Şimdiki durum vahim!!!

Meslek hayatımın 42.yılını bu yıl bitince dolduruyorum.

Anlım açık, başım dik.

ŞÜKÜR ELHAMDÜLİLLAH!

Arkamdan ne dedikleri umurumda değil, ben ne yaptığımı, neden yaptığımı çok iyi biliyorum.

Memleketin her yerinde YOLUNDA a.ş. kuran, her siyasi parti çatısında yuvalanmış, şerefsizlerce el birliği ile soyulan ve oyulan ülkemiz ve halkımızın hakkını her zaman korudum, koruyacağım da…

Öyle kolay değil.

Hakkında on bine yakın şikayet ve 6 bine yakın dava, bunlarla tek başına mücadele et, sabıkan tertemiz olsun, aldığın cezalar ise HAKARETTEN uyduruk cezalar olsun…

Kolay değil bu mesleği şerefinle, haysiyetinle yapmak!!!

Etrafıma bakıyorum.

Herkes yalancı, üçkâğıtçı, sahtekâr, namussuz, alçak, tembel, yalaka, bencil kendinden başkasını düşünmeyen, aklı fikri dünyalık da, para da, mal da, mülk de, şan da, şöhret de, makam da, mevki de, anlayışsız, sevgisiz, kaba, kötü…

Ya sen, gardaşım, kız kardeşim?!

Ooo ben çok iyiyim, dürüstüm, doğruyum, çalışkanım, ahlaklıyım, işimi doğru yaparım…(!)

Yapma yav!!!

Herkes rezil rüsva, bir tek sen İNCİSİN (!)

Böyle bir şey olabilir mi?!

Biz bu toplumun içinde değil miyiz?

Palavrayı bırakıp, gerçekleri görmeliyiz. Sorumluluklarımızın bilinci içinde yaşamayı bilmeliyiz. Kimse inzivada yaşamıyor.

Mazeretlerin arkasına sığınmadan, iyi isek iyiyiz, kötü isek kötüyüz demeyi bilmeliyiz.

Kötüyüz Arkadaş!

El birliği ile toplumu bu hale getirdik.

Suçlu aramayın, suçu kendinizde görün.

Kimse üstüne düşeni yapmadı, yapmıyor!!!

**

Adam papaza gitmiş, günah çıkarıyor. Papaz bakmış, adamın ayak parmaklarında ufacık ziller var. Adam adım atıkçı çıngırak gibi çalıyor:

“Bunlar ne yahu?”

“Ben Allah’tan çok korkarım, karıncaları ezmemek için bunları ayaklarıma bağladım... Karıncalar zilin sesini duyunca kaçıyorlar…”

Bunu dedikten sonra, başlamış günahlarını Papaza anlatmaya:

Komşusunun kızından, mahallesinin duluna, arkadaşının sevgilisinden, doksanlık acuzeye kadar sıraya koymuş…

Papaz artık dayanamamış:

“Ulan sen o zilleri ayağından çıkar başka yerine tak!”

Kıssadan hisse…

Ahlak, fazilet, iffet, namus, dürüstlük, vicdanı ağızlarından düşürmeyip, başında bulundukları kurum kuruluşlarda ve mevkilerdeki yanlış işlerin içinde olanlar, acaba bu zilleri nerelerine taksınlar?

**

Son günlerde Kıbrıs üzerinde ahkâm kesen, verin gitsin diyen alçaklar var!

Padişah Sultan Aziz’in Fransa gezisine katılan Keçecizade Fuat paşa’ya imparator 3. Napolyon, Girit’in fiyatını sorar:

“Girit’i kaça satarsınız?”

Bunun şaka olmadığını, Fransa’nın Girit’te gözü olduğunu bilen Fuat paşa gülümser:

“Aldığımız fiyata!”

Girit, 25 yıl savaşılarak alınmıştır.

Siz buradan da bir kıssadan hisse çıkartın artık!