MERSİN MESELESİ
Devletimizin yasaları yönetmelikleri var.
TRAFİK kuralları diye bir şey var.
Uygulayan ve uygulatan olmaz ise, bu yasaların, yönetmeliklerin, kuralların bir anlamı kalmıyor.
Mersin’de başta merkez ilçeler olmak üzere, tüm ilçelerinde YAYA GEÇİTLERİ var.
Trafik ışıkları öncesi sonrası bu geçitler ayarlanmış, işaretlenmiş, ikaz levhaları konmuş, yola çizgiler döşenmiş, ama bu yaya geçitlerinde duran araç ve gereç yok.
Vatandaş toplu taşıma aracından inip, yaya geçidini kullanıp karşıdan karşıya geçecek, saatlerce yol kenarında bekliyor, duran tek bir aça yok. Yol vermiyorlar. Elinle kolunla işaret ediyorsun yine durmuyorlar, birde küfür ediyor, yâda korna çalıp gidiyorlar.
Özellikle mesai saati başlaması ve sonlanması ile işine giden gelen insanların bu çileyi sık sık yaşaması gına getirdi.
Şikâyetler hat safhada.
Kolluk var.
Polise ait Jandarmaya ait kolluk var.
Belediyelerin zabıtaları var.
Halkın çok sık kullandığı yaya geçitlerinde sıkı bir önlem almak, buralarda araç trafiğinin durmasını sağlamak çok mu zor?!
Devletin isteyip de başaramayacağı bir mevzu var mı?!
Ehliyet taşıyanların çoğu bilgiden yoksunlar.
Kural tanımıyorlar.
Yaya geçidinde durmanın bir zorunluluk olduğunu bu kişilere öğretmek zor mu?
Denetimi bir ay boyunca sabah akşam yapsınlar, bakın nasıl alışıyorlar.
Bu halkın can güvenliği bu kadar ucuz mu?!
Bu Mersin neden böyle, niçin bir türlü düzelmez, neden seçilip gelenler kentin estetiğini, düzenini göz ardı eder, anlamış değilim.
Geçen gün B.Şehir başkanımız açıklama yaptı.
İmar kirliliği ile savaşacaklarını, kaldırım işgalleri ile savaşacaklarını belirti.
Ya Allah aşkına ya, artık söylem değil icraat yapın.
Dediğinizi yapın.
Kenti de kent de yaşayanları da kurtarın.
Çağdaş bir kentte olmaması gereken görüntüleri yaşamak zorunda değiliz.
Ankara’da bu dediklerimiz oluyor mu?
Olmuyor…
Burada da olmasın.
Lütfen!!!
Baki Selam ve Dua ile.
Köşe Yazarları
