Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

ENFLASYON VERGİSİ VURUYOR

Siz sevgili okurlarıma bu Kurban Bayramı’nda en iyi dileğim, gelecek bayramlar için olacak. Lirası güçlü, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı olmadan yaşayacağımız bayramlarımız olsun.

Hemen eklemeliyim ki, satın alma gücümüzün de yüksek olduğu günlere doğru koşalım. Cebimizdeki para ile hayallerimizi gerçekleştirelim.

Çok mu zor bu dileklerin hayata geçmesi?

Dünya, insanların her türlü zorluğu yenebilmelerine ortamlar hazırlar.

Yeter ki, çalışalım, gerekenleri yapalım, ortak akıla inanalım ve siyasi irade de bu amaçlar etrafında kararlı olduğunu gösterebilsin.

İnsanların enflasyonla ilgili büyük endişeleri var. Haklılar, çünkü enflasyon aslında VERGİ’dir. Dolaylı vergilerin en acımasızıdır.

Satın aldığınız her üründe, yaktığınız elektrikte, kullandığınız doğalgazda, otomobilinize koyduğunuz benzin veya motorinde her şeyde enflasyon vergisini ödersiniz. Kurtuluşu yok, affı hiç yok.

Bazen, “Enflasyonun azı karar çoğu zarar”denilir ya, inanmayın. Enflasyon aynı yerde durmaz, yükselmeye başladı mı, hele de 10 puanı geçti mi, tutması çok zordur.

Neden enflasyonun vergi olduğunu vergicilerin dilinden şöyle anlatabiliriz:

 “Para, parayı basan yani devlet açısından yükümlülük, elinde tutunlar açısından ise varlıktır. Enflasyon, paranın satın alma gücünü düşürdüğü için parayı ihraç eden devletin yükümlülüğünü, parayı elde tutanların ise varlığını reel olarak azaltır.”

Yani, enflasyon, gelir elde eden açısından VERGİ özelliği taşıyor, dolayısıyla vergi gibi satın alma gücünün DEVLET’e transferine neden oluyor.

Öyleyse, enflasyon vergisi elinde parası olanların fiyatlardaki artıştan dolayı satın satın alma güçlerinin devlet açısından ise borç vb. yükümlülüklerinin azalması demektir.

DAR GELİRLİLERİN KABUSU

Enflasyonun neden vergi olduğunu tanne tane anlattıktan sonra en çok “Kimleri etkiler?” sorusuna da cevap verelim:

Başta düşük ve sabit gelirlileri etkiler. Fiyatlar da yükseldiğinden bu kesim kazandığı parayı gıdaya ve barınmaya harcar. Elinde fazla parası olmadığı için faiz ve benzeri finansal araçlara yatıramadığından enflasyondan doğrudan etkilenir.”

Şu anda da olan bitene baktığımızda yüzde 80’lere koşan enflasyon, bu kesimi yakıyor. Bayram şekeri almak bile lüks oldu toplumun alttakilerini oluşturan sabit gelirlilere...

Bayram gelmiş neyime diyorlar koro halinde.

ZENGİNLER İÇİN HAVA HOŞ

Enflasyon yüksek gelirli kesime daha rahat davranır. Çünkü, enflasyon - savar araçlarıyla bu kesim varlıklarının değerini koruma şansına sahiptir. Yani enflasyona paralel olarak finansal araçların nominal getirisinin artmasıyla zarar görmezler.

Büyük holdingler, üretip sattıkları ürünlerde karlarını korumak ve enflasyondan kaçmak için 6’şar aylık satış takvimleri hazırlar.

Enflasyon oranına göre de bayilerine bu takvimleri iletirler.

Dolayısıyla da zamlar zincirleme devam eder gider.

ENFLASYONLA BÜYÜME MODELİ

Bazı uzmanlar, iktidarın yeni modeli için “Kumanda Ekonomisi” tanımını yapıyor.

Ekonomi kulislerinde de “Ehflasyonla Büyüme Modeli”ne geçildiği hararetle konuşuluyor.

Bildiğiniz gibi kur sorunu geçen yıl Eylül’de başlamıştı. Yüzde 19 faizle hareket ediliyordu. Aniden, düşük faiz politikasına gidildi ve Merkez Bankası politika faizini yüzde 14’e kadar indirdi.

Belki de faizle bu kadar oynanmasaydı, ekonomi kendi dinamikleri içinde yürüyecekti.  Faiz saçmalığı işin içine girmeseydi vartalari çok rahat atlatabilirdik. Ama olmadı.

AK Parti, 2002’deki dezenflasyon programını başarıyla uyguladı ve bitirdi. O dönemde enflasyonun kaynağı doğru okunmuştu.

Enflasyonla büyüme modelinde para basarak finansman sağlayabilirsiniz ama borç dinamikleri ne olacak bunu anlatan yok.

Sevgili okurlar, ekonominin düzlüğe çıkışı için sabırla bekleyeceğiz.

Bu arada daha hangi modeller ortaya çıkacak, izleyip göreceğiz.

Ülkemizde en geçerli sözcük SABIR, SABIR ve SABIR...

Gerçi sabredecek halimiz de kalmadı.