Sağlık ANALİZ

Sağlık ANALİZ

Mail: saglikanaliz@gmail.com

Toros Devlet Hastanesinin cılkı çıkan yemek mevzusu...

Yetkili olmuş yetkisiz, ilgili olmuş ilgisiz, kimsenin umurunda değil işler. Biz istediğimiz kadar yazalım. İstediğimiz kadar burada konuları dile getirelim. Siyaset ve hamaset birlikte yürüttüğü icraatlarda netice almak mümkün olmuyor.

Değerli Sağlık Bakanı Recep Akdağ, istediği kadar yukarıda iyi niyet ve hulus kalple çırpınsın, onu aşağılarda duyan olmaz ise, netice almak zor. O yüzden diyorum ki, Değerli ve sevgili bakanım Recep Akdağ, bu gün yarın oluşacak kadrolarda ehil insanlara, liyakatli insanlara, işinin ehli ve uzmanlara yer versin. İşleri bilmeyen kişilere idare ettirmesin. Bakın yeni teşkilat şeması ortayla çıktı. İl müdürlükleri, ilçe müdürlükleri, ayrıca koordinatörlükler gibi makamlar lütfen pratisyen hekimlere değil, işin ehli ve uzmanı idarecilere verilsin. Bu arada Genel sekreterlik gibi ulvi bir makam en az Doçent yâda Profesör kariyerli olsun. Onun yardımcıları da öyle. Halk sağlığı müdürlükleri yine keza öyle olsun. Eğer bu fırsat elinizde iken bunu iyi değerlendirmezseniz, sağlıkta olumlu netice almanız mümkün değil. Çünkü bir pratisyen hekim o makamdan indiği zaman gidip hastanelerde Başhekimlerin altında çalışıyorlar. Bunu bildikleri için etkin ve verimli olarak oturdukları makamda çalışamıyorlar.

Neyse..

Değerli Bakanım Recep Akdağ,

Mersin Toros Devlet Hastanesinde YEMEK hizmeti işini sık sık yazdım. Sizin talimatınız ile gelen giden müfettişler yemek devrinin yanlış olduğunu, iptal edilmesi gerektiğini, o ihaleye katılanların ihaleden yasaklanması gerektiğini belirten raporlar yazıp onayınızla buralara kadar gönderdiler. Ama o iş iptal olmadı, yasaklama gelmedi, teminat irat kaydedilmedi. Mutlaka gerekçeleri vardır. Ama dikkatlice bu işin araştırılması soruşturulması gerekir.

Bu arada bu yemek işi tantanalı devam ederken ihaleler gerçekleştirildi. İşte bu ihaleler gerçekleştiği sırada ben burada aşağıdaki yazıları yazdım ve değişik konuları ele alarak bir takım bilgileri yerel ölçek de ki idarecilere ve sizlere duyurdum. Şimdi üşenmiyorum bunları tekrar buraya alıyorum ve hafıza tazeliyorum. Arkasından da bu gün gelişen olayları yeniden aktaracağım. Birbiri ile bağlantı kuracak ve bu işi sonuna kadar dikkatlice araştırıp soruşturacak MÜFETTİŞLERİNİZ bir an evvel gelip bu işi yerinde incelemeli.

*  *   *   *  

27 Ekim 2011 tarihinde bu köşede yazdım. İşte linki: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=87539  ister linki tıklayıp yazıyı oradan okuyun, isterseniz ben şimdi buraya aynen alıyorum, buradan okuyun. Yazı şu:

Değerli insanlar, değerli yöneticiler, değerli devlet büyükleri, bizim yazdıklarımızı okumuyor musunuz? Okumamanız mümkün değil.  Çünkü yazmakla kalmıyor, e posta ile 3500 Sağlık çalışanına gönderiyoruz. Mersin valilik basın bürosuna, Kaymakamlıkların basın bürosuna, Sağlık il müdürlüğü basın bürosuna ve ayrıca Bakanlık basın bürosuna gönderiyoruz. Okumadık demeyin, ayıp oluyor.. Ne diyorum?

Bakın 6 gün önce 21.Ekim.2011 günü bir duyuru yaptım, bir takım hususları sizlere aktardım. O link duruyor: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=87295 Bakmadınız ise bir daha bakın. Ama bakmış olmanız lazım. Çünkü sizlere gönderdim. Ne var diyeceksiniz? Çok şey var. Orada aktardığım YEMEK İŞİ İHALESİ BU GÜN TOROS DEVLET HASTANESİNDE GERÇEKLEŞTİ. Ne mi oldu? Aktaracağım… Önce belki tıklama zahmetinde bulunmazsınız diye ben o gün yayınladığım bilgiyi buraya tırnak içinde bir alayım…. O haber ve duyuru şu:

“….. Geliyorum şu meşhur YEMEK İŞİNE…  Antebin ıspanak aşına döndü mübarek (!) Kaynatıp, kaynatıp önünüze koyuyoruz değil mi? Eee ne yaparsınız, KANUN, NİZAM, USUL, ERKAN tanımadan icraat yapılırsa, bizde yazmaktan başkaca bir yol bulamıyoruz. Bizim işimiz yazmak. Neyse.. Şimdi önümüzdeki günler İHALESİ YAPILACAK OLAN yemek işinde girecek firmalar şimdiden belli imiş. Bize aktarılanlara göre, KADRO YEMEKÇİLİK, ÜTEMPA YEMEKÇİLİK, HARPUT YEMEKÇİLİK, UYGAR YEMEKÇİLİK, AVŞAROĞLU YEMEKÇİLİK, METROPOL YEMEKÇİLİK, ÖZYURT YEMEKÇİLİK, SAVAN YEMEKÇİLİK, HANEDAN YEMEKÇİLİK katılacaklarmış. MDH yemekçisi olup iflas eden ÖZYOL’ un katılması mümkün değil. Fakat onlarda yeni bir firma almışlar, adını sır gibi saklıyorlar. O firma ile ihaleye katılım yapacaklarmış. İşler karıştı şimdi. Takip edin. İzleyin, dinleyin, teknik ve fiziki takibi sıklaştırın. Bu aralar devlet tüm ihalenin aşamasını çok sıkı takip etsin. Bakın neler çıkacak… Bize aktarılanlar şöyle… Doğrudur yâda yalandır, biz bilemeyiz. Ama aktarmak ve ilgilileri aylar öncesinden uyarmak bizim görevimiz. Şöyle aktarılıyor. Bu yukarıda ismi geçen firmalar ihalede MERDİVEN denen sistemi uygulayacaklarmış… Yani her firma arasında 100- 200 marjlar bırakarak, birine işi bıraktırmak çabası içindelermiş… Miş diyorum, siz dikkatle inceleyip araştırın…. Daha zaman var. Bakın içerdeki firmaya ve uzantılarına…. Sahiplerine.. Ortaklarına… Ve tüm ihaleye katılım yapacakların, şu an idareden dosya alanların, şartname alanların şirket sahibi ve ortaklarının GBT sorgulamalarını yapın, yaptırın. Acilen yaptırın. İhale yasaklısı durumuna düşenlerin hangi firmalar ile katılım yaptıklarını kontrol edin. Yine geçmişte YEMEK İHALESİ yâda başkaca devlet ihalelerinde gözaltına alınanlar, hapse girenler var mı yok mu bunu da hızla araştırın. İhale öncesi, BAŞHEKİM, İLGİLİ BAŞHEKİM YARDIMCISI, SATIN ALMA KOMİSYONU ÜYELERİ, İDARİ VE TEKNİK ŞARTNAMELERİ HAZIRLAYAN KOMİSYONLARIN ÜYELERİ, SATIN ALMA ÇALIŞANLARI, İLGİLİ SATIN ALMA MÜDÜR YARDIMCISININ, yemek işine bakan DİYET UZMANLARININ çok sıkı takibe alınmasında, teknik ve fiziki takip altında olmasında, devletimiz açısından önem arz etmektedir. Onların isim ve adları zikredilerek kapalı kapılar ardında değişik olaylar cereyan etmemelidir. İşi sıkıya alın. Bu işler trilyonluk işler… Bizden söylemesi, uyarması….”  Demişiz……

Peki, bu gün ne olmuş? Ne olmuş da ben şimdi yazıyorum? Ne anlatmaya çalışıyorum? Devletin ilgili birimleri ne yapıyorlar ve ne yapmaktalar, yada ben aktarımlarımı yaptıktan sonra ne yapacaklar merak ediyorum? Bakın bir bilgi daha vereyim. BİLİYORSUNUZ TOROS DEVLET HASTANESİ YEMEK İŞİ DEVİR MESELESİNİ BAKANLIK MÜFETTİŞİ BOZMA KARARI ALDI. O KARARI VE MÜFETTİŞ RAPORUNU YAYINLADIM. Çok sayıda soru sordum. Kimse tınlamadı. Bu işle ilgili öncelikle belirteyim ki, 26 Eylül 2011 günü şu linkte http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=86424 bir yayın yaptım. Linki tıklar okursunuz. Ardından 29 Eylül 2011 günü şu linkte bir yazı yazdım ve duyurdum. http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=86524 Tıklar okursunuz. Tekraren bu hususlarda 9 ekim 2011 günü şu linkte bir haber daha yaptım. http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=86909 Derken durmadım tüm bunları içeren bir duyuru, ihbar telakki eden, yetkililerin dikkatini çekmesini istediğim ve el atmasını istediğim 19 Ekim 2011 günü şu linkte bir haber daha yayınladım. Tamamını kapsayan bir haber: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=87247 Bu linki de tıklayıp yazıları okumak elinizde. Bu linkler deki yazıların yazıcıdan çıkışını alıp tarih sırasına göre dosyalarsanız, ne dediğimizi biraz daha iyi anlarsınız.

GELELİM BU GÜNE… Bu gün YEMEK İŞİ İHALESİ OLDU. Biliyorsunuz BAKANLIK MÜFETTİŞİ RAPORUNDA İÇERDE İŞ YAPAN FİRMA OLAN uygar YEMEKÇİLİĞİN HAKKINDA “DEVİR İŞİNİ İPTAL EDİN, FİRMAYI İHALELERDEN YASAKLAYIN, DURUMU ADLİYEYE İNTİKAL ETTİRİN” ANLAMINA GELEN KANUN MADDELERİ SIRALANMIŞ VE GEREĞİNİN YAPILMASI İSTENMİŞTİ. Hiçbir işlem yapılmadı. İhale her zaman 2 – 3 yıllık çıkarken bir yıllık çıkıyor bu ne iş, birilerine mi ayarlanıyor, yeterlik meselesi mi diye durumu aktarmış dikkat çekmiştik. Tınlayan olmadı tabi. Eğer yazdıklarımızı gün gün elinize alır üst üste koyarsanız, mutlaka bir şeyler çıkartırsınız. Tabi isterseniz. Ama demek ki birileri ağır basıyor, güç var ortada ki, gerçekler su üstüne çıkmıyor (!) Ama kimse devletten güçlü değil. Evvel emirde ise ALLAH’TAN güçlü değil. Biz bildiklerimizi, hissettiklerimizi aktarmaya devam edelim. Bu günkü ihaleye dönüyoruz. Önceden yaptığımız yayınları üste linkleri ile koyduk. Bu günkü yazdıklarımızı onları da okuyarak yaparsanız sonuca varırsınız, yoksa varmak zor olur. İhaleye 25 firma katılım yaptı..  MİS GIDA, ÖZYURT+SAVAN, ARPAR, ÇELİKKAN, ÜNİSAŞ, METSİM, ARI2 GIDA, SÜNBÜL, YİĞİT GIDA, ADA GRUP, İZOL GRUP, UYGAR YEMEKÇİLİK (İÇERDE HALİ HAZIRDAKİ FİRMA VE MÜFETTİŞ RAPORU İLE YASAKLANMASI İSTENEN AMA YASAKLANMAYAN FİRMA) ŞÖLEN, BİLGELER, EMİROĞULLARI, BATI, TSK, CANLAR, AVŞAROĞULLARI, ÖZ ATA, OĞTİM, HARPUT, METROPOL, TAKDİR, ASKOR+ÇAMLICA,  FİRMALARI KATILIM YAPMIŞLAR…. Bu firmalardan ASKOR+ÇAMLICA GİRİŞİMİ İHALE ANINDA EKSİK EVRAKTAN ELENDİ.  Önce idarenin yaklaşık bedel olarak tespit ettiği ve kimsenin bilmesinin mümkün olmadığı, sadece idarede bir iki kişinin bildiği rakamı söyleyelim.  İhale anına kadar, yani zarflar açılana kadar firmaların ve başkalarının bilmeleri mümkün değil. Yaklaşık bedel: 3.967.214.94 TL. Bunu idare gizli kimsenin bilmesi mümkün değil belirlemiş ve saklı tutmak zorunda. İçerdeki firma olan ve müfettiş raporu ile hakkında yaptırımlar istenen firma UYGAR yemekçilik ne hikmet ise bu yaklaşık bedele kuruşu kuruşuna yakın bir teklif atmış (!) Verdiği teklif şu: 3.967.180.00 TL. Allah Allah! Dememek elde değil…  Yaklaşık bedeli elinize alın birde bu rakama bakın.  Bu firma bunu, bu derece yakın bir rakamı acep nasıl bilmiş?  Orası ayrı bir iş ve yetenek tabi… Ama biz günler önceden yayınlar ile yetkili ve ilgilileri uyardık. Yukarıda yazıların linkleri duruyor. O yetkililer ne demek istiyoruz anlamıyorlar mı? Lütfen iyi anlasınlar. İşin garibi 2 sene önce yapılan yemek ihalesinin yaklaşık bedel miktarı ile ihalede kalan firmanın işi üstlendiği rakamı elinize alın bir bakın.  Yani ECE firması almıştı ardından bu UYGAR’ a usulsüz devretmişti. Bu devir işi ise önce muhakkik tarafından soruşturulmuş sonrasında müfettiş gelmiş yanlış, hatalı eksik bulmuş bozun bu işi demişti.  Ama BİR TÜRLÜ İDARECİLER VE İÇERDEKİ AMİRLERCE BU İŞ bozulmamıştı. O rakamı elinizse alın. O rakam bu günkü yaklaşık maliyetten çok yüksek bir rakam. Bakın düşük değil, yüksek rakam.2 yıl içinde bizim ülkemizde BU YEMEK SEKTÖRÜNDE ne gibi şeyler değişti? Girdilerde ve maliyette önem arz eden fiyatlar arttı mı, düştü mü? En başta ET’ e bakın. 2 yıl önce Kemikli etin kilosu 13 lira idi, bu gün 17 lira. Düşmemiş artmış. Peki, bu ihaledeki maliyet şimdi niye düşmüş, artmamış? İçerdeki firmanın yaklaşık maliyete bu kadar yakın rakam atmasını nasıl izah edersiniz? Nasıl bilmişler ve bu rakamı tahmin etmişler? HARPUT yemekçilik 7 ay önce MDH de yapılan ihalede 3.100 fiyatını atarken, ülkemizde ne pahalandı da buradaki yemek işinde bu kadar yüksek fiyat atmış? Birde buna bakın ve bu olayı değerlendirin.  HARPUT burada ŞİMDİ 4.909.800.00.TL fiyat atmış. İçerdeki firma olan ve halen TOROS DEVLETİN YEMEĞİNİ VEREN UYGAR YEMEKÇİLİK şu an yemeği kaçtan veriyor onu inceleyin bakalım. Sanırım 3.980 civarına veriyor. Kayıtlar orada. Alın elinize inceleyin. Yapılan bu ihalede ise aynı firma UYGAR ne hikmet ise 3.95 ve 1.21 e gelen rakamları veriyor ve taahhüt ediyor. Toplamda 3.967.180.00 TL…  Bu nasıl bir iş anlayanınız var mı, yada anlayanınız oldu mu? Ne anladınız? İçerdeki firma şu an ifa ettiği hizmette verdiği ve parasını aldığı fiyatın altına vermiş. Teknik ve idari şartnamede ne değişti ki, bu fiyata düştü?  Değişmediğine göre bu fiyatı da verdiğine göre, önceki yapılan ihaledeki fiyatı ele alırsanız ikisinin arasındaki devletin kaybına bir bakın. Burada kafamıza takılan birinci husus yaklaşık maliyete en yakın rakamı tıpa tıp vermesi, ikincisi, şu an ifa ettiği ve yaptığı iş karşılığı aldığı fiyattan düşük rakam vermesi çok dikkat çekici. Yani biz daha önceki bir yayında MERDİVEN demiş bir şeyler aktarmıştık. Bu işten anlayanlar bu dosyaları ele alıp bir inceleyiversinler bakalım. Tabi bizim burada yazdıklarımızı da göz önüne alarak incelesinler. Bakın Avşaroğlu ve Metropol firması 7 ay önceki MDH ihalesinde 3 milyon civarı ve az üzerinde fiyat atarken, burada şimdi 4.300 – 4.600 arasında fiyat atmış. Bu nasıl bir çelişkidir ki? Orada niye öyle, burada niye böyle? Zamanında yukarıda linklerini verdiğim yayınlarda MERDİVEN taktiği deyip bir şeyler aktarmaya çalışırken bir noktaya dikkat çektik. Bunun içinde olan firmalar var dedik. Bugünkü çıkan sonuca bakın. İhaledeki sonuca. Dediğimiz çıkmış mı, çıkmamış mı? Bu işleri demek ki ciddi takip eden yok. Yazık.. Bakın Tarsus Milli Eğitim müdürlüğü yemek işine on gün- 15 gün önce 1.40 fiyat atan HARPUT, şimdiki Toros’un ihalesinde 4.60 fiyat vermiş. 1.40 fiyat mı yanlış, 4.60 mı yanlış? Hangisi doğru? Bunu biri Allah rızası için izah etsin. Bu işte ne dönüyor, ne olup bitiyor biri çıksın izah etsin? Bakın 1 hafta evvel KONYA’DA ihale vardı. Aynı yemek işi ihalesi… OĞTİM aldı. Onun aldığı işe burada ihaleye katılan firmaların çoğu katılım yapmışlar ve ister inanın ister inanmayın gidin verdikleri fiyatı inceleyin. Ya devletsiniz. Orası da devletin kurumu, yazın yazıyı rakamları ve katılanların isimlerini alın. Bakın burada sizde ne vermişler bu kez? Ve OGTİM burada ne fiyat vermiş? Orada ne vermiş, burada ne vermiş? TOROS’un yemeğini ECE almış idi, sonradan UYGAR’a devretti. Bu devir müfettişlik oldu, rapor ortada. Uygar’ın ihaleden yasaklanmasını isteyen bir müfettiş raporu var. Yasaklama yok ve ihaleye katılmış. UYGAR’ın ortakları arasında kimler var? Eski yüklenici olan ECE’nin ortakları ve sahipleri var mı?

Bir ilginç olayda şu…. TOROS’un ihalesi bu gün yapılırken, ihale anında aşağıda yemeğin yapıldığı mutfağa bu katılımcı firmaların sahip ve yöneticilerinin çoğu sık sık inip çıkmışlar. Acaba niye? Bu ziyaretlerin sebebi maksadı acaba nedir? Hastanede güvenlik kameraları mevcut… Alın dünkü kayıtları silmediniz ise bir inceleyin. Mutfağa kim girmiş çıkmış, ihaleye kim girmiş çıkmış, bir bakın. Bu arada aşağı mutfakta hangi müteahhit oturuyordu ve hastane kapısında kimin arabası bekliyordu, bahçedeki kayıtları da inceleyin, giren çıkanları da inceleyin. Zor değil. Kamera kayıtları oradadır. Bu iniş çıkışlarda acaba ne gibi görüşmeler yapılıyordu, ne olup bitiyordu devletin çok detaylı incelemesi ve araştırması lazım.  Bu öyle basit bir iş değil.  Tüyü bitmedik yetimin, şehidin hakkı var o kasada. Trilyonluk iş. Bir defa bu yaklaşık maliyet nasıl bu kadar tuttu ve bilindi? Biri mi verdi, kim verdi? Devlet bu satın almacıların, ilgililerin telefonlarını dinliyor mu, takip ediyor mu, izliyor mu, ne olup bitiyor? Bakın buradan bir kez daha yazıyorum. Bunları çok detaylı bir inceleyin, araştırın. Bu arada 1 hafta sonra ERDEMLİ DEVLET HASTANESİ YEMEK İŞİ İHALESİ VAR.  Şimdiden olayları, burada yaşadıklarımızdan sonra, kestirmek çok zor değil. Bu devletin sahipleri neredeler? İzlesinler, takip etsinler, fiziki ve teknik takip yapsınlar, araştırsınlar, bakın zaman var.  Bu yazdıklarımızı ellerine alsınlar okusunlar, verdiğimiz bilgiler ışığında ilgili firmaların yurt geneli katıldıkları ihalelerde verdikleri teklif ve fiyatları alsınlar karşılaştırsınlar. Kim nereye hangi zamanda ihaleye katılmış ve ne fiyat vermiş baksınlar. İhalelere giren bu firmaların her an ve her dakika izlenmesi ve takip edilmesi devletimizin, kamunun yararına olacaktır. Bu arada bekleyeceğiz göreceğiz bu gün yapılan TOROS YEMEK işi kimde kalacak yâda ihale nasıl sonlanacak?

*   *   *   *   

Bu yazının ardından yeni bir yazı daha kaleme aldım. Bu yazımın tarihi de 28 ekim 2011 günü. İşte linki: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=87554 ister linki tıklayıp yazıyı oradan okuyun, isterseniz ben şimdi buraya aynen alıyorum, buradan okuyun. Yazı şu:

Bu TOROS DEVLETİN yeni yapılan YEMEK İHALESİNİN İPTALİ GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. Yetkililer olaya el atsınlar bir önceki yazımı ele alıp didik didik incelesinler. Bakın daha önce MDH de benzer bir yemek işini günlerce yazdım. Muhakkik raporunu okudular ama gereğini yapmadılar. Kaymakam olayı kapattı. Sonra ben yazmaya devam ettim. Bu gün yarın müfettişler gelecektir ve o işlerin hesabını soracaklardır. Bu devlete kimse kül yutturamaz. Bizim devlete olan inancımız tam.

*  *  *  *  *  

Yetinmedim tekrar bu konuyu ele alarak 2 Kasım 2011 tarihinde bir yazı daha yazdım. Onun linki de şu:  http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=87673 ister linki tıklayıp yazıyı oradan okuyun, isterseniz ben şimdi buraya aynen alıyorum, buradan okuyun. Yazı şu:

27 Ekim 2011 Perşembe sabah saat 7.32 de bu sütunlardan seslendik.  OLAY MERSİN TOROS DEVLET HASTANESİ YEMEK İŞİ MESELESİ İDİ…. İşte o link duruyor ve yayında. http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=87539  Henüz Mersin’deki yetkili ve ilgili makamlar harekete geçmemişler. Yazıklar olsun ki, ne yazıklar olsun… Yine başlamışlar aynı türküyü nakarat etmeye .. “Gazeteciye bunları kim yazdırıyor” İşinize gücünüze baksanız da işinizi eksiksiz yapsanız olmaz mı? Yazdıklarımız yalan ise yalanlayın. Değil gerçek ise, gereğini yapın. Devlete yazık. İmkânlarına yazık. Nerede bu DEVLETİMİZİN ADİL VE HAKKANİYETLİ YÖNETİCİLERİ? Biz böyle düşünürken BAKANLIKTAN TEFTİŞ KURULUNDAN BİR YAZI ÇOK ACİL VE İVEDİ İBARESİ İLE TOROS DEVLET BAŞHEKİMLİĞİNE GELİR. Mevcut yemek işi ile ilgili. Hani şu yazılarımızın içinde bahsettiğimiz SORUŞTURMALIK OLAN ve hakkında müfettiş raporu olan ve bir türlü uygulanmayan dosya için. Bir gün önce ise YEMEK ihalesinin yenisi olan ihale yapılmış biz 27 Ekim sabahı olayın acayipliğini dile getiriyoruz ve üstteki linkteki yazıyı yazıyoruz. Yazımızın yayınlandığı gün ise eski dosya ile ilgili olan soruşturması bitmiş iş için TEFTİŞ KURULUNDAN bir yazı geliyor. O yazı Sır gibi saklanıyor. Ama yazının içeriği öğrendiğimiz kadarı ile şu….  “Bizim müfettiş raporumuzu oraya buraya sormaya gerek yok, raporun amir hükümleri belli…” Gereğini yapın cinsinden.  Ve öğreniyoruz ki dün itibari ile bu yemek işinin DEVİR İŞİ MESELESİNİ FESİH ETMİŞLER…  Vay be… Aylar sonra…  Kimse devletin yiten giden zamanının ve kaynağının hesabını sormuyor yani. Sadece bozun demişler o kadar. Onlarda bozmuş. Aylarca bozmamak için çırpınmışlar, TEFTİŞ KURULUNHDAN GELEN RAPORU oraya buraya resmi yazılar ile sormuşlar, ne yapalım diye işi oyalamışlar, şimdi bozmuşlar. Olacak iş değil. Teftiş kurulu başkanlığı acilen bir müfettiş görevlendirmeli. Sadece bu iş için gelmeli ve didik, didik bu işleri incelemeli.1- Müfettiş raporunun gereğini kim yapmadı, neden yapmadı, niçin yapmadı, kimler uygulamayı bu kadar geciktirdi, niye geciktirdi, niçin geciktirdi? 2- Bu işten devletin kazancı ne oldu, ilgili firmaların kazancı ne oldu? 3- Burada hazineye irat kaydedilecek rakamı almayanlar hakkında, raporu uygulamayan ve uygulatmayanlar hakkında ne gibi işlem yapacaklar merak konusu? Bu devlet bu kadar sahipsiz mi? Bakın olayları bir kez daha size aktarayım…. Toros Devlet Hastanesinde yemek ihalesini alıp yemek hizmeti veren ECE yemekçilik firması, ihaleyi aldıktan kısa süre sonra ihale sözleşmesini yasaya aykırı şekilde UYGAR firmasına devretmiştir. UYGAR firması iş deneyim tutarı bu ihaleyi almaya yetecek tutarda değildir. 

Bu nedenle eğer katılmış olsaydı 05.05.2010 ve tarihli yemek ihalesinde yeterlilik alamayacak ve ihaleyi alamayacaktı. Ancak ihaleden bir süre sonra 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşme Kanunun 16.maddesine aykırı olarak, denk olmadığı halde sözleşmenin devri konusunda hastane idaresine dilekçe verilmiştir. Zamanın Hastane başhekimi, firmaların birbirine denk olup olmadığını araştırmamış ve dilekçeyi onaylamıştır. Başhekim görevini eksik yapmıştır. Firma ise idareyi yanıltmış ve katılıp kazandığı ihaleye sözleşme uygulama aşamasında fesat karıştırmıştır. Yukarıda anlattıklarım bir müfettiş raporunda anlatılanlardır. Teftiş Kurulu Başkanlığının 20.05.2011 tarih ve 12–9 sayılı inceleme raporunun Netice ve Kanaat Bölümünün ‘ Söz konusu Sözleşme devri ile ilgili olarak 4735 sayılı kanun 25 inci, Kamu İhale Genel tebliğinin 27,6 ınc, 27,7 i,nci ve 27,8 inci maddesi gereğince, 4735 sayılı kanun 20. 22 ve 26.maddesine göre İlgili idarece işlem yapılması gerektiği’ talimatı verilmiştir…. Sağlık Bakanı tarafından gereği yapılmak üzere havale edilmiştir. Sağlık Bakanına bağlı, tüm diğer birimler bu emri uygulanması gereği ile hastane baştabipliğine iletmiştir. Bu raporun tarihi 5 ay olduğu ve kendisine tebliğ edildiği halde Toros Devlet Hastanesi Başhekimi Süleyman Ülger raporun gereklerini yerine ısrarla yerine getirmemiştir. Yapılması gerekenler 06.09.2011 tarih ve 35853 sayılı yazıları ile kendisine bildirilmiştir. Tebliğ tarihi itibariyle 5 (beş )gün içinde Sözleşme bedeli olan 3.278.653.-TL sının %6’na tekabül eden 196.718,58.-sını Kati teminat mektubunu irat kayıt etmesi gerekirken yapmamıştır. Kendisine verilen emirde sözleşmeyi feshetmesi gerekirken, etmemiştir. Yani haksız elde edilmiş bir sözleşmeyle firmanın iş yapmaya devam etmesini sağlamış, böylece firmanın haksız elde edeceği iş deneyimiyle bundan sonra haksız ihaleler almasına sebep olmuştur. Dolayısıyla yeni yemek ihalelerine karışmış olan fesatların mimarı durumuna düşmüştür. Firmanın teminatını gelir kaydetmemiştir. Yaklaşık 196.718,58.-.TL paranın hazineye girmesini engellemiştir. Kamu zararına sebep olmuştur. Kazanmayı hak etmeyen firmanın hastanede hizmet verdirtmektedir. Hem çalışanların hem hastaların yediği yemekler, bu işi yapmaya yetkin olmayan bir firma tarafından verilmektedir. Şu anda Sağlık Bakanının ve yasaların emrine aykırı hareket ederek hem görevini kötüye kullanmakta, hem kamu zararına sebep olmakta hem de ihale şartlarına aykırı işlem yapmakla edimin ifasına fesat karıştırmaktadır. Bu durumda hem çalışanların hem hastaların yemek hizmeti güvenilir değildir, ayrıca hazineye girecek para alınmamıştır. Bu kişi bu yasaya aykırı davranışları ve para tahsilini yapmayarak hazineyi zarara uğratmayı bilerek ve isteyerek yapmaktadır. Kendisine emir geldiği halde Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinden görüş istediğini belirtmektedir. Bu görüşü hangi tarihte ve niçin istendiği bilinmemektedir. Tüm resmi kurumlara bakan imzalı emirler sürekli gelmektedir. Bu başhekim başka genelgeler, emirler hakkında görüş sormazken, bu konuda neden görüş sorduğu özellikle sorgulanmalıdır. Bu görüş, bir emir niteliği taşımamaktadır. Ancak sağlık bakanının emrinin aksine başhekim tarafından bu görüş emir olarak değerlendirilmiştir. Bu emirleri veren kişiler hukukçulara danışmadan bu emri vermiş gibi davranılmaktadır. Sağlık Bakanı, bakan adına hareket eden müfettişlerine konuyu inceletmiştir. Başhekim Sağlık Bakanlığı teftiş kurulu teşkilatını yok saymaktadır. Bu görüş Sağlık Bakanının emri değildir.  Ancak Başhekim tarafından bakan emri değil de bu görüşe göre hareket etmektedir. Sayın müfettişlerin, Teftiş Kurulu Başkanının ve Sayın Bakanın emri hukuksuzmuş gibi davranılmıştır. Bu görüş dayanak alınarak resmi emirler kanunlara, tebliğlere aykırılıklarına ve kamu zararına rağmen yerine getirilmemiştir. Aynı müfettiş raporu ve bakan emrindeki memurlara yönelik disiplin işlemleri kamu zararı tahsilleri başhekim tarafından yerine getirilmiştir. 

Konu yemek işin gelince başhekim raporun ve bakan emrinin hukuki geçerliliğini sorgulamıştır. Bu da başhekimin taraflı ve art niyeti göstermektedir. Eğer bu müfettiş raporu ve bakan emri sorgulanabilecek derecede güvensizse, emrin diğer gereklerini de yerine getirmemesi gerekirdi. Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği  Birinci Hukuk Müşaviri Adem Keskin Tarafından yapılan görüş ile  ”…… Hülasa, kanunen aranan zaruret halinin oluşup, oluşmadığı ile ilk ihaledeki şartların haiz bulunup bulunmadığı yolundaki tetkik yükümlülüğü sözleşmeyi devreden veya devir alan yüklenicilerde   olmayıp, bu yükümlüğün idare  nezdinde bulunduğu, Kanun  hükmü ile yükleniciler yönetilen yükümlülüğün sözleşmenin devrinden evvel  idareden yazılı izin alınması ve son üç yıllık süre zarfında başkaca bir sözleşmenin devredilmiş  yahut da devir alınmamış olmasından ibaret bulunduğu, usulüne  uygun  olarak izin müracaatında bulunan ve talep edilen bilgi ve belgeleri idareye sunarak gerekli izni almış bulunan yükleniciye ait iş eneyim belgesinin ilk ihalede aranan tutarı sağlamadığından bahisle ,tetkik yükümlülüğü idareye ait bulunan bir hususta ve kendisine yöneltilmeyen bir yükümlülüğü ihlal ettiği gerekçesiyle yüklenici hakkında müeyyide tatbikine  hukuken cevaz verilmediği tereddütsüzdür……” mütalaa  edilmiştir. Kaldı ki; Yemek Hizmetini devreden firma Ece Yemekçilik firması 15.07. 2010, 3664 sayılı yazı ile İhale Kanunun sözleşmenin devrine ilişkin idarenizin izni ile teknik ve idari şartnamenizde istemiş olduğunuz şartlara haiz olan ekte belgeleri yer alan Uygar Yemekçilik firmasına devretmek için idareden izin istemiştir.  Ece Yemekçilik firmasının devir başvuru yazısında kamu İhale kanunlarına ve İdari şartnameye uygun olduğunu yazılı beyan etmiştir. Devreden Firma tarafından taahhüt edilen Devralan firmanın Teknik ve İdari Şartnameye uyduğunu beyan etmiştir. Ancak, İdare tarafından düzenlenen idari şartnamenin; 7.4.3.İş Hacmini gösteren belgeler yeterlidir.

7.5.1-İş Deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 40 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. Yapılan düzenlemeye göre hizmeti devralan firma Uygar yemekçiliğin iş hacmini karşılamaya yönelik İş deneyim belgesinin yeterli olmadığı açıkça Bakanlık Müfettişi tarafından tespit edilmiştir. Bu taahhüdüne aykırı davranarak İdari şartnameye uymadığı halde uyduğunu beyan etmek acaba İdareyi kandırmak değil midir?.. Bu yanlış beyan acaba aşağıda belirtilen 4735 sayılı Sözleşme kanunun 25.Yasak fiil davranışlardan olan a) fıkrasındaki Hile, Kullanma yoluna başvurmamışımdır. Bu beyan aşağıdaki c)fıkrasındaki, Sözleşme konusu işin yapılması sırasında araç veya usuller kullanılmamış mıdır?..

Firma tarafından yapılan bu yanlış taahhüt ile;  d)  Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek. Şartlarının da oluştuğu kesindir. Devreden firma taahhüdü ile bu fıkradaki sorumluluklarına yerine getirmemiştir.  f) Mücbir sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.4735 Sayılı Sözleşme kanunun;

Yasak fiil ve davranışlar / Madde 25- Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır: a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikâp, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs  etmek.  c) Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak.  d) Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek. f) Mücbir sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek. Firma tarafından yapılan taahhüde kanundaki tüm şartlar taşıdığını beyanı hukuk müşavirinin tam tersi olarak sadece İdarenin değil firmanın da sorumluğunun olduğunun tespitidir. Aynı görüş de ”…..yani, iş deneyim belgesine esas hizmetlerin tefrikinin yapılmasının lazım geldiği hususunun yüklenici tarafından bilindiği veyahut da bilinmesinin mütad ve usulden  olduğunu iddia ve ifade edebilmek de kabil bulunmadığından, bu haliyle yükleniciye atf’ı mümkün bir fesad halinden de bahsedebilmek mümkün bulunmasa gerektir…..” yorum yapılmaktadır. Bu itibar ile Söz konusu Sözleşme devri ile ilgili olarak 4735 sayılı kanun 25 inci, Kamu İhale Genel tebliğinin 27.6 ınc  ,27.7 i,nci ve 27.8 inci maddesi gereğince, 4735 sayılı kanun 20. 22 ve 26.maddelerinde ilgi devirler ile ilgili olarak alışkanlık veya devamlı yapılması  usulen tekrarlanması halinde fesad halini oluşturur yönün de kanuni bir düzenleme zaten  yoktur. “ ……Netice itibariyle; Sözleşmenin 4735 sayılı, kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 16 ncı maddesi hükmüne aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması halinin varlığından bahisle, sözleşmeyi devreden veya devralan yükleniciler hakkında Kanunun 25 inci maddesi delaletiyle 20,22, ve 26 ıncı maddelerinin tatbik edilebilmesi için; a)Sözleşmenin idarenin yazılı izni bulunmaksızın devredilmesi veya devir alınması, b)Devir tarihinden üç yıl öncesine kadarki bir süreç içerisinde başkaca bir sözleşmenin aynı yükleniciler tarafından devredilmiş veya devir alınmış olması, Fiillerinden birisinin gerçekleşmiş olması iktiza edecek olup, mütalaa konusu hadise bakımından bu fiillerin varlığına ilişkin bir iddia ve tespit bulunmaksızın, zaruret halinin varlığına yönelik bir tespitte bulunmaksızın ve ilk ihaledeki şartların sağlanıp sağlanmadığı hususunda gerekli tetkikleri yapmaksızın sözleşmenin devrine izin veren Kamu görevlilerinin adli, idari ve disiplin hukuku bakımından sorumlulukları baki kalmak kaydıyla-yükleniciler ile alakalı olarak 4735 sayılı kanunun 20,22 ve 26 ıncı maddelerinin tatbikine yönelik bir işlem tesisine hukuken imkân ve mahal bulunmadığı düşünülmüştür.” görüşlerine yer verilmiştir…. Ancak; 4735 Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda” Sözleşmelerin devri için zorunlu kılınan 16.maddesinde sözleşmelerin devrinde yerine getirilmesi zorunlu olan Sözleşme, zorunlu hallerde ihale yetkilisinin yazılı izni ile başkasına devredilebilir. Ancak, devir alacaklarda ilk ihaledeki şartların aranması zorunludur.” Yapılan düzenlemelerde bu maddelerin uyulması zorunlu olan temel unsurlarıdır. Sağlık Bakanlığı Teftiş kurulunca yapılan inceleme neticesinde de bu hususların olmadığı tespit edilmiştir. Aynı Sözleşme Kanunun 25 maddesinde atıfta bulunulan;

Yasak fiil ve davranışlar: Madde 25- Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır: g) Sözleşmenin 16 ncı madde hükmüne aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması. Bu maddeyi de kapsadığı görülmektedir. Sözleşmeyi feshedilmesi için ise 20 maddesinde ise 25.maddeye atıfta bulunmuştur. İdarenin sözleşmeyi feshetmesi:  Madde 20- Aşağıda belirtilen hallerde idare sözleşmeyi fesheder:  b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 25 inci maddede sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi, gerekliliğini vurgulamıştır. Kamu İhale Kurumu Tebliğlerinin aşağıda belirtildiği üzere Sözleşmenin devrine ilişkin olarak yapılan düzenleme; Madde 27- Sözleşmenin devrine ilişkin açıklamalar: 27.1. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 16 ncı maddesinde sözleşmenin devrine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre sözleşmenin devrine ilişkin işlemlerde;  a) Sözleşmenin devrini gerektiren zorunlu bir halin bulunması, b) İhale yetkilisinin yazılı izninin bulunması, c) Devir alacaklarda ilk ihaledeki şartların bulunması, zorunludur. Hususlarında 4735 sayılı kamu İhale Sözleşmeleri kanunun 16 ncı maddelerinde yapılan düzenlemelerin içinde bulunan a) ve c) maddelerinin belirtilen sözleşmenin devrinde bulunması zorunlu olduğu ve bu maddelerin 16.madde kapsamında olduğunu açık ve net olarak belirtilmiştir. Aynı Tebliğin 27.6. (Değişik: 20/4/2011-27911 R.G./ 12. md.) Aşağıda belirtilen hallerde sözleşme feshedilir ve devreden ve devralanlar hakkında 4735 sayılı Kanunun 20, 22 ve 26 ncı maddeleri uygulanır: a) İhale yetkilisinin izni olmadan sözleşmenin devredilmesi veya devir alınması, b) Sözleşmenin devredildiği tarihi takip eden üç yıl içinde sözleşmeyi devreden yüklenici tarafından başka bir sözleşmenin devredilmesi veya devralınması. Sözleşmenin devrinde 27.6 maddesinde belirtilen maddelerin sözleşmenin devrinde olmadığı takdirde diğer maddeleri değerlendirilmeden bu maddeler yerine getirilmediği takdirde diğer maddeler değerlendirilmeden 4735 sayılı Kanunun 20, 22 ve 26 ncı maddeleri uygulanır anlamındadır.

Teftiş Kurulunun raporunda atıfta bulunulduğu, Kamu İhale Tebliğinin 27.7 maddesinde belirtildiği ”27.7. Sözleşmenin 4735 sayılı Kanuna aykırı şekilde devredilmesi veya devir alınması halinde tespit tarihi itibarıyla sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu tarihleri izleyen yedi gün içinde idare tarafından fesih kararı alınır. Bu karar, karar tarihini izleyen beş gün içinde yükleniciye bildirilir. 4735 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.” Bu sözleşmenin devrinde 4735 sayılı kanuna aykırı olarak devredildiği sübut bulunan bu devrin kamu İhale tebliğinde 27.7 maddesinde olduğu da somuttur bu maddeye göre de uygulama yapılmaktan bile imtina edilmiştir.

ŞİMDİ ben buradan tüm vatandaşlarımız adına, kamu adına, devletimizin kör kuruşu adına, tüyü bitmedik yetimin hakkı için, şehidin hakkı için seslenmeyi bir vicdan borcu olarak görüyorum. Yetkilerini sorumsuzca kullanan ve devleti zarara uğratan bu kişilerin yasaya aykırı davranışları hakkında yasal işlem yapmayacak mısınız? Devletin kör kuruşunun hesabını sormayacak mısınız? Bu raporun uygulanmasını geciktirenler, sağa sola görüş soranlar, sorduranlar, ilgili üst amirler hakkında ne gibi işlemler yapacaksınız? Diyeceksiniz ki nerelere sormuş? Önce Sağlık grup başkanlığına sormuş, geçmişte yazdım.  Orası gereğini yap uygula anlamında cevap vermiş. Ama Başhekim yetinmemiş bu kez Bakanlık hukuk işlerine sormuş. Orası lağa luğalı bir cevap göndermiş. Bu arada biz ısrarla yazıp ikaz ediyoruz, uyarıyoruz, raporun gereğini yapın, oraya buraya sormayın diye yazılar yazıyoruz, umursayan yok. Derken Grup başkanlığı ve hukuk müşavirliğinden gelenlerle de yetinmemiş, bu kez teftiş kuruluna sormuş. Ya bu nasıl bir iştir? Bunlar okuduğunu mu anlamıyor, yoksa işlerine mi böyle geliyor? BU YANLIŞ İŞİN, KEYFİ İŞİN HESABINI SORACAK BAKANLIKTTA BİR YETKİLİ YOK MU? BURADA yapılan bu işler ve işlemlerde İYİ NİYET ARAMAK MÜMKÜN MÜ? Ha bire yereldeki araştırmacılara bu işi verip soruşturacağınıza, şu an MERSİN’DE müfettişleriniz var. Bir görevlendirme çıkartın adamlar işi adam gibi incelesinler. Bakın bu işin altından neler çıkacak? BU ARADA BEN SAĞLIK BAKANIM DEĞERLİ İNSAN RECEP AKDAĞ İLE ONUN YAKIN ÇALIŞMA ARKADAŞLARINA SONSUZ GÜVENİYOR, İNANIYORUM. ONLAR TÜYÜ BİTMEDİK YETİMİN HAKKINI, ŞEHİDİN HAKKINI GÖZETEN TERTEMİZ İNSANLAR. SIKINTI YERELDE....

*  *   *   *   *

Bu arada ben bu yazıları yazarken Erdemli’nin yemek ihalesi sırasında silahlar konuştu. Derken ben 4 Kasım 2011 günü şu yazıyı kaleme aldım. İşte linki: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=87715  ister linki tıklayıp yazıyı oradan okuyun, isterseniz ben şimdi buraya aynen alıyorum, buradan okuyun. Yazı şu:

Dün Erdemli Devlet Hastanesi YEMEK İHALESİ öncesi içeriye dosya vermeye giden firmalardan birçoğu silah sesini duyunca dosyayı veremeden çekip gitmişler.  Nasıl olsa iş iptal olur. Demişler. Öyle de olması gerekir. Çünkü içerde iş yapan firmanın sahibi vurulmuş. Satın almada oluyor olay. Bunu gören diğer firmalar alel acele oradan uzaklaşıyorlar. Bu bir şaibedir. Bu bir eylemdir. Bu ihalenin gerçekten bir an evvel bozulup, geniş güvenlik önlemleri içinde tekraren yapılması lazımdır. Ayrıca ilerleyen saatlerde DEVLETİN POLİSİ BU SİLAH SIKAN VE OLAYA KARIŞANLARI yakalamış. Şu an sorguda olduklarını öğreniyoruz. ERDEMLİ DEVLET HASTANESİ YEMEK İHALESİNİN TEKRARLANMASI ve açıklık, şeffaflık, serbestlik ilkesini sağlamak rekabeti sağlamak açısından bu ihalenin tekrarlanması ve yenilenmesinde fayda var. Devlet açısından fayda var. Mersin Toros’daki 1 hafta önceki ihaleye 25 firma katılım yaparken, bu silahın patladığı aynı günde yine Toros devletin 2 aylık yemek hizmeti alımına onlarca dosya katılım yaparken, burada 3- 5 dosya ile bu iş olmaz, olmamalı. Yetkililere sesleniyor durumu aktarıyorum. Bu ana ihale çünkü. Ara alım değil. 2 aylık – 3 aylık alım değil. Yıllık alım. Bakın içerde 3 – 5 dosya vardı gereken rekabet oluşmuştu diyerek bu işi onaylar ve birilerine verirseniz, TÜYÜ BİTMEDEK YETEMİN HAKKINI HEBA ETMİŞ OLURSUNUZ. Daha bir hafta önce TOROS daki yıllık alıma 25 firma katılım yaptı. Hemde ülke geneli. Sizde olayın yaşandığı anda ise orada ihaleye itiraz olduğu için 2 aylık alım yapıldı. 2 aylığa 6 firma katıldı. Sizde ise silahlar konuştu, içerdeki işinizi yapan firmanın ortaklarından biri vuruldu. İçeride o ana kadar 2-3 dosya var iken silah olayından sonra bir iki dosya daha gelmiş. Bir kısmı çekip gitmiş. Tekrarlamakta devlet açısından fayda var. Neyse.. DÜNKÜ TOROS DEVLETİN İHALESİNE BAKALIM Firmalar iş 2 aylık alım olduğu için bu sefer fazla katılım yapmamışlar. Katılanlar ve verdikleri fiyata bakın. 

METROPOL firması 201.960 TL / 3.60- 3.60 / 1.60- 1.60

TSK Firması 288.735 TL / 3.57- 3.57/ 1.51- 1.41 

AYYILDIZ firması 184.840 TL / 3.31- 3.31 / 1.42 – 1.42

ÜNİSAŞ firması 186.863 TL / 3.29- 3.29 / 1.60 – 1.60

HARPUT firması 207.787 TL.  / 3.60 – 3.60  / 1.95 – 1.95 

ÖZYURT firması 162.750 TL / 3.00 – 3.00 / 1.00- 1.00

Şu fiyatlara bir bakın….Bu kurumun bir önceki ana ihalesi olan İlk ihaledeki fiyatlara bakın. Durumu bir değerlendirin. Bu sefer göründüğü şekli ile bu iş ÖZYURT firmasında kalmış. Artık kime verirler bilmem. Ama Aşırı düşük teklif sorgulaması yaparlar mı onu da bilmem. Çünkü burası TOROS DEVLET HASTANESİ. Burada Başhekimin kuralları geçerli…. Yasalar, kanunlar, yönetmelik ve tüzükler değil. Birileri bu işi de acilen bir incelesinler.

*  *  *  *  *  *     

BUGÜNE GELELİM…. Daha bu hususta çok sayıda yazım var. Ama önemli olan Toros Devletin yemek işi ile ilgili ortalıktaki meseleler. Bakanlık bu meseleye neden çok ciddi bir şekilde el atmıyor? 

Bakınız şimdi size bu günkü gelişmeleri aktarıyorum. Bizi haklı çıkartan ve yayınlarınızın ne denli haklı olduğunu ortaya koyan gerçekler bir bir su yüzüne çıkıyor.

Hatırlayın, Toros Devletin 2011/143493 ihale kayıt nolu yemek ihalesi işini. Yukarıda sık sık dile getirdiğimiz iş yani. İhaleye katılım yapanlar birbiri ile ilintili, bağlantılı firmalar olunca işi sulandırmaktan geri kalmadılar. Kimse bu işi derinliğine araştırıp, inceleme gereğini görmedi. Herkes evrak üzerinde gereğini yaptı o kadar. O günkü ihalede verilen fiyatlar belli. Normal yemek, kahvaltı ve diyet yemek fiyatları belli… Bu işe giren firmalardan UYGAR YEMEKÇİLİK, CANLAR, AR-LA, AVŞAR GIDA isimli firmalar belirli aralıklar ile KİK’e itirazlar yaptılar. Ne hikmet ise bu itirazlar ya birer hafta ara ile ya on gün ya bir ay ara ile yapıldı (!)

1- Avşar Gıda: 1.11.2011 gün/47353 sayılı başvuruyu yaptı itiraz etti ve bu itiraz 28.11.2011 günü KİK tarafından gerekçeleri ile red edildi.

2- Ar-La: 2.11.2011 gün 47490 sayılı başvuruyu yaptı itiraz etti ve bu itiraz 21.11.2011 günü KİK tarafından gerekçeleri ile red edildi. 

3- Canlar: 28.11.2011 gün 50695 sayılı başvuruyu yaptı itiraz etti ve bu itiraz 19.12.2011 günü KİK tarafından gerekçeleri ile red edildi. 

4- Uygar: 21.12.2011 gün 53952 sayılı başvuruyu yaptı itiraz etti ve bu itiraz 14.2.2012 günü KİK tarafından gerekçeleri ile red edildi. 

Tarihlere bakın, hangi tarih aralıklarıyla nasıl itiraz etmişler. Kimler ne için itiraz etmiş ve neden red olmuş inceleyin. Ben inceledim. Kik kararları elimde... KİK sayfasına girdim. İndirdim. Merak edin sizde girip indirip okuyun. 

Arkasından birde benim yukarıda yazıp size aktardıklarımı bir inceleyin. Ve şu anda bu iş kaç liraya yapılıyor, kim, hangi firma yapıyor buna bakın. Bu işi hangi firmanın yaptığı ve kaç liraya yaptığı önemli. Bir başka husus da, katılımcı firmaların ilimizdeki diğer ihalelerde ne fiyat verdikleri hususu... Bu da çok önemli…

KİK kararının içinde : “….. İdarece belirlenen yaklaşık maliyet tutarının 3.967.214,94 TL olarak hesaplandığı, ihale konusu iş için öngörülen kâr oranı belirtilmemiş olmakla birlikte, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin 9 uncu maddesinde üst sınır olarak belirtilen % 20 kar oranının, ihaledeki yaklaşık maliyete ilave edildiği kabul edilerek bulunan kârsız yaklaşık maliyet tutarının 3.306.012,45 TL olduğu ve Mis Gıda Yem. Tem. Taah. Teks. Tur. Tic. Ltd. Şti. ve Savan Yem. San. Tic. Ltd. Şti. & Özyurt Tem. Tic. ve San. Ltd. Şti. İş Ortaklığı firmalarının tekliflerine yönelik olarak aşırı düşük teklif sorgulaması yapıldığı, Mis Gıda Yem. Tem. Taah. Teks. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin süresi içerisinde cevap vermediği gerekçesi ile teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına, Savan Yem. San. Tic. Ltd. Şti. & Özyurt Tem. Tic. ve San. Ltd. Şti. İş Ortaklığı firmasının aşırı düşük teklif açıklaması ise yeterli kabul edilerek söz konusu ihalenin adı geçen firma üzerinde bırakılmasına karar verildiği tespit edilmiştir.

4734 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabileceklerin, bu Kanunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabileceği hüküm altına alınmıştır.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmeliğin “Başvuru ehliyeti” başlıklı 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında “İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden…” ibaresi yer almaktadır.

Bu kapsamda, yukarıda anılan mevzuat düzenlemesi uyarınca, idareye şikâyet, Kuruma itirazen şikâyet başvurusunda bulunulabilmesi için, aday, istekli veya istekli olabileceklerin hukuken korunması gerekli bir hakkının veya menfaatinin olması gerekmektedir. Söz konusu ihalede idarece isteklilerin tekliflerine yönelik aşırı düşük teklif sorgulaması yapılması gerektiğine ilişkin şikâyet başvurusuna yönelik olarak, idarece iki istekliden aşırı düşük teklif açıklaması istenilerek işlem tesis edildiği, ayrıca aşırı düşük teklif açıklaması yeterli görülerek söz konusu ihale üzerinde bırakılan firmanın teklif ettiği tutar, idarece belirlenen yaklaşık maliyet tutarından % 20 kâr oranı düşülmesi ile elde edilen 3.306.012,45 TL tutarının üzerinde olduğu dikkate alındığında, itirazen şikâyet incelense dahi ihalenin başvuru sahibi isteklinin üzerinde kalma ihtimali bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, başvuru sahibinin hukuken korunması gerekli bir hakkının bulunmadığı ve bu iddiaya ilişkin olarak başvuru ehliyetini haiz olmadığı anlaşılmıştır.

Başvuruya konu ihalede, söz konusu isteklice itirazen şikâyet dilekçesine konu edilen iddialar bakımından haklı olsa dahi, bu isteklinin hukuki statüsünün değişmeyeceği, dolayısıyla bu isteklinin herhangi bir hak kaybına ve zarara uğramasının söz konusu olmadığı, bu itibarla başvuru sahibinin başvuru ehliyetini haiz olmadığı anlaşılmıştır.

Bu itibarla, 4734 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendi gereğince başvurunun reddi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanunun 65 inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere;

Başvurunun reddine, Oyçokluğu ile karar verildi.” demekte…

Şimdi bu ne demek oluyor?

İşi, ÖZYURT firması 162.750 TL / 3.00 – 3.00 / 1.00- 1.00 TL ye almış oluyor. İdare bu fiyattan bu işi almak durumunda…. 

O idarenin bileceği iş.

Bizim anlatmaya çalıştığımız, bu ihaleler yapıldığında, içeride iş yapan firma kim olursa olsun, hangi firma içeri girerse girsin, içerdeki çalışanlarda, araç ve gereçte, ekipmanlarda, getir götür yapan ticari araçlarda, malzemelerde har hangi bir değişiklik olmuyor. Firmaların adı değişiyor ama işi icra edenler hep aynı. İşi takip eden, evrakları takip edenler hep aynı. O zaman bu işin aslı ne? İhalenin farklı bir firmada kalması bir şey anlam ifade ediyor mu? Devletin ilgili ve yetkili birimlerinde oturanların bunu takip etmesi, incelemesi, izlemesi, teknik ve fiziki takibi yapması lazım… Burada ne dönüyor? Firmalar birbiri ile ilintili bağlantılı değil ise, diyecek bir şey yok. Ama ilintili ise, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma gibi suçlar ortaya çıkar ki, bu devlet açısından çok çok önemli. Bunu takip edecek, sıkı inceleyecek devlet kademesine ihtiyaç var. 

Buyurun inceleyin. Hem bir tek burayı değil, buranın akabinde ki Mersindeki diğer hastanelerde yapılan ihalelerdeki detayları da. Bu iş bir bütün ve katılımcı firmalar takip ve incelemeye alındığında olayın derinliği ortaya kendiliğinden çıkacaktır.

Bekleyeceğiz göreceğiz.