UFUK ÇAKIR VE CHP MESELESİ
Beni tanıyan tanır, tanımayan ise hakkımda atar tutar. Umurum değil. Ben haksızlığa ve adaletsizliğe gelemem arkadaş. Susmam. Zapdedilmem. Düzenin adamı olmam. Yazdıklarımı lütfen iyi değerlendirin.
Ufuk Çakır çok kıymetli bir ailenin evladı olmakla beraber, babası rahmetli Sabri Çakır, Mersin’de AP-DYP’nin efsane merkez ilçe başkanlıklarını yapmış, Sabri Ağa lakabı ile tanınan, Yörük Türkmen obalarının kıymetli bir beyi idi. Rahmetli çok güzel evlatlar yetiştirdi ve topluma kazandırdı. Bunlardan biri Hasan Ufuk Çakır’dır. Ufuk’u 50 senedir tanır bilirim. Aileyi yakinen bilirim. Bunlarda hırsızlık, üçkağıt, namussuzluk olmaz. Bunlar yetimin hakkını çalmaz, şehide hakaret etmez, Beytülmala el uzatmaz… Sen ben gibi İnsandır, Allah’ın kuludur, Hatadan münezzeh değildir. Ama bunlar vatan hainliği, devlet düşmanlığı, millet düşmanlığı yapmaz.
Bu tespiti yaptıktan sonra, bir hususu daha hatırlatayım. Ufuk, bürokrasiyi, devlet terbiyesini de bilir. Uzun yıllarını bürokratlık ve devlete hizmet ile geçirmiştir.
Geçtiğimiz dönemde CHP saflarından milletvekili adayı oldu. O dönem Kılıçdaroğlu var idi, Mersin deki her tür hazımsızlığa ve kara propagandaya rağmen listelerde yerini buldu, ama seçilemeyecektir nasılsa diye arka sıralara kondu.
Ufuk, azimli, kararlı, istikrarlı ve vefalı adamdır. CHP içinde kendine ne kadar sırt dönülürse dönülsün, o, dedi ki, “ben bu seçimi kazanacağım ve o koydukları sıradan çıkacağım, kimse yardım etmez ise Allah benimle beraber, tüm dostlarımı bana yardıma çağırıyorum”
Kimse ayni nakti yardımda bulunmadı, kendi bütçesi ile bir seçim kampanyası yürüttü. Ama dostları onu yalnız bırakmadı. Babadan aldığı siyasi terbiye ile milletin, halkın içine gidi, Mersin ilinin tüm ilçelerini, mahallelerini karış karış gezip, adım adım koşup, insanlara tek tek dokundu. İnsanlar onun samimiyetini, riyadan yoksun halini gördükçe ona sarıldılar. Sadece baba ocağının siyasetçileri değil, Atatürkçü, vatansever ne kadar Yörük Türkmen obası bireyi var ise “EVLADIMIZ, İŞTE BİZİM GİBİ KONUŞAN, BİZİM GİBİ DÜŞÜNEN BİRİ” diyerek ona sarıldı. Umulmadık şekilde CHP’nin belirli yerlerde oyları artış gösterdi ve Ufuk vekilliği kazandı.
Ama parti içindeki bazı egemen tipler onu istemediler, halende istemiyorlar. Çünkü, zapt edemiyorlar, yanlış düzene uymuyor.
Konuşuyor, fikrini beyan ediyor, halkın derdini kendi üslubu ile anlatıyor, bu kimsenin işine gelmiyor.
Demokrasi ve özgürlükler partisiyiz diyen CHP deki sözde demokratların işine gelmiyor.
“Bu adamın tabanda seveni çok, yarın başımıza bela olur, önümüze geçer” düşüncesi ile yerelde gücü elinde bulunduranların hepsi vuruyor. Öyle olunca da genel merkezin tavrı değişiyor. “Bir daha ki döneme yok, meraklanmayın, partinin tabanından değil, göndereceğiz” gibi söylemler yayıyorlar.
Ufuk kaybetmez. Kaybeden parti olur. O, aldığınız sağ seçmenden gelen oylar bir daha gelmez. Buna ilave, dağda köyde olan Yörük Türkmen obalarının vatansever Atatürkçü çizgide olan partililerinizde Ufuk’a yapılan haksızlığı görüp, size oy vermez.
İktidara talibim, geliyorum dediğin yolda yürürken, yolunu şaşırırsın ve hedefe varamazsın. Üç beş zenginin varlığı ve kerameti kendinden menkul tiplerde sizi kurtaramaz.
Siz cephede mücadele ettiğiniz esas sorunlarınız ile uğraşmak yerine, halkın içinden çıkmış, millet gibi düşünen, safiyane konuşmalarla halkın yüreğine su serpen bu insanı görmezden gelir yok sayarsanız, emin olun siz kaybedersiniz.




















