ABD'nin özel temsilcisi Barrack: İsrail bölünmüş bir Suriye tercih eder

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye'deki geçiş hükümetine verdikleri desteği vurguladı ve İsrail'in Suriye'ye yönelik adımlarını eleştirdi.
Lübnan ziyareti sırasında Amerikan Associated Press (AP) haber ajansına konuşan Barrack, İsrail'in Suriye'de güçlü bir merkezi devletin egemen olması yerine parçalanmış bir Suriye'yi tercih ettiğini savundu.
ABD'li yetkili İsrail'in güçlü ulus devletleri, özellikle de Arap devletlerini, tehdit olarak gördüğünü belirtti ve Suriye'deki tüm azınlıkların "Birlikte ve merkezi olarak güçlüyüz" diyecek kadar akıllı olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Suriye'nin yıllarca süren iç savaştan ve mezhep çatışmaları döneminden henüz çıkmakta olduğunu belirten Barrack, Şam yönetimiyle iş birliği yapmaya alternatif bir "B planına" sahip olmadıklarını kaydetti.
İsrail müdahalesi: 'Kötü bir zamanlama'
İsrail'in Suriye'ye yönelik müdahalelerini de eleştiren Barrack, bunların kötü bir zamanlamayla gerçekleştiğini ve bölgede istikrar sağlama çabalarını zorlaştırdığını savundu.
Suriye'nin güneyinde Dürzi gruplar, silahlı Bedeviler ve hükümet güçleri arasında bir hafta süren çatışmalar sırasında İsrail, başkent Şam'daki Savunma Bakanlığı'nı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın yakınlarındaki bir hedefi vurmuştu.
İsrail, Dürzi azınlığı korumak ve bu bölgenin Sünni silahlı güçlerin kontrolüne geçmesine izin vermemek amaçlı hareket ettiğini savunuyor.
AP mülakatında Barrack, İsrail'in Suriye'deki saldırılarının "ABD'ye sorulmadığını" ve Washington'ın bu karara dahlinin olmadığını söyledi.
Ancak Barrack, İsrail'in askeri müdahalesinin "oldukça kafa karıştıran yeni bir fasıl açtığı" yorumunu yaptı.
ABD elçisi, "İsrail'in egemen bir ülkeye müdahalesini kabul edip etmeyeceğiniz de başka bir soru" diye konuştu.
Barrack ayrıca, Suriye'nin güneyindeki çatışmalarda "iki tarafın da öldürme, intikam ve katliamlarının kabul edilemez olduğunu" söyledi ve şunları ekledi:
"Bana göre mevcut hükümet sınırlı kaynaklarına rağmen, çeşitliliklere sahip bir toplumu biraraya getirme sürecinde ortaya çıkan sorunları çözmek adına elinden geleni yapıyor."
Dürzi gruplar ve Bedevi aşiretler arasında İsrail sınırına yakın Süveyda'da çatışmalar 13 Temmuz'da başladı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre çatışmalarda binden fazla kişi hayatını kaybetti.
Suriye, 2011'de patlak veren iç savaş öncesi 700 bin Dürziye ev sahipliği yapıyordu.
Azınlığın büyük kısmı hâlâ Süveyda vilayetinde yaşıyor.
ABD, Ankara-Şam ilişkisine nasıl bakıyor?
Yakın zamanda Şam yönetimi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında yürütülen müzakerelere de katılan Barrack, Türkiye'nin Suriye'ye savunma alanında destek verebileceği açıklamasını da değerlendirdi.
Türkiye, omurgasını Halkın Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu SDG'yi terör örgütü kabul ediyor ve Suriye'deki fiili varlığının sonlandırılmasını istiyor.
Barrack, İsrail saldırılarının ardından Türkiye ve Suriye arasında olası bir savunma paktı imzalaması konusunda ABD'nin "pozisyon benimsemediğini" vurguladı ve şu ifadeleri kullandı:
"Etraftaki hiçbir ülkeye birbirleriyle ne yapmalarını gerektiğini söylemek ABD'yi ilgilendirmez ve çıkarına değildir."
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada İsrail'in Suriye'nin başkenti Şam'a yönelik hava saldırılarını "açık provokasyon" olarak değerlendirmiş, Ankara'nın gerekirse Şam'a askeri destek sağlamaya hazır olduğunu vurgulamıştı.
HABER İÇERİK VE KAYNAK: BBC.TÜRKÇE