FİLİN KUYRUĞU - 3
Tabi fil büyük olunca hikayesi de büyük oluyor. Toplum olarak bize topyekûn bir tevbe-i nasuh lazım. Görünüşü kurtarmak için, samimi olmayan, sahici bir pişmanlık içermeyen tevbe değil. Tövbenin nasuh olması, içtenlikle, samimi duygularla yapılması gerekiyor. Şöyle bir ülkemizdeki atanmış yöneticilerin bazılarını görünce diyorum ki; bunlar negatif seleksiyonla, yani olumsuz seçimle mi getirilmişler?
Oysa devlet yönetiminde ciddiyet lazım. Hak yemeyecek, hukuksuz işlem yapmayacaksın. Bu asgarî bir talep.
Kitabın adı "Filin Yolculuğu " Yazarı Jose saramago. 16.yuzyilda portekiz kralı kıta avrupasının en batısından Lizbondan, Viyanadaki kutsal roma-germen imparatoruna Süleyman adında bir fil gönderir. Romanda bu tuhaf yolculuğun hikayesi anlatılır. Bizde biliyorsunuz, olmazsa olmaz intihal diye bir gerçek var. Yani başkasının fikrini ve çalışmalarını aşırmak da deniyor. Bir nevi hırsızlık. Akademik dünyaya bakınca önünde doçent, profesör yazanların çoğunun intihal suçu işlediğini görüyoruz. Peki edebiyatta intihal yok mu? Var tabi. Hatırlayalım bir dönemin ekran bülbülü Elif Şafak ablamız vardı.Bu Elif Hanım yemez içmez saramagonun eserinin aynısını yazar ve adını da "ustam ve ben" koyar. Konu aynıdır nerdeyse; yine 16.yuzyilda bu sefer hindistandan istanbula gelen bir fil ve sahibi anlatılır bu intihal romanda. Neyse şükürler olsun biz popüler kültürün esiri olmuş, boğazda yalı kapmak için ülkesine ve devletine iftira atanlardan değiliz.
Ben filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karıncanın özgün hikâyesini bilirim. Elhamdullillah müslümanım. Kuranı kerimin 105. Suresi olan Fil suresini de bilirim. Fillerle donanmış bir orduyla Ebrehenin nasıl yokedildiginden ibretlik dersler çıkarmış biriyim. Cenabı Allah tüm tuzakları şüphesiz boşa çıkarandır. Kral nemrutun emriyle Hz. İbrahim peygamberi yakmak için oluşturulan alevlere karşı yürümüş bir karınca, ağzında bir damla su ile; "olsun" demiş, " Hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır.” Hamdolsun ben; gazeteci, yazar, stk önderi olarak, Kuran da Araf, Hud, Şuara, Kamer, Neml surelerinde geçen "NAKATULLAHIN" tarafındayım.
Yani kardeşlerim, ben, kamu hakkının çıkarının, mazlumun, mağdurun, yetimin, yoksulun, fakirin hakkınınin yanındayım. Kalbim tüm müstezaflarla beraber atar. Sultan Veledin dediği gibi "ne idris görünümlü iblisler" gördüm . Hayatım makbul görünümlü melunlar ve mümin görünümlü müşriklerle mucadeleyle geçti. Insanlık tarihinin yüz karası tu tipler bugün de bana karşı biraraya GELDİ. İftira ve linç kampanyası yürütüyorlar. Hiç umrumda değil! Bana Allah yeter, ben Allah yolundayım. Şimdi gelelim asıl konumuza.
Ekapa girip baktıkça, oldukça çetrefilli işler görüyorum. Yetkin olmadığı iş deneyimi olmadığı halde alinmiş ihaleler görüyorum. Bunları da sizlerle paylaşacağım. Bu bilgisayar ihaleleri de ayrı ve başlı başına bir diğer konu. Şimdi bir firma karşıma çıkıyor adı elektrotel, firma sahibi ve mesul müdürü Hakan kayacı. 2017 'de aldığı ihaleleri inceliyorum. Elektrotel firması Tolga Baydara vekaletname vermiş. Bu Tolga baydar kimdir ve kimin firmasında çalışıyor? Kimin bürosunda ikamet ediyor? Diğer bir firma Arsoft yazılım. 2015 ve 2017 de bir-çok ihaleler almış. Şirket adına yetkili kılınan Mustafa Talas. Bu arkadaşi kimdir. Ticaret ve sanayi odasından bu Arsoft firması ile ilgili, sahibi kimdir vs... ciddi bir araştırma yapılmalı.Para akış trafiğinin nihai noktası neresi?
Bir diğer firma Kayacı Bilgisayar firması. Sahibi Hakan Kayacı. Son 10 yıldır bu firmaların özellikle sağlıkta aldiği ihaleler incelenmeli. Bu ihaleyi verenler hangi pozisyonda çalışıyor? Bunlara hangi ünvanlar verildi? Bu arsoft neden bu kadar çok ihale aldı. Bu firmanın bilmediğimiz bir özelliği mi var. Bitmedi, bitecek gibi de değil. Bir başka firma karşımıza çıkıyor; " Sezin bilgisayar " Tesadüfe bakın ki, Hakan Kayacının kızının adı da sezin. Gerçekten tesadüf olsa gerek şirket müdürü ve sahibi Hakan kayacı. Bir diğer şahıs firmasının adını görüyorum. Adı hiç sürpriz değil. Bunun adı da" hakan kayacı bilgisayar " Vallahi şaşırmamak elde değil. Allah verdikçe vermiş. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine mi diyeceğiz? Yoksa; bu firmaların imza yetkileri kimde, vekalet kimde, sahibi kim, şirket müdürleri kim? Bu firmalar son 10 yılda ve özellikle son yılda hangi ihaleleri almışlardır?... Diye soracak mıyız?
Evet GELDİ, sıra GELDİ, Sağlık müdürümüz bir genelge yayınlamış ve bu sbys veya hbys adı ne ise, bunu artık ihale iptalinden sonra biz almayacağız, hastaneler kendi imkanları ile alacaklar, dikkat edin, işe hile karışmasın diye uyarı göndermiş. Evet, her hastanede bu işin teknik ve idari şartnamesini nerede, kim hazırlıyor, kimlerin elinden geçiyor çok titiz incelenmesi gerekir. 1 liralık işi 100 liraya alanın ALLAH KAHRI BELASINI VERSİN. Bu arada devlete sızmış, makamlara çöreklenmiş, devletin kılıcını değil, taşeronların kılıcını çekip gününü gün etmeye çalışan mürayilerin allah belasını versin.
Şimdi GELDİ, doğrudan temincilerin foyasının ortaya çıkarılmasında. Arka arkaya doğrudan temin işlerini hızlandıranların derdi ne, ne için doğrudan temine yöneliyorlar? Üstelik doğrudan temin işi acil, önemli, hayati işlerde söz konusu.Hayırdır, bu ne aciliyet böyle? Her işiniz, her alış verişiniz ÇOKMU ACİL?!!!
Sağlık müdürümüz tüm bu doğrudan teminlerin alış verişlerini, isteklerini, ödeneklerini, uygunluk verenlerini UMUT ile, OKUR ise, herşeyi görecektir diyorum. Ayrıca hastanelerde bu işlere imza atanları araştırsınlar. Geçmişini, dünü ve bugünü karşılaştırsınlar. Hayat standartlarını incelesinler.
Bu lüks yaşam nasıl yaşanıyor, ALLAH RIZASI İÇİN İNCELESİNLER. Hele biri var ki, adam geçmişte KHB genel sekreterlik döneminde satın almalardan bulduğu yol ile 50 dönümün üzerinde MUZ SERASI yapmış…. Araştırın, bulun şunu, nasıl yapmış? Ayrıca gördüğü teftişlerde ne gibi zimmetler çıkmış, ceza almış ama, nasıl bu işlerden yırtmış? Bunlar çok ince işler, iyi incelenmesi, namuslu incelenmesi lazım.
Bu arada MERSİN deki Kayıp COVİD aşısı maselesi halen bizleri üzüyor. Elin oğlu Sırasına uymadı aşı oldu diye makamından istifa ediyor. Aşısını erken yaptıran Belediye başkanı, bakan, başkan yardımcısı, istifa ediyor… 24 aşıya sahip çıkamayan, Çaldıran, kayıt altına aldıramayan, başhekim ve idareciler yerinde duruyor, kimse onlara ne oldu demiyor? Açılan idari soruşturmalar geçiştiriliyor. İşi savcılığa intikal ettiren olmuyor. Neyse…
Size, bana, okurumun gönderdiği bir iletiyi aktarayım:
PİSLİK NEDİR?
Lise Sondayım.
Felsefe hocası derse girdi, “arkadaşlar bana pisliğin tarifini yaparmısınız?” dedi.
Birer birer cevap verdik. Ama hoca hiçbirimizin söylediğini doğru kabul etmedi.
“O zaman siz yapın tarifini hocam” dedik.
Hoca ayağa kaktı ve;
“Pislik, bulunmaması gereken yerde bulunan şey veya kişidir!” diye bir tarif yaptı…
“Nasıl yani” dedik…
“Çok basit arkadaşlar…” dedi.
“örneğin annenizin saçını öper koklarsınız, ama o saçın bir telini dahi yemek tabağınızda görseniz, iğrenirsiniz ve o saç pislik olur.”
“Yine tabağınızın içindeki yemeğin tabağına ekmek banarak yersiniz, ama o yağın bir damlası elbisenizin üzerine dökülse, o yağ artık bir pislik olur sizin için.”
“Ve bir kimse bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki, o da pisliktir.”
Sağolasın değerli okurum…..
Şimdi sıra GELDİ….. Bizde elimizi vicdanımıza koyup, kıssadan bir hisse çıkaralım… Makamlardaki pislikleri temizlemek, HEPİMİZİN, boynumuzun borcu olmalı.
ALLAH, DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN.
Baki Selam ve Dua ile.
CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.
Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.
CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES: batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com
