Ayşegül Doğan: Kürdistan Bölgesel Yönetiminde olması planlanan tarihsel adım, kongre kararlarının gereğine uygun şekilde yapılacak

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Barış ve Demokratik Toplum Süreci başta olmak üzere güncel gelişmeleri değerlendirmek üzere bugün toplanan MYK’mizin gündemlerine ilişkin Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenledi. Doğan, şunları söyledi:
Türkiye eğer barışını sağlayamazsa demokratikleşemez
Sizleri sevgi, saygı ve dostlukla selamlıyorum. Yine bir MYK toplantısı arasında karşınızdayız. Türkiye gündemi oldukça sıcak. Gelişmelere ilişkin merak edilenler, yanıt bekleyen sorular var. Öncelikle ben MYK toplantımızın gündem başlıklarını sizlerle paylaşmak isterim. Bir yandan barış meselesi, diğer yandan Türkiye’nin demokrasi meselesi. İkisinin bir arada birbirinden ayrılmaz olarak duran alt başlıkları var. Yani, Barış ve Demokratik Toplum Süreci bizim gündemimizin ilk başlıklarından biriydi. Çünkü biliyoruz ki Türkiye barışını sağlayamazsa demokratikleşemez. Demokratikleşemezse de iklim kanunu ile ilgili yasadan tutalım maden yasasına, ekonomiden hayat pahalılığına kadar pek çok şey birbiriyle bağlantılı. Dolayısıyla Türkiye’nin demokrasi meselesi ile barış meselesinin ayrılmaz başlıkları bizim de gündemimizin vazgeçilmez başlıkları arasında yer alıyor.
Meclis’te kurulması beklenen komisyon MYK’mizin önemli gündem başlıklarından
Yine bununla bağlantılı olarak Meclis’te kurulması beklenen komisyona ilişkin gelişmeler ve tartışmalar MYK’mizin önemli gündem başlıklarından biri. Sayın Öcalan ile görüşmek için uluslararası bir heyet Türkiye'ye geldi. Bu heyetin yaptığı açıklama ve süreçle ilgili değerlendirmesi de MYK’mizin başlıklarından biriydi. Biliyorsunuz ki sahadaki etkinliğimizi epey zamandır fazlasıyla artırmaya çalışıyoruz örgütleme faaliyetleriyle birlikte. Merkezi Örgütlenme Komisyonumuzun bu konudaki çalışmalarını daha önce sizlerle paylaşmıştım. Bu da MYK’mizin önemli başlıklarından biriydi. 2 bini aşkın buluşma. Bazılarını böyle özetleyip diğerlerini tek tek açmaya çalışacağım. MYK toplantımız sürüyor.
Pratik adımlara dair toplumda beklenti var
Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde, daha önce DEM Parti İmralı Heyetimizin Meclis Başkanı ile yaptığı görüşmeden sonra açıkladığı gibi, artık yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğumuzdan söz edebiliriz. Bu yeni aşamanın çeşitli ayaklarından bahsedebiliriz. Bu açıklamanın bir ayağı tabii ki Meclis’te kurulması beklenen komisyon. Bu komisyonla ilgili görüşmeler, bu komisyonun nasıl çalışacağına ilişkin siyasi partilerin beklentileri, bu farklı beklentiler ve talepler arasındaki konsensüs arayışı… Bu aşama önemli bir aşama. Çünkü 27 Şubat çağrısı ve çağrının akabinde gelen kongre kararlarının pratik adımlarının nasıl görüleceği kamuoyunda tartışılıyor. Tabii ki siyasetin de gündeminde bu var. Bu da bir diğer aşama olarak değerlendirebileceğimiz bir başlık. Bu aşama pratik adımlar ve somut bazı göstergelerle güçlenebilir dedik başından beri. Bunun için de çok yoğun bir çaba içerisindeyiz. Bu konuda toplumda hem beklenti var hem talep var hem istek var hem de destek var. Bunu da görüyoruz.
Hazırladığımız komisyon taslağını Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a sunduk
Meclis’teki komisyona ilişkin bir konsensüsün oluştuğunu hep birlikte görüyoruz. Hem toplumsal olarak böyle bir konsensüs var hem siyasi partiler arasında buna dönük bir mutabakatın olduğunu görüyoruz. Bir komisyon fikri, bundan sonrasına dair yapılacaklara ilişkin çok önemli bir rol üstlenebileceği için önemli. Bu ayağın güçlendirilmesi gerekir. Hukuki ve yasal birtakım hazırlıklarla güçlendirilebilir. Şu ana kadar geçtiğimiz aşamaları biliyorsunuz. Siyasi partilerle görüşmeler gerçekleşti. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş grup başkanvekillerini davet etti. Bu konuya ilişkin de görüş alışverişinde bulundu. Sonra bu haftaya ertelenmiş olan taslaklar vardı. Biz DEM Parti olarak hazırladığımız taslağı Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a sunduk. Diğer tüm partilerin hazırlıklarını, öneri ve eleştirilerini, itirazlarını yer yer görüyoruz. Basın aracılığıyla yapılan bu itirazları, açıklamaları ve katkıları görüyoruz. Doğrudan yazılı bir biçimde Numan Kurtulmuş’a iletmeye onları davet ediyoruz. Taslaklarını iletmemiş olan siyasi partiler varsa Meclis Başkanına iletmeleri gerektiğini, bunun çok hayati olduğunu söylememiz gerekiyor. Meclis’te kurulacak komisyonun oynayacağı rol ve üstleneceği sorumluluk açısından büyük bir gereklilik bu. Biz nasıl bir komisyon hayal ediyoruz? Taslağımız hazır. Aslında kamuoyu bizim nasıl bir komisyon istediğimizi az çok tahmin ediyordur ama yine de hatırlatalım.
Komisyonun yasal dayanakla kurulmasını tercih ediyoruz
Toplumsal mutabakat, toplumsal meşruiyet açısından da çok önemli bir konu. Dolayısıyla bizim temennimiz komisyonun yasa ile kurulması. Ancak daha önce ifade ettiğimiz gibi bu konuda da mutabakatın önemli olduğunu düşünüyoruz. Siyasi partiler arasında oluşacak konsensüsü önemsiyoruz. Yasal dayanakla kurulacak bir komisyonun, faaliyet alanı açısından baktığımızda, daha etkili ve kalıcı sonuçları olacağını düşündüğümüz için bizim teklifimiz en başından beri bu. Siyasi partilerin çıkarlarının üzerinde duran bir yerde pozisyon alan ve toplumun kaygılarını gideren bir komisyon olması için özel yetkilerinin olması ve mümkünse yasal bir dayanakla kurulması ki bu mümkün. Mümkün olabileceğine dair tartışmalar yürütülebilir. Böyle kurulmasını DEM Parti olarak tercih ediyoruz, önemsiyoruz. Dediğim gibi bunda da bir mutabakat arayışını önemli buluyoruz. Yine toplumsal barış diyoruz, toplumun en geniş kesimlerine ulaşmaktan bahsediyoruz. Toplumun en aykırı düşünenlerinin de fikirlerinin önemli olduğunu savunan bir siyasi parti olarak, bu komisyonun birtakım alt komisyonlarla, eğer komisyon kurulduktan sonra üyeler de bu konuda bir ortak fikre varırsa, çeşitli kesimlerle temas kuracağını düşünüyoruz. Yani gerektiğinde komisyon böyle bir usule karar verirse birtakım görüşmeler yapabilir. Gerektiğinde uzmanlardan konuya dair raporlar ve belgeler isteyebilir. Karar alma ya da tavsiye etme süreçlerinde toplumun farklı düşünen veya bugüne kadar barış ve demokrasi konusunda çalışmaları olan kesimlerinin katkısını alabilecek mekanizmayı da oluşturabileceğini düşünüyoruz bu komisyonun.
Komisyon süreçle ilgili hukuki ve siyasi çerçevenin oluşturulmasına dair kolaylaştırıcı rol üstlenmeli
Partimiz açısından vazgeçilmez ilkelerden biri çoğulculuktur. O yüzden toplumsal ayağının güçlü olması ve toplumun da kurulacak mekanizmalarla bu komisyona ulaşması bizim açımızdan önemli. Demokratik işleyiş açısından da bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Meclis’te grubu bulunan partilerin yanı sıra grubu bulunmayan partilerin katılımının nasıl sağlanacağı, görüş ve önerilerinin nasıl alınacağı da komisyon açısından önemli olacak. DEM Parti’nin bu komisyondan temel beklentisi toplumun beklentisinden farklı değil. Aslında toplumun beklentisini DEM Parti ifade ediyor. Bu komisyondan temel beklentimiz, sözünü ettiğimiz süreçle ilgili hukuki ve siyasi çerçevenin oluşturulmasına dair kolaylaştırıcı bir rol üstlenmesidir. Bu tarihsel fırsatı layıkıyla hukukla güçlendirmesidir. Demokrasi alanını genişleterek güçlendirmesidir. Sorunlu birtakım alanlar var Türkiye’de demokratikleşmenin önünü kapatan. Sadece kanun maddeleri deyip geçiştirebileceğimiz şeyler değil bunlar; günlük hayatımızda karşılaştığımız, hayatımıza sirayet eden şeyler. İşte bunlara ilişkin birtakım düzenlemeleri tartışabilir, tavsiye kararlarda bulunabilir. Bunlar Meclis Genel Kuruluna gelebilir ve yasalaşarak çıkabilir.
Sayın Öcalan bölgede barış ve silahsızlanmayı savunan en güçlü seslerden biridir
Peki, bundan sonra ne olacak sorusu var? İşte sonuçta bir silahsızlanma çağrısı var ortada. Kongrenin aldığı, PKK’nin duyurduğu karar var. Bir fesih ve silah bırakma kararı var. Bu nasıl gerçekleşecek, hangi mekanizmalar kurulacak? Bunun kanuni ve yasal düzenlemeleri nasıl olacak? İşte bu soruların tartışıldığı, bunlara yanıt üretildiği etkin bir komisyon, DEM Parti’nin görmek istediği kapsamlı ve köklü barış ve demokratikleşme programını hayata geçirebilecek bir komisyondur. Gerektiğinde bu süreçleri izleyebilecek, takip edebilecek ve diğer siyasi partilerin katılımıyla olabilecek. Vakıflar, sendikalar, barolar, meslek birlikleri, kadın hareketleri, gençlik hareketleri, akademisyenler, kanaat önderleri, uzmanlar… Tüm bunlara ulaşabilmenin çeşitli yollarını yine bulabilecek ve yöntemlerini oluşturabilecek, bunları tartışabilecek bir komisyon bizim için önemli. Çünkü Türkiye demokrasisi için önemli, Türkiye barışı için önemli; Türkiye’de epeydir aranan adalet için önemli. Öcalan için gelen uluslararası heyetin dün yaptığı bir açıklama vardı. Sayın Öcalan’ın geliştirdiği bu çağrıyla birlikte ivme kazanan süreç. Bu sürece dair özellikle dikkat çektikleri bir noktayı kendilerinin ortak açıklamalarından paylaşmak isterim. “Ortadoğu’nun alevler içinde olduğu ve çok sayıda ülkenin sınırsız bir silahlanma yarışına girdiği bir dönemde, Sayın Öcalan bölgede barış ve silahsızlanmayı savunan en güçlü seslerden biridir”. Komisyon niye önemlidir? Bu güçlü sesi, güçlü fırsatı kalıcı hale getirmek için önemlidir. O yüzden biz bu gündemi çok sıcak bir başlık olarak her defasında burada paylaşıyoruz, ısrarla öneminden bahsediyoruz. Ve diyoruz ki Genel Kurul kapanmadan bu komisyon artık kurulmalıdır. Ne bekliyoruz? Toplumsal mutabakat var, siyasi partiler arasında bir mutabakat var. İkna olmayan siyasi partiler varsa onlar da davet edilmeli ve bir şekilde bu sürecin paydaşı, öznesi haline getirilmelidir. Bu tartışma alanı genişletilmeli. Kurulacak komisyon hem Meclis kapanmadan kurulmalı hem de yaz ayları boyunca çalışmalı. Komisyonun çalışmaları kesintiye uğramamalı.
Herkes Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin öznesine dönüşmek için bekliyor
Türkiye’nin dört bir tarafında buluşmalar gerçekleştirdiğimizi söyledik, 2 bini aşkın buluşmadan bahsettik. Herkes çok heyecanlı, coşkulu, kararlı. Herkes sürece bir şekilde dahil olmak, bizim çağrılarımıza yanıt vermek istiyor. Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin öznelerine dönüşmek için bekliyor. Aslında bu bekleme halinden çıkmanın da bir yolu komisyon. Hem motivasyonu artırıcı hem teşvik edici bir etkisi olacak komisyonun. Bunu biz halk buluşmalarında da görüyoruz. Komisyona böyle bir önem ve anlam atfedildiğini görüyoruz. Bunu da buradan paylaşmak isteriz. Türkiye’nin barışını sağlamak isteyen, Kürt sorununun demokratik, hukuki ve siyasi bir zeminde çözülmesini isteyen, bunun için sorumluluk almaya hazır olan yalnızca DEM Parti gönüllüleri değil. DEM Parti gönüllülerini de aşan bir toplumsal dayanışma duygusu var. Bunu ortaya çıkarmak gerekiyor. Bu da yalnızca DEM Parti’nin görevi ve sorumluluğu değil. DEM Parti olarak kucaklayıcı, kapsayıcı ve yapıcı rolümüzün farkındayız; tarihi sorumluluğumuzun farkındayız. Bu konuda herhangi bir tereddüde mahal bırakmadan ve ikileme girmeden yapılması gerekenleri yapıyoruz.
Kürdistan Bölgesel Yönetiminde olması planlanan tarihsel adım, kongre kararlarının gereğine uygun bir şekilde yapılacak
Süreçte yeni bir aşamada olduğumuzu ifade ettim. Bu aşamalardan biri kongre kararlarının hayata geçirilmesi. Günlerdir kamuoyunda da tartışılıyor. Biz de bu konuda hem siz sevgili gazetecilerin sorularına yanıt olmaya çalışıyoruz hem de halk buluşmalarında ve farklı yerlerde karşılaştığımız sorulara yanıt olmaya çalışıyoruz. Bir silahsızlanma olacakmış, bir adım atılacakmış diye sorular geliyor. Taraflar açısından bu süreç kendi ritminde ilerliyor demiştik. Ancak pratik birtakım adımlara ve somut göstergelere ihtiyaç olduğunu da söyledik. Çeşitli açıklamalarımızda da bunu ifade ettik. Şimdi devlet yetkililerinin bazı açıklamaları var. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından hem cumhurbaşkanı yardımcılarının ve parti sözcülerinin açıklamalarından hem de örgüt yöneticilerinin açıklamalarından anladığımız kadarıyla önümüzdeki günlerde silahsızlanma süreci için önemli ve tarihi bir adıma hazırlanılıyor. Evet, yeni bir aşamaya geçiyoruz. Bizimle paylaşılan bilgilere göre, önümüzdeki bir hafta içerisinde birtakım adımlarla birlikte tarihsel bir ana hep birlikte tanıklık edeceğiz. Mekansal olarak da çok söz ediliyor, buna ilişkin pek çok haber var. Bunların doğrudan teyidi ancak tarafların yapacağı açıklamalarla netleşecek. DEM Parti olarak bizimle paylaşılan bilgileri paylaşabiliriz. Kürdistan Bölgesel Yönetiminde olması planlanan bir tarihsel adım ve bu adım da kongre kararlarının gereğine uygun bir şekilde yapılacak.
Türkiye ve Ortadoğu için çok önemli bir gelişmeye tanıklık edeceğiz
Sürecin önemli aktörlerinden biri de DEM Parti. Dolayısıyla biz de bu konuya ilişkin birtakım hazırlıklar yapıyoruz. Bu tarihsel adımın çok önemli olduğunun farkındayız. Henüz içeriğine ilişkin bilgilerimiz sınırlı olsa da bu konunun asıl muhatabı doğrudan biz olmasak da hem tarafların açıklamalarından hem bizimle paylaşılan bilgilerden anlıyoruz ki tüm Türkiye için, hatta Ortadoğu için çok önemli bir gelişmeye tanıklık edeceğiz. Bu gelişme yalnızca bir tanıklık anı değil bir sorumluluk anı aynı zamanda. Hiç kimse sürecin geldiği noktayı bir rehavet anı olarak değerlendirilmemeli. Daha fazla sorumluluk yükleyen, daha fazla somut ve güçlü adıma ihtiyaç duyulan bir aşamaya doğru ilerliyoruz. O yüzden diyoruz ki Meclis çalışmalarına ara vermeden en hızlı şekilde, en efektif biçimde komisyonu kuralım ve komisyon çalışmalarına devam etsin. Şimdiye kadar atılan ve bundan sonra atılacak her adımı çok değerli buluyoruz. DEM Parti olarak önemsiyoruz, bu adımların bizi barışa yakınlaştıracağına inanıyoruz. Ancak barışa yaklaşmak için biz de çok yoğun bir çaba içerisindeyiz. En başından beri her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğumuzu, her türlü özveride bulunmaya hazır olduğumuzu söyledik. Ancak bizim yapıcılığımız, bizim kapsayıcılığımız, kucaklayıcı yaklaşımımız yankı da bulmalı, bir karşılık da bulmalı. Bunun yankısı ve karşılığı ancak siyasi ve hukuki zeminle mümkün olabilir. Şimdi yapılması gereken, bir karar ve iradeyle bu dönemde rehavete kapılmak yerine daha çok çalışmaktır; Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin bu gelişmeler karşısında hedefine ulaşabilmesi için daha çok sorumluluk üstlenmektir. Umudu daha çok büyütmek ve demokrasi alanını daha da genişletmek için cesur davranmazsak, bu süreci kalıcı hale getirme konusunda zorluklar yaşayabiliriz. Bu zorlukları yaşamamak için, süreci dayanıklı hale getirmek için, süreci provokasyonlara kapatmak için, sürecin sabote olmasını engellemek için herkes ama herkes sorumlu davranmalı; herkesin hem yaklaşımı hem dili hem üslubu hem de bakış açısı bu sorumluluk çerçevesinde olmalıdır.
İhtiyaç duyduğumuz şey demokrasi alanını genişletmektir
Barış ve Demokratik Toplum Süreci için 2 bini aşkın buluşma yaptık, çalışmalarımız devam edecek. Hem de bu gelişme karşısında bizim yapacağımız hazırlıklar var. Buna ilişkin planlamalar ve bilgiler netleştikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Elbette Türkiye’de bunlar olurken, antidemokratik uygulamalar da ne yazık ki devam ediyor. Bundan ne kadar rahatsızlık duyduğumuzu, buna karşı mücadeleden taviz vermeyeceğimizi ifade etmek isteriz. Bir yandan operasyonlara hız vererek, öte yandan Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin ruhuna ivme kazandırılamayacağını bir kez daha yinelemek isteriz. Türkiye'de şu anda ihtiyaç duyduğumuz şey demokrasi alanını genişletmek, demokrasi alanını genişletmek için de somut adımlar atmak, bu somut adımları da hukuka ve yasal güvencelere dayandırarak yapmak. Hepimizin güvenden kastı bu, hepimizin beklentisi bu. Tüm Türkiye toplumunun üzerinde uzlaştığı ve mutabık kaldığı nokta tam olarak böyle bir nokta.
Önemli olan çatışmasızlık halinin kalıcı bir hale getirilmesi ve savaşın son bulmasıdır
Soru: Atılacak tarihi adımlardan bahsettiniz?
Önümüzdeki hafta, Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Çağrısına ve 12 Mayıs’ta alınan kongre kararlarına uygun bir tarihi adımın atılmasını bekliyoruz. Tam olarak bir gün veremiyoruz size. Takdir edersiniz ki bu bizim inisiyatifimizde gelişen bir şey değil. Tarafları var bu sürecin. Doğrudan taraflarının açıklama yapması gerekiyor. Ama devlet yetkilileri ve örgüt yöneticilerinin açıklamalarından ve bizimle paylaşılan bilgilerden süzülen yeni aşamaya ilişkin gelişme şudur. Önümüzdeki hafta bu kongre kararlarına uygun, yani silahsızlanmayla ilgili bir gelişme bekliyoruz. Hangi gün olacağı henüz net değil. Irak Kürdistan Bölgesinde olacağı tarafımızla paylaşılan bilgi. Erbil mi Süleymaniye mi şu anda netleşmiş değil. Ama fark etmez hangi şehirde olacağı. Önemli olan böyle tarihsel bir ana yaklaşmamız. Önemli olan bu süreçte artık yapılması gerekenlerin tüm taraflar açısından yapılması. Çatışmasızlık halinin kalıcı hale getirilmesi, savaşın son bulması, silahların tümden devre dışı bırakılması için gereken neyse artık onun yapılması. İkinci sorunuz Sayın Öcalan'dan bu konuya ilişkin bir açıklama beklenip beklenmediğiydi. Sayın Öcalan’dan da birkaç gün içinde bu konuya dair bir açıklama gelmesini bekliyoruz.
Soru: DEM Parti kaynaklarından alınan bir bilgiye göre Duhok’ta silahların bırakıldığı ve yarın bunun görüntülerinin servis edileceği yönünde bir haber var. Ne dersiniz?
DEM Parti kaynaklarına dayandırılan bilgiyi DEM Parti olarak teyit etmediğimizi söylemek istiyorum. Bizim kaynaklara dayandırılmış bir bilgi yok, çünkü bizim böyle bir bilgimiz yok. Sanırım anlaşıldı bizdeki bilgi. Biz bu gelişmeyi önümüzdeki hafta içinde bekliyoruz. Birkaç gün içinde de Sayın Öcalan’dan konuya ilişkin bir açıklama ve mesajın gelmesini bekliyoruz. Biz Sayın Öcalan’ın artık özgür çalışacağı koşullara erişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu açıklamanın görüntülü olmasının etkisinin çok farklı olacağını düşünüyoruz. O nedenle Sayın Öcalan’dan bundan sonra gelecek açıklama, mesaj ve değerlendirmeler artık bu sürecin içinde normal hale gelmeli, bir rutine dönüşmeli. Kendisi temas kurabilmeli, farklı kesimlerle görüşebilmeli; başvuran, görüşmek isteyen kesimler de kendisine ulaşabilmeli.
Soru: Görüntü mü gelecek?
Bizim beklentimiz ve temennimiz bu açıklamanın görüntülü olması. Biz DEM Parti olarak beklentimizi ifade ediyoruz. Mesajın nasıl geleceğine ve içeriğine ilişkin bilgimiz yok. Bizimle paylaşılan bilgiye göre, birkaç gün içinde Sayın Öcalan’dan söz konusu gelişmeyle, yani süreci yeni bir aşamaya taşıyacak gelişmeyle ilgili bir açıklama geleceği. Bu açıklamanın görüntülü olmasının çok etkili ve faydalı olacağını, toplumsal beklentinin ve talebin de bu olduğunu görüyoruz yaptığımız görüşmelerde. Bunu önemsediğimiz için de yinelemek istedim. Bu, mesajın görüntülü olacağına dair bizde bilgi olduğu anlamına gelmez, bir temenniyi ifade eder.
Değerli Türkiye halkları, toplumsal barışı ve Türkiye demokrasisini birlikte inşa edebileceğimize inanarak kararlı, heyecanlı ve coşkulu bir şekilde bu sürece sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğunu gün geçtikçe daha iyi görüyoruz. O yüzden Barış ve Demokratik Toplum Sürecini hedefine ulaştırmak için, eşit bir kardeşlik için, demokratik bir Türkiye için herkesi yan yana gelmeye davet ediyoruz. Çok teşekkür ederim.