Dr.Binhan OĞUZ

Dr.Binhan OĞUZ

Mail: binhanoguz@gmail.com

TARIM TURİZMİ TÜRKİYE İÇİN ÇÖZÜM OLABİLECEK Mİ?

TARIM TURİZMİ TÜRKİYE İÇİN ÇÖZÜM OLABİLECEK Mİ?

TARIMDA ÜRETİCİ BEZMİŞ, TÜKETİCİ EZİLMİŞ, RAKİP ÜLKELER KÖŞELERİMİZİ KAPIŞMA TELAŞINDA

Haber Analiz okuyucuları ile buluşmaya hazırlık yaparken, akaryakıtta beklenen yeni zamlara dair bilgileri dost kaynaklardan öğrendim, gıda fiyatlarında artış zaten sürüyor maalesef…Eldeki son Şubat ayı, Antalya Ticaret Borsası (ATB) verilerine göre, sebze fiyatları geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 161 artarken domatesteki artış yüzde 256 oldu. Tarımsal üretimdeki sıkıntılar hız kesmeden devam ediyor… Mazot, gübre, ilaç, tohum gibi girdi fiyatları dolu dizgin giderken, son zamlar ile lojistik gibi bütün maliyetler de artacak ve tüketicinin eli neredeyse “Gıda” ya uzanamaz olacak. Bazı projeler dolayısı ile fındık sektörünü mercek altına aldım geçtiğimiz hafta…Veriler sıcakken zihnimde paylaşayım istedim; en son 2016 yazı başında Fındık üretici ve ihracatçıları ile birkaç çalışma yapmıştık ve yazmıştık: ”Fındık, bademden sonra dünyada yetiştiriciliği en yaygın yapılan sert kabuklu meyvedir ve dünya fındık üretiminin yaklaşık %68’ini Türkiye gerçekleştirmektedir. Dünya ortalama üretim 2014 yılında 777 bin ton olurken, Türkiye 530 bin ton ile liderdir.” 2018 yılında ise dünyada 966 bin hektarlık alanda 889 bin ton fındık üretilirken, 728 bin hektar alanda 515 bin ton üreten Türkiye birinci sırada olmakla birlikte dünya üretimdeki payı % 58’e inmiştir. Ulusal Strateji Merkezi sektör raporunda fındıktaki üretim sorununa şu cümleler ile yer verilmiş “Son 10 yıllık verileri değerlendirdiğimizde, fındık üretim alanı 45 bin ha, fındık ağaç sayısı yaklaşık 22 milyon arttığı halde, üretimde yaklaşık 125 bin ton düşüş kaydedilmiştir. “ Başlıca üretici ve ihracatçı ülkeler Türkiye, İtalya, ABD ve Azerbaycan’dır. 1 Diğer üretici ülkeler dünya fındık pazarlarını etkileyebilecek bir üretim seviyesinde değildir denirdi de Çin 2008’de 16 bin ton olan üretimini, 2018’de 25 bin ton’a çıkartmış, , Gürcistan, 2019 2 yılında yaklaşık %4 pay almayı başarmış dünya üretiminden ve böylelikle İtalya’nın yanı sıra Gürcistan da eklenmiştir rakipler arasına…Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliğine göre bizim ihracat pazarımızdan 25 bin tonunu Gürcistan, geri kalanını ise İtalya almış geçen yıl … Tarımsal üretimi desteklememek, önünü kesmek, illa ithalatı çözüm sanmak inadı Fındıkta olduğu gibi Tarım/Gıda birçok alanda üreticiyi bezdirmiş, tüketiciyi ezmiş, rakip ülkelere köşelerimizi kapışma fırsatı vermiş ama bu kadar olumsuzluğun belimizi bükmesine seyirci bırakılmışız gibi olsa da olumlu gelişmelerin nasıl çare olduğunu aktarmalıyız…

ÇARE: 2 T (TARIM TURİZM)

Ekim 2021 yazılarından bir tanesinde yer vermiştim çare “ülkemizin dışa bağımlı olmayan 2 çok büyük zenginliği olan Tarım ile Turizme (2T) sarılmakta diye…Geçtiğimiz günlerde, yaşadığım Bodrum’da, esnafa katkı veren faaliyet “Acı Ot Festivali”, Tarım ve Turizm arasında yapısal bağ kuran, AB’dekiler benzeri kırsal turizme odaklı projelerin benzerlerinin ülkemde yapılabileceğine dair ışık yaktı içimde…

Bodrum’da üretilen mandalinaların korunması ve ekonomik değerinin arttırılması gayretleri kapsamında Bodrum Mandalinasına Coğrafi işaret alınmış olduğunu öğrendim…. Nedir bu 3 Coğrafi işaretler hocam derseniz hep birlikte devletin Türk Patent ve Marka kurumunun, çok iyi 4 hazırlanmış, web sitesindeki tanımlamasına bakalım derim: “Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir.” “Coğrafi İşaretler”, yöresel, bölgesel, ülkesel genelliğe, bir yerde anonimliğe sahip yani yalnızca bir üreticiyi değil, belirli şartlar altında üretim yapan kişilerin tümünü koruyor Yine, çok yakından tanıdığım Fransa’dan örnek vereceğim; Fransa’nın coğrafi işaretli ürünlerden yalnızca 2012 yılında elde ettiği gelir, 19 milyar Euro. AB için aynı yıl, 2012’de coğrafi işaretli ürünlerin toplam satış tutarı, 57.5 milyar Euro olmuş.

Yani Bodrum, G. Antep’in Baklavası, Aydın’ın İnciri, Malatya’nın Kayısısı gibi coğrafi işaret alarak yörenin değerlerinden başta gelen mandalina için belli bir kaliteyi ve gelenekselliği muhafaza etmeyi üstlenmiş ve hatta ürünü dünyaya daha fiyatlı satarak gelir de sağlamaya aday.

Bodrum neden Fransa veya İtalya’yı örnek almasın; Fransa’da coğrafi işaretli peynir, diğer peynirlere göre yüzde 30 oranında daha yüksek fiyata satılabiliyormuş, İtalya, Toscana ‘da Toscana yağları tescil edildikten sonra yüzde 20 oranında daha yüksek fiyata satılabilmiş

“Acı Ot Festivalinde” dinlediğim konuşmalardan anladığım kadarı ile Bodrum’un coğrafi işaretli bu ürününün ticaretinin Bodrum dışına taşınmasına da gayret ediyorlar ve katma değerli yiyecekiçecek ürünlerinin otel, restoran, kafe ve bar menülerinde yer alması, diğer türev ürünlerin kullanılması yönünde ısrarcı olarak mandalinanın kent kültürünün bir parçası haline gelmesine çabalıyorlar.

Bodrum turizmi ile marka oldu ama tarımı da cesur adımlar atmış… güçlü bir tarım turizmi ile devam edecek gibi görülüyor.

Daha önceki yazılarımda da aktarmıştım; Tarım ve Turizm arasında eşitliği sağlamak için, Avrupa Birliği kırsal kalkınmayı sağlamak amacıyla kırsal turizme odaklı projelere öncelik vermiştir. Agro turizm, tarım turizmi Bodrum’da köylerde mandalina bahçeleri özelinde ve tarla, ahır, ağıl, kümes vb. tarımsal üretim alanlarında çalışmaları yoluyla yapılabilir mi acaba?

Gelen özellikle “yerli” turist üretime yardım ederek gelir sağlar. Bu turistler özellikle meyve toplama, avcılık, balıkçılık gibi etkinliklerle yöresel yiyecekler, gelenekler, tarımsal üretim hakkında bilgi sahibi de olurlar.

Bu kapsamda, kırsal konaklama tesislerinin geliştirmesi için Bodrum’da mandalina ekonomisi odaklı bahçelere çeşitli fonlardan kaynak ayrılma imkanı olur mu acaba diye aklımdan geçti Böylece, mandalina odaklı tarımsal ve turistik etkinlikler bir arada ve birbirinin tamamlayıcısı olabilir belki …

Örneğin Bodrum’da mandalina hasat turizmi, hem üreticiye fayda getirir, hem de turizm sezonunu kaydırarak uzatarak, turizmcinin de yüzünü güldürebilir…

Öğrenmiştik zaten, tarıma dayalı kırsal turizme ilginin artması, turizmcileri ürün hasatı ile yeni rotalar belirlemeye yöneltmişti; lavanta ve gülün ardından elma, zeytin, kestane, üzüm, portakala mandalina neden eklenmesin?

Aktarmıştım 2020 Eylül ayı için Elma ve Eğirdir’in pazarlanması dikkat çekmişti; tur operatörler “dalından Elma toplamak, Elma pekmezi, Elma cipsi, Elma çikolatası, Elma sirkesini yerinden almak, teması ile “ sakin şehir Eğirdir”i gezmeğe çağırmıştı. 2023 Ocak ortası Bodrum Mandalinası Hasat Festivaline turların artması mümkün olabilir…

Bu yazıyı, Bodrum’un reklamını yapmak gibi bir amaçla değil, (Bodrum zaten ek reklama gerek duymadan bir “marka”) yaşadıklarım, bildiklerim, izlediklerimden esinlenerek Tarım ve Turizm gibi elimizdeki çok önemli bir zenginliğimiz olduğunu hatırlayalım, umutlanalım diye kaleme aldım. İktidar, halkın, üreticinin, turizmcinin topyekün tüm Türkiye’nin nasıl bir açmazda olduğunu görmezden geliyor sanki…

COVID-19 illetine eklenen, Ukrayna Rusya kıyameti, Türkiye’nin içinde bulunduğu ve adına kriz denmeye korkulan ekonomik sıkıntıların getirdiği bunca zorluktan sonra inanıyorum Türkiye, Tarımını Turizmi ile ilişkilendirerek kucaklayacaktır; lütfen farkında olalım eldeki bu 2 T büyük zenginliğimiz ve Türkiye için çözüm olacaktır. …