Prof.Dr.Mustafa KAYMAKÇI

Prof.Dr.Mustafa KAYMAKÇI

Mail: mustafa.kaymakci68@gmail.com

GERÇEK BEKA SORUNU NİTELİKLİ İNSANLARIMIZIN GÖÇÜ MÜ?

27 Nisan 2023 tarihli “Beyin Göçü ya da Nitelikli İnsan Sermayesini Kaybetmek” adlı yazımda;“Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler arifesinde yeterince üzerinde durulmayan bir konunun, özellikle nitelikli eğitim almış kuşakların geleceklerini yurt dışında aramak istediklerini, bu bağlamda en önemli beka sorunlarımızdan birinin; beyin göçü olduğuna değinmiş, nitelikli insan sermayesinin önemi ve beyin göçü ve akışı konularını kaleme almıştım.

Bu yazımda beyin göçünün nedenleri üzerinde duracağım. Ancak beyin göçünün nedenlerine geçmeden önce yeni bir anketin sonucunu derin bir üzüntü duyarak aktarmak isterim.Ankete göre; “18-26 yaşa grubundaki gençlerin dörtte üçü,Türkiye’den umutlarını kayıp etmişler ve geleceklerini yurt dışında aramak istiyorlarmış”.

Beyin Göçünün Nedenleri

Ekonomik Nedenler

Ekonomik nedenler arasında düşük ücret, ücretler arasındaki dengesizlik, ekonomik istikrarsızlık, vergilerin yüksek olması, mezuniyet sonrası işsizlik ya da öğrenime uygun iş alanlarının yeterli olmaması, gelecek endişesinin yaygın olması ve dolaylı olarak yüksek teknoloji ürünlerinin ithalinde vergilendirmenin yeterli olmaması gibi etmenler sayılabilir.

Diğer yandan beyin göçünü son yıllarda tetikleyen önemli konulardan birisi, küreselleş(tir)me adıyla uygulanan neoliberal politikalardır. Neoliberal politikalarla Türkiye gibi ülkelerde kamu sektörü küçülmekte, özelleştirmelerle kamu kitleri satılmakta, aslında pazar çokuluslu şirketlerin egemenliğine bırakılmaktadır.

Bu durum beyin göçü bağlamında iki önemli konuyu gündeme taşımıştır. Bunlardan birisi, özelleştirme ile ortaya çıkmış bulunmaktadır. Geçmişte Araştırma-Geliştirme(ARGE) birimi olan KİT’ler özelleştirmeyle birlikte yok edilmiştir. Buralarda çalışan nitelikli işgücü dağılmış, kimileri yurt dışına göç etmişlerdir

İkincisi, planlama kavramının ortadan kaldırılmasıyla gündeme gelmiştir. Türkiye’de gelişi güzel yeni yüksekokullar açılmıştır. Bu durum, yükseköğrenim yapmış işsizler oranını artırmış, bunların bir kesimi de beyin göçünü ister durumuna sokulmuştur.

Siyasal, Sosyal ve Kültürel Nedenler

Siyasal istikrarsızlığın varlığı, siyasal ve sosyal inanç farklılıkların iş yaşamında boy atması ve onu etkilemesi, daha iyi kariyer beklentisi, gençlere fırsat verilmemesi, bilimsel gelenek ve kültür azlığı ile kendi kültürüne yabancılaşma gibi nedenler sıralanabilir.

Eğitim Sistemi Çarpıklıkları

Eğitim sistemi çarpıklıkları arasında, eğitimde fırsat eşitliğinin yokluğu, kalıcı bir eğitim politikasının olmayışı ve eğitime ayrılan kaynakların azlığı gibi etmenler sayılabilir.

Bilim ve Teknoloji Politikaları Yanlışlıkları

Bilim ve teknoloji politikaları yanlışlıkları kapsamında, bilim ve teknoloji üretimine yeterince değer vermeme, ARGE yetersizliği, yerli teknoloji üretimi yerine yabancı teknolojinin tercih edilmesi ve bağımsız bir bilim teknoloji politikasının olmayışı ve bu konuda tam bir teslimiyetçilik gibi etmenler sayılabilir.

Beyin Göçünün Olumsuzlukları

Beyin göçünün göç veren ülkelere getirdiği birçok olumsuzluklar vardır:

Beyin göçüyle göç veren ülkelerin en önemli gücü olan entelektüel sermayesi dolaysıyla maddi ve manevi kaynakları bedelsiz gelişmiş ülkelere aktarılmaktadır. Çünkü nitelikli işgücü sonuçta, o ülkelerin ürettiği mal ve hizmetleri yetişmiştir.

Bu dolaylı kaynak aktarmadır.

Beyin göçüyle, ülke için çalışabilecek beyin potansiyeli yitirilmektedir.

Beyin göçü veren ülkeler, kalıcı ya da geçici kiralanan nitelikli iş güçlerinin o ülkelerde ürettikleri bilgi, teknoloji ve yenilikleri, çok daha pahalıya gelişmiş ülkelerden satın almaktadırlar. Bunun yanı sıra, göç veren ülkelerde de kamu kurumlarında çalıştırılan yabancı uzman ya da danışmanlar ile yerli, yerli + yabancı ortaklı ya da yabancı firmalarda çalışan yabancı teknik elemanlara ödenen ücretlerle de kaynak aktarımı sürdürülmektedir.

Sonuç olarak beyin göçü; gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere yaptığı karşılıksız bir bağışı ya da fakirin zengini beslemesidir. Daha açık bir ifadeyle uluslararası sömürünün bir parçasıdır. Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinden zengin ülkelere giden nitelikli işgücünün insansal ve ulusal duyarlılıkları yeterli düzeyde değilse, ülkelerine dönmeyeceklerdir.

Şu söylenebilir;”Ekonomik kaynaklarımızı yanlış kullanırsak, birkaç yıl içerisinde telafisini yapabiliriz. Ancak nitelikli insan sermayemizi kaybedersek, geleceğimizi kaybederiz