haberanaliz
Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

İNKÂR YOK!

İnkâr eden insanı sevmem.

Bir şeyi yaptınsa yaptım, yapmadınsa yapmadım diyeceksin.

Araziye göre şekil alan bizim toplum, çıkara dayalı dost ve ahbap ilişkilerini sürdürmeye alışmış.

Her tarafımızda ikiyüzlü beynamazlar var.

Hep iyiler…

Nasıl iyiler ise, yaptıkları iyilik pek şeffaf, görünmüyor...

Yapmıyorlar, yapıyorlar-mış gibi görünüyorlar...

Yapana da kulp takıyorlar…

Herkes herkesçi, herkes herkese rakip anasına yanayım…

Neyse…

Hafta sonuna geldik sizi biraz güldürelim, güldürürken de düşündürelim..

Azrail adamın başına dikilir.

“Yaşın 65 oldu senin canını almaya geldim”

Adam, “ama benim yaşam 65 olmadı ki” der.

Azrail bu, hemen hesap yapar.

“20 yıl Elazığ da yaşadın, 15 yıl Gülnar’da yaşadın, 30 yılda İstanbul da yaşıyorsun ya!”

Adam suçüstü yakalanmış ama kıvırmakta da kararlı…

Azrail’e yalvaran gözler ile mırıldanarak:

“Sen Gülnar’daki 15 yılı da ömürden mi sayıyorsun?”

***

Hasan’ın annesi ölmüş, cenazeyi camiye getirmişler.

Cami avlusunda bir kenarda duran Hasan’a sormuşlar:

“Yahu Hasan annenin cenaze namazını kılmayacak mısın?!

“Ben cenaze namazı kılmasını bilmiyorum ki”

Bir müddet sonra Hasan’ın rakibi olan Vekil adayı ölmüş, bizim Hasan Cemaatin en ön saffında sıraya girmiş:

“Yahu hani sen cenaze namazı kılmayı bilmezdin?!

Hasan, “bu cenaze namazı değil ki” demiş:

“Bayram namazı!”

Kıssadan hisse…

**

Ozan doktor olmuş, bir devlet hastanesinde çalışmaktadır.

Ozan’ın doktor olduğu hastaneye, bir trafik kazası sonucu ölü ve yaralılar getirilmiş.

Ozan hemen yaralılarla ilgilenmeye başlamış.

Ama canları yanan yaralı hastaların feryatları bir türlü dinmiyor, feryadı figan ediyorlarmış.

Daha fazla dayanamayan Ozan, bağıran yaralılara dönüp, “utanın, utanın” demiş:

“Siz sadece yaralısınız. Oysa şurada yatanlar ise ölü.. Bakın onların hiç sesleri çıkıyor mu?”

**

Yaşlı bir kadın çok rüzgârlı bir havada geminin güvertesinde denizi seyrediyormuş.

Şapkası uçmasın diye de iki eliyle sıkı sıkıya tutartken, genç bir adam yaklaşmış.

“Hanımefendi kabalık etmem istemem ama rüzgârdan eteğinizin havalandığını fark ediyor musunuz?”

“Haklısınız ama ne yapayım şapkamı iki elimle tutmasam uçacak”

“Ama iki elinizle tuttukça başka yerleriniz görülüyor”

“Beyefendi, beyefendi.. Eteğimin altından görünen 65 yıllık ama ben bu şapkayı daha dün aldım!”

İşte toplum bu halde…

Kıssadan bir hissede siz çıkartın artık