haberanaliz

Cengiz Çandar: İlk yapılacak iş hapishanelerin boşalmasıdır

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Cengiz Çandar: İlk yapılacak iş hapishanelerin boşalmasıdır
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, PKK’nin silah bırakması ve kendini feshetmesi sonrası beklenen yasal düzenlemelere ilişkin değerlendirmede bulundu. Çandar, “İlk yapılacak iş hapishanelerin boşalmasıdır” dedi.

Çandar, Dilbixwin Dara’nın “YGP de silah bırakacak mı?” sorusuna, bu sorunun kendisine sorulmaması gerektiğini kaydetti.

Çandar, “Siz YPG'yi niye soruyorsunuz? YPG adı Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat tarihli çağrısında geçiyor mu? Böyle bir çağrı var mı YPG? Hayır ben size sorayım. Siz bu soruyu niçin soruyorsunuz diye soruyorum. YPG adı Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat çağrısında yok. Bugüne kadar hiçbir açıklamada YPG kongresini toplasın, kendini feshetsin, kendini feshetsin diye bir şey yok” diye konuştu.

“Benim dayanak noktam…”

“Biz bugün tarihi bir olay yaşıyoruz” diyen Çandar, şöyle devam etti:

“Bakın ben size bir şey anlatmaya çalışıyorum. Beni dinleyin. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nde Türkiye Parlamentosu'nun bir milletvekiliyim. Ve dolayısıyla resmi bir pozisyonum var. Ve ben resmi açıklamalar, resmi süreçler üzerine konuşabilirim. Onu anlatabilirim size. Benim dayanak noktam 27 Şubat'ta Abdullah Öcalan'ın yaptığı açıklamadır. Arkasından bu açıklamaya uygun bir şekilde bugün gelinen bir nokta var. Bugün gelinen nokta PKK'nin kongre toplayıp kendisini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi terk ettiğini ilan etmesidir.”

Suriye'de apayrı bir süreç yürüyor

PKK’nin fesih karasından sonra, bu süreçte büyük bir rol oynamış olan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı, buna büyük destek çıkan, övgüler yağdıran bir açıklaması olduğunu dile getiren Çandar, “Bütün bu açıklamaların içinde, hiçbir yerinde hiçbir şekilde YPG adı ve Suriye adı geçmiyor. Suriye'de apayrı bir süreç yürüyor. Kamışlı'da daha yeni bir kongre yapıldı. Bugün tarihi olan nokta 40 yıllık Kürt isyanının bugün sona erdirilmiş olması, açıklamasının yapılmış olmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“Anayasa mutlaka Türkiye'nin gündemine gelecektir”

Türkiye Cumhuriyeti anayasasının da değişmesi gerektiğini ifade eden Çandar, şunları kaydetti:

“Bakın Türkiye'de anayasanın değişmesi zaten çoktandır, gerekli olan bir durum. Türkiye 1982 yılındaki bir darbe anayasası, birçok maddesi değişmiş olmasına rağmen hala 1982 tarihli bir askeri darbe anayasası var. Bir ülke ki o anayasaya bile uyulmuyor. Dolayısıyla anayasa dediğiniz bir toplumsal sözleşmedir. Bir toplum mutabakatıdır, toplum sözleşmesidir. Onun hukuki çerçevesidir. Ona zaten Türkiye'nin ihtiyacı var. Yani dün de ihtiyacı vardı, bugün de ihtiyacı var, yarın da ihtiyacı olacak. Dolayısıyla anayasa bir şekilde mutlaka Türkiye'nin gündemine gelecektir.”

“Davutoğlu'nun söylediği anlamda bir yol haritası çok yerinde olur”

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun söylediği anlamda bir yol haritasının çok yerinde olacağını hatırlatan Cengiz Çandar, “Bunun hükümet tarafından açıklanması ama öncelikle bu süreci sağlama almak, hedefine ulaştırmak, ülkeyi gerçekten demokratik bir barış ortamına kavuşturmak ve onu sağlama almak için öncelikle yapılması gereken hapishanelerin boşalmasıdır” dedi.

Cezaevlerinde on binlerce kişinin PKK ile ilgili ithamlar nedeniyle ya da PKK ile ilişkili, irtibatlı suç isnatları nedeniyle hapis yattığını anımsatan Çandar, “Bunların çok önemli bir bölümü günahsız yere yatıyor” ifadesini kullandı.

“Türk Ceza Kanunu'nda saçma sapan maddeler var” diyen Çandar, şöyle konuştu:

“Örgüt üyesi olmadığı halde insanlar yıllarca hapis yatıyor. Türkiye'nin dışında Avrupa'da Kürt, Türk binlerce sürgün var. Dolayısıyla ilk yapılacak iş hapishanelerin boşalmasıdır. Hapishanede bir sürü hasta mahkum var. Hapishanelerde kaldığı her gün hayati tehlike altında bulunuyorlar. Onların bir an önce özgürlüğüne kavuşması sürgündeki büyük potansiyelinin Türkiye'nin Türk ve Kürt ülkeye geri dönebilmesi, evlerine geri dönebilmesi, toplum hayatına ve siyasi hayata kazanılması bütün bunlar öncelikli olarak PKK'nin attığı bu adımdan sonra devletin sağlayacağı imkanlarla ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin atması gereken adımlarla sağlanması gereken uğranılması gereken istasyonlardır. Bunlar olduğu zaman PKK'nin attığı bu adım anlam taşır ve güçlenir.”

“Demirtaş hapishanede kaldığı sürece barıştan söz edemeyiz”

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın haksız, hukuksuz yere 8 yılı aşkın süredir Edirne Cezaevi’nde bulunduğunu anımsatan Çandar, “Selahattin Demirtaş için sorulması gereken bu gece itibariyle soru, özgürlüğüne ne zaman kavuşacaktır, ne zaman kavuşmalıdır? Halkının, ailesinin arasında yerini ne zaman almalıdır, olmalıdır? Selahattin Demirtaş özgürlüğüne kavuştuğu zaman ki bir an önce kavuşması gerekiyor. Selahattin Demirtaş hapishanede kaldığı sürece biz Türkiye'de ne demokrasiden ne barıştan PKK silahlarını bırakmış olsa kendisini feshetmiş olsa bile söz edemeyiz. Bir an önce Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması gerekiyor. Özgür bir Selahattin Demirtaş'ı biz halkımızın içinde, önünde, arasında gördüğümüz zaman bu sorduğunuz sorunun cevaplarını da o zaman alırız. Önce Selahattin Demirtaş'ın özgürlüğünü kavuşması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.  

“Kürtlerin talepleri var”

Çandar, DEM Parti’nin çok ağır bir sorumluluk yükleyeceğini vurgulayarak, “PKK'nin bir örgüt olarak sahadan ve sahneden çekilmesinden sonra bu Kürt meselesinin çözümü değil. Türkiye'nin demokrasiye kavuşması değildir. Türkiye'de bir barış ortamının oluşmaya başlaması, bir toplumsal kardeşlik ortamının zemininin oluşması demektir. Bunu hep söyledik. Kürtlerin hakları, talepleri var. Bunların bir taşıyıcısı olması lazım ve gücünü esas olarak Türkiye'nin Kürt halkından alan DEM Parti'ye çok büyük ve ağır sorumluluklar düşüyor” ifadelerini kullandı.

“Devlet Bahçeli bu sürecin bir sigortası, bir güvencesi olmuştur”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan için gündeme getirdiği ‘umut hakkı’na da değinen DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararıdır. Ona göre ağırlaştırılmış ya da müebbet hapis değildir. Müebbet almış kişilerin bir gün serbest kalabileceğinin hukuken mümkün olduğu meselesidir. Dolayısıyla Devlet Bahçeli o açıklamasındaki sözü yerine getirirse ki getireceğinden ben hiçbir şüphem yok. Çünkü Devlet Bahçeli bu sürecin bir sigortası, bir güvencesi olmuştur. Öcalan siyaseti tam merkezine yerleştirilmiştir. O kadar yerleştirilmiştir ki bugün kendisinden ‘kurucu önder’ olarak bizzat Devlet Bahçeli tarafından söz edilmektedir. Dolayısıyla siyasete katılıp katılmayacağını bu kadar işaretten yani daha ötede siyasete katılıp katılmayacağını bu kadar işaretten anlamak gayet kolaylıkla mümkündür. Zaten siyasetin sadece içinde değil tam orta yerindedir.”
HABER VE KAYNAK: RÜDAW


DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Barış helaldir, ertelemek haramdırÖnceki Haber

DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Bar...