganlar başta olmak üzere çok sayıda kişi, “kadın hakları” konusundaki duruşunu daha önceye göre temelde değiştirdiğinden şüphe ediyor.

Uzmanlar,  Taliban’ın kendine göre uygun şartları elde ettiğinde, şeriat tanımının en sert yorumlarını uygulamaya koyacağına inanıyorlar.

Acaba diyorum, Taliban ortak akılla davranmayı seçerek Afgan kadınlarına özgürlük yolunu açar mı?

KEŞKE..

Müslüman ülkelerin çağdaş kalkınması ve ilerlemesi için KADINLAR’ın yetenek ve akıllarına ihtiyaçları var, tabii ki onların eğitimine hız verilerek.