haberanaliz
Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

SON HALİMİZ!

Meclis açıldı, liderlere baktık, siyaset yaptığını söyleyen, seçip başımızın üstüne getirdiğimiz vekillerimize baktık, yine şaştık!!

Atar tutarlar, ama o çatı altında kahkaha, gırgır şamata ve lağaluta…

Kimin umurunda geçim, kimin umurunda milletin piyasalardan ne çektiği?!

Oyu vermek (!)

Ülkenin birinde seçim yapılıyormuş. Peş peşe mitingler düzenleniyormuş, siyasetçiler ardı ardına nutuk atıyorlarmış.

Bir milletvekili adayı mikrofondan ateşli, bol vaatli konuşmasından sonra sormuş:

“Oyunuzu bize verecek misiniz?!

Gerçekleşmeyen vaatlere karnı tok olan bir vatandaş, kalabalığın arasından bağırmış:

“Merak etmeyin, seçimde sizi OYUVERECEĞİZ!..”

**

Gençler evlenemiyormuş, evlenmek istemiyor muş, evliliği değil beraber yaşamayı tercih ediyorlarmış… Bak hele!!!

Referansları bol!

Arkadaşları yaşı ilerlemekte olan işadamını evermek istiyorlarmış. Fakat bir türlü SEÇİM zorluğu yaşayan arkadaşlarına uygun bir hanım bulamamışlar. Uzun zamandan sonra nihayet, UYGUN BİR HANIM bulunmuş ve iş adamına haber verilmiş.

“Ben iş adamıyım” demiş adam:

“Numuneyi görmeden böyle bir işe karar vermem!”

Genç kadına durum iletilince “ben de iş kadınıyım demiş” hoş hanım:

“Numune veremem ama istediği kadar referans gösterebilirim!..”

Kıssadan hisse…

İşte durum vaziyet bu ağalar... Gençler neye güvensin, nasıl evlensin?!

**

Memleket hırsız dolu, alçak dolu, hain dolu, isteği hiç bitmeyen aç gözlü dolu…

Lüks arabasından inen İdris, koşar gibi camiye girip en ön safa oturup, başlar dua etmeye:

“Allah’ım, partimiz iktidara gelirse bu otoyol ihalesini ve de şu baraj ihalesini bana nasip eyle ya rabbim!..”

Az sonra camiye pejmürde bir halde garibanın teki gelip, aynı adamın yanında saf tutarak başlar duaya:

“Allah’ım bir ekmek parası, ekmeğime katık ihsan eyle…”

Bunu duyan kalantor iş adamı İdris, hemen elini cebine atıp 2 tane iki binlik verir garibana:

“Al şu parayı da, Allah’ı ufak işlerle meşgul etme!..”

**

Bizler tuhafızdır. Yasak olanı severiz. Hiçbir işi doğru dürüst beceremeyiz ama bir işte yasak var ise, onun üzerine gideriz…

Değişik ülkelerden yolcu taşıyan bir gemi, buzdağına çarpıp batmaya başlar.

Birinci kaptan ikinci kaptana emir verir:

“Söyle herkes gemiyi acilen terk etsin!..”

10 dakika sonra ikinci kaptan kimsenin gemiyi terk etmediğini söyler.

“Sen geç dümene de bir kere de ben söyleyeyim” der.

Az sonra birinci kaptan gelir, herkes gemiyi terk etmeye başlamıştır.

İkince kaptan:

“Bunu nasıl başardınız?”

“Önce İngilizlerle konuşup, gemiyi terk etmemenin İngiliz centilmenliği ile uyuşmadığını söyledim, atladılar. Amerikalılara, yüzmenin faydalı bir por olduğunu söyledim. Araplara, soğk suyun cinsel gücü arttırdığını söyledim, onlarda atladılar.

“Peki, Türklere ne söylediniz?”

“Türklere de burada denize girmek yasaktır dedim!”