Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

KHB Mersin de iş bilen yok!

Genel Temizlik ihaleye çıkmış. Mersin İli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği, Sekreterliğe bağlı Sağlık Tesislerinin malzemesiz genel temizlik hizmet alımı işi ihaleye çıktı. İhaleye iki kısım olarak ayarlamışlar. İdari şartname ve Teknik şartname evlere şenlik hazırlanmış. Yine aynı ekip ve takım. Bir kişi ilave ile yollarına devam etmişler.

İhale kayıt numarası: 2013/86669, İhale tarihi:13.08.2013,İhale saati:10.00 olarak belirlenmiş. Bu ihalenin alt yapı ve dosyaların hazırlanmasıyla İlgili personel ise; Uzman Sıraç ÇALIK - Uzman Mustafa SARI - İdari Mali Hiz.Müd. Yrd. - Selehattin GÖKSU olarak Genel Sekreterlikçe belirlenmiş. İş, tam iki yıllık, 24 aylık olarak belirlenmiş. Niye 2 yıl niye 24 ay, neden her yıl tekrarlanacak şekilde yapılmamış, bu şekli ile ihale edilmesinin kime, nereye faydası var onun da ayrıca izahatı ve tahkikatı gerekir.

İdari şartname tam 30 A-4 sayfası. Sayfaları öyle hoyrat kullanıyorlar ki, israf hat safhada. Cümleler arasında boşluklar, satır araları oldukça açık, maddeler arası boşluklar, baştan savma, özensiz bir çalışma.  Teknik şartnamede öyle…  O da 28 sayfa. Aynı özensiz çalışma orada da mevcut. Toplam 2 kısım 12 sağlık tesissiz malzemesiz genel temizlik hizmet alım işi demişler ve Mersin ilini iki kısma bölmüşler. Hemen, daha şartnamenin birinci sayfasında, hiç okunmadan imza atıldığı, her halinden belli olan kelime hatalarına, maddi hatalara rastlıyorsunuz.

Mesela: “Toplam 2 kısım 12 sağlık tesisis malzemesiz genel temizlik hizmet alım işi” cümlesi ve başlığındaki koyulaştırdığım yer. Tesissiz olacağı yerdetesisis olmuş… Günlerdir üzerinde çalışıyorlar ama yazım hatası ve maddi hata dolu. Bu arkadaşlar UZMAN ya, şartnameyi çok güzel hazırlamışlar (!)Şartnamede;

1 - BİRİNCİ KISIM

a) Mersin Devlet Hastanesi

b) Mersin Toros Devlet Hastanesi

c) Mersin Agız ve Diş Sağlığı Merkezi

d) Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi

e) Tarsus Devlet Hastanesi

f) Erdemli Devlet Hastanesi

2. " İNCİ KISIM

a) Silifke Devlet Hastanesi

b) Mut Devlet Hastanesi

c) Gülnar Devlet Hastanesi

d) Bozyazı Devlet Hastanesi

e) Aydıncık devlet Hastanesi

f) Anamur Devlet Hastanesi

Bu hastane ve sağlık kuruluşlarından oluşuyor. Buralara kaçar kişi alacaklar ise onu belirlemişler, asgari ücretin ne kadar fazlası verileceği, kime verileceği belirlemişler (!) Fakat Ağız Diş sağlığı ile ilgili bir hususu gözden kaçırmışlar. Orası yataklı tedavi yapmadığı için oradaki işçiye yemek meselesini yanlış yapmışlar. Bunun içinde zeyilname düzenlemek zorunda kalmışlar. 18.7.2013 günlü 10803 sayılı Genel Sekreter Yavuz Gözükara imzası ile KİK’ bildirilen ve firmalara bildirilen zeyilname de Evlere şenlik. İdari şartnamenin 25.3.2 maddesi “a” bendi için bir zeyilname yapmışlar. Yine aynı zeyilname içindeunuttukları bir başka önemsiz (!) hususu yerleştirmişler. Hepsi uzman arkadaşlar olduğu için böyle uzmanlık gerektirmeyen işleri sonradan zeyilname ile düzeltme yoluna gidiyor, devletin zamanını, işini gücünü böyle şeyler için kullanıyorlar (!) Adamlar böylesine ciddi bir hizmet alımı işinde yasaların emrettiği özürlü (engelli) SAYISINI BELİRLEMEMİŞLER. İTİRAZLAR VE HATIRLATMALAR OLUNCA TUTMUŞ BUNUDA ZEYİLNAME İLE BELİRLEMİŞLER. Ve işin garibi 18.7.2013 günlü 10803 sayılı Genel Sekreter Yavuz Gözükara imzalı zeyilnamede iş kanununun 30 maddesine atıfla böyle bir düzeltmeye gittiklerini belirtip, İdari şartnamenin 20.2 maddesi gösterilerek düzeltmeye gidilmiş. Ve genel bir düzeltme gerek görülmüş. İki kısma ayırdıkları için işi, birinci kısım için 25 özürlü (engelli), ikinci kısım için 5 kişi koymuşlar. Toplam 30 özürlü (engelli) kişi yani. Çünkü ihtiyaç toplamda 987 kişi yüzde 3 olarak unuttukları bu hesaplamayı da sonradan şartnameye zeyilname ile eklemişler. İdari şartnamenin 25.3.1 de belirlenen bir ve ikinci kısımda işe alınacak kişiler arasında genel yönetici ve ekip başları için Asgari ücretin % 35 fazlası ücret verilmesi öngörülmüş. Diğerleri için ise asgari ücret belirlenmiş. İdari şartnamenin nasıl baştan savma hazırlandığını gerçekte bu işin UZMANLARI gelip incelesinler anlarlar. Şartname metnini İnternetten indirip, sağını solunu kesip düzeltme ile şartname hazırlanırsa olacağı bu. Mersin’de işler hep böyle. Bundan daha iyisi Şam da kayısı derler ya, işte öyle…

Aynı işin bu kez TEKNİK ŞARTNAMESİNİ ele alıyoruz. Aynı işin idari şartnamesinin başlığında iş tarifi yapılırken ne deniyordu? “Mersin İli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği, Sekreterliğe bağlı Sağlık Tesislerinin malzemesiz genel temizlik hizmet alımı işi”

Teknik şartname başlığında işin tarifi yapılırken ne diyor? “Mersin İli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliğine bağlı Sağlık Tesislerinde Genel Temizlik – Taşıma Hizmetleri ve Temizlik Ekipmanları Teknik Şartnamesi” diyor. Her iki şartnameyi beraberce dikkatle okuyun yazılım ve açılım farkını kendiniz görün. İki şartnamenin üzerinde başlıkta ve tanımda farklılık bariz bir şekilde ortaya çıkıyor.

Muş’un Varto ilçesinde hiç okul yüzü görmemiş ZÜLFO dayıyı bile getirsek bunu okur okumaz durumdaki vahameti kavrar.  Ama bizim Genel sekreterlik bünyesindeki bu işle ilgili uzmanların umurunda bile değil, çünkü akla ve fikre ihtiyaçları yok. Vatandaşlarımız her şeyin en iyisini, alasını bilenlerden oluşturulmuş (!) İki başlığın arasında ki en bariz görünür fark şu:“Genel Temizlik – Taşıma Hizmetleri ve Temizlik Ekipmanları” Bu teknik şartnameyi kimin hazırladığı ise, atılan imzaların altına isimleri yazılmadığı için anlaşılmıyor. Oysa kim hazırladı ise ismi ve unvanı yazması gerekir. Şartnamenin her sayfasında 8 parafe sonunda ise 8 imza var. Ama kimin imzası, isimleri ne, konmamış. Bu teknik ve idari şartnameleri hazırlayanları önceden belirliyorsunuz. İşin ehli ve uzmanı olmayanları şartname hazırlıklarını almanız doğru değil. Acaba böyle bir görevlendirme mi var ki, isimleri açmamışsınız? Neyse… Teknik şartnamenin üçüncü maddesinde çalıştırılacak personelin niteliği anlatılmış. Personel sayısı ve eğitim durumları ek birde belirtilmiş diyor. Personelin Nitelikleri başlıklı kısımda ise 18 yaşından küçük olmayacak “işçiler sağlıklı temizlik ve taşıma işlerini yapma becerisine sahip kişilerden istihdam edilecektir” demiş.  Bu beceriyi nasıl tespit edecekler doğrusu merak ettim, şu ana kadar çalışanlar arasında böyle bir beceri imtihanına tabi tutulan olmadı. Bunu tespit için bir imtihan mı yapacaklar, nasıl belirleyecekler, bunun açıklanması kamu yararınadır, ileride insanlar işe alınırken istismarı, suiistimali, torpili ve icazeti önler.

Şimdi esas önemli husus ne? Şu uzmanlar var ya, zeyilnamede 4857 sayılı yasaya atıf yaparak düzeltmeye gitmişlerdi. Burada PERSONELİN NİTELİKLERİ başlıklı alanda yine 4857 sayılı yasaya atıf yapılmış ve açılım yapılmış. Şöyle; “Yüklenici 4857 sayılı iş kanununun 30. Maddesinde yer alan:engelli, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırma zorunluluğu hususuna uyacaktır” denmiş. Bakın burada ilgili maddenin açılımı yapılmış. Burada teknik şartnameye göre ne diyor?

 “Engelli, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırma zorunluluğu”

Zeyilname yapılarak düzeltme yoluna gidilirken ne demiş? Sadece özürlü (engelli) personel sayısı dikkate alınmış. Düzeltme özürlü (engelli) personel sayısına göre belirlenmiş ve sadece özürlü (engelli) istihdamı için bir oran belirlenmiş. Teknik şartnamedeki açılım olan Eski hükümlü ve terör mağdurları için idari şartnamede bir açılım ve izahat yok. Zeyilnamede de (yapılan düzeltme dede) bulunmuyor.

Bir dikkat edilmesi gerekende şu… Teknik şartnamede Engelli ifadesini ve yazılımını kullananlar, idari şartnamede ve yapılan zeyilnamede Özürlü ifade ve yazılımı kullanıyorlar. Oysa Engelli demek SAĞLIK KURULUŞUNA yakışır ifade tarzı olmalı. Bundan sonra buna da dikkat etsinler. Özürlü diyerek ve denilerek insan onuru ayaklar altına alınmamış olur.

PERSONEL DEĞİŞİKLİĞİ başlıklı kısımda izahatlar yapılmış. “Yüklenici firma, idarenin haberi ve onayı olmadan ve gerekçe göstermeksizin personel değişikliği yapamayacaktır” demiş. Bu şekilde bir ibare koymuşlar ama işlerine geldiği gibi adam alıp, adam çıkartırlar, kimsede işçinin hakkını koruyacak tedbirleri almaz. Çünkü gerekçeyi istedikleri gibi taşeron firma ile paslaşarak ayarlarlar. Ucu açık madde yapıyorlar ki, eskisi gibi keyfiyet devam etsin. İşten atılacak, işine son verilecek, görev yeri değiştirilecek kişilerin hangi sebeple, ne amaçla, neden ve niçin işten atılacağı, işine son verileceği, görev yeri değiştirileceğinin bu madde içinde geniş çaplı izahı ve ayrıntılı dökümü gerekir. Var mı? Yok. Ucu açık yuvarlak tanımlar ile geçiştiriyorlar. Orada çalışanlar KÖLE değil ki, MARABA değil ki, insan…Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı… Yasalardan doğan haklarını ellerinden almaya gerek var mı? Bu maddelerdeki içerikler o haklarını öldürüyor. Gasp ediyor. Bunu hazırlayanlar bunu bilmiyor mu? Bilmiyor ise niye uzman olmuşlar? Biliyorlar ise, amaçları ne? İnsanların yasal haklarını elinden alacak yada törpüleyecek şekilde 4077 sayılı TÜKETİCİYİ KORUMA KANUNU ve yürürlükteki mevzuatlara aykırı yapmak ilerde her iki tarafa da sorun yaşatacaktır. Ayrıca KENDİNİ uyanık sanan BÜROKRAT KESİMDE BU UCU AÇIK MADDEDEN istediği gibi faydalanacaktır. Olan, çalışan gariban işçiye olacaktır.

Şartnamenin 5. Sayfasında bu işçilere eğitim verileceği kimlerin vereceği belirtiliyor. Ama ucu açık izahatlar yapılmış. Zaten eskiden beri işin ifasında da baştan savma eğitimler veriliyor. Ciddi bir mesleki eğitimden geçtikleri yok.

Yine aynı sayfada diğer hususlar başlığı adı altında tanımlanan yer ise güler misiniz, ağlar mısınız cinsinden. Çalışanlar hiçbir şekilde ziyaretçi kabul etmeyecekmiş (!) Böyle bir ucube ibare olur mu? Bunlar insan değil mi, hastası olur, acil bir durum olur, acil gelişen iş için adamların yanına birinci derece akrabası ve eşi çocuğu gelmeyecek mi? Bunun açılımını burada adam gibi yapmak zor değil ki. Ziyaret ve ziyaretçisini açacaksınız, işine, gücüne engel olmayacak şekilde tanımlarken bu tür acil durumları da yerleştireceksiniz.İnsanlar yarın bu kesin hüküm yüzünden mağdur olurlar. Onun bunun inisiyatifine, merhametine maruz kalırlar. Yasal haklarını niye kısıtlıyorsunuz? Siz, 657 tabiler, bu şartnameyi hazırlayan muhteremler, çalışma saatleri içinde ziyaretçi kabul etmiyor musunuz? Size devlet böyle bir kısıtlama getiriyor mu ki, siz devletin erki ile işe aldığınız insan evlatlarına bu kısıtlamayı reva görüyorsunuz? Buradaki bu ibarenin hak ve hukuk ile örtüşen yanı var mı? Ayrıca düşünün bu madde orada duruyor. Çalışan işçi idareci ve orada amirin merhametine kaldı. Gidip durumunu anlatıp yalvarıp yakaracak, insanlık bekleyecek. Peki, sorarım size, bu devirde insanlık kalmış mı? Niye işi merhamete bırakıyorsunuz. Bir olacak işi bile isteseniz, ırzına, namusuna göz dikenler çıkıyor. Çalışanları ona buna neden mahkûm ediyorsunuz? İşçinin yasal hakkını adam gibi koruyacak maddeler neden koymuyorsunuz?

Ayrıca bu maddenin uzantılarında, 6 sayfaya denk geliyor, yükleniciye acayip sorumluluklar yüklenmiş, oluşacak zararlar ile ilgili tazmin hususunda ve sorumluluk hususunda ucu açık maddeler burada da devam ediyor. Cümlelerin arasına “bu hususta idarenin tutacağı tutanak esas alınacaktır” ibaresini koymuşlar. Yani idare, firmayı bu madde ile istediği vakit sıkıştırıp, istediğini, istediği gibi yapma yoluna gidebilir. Bir zarar ve ziyan varsa, bu işle ilgili Tutanak tek taraflı tutulur mu? Tutanak tutulurken, en az iki kişi ile tutulur ve tarafları bağlayacaksa, taraflarda tutanak tutulurken çağrılır. Tek imza ile tutanak olmaz. Ayrıca taraflardan kim imzalamak istemiyor ise, o tutanağa imzadan imtina etmiştir denir, bir üst amir çağrılıp onun huzurunda bu tutanak tutulur. Var mı burada böyle bir tanım. Yok. İdarenin keyfine kalmış. Keyfiyete kaldı mı, maraza doğar. Ve elinizdeki devlet erkini, sopa gibi kullanmaya kalkarsınız, bu demokratik olmaz, usul ve esaslara aykırılık teşkil eder.

Aynı maddenin içinde “çalışanlar, çalışma arkadaşları kurum personeli, idare, hasta ve hasta yakınları ile kişisel tartışmaya giremez” ibaresi koymuşlar. Bu temizlik çalışanları insan değil mi? Bunların çalışma arkadaşları, kurum personeli, idareciler kendilerine yanlış yaparlarsa, kanun dışı iş ve işlem yaparlarsa, idareci ve amirler kanunsuz emir verirlerse tartışmayacaklar mı, hak ve hukukları için konuşmayacaklar mı? Hak arayışına girmeyecekler mi? Bu nasıl bir tanım ve ibare. Keserin sapı hep birilerinin elinde mi olacak yani?

DENETİM başlığı adı altındaki bölümü okuyorsunuz. Denetimi idarenin yapacağını belirlemişler. İsterlerse yüklenici firma temsilcisini de denetime davet edilebilinirmiş (!) Muayene ve Kontrol teşkilatlarının yasa ile görevleri belirlenmiş. Burada o yasal hususları yazarsınız, hukuki şeklini belirirlersiniz.“İsterse firma temsilcisini davet eder” ne demek? Sizin gönlünüze ve keyfiyetinize mi kalmış yani bu işler? Buraya bu ibareleri koyarak bir idareye ve sizlere keyfiyet hasıl etmiyor musunuz? Şartnamenin her yerinde ucu açıklık var ve idare istediği yere çeker. İşine gelirse mantığı ile hazırlanmış. Bir şartname veya sözleşme tek tarafın keyfiyetiyle hazırlanmaz. Yasalar, kanunlar, yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde tarafların hak ve hukukunu koruması yasal zorunluluktur. Tek taraflı hak hukuk korunmaz.

Madde 8 de son kısmında “işçilerin kanun gereği ödenmesi gereken kıdem, ihbar tazminatı gibi yasal haklardan kaynaklanan tazminatlarını firma karşılayacaktır. Firma kurumdan bu hususta hiç bir şekilde ödeme talebinde bulunmayacaktır” denmiş. İşçiyi, siz idare olarak, keyfi çıkartıyorsanız, siyasi yâda ideolojik amaçlar ile çıkartıyorsanız, onun bunun adamı, şunun yakın deyip işten atılmasına vesile oluyorsanız, bu durumda da firma mı bu adamın yasadan doğan haklarını karşılayacak? Böyle saçmalık olur mu? Bunu açacaksınız. Açık açık hangi nedenle işten çıkarılmış ise sebebi ve sebep olanın sorumluluğunu, yasal dayanağını koyacaksınız. Bu hazırlanmış olan idari ve teknik şartnameler iyice incelendiğinde, İşi üstlenen firmayı da, çalışanı da, idareyi de koruyan ve kollayan bir şartname içeriği değil. Yarın anlaşmazlık ve uyuşmazlıklarda maddelerde böyle keyfiyetler oldu mu, mağduriyetler yaşanır. Adil olmaz. Adil olmayan bir şey de yürürlükteki yasaların ruhuna aykırıdır.

Madde 9’da istenen malzeme ve ekipman açıklanmış. Allah rızası için oturun, buradaki istenen makine ve ekipmanların Mersin yerelinde kimlerde olduğunu araştırın. Böyle tarafgir bir madde olur mu? Her hastane için ayrı ayrı tespitler yapılmış. Bu tespitleri kim, kimler, nasıl yapmışlar ve belirlemişler çıksın izah etsinler. İsrafa gerek var mı? En önemli ayrıntı ise bu istenen malzeme ve ekipmanların nitelikleri ve özellikleri. Neye göre hangi kriterlere göre belirlendi? Bunların tahkikatında fayda var.

Geliyorum Teknik şartnamenin 23. Üncü sayfasındaki belirlenen hususlara.  Bu sayfada PERSONEL SAYILARI VE EĞİTİM DURUMLARI BELİRLENMİŞ (!)

Sözde Kamu Hastaneler Birliği çatısı altında daha çağdaş, modern donanımlı olacaklar ve kalite ile verimliliği arttıracaklar ama eski usul ve alışkanlıklardan bir türlü vazgeçemiyorlar.

MDH için bir kişi genel yönetici belirlenmiş ve en az lisans mezunu demiş, yani 4 yıllık eğitim olmazsa iki yıllık da olur anlayışı hâkim. Kesin ifade yok.  Ekip sorumlusu 6 kişi demiş ve buna da en az ön lisans demiş, iki yıllık okul yani. Burada da kesin hükmü amir bir madde yok. Ucu açık, olursa olur, olmaz ise bakarız duruma şeklinde. Temizlik yapacak taşıma yapacak olanlar ise 251 kişi bunlar içinde en az ilkokul mezunu demiş, 3 kişi de tıbbi atık personeli olarak alınacak bunların eğitim durumu belirlenmemiş. Toplamda 261 kişi oluyor. Böyle ucube madde olur mu?

Tıbbi atık personeli bir defa bu işin eğitimini almış ehil kişi olması lazım,onların eğitim durumu hiç belirlenmemiş. Temizlik personeli en az lise mezunu olmalı. İlkokul mezunu ile kocaman hastanede bu işlerden verim almanız ve kaliteli hizmet almanız mümkün değil. Belediyeler bile yollarda süpürge yapan temizlikçileri lise mezunundan alıyor. Genel yönetici 4 yıllık mezun olmalı, ekip sorumluları 2 yıllık mezun olmalı diye kesin hükmü amir ifadeler koymanız lazım. Ayrıca hangi okuldan mezun olması gerektiği, hangi ihtisas alanında eğitim almış olması gerektiğini açıkça yazmanız lazım. Muallak laflar, insiyatife ve keyfiyete bakan cümleler koymak yanlış üstüne yanlış getirir, istismara açıktır. Bu işi sözde, yeni bir anlayış ile, yeni bir idari kadro ile, yeniden yapıyorsunuz. Yeniden yaptığınıza göre her iş çağdaş, modern ve günün koşullarına uygun olmalı. Bunu niye göz ardı ediyorsunuz?

TOROS DEVLET HASTANESİ kısmına bakıyorsunuz, Burada sayı toplamda 114 kişi. Genel yönetici bir kişi, ekip sorumlusu 3 kişi olarak belirlenmiş. Burada,MDH göre, genel yöneticinin tahsili eğitim şeklide açıkça yazılmış. MDH keyfiyeti her alanda göstermekten hiç çekinmiyor. Alışkanlık haline getirmiş.

Kadın Doğum hastanesinde de durum farklı değil. Genel yönetici için en lisans mezunu demiş işin ucunu açık bırakmışlar. Buradaki kısımlara ayrılan hastaneleri tek tek yazmaya gerek görmüyorum. Benim ne demek istediğimi yetkililer anladı. Açsın bir zahmet şu yazdığım hususları ilgili şartnamelerde kendileri de okusunlar. Her hastanenin bu işle ilgili personel niteliği, eğitim seviyesini farklı farklı yazmışlar. Bu bir şartname…  Karşılıklı uyulması gereken metin... Bu metni siz idareciler hazırlıyorsunuz. Elinize gelen verileri okumuyor musunuz? Niye farklı farklı metinler çıkıyor? Tek bir yerden ihalesini yapıyorsunuz, okursunuz, incelersiniz, hepsini karşılaştırır, doğru olanı ortaya çıkartır ve ilgili birimlerinizin bu işle ilgili kişilerini çağırır ihtiyaç tespitlerini ve içeriklerini düzelttirirsiniz. Bunu yapmak zor mu? Sayı belli.Nitelik, eğitim durumunu ve kaç bayan kaç erkek ekip sorumlusu olacağını açık açık yazarsınız. Bazısında var, bazısında yok. Bunları başından belirlerseniz, sonradan torpile, icazete, keyfiyete gerek kalmadığı gibi, milletin ırzını namusunu da korumuş olursunuz (!)  Hangi devirdeyiz, hangi ortamdayız, siz halen ilkokul mezunları ile iş sürdürmeye gidiyorsunuz?

Genel yöneticiler 4 yıllık olmak zorundadır diyecek, Toros ve Tarsus’un yaptığı gibi açık açık mezun olduğu alanları yazacaksınız. Olursa iyi olur demeyecek, olmak zorunda diyeceksiniz. Kesin hükmü amir ibareler koyacaksınız. Ekip sorumluları içinde 2 yıllık yüksek okul mezunu olacaklar, bunların bir yâda ikisinin bayan olması şartını da her sağlık kuruluşu için de ayrıca koyacaksınız.

Orada sadece erkekler çalışmıyor, kadınlar çoğunluklu çalışıyor. Eğer eşitlik ise kadınlarında yönetimde yer almasını sağlayacak ve bunu kesin hükmü amir cümleler ile orada bağıtlayacaksınız. Bir kadının adap ve edep ile ilgili bir mevzunu bir erkek idareciye anlatması ayrı, bir bayan idareciye anlatması ayrı. Bunları hak ve hukuk çerçevesinde adil bir şekilde gözeteceksiniz.

Temizlik ve taşıma yapacak olanlar lise mezunu olacak diyeceksiniz burada da bayan ve erkek sayısını belirleyeceksiniz.

Tıbbi atık taşıyacak olanlarında bayan ve erkek olarak ayıracak aynı zamanda eğitimini, sertifikasyonunu yazacaksınız.

Yazmazsanız ne mi olur?

Eskiden olduğu gibi kara düzen gider. Hiçbir verimi, kaliteyi yakalamanız mümkün olmaz. Emmim alışverişte görsün diye iş yapmayın. Dünya ölümlü dünya… Orada ekmek yiyecek olan çalışan kesimin hak ve hukukunu da koruyun, güvence altına alın. Bu maddeler muallak, yuvarlak, toparlak maddeler olmuş.  

4 yıllık mezun kişinin alacağı ücreti, 2 yıllık mezun olanın alacağı ücreti ve lise mezunu olanın alacağı ücreti işinin riskine göre belirlemek zor değil. Bunları belirledikten sonra yaklaşık bedelinizi tespite geçin. Böyle şartname ve içerik mi olur? Olur. Geçmişten beri böyle gelip böyle gidiyor. İdarenin adının KHB olması, bir takım özerklikler verilmesi sonucu değiştirmiyor. Olaylara bakış kafası ve zihniyet aynı. Genel yöneticiye asgari ücretin yüzde 35 fazlası verilecek demiş geçmiş gitmiş. Yazıktır günahtır.

İşin garibi bu ekip ve takımın çoğunluğu, şimdiki makamları kapmak için hızla sağlık idaresinde yüksek lisans yaptılar. Nasıl yaptılarsa.. aha burada yazdım uyardım. İhalenin yapılacağı sekizinci aya kadar daha çok süre var. Gelin şu işleri adam gibi bir zeyilname ile düzeltin.