Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Sağlık Bakanı Bunları biliyor muydu?

Sağlık Bakanı Bunları biliyor muydu?

22 Kasım 2012 günü bu köşeden “Mersin Sağlıkta Seyyit Gıyasettin dönemi…”  başlıklı yazanın içeriğinde alt kısmında Mersin’deki önemli bir yolsuzluk dosyasını dile getirmiş ve demiştim ki; Soruşturma numarası 2010/3191(21), Esas nosu, 2012/10050,  İddianame nosu, 2012/749 olan ve Mersin 3. Ağır ceza Mahkemesinde 2012/349 dosya nosu ile mahkemesi yeni başlayan İHALEYE FESAT KARIŞTIRMAK, RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK suçunun işlendiği, TCK 235/1-a, 43/1, 53/1-2, 204/2, 54, 58, maddaleri gereğince haklarında 12-20 yıl arası hapislik cezası istenen 38 kişinin araştırmasını yapsınlar. Baksınlar bakalım, bunların içinde yargılananlardan ve ağır cezalar istenen iddianamenin kabulü ile YENİ başlayan mahkemede kimler var ve bunlar şu anda KAMU HASTANE BİRLİKLERİ OLUŞUMU ile Mersin ve yöresinde, ayrıca SİNOP’ da hangi görevlere gelmişler? Nasıl gelmişler, niye gelmişler, neden getirilmişler? Kim getirmiş, nasıl getirmiş, niçin getirilmişler? Bu kişilerin bu durumları biliniyor muydu, bilinmiyor muydu? Bakın dosyanın numarasını verdim. Sağlık Bakanımız lütfen açıp okusun. Evlere şenlik bu isimlerin yaptıklarını görsün. Anlaşmalı paslaşmalı tekliflerle devleti nasıl soymuşlar. Devleti nasıl zarar ettirmişler. Üç teklif metodu ile devleti nasıl tırtıklattırmışlar? Aklanmadan, berat etmeden, bu kişiler şimdi birde üst makamlara getirilmişler. Kedinin eline CİĞER TESLİM ETMİŞSİNİZ YANİ! Savcının 24 sayfalık iddianamesine konu olan deliller kapsamında; “Müştekilerin ifadeleri, tarafsız bilirkişilerin yaptığı raporlar, sağlık bakanlığı müfettiş ön inceleme raporları, tanık beyanları, şüphelilerin tevil yolu ile beyanları, şüpheli iki kişinin açık ikrarı, itirafı, ayrıca ekspertiz raporları var.”  Her şey ayan beyan ortada… Ama bu suçları işleyenler 12- 20 yıl ile yargılaması başlayanlar ve bu sevk maddelerinin haklarında  iki kez arttırarak verilmesinin istendiği bu kişiler şimdi en üst görevlerdeler ve paranın pulun idaresindeler (!) Sağlık Bakanının kendi müfettişlerinin, savcılığın soruşturma evresinde tayin ettiği tarafsız Bilirkişilerin, Cumhuriyetin Savcısının “apartman yöneticisi bile olamazlar, herhangi bir derneği, kooperatife, sendikaya, siyasi partiye üye bile olamazlar” diyerek bu memnu haklardan yasaklanmalarını istediği kişileri bulundukları alt makamlardan alıp en zirve makamlara getirmişler. Böyle bir şey olabilir mi? Olur! Burası Mersin.. Kimin eli kimin cebinde belli değil…. DEMİŞTİM.

Bizi yalancılıkla, abartma ve kabartma ile suçlayanlar oldu ise de, biz bu söylemleri arkamızdan atıp tutanları kulak ardı edip, belgeleri ile olayın perde gerisini ortaya koymaya çalışıyoruz. Çünkü burada DEVLETİN MALI, İMKÂNLARININ PEŞ KEŞ ÇEKİLMESİ, ÇARÇUR EDİLMESİ, YASA TANIMAZ TAVIRLARLA KEYFİ YÖNETİLEREK DEVLETE ZARAR ETTİRİLMESİ, ANLAŞMALI VE PASLAŞMALI TEKLİFLERLE DEVLETİN SOYULMASINA GÖZ YUMULMASI söz konusu.  Bu durumu bizi derinden üzdüğü gibi, DEVLETİMİZİN SAHİBİ YOK MU? Var ise neden bu olaylara sessiz kalıyorlar düşüncesine itiyor. Devletin savcısı olayları tespit ediyor. Yetinmiyor, ilgili Sağlık Bakanlığı müfettişlerine olayı havale ediyor, onlarda tespitler yapıyor. Bu tespitlerin karşılığında ortaya çıkan devlet zararını ilgililerden istiyor ödemeyenler ile mahkemelik oluyor. O mahkeme ayrıca devam ediyor. Eylemlerine uyan ceza maddeleri ile ilgilide devlet ilgililer hakkında davayı yeni açıyor. BİRİNCİ DURUŞMASI YENİ YAPILDI. Cumhuriyet Savcısı ise iddianamesini tüm belge ve deliller ışığında Mersin Ağır Ceza Mahkemesine 19.7.2012 günü sundu.  Mahkeme İLGİLİ İDDİANAMEYİ KABUL ETTİ VE sanıklara celp çıkarıp ilk duruşmayı gerçekleştirdi. İlk duruşmada kimlik tespitleri, suçlamayı kabul edip etmedikleri usulen soruldu. Tutanaklara geçti. Bu arada yargılama başlamış oldu.Şimdi diyeceksiniz ki, madem başladı, sen ne yapmaya çalışıyorsun?  Amacımız Mahkemeyi etkilemek değil, amacımız haklarında ağır itham olan, yargıya intikal etmiş dosya içeriğinden beraat etmeden, ilgililerin YENİ OLU ŞAN KAMU HASTANE BİRLİKLERİ üst düzeyinde değerlendirilmeleri ve görev verilmesini gündeme taşımak. Bu yanlış uygulamanın yapılmaması gerekirdi. Ortada devlet zararı var. Görevi kötüye kullanmak var. Hile var. Sahtecilik var ve bunları yapanların mahkemelerinin başlamasının yeni olması ve daha aklanmadan üst göreve getirilmelerinin hukuksuz, etik olmayan, doğru olmayan tarafını ilgili ve yetkililer ile ayrıca kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Uyarıyoruz, o yerli olmuyorlar. Oysa bu hususların tespitini sadece dava açan savcı değil, SAĞLIK BAKANLIĞNIN BAŞ MÜFETTİŞLERİDE RAPOR EDEREK TESPİT ETMİŞLER ve yolsuzluğun boyutunu, hukuksuzluğun boyutunu ortaya sermişler. İlgililere disiplin cezası verilmiş. İlgililer adliyeye sevk edilmişler. Daha aklanma yok. Berat etme yok. Üst makamlara getiriliyorlar. Mantık şu: KESİNLEŞMİŞ MAHKEME KARARI YOK. OLSUN, ALIRIZ (!) Böyle bir mantık ile olaya bakılır mı? Madem böyle düşünüyorsunuz, kendi gönderdiğiniz bakanlık müfettişi raporlarını neden işleme koydunuz? Ve neden bu raporların gereği disiplin cezaları verdiniz! Madem bunu yaptınız, şimdi ne oldu da bu kişileri üst makamlara getirdiniz? Tamamen yanlış, hatalı bir uygulama. Bu uygulamanın iptal edilmesi gerekir.  Sayfalarımızda yayınladığımız ilgili iddianamenin 5 sayfasıdır. Toplam 24 sahifeden ibaret olup, ekinde tonlarca evrak bulunmaktadır. Dosya yargıda. Yetkili ve etkili makam sahipleri acele Tetkik etsinler. Zaman kaybetmesinler. Devlet adına, millet adına, kamunun çıkarları adına.

İHALEYE HİLE KARIŞTIRANLAR TESPİT EDİLDİ

Savcı iddianamesinin 5 sayfasında; “… Yapılan ihbarlarda 130 personel ile Hastane Bilgi Yönetim Sistemi ve personel hizmet alıma işinde 2008 yılından bu yana ihale yapılmadığı, hizmetlerin KİK ‘e aykırı olarak Doğrudan Temin usullerinden 22/C maddesi kapsamında yürütüldüğü; servis tedavi ve pansuman ile acil tedavi arabalarının doğrudan temin limiti altında kalmak için ikiye bölünmek suretiyle alımın gerçekleştiği konusu çok yoğun şikayet yapılması üzerine hazırlık tahkikatına başlanılmıştır. Toros Devlet Hastanesinin belirtilen dönemdeki tüm ihale dosyaları celp edilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Ayrıca şikâyetlerin yoğun ve kapsamlı olması nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen müfettişlerin raporları incelenmiştir. Şüphelilerden A.Atakan KIZILOK, Ayşe ÇEVİK. Can TERZİER, Cavit GÖKTAŞ, Cemal ÇELİK, Erkal BOZ, Erkan YÜNGEVİŞ, Gülayşe ÇİFTÇİOÖLU, Mehmet GÜLTEKİN, Mustafa SARI, N.Murat KUTLUK, Sakine ALT AN, Serap GÖNENÇ, Tamer BERBER, Çiğdem ERKOVAN,. Hüseyin KARADEMİR, Mustafa ERSOY, Ergün ŞAHİN,Kadriye YEŞİLKAYA, Erol ÖZTÜRK, Berrin BAĞ, Ümit Leyla KALENCİK, Selçuk toğa.Mehmet KARAKÜLAH, Süleyman ÜLGER, Şemsettin IŞIK, Kalender AKYIL, Bekir Kazım UZUN' un Toros Devlet hastanesinin düzenlediği ihalelere kamu görevlisi olarak katıldıkları, şüpheliler Erdem KALKAN, Esin KOCAKAPLAN, Cemal ÇAĞLAR, Keziban KOCAKAPLAN. Orhan ŞAHİN, Sait SARI, Yasin DEMİRAĞ, Murat DEMİR, Abdurrahman DALGAKIRAN, Alper Serkan KOCABEYOGLU, Serhan ŞENÖZ’ ün ise ihaleye katılan ve hile karıştıran firma çalışanı veya yetkilisi oldukları görülmüştür…” DİYOR….

Savcı adına 1 olay dediği ve iddianamesine aldığı yolsuzluk ve usulsüzlük işlerinden olan DMO alımı için;  “….. Medikal 2000 antetli ve Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Can TERZİER’ in imza ve kaşesi ile Medikal 2000 firması ve kaşesi ve imzalı belgede, sipariş başlığı altında DMO katalog numaraları yazılmış malzeme ad ve fiyatlarının bulunduğu, verilecek hibe başlığı altında 350 adet kanallı şilte, 320 adet drenaj askısı, 160 adet serum askısı, 15 adet sedye şiltesi yazısının bulunduğu. Kot başlığı altında ise ilk siparişte tüm malzemelerin geleceği, DMO ödenmesinin ilk siparişte sadece karyola olarak ikinci siparişte ise kalan ürünlerin şeklinde yapılacağı. M2T600 3 adet ara alım olarak yapılacaktır, toplam 16.000TL şeklinde ifadeler bulunduğu görülmüştür…..”derken,  Bir başka paragrafında; “…07.08.2007 tarihli ve 7 sayılı malzeme istek formu ve katalog numaralı belirtilmek suretiyle 150 adet M 20 B karyola, 350 adet E02ctajcr„ 250 adet YM O 2 yemek masası, 5 adet M2TI00 acil müdahale sedyesi talebinin yapıldığı, istem formunun 06.08.2007 tarihinde Başhekim Op.Dr. Cavit GÖKTAŞ tarafından onaylandığı ve hastane müdürü Mustafa ERSOY tarafından satın alma birimine 07.08.2007 tarihinde havale edildiği, dolayısıyla söz konusu sahte belgenin. Medikal 2000 firma yetkilisi, Serhan Şenöz, Murat Demir, Çiğdem Aydın, Cavit Göktaş ve Mustafa Ersoy tarafından kullanıldığı, sahte resmi belgenin bu durumunun bilinerek şüpheliler tarafından kullanılarak atılı resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiği…” tespit ediyor. Yine aynı savcı iddianamenin 11inci sayfasında söz konusu şüpheliler (devlet memuru sanıklar) için; “…Hastane yöneticilerinin söz konusu alım konusunda yeterince bilgili olmadıklarını..” belirtiyor. Yine aynı kişilerin “…yaptığı araştırma sonrasında katalog numaraları belirtilmeden hazırlanacak teknik şartnameler ile alım yapabileceği öğrenmesine karşın avansın bir bölümünü geri çekmek suretiyle ve yine katalog üzerinden ürün kodu belirtilerek alım yapılması yolunu seçtiğini…” tespit ediyor. Aynı savcı bu olayın sonunda; “…DMO aracılığı ile yapılacak alımlarda belirlenen düzenlemelere aykırı olarak, parasal sınırın altında kalmak amacıyla alımın ikiyi bölünerek yapılması suretiyle ihale ile yapılmasını engellenmesi fiili 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun Kapsamında görüldüğünden, ilgili hakkında işlem yapılması amacıyla Mersin Valiliği' ne müzekkere yazılmıştır. Söz konusu olay şüphelilerin suç kasıtlarını göstermek bakımından iddianameye örnek olarak konulmuştur..” diyerek tespitlerini mahkemeye sunuyor.

Savcı, adına ikinci olay dediği, servis tedavi ve pansuman ile acil tedavi arabalarının doğrudan temin limiti altında kalmak için ikiye bölünmek suretiyle alım yaptıklarını tespit ediyor. Savcı ; “….Servis Tedavi ve Pansuman ile Acil Tedavi arabalarının doğrudan temin limiti altında kalmak için ikiye bölünmek suretiyle alımın gerçekleştirildiği konusunda yapılan inceleme ile alınan ifadelerin birlikte değerlendirilmesinde; ihale yöntemiyle yapılması gereken alımın Başhekim Op.Dr. Cavit GOKTAŞ' ııı talimatları doğrultusunda KTK kanunun 5. Maddesinde ki “idareler, bu kanuna göre yapılacak ihalelerde, saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenilirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanında karşılanması ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur" ve “eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal ve hizmet alınılan ile yapım işleri kısımlara bölünemez”hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirdiği, bu hususu kendi ifadesinde de malzemelerin aliminin aciliyeti nedeniyle idare inisiyatifini kullanarak doğrudan temin yolu ile alımının yapılması için satın alma servisine talimat verdiği, ayrı ayrı yapılması durumunda bu kalitede bir demirbaş ürünü kısa zamanda alınanın mümkün olmadığını belirtmiştir. Hâlbuki acil bile olsa yapılacak alımda ihale usulünün kullanılması gerektiğinin açık olduğu anlaşılmıştır. Alımın mevzuata aykırı olarak doğrudan temin 22- d ile yapılması için iki ayrı istek formu düzenleyen Başhemşire Çiğdem ERKOVAN ile ihale usulü ile yapılması gereken alımı bölmek suretiyle doğrudan temin ile gerçekleştirilmesi talimatını veren Başhekim Op. Dr. Cavit GÖKTAŞ’, Hüseyin Karademir ve Mustafa Sarının şirket yetkilisi Murat Demirin sorumlu olduğu tespit edilmiştir..” “…Her iki alım arasında 12 gün olduğu ilk önce 8 adet pansuman ve tedavi arabası alımının yapıldığı, ikinci olarak 8 adet Acil Tedavi arabası alımının yapıldığı, ..”“…Bu alımda da hastane yönetiminin yine Doğrudan temin yöntemi bir ihale usulü olmaması ve bir alım olması sebebiyle bu durumu da kullanarak istedikleri firmadan 8 adet pansuman ve tedavi arabası ve 8 adet Acil Tedavi arabası almak istedikleri,…” “…Bu amaçla dönemin Başhekimi Cavit GÖKTAŞ’ ın ifadesinde de belirttiği “MEDİLİNE isimli firmanın Başhemşire, yardımcıları ve Hastane Müdürü olduğu bir ortamda tanıtım yaptığı’ yine bu ifadeyi doğrular nitelikte MEDILINE firmasının sahibi Murat DEMİR’ in” dönemin hastane yönetiminden elinde bulunan malzemelerin tanıtımı yapmak için randevu talep ettiğini, arabaların üretici firması olan KBB isimli firma ile beraber dönemin Başhekimi, hastane Müdürü, Başhemşire, ve başhemşire yardımcılarında bulunduğu bir ortamda tanıtım yaptığını, tanıtım yaptığı ürünlerin beğenildiğini ve mevzuata uygun olduğunu söylediklerini, hastane yönetiminin alım yapılacak ürünün ile ilgili bir teknik şartnamenin hazırlanacağını kendisine söylediklerini, Başhemşirelik belirli dönemde ihaleye çıkılacağını söyledi, kendisine bu ürünle ihaleye katılabileceğini söyledikleri, ilanın açıklanması sonrasında Başhemşire Çiğdem hanım' ın kendisine iki ayrı işlemle ihalenin yapılacağını söylediği, arabalardan birinin şifreli yani kilitli, diğerinin ise özelliği olmayan bir araba olduğu’ söylediği,…” “….Dönemin Hastane Müdürü Hüseyin KARADEMİR’ in yapılan alımla ilgili olarak Dönemin Hastane Müdür Yardımcısı Mustafa SARI' yı yanına çağırdığında ve alımla ilgili bildiklerini sorduğunda Mustafa SARI nın kendisine Başhekim Cavit GÖKTAŞ’ ın kendisini odasına çağırdığını, odasına gittiğinde Başhekim, Başhemşire ve firma yetkilisi Murat DEMİR' in isimli sahsı içerde gördüğünü, kendisine hitaben Mustafa bey biz tedavi ve pansuman arabalarını beğendik, fiyatlarında anlaştık, ona göre tekliflerini ayarla, malzemeleri bu firmadan alacaklarını söyledikleri, bu talimat sonrasında Mustafa SARI’ nın teklif mektuplarını firma yetkilisi Murat DEMİR’ e verdiğini söylediği, Murat DEMİR’ in evrakları doldurduğunu ve Mustafa SARI ya geri getirdiğini, Mustafa SARİ’ nın da gelen evrakları Başhekim Cavit GÖKTAŞ’ a verdiğini, teklifleri Başhekim Cavit GÖKTAŞ’ ın açtığını, en uygun teklif olan Murat DEMİR’ in firması MEDİLİNE firmasından alım yapılmasına karar verildiğini söylediği, Her iki Doğrudan temin ile alınana arabaların toplam tutarı 32.000+32.000=64.000TL olduğu ve her iki arabanında fiyat olarak avnı olduğu ve birim fiyatının 4.000TL olduğu, özellikleri farklı olsa da fiyatlandırmanın aynı olması sebebiyle hastane yönetiminin KİK kanununda belirtilen İhale usulleri yerine yine istedikleri firmadan alını yapmak için doğrudan temin yöntemini kullandığı ve bununda 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu 5. maddesinde; “İdareler, bu Kanuna göıe yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur ilkesinde belirtildiği gibi ihalenin olmazsa olmazlarından olan “rekabet”, “eşit muamele” ve “ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını” ilkelerini ihlal ettiği ve bu durumun Türk Ceza Kanunu 235 İhaleye fesat Karıştırma (2-a-l.) maddesinde belirtilen “İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek ’şeklindeki suçu işledikleri ve KİK kanununda belirtilen ihale usullerinden birini tercih etmeyerek ihaleye diğer firmaların girmelerine engel oldukları görülmüştür…” tespitlerini yaptığı… Savcının adına üçüncü olay dediği, HBYS sistemi hizmet alımı ile ilgili ise şu tespitleri ortaya çıktı: “…..Hastane Bilgi Yönetim Sistemi ile alakalı yapılan 2008/110822- 2009/150552 sayılı açık ihalenin KİK tarafından, diğer 2007/201678 -2008/70113sayılı açık ihalenin ise idare tarafından iptal edildiği, idarece sonuçlandırılabilen 2008/40222 ve 2010/6185 KİK numaralı ihalelerin ise MEDDATA-SFK ortak girişimi uhdesinde kalması dönemin Hastane Yönetiminin iyi niyetli olarak ihaleleri yapmadığı,Sağlık Bakanlığının Genelgesine ve KİK’ de belirtilen ihale usullerinden biriyle yapmakyerine başka firmaların rekabet ortamı içerisine girmesi engellemek amacıyla açık ihalelerin iptal olması için Teknik ve İdari şartnamelerde devamlı olarak eksiklik ve hataların yapıldığı, istedikleri firmayı seçmek için, yaklaşık maliyeti sürekli yüksek tuttukları, nerdeyse hiçbir ihalede hiçbir katılımcının yaklaşık maliyete çok yakın, ayııı veya üstünde teklifte bulunmadığı, yaklaşık maliyetin kasten yüksek gösterilmesi nedeniyle hemen hemen yapılan bütün ihalelerde firmaların teklifleri karşısında aşırı düşük sorgulaması yaptıkları ve yazılı açıklama istedikleri, ve bilahare tercihlerini Meddata firması lehinde kullandıkları, yada ihalenin iptali için bilerek zemin hazırladıkları; 2008/110822 sayılı ihalede komisyon üyesi olarak görev yapan Doktor Serap GÖNENÇ’ in ihale aşamasında “MEDDATA firmasının yeterlilik seviyesinin ihale girmeye müsait olmadığını ve, ihalenin en düşük fiyat veren KAYACI firmasına kalması gerektiğini ve MEDDATA firmasının ihale bu şartlarda giremeyeceğini ve ihale teklifinin geçersiz sayılması gerektiğini belirterek ihale komisyon tutanağına şerh koyarak imza attığını, ancak ihalenin KİK ‘e diğer firmalar tarafından verilen itiraz dilekçeleri yüzünden gittiği ve bu suretle ihalenin KİK tarafından iptal olduğunu” ifadesinde belirtmiş olsa da MEDDATA-SFK ortak girişimi haricinde ihalenin en düşük teklifi veren KAYACI firması tarafından alınmasının engellenmesi için halen Toros Devlet Hastanesi Müdür Yardımcısı Sakine ALTAN’ ın ifadesinde belirttiği gibi '2008/1 10822 KİK numaralı ihale komisyon başkanı olarakgörevlendirildiğini ve bazı firmaların i hale ile ilgili olarak KİK itiraz dilekçesi verdiklerini ve ihalenin KİK tarafından itiraz dilekçeleri için değil Toros Devlet Hastanesince ilan edilen teknik şartname üzerinde ve kimin tarafından yazıldığı belli olmayan bir el yazısı yüzünden iptal edildiğini söylediği göz önüne alındığında hastane yönetiminin ihalenin MEDDATA-SFK ortaklığı haricinde bir fırmada kalmaması için bilerek bir çaba içerisine girdiği, Doğrudan temin yöntemi bir ihale usulü olmaması ve bir alım yöntemi olması sebebiyle dönemin hastane yönetiminin bu durumu da kullanarak MEDDATA-SFK firmasına haksız kazanç sağladıkları ve bu amaçla Mersin Toros Devlet Hastanesinin Hastane Bilgi Yönetim Sistemi ihalelerini Doğrudan Temin yöntemiyle; ihalede MEDDATA-SFK firması alıncaya kadar verdikleri ve bu durumunun 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu 5. maddesinde; “idareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur' ilkesinde belirtildiği gibi ihalenin olmazsa olmazlarından olan “rekabet”, “eşit muamele’ ve “ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını" ilkelerini ihlal ettikleri ve Türk Ceza Kanunu 235 İhaleye fesat Karıştırma (2-a-l.) maddesinde belirtilen “İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek’ şeklindeki suçu işledikleri ve açık ihale yaparak ihaleye girecek olan ve yeterliliği bulunan sair istekli firmalarında ihaleye katılmalarını engelledikleri ve Türk Ceza Kanunu 235 İhaleye fesat Karıştırma (2-a-3.) maddesinde belirtilen “Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu halde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak” şeklinde suçu işledikleri ve ihaleye giren diğer firmaların ihaleyi almalarına engel oldukları. Ayrıca Sağlık Bakanlığı Müfettişinin “01.01.2008-30.06.2010 tarihleri arasında toplam 310.551TL kamu zararına sebebiyet verildiği tespitinden sonra yine Türk Ceza Kanunu 235 İhaleye fesat Karıştırma (3.) maddesinde belirtilen “İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez” şeklinde şuçun işlendiği ve bu suç nedeniyle Toros Devlet Hastanesinde, yaklaşık maliyet hesabında çalışan, ihale komisyonunda çalışan, şartnameyi hazırlayan tüm kamu görevlileri ile ilgili firma yetkililerinin sorumlu olduğu tespit edilmiştir…” DİYEREK çok sayıda suçu ve suç unsurunu tespit etti. Savcının Bakanlık müfettişlerinden sonra ifadesini aldığı çok sayıda şüpheli suçunu itiraf ederken, bir kısmı ise olayı kendi ağzı ile ikrar ederken, bir kısmı ise kabul etmedi. Ve soruşturmanın sonucunda ilgili savcı 24 sahifelik iddianamesini hazırlayarak MERSİN AĞIR CEZA MAHKEMESİNE SUNDUMahkeme iddianameyi kabul etti ve ilk duruşmayı yaptı.

Savcının iddianamesinin sonuç kısmında ise;  “…Gerek Hastane Bilgi Yönetim Sistemi alımları, gerekse de toplamda 16 adet fonksiyonları farklı ama işlevleri aynı tür Acil Tedavi arabası ve pansuman ve tedavi arabası alımlarında dönemin hastane yönetiminin istedikleri firmadan alım yapmak için devamlı bir arayış içinde oldukları, bu amaçla KİK kanununda belirtilen ancak belli bir bedel üzerinden alımı mümkün olan Doğrudan Temin yöntemi ile alımı gerçekleştirdikleri, bunun için ihaleleri KİK kanunun 5. Maddesinde açıkça belirtilen “eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal ve hizmet alınılan ile yapım işleri kısımlara bölünemez” maddesine aykırı olarak bölerek ihale yaptıkları, devamlı olarak Doğrudan Temin ile alım yapılmasının nedenlerinden birinin istedikleri firmadan istedikleri ürünü almak istemeleri olsa da Doğrudan Temin yolu ile yapılacak alımlarda devlet hastane yönetiminin tutum ve davranışlarından dolayı zarara uğrasa bile TCK 257 (1.) maddesinde “Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ şeklinde bir ceza alacaklarını düşünerek TCK 235 ihaleye fesat karıştırma fiillerindeki cezalara nazaran üst ve alt sınırlarının daha az olması avantajının kullanmaya çalıştıkları,  Doğrudan Temin usulünün bir alım şekli olması sebebiyle TCK 235’ de her ne kadar karşılığı olmaması bir avantaj olarak gözükse de ihalenin Doğrudan Temin yöntemiyle yapılabilmesi için ihale konusu mal, hizmet ve yapım işlerinin eşik değerin altında kalmak amacıyla bölünerek yapılmasının 235 İhaleye fesat Karıştırma (2-a-l.) maddesinde belirtilen ‘İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek hükmü uyarınca KİK’ de açıkça belirtilen; Açık İhale, Belli İstekliler atasında ihale ve Pazarlık yöntemleri ile ihale şeklinde değil de yine KİK de belirtilen ve kendi içinde 10 özel şarta bağlanmış Doğrudan Temin yöntemiyle yapılması hastane yönetimi tarafından ihaleyi istedikleri firmaya vermek için böyle bir yöntemin kullanıldığı değerlendirilmektedir…

Şüphelilerden Erkan YÜNGEVİŞ 'in 6 kez, Murat KUTLUK' un 5 kez, Mustafa ERSOY 'un 4 kez, Ergün ŞAHİN 'in 3 kez, Kadriye YEŞİLKOVAN ve Serap GÖNENÇ 'in 2 kez, Erkal BOZ' un 3 kez, Atakan KIZILOK, Cemil ÇELİK, Mustafa SARI, Ümit Leyla KALENCİK' in 1 kez ihale şartnamesine katıldıkları, Can TERZİER, Erkan YÜNGEVİŞ, Murat KUTLUK,Erkal BOZ'un 2 kez, Ergün ŞAHİN, Gülayşe ÇİFTÇİOĞLU, Murat KUTLUK’ un 4 kez, Kadriye YEŞİLKAYA, Mustafa SARΠ'nın 3 kez, Selçuk TOGA, Cemil ÇELİK ve Umit Leyla KALENCİK' in 1 kez vaklaşık maliyet hesabı çıkarmasına iştirak ettikleri, Can TERZİER’in 4 kez, Ergün ŞAHİN, Berrin BAG, Erol ÖZTÜRK, Serap GÖNENÇ, Alakan KIZILOK’un 2 kez, Erkan YÜNGEVİŞ, Erkan BOZ’un 6 kez, Ayşe ÇEVİK, Gülayşe ÇİFTÇİOĞLU, Mustafa SARI, Mehmet GÜLTEKİN'in 3 kez, Murat KUTLUK, Sakine ALTAN, Tamer BERBER, Selçuk TOGA, Süleyman ÜLGER, Şemsettin IŞIK, Cemal ÇELİK'in 1 kez tespit edilebildiği kadarıyla ihale komisyonuna katıldıkları, diğer hastane görevlilerinin ihale açılması için teklif hazırlamada ya da şartları belirlemede görev aldıkları görülmüştür… Bazı şüphelilerin bir kez ihale komisyonuna, şartname hazırlama komisyonuna ya da yaklaşık maliyet çıkarma eylemine iştirak ettikleri görülse bile söz konusu katılımların yaklaşık 3 yılın sonunda ve defalarca ihalelerin bir şekilde iptal olmasından sonra halen aynı şekilde eksiklik ya da hatalı şekilde hareket etmeleri, yaklaşık maliyeti sürekli yüksek tespit etmeleri, yaklaşık maliyet hesabında fiyat alınan birçok firmanın ihaleye katılmasına rağmen fiyatlara yaklaşamadıkları, birçok şüphelinin defalarca aynı ihaleye tüm aşamalarında yer aldıkları dolayısıyla bilinçli bir şekilde üçüncü şahısları devre dışı bırakmak amacıyla bilerek şartnamede hata oluşturdukları ya da yaklaşık maliyeti yüksek hesaplayıp tekliflerin bu maliyetin altında kalmasını sağladıkları, bundan sonra istedikleri firmaya vermek için sürekli olarak diğer firmaları eledikleri, eylemlerinin kül halinde firma yetkilileri olan şüphelilerin iştiraki ile birlikte ihaleye fesat karıştırmak suçunu oluşturduğu…

Ayrıca Can TERZİER adına talep formu düzenlenerek onun imzasının taklit edilmesi suretiyle şüpheliler Cavit GÖKTAŞ. Mustafa ERSOY, Çiğdem ERKOVAN, Murat DEMİR ve Serhan ŞENOZ' ün resmi belgede sahtecilik suçuna katıldıkları ve bu sahte belgeyi bilerek kullandıkları anlaşılmış olmakla; Şüphelilerin mahkemenizde yargılanmalarının yapılarak eylemlerine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarına, ihaleye fesat karıştırdığı anlaşılan MEDDATA-SFK ve MEDLINE firmalarının kamu ihalelerine girmekten yasaklanmalarına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur…” DENDİ…

GELİYORUZ SAVCININ ŞÜPHELİLER HAKKINDA CEZALANDIRILMALARINI İSTEDİĞİ KANUN MADDELERİN İÇERİKLERİNE:

TCK 235/1-A BAKIN NE DİYOR?

İhaleye fesat karıştırma 

MADDE 235. - (1) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere fesat karıştıran kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Aşağıdaki hâllerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır:

a) Hileli davranışlarla;

1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek,

2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak, 

3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu hâlde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak,

4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı hâlde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak.

b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak.

c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek.

d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları.

(3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.

(4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.

(5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması hâlinde de uygulanır.

TCK 204 BAKIN NE DİYOR?

MADDE 204. - (1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.

TCK MADDE 58 NE DİYOR?

Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular

MADDE 58. - (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.

(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;

a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,

b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,

Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.

(3) Tekerrür hâlinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.

(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.

(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.

(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.

(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.

(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.

(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir. 

TCK 54 BAKIN NE DİYOR?

Eşya müsaderesi

MADDE 54. - (1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.

(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkânsız kılınması hâlinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.

(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.

(4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.

(5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.

(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur.

TCK MADDE 53/1-2 NE DİYOR?

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma

MADDE 53. - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

Yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

TCK 43/1 NE DİYOR?

Zincirleme suç

MADDE 43. - (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır.

(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.

Savcı mahkemeye sevk maddesini iddianamesinde belirlerken şüphelileri ayrı yarı izah ediyor. Diyor ki;

a)TCK' nun 235/1-a, 43/1, 53/1-2 maddeleri (tüm şüpheliler için ayrı ayrı)

b) TCK' nun       204/2, 54 maddeleri (şüpheliler Cavit GÖKTAŞ, Mustafa ERSOY, Çiğdem ERKOVAN, Murat DEMİR, Serhan ŞENÖZ için) ,

c) TCK' nun 58 maddesi (şüpheliler Şahin ORHAN, Tamer BERBER, Erken YÜNGEVİŞ, Murat DEMİR için)

GELELİM BURADA ADI GEÇEN VE YARGILAMASI YENİ BAŞLAYAN ŞÜPHELİLERDEN (SANIK) HANGİSİ AKLNMADAN, BERAT ETMEDEN KAMU HASTANE BİRLİKLERİ OLUŞUMUNDA HANGİ GÖREVE GETİRİLDİ?

AHMET ATAKAN KIZILOK: 18. İnci sıradaki şüpheli. Pratisyen hekim. Eski İl sağlık müdürü. Daha sonra Toros Devlet Hastanesinde Başhekim yardımcısı iken bu olaylara karışıyor. Şu anda Mersin de KHB oluşumunda genel sekretere bağlı olarak Paranın başında Daire başkanı yapıldı.

MUSTAFA SARI: 10.uncu ıradaki şüpheli. Toros Devlet hastanesi çok sayıda hastanede zaman zaman kadrosu olmadığı halde valilik oluru ile müdür yardımcılığı yaptırıldı. Bu arada bu olaylara karıştı. Yargısı sürüyor. Sadece bu dosyadan değil. Çok sayıda dosyadan yargıda... Şu anda yeni oluşumda satın almalardan sorumlu olarak TDH de müdür yardımcısı yapıldı.

SAKİNE ALTAN: 12. nci sıradaki şüpheli. TDH de valilik olurlu kadrosu olmayan müdür yardımcısı iken bu olaylara karıştı. Şimdi yeni oluşumda Kadın doğum ve çocuk hastanesinde müdür yardımcısı yapıldı.

ERGUN ŞAHİN: 23. Üncü sıradaki şüpheli. TDH de müdür yardımcısı iken müdürlüğe vekâlet ettirildi. Bu olaylara karıştı. Yeni oluşumda oda sözleşme imzalayanlar arasında yerini aldı.

SÜLEYMAN ÜLGER: 26. ncı sıradaki şüpheli. Üroloji Doktoru. AK Parti il başkanı tarafından TDH ye Başhekim olarak getirildi. Çok sayıda soruşturma geçirdi. Bu olaylara karıştı. Yeni oluşumda hem Hastane yöneticisi makamına geldi hem de başhekim olarak görev yapıyor. Çifte maaşlı yani…

ERKAL BOZ: 34. Üncü sıradaki şüpheli. TDH de valilik olurlu kadrosuz müdür yardımcısı. Sendikacı. Olaylara karıştı. Satın almalarda sorumlu görev aldı. Şimdi yeni oluşumda Sinop ilinde KHB de daire başkanı oldu.

Mersindeki atamaların Ak Parti il Başkanı Mekin Merter Salt’ın ısrarlı desteği ile Genel Sekreterliğe getirilen Yavuz Gözükara’ nın onayı ve bilgisi ile ayrıca Sendika baskısıyla yapıldığı biliniyor. Bu arada Sendika kökenli olup bu oluşumda ekip çalışması adı altında görev alanlarda oldu. Onlarında haklarında dosya olanlar, soruşturma geçirip idari ceza alanlar var. Hatta yargıya intikal edenler var. Fakat bunların bu hali umursanmadı. Oysa SAĞLIK BAKANI KENDİ MUHAKKİK VE MÜFETTİŞLERİ aracılığı ile olayları tespit etmişti. Şimdi gözler Sağlık Bakanlığı idarecilerinde. Bakalım ne yapacaklar?