Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

ENERJİ KRİZİ 10 YIL SÜREBİLİR EYLEM PLANIMIZ NEREDE?

ENERJİ KRİZİ 10 YIL SÜREBİLİR EYLEM PLANIMIZ NEREDE?

Baharın arkası yazdır değil mi? Ne kadar zorlu bir kış geçirdik.

Geçim derdiyle uğraştık durduk. Zamlarla mücadele kimi zaman enerjimizi tüketti. Her kesim bundan nasibini orantısız biçimde aldı. Yaz mevsiminde hiç olmazsa boyumuzu, gücümüzü aşan yakıt meselesiyle aramıza bir nebze mesafe koyabileceğiz.

Yüksek enflasyon her malda her üründe acımasızca devam ediyor.

Pandemiden neler çektik, bu da yetmedi Rusya – Ukrayna Savaşı çıktı, yakında 2 ayını dolduracak. En çok etkilenen ülkeler arasında Türkiye de var. Rusya’ya enerji anlamında yüzde 90’a yakın bağımlıyız.

Sadece doğalgaz ve petrolde değil, buğday, ayçiçek yağı gibi gıda ihtiyacı anlamında da savaşan iki ülkeye bağımlıyız.

Enerjide küresel kriz var. Hem de 1970’li yıllardakinden çok daha fazla. O dönemde yaşananlar petrol kriziydi, şimdi ise doğalgaz krizi, hatta kömür ve uranyum krizi var diyebiliriz.   

8 YILDA KRİZ ÇÖZÜLÜR MÜ?

Geçenlerde kendilerine yeni başkan olarak Orhan Tuna’yı seçen TÜSİAD’ın bu yeni dönemde ilk önemli konuğu olan Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol’u öncelikle dinlemeye gittim.

İyi haberler bekledim ama ne yazık ki alamadım. Anlattıkları ne dünya ne de Türkiye için olumluydu.

Sevgili okuyucular, dünyadaki enerji krizi, anlaşılan o ki 2030 yılına kadar sürecek. Özellikle de Avrupa ve bizim gibi petrolü, doğalgazı olmayan çevre ülkeler etki alanında olacak.

Eğer petrol 140 dolarlardan 100 dolarlara indiyse Birol’a göre bu Enerji Ajansı’na üye birçok ülkenin arzını artırmasından kaynaklandı. Son iki ayda o ülkeler 1.5 milyon varil petrol verdiler piyasalara.

Ancak bu durum ne zamana kadar sürecek? Rusya – Ukrayna ile barış kararı alsa da başta ABD ve Avrupa’nın yaptırımları kaldırması şart.

Bu yönde ise pek de umutlu gelişmeler görünmüyor. ABD Başkanı Biden, Rusya’yı ve Başkan Putin’i gözden çıkarmış durumda.

Avrupa’da Rusya enerjisine en çok bağımlı görünen iki ülke Almanya ile İtalya. 2030’a kadar Rusya’yı devreden çıkarmak isteyen AB’nin hidrojen başta yenilenebilir enerji kaynaklarını mutlaka geliştirmesi gerekiyor ki 8 yıl içinde başarı gelmesi de kolay değil.

İstediğiniz kadar rüzgar santrali, güneş enerji terminalleri yapalım, yine de krizi çözmek zor. Çok soru geldi Birol’a ben de şunusordum: “Çin, enerjide dünyayı kurtaracak yeni atılımlar yapabilir mi? Mesela, elektrikli arabalar giderek dünyada yaygınlaşıyor. Çin, mesela mucize batarya üreterek dünyaya armağan verebilir mi?”  

Birol soruma, “Çok hazırlıklar var. Burada fiyatlar önemli. Bunu da Çin ve ABD’daki gelişmeler ve elektrikli arabaların yaygınlığı belirleyecek. Yani konu kritik. Lityum vs. Bu kez de Çin’e bağımlı olacağız. İklim değişikliği en önemli mesele ki, sera gazı konusunda üç ülke çok sorumlu.  Bu oranın yüzde 80’i Çin kaynaklı “ diye cevap verirken, enerji arzının yine en önemli ve kritik mesele olduğunu, bu yüzden dünyada bazı nahoş olaylar yaşanacağına da dikkat çekti.

Birol’a Karadeniz’de bulduğumuz doğal rezervlerinin Türkiye için ne kadar getirisi olacağı da soruldu, “İhtiyaçlarımızın sadece yüzde 10’u karşılanabilir” dedi.

Anlayacağınız, Rusya’ya ve İran’a diğer birkaç ülkeye bağımlılığımız sürecek.  

EN DOĞRU KARAR TASARRUFTAN GEÇİYOR

Birol’un verdiği iyi haberler de var. ABD, Kanada ve Brezilya petrol üretimlerini artıracak. Bu yeterli mi hayır.

Rus petrolünü dengelemek için yeterli değil.

Peki, en pratik çözümler neler olacak; Tüketicilerin ve devletlerin alması gereken tasarruf önlemleri mevcut. Ajans, petrolde ve doğalgaz kullanımında 10 maddelik bir eylem planı hazırlamış. Üyelerine bu planı uygulamalarını tavsiye etmiş.

Mesela, büyük şirketler, otoyollarda israfı önlemek için toplu taşımalara yönelebilir,  araçlarda tek ve çift numaralı plakalalar birer gün arayla çalışabilir, insanlar otomobilleri yerine toplu taşımada çalışan araçlara binebilir..

Doğal gaz kullanımında da, ısıtma termostatlarının 2 derece azaltılması gündemde.

AB, tasarruf planlarında ısıtmada standartları yeniden düzenliyor bu anlamda. Böylece 20 milyar metreküp gaz tasarrufu sağlamayı öngörüyor.

Enerjide verimli kullanım için İNOVASYON çok öne çıkıyor.

Peki ülkemizde petrol ve doğal gaz kullanımında tasarruf için neler yapılıyor?

Henüz ciddi bir eylem planı ortada görünmüyor. Belki de üzerinde çalışmalar yapılıyordur ama kamuoyuna açıklanan net bir söylemi kimse dillendirmiyor.

Ukrayna ile Rusya arasında arabuluculuk yapmayı ve BARIŞ adına yoğun çaba harcayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, böylece Türkiye’nin “enerji krizi”ni çözmek için en iyi yöntemin diplomasi olduğuna inanıyor. Geç kalmayalım da..

Bekleyelim ve görelim...

MARMARA’YI HEP BİRLİKTE KURTARALIM

Enerjiden yazıya girdik, Marmara’dan çıkalım.

Müsilaj belasının yeniden gelebileceği konuşuluyor.

21 Nisan’da çevrim içi katıldığım bir toplantıda faydalı görüşler anlatıldı. Marmara’yı kurtarmak adına Marmara Bölgesi’nde çalışan sivil toplum kuruluşları, uzmanlar, bilim insanları ve sanatçıları bir araya getiren Marmara Kültürleri Ağı, bu etkinlikte herkese çağrıda bulundu.

Bu çağrıyı çok önemli buluyorum. Yüzyıllardır kıyılarında çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan, sularında birbirinden farklı balık ve canlı hayatını barındıran dünyanın en özel iç denizlerinden birisi olan Marmara, korunmak için her tedbirin alınmasını hak ediyor doğrusu.

Ben de bir İstanbullu yazar olarak, Marmara Denizi’nin her şeyinden çok yararlandım. Denizine girdim, balığını yedim, kıyılarında dinlendim. Boğaziçi’nin de Marmara’nın da kurtulması adına her desteği veririm.