Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Neler Oluyor?

Mersin de en son AŞI skandalı ortaya çıktı.

Ondan önce bu köşede DEVLET açısından, millet ve memleket açısından önemli olan bir ihale mevzusunu dile getirdik. Linkini veriyorum. https://www.haberanaliz.net/makale/sbys-iptali-sonrasi-dikkatli-olmak-lazim-1852

Şimdi bana e posta atılıyor. İhaleyi iptal eden il sağlık müdürünü aldırmak için bu işten nemalandığı söylenen onlarca siyasi devreye girmiş. Hatta bunların sağlık bürokrasisi içinde görev almış iş birlikçileri de sağlık müdürü gitsin söylemlerine destek veriyorlarmış. Yazık. Herkes devleti kemirmekten ve kemirtmekten yana. Devletin kör kuruşunu düşünen yok mu? 6-7 yüz bin liraya hallolabilecek bir iş 14-15-20 milyona (yani trilyona) neden mal edilir? Neden herkes kör- sağır-dilsizi oynar? Neden devletin çıkarının yanında değil de taşeron ve firmaların çıkarı yanında yer alınır? Nitekim devletin müfettişlerinin tarafsız gözlüklerle yaptığı soruşturmalarda 2017 yılı için o kadar zimmet çıkması, birçoğunun mahkemeye düşmesi de mi görmezden geliniyor? Diğer taraftan, Devlet, bu işi, kendi, neden kendine ait bilgisayar yazılımcıları, mühendisleri aracılığı ile yapmıyor? Yazılım yapmak bu denli zor mu? Her yerde ayrı firmadan bu işi satın almak niye? Bu devletin kaynakları neden hor kullanılıyor? Tüyü bitmedik yetimin hakkına sahip çıkan olmayacak mı?

Geleyim aşı skandalı olayına.

İşte bizdeki linki: https://www.haberanaliz.net/haber/mersinde-asi-skandali-buyuyor-12732

Sağlıkta Garip işler devam ediyor ve ben artık aklımla alay eden bazılarına çok bozuluyorum. Uzunca bir süredir, Mersin'deki Sağlık sistemini ele aldım, bu konu ile ilgili birçok yazı yazdım. Olmadık hakaretler, olmadık tehditler, olmadık küfürleri arkamdan sallayan sallayana... Ama bunların hiçbiri, beni doğru bildiğin yoldan şaşırtmadı. Çünkü ben Devletin malı deniz yemeyen domuz şeklindeki zehirli sloganı, yazdığım yazılar ile şu şekilde değiştirdim: Devletin malı deniz bir lokmasını yiyen domuz... Hayat felsefem, Dürüstlük ve doğruluk üzerine kuruludur. Ben burada eleştirel yazılar kaleme aldım. Bir yöneticiye eleştirmek günah değil, sevaptır. Bütün makam ve mevkiler, oturan kişilere emanettir, kimsenin tapulu malı değildir.  Yöneticilikte tek Kriter Liyakat ve ehliyet olmalıdır. Kamudaki yönetici, makam sahibi, ceketi ile girip ceketi ile gitmelidir.  En ufak bir eleştirimde dahi, koltuğum gidiyor korkusuyla önüne gelene savaş açmak, kelleler kopartmak, hiç insani bir davranış değildir.  Kamu hak ve imkânlarının yerine ulaşmasına engel olmak, bu suç işleyenleri zırhlamak, kılıflamak, yani korumak, suçtur. Benim tek derdim, Allah rızası için hakkın yerini bulmasıdır. Tüm bu saiklerle diyorum ki, devletin denetleme mekanizması artık çok ciddi şekilde işlesin.

Toros Devlet Hastanesi'nde meydana gelen aşı olayını tüm Türkiye ilk kez benden duydu. 

Maalesef aşı olayının ötesinde sürecin doğru yönetilmesi ile ilgili birçok sorunu daha dile getirmiştim.

En basiti, yakın zamanda meydana gelen sterilizasyon ihalesi ve sonuçlarını ele almıştım.

Hiçbir yetki belgesi olmayan, Bu konuyla ilgili hiçbir iş deneyimi olmayan, çalıştıracak işi bilen personeli dahi olmayan bir firmaya, siyasi sebeplerle bir ihale veriliyor ve devletin Koskoca sterilizasyon ünitesi çalışamaz hale geliyor. Çünkü Firma bu işi bilmiyor, işten anlayan tek bir çalışanı dahi yok ama İhale kanunun hiçbir yerine sığmayan bir ihale yönetimi ile süreç çıkmaza giriyor, işin sorumluları hesap vermiyor.  Hesap soracak makam, maalesef işin sorumlularını koruyor meydana gelen kamu zararı da yine kamunun sırtına biniyor. Keza aynı şekilde Toros Devlet Hastanesi'nde yapılan yanlışlıklar sonucunda asansöre bir yedek parça dahi alınamaz duruma geliniyor. Durum kotarılıp oradan buradan toplama parçalarla hastane çalışanlarının hastaların ve hasta yakınlarının hayatı tehlikeye atılıyor. Şimdi diyorum ki, Eskiden devletin bir denetleme mekanizması vardı.  Devletin müfettişleri gelir, bu tür olayları araştırır, raporlar hazırlar ve neticesinde kamu vicdanı rahatlardı. 

Diyorum ki ey yetkililer, Lütfen bu iddiaları tarafsız gözlüklü bakanlık deneticilerince araştırın, kamuoyundaki rahatsızlığı giderin. Bakın, aşı krizi çok önceden ben geliyorum diye diye geldi. Tüm Türkiye Bugün Toros Devlet hastanesindeki aşı skandalını konuşuyor.  Zamanında müdahale edilip yetkililere önceki yanlışları ile ilgili hesap sorulsaydı, inanın bugünkü olan aşı krizi olmazdı.

Aşı skandalının gerçek müsebbibi mutlaka bulunmalı bu konu sonuna kadar araştırılmalı. Bu aşı aynı zamanda bir ilaçtır. Hastanenin Eczanesi'ne giriş yapılmalıdır ve bunun bir maddi değeri de vardır.  Hastane İdaresi tüm bunlardan sorumludur. Olayın iki kişi üzerine yıkılarak sorumluların kendi paçalarını sıyırmaları asla kabul edilemez.  Yönetim bu işten mutlak sorumludur.  Başhekim, Hastane müdürü, aşı sorumlusu hemşire bu olayın takibini doğru yapmalıydı. Aşı personele yetmeyince kolay ortaya çıkıyor.  Yani fazla çıksa sorun yoktu. Bu gösteriyor ki yönetimin bu konuda büyük zaafı var. Umarım bu olayda suçsuz günahsız insanların üzerinde kalmaz. Gerçek sorumlulardan hesap sorulur.

Niye böyle diyorum biliyor musunuz?

Kanunlar ve nizamlar ne denli mükemmel olursa olsun, onu tatbik edip uygulayacak insanın içerisine hak ve adalet sevgisi girmemiş ise, netice her zaman tersine tecelli edecek, adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar, hak yerine haksızlık hâkim olacaktır.

BU ARADA MUĞLADA'NDA OKURLARIMDAN E POSTA ALDIM. Benim buradaki uyarı ve yazılarımdan sonra, sağolsun oradki makam sahipleri, çalışanlarına TEŞEKKÜR ve TAKDİR dağıtmış. Allah razı olsun. Sadece devletin sopasını göstermeyecek, sevgi ve şefkatinide böyle göstereceksiniz. Var olun.

ALLAH, DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN.

Baki Selam ve Dua ile.

www.haberanaliz.net

CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ. 

Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.

CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES: batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com