Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

BAY KEMAL DEĞİŞTİ AKŞENER GÖREMEDİ

Zamanın ruhu, bu dönemde çok farklı yürüyor.

Yaşadığımız büyük felaket, deprem dizileriyle nasıl ki hayatlarımızı altüst ettiyse siyasi depremler de rotalarımızı yerle bir ediyor.

11 şehrimizde 13.5 milyonun üstünde vatandaşımız içme suyu ihtiyacı dahil barınma ve yaşama standartlarını kaybettiyse Millet İttifakı’ndaki Meral Akşener çatlağı da siyasi yol haritasında muhalefeti oldukça zora soktu. Neyse ki, daha olgun davranan ittifakın diğer üyelerinin, Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul ve Ankara’nın belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın çabalarıyla çatlak kapatıldı.

Tanım anlamında çok boşluklu çok kaotik bir zaman diliminde hala bıçak sırtında yürümek durumundayız.

Halbuki sükunet, huzur ve bunlara dayanak olacak kararlı tutumlara çok ihtiyacımız var. Muhalefet onca emekle kurulan Altılı Masa’yı dağıtmakla karşı karşıya kalmamalıydı.

Siyaset arenasında iktidar partisine kazanma şansı, az daha altın tepside yeniden sunulmuş olacaktı.

Meral Akşener krizi çok daha yaratıcı çok daha sakin biçimde önceden çözebilirdi. Keşke o sert konuşmasını yapmadan 24 saat iyice düşünüp iki gün kendisine zaman verebilseydi.

Keşke Kılıçdaroğlu’nun nasıl değişim geçirdiğini izleyebilseydi, anlayabilseydi.

Peki bu noktaya neden gelindi?

Çünkü, 6 parti lideri parlamenter sistemin alt yapısına yöneldi. Yeni Anayasa’ya odaklandı. Cumhurbaşkanı adaylığını kim veya kimlerin yapacağı önemli sayılmadı. Üzerinde durulmadı.

Oysa, Türkiye’de liderlik geleneksel olarak her şeyin önündedir.

Millet İttifakı bünyesindeki liderler bu önemli ayrıntıyı unutmuş olamazlar.

İşin doğrusu Tayyip Erdoğan’la rekabet edecek güçte ADAY bulamadılar.    

KILIÇDAROĞLU. OLMAZ’I BAŞARDI

Doğal işleyişte Kemal Kılıçdaroğlu yani Bay Kemal, kendisi ve partisinin çabalarıyla LİDER özelliklerini kişisel nitelikleriyle uyumlaştırdı. Bunu da yavaş yavaş kamuoyuna hissettirdi.

Hatta, “Aman aman, Kılıçdaroğlu’na kesinlikle oy vermem” diyenler bile bir baktık Kılıçdaroğlu taraftarı olmuş. Ankara’dan İstanbul’a gerçekleştirilen Hak, Adalet ve Özgürlük yürüyüşüyle değişime ön ayak olan Kılıçdaroğlu, başta yüksek enflasyonla mücadele olmak üzere her yaptığı ilginç girişimlerle daha popülerleşti. Onu yeni aksiyonlara hazırlayan ekip, bir sonraki hedefte daha da enteresan ve kamuoyunu etkileyecek girişimler hazırladı.

Akşener ise her ne kadar ailesel olarak da görüşseler ittifak arkadaşının bu değişimini fark etmedi ya da edemedi.

Erdoğan, biraz da önem vermediğini “göstermek” amacıyla kendisine Bay Kemal dediği Kılıçdaroğlu, yılmadı çok çalıştı, adeta “yumuşak gücü”nü işlevsel biçimde geliştirdi her geçen gün.

Hiç kompleks duymadan, “Bay Kemal” i anlatmaya çalıştı.

Akşener bu hareketleri pek de önemsemedi.

Oysa ittifak seçimi kazanırsa, Kılıçdaroğlu kamuoyuna sadece 2 yıl bu mevkide kalacağını, sonra bırakacağını da anlattı. Ekrem İmamaoğlu’na kurulan siyasi tuzaklarla ilgili konuşurken, “İmamoğlu, kolay lokma değildir, kimseye yedirtmem” derken, belki de 2 yıl sonra O’nu kendi mevkiine oturtacak izlenimi veren sözler söyledi.

Akşener’in “seçilecek aday” takıntısı Kılıçdaroğlu’nu da bu kategoride görmemesi yanılmasına yolaçtı. İmamoğlu ile Yavaş’ı Cumhurbaşkanı adayları yapmak istemesi de bunun göstergesi.

İki başkan, hiç Akşener’in topuna girmedi, siyasi terbiye ve devlet geleneği de böyle gerektiriyordu.

Kılıçdaroğlu’nun CB adayı olduktan sonra tanımladığı arada “ülkücü damarı tutar” dediği Akşener’in patlama yaptığı o akşam krizinin çözülmesi belki de gelecek büyük krizleri önledi.

Depremde olduğu gibi siyasette de faylar kırıldı ancak bu kadim topraklarda hareket bitmez onu biliyoruz.

MİLLET’LE İTTİFAK YOLU GÖSTERİR  

Akşener, Altılı Masa’ya dışarda onları bekleyen büyük kalabalıktan sanırız etkilendi.  İşin şakası yoktu. Protokol imzalandı. 6 lider sonunda bir araya gelindi.

Bundan sonra halkla yürümeye devam edileceği gün gibi açıktı.

Erdoğan, sonunda Bay Kemal’le sahada müthiş bir rekabet yapabilecek.

Hadi bakalım hayırlısı olsun....