haberanaliz

Van’da "Tecrit Değil Özgürlük Kazanacak" mitingi: 86 milyon barış istiyor

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Van’da "Tecrit Değil Özgürlük Kazanacak" mitingi: 86 milyon barış istiyor
Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları kapsamında DBP, TJA ve partimiz öncülüğünde Van’da “Tecrit Değil Özgürlük Kazanacak" şiarıyla miting düzenlendi. Mitingde Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve TJA aktivisti Gültan Kışanak konuşmacı olarak yer aldı.

Mitingde konuşan Bakırhan, şunları söyledi: 

Van halkı siyasi tutsakları da özgürleştirecektir

Merheba gelê Wanê, gelê fedakar, gelê qehreman, hûn bi xêr hatin li ser seran li ser çavan hatin. Ez we hemûyan bi rêzdari silav dikim. Çok değerli Vanlı kardeşlerim, yoldaşlarım 14-14 yaparak tarih yazan yiğit Van halkı; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bekir Kaya ve Nazmi Gür şahsında cezaevlerinde binlerce siyasi tutsağa da selam olsun. 14-14 yaparak tarih yazan Van’ın bu barış sürecinde de direnerek, mücadele ederek cezaevlerindeki seçilmiş yoldaşlarını, siyasi tutsakları özgürleştireceğine eminim. 

Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin ülkeyi böleceğini söyleyenler bu meydandan büyük dersler çıkarmalıdır

Değerli Van halkı, bugün barışı savunmak için buradayız. Bizler barışa inanıyoruz. Bizler barışın ne kadar mukaddes, ne kadar kutsal bir dava ve mücadele olduğunu çok iyi biliyoruz. Bakın Selahattinlerin, Figenlerin cezaevindeki tutsaklık halinin son bulması da barış mücadelesine, barış sürecine sahip çıkmakla olur. Hep birlikte bu sürece sahip çıkarsak cezaevindeki Figenleri, Selahattinleri, Nazmileri, Bekirleri özgürleştireceğimize inanabilirsiniz. Türkiye kamuoyu Van’daki bu alana iyi baksın. Bu alanda hangi kadın arkadaşımıza, hangi Vanlı yoldaşımıza, hemşerimize dokunursak binlerce acı çektiğine hep birlikte şahit oluruz. Çok bedeller ödediniz, çok acılar çektiniz. Ama bütün acılara rağmen bugün burada barış diyorsunuz, demokrasi diyorsunuz. Sayın Öcalan’ın öncülüğünü yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Sürecine sahip çıkıyorsunuz. İşte o ırkçılar, sürece karşı çıkanlar, Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin ülkeyi böleceğini söyleyenler bu meydandan büyük dersler çıkarmalıdır. Van halkı, Kürt halkı bütün acılara rağmen, bütün yaşanmışlıklara rağmen hala barış diyor. Biraz vicdan ve onur varsa, acılar yaşayan bu halkın barışa sahip çıktığı kadar siz de sahip çıkarsınız.

Barış, kaygıları ve acıları bir kenara koyarak geleceği inşa etmektir

40 değil 400 yıl geçse de Türkiye’de barıştan başka bir şansımız yok. 40 yıl bu ülkenin enerjisi ve ekonomisi boşa harcandı. On binlerce insanımız yaşamını yitirdi. Gençlerimizin tabutlarını kaldırmak zorunda kaldık. Ama geldiğimiz nokta çatışmanın, şiddetin, inkarın ve baskının çare olmadığını ortaya koydu. Onun için Sayın Öcalan’ın kapısını araladığı bu barış sürecini başarıya ulaştırarak gençlerimizin yaşamını yitirmesini engelleyebiliriz. Bu ülkenin ekonomisini ve enerjisini demokrasi için, daha adil bir ekonomi için harcayabiliriz. Bu süreç bizim için çok kıymetlidir. Türkiye’nin dört bir yanında, bugün burada olduğu gibi mitingler ve buluşmalar yapıyoruz. Barışa olan inancımızı ortaya koyuyoruz. Barış konusunda ne kadar samimi olduğumuzu gösteriyoruz. Geçmişin kaygılarıyla, acılarıyla davranmıyoruz. Barış, kaygıları ve acıları unutmadan bir kenara koyarak geleceği inşa etmektir. İşte Van halkı genciyle, kadınıyla, bütün bileşenleriyle birlikte bugün demokratik bir barış olsun diye bu meydanları doldurdu. Var olsun Van halkı! Var olsun Van halkının duruşu, direnişi, mücadelesi!

Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit 86 milyon insanın barış umudunadır

Sayın Öcalan’ın bu süreçte büyük emekleri oldu. Türkiye’yi bir kaos ve kriz ortamından kurtarmak için bir kapı aralandı. Ama hala tecrit uygulanıyor. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit barışa uygulanan tecrittir; hepimizedir, 86 milyon insanın barış umudunadır. Bir an önce bu tecrit kaldırılmalıdır. Sayın Öcalan’ın çalışma koşulları, toplumla buluşma koşulları, fikirlerini özgürce Türkiye’nin bütün dinamikleriyle paylaşmasının koşulları yaratılmalıdır. Bu koşullar yaratılmalıdır ki barış süreci başarıya ulaşsın. Bakın, 25 Temmuz’dan beri Sayın Öcalan’la görüşmeler neredeyse azaldı. Neden? İmralı kapıları elinizdeki bir musluk mudur? Bir ay açıyorsunuz, bir ay kapatıyorsunuz. Böyle mi bu sürece sahip çıkıyorsunuz? Böyle mi barışı sağlayacağız? Bir ay aç, bir ay kapat. Bu, barış sürecine hizmet etmiyor. Bir an önce bu yaklaşımdan vazgeçilmelidir. Gerçek anlamda Sayın Öcalan'ın yaşam ve çalışma koşullarının düzeltilmesi gerektiğini tekrar dile getirmek istiyoruz. 86 milyon barış istiyor. 

Tecrit, barış isteyen halklarımızın umuduna yapılmış büyük bir kötülüktür

Tecrit, barış isteyen halklarımızın umuduna yapılmış büyük bir kötülüktür. Barış ciddiyet ister. Çözüm cesaret ister. Biz bu ciddiyetin ve cesaretin Türkiye’de olduğunu; bu deneyimin bu topraklarda yaşandığını çok iyi biliyoruz. Yeter ki biraz ciddi ve cesur olalım. Bazıları da çıkmış sabah akşam çözüm ve Öcalan karşıtlığı yapıyor. Bu ülke daha çok acı ve gözyaşı mı çeksin diye onlara soruyorum. Derdiniz nedir? Lafı gevelemeden, evirip çevirmeden, Sayın Öcalan'ı ve bu süreci gerekçe yapmadan çıkın deyin ki biz barış sürecine karşıyız, biz gençlerin yaşamını yitirmesi karşısında suskunluğumuzu devam ettiriyoruz. Sizi biraz samimiyete davet ediyoruz, ciddiyete davet ediyoruz. Emin olun ki tecrit kalkarsa Türkiye’de ve Ortadoğu’da barışın düğümü çözülür. Ne zaman İmralı’nın kapıları açıldıysa sular duruldu, umutlar arttı; Türkiye’de yaşayan 86 milyonun barışa dönük umudu büyüdü. Dolayısıyla tekrar umutların büyümesi ve barışın gerçek anlamda bu topraklarda karşılığını bulması için tecrit meselesine bir çare ve çözüm bulunması gerekiyor.  

Komisyon Sayın Öcalan’la bir an önce görüşmeli ve onun süreç hakkındaki görüşlerini alarak toplumla paylaşmalıdır

Evet, Meclis’te bir komisyon kuruldu. Bu komisyon önemlidir, değerlidir ama komisyon lafla değil icraatla konuşmalıdır. Artık komisyonun icraatları toplumda konuşulmalıdır. Komisyon barışı inşa etmelidir. Komisyon Sayın Öcalan’la bir an önce görüşmelidir. Sayın Öcalan’ın bu süreç hakkındaki görüşlerini alarak toplumla paylaşmalıdır. Komisyonun Sayın Öcalan ile görüşmesi Türkiye’nin hayrınadır, geleceğimizin hayrınadır, demokrasinin hayrınadır. Van halkı da bu söylediklerimin aynısını söylüyor. Komisyonda bulunan siyasi partilere de sesleniyorum: Fikirlerimiz ayrı olabilir, düşüncelerimiz ayrı olabilir ama barış ve barışa inanç konusunda hepimizin ortaklaşması gerekiyor. Ne istiyor Kürtler? Demokrasi, özgürlük, onurlu yurttaşlar olmak istiyor. Birlikte eşitçe yaşamak istiyor. Bunun neresi kötüdür? Bu sürece karşı çıkanlar neye karşı çıktıklarını acaba biliyorlar mı? Dolayısıyla bu sürecin başarıya ulaşması için Trabzon’uyla, Sinop’uyla, Ege’siyle, Trakya’sıyla tüm Türkiye birlikte bu süreçte kenetlenmelidir. Bu süreç başarıya ulaştırılarak Türkiye’nin ayaklarına vurulan 100 yıllık, 50 yıllık prangalar artık çıkarılmalıdır. 

Meselenin çözümü DEM Parti’den de MHP’den de AK Parti’den de CHP’den de büyüktür

Mevzu barışsa bir adım atana, Van halkı 10 adım atar değil mi? Barış kutsal bir davadır. Bu kutsal davada emek vermek yapılacak en önemli şeydir. Barış mücadelesinde bir araya gelmiyorsak, bu kadar mukaddes bir davada ortak olamıyorsak birilerinin oturup düşünmesi gerekiyor. Bir sözüm de “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyen kardeşlerimedir. Van’dan onlara da sesleniyorum. Sulhun zamanı gelmedi mi? Evet, dünyada belki sulhu sağlamak biraz zor ama emin olun ki Türkiye’de hiçbir dönem olmadığı kadar sulhun zamanıdır. “Yurtta sulh” diyenleri de bu sürece katkı sunmaya, destek vermeye, bu süreci Van halkıyla birlikte yürütmeye davet ediyorum. Kırgınlıklarımızı ve acılarımızı barışa bağışlayabiliriz. Çocuklarımıza, gençlerimize bir barış hediye edebiliriz. Yine bazıları da sabah akşam anketlere bakarak pozisyon belirlemeye çalışıyor. Anketlerle barış süreci yürümez. Anketlerle, istatistiklerle barış sürecini okumak Türkiye halklarına yapılacak en büyük haksızlıktır. Barış bir anket konusu değildir. Barış hayatımızla ve geleceğimizle ilgili olduğu için anketlerle, istatistiklerle değerlendirilemez. Diyelim ki barış sürecine destek azaldı, ne yapacağız? Vites mi düşüreceğiz? Vaz mı geçeceğiz? Önümüzdeki birkaç yıl için ülkenin geleceğini, gençlerimizin geleceğini heba mı edeceğiz? Buyursun bu sorunun cevabını versinler. İster DEM Parti, ister iktidar, ister muhalefet; kim eğer bu süreci anketlerle, koltuklarla, oy oranıyla değerlendiriyorsa yanlış yapıyor. Meselenin çözümü DEM Parti’den de MHP’den de AK Parti’den de CHP’den de büyüktür. 

Belediyelere yapılan operasyonlar durmalı, halkların seçmiş olduğu irade görevi başına dönmelidir

Değerli halkımız; kayyım haksızlıktır, hukuksuzluktur. Kayyım sizin oylarınıza karşı yapılmış bir saygısızlıktır, zulümdür. 14’te 14 yapan Van halkının iradesini artık herkes dikkate almak zorundadır. Kayyım geldi, hizmet bitti; kayyım geldi, usulsüzlükler ve yolsuzluklar tartışılmaya başlandı. Kayyım geldi, 223 işçi ve emekçi kardeşimiz işinden oldu. Bu bir zulüm değil midir? 223 emekçi kardeşimizin bir an önce işlerine dönmesi gerekiyor. Onların aşına ve ekmeğine kavuşması için de onlarla hem sokakta hem Meclis’te hem de yaşamın her alanında dayanışma içinde olacağız. Kayyım efendi sadece işçileri işten atmıyor, aynı zamanda bizim burada yapacağımız mitingin afişlerini yırtıp attırmaya çalışıyor. Kayyım efendi, sen bir bez parçasını yırtabilirsin ama tarihten Van halkının 14’te 14 başarısını silemezsin. Sen emekçilerin aşıyla oynayacağına, bu kentin birinci partisinin eş genel başkanlarının buraya gelmesi için il örgütümüzün astığı pankartları sökeceğine, önce kayyım utancından kurtul. Kayyım halklarımızın ayağına vurulmuş bir prangadır. Van’dan İstanbul’a, Adana’ya seçilmişlere ve belediyelere yapılan operasyonlara karşıyız. Bu operasyonlar durmalı, halkların seçmiş olduğu irade görevi başına dönmelidir. 

Bu süreç imkansızı başaran Van halkına emanet

Beklemek yok; direneceğiz, mücadele edeceğiz, birlikte başaracağız. Sizler imkansızı başaran bir kentsiniz. Sizler Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan bir şekilde bütün belediyeleri açık farkla kazanan onurlu ve yiğit Van halkısınız. Onun için 14’te 14 yapanlar bu sürecin en büyük yürütücüleri, en büyük mücadele edenleri olmalıdır. Bu süreç size emanet. Gece gündüz demeden, kapı sokak demeden her yerde, Sayın Öcalan’ın Türkiye’nin ayağına vurulmuş prangayı açtığı bu süreci anlatmak, toplumsallaştırmak, toplumun tamamının bu konuda rızasını almak için daha fazla seslenmelisiniz. Van’dan Edirne’ye, Sinop’tan Hatay’a kadar sesleniyorum: Türkiye hepimizin ortak evidir. Evimize artık huzur gelsin, barış gelsin, demokrasi gelsin. Evimizde halk kimi seçtiyse, seçtiği irade kendisini yönetsin. Çatışma, ayrımcılık, nefret artık son bulmalıdır. Barış, eşitlik ve kardeşlik gelmelidir. Barış ve özgürlük galip gelecek. Mutlaka ama mutlaka Van halkının mücadelesi, Kürt halkının mücadelesi, kadınların mücadelesi, gençlerin, emekçilerin ve ezilenlerin mücadelesi kazanacak diyor hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ji me hemûyan re serkeftin. 


Emine Erdoğan'dan Melania Trump'a Gazze'deki insani krizin sona erdirilmesine ilişkin mektup: “Vakti çoktan geldi”Önceki Haber

Emine Erdoğan'dan Melania Trump'a Gazze'...

MHP Lideri Devlet Bahçeli: Cumhur İttifakı Türkiye’nin istikbal güvencesidirSonraki Haber

MHP Lideri Devlet Bahçeli: Cumhur İttifa...

Başka haber bulunmuyor!