Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

İlgili makamlara suç duyurusunda bulunuyorum!

Bendeniz naçizane, devletimiz, milletimiz için bir gayret içinde çabalarken, yetimin şehidin hakkını kovalarken, zamanımı, çabamı bu uğurda harcarken, bu konuda kılını kıpırdatmayanlar utanmadan bir de benim hakkımda iftira atıyor, yalan yanlış şeyler konuşuyorlar. 

Kendilerini ve yaptıklarını anlatmıyorlar. 

Suç bastırmak için olsa gerek, benim hakkımda dedikodu yapıyorlar, birde iftira atıyorlar.

İşte size buradan kırk kez belirttim. 

Cevap hakkı.. 

Siz bu hakkınızı neden kullanmıyorsunuz? 

Açıkça ifade ediyorum, yalanlayın, yalan yazıyorsun deyin, belgesini koyun gönderin, eğer yayınlamaz isem en terbiyesiz insanım. 

Namus borcudur yayınlayacağım. 

Ama göndermiyorsunuz. 

Cevap ve düzeltme hakkınızı kullanmıyorsunuz.

Orada burada bize hakaret edip, arkamızdan laf yuvarlıyorsunuz. 

Ayıptır. Yazıktır, günahtır… 

Benim işim bu. 

Yazmak. Kamuoyuna aktarmak. 

Kamuoyunun gözü kulağı olmak... 

Basın milletin müşterek sesidir. 

Eğer seslenişim yalansa, yazdıklarım hakkında bildiğinizi yapın. 

Siz, bir defa KAMUOYUNA hesap vermekten korkmayın. 

Açık olmaktan, şeffaf olmaktan korkmayın. 

Bakın, Hükümetimiz hesap vermekten korkmayan bir hükümet…  

Bu yüzden zaten bilgi edinme yasasını çıkardılar. 

Kamu etik yasasını çıkardılar. 

Kamu ihale yasasını çıkardılar. 

Bunlar hep açıklık ve şeffaflık içindir. 

Ben bu yasalardan ve bu duruştan güç alıyor yazıyorum. 

Hükümetin ruhunu, niyetini ben anlamışım ama sizler, bürokrat olarak, hizmet ediyoruz dediğiniz o ruhu, anlamamışsınız.

Ve bu ruha zarar veriyorsunuz, farkında değilsiniz.

Benim aldığım bu gücü siz neden alamıyorsunuz anlamıyorum (!) 

Dürüst olmakta, şeffaf olmakta, açık olmakta, çalışkan olmakta ne gibi zarar var? 

Sormak günah mı?  

Sorulacak….

Sizler oturduğunuz makamların önemini bilmiyor musunuz? 

Orada, bulunduğunuz makamlarda, sokaktaki herkesin ve benim verdiğim vergilerin parasını harcıyorsunuz.

Tabi ki bu harcanan paranın hesabı sizlerden sorulacak… 

Oturduğunuz makamlarda benim devletimin itibarını temsil ediyorsunuz. 

Benim devletimin yasalarının amirliğini temsil ediyorsunuz. 

Yasaları sizler uygulamazsanız, vatandaştan uygulamasını ve uyulmasını nasıl beklersiniz?

Kendisi yasaları uygulamayan bir amir yanında çalışanlara veya vatandaşa hangi yüzle emir vermeye kalkar?

Artık lafa söze gerek yok. 

Ben burada doğruları yazdığımı her gün bir örnekle açıklıyorum zaten.

Bundan sonra da açık, açık örneklerle söyleyeceğim, eğer yalansa yanlışsa iftiraysa mahkemeler orda gidiniz benim hakkımda dava açınız. 

Ben kimseye art niyetle ve husumetle yazı yazmıyorum. 

Özel hayatlarındaki yaptıkları ve ettikleriyle de ilgileniyorum.

Kamu görevinde bulunanların bu görevde iken olan biteni, dönenleri aklım hafızam almıyor. 

Bu yüzden o kamu görevi ile ilgili yazıyorum. 

Aşağıdaki uygulamaları yapan kişi, kime hizmet etmek için makama geldi?  

Bakanlığın hedeflerini uygulasın diye mi, yoksa başka bir niyetle mi bu göreve getirildi?

Bu aktaracağım olaylarda, bu kamu görevlisi kimlere hizmet ediyor? 

Bir bakın, inceleyin bakalım… 

Sadece iki örneğe bakalım…

Birinci örnek, TC Sağlık Bakanlığı, bir inceleme soruşturma yaptırıyor ve inceleme sonucunda alt kadrosundaki bürokratlarına bir emir gönderiyor. 

Rapor halinde. 

Hem de tam Sağlık Bakanımıza yaraşır şekilde bir emir. 

Bu raporun içinde Kanunun maddelerini tek tek vurgulayarak... 

Daha ne yapsın Sağlık Bakanı, gelip bir de bu raporun gereğini bizzat kendimi Mersin’de uygulasın? 

Uygulamayı da o yapacaksa, Mersin’de Vali’ye, il sağlık müdürüne, ilgili Kaymakam’a o kurumda bulunan başhekime, ita amirine ne gerek var? 

Elimde Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığından onaylı 20.05.2011 tarih ve 12-9 sayılı rapor var…

Resmi yolla ve emirle uygulanmak üzere ilgili ve yetkili makamlara gönderilen ve Başhekime tebliğ edilen bu raporda Söz konusu YEMEK HİZMETLERİ Sözleşme devri ile ilgili olarak 4735 sayılı kanun 25 inci, Kamu İhale Genel tebliğinin 27.6, 27.7  ve 27.8 maddesi gereğince, 4735 sayılı kanun 20. 22 ve 26.maddesine göre İlgili idarece ilgili firmalara işlem yapılması  gerektiği bildiriliyor. 

Bu doğru mudur? 

Doğrudur. 

İnanan inanmayan Sağlık Bakanlığından bu hususta bilgi istesin. 

İsteyen de, bu kanun maddeleri ne diyor, neleri kapsıyor diye, benim gibi girsin google arama motoruna bir sorsun,  bakalım bu kanun maddeleri neymiş, ilgililere ne emrediyormuş?

Bu Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulundan çıkan ve BAKAN tarafından onaylanıp, gönderilen raporda 4735 sayılı Kanuna göre yapılması istenilen ve emredilen şunlar; 

Madde 20- Aşağıda belirtilen hallerde idare sözleşmeyi fesheder:

a) Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi,

b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 25 inci maddede sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi, Hallerinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.

Madde 22- 19 uncu maddeye göre yüklenicinin fesih talebinin idareye intikali, 20 nci maddenin (a) bendine göre belirlenen sürenin bitimi, 20 nci maddenin (b) bendi ile 21 inci maddeye göre ise tespit tarihi itibariyle sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu tarihleri izleyen yedi gün içinde idare tarafından fesih kararı alınır. Bu karar, karar tarihini izleyen beş gün içinde yükleniciye bildirilir. 

19, 20 ve 21 inci maddelere göre sözleşmenin feshedilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünce yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncellenir. Güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı arasındaki fark yükleniciden tahsil edilir. Hak edişlerden kesinti yapılmak suretiyle teminat alınan hallerde, alıkonulan tutar gelir kaydedileceği gibi, sözleşmenin feshedildiği tarihten sonra yapılmayan iş miktarına isabet eden teminat tutarı da birinci fıkra hükmüne göre güncellenerek yükleniciden tahsil edilir.  Gelir kaydedilen teminatlar, yüklenicinin  borcuna mahsup edilemez.

19, 20 ve 21 inci maddelere göre sözleşmenin feshedilmesi halinde, yükleniciler hakkında 26 ncı madde hükümlerine göre işlem yapılır. Ayrıca, sözleşmenin feshi nedeniyle idarenin uğradığı zarar ve ziyan yükleniciye tazmin ettirilir.’’

25.Maddesi- Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır: 

a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikâp, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs  etmek.

b)Sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.

c) Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak.

d) Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek. 

e) Bilgi ve deneyimini idarenin zararına kullanmak veya 29 uncu madde hükümlerine aykırı hareket etmek.

f) Mücbir sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.

g) Sözleşmenin 16 ncı madde hükmüne aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması.

Madde 26- 25 inci maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, 4734 sayılı Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddeleri ile istisna edilenler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilir. Katılma yasakları, sözleşmeyi uygulayan bakanlık veya ilgili veya bağlı bulunulan bakanlık, herhangi bir bakanlığın ilgili veya bağlı kuruluşu sayılmayan idarelerde bu idarelerin ihale yetkilileri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmelerde ise İçişleri Bakanlığı tarafından verilir.

Haklarında yasaklama kararı verilen tüzel kişilerin şahıs şirketi olması halinde şirket  ortaklarının tamamı hakkında, sermaye şirketi olması halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar hakkında birinci fıkra hükmüne göre yasaklama kararı verilir. Haklarında yasaklama kararı verilenlerin gerçek veya tüzel kişi olması durumuna göre; ayrıca bir şahıs şirketinde ortak olmaları halinde bu şahıs şirketi hakkında da, sermaye şirketinde ortak olmaları halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmaları kaydıyla bu sermaye şirketi hakkında da aynı şekilde yasaklama kararı verilir.

Bu fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler, yasaklama kararının yürürlüğe girdiği tarihe kadar aynı idare tarafından yapılacak ihalelere de iştirak ettirilmezler.

Yasaklama kararları, yasaklamayı gerektiren fiil veya davranışın tespit edildiği tarihi izleyen en geç kırk beş gün içinde verilir. Verilen bu karar Resmi Gazetede yayımlanmak üzere en geç onbeş gün içinde gönderilir ve yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kararlar Kamu İhale Kurumunca izlenerek, kamu ihalelerine katılmaktan yasaklı olanlara ilişkin siciller tutulur. İdareler, 25 inci maddede belirtilen yasaklamayı gerektirir bir durumla karşılaştıkları takdirde, gereğinin yapılması için bu durumu ilgili veya bağlı bulunulan bakanlığa bildirmekle yükümlüdür. 

Kamu ihale Genel Tebliğine göre bu raporda yapılması emredilenler;

27.6. Aşağıda belirtilen hallerde sözleşme feshedilir ve devreden ve devralanlar hakkında

4735 sayılı Kanunun 20, 22 ve 26 ncı maddeleri uygulanır:

a) İhale yetkilisinin izni olmadan sözleşmenin devredilmesi veya devir alınması,

b) Sözleşmenin devredildiği tarihi takip eden üç yıl içinde sözleşmeyi devreden yüklenici tarafından başka bir sözleşmenin devredilmesi veya devralınması.

27.7. Sözleşmenin 4735 sayılı Kanuna aykırı şekilde devredilmesi veya devir alınması halinde tespit tarihi itibarıyla sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu tarihleri izleyen yedi gün içinde idare tarafından fesih kararı alınır. Bu karar, karar tarihini izleyen beş gün içinde yükleniciye bildirilir. 4735 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.

27.8. 4735 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunca yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncelleneceği, güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı arasındaki farkın yükleniciden tahsil edileceği, hak edişlerden kesinti yapılmak suretiyle teminat alınan hallerde, alıkonulan tutarın gelir kaydedileceği ve sözleşmenin feshedildiği tarihten sonra yapılmayan iş miktarına isabet eden teminat tutarının da aynı şekilde güncellenerek yükleniciden tahsil edileceği belirtilmiştir…

Soruyorum şimdi, Mersin Toros Devlet Hastanesi Başhekimine…

Siz burada ne yaptınız, ilgili sözleşmeyi feshettiniz mi? 

Yok..

Teminatı devlete gelir kaydettiniz mi? 

Yok

Adı geçen Firmaların ihalelerden yasaklanması için ilgili bakanlığa bildirdiniz mi? 

Yok

Bu işleri neden yapmadınız dendiğinde? 

Ben İlgili, yetkili yerlere sordum görüş aldım demekte imişsiniz…

Ama tabi bununla ilgili birçok görüş var (!)

Bu kardeşimiz demek ki, kendi işine nasıl geliyorsa öyle değerlendiriyor. 

Sizin bu aldığınız fikirler adı üzerinde bir görüştür. 

Görüş. 

Yani o öyle görür, bir başkası başka görür.

Görüşler, bahsedilen yasaların üzerinde değildir. 

Görüşler, Yasaların, yönetmeliklerin, tebliğlerin, genelgelerin üzerinde midir?

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığından çıkan bu rapor, Çoğunluğu hukukçu olan ve aynı zamanda bakan adına hareket eden teftiş kurulunun ve ilgili müsteşarın, ilgili genel müdürün, ilgili hukuk işleri müşavirlerinin, sonunda ise BAKANIN görüşü alınmadan mı yapılıyor? 

Ki, sizin aldığınız görüş, bu rapor için imza atanların üzerinde bir yetkiye mi sahip ki, sizin tarafınızdan kabul görülüyor (!)

Yoksa sizin sonradan aldığınız bu görüş, sağlık Bakanının gereği yapılsın diyerek onayladığı işleme koyduğu bir onayın üzerinde midir?

Bunun böyle olmadığını herkes biliyor. 

Kimse bakanın attığı imzanın üzerinde değil, bunun böyle olmadığını sizde biliyorsunuz.

Raporda adı geçen işlemi İptal etmemek için bir yerlerden almış olduğunuz ve savunma yaptığınız bu görüş, bir gün gelecek sizin görüş gününüz olacaktır. 

Bunu unutmayınız. 

Çünkü kimse yukarıda bahsettiğim açık ve net olan amir hükümlü ve yoruma kapalı yasaları kanunları bilerek ve isteyerek çiğneyemez.  

Kendine göre de yorumlayamaz.

Bu rapor Mayıs / 2011 de düzenlendiğine göre, benim ısrar ile üzerine giderek yazdığım ve uyarısını yaptığım burada da belirttiğim ilgili bu rapor size ne zaman, hangi gün geldi, tebliğ edildi? 

Yâda bu rapor kayıtlarınıza ne zaman girdi? 

Bu raporun tanzimi mayıs ayı olduğuna göre, size gelişinden itibaren gereğini 7 gün içinde yerine getirmeniz gerekirken, siz neden yerine getirmeyip, oraya buraya sorarak bu işi sulandırmakta ve işi uzatmaktasınız? 

Bu soru sormanın ve uzatmaları oynamanın esas amacı ne? 

Yok, yok, yok… 

Siz kanunları ve emirleri uyguladınız. 

Devletin parasını tahsil ettiniz de, ben iftira atıyorum canım, ben iftiracıyım (!) 

Benim için sağda solda sürekli bir kısım çıkarı bozulan insanlar gibi, bu adam kim, ne yapmaya çalışıyor, nereye ve kime çalışıyor gibi laflar ediyormuşsunuz? 

Benim kime çalıştığım belli..

Devletime… Milletime… Kamuya… 

Burada kamu adına Sağlık Bakanının emrini takip ediyorum, yetimin, mazlumun hakkı olan bu devletin parasını devlet kasasına koymaya çalışıyorum. 

İnsanların yolda sokakta görüp, sağ olsun bizim sesimiz oluyorsunuz dediklerinden ruhum değer ve huzur buluyor. 

Bu yazdıklarımı yazmak kolay mı? 

Siz beni susturmak için her türlü yollar denenmiyor mu sanıyorsunuz.?

Benim kime, nereye çalıştığım belli. 

Ben merak ediyorum.

Benim doğru ve belgeli yazdıklarım konusunda herhangi bir işlem yapmayanlar, eksik ve hatalı yaptıkları işleri düzeltmeyenler, hatadan dönmemekte ısrar edenler, kime ve nereye çalışıyorlar?

Onların ruhu, değer ve huzuru nerede buluyor acaba? 

Onu çok merak ediyorum.

Sağlık Bakanlığının, kendi emirlerini uygulamayan, kendini, Sayın bakandan, teftiş kurulu başkanından ve kanunlardan üstün gören bir bürokrat hakkında, yarınlarda nasıl bir işlem yapacağını da çok merak ediyorum doğrusu…

Hadi hayırlısı…

Bu günlük de bu kadar.