PROF.DR.ERSAN ŞEN'DEN İNFAZ DÜZENLEMESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

"Kamuoyu ile paylaşılan bazı açıklamalarda; kısmi af kapsamında cezanın 1/8’i infaz edildikten sonra tahliye yolunun açılabileceği şeklinde, bizce hatalı ve gerçekleşmesi mümkün olmayan duyumlara yer verildiği görülmektedir.

İnfazda yasal değişikliğe ilişkin çalışmayı görmeden kesin yorum yapmak elbette doğru ve mümkün değil, ancak iki temel tespit yapılabilir:

Birincisi; 31 Temmuz Yasası olarak bilinen İnfaz Kanunu Geçici 10. madde ile ilgili suç tarihini esas alan bir değişiklik olacağı muhakkak. Bu konuda cezanın kesinleşme tarihlerinin esas alınması sebebiyle, hükümlülerin hukuki durumunda meydana gelen farklılıklar doğal olarak eşitsiz sonuçlara yol açtı. Öncelikle bu eşitsizliğin giderilmesi gerekir ve giderileceği de anlaşılıyor, bu iyileştirmeden yaklaşık 55.000 hükümlünün faydalanması bekleniyor. Kısmi af olarak adlandırılan yasal değişiklik, bu konu ile ilgilidir.

İkincisi; 1/5 veya 1/8 infazdan sonra denetimli serbestlik ki, bu konu kamuoyunda hatalı şekilde af olarak düşünülüyor. Bu düşüncenin doğru olmadığını söyleyebiliriz; çünkü cezanın belirli bir oranda infazı şartı getirilmesi, cezasızlık algısının ortadan kaldırılması amacına dayanıyor. Daha önce yetkili mercilerin yaptığı çok sayıda açıklamada, az miktarda hapis cezası alan hükümlülerin de cezaevine gireceklerine dair ifadeler yer aldı. Kanaatimizce; denetimli serbestlikte yapılacak bu kalıcı düzenlemede, 1/5 veya 1/8 hangi oran uygulanacaksa, o oranı infaz eden hükümlünün başka bir şart aranmaksızın tahliyesi gündeme gelmeyecektir. Uygulama, “minimum 1/5 veya 1/8 cezayı infaz etmek” ve “mevzuatta aranan diğer şartları sağlamak” kaydıyla denetimli serbestlik şeklinde gelişecektir. Sonuç olarak; cezasının az bir kısmını yatan hükümlülerin, başka bir şart aranmaksızın denetimli serbestliğe ayrılacağına dair düşüncelerin isabetli olmadığını, böyle bir sonucun cezasızlık algısını ortadan kaldırma amacı ile çelişeceğini, bu yönde bir gelişme beklemediğimizi ifade etmek isteriz.

Son olarak; terör suçlarından hükümlüleri de kapsayan büyük af beklentisi olduğu görülmekle birlikte, mevcut çalışmanın bununla ilgisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Umut hakkı olarak bilinen konunun ise; hassasiyetle değerlendirilmesi gereken, siyasi tercihlerin öne geçeceği, torba yasada yer almaması gereken bir mesele olduğunu ifade etmek isteriz. Yaşlı ve hasta hükümlülerle ilgili yasa değişikliği çalışması yapıldığı da söylenmektedir. Bunun, umut hakkı ile ilgisinin olmadığını da ifade edelim.

Yasa değişikliği çalışmasının, Mecliste yapılacak görüşmelerde genişletilebilme ve geliştirilebilme ihtimali bulunduğunu da belirtmek isteriz. Yasa teklifi netleşmeden net bir şey söylenemez."